25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
MDoUsNkYoAva’da I.dlib çıkışı 13Pazar29Nisan2018 IŞİD’den gece gözdağı... Irak’ta seçimler için geri sayım sürerken geçen yıl Bağdat’ın IŞİD’e yönelik zafer ilanına karşın cihatçıların hâlâ kimi bölgelerde etkin olduğu belirtiliyor. Rudaw’ın haberine göre, Kerkük’ün Dakuk ilçesinde bir grup IŞİD’li geceleri araçlarla çevre köylere girerek bölge sakinlerini tehdit ediyor. Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden bir yetkili, bir grup silahdishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET lı IŞİD’linin aralıklarla söz konusu bölgeye gittiğini doğruladığı ancak hiçbir köyün cihatçı grubun kontrolünde olmadığını söyledi. Yetkili Irak güçlerinin alanda operasyona başladığını belirtti. Öte yandan 12 Mayıs’ta yapılacak seçimler çerçevesinde Başbakan Haydar İbadi’nin partisi Zafer İttifakı’nın kampanyası da sürüyor. İbadi dün Kerkük’te destekçileriyle bir araya geldi. Irak Başbakanı hafta ortasında da IKBY başkenti Erbil’e gitmişti. Astana sürecinin garantör ülkelerinden Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarının Suriye krizinin çözümü için başlattıkları görüşmeler devam ediyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’le Moskova’da dün bir araya geldi. ‘Askeri çözüm yasadışı’ Zirvenin ardından düzenlenen basın toplantısında, Suriye’de siyasi bir çözümün meşruiyeti için Ankara, Moskova ve Tahran’ın Birleşmiş Milletler ile koordineli çalışması gerektiğini belirten Çavuşoğlu “Suriye’de herhangi askeri bir çözümün yaşadışı ve sürdürülemez olduğunu” söyledi. Çavuşoğlu, “İdlib bölgesindeki terörist grupların titiz bir şekilde tespit edilmesi ve temizlenmesi gerektiğini, Mınbiç’deki YPG varlığının Suriye’nin toprak bütünlüğünün yanı sıra Türkiye’ye de tehdit oluşturduğunu” belirtti. “Maalesef daha önce kuşatılmış bölgelerde Halep dahil açılan koridorlarda sadece sivil insanlar ayrılmadı. Teröristler de ellerindeki silahlarla ayrıldılar ve büyük bir çoğunluğu İdlib’e gitti. Şu anda 2 milyondan fazla sivilin yanında İdlib bölgesin Suriye krizine ilişkin Rus ve İranlı mevkidaşlarıyla bir araya gelen Çavuşoğlu, tahliye anlaşmalarına işaret ederek ‘Teröristlerin büyük bir çoğunluğu İdlib’e gitti’ dedi. Bölgede sivillerin korunması çağrısı yaptı Astana sürecinin garantör ülkelerinin dışişleri bakanları dün Moskova’da buluştu. Lavrov, üçlü ittifakı ‘benzersiz’ diye niteledi. de terörist gruplar var. Şimdi bununla nasıl mücadele edeceğiz? Biz ortaklarımızla çalışmaya varız. Yeter ki gelişigüzel bombalama yapılmasın, siviller ölmesin. Terörle mücadelede beraber çalışalım” dedi. TSK, Astana sürecindeki çatışmasızlık bölgeleri uzlaşısı çerçevesinde İdlib’de konuşlu. Öte yandan, Bakanlar Suriye’de gerilimin düşmesine katkı sunan ateşkes rejimini korumaya bağlılıklarını teyit ederlerken Lavrov ise Su riye kriziyle ilgili ortak bir deklarasyonu kabul ettiklerini açıkladı. Lavrov, “Her halükârda BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı ve Soçi’de Suriye Ulusal Diyalog Konseyi’nin tavsiyeleri doğrultusunda siyasi çözümün alternatifsizliğine sıkı bağlılığımızı koruyoruz” dedi. Türkiye, Rusya ve İran, Doğu Guta’daki Duma’da kimyasal silahla saldırı düzenlendiği iddiaları sonrasında görüş ayrılığı yaşamıştı. Duma’da kim yasal silahla düzenlendiği iddia edilen saldırıdan Esad hükümetini sorumlu tutan ABD, Fransa ve Britanya’nın Suriye’ye yönelik hava saldırısına Türkiye destek vermişti. Rusya ve İran’sa Duma ile ilgili iddiaları reddederek Esad hükümetine destek veriyor. Lavrov Şam’a yüklendi Öte yandan Rus bakan, üç ülke arasındaki “benzersiz” ittifakı överek “Astana görüşmelerini eleştirenlerin dünyada her şeye kendilerinin karar verdiğini göstermeye çalıştıklarını ancak onların zamanının geçtiğini” savundu. Duma’ya BM yardımlarının girmesine izin vermeyen Şam hükümetine de çıkışan Lavrov, “Daha esnek olma” çağrısı yaptı. Buluşmada ikili görüşmeler de yapıldı. Lavrov Çavuşoğlu ile görüşmesinde, iki ülke işbirliğindeki yoğun dinamiğin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TürkRus işbirliğine ne kadar büyük önem verdiğini gösterdiğini kaydetti. Görüşmede vize konusunun da ele alındığı aktarıldı. RİYAD, HUSİLERİ VURDU Yemen’de geçen hafta Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon tarafından düzenlenen hava saldırısında öldürülen, Husilerin iki numaralı lideri Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Salih el Samed’in cenazesinde Husi milisler adeta gövde gösterisi yaptı. Samed’in öldürüldüğü haberi hafta içinde duyurulmuş, Husilerin kontrolündeki bölgelerde 3 günlük yas ilan edilmişti. Bu arada Husiler dün Suudi Arabistan’ın Cizan bölgesindeki hedeflere sekiz füze attıklarını duyurdu. Riyad, dört füzenin imha edildiğini açıkladı. Cizan’daki yetkililer bir sivilin hayatını kaybettiğini söyledi. Riyad liderliğindeki koalisyonun Yemen’in başkenti Sanaa’da önceki gün içişleri bakanlığını hedef alan bir bombardıman düzenlediği, 50 Hu si militanın öldürüldüğü haberleri de dün gündeme yansıdı. YDİÖNKEÜYLODLÜLLAERRA Myanmar’ın kuzeyindeki Kaçin eyaletinde ordu güçleriyle etnik isyancı gruplar arasındaki çatışmalar yeniden tırmanırken son üç haftada 4 binden fazla kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı bildirildi. AFP’ye konuşan Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Bürosu Başkanı Mark Cutts, buna yılın başından beri çatışmalardan dolayı kaçan 15 bin kişinin dahil olmadığını belirterek “yerel kuruluşlardan çatışma bölgelerinde hâlâ çok sayıda sivilin olduğu” yönünde bilgiler aldıklarını söyledi. Myanmar hükümeti ile Kaçin Bağımsızlık Ordusu arasında 2011’de bozulan ateşkesten bu yana Kaçin ve Şan eyaletlerindeki kamplarda 90 binden fazla kişi yaşıyor. Myanmar’da Arakan eyaletinde geçen ağustos ayında İslamcı militanların karakollara saldırmasının ardından sivilleri de hedef almakla suçlanan hükümet güçlerinin sert yanıtı ile yaklaşık 700 bin Arakanlı Müslüman, komşu Bangladeş’e sığındı. Yarımadada barış baharı... HAKAN OKÇAL (*) Kore Yarımadası’ndan iyi haberler var. Kuzey Kore lideri Kim Jongun ve Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jaein 27 Nisan’da iki ülkeyi ayıran ateşkes hattındaki Panmunjom “barış köyü”nde gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından yarımadayı nükleer silahlardan arındırmak ve iki ülke arasında Kore Savaşı’ndan bu yana teknik olarak devam eden savaş haline son vermek amacıyla bir barış anlaşması imzalama konusunda mutabakata vardıklarını açıkladılar. Kore liderlerinin buluşmalarına Çin’den ve ABD’den olumlu tepkiler geldi. ABD Başkanı Trump, Kuzey Kore’ye uyguladığı baskı politikasının bu sonucun alınmasında etkili olduğunu ileri sürerek sonuçtan şahsi pay dahi çıkardı. Güney Kore’yi çok yakında ziyaret edecek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da pek çok dünya lideri gibi memnuniyet açıklamasında bulundu. Genç Kim’in usta hamleleri KimMoon görüşmesi mayıs sonuhaziran başında gerçekleşmesi planlanan TrumpKim buluşmasının da önünü açtı. Fevri davranışlarıyla tanınan iki lider arasında kişisel kimya iyi çalışırsa asıl sonuç buradan çıkacak. Oysa daha dört ay öncesine kadar havada füzeler ve karşılıklı “vururum, yok ederim” tehditleri uçuşuyordu. Uzmanlar bir nükleer savaş tehlikesinin an meselesi olduğu konusunda karamsar değerlendirmeler yapıyorlardı. Bu sonucun alınmasında elbette Güney Kore’nin, gençliğinden beri demokratik haklar için mücadele vermiş, bu uğurda bedel ödemiş liberal demokrat eğilimli (siz sosyal demokrat olarak anlayın) Cumhurbaşkanı Moon’un, kararlılıkla izlediği, Kuzey Kore ile diyalog ve işbirliği yaparak barış ve birleşmeye ulaşma tutumunun önemli bir payı var. Ancak esas pay kuşkusuz genç Kuzey Kore lideri Kim’e ait. Kim yılbaşından itibaren yaptığı hamlelerle usta ve kurnaz bir diplomatik oyuncu olduğunu kanıtladı. 2011’den bu yana ülkesini Kore İşçi Partisi Genel Sekreteri ve Merkezi Askeri Komisyon Başkanı sıfatlarıyla demir yumrukla yöneten Kim en yakın müttefiki Çin tarafından barışı teh Kore’ler arasında önceki gün liderlerin tarihi buluşması etmek. Özellikle Trump ve Kim bunu yapabilecek mi? Bekleyip göreceğiz. Yakalanan barış baharı heba edilmemeli. Güçler ayrılığı, gerçekleşirken gözler Pyongyang hukukun üstünlüğü... ve Seul’ün diyalog Son söz: Görüşmede Kim, Kuzey Ko adımlarının nasıl re’deki kutsal Kumgang Dağı’nı ziyaret et ilerleyeceğine mek isteyen Moon’a ülkesinin yollarının çevrildi. Kim ve çok bozuk olduğunu samimiyetle ifade Moon’un eşleriyle ederek Güney Kore Cumhurbaşkanı’nın birlikte kardeşlik otomobil seyahatinde rahatsız olmasın görüntüleri tüm dünyada yankı buldu. Şimdi ise dikkatler KimTrump zirvesinde. dan kaygı duyduğunu söylemiş, Güney Kore’nin gelişmiş altyapısını övmüş. Sadece yollar ve altyapı mı? Güney Kore bugün güçler ayrılığının işlediği, güçlünün ve makam sahibinin değil, hukukun üstünlüğü nün geçerli olduğu, ifade ve toplanma öz dit eden nükleer denemeleri ve füze ması ve nükleer silahsızlanma iki Kore’nin gürlüğünün son kertesine kadar hayata ge atışları nedeniyle dışlanıyordu. Kim’in Çin’le geçmiş liderleri tarafından daha önce he çirilebildiği örnek bir demokrasidir. Güney arasını açan bir başka mesele de 2013’te def olarak benimsenmiş ancak kısa sürede Kore 2530 yıldır sadece ekonomide değil Çin taraftarı eniştesi Jang Song Thaek ve çatışma zeminine geri dönülmüştür. demokraside de çok yol aldı. Güçlü liderle yandaşlarını idam ettirerek tasfiye etme Tüm taraflar açısından yarımadada ba değil, denge denetim mekanizmalarının iş siydi. Kuzey Kore’den memnuniyetsizliğini rış ikliminin sürdürülmesi çok önemli. İç po lediği güçlü demokrasi ile ilerlenebileceği gizlemeyen Çin, Kuzey Kore üzerindeki BM litikada sıkışmış olan Trump’ın hedefleri de nin en güzel örneğini verdi. yaptırımlarını hep destekleye geldi. Şimdi çok yüksek. Her şeyden önce Trump’ın dı Moon’u iktidara taşıyan 2016’daki “mum gelinen aşamada ise Çin lideri Şi’nin göre şarıda bir başarı öyküsüne ihtiyacı var. Bu ışığı” kitlesel protestoları dünyaya de ve geldiğinden bu yana hiç temas etmediği süreçte zaman önem kazanıyor. Çin dahil mokrasi dersi niteliğindedir. Sadece, insan Kim’le Beijing’de görüşerek resmin dışında tarafların belirlenecek bir takvim dahilinde hakları sicili acınası bir halde olan Kuzey kalmamaya çalışması dikkat çekiyor. bir alver ilişkisiyle sonuca varmaları pekâlâ Kore’nin değil, otoriter çıkmazda ilerleyen Gözler yaptırımlarda mümkün. Rasyonel düşünülürse kimsenin, sonu nükleer bir çatışmaya varacak yeni tüm ülkelerin Güney Kore demokrasisinden alacakları çok ama çok dersler var. Nükleer silah ve balistik füze hedeflerine 2017 sonu itibarıyla ulaştığını ilan ederek denemelere son verdiğini açıklayan Kim’in bir taşla çok sayıda kuş vurduğu kuşkusuz. bir başarısızlığa izin vermemesi gerekir. Ancak başarısızlık ihtimalinin bu aşamada daha baskın olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Önemli olan sakin ve rasyonel hareket (*) Emekli Büyükelçi. 201417 arasında aynı zamanda Pyongyang’a da akredite Seul Büyükelçisi olarak görev yapmıştır. Kim her şeyden önce Trump’ın elinden saldırı tehdidi silahını almış, çok zayıf bir ihtimal de olsa ülkesini olası bir ABD aske TÜRKİYE DE TARAF OLACAK ri müdahale tehlikesinden uzaklaştırmıştır. Kim’in elde ettiği bir başka kazanım, BM yaptırımlarından ve diplomatik izolasyondan kurtulma yolunu açmış ği Kore’de bir barış anlaşmasının tarafları bellidir. Bunlar 1953’te ateşkes anlaşmasını imzalayan aynı taraflar ve Güney Kore olacaktır: Güney Kore o dönemde ateşkes anlaşmasını imzalamayı reddettiiçin imzacı olarak yer almamış olsa da barış anlaşmasında doğal taraftır. Diğer taraf olmasıdır. Trump görüşmesin lar ise ateşkes anlaşmasının imzacıları olan Kuzey Kore, Çin ve BM Komutanlığı adına ABD’dir. den sonra muhtemelen yaptı ABD 1953’te Güney Kore’yi dolaylı olarak temsil etmiştir. BM Komutanlığı’na Türkiye de dahil ol rımlar gevşetilecektir. duğundan dolaylı olarak biz de barış anlaşmasında taraf olacağız. Kuzey Kore’nin tutumu baştan itiba KimMoon görüşmesi yarımadada umutları arttırmış olsa da barış ve nükleer silahsızlanma için aşılması güç engebeler ortada durmaktadır. Barış anlaş ren bir barış anlaşması imzalandıktan sonra yarımadadan yabancı askeri güçlerin çekilmesi yönündedir. Çin de aynı tutumdadır. Oysa Güney Kore’de 28 bin 500 askeri bulunan ABD stratejik çıkarları gereği bu ülkeden ayrılmaya niyetli değildir. ABD’nin bu niyetinin en açık teyidi ülke dışındaki en büyük askeri üssü olan Camp Humphreys’i geçen yıl inşa ederek birliklerinin çoğunu burada toplamaya başlamış olmasıdır. 10.5 milyar dolara mal olan üssün masraflarının büyük kısmının Güney Kore’ye ödetilmiş olması da işin ironik yönü. Barış anlaşması için ABD’nin Çin’le anlaşması ve Kuzey Kore’nin ikna edilmesi gerekecektir. Bir eve daha ateş düştü... Gazze’de önceki gün protestolara karşı İsrail’in gerçek mermi kullanarak açtığı ateşte yaralananlar arasında olan 15 yaşındaki bir çocuktan dün acı haber geldi. Filistin Sağlık Bakanlığı Azzam Avayda isimli çocuğun yaşamını yitirdiğini duyurdu. Gazze Şeridi’nde Cuma namazı sonrası yapılan gösterilere İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucunda önceki gün dört Filistinli ölmüştü. Filistin’de “Toprak Günü” olarak anılan 30 Mart’taki “Dönüş Yürüyüşü” gösterisinde onlarca kişinin İsrail ateşi sonucu yaşamını yitirmesinden bu yana protestolar sürüyor. 30 Mart’tan bu yana öldürülen Filistinlilerin sayısının 45’e ulaştığı belirtiliyor. Uluslararası toplumdan İsrail’e gerçek mermi, “aşırı güç” kullanmasına yönelik tepkiler sürerken oğullarının yaşamını yitirdiği haberiyle birlikte Azzam’ın Han Yunus’taki evi acıya boğuldu. Temsilciler’den Trump’a nefes Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu, Rusya soruşturmasıyla ilgili nihai raporunu açıkladı. Raporda, ABD Başkanı Donald Trump’ın kampanya ekibi ile Rusya arasında, 2016 başkanlık seçimleri sürecinde herhangi bir gizli işbirliğiyle ilgili delilin bulunmadığı sonucuna varıldı. Komisyon ayrıca Rusya’nın siber saldırılar ve sosyal medya aracılığıyla ABD’de huzursuzluk çıkarmaya çalıştığını da kaydetti. Raporun bazı bölümleri ulusal güvenlik gerekçesiyle sansürlendi. Öte yandan Senato İstihbarat Komisyonu ile Senato Adalet Komisyonu’nun soruşturmaları sürüyor. Özel yetkili savcı Robert Mueller’ın yürüttüğü Rusya soruşturması da gündemden düşmüyor. Paşinyan vazgeçmiyor Ermenistan’da siyasi kriz derinleşirken meydanlar durulmuyor. Gözler muhalefet protestolarıyla Serj Sakisyan’ın başbakanlıktan istifasının sonrasında bu koltuk için mecliste 1 Mayıs’ta yapılacak seçimlere çevrilmiş durumda. Sarkisyan’ın iki dönem cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmasının ardından yetkisi anayasa değişiklikleriyle artırılmış başbakanlık koltuğuna oturmasıyla başlayan bunalım, protestolar ve siyasi diyalog arayışları gölgesinde devam ediyor. Cumhurbaşkanı Armen Sarkissian’la görüşen protestocuların lideri milletvekili Nikol Paşinyan’ın başbakanlığa vekâlet eden Karen Karapetyan ile görüşme isteği ise önceki gün bir kez daha başarısızlıkla sonuçlandı. Kabineyi kurma görevinin kendisine verilmesini isteyen Paşinyan’ı “müzakerede kendi ajandasını dikte etmekle” suçlayan Karapetyan muhalif liderle görüşmedi. Paşinyan, Karapetyan’ı Sarkisyan’ın hatalarını tekrarlamakla suçladı ve seçimin şeffaf ve adil şekilde yapılmasını istedi. 1 Mayıs çağrısı Muhalif lider, şu ana kadar Erivan’da yoğunlaşan gösterilerin 1 Mayıs’ta tüm ülkeye yayılması çağrısı yaptı. Dün de muhaliflerin gösterileri sürerken Paşinyan önceki gün Rus üssüne de evsahipliği yapan Gyumri’de destekçilerine seslendi. Şiddetten uzak durulması talebinde bulundu, eylemlerinden geri adım atmayacaklarını belirtti. Ülke yönetiminde barışçıl bir geçiş sürecini görüşmek için iktidar partisi vekilleriyle bir araya gelmeye hazır olduğunu söyledi. Muhalifler son iki haftadır başkent Erivan’da protestolarını sürdürüyor. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear