29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 18 Mart 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber 13 Hukuksuzluğun kanıtı Hira Dağı kadar... Tanrı Dağı kadar... Başlık tanıdık geldi mi? 1970’lerde başında “Başbuğ” nam Alparslan Türkeş’in bulunduğu, Türkiye milliyetçiırkçı siyasal hareketinin ana partisi MHP’nin ana sloganı şöyleydi: “Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız...” Tanrı Dağı Orta Asya’da bir sıradağ. Türk mitolojisine göre Tanrı Dağı’ndaki Issık Gölü kıyıları Türklerin doğduğu yurttur; Kızılelma’dır, Turan’dır... Hira Dağı Mekke’ye birkaç kilometre uzakta bir dağ. Galiba dağın adı Cebel’unNur yani Nur Dağı. Hira da onun üstündeki bir mağaranın adı. Ancak dağ da, mağara da İslamda kutsallık taşıyor. Hira mağarasında inzivaya çekilen İslam peygamberi Muhammed’e, Kuran’ın ilk ayetlerinin orada indirildiği kabul edilir. MHP’nin bu sloganı 1993 Ocak ayında, Türkeş’ten ve MHP’den kopan Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının Büyük Birlik Partisi’ni (BBP) kurmasıyla “hareket” de, ister istemez slogan da bölündü. Uydurmuyorum. Yıllar sonra bir TV tartışma programında bir araya geldiğimiz Muhsin Yazıcıoğlu’na reklam arasında “Bölündünüz biliyorum da MHP ile BBP’nin arasındaki fark ne” diye sordum. Aramızdaki derin, çok derin ideolojik anlaşmazlığa, uzlaşmazlığa rağmen Yazıcıoğlu sohbet adabını bilen biriydi. Gülerek ve ironinin tadını çıkararak cevapladı: Aydın bey, biz “Hira Dağı kadar Müslümanız, Tanrı Dağı kadar Türk’üz” diyoruz. Onlar ise “Tanrı Dağı kadar Türküz, Hira Dağı kadar Müslümanız” diyorlar... (Gerçi ardından reklam arasının elverdiği süre içinde aralarındaki farkı, ayrılık nedenlerini ciddi bir analizle aktardı ama o bölüm bu yazının konusu değil). HHH Yukarıda aktardığım “önce İslam, sonra Türk önce Türk, sonra İslam” vurgusunda anlatımını bulan “öncelik sonralık” ilişkisi günümüzde yepyeni bir içerik, anlam ve uğursuz bir önem kazandı. AKP ile MHP arasındaki “imam nikâhı”ndan söz ediyorum. Kimileri, “İyi Parti’nin kuruluşu ile panikleyen Devlet Bahçeli her tarafından su alan MHP gemisini AKP iskelesine yanaştırdı. Artık AKP Reis’i ne derse o” diye özetlenebilecek bir analiz yapıyorlar. Bu analizde doğruluk payı var. Ama bu küçük bir “pay”. Kanımca asıl “Bahçeli mi AKP iskelesine yanaştı, yoksa AKP Reis’i mi” diye sorulmalı. Çünkü geminin rotasını yani siyasal tercihlerin yönünü, stratejisini belirlemekte, özellikle de kararların zamanlamasında Bahçeli daha ağır basıyor (gibi). Şimdi Ağrı Dağı, Uludağ, Erciyes, Bozdağ, Toroslar pek de umurunda olmayan bir hareket, siyasal İslamın ülkemizdeki gerçek temsilcisi AKP bizlere Hira Dağı’ndan sesleniyor. Türk ırkçımilliyetçi hareketinin “ikinci Başbuğ”u Bahçeli ve tosunları da Tanrı Dağı’ndan. Artık karşımızda (tam karşımızda) Kürt sorununu da, Avrupa Birliği’nin demokratik anayasası Kopenhag kriterlerini de hedef tahtasına oturtmuş; Asya ve Afrika’da “Ezan sesinin duyulduğu, Türk bayrağının dalgalandığı” bir siyasal, dinsel ve ekonomik egemenlik alanı oluşturmak ve o egemenliğin liderlik koltuğuna oturmak için el ele vermiş, kol kola girmiş iki “köklü” siyasal hareket var: AKP ve MHP. Bugün İyi Parti sonrasının ilk MHP Kurultayı toplanıyor. Bahçeli’nin yapacağı uzun konuşmayı bu açı ve çerçeveden değerlendirmeye ne dersiniz? CİSTAuNBmUL ThABİuP OrDiAySI et’e 3 ödül birden İstanbul Tabip Odası tarafından her yıl 14 Mart Tıp Haftası kapsamında verilen ‘Ba sında Sağlık Ödülleri’ sahiplerini buldu. Gaze temizin yazarı Çiğdem Toker, çizerimiz Ka mil Masaracı ve muhabirimiz Sibel Bahçete pe de ödüllerini aldı. Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’n de yapılan ödül töre nine çok sayıda hekim ve sağlık çalışanı ka Çiğdem Toker tıldı. Açılış konuşması nı yapan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç, sağlık alanında yaşanan so runların 14 Mart’ı kut Kamil Masaracı lamalarını engellediğini söyledi. Yazılı basın araştırma alanındaki ödül, “İstanbul’un Hastaneleri de Hasta” başlıklı yazı dizisi ile muhabirimiz Sibel Bahçetepe’ye verildi. Köşe yazısı kategorisinde ödül, “Şehir Hastanelerinde Hangi Hukuk Geçerli” baş lıklı köşe yazısı ile gazetemiz yazarı Çiğdem Toker’e verildi. Karikatür alanında, “Sahte Doktor Sayısındaki Artış” konulu karikatü rüyle gazetemiz çizeri Kamil Masaracı’ya ve rildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Anayasa Mahkemesi’nin Şahin Alpay’a ilişkin ihlal kararı, Avrupa Konseyi’nin baskısı, AİHM’nin kararı ve Erdoğan’ın mesajının ardından iki ayda uygulanabildi ÖZGÜR DEĞİLİM Anayasa Mahkemesi’nin hak ilha li kararının ardından ev hapsi şartıyla tahliye edilen Şahin Alpay, önceki gece saatlerinde Silivri Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye edildi. Alpay’ı cezaevi çıkışında eşi, çocukları ve torunu karşıladı. Alpay, “Aileme kavuştuğum için fevkalade mutluyum ama özgürlüğüme kavuştuğumu söyleyemem. 20 ay çok zor geçti. Çıktığım zaman da arkada kalan ne terörizm ile ne darbe ile ilgisi olmayan binlerce insan var. Onlar özgür olmadıkça Türkiye’nin de özgür olamayacağını düşünüyorum” dedi. GÜL: TEREDDÜT YOK ADALET BAKANI, ALPAY’IN TAHLİYESİNİ DEĞERLENDİRDİ Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, gazeteci Şa şinin suçlu olduğu, suçsuz oldu ile ilgili olarak da Gül, “Ya yurtdığuna ilişkin kararı şu an yargıla şına çıkınca ya da sorunlar çıkın hin Alpay’ın tahliye edilme ma yapan mahkeme, istinaf ve ca yargıya intikal etti. Yurtdışına si ile ilgili olarak, “Anayasa yargıtay bunun kararını verecek çıkış yasağı konduğunda da an Mahkemesi’nin kararının bağla tir. Türkiye’de hukuk sistemi iş laşıldı ki dışarıda” dedi. yıcılığı konusunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. İhlalin verilmesi hususunda tek yol, ‘İlla tahliye olacak, sadece tahliyeyle ihlal ortadan kalkar’ diye bir yaklaşıma girmiyor. Mahkeme lemektedir” dedi. Çiftlik Bank skandalı CNNTürk’e konuşan Gül, Çiftlik Bank dolandırıcılığı ile ilgili savcılıkların yürüttüğü soruştur Magandalara tedbir Gül, bireysel silahlanmayla ilgili soru üzerine, trafikte, düğün ve benzeri yerlerde yaşanan birtakım olumsuzlarla ilgili düzenle tutukluluğun devamına karar verdi, ama ihlalin ortadan kalkmadığı yönünde bir karar verdi. Mahkeme de bu karara uymuş maları hatırlattı ve “Çok uyanık, titiz olmamız lazım. Vatandaşlarımızın iyi niyet duygularını istismar edenlere fırsat vermemek me düşündüklerini vurgulayarak, “Ek tedbirler ya da yeni müeyyideler, yani magandalık ve vatandaşlarımızı rahatsız eden fiille tur. Elbette Anayasa Mahkemesi bir nihai yargılama kararı vermiyor, tutukluluğa yönelik durum tespiti yapıyor. Ama bir ki lazım. Kandırılmaya hazır olursanız, kandıracak kişiler çıkabilir” dedi. Çiflik Bank’ın sahibi Memet Aydın’ın Uruguay’a kaçması ri daha caydırıcı ve bunu açıkça düzenleyici hükümler üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’DEN AKIN ATALAY’IN TUTUKLULUĞUNA TEPKİ İktidara rehin gerek CHP Milletvekili Altıok, gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Avukat Akın Atalay’ın önceki gün yapılan duruşmada tutukluluğunun devamına karar verilmesine tepki gösterdi. Altıok, yaptığı açıklamada Atalay’ın rehin tutulduğunu belirterek, “Haksız ve hukuksuz olan bu davada iktidara bir rehin gerekiyordu, o yüzden Akın Atalay’ı tutsak ettiler. Mahkeme Başkanı ‘Gemiyi en son kaptanlar terk eder’ deyip kararı sonraki duruşmaya bırakmıştı. Bu karar bize gösterdi ki tutuklu ve tutsak olan hukukun ve mahkemelerin kendisidir” ifadesini kullandı. Altıok şöyle devam etti: “İktidar, rehin aldığı mahkemeler aracılığı ile onurlu gazetecilik yapan Cumhuriyet Gazetesi yazarlarını haksız yere tutuklamış ve sürdürülemez, çökmüş davanın sanıklarını birilerinin talimatına rağmen tek tek serbest bırakmak zorunda kalmıştır. Eskiden Gülen cemaatinin savcıları sahte delil üreterek iddianame hazırlıyorlardı, Cumhuriyet hep bedel ödedi Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ve muhabirimiz Ahmet Şık’ın tahliyesinin ar çalışanlarının kaderi olduğuna değinen Tekin şöyle konuştu, “Sıkı yönetim ve en ağır dönemlerde dından, gazetemize dayanışma bedel ödediler. Ben özellikle 1952 ziyaretleri sürüyor. CHP Milletve yılında itibaren Türkiye’deki faikili Gürsel Tekin dün gazetemize li meçhul cinayetler ilgili bir çalışgelerek Sabuncu’ya geçmiş olsun ma yaptım. Hep solcular mağdur dileklerini iletti. Tekin, İcra Kurulu olmuştur. Bedeller ödenecektir. Başkanı Akın Atalay’ın da bir önce Altını çizerek söylüyorum kimseözgürlüğüne kavuşmasını temen nin bu mağduriyetleri yaşamasını ni etti. Bu sistemin Cumhuriyet istemiyorum.” şimdi Saray mahkemeleri buna gerek görmüyor. Gerçekleri yazan onurlu gazeteciler Ahmet Şık, Murat Sabuncu ve ha yatlarından çalınarak haksız yere yargılanan gazetecilerin suçsuzluğu gün gibi açıktadır.” l ANKARA / Cumhuriyet 24 YILDIR DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK Cumartesi Anneleri gözaltın güzel için adalet istendi. CHP Milda kaybedilen yakınlarının akı letvekili Sezgin Tanrıkulu, 90’lar betini sormak ve faillerinin yar da işkence ve zorla kaybetmenin gılanması talebiyle dün 677. kez idari pratik haline geldiğini belir Galatasaray Meydanı’nda toplan terek “Geçen 24 yılda değişen bir dı. Geçen hafta tahliye edilen ga şey olmadı. 90’larda bölgede ya zetemiz muhabiri Ahmet Şık’ın şanan zorla kaybetme ve işken da katıldığı eylemde, 24 yıl ön ce, OHAL ile birlikte Türkiye ölçe ce asker ve korucular tarafından ğinde bütün illere yayıldı. O za Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağ man da yargı yoktu şimdi de yok. lı Konuklu köyüne yapılan baskınla Ha Devlet Su İşleri Genel Müdür gözaltına alındıktan sonra kaybe lüğü ha Çağlayan’daki adliye” de dilen Mirza Ateş ve Kuddusi Adı di. l İSTANBUL / Cumhuriyet Mehmet Zeki Karataş’ı bırakın İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri hapishanelerdeki hak ihlallerine, hasta mahpusların sağlık durumuna ve F tipi hapishanelerdeki tecrit koşullarına dikkat çekmek amacıyla dün 312. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde hepatit B ve kanser hastası Mehmet Zeki Karataş’ın serbest bırakılması istendi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Anayasa silciler Ankara’ya gelip Mahkeme net mesajlar verdi. sKkrrkkchrddkğdknlrrTşiuaaııaeiıaeeüiiiuiuaoznnknyrfknnŞvvsigrkr”nıd“ıeıalnıarlkbdaüAvkMsleamüreodnhadaiCenetasYyyzrekyşaiaieyruritk2enneevMkvadeyhnsaıimr’aln’ierraasaidaygknAienlğ“earinanjksyhaeiıetiy’ıdlilrrnainnoeılnapmui”ıomykıihmldlrriTdkğarlkuiyabnotoaeaıaşieyaiaaa.ryeyayl’krsşkssyn’ngdihgdArlgsdüaetkaiiayaeıuiiaıkk,untuYrsynnhiğrilizinğAenıelolp.’ııMıılesyaimnumnlçAnnanc1vşkıatnaE,inia’ıerr1İannavenmrHuaiuvhlyue”hidOdbpenMaköeyaolYCıicaakneahrnrğk“a’üulımncTaAUulzhaklkmkaedinükorLL’euntatıa’ruUİaıtCnkaDAANĞvCd“vgtrydCst“rruöaiıTAieaiüeaauzn’brrkanrmmYkn.meaklidnldasAnMuaibiDuıhreeeşğilmnliınTksEndklytuuüdzikiciiyeüuaıidnıığrn.izraadB.yohbcruEryekcdkrd6eoakkeukaleonuraakarrğaşidhrmoMrrrasuzlkyoikluçlo/uiazaamaeknoçaiığaaEzğl”ymnlkrnbahuunr,iraa,mıdşmatriudkşunşaClnlur’kaıeeatşeaneyı,ğnauyyaryidznmmdmmanAeısıımmahi:Ylııl.KüEaİmdkkeeiaAGhuaHbEnUkzröüş.aykrYauyedrüeetMnHdlagzdniakoylrrMolüraisıo’ebirrod’lğytüerndebmeaarur’aağaabennrueknuersmyşanütriilndneetkln’antk,iııbi”essuasn,zaiir maya çabalaması, kararın uy Jagland uyardı gulanmaması halinde hukukun üstünlüğü ilkesine aykırılığın daha vahim hale geleceğini, hukuk devletine inancın zedeleneceğini belirtmesi, Türkiye’de hukukun olmadığının kanıtı oldu. 15 Temmuz’un ardından FETÖ üyeliği ve darbeye teşebbüs iddiasıyla tutuklanan Mehmet Altan ve Şahin Alpay’a ilişkin Anayasa Mahkemesi, 11 Ocak 2018’de üç konuda hak ihlali verdi. İki yazarın basın ve ifade hürriyetleri ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğine hükmeden AYM; iki yazarın tutuklanma kararlarında yazı ve konuşmalar dışında “suç işlendiğine dair kuvvetli belirti” gösterilmediğini vurguladı. Mahkeme, kısa kararın örneğini ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması amacıyla İstanbul 13. ve 26. Ağır Ceza mahkemelerine gönderdi. Mahkemeler direndi 4 yıldır uygulanan bireysel başvuru sisteminde daha önce birçok karara imza atan Yüksek Mahkeme’nin ihlal kararları Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi anında uygulanarak, tutuklu isimler serbest bırakılmıştı. Ancak iki yerel mahkeme, önce kararın gerekçesi açıklanmadığı ve Resmi Gazete’de yayımlanmadığı iddiasıyla Şahin Alpay’ı tahliye etmedi ve “zaman kazandı.” Ret kararı verilmesinden bir kaç saat sonra AYM, gerekçesini internet sitesine koydu. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Türkiye’ye yönelik net bir uyarıda bulundu. Jagland, “AYM kararlarına saygı gösterilmezse bu mahkemeye yapılan başvuruların tamamı doğrudan AİHM’ye gelir. AİHM, AYM’nin artık etkili bir iç hukuk yolu olmadığı sonucuna varırsa, bu dosyalar hakkında karar verir” dedi. AYM apar topar Erdoğan’ın “karara uyarız” mesajı, Jagland’ın da “Karara uyulmazsa AYM’yi etkili bir iç hukuk yolu saymayız” uyarısı sonrasında Anayasa Mahkemesi, apar topar Şahin Alpay’ın dosyasını 15 Mart’taki gündemine aldı. Çünkü, AYM iç hukuk yolu olmaktan çıkarsa, artık Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları doğrudan AİHM’ye başvurabilecekti. Bu da AYM’nin varlık nedeninin sorgulanmasına neden olacaktı. ‘Tahliye edin’ AYM, 15 Mart’ta Alpay’a ilişkin ihlal kararı verdi. Bir gün sonra kararın gerekçesi açıklanarak, “ihlalin başvurucunun tutukluluk halinin sona erdirilmek suretiyle giderilmesi” amacıyla 13. Ağır Ceza’ya gönderildi. Kararda, Alpay’ın tahliye edilmesi gerektiğinin açıkça yazılmak zorunda kalınması düşündürdü. Alpay’a tahliye Bozdağ devrede Bu aşamada siyasi iktidar devreye girdi. Adalet Bakanlığı da yapan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 12 Ocak sabahında AYM’yi hedef aldı, “sınırı aşmakla” suçladı. Aynı gün Başbakan Binali Yıldırım da yüksek mahkemeyi eleştiren İlk ihlal kararına direnen ve hatta yok sayan 13. Ağır Ceza Mahkemesi, karara uydu ve Şahin Alpay’ı tahliye etti. Ancak Alpay’a ev hapsi şeklinde adli kontrol kararı konulması, yerel mahkemede halen AYM’ye olan direnci gösterdi. Gerekçe özetledi bir açıklamada bulundu. Anayasa Mahkemesi’nin, AYM’yi yok saydılar Hükümet sözcüsünden işareti alan mahkemeler, gerekçesi Resmi Gazete’de de yayımlanan kararı uygulamak yerine, açıkça “yok sayılmasına” hükmetti. Türkiye tarihinde ilk kez bir mahkeme, kararları bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi’ni tanımadı. HSK sessiz kaldı ikinci ihlal kararındaki vurguları, Türkiye’nin hukuk düzeninde yaşadığı eksikliklerin bir anlamda özeti gibiydi. AYM’nin yerel mahkemeye “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu” anımsatma gereği hissetmesi ve kararın uygulanmamasıyla hukukun üstünlüğü ilkesine aykırılığı daha vahim hale getireceği, bireylerin ve top Mahkemelerin neden olduğu lumun hukuk devletine olan krizin önlenmesi konusunda inancını zedeleyeceğini belirt da HSK, devreye girmedi. Ku mesi dikkat çekti. rul, şikâyetlere rağmen sessizliğe gömülerek, herhangi bir inceleme kararı almadı. Altan’a müebbet Zoraki adalet geldi Normal hukuk düzeni içerisinde gerçekleşmesi gereken adalet, devreye farklı bas 26. Ağır Ceza Mahkemesi, kı unsurlarının girmesiyle ger 16 Şubat’ta Mehmet Altan, Ah çekleşebildi. 2 aylık süreç met Altan ve Nazlı Ilıcak’ın sa te hukuk önce yok oldu, sonra nıkları arasında bulunduğu da var. Ama en sonunda Avrupa vada karara çıktı. Mahkeme, Konseyi’nin baskısı, AİHM’nin üç ismi darbeye teşebbüs su kararı, Erdoğan’ın mesajı ile çundan ağırlaştırılmış müeb “zoraki adalet” geldi. bet hapis cezasına çarptırdı. AİHM’den işaret Altan için belirsizlik Mehmet Altan’a ilişkin ihlal Kararın uygulanmayaca kararının ne zaman uygulana ğı hukuken kesinleşince dev cağı ise belirsiz. AYM’nin ağır reye AİHM girdi. 1 Mart günü laştırılmış müebbet hapis ce toplanan AİHM, Şahin Alpay zası aldığı için Mehmet Altan ve Mehmet Altan’ın haklarının hakkında başka bir formül ara ihlal edildiğine karar verdi. yışında olduğu belirtildi. Ku Karar ve gerekçesi ise 20 Mart lislerde, sorunu istinaf mahke günü açıklanacaktı. Karar son mesinin çözebileceği ifade edi rası Avrupa Konseyi’nden tem liyor. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear