25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 12 Mayıs 2018 10 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / TAMER KAYAŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ ‘Diplomalı işsiz’ sayısı artacak haber Üniversite sayısı, bölünme yasasıyla 200’ü geçti. Kurum sayısı fazlalaşıyor ancak ‘eğitim kalitesi’ konusu hiç gündeme gelmiyor Üniversite camiasından gelen büyük tepkilere ve direnişlere rağmen 16 üniversite bölündü ve tabelası değişen 16 yeni üniversite kurulmuş oldu. Böylece devlet üniversitesi sayısı 128’e, özel üniversite sayısı ise 78’e çıktı. Halen yükseköğretim kurumlarında yaklaşık 8 milyon öğrenci öğrenim görüyor. Kurum ve öğrenci sayısı sürekli artarken, eğitimde kalite artışından söz etmek pek mümkün değil. Türkiye’de üniversiteli işsiz oranı da her geçen yıl artıyor. Üniversite eğitimi almış gençler arasında işsizlik oranı yüzde 32. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Üniversitelerin bölünmesi ile nitelik artışı arasında hükümetin iddia ettiği biçimde bir ilişki yok’’ dedi. Hükümetin , “nitelik’’ değil, “kalite’’ kavramını kullandığına dikkat çeken Aydoğan şöyle devam etti: “Halbuki kalite kavramı müşteri memnuniyetini ifade eder, nitelik ise bir kamu hizmetinin tüm aşamalarında hizmetin gereklerine uygunluğu ifade eder. Dolayısıyla bu düzenlemeyle kalite artışı değil, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi örneğinde olduğu gibi Türkiye’nin en nitelikli eğitim veren kurumlarının köklerinden koparılması söz konusu. Şayet hükümetin derdi yükseköğretimde nitelik artışı sağlamak olsaydı, tabela üniversitelerinin sayısını artırmayı değil, üniversitelerin fiziki ve sosyal altyapısını geliştirmeyi hedefler; akademik özgürlükle Eğitimci Alaattin Dinçer: KADIN REKTÖR YOK Eğitimci Alaattin Dinçer, YÖK’ün yeni kurulan üniversiteler için muhtemelen önümüzdeki günlerde rektör ilanına çıkacağına dikkat çekerek şu önerilerde bulundu: “112 kamu üniversitesinin sadece ikisinde kadın rektör bulunmaktadır. Bu üniversiteler; İzmir Demokrasi Üniversitesi ile Düzce Üniversiteleridir. 201718 YÖK İstatistiklerinde yer alan sayısal bilgilere göre, kamu üniversitelerinde görev yapmakta olan 134 bin 689 akademis yenin 57 bin 938’i kadın. Kadın akademisyenlerin toplam akademisyenlerin içindeki oranı yüzde 43.02. Kamu üniversitelerinde görev yapmakta olan akademisyenlerin 14 bin 300’ü profesörlerden oluşmaktadır. Rektörlük görevindeki kadın oranı ise yüzde 1.8’e karşılık gelmektedir. Eğer rektör atamaları 24 Haziran’dan önce yapılacaksa (büyük olasılıkla yapılacaktır) o zaman diyoruz ki, gelin bizi şaşırtın ve bu 16 üniversiteye kadın rektör atayın.” rin önündeki engelleri kaldırırdı. Bu nedenle hükümetin asıl amacı niteliği değil, üniversitelerdeki kontrolü, baskıyı ve ticari ilişkileri artırmak ve kendisine itaat eden üniversiteler yaratmaktır’’. İyi yetişmemiş mezun CHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Burhan Şenatalar, üniversitelerin bölünmesi ile kurum sayısının 200’ü aştığını belirterek, bunun büyük olasılıkla kontenjan artışı da getireceğini söyledi.. Üniversiteye giren öğrenci sayısının artacağına dikkat çeken Prof. Şenatalar, şöyle devam etti: “İki tane önemli soru var: Birincisi, öğretimin kalitesi nasıl etkilenecek? İkincisi, mezunların istihdam şansı ne olacak? Bu soruların yanıtlarını genel anlamda biliyoruz: Bugüne kadar her ilde üniversite açılmış olmasının sonuçları ortada. Yeterli sayıda ve nitelikte öğretim üyesi olma yan programlar, yeterli öğretim alamayan öğrenciler, iyi yetişmemiş mezunlar ve sonuçta yıllarca işsiz kalan ve üniversite öğrenimi gerektirmeyen işlerde çalışan kişiler. İyi bir öğretimin birinci koşulu güçlü bir öğretim kadrosudur. İkinci koşulu da bu kadronun şevkle, inançla çalışacağı bir ortamdır, bu da ekonomik kaynaktan da önce özgür ve güvenceli bir iş ortamı gerektirir. Aynı zamanda kaliteli araştırma ve yayının özendirildiği bir ortam olmalıdır. Bugün üniversiteler askeri dönem koşullarından daha ağır koşullar altındadır. Olağanüstü hal kararnameleri ile rektör atamaları tamamen cumhurbaşkanına bırakıldıktan ve binlerce akademisyen bir savunma bile alınmadan atıldıktan veya emekli olmaya zorlandıktan sonra, üniversiteleri bölseniz de, bölmeseniz de, bugün ülkemizde gerçek bir üniversite ortamı olduğunu iddia etmek olanağı yoktur.” Öğrenciler tecritte Sosyal medya paylaşımları ve katıldıkları basın açıklamaları nedeniyle 17 aydır tutuklu olan 4 üniversite öğrencisi hâlâ iddianame bekliyor SEYHAN AVŞAR Birleşik Devrimci Parti üyesi dört üniversite öğrencisi sosyal medya paylaşımları ve katıldıkları basın açıklamaları gerekçesiyle 7 Aralık 2016’dan beri tutuklu. 17 aydır yargıç karşısına çıkamayan öğrencilerden Ankara Sincan Cezaevi’nde tutuklu Ankara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Nazlı Buket Yazıcı ve Hacettepe Üniversitesi sınıf öğretmenliği bölümü öğrencisi Damla Karaca, ‘yer yok’ denilerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan hükümlülerin konulduğu hücrede tecritte tutuluyorlar. Yazıcı ve Karaca’nın geçen haftalarda başka koğuşa geçmek için yaptıkları başvuru ise cezaevi idaresi tarafından ‘Güvenlik gerekçesiyle’ reddedildi. Çocuklarının tecritte tutulmasına isyan eden aileler, “Yıllarca çocuklarımız okusun diye emek verdik. Ama hayatlarımızı kararttılar. Şimdi ise hücrede tutuluyorlar. Çocuklarımızın baharı kampuslarda karşılaması gerekirdi ancak karanlık bir hücrede karşılıyorlar” dediler. ‘Sesimizi duyuramıyoruz’ Damla Karaca’nın annesi Gülgün Karaca, “Elimizden bir şey gelmiyor. Sesimizi kimseye duyuramıyoruz. Benim eşim emekli polis memuru. Yıllarca devlete hizmet etti. Bizler bu yaşanılanı hak etmedik” diye konuştu. Kızını çok özlediğini belirten anne Karaca, “İçimiz yanıyor. Yaşanan her şey bizi duygulandırıyor. Psikolojimiz altüst oldu. Hayatımızı kararttılar. Bu çocuklara ayaklarının üzerinde dursunlar diye bunca yıl emek verdik. Bir sabah apar topar yataklarından alıp, hapishaneye koydular. Çocuklarımızın eğitim haklarını, kamu kurumunda çalışma haklarını ellerinden aldılar. Bir buçuk senedir çocuklarımız mahkemeye dahi çıkarılmıyorlar” dedi. ‘Sohbet hakları alındı’ Nazlı Buket Yazıcı’nın ailesi ise son zamanlarda çocuklarının sohbet haklarının dahi ellerinden alındığını söyleyerek, “Çocuklarımız başka bir koğuşa geçemiyor. Yanlarına da birileri verilmiyor. En verimli zamanlarını hapishanede geçiriyorlar” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL Nihat Palandöken Duruşma öncesi adliye önündeki eyleme katılan ve açıklama yapan baba Nihat Palandöken, “Benim evim cezaevi oldu. Ateş benim evime düştü” dedi. Savcı ağırlaştırılmışHELİN’İ ÖLDÜREN ZANLININ İDDİANAMESİ TAMAMLANDI müebbet istedi Pendik’te lise öğrencisi Helin Palandöken’i okul çıkışı pompalı tüfekle öldüren Mustafa Yetgin‘in yargılandığı davada savcı, Yetgin’in “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi. Mustafa Yetgin ile Yetgin’i araçla olay yerine götüren arkadaşı Halis Can Dağarslan’ın davasına İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Esas hakkındaki görüşü nü açıklayan duruşma savcısı, delillerin toplandığını belirterek, Yetgin’e ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep etti. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Halis Can Dağarslan için de, “Tasarlayarak öldürmeye yardım” ve “Öldürmeye teşebbüs etmeye yardım” suçlarından 21.5 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor. l İSTANBUL / Cumhuriyet ODTÜ’lüler yasağa rağmen yürüdü ODTÜ öğrencileri, ODTÜ Rektörlüğü’nün Ankara Valiliği’nin kararını gerekçe göstererek 712 Mayıs tarihleri arasındaki tüm LGBTİ etkinliklerini yasaklamasına karşın Onur Yürüyüşü düzenledi. Çevik kuvvet polisleri ile TOMA’nın yürüyüş nedeniyle girdiği kampus içerisinde “yasakları yasakla” çağrısıyla buluşan öğrenciler, 17.00’de yürüyüşe başladı. Öğrenciler, yürüyüş boyunca homofobi ve transfobiye karşı sloganlar attı. l ANKARA / Cumhuriyet EN UFAK BİR AYKIRI SESE TAHAMMÜLLERİ YOK Bilgi’de ayrımcılık isyanına saldırı ZEHRA ÖZDİLEK İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde LGBTİ bireylerden kan almayan Kızılay’ı protesto eden öğrencilere, kendilerini Milliyetçi Düşünce Kulübü ve Ülkü Ocakları Temsilcilikleri olarak tanıtan bir grup müdahale etti. Üniversitenin, santralistanbul Kampusu’nda 9 Mayıs’ta yaşanan sözlü saldırı, güvenlik görevlilerin araya girmesiyle sona erdi. Gerginlik o günün akşamında da sürdü. Öğrenciler saldırgan grubu rektörlüğe şikâyet etti. Saldırıya maruz bırakılan öğrencilerden biri olan O.S., “A3 kâğıdına ‘Artık bu ayrımcılığa dayanamıyorum’ yazdırarak ders bitiminden sonra mümkün olduğunca uzak bir mesafede durarak tuttum. Milliyetçi gruplar karşımıza geçip bozkurt işareti yaptılar. Bizi insanlara, ‘Bunlar terörist. PKK’li, hastalıklılar, Kızılay’ı nasıl protesto ederler, biz müsaade etmeyeceğiz’ diye anlattılar. Kalabalıktan biri, ‘Siz de Ensar Vakfı’nı destekleyen bir parti ile beraber yürüyorsunuz’ diyerek o grupla tartışmaya başladı. Ortam gerildi” dedi. O.S. gruba, yaptıklarının psikolojik şiddet olduğunu söylediklerinde, “Biz de faşist eylem yapıyoruz” karşılığını aldıklarını aktardı. Gerginlik üzerine eylemi bitirme kararı aldıklarını ve rektörlükten görüşme talebinde bulunduklarını belirten O.S. bir saat sonraya randevu verildiğini ancak rektörün buna uymadığını söyledi. O.S. rektör yardımcısıyla görüştüklerinde ise “Siz saygısızlık yapıyorsunuz. Ne tehdit var? Peşinizden mi koşuyorlar? Benim Kızılay konusundaki tavrımı bi liyorsunuz. Tavrım devam edecek. Dilekçenizi verin gidin” diyerek azarlandıklarını anlattı. Olaya tanık olan bir diğer öğrenci C.O., sosyal medyadan da tehdit mesajları aldıklarını belirterek bu durumun uzun zamandır sürdüğünü söyledi. ‘Kan dökeriz’ ‘Bilgi Ülkücüleri’ hesabından yapılan paylaşımda ise “Yarın santraldayız. LGBT denilen ahlaksız örgütün propagandalarına karşı Kızılay’ı korumak, haklarını savunmak boynumuzun borcudur” denildi. “Hareketinoğlu” adlı hesaptan ise “Kan dökmek gerekirse vatanımız bütünlüğü için kan da dökeriz. Devletimizi ayakta tutmak için canımızı da feda ederiz. Kendinizi düzeltin ve ülkemizin içinde bulunduğu bu milli atmosferde kararınızı verin” paylaşımları yapıldı. l İSTANBUL AVUKAT veysi eski’nin ARABULUCU OLMASI ENGELLENDİ Protestodan örgüt üyeliği çıkardılar SEYHAN AVŞAR ra itiraz etti. Başsavcılığın gönderdiği bel Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi gede, Eski’nin Barış Mitingi sırasında meydana gelen patla avukat Veysi Eski, “10 Ekim mada hayatını kaybeden kişi Ankara katliamı protestosuna lerin ve yaralıların olmasını katıldığı için hakkında açılan protesto etmek isteyen kişiler üç yıllık soruşturma nedeniy le beraber Taksim’de düzenle le arabulucu olamıyor. İdare nen yürüyüşe katıldığı belirtil Mahkemesi’nde dava açan Es Veysi Eski di. Protesto yürüyüşünde “Ka ki, “Davamızın reddine karar tili tanıyoruz”, “Barışı katle verirlerse, bu, hukukun tabutuna bir çivi den AKP hesap verecek” gibi pankartlar daha çakmak anlamına gelir” diyor. açıldığı belirtilen belgede “Faşizme kar Eski, arabulucu olabilmek için girdiği şı omuz omuza”, “Devrim şehitleri ölüm sözlü ve yazılı sınavları kazandı. Arabu süzdür” gibi sloganların da atıldığı kay luculuk siciline kaydının yapılması için dedildi. Başsavcılığın belgesinde protes Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Mü to yürüyüşünün olaysız dağıldığı bilgisi dürlüğü Arabulucuk Daire Başkanlığı’na nin yer alması dikkat çekti. başvuru yaptı. Başkanlık, Eski hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Te ‘Bir hukuk garabeti’ rör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’ndan bir Veysi Eski, arabulucu siciline kaydı bilgilendirme yazısı istedi. Başsavcılık nın yapılmamasını OHAL uygulamaları Eski’nin, 10 Ekim Ankara katliamı pro nın trajikomik bir örneği olduğuna dik testosuna katıldığı için hakkında açı kat çekerek, şunları söylüyor: “Türki lan soruşturmayı gerekçe göstererek ye tarihinin en büyük kitlesel katliamını Eski’nin “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşle protesto ettiğimiz için hakkımızda bu şe ri Kanunu’na Muhalefet” ettiğini, “Silahlı kilde bir soruşturma açılması bir hukuk terör örgütü kurmak ve yönetmek” iddi garabeti iken, AKP iktidarı OHAL’i ade asıyla hakkında yürütülen bir soruştur te muhalif olan tüm kesimlerin tasfiye ma olduğunu aktardı. Başkanlık, katli si için kullanmaktadır. İfademizin alın am protestosu nedeniyle açılan soruştur masının üzerinden üç yıl geçmesine rağ maya dayanarak, Eski’nin, “Terör örgüt men savcılık dosyayı Demoklesin Kılıcı leriyle iltisaklı ve irtibatlı olmamak” şar gibi başımızda tutuyor. Bir katliam pro tına uymadığını öne sürerek başvuruyu testosundan nasıl örgüt yöneticiliği çı reddetti. Arabulucuk siciline kaydedilme kardıklarını anlamak mümkün değildir” şartının ise 22 Haziran 2017 tarihli 691 dedi. Eski, İdare Mahkemesi’nin Bakan sayılı KHK ile değiştirildiği öğrenildi. Es lığın savunmasına itibar etmeyeceğine ki idare mahkemesine başvurarak kara inanmak istediğini söyledi. l İSTANBUL C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear