23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 26 Aralık 2018 4 haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY Yeni hedefİ Özel Kültürel iktidar Erdoğan seçim yaklaşınca hemen “kültürel kutuplaşma” gündemi kurar. Yine yapıyor. Son olarak Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in hedef gösterilmesi de bunun devamı. Önce teori. Bir topluma yön veren 4 iktidar var: İktisadi, siyasi, idari/bürokratik ve kültürel iktidar. Yeni rejim bugün bunları tekelleştirdi. İktisadi, siyasi, idari kaynakların ve kararların dağılımı, kültürel/ideolojik gündemin inşası doğrudan Saray’a, tek kişiye bağlı bugün. Ama Erdoğan, sahip olduğu tüm iktidara rağmen hâlâ “elitlerin iktidarına karşı mücadele yürüten muhalif lider” görüntüsü verebilmek için özellikle “ülkenin kaymağını yiyenler” tartışması açıyor ve elbette bunu iktisadi zeminden koparıp kültürel zemine yerleştiriyor. Tek amacı gündem değiştirmek de değil. Aynı zamanda, “konuşanların başına gelenleri görün” mesajı verip “yalnızsınız” diyor. Bir susturma projesi de. Bunu muhalif cenahta tamamlayansa “kültürel iktidar olamadılar, o yüzden saldırıyorlar” hikâyesi. Tam bir teselli hali. Kültürel iktidar, bir toplumsal sınıfın ya da grubun kendi dünya görüşünü yaygınlaştırmasına dayalı bir olgu. Yani dar anlamda sanatı, edebiyatı aşan bir anlamı var burada kültürün. Gerçek iktidarı gizleyen ya da açık açık gösterip buna ortak eden tüm ideolojik işlemlerle bağlantılı. AKP özellikle Gezi sürecinde kavradı kültürel iktidar meselesinin önemini. Aydınların, sanatçıların ya da ana akım kültürel üretim içinde yer alan popüler isimlerin Gezi’ye katılması ya da destek vermesi, Gezi’deki halk muhalefetiyle kolayca kaynaşıp iktidar karşıtı zemini genişletmesi AKP için alarm ziliydi. Gramsci, İtalyan faşizminin karşıt kutbun aydınlarını nasıl dönüştürdüğünü anlatmıştı on yıllar önce, neredeyse harfiyen uyguladılar. Önce karşı taraftan kadro devşirme yolunu izlediler. Bu sayede kendi kültürel anlatılarını bugün TRT’nin çok izlenen iki “tarihsel” dizisinin başrolünde Gezi’ye katılmış iki ismi oynatarak kuruyorlar. Bu aynı zamanda bir “seçenek sunumu”. “Bizim tarafa geçin, rahat edin” teklifi. Yollarsa belli: İhale, sahne, başrol, reklam, korunma. Bunu kabul etmeyenlere ise ikinci yol izlendi. Ağır saldırı, dışlama, işsizleştirme, sahne vermeme, şeytanlaştırma taktiğiyle. Saray’ın yanındaysan “sanatçı”sın; değilsen “müsvedde”. Kriter bu. Buna “muhalif kültürel alanın boynunun vurulması” da diyebiliriz. 2013’ten beri, muhalif kültürel dünya görüşünün aktığı alanlarda yaşananlara bakalım. Gazeteler ve televizyon kanalları tek tek iktidar denetimine alındı; üniversiteler ağır baskı ve tasfiye dalgasıyla büyük oranda susturuldu; muhalif sanatçılar sahneden yoksun bırakıldı; haber, tartışma programları “bitirildi”, gazete dağıtım tekeli iktidarın eline geçti; döviz krizi sonrasında yayın dünyası iyiden iyiye batma noktasına getirildi; Anadolu’da kitapçı bırakılmadı; kalanlar da iktidarın maddi denetiminde, AVM içi zincirlere teslim edildi. Dağıtımı tekelleştirilen sinemalarda en çok izlenen filmler listesini ise hiç saymayayım. Bütün bunlara, muhalif bir dünya görüşünü halka doğru yaygınlaştıracak arayışlardan uzak, dışa göçen ya da içe kapanan karamsar aydın profilini de ekleyelim. Tablo açık, AKP kültürel iktidarı adım adım eline geçirdi. Fakat bu kültürel iktidar, diğer iktidar türlerine doğrudan bağımlı ve bu yüzden de kırılgan. Örnek mi? Her fırsatta inançlar ve değerler üstünden kültürel kutuplaşma yaratan, “yerli ve milli” olmaktan, “kendi kültürel değerlerimiz”den söz eden iktidar için Amerikan yarışmalarını popülerleştiren isimler muteber, kanalları hep açık; yozlaşmanın, halkı sahte gündemlerle uyutmanın popülerleştirme memurları hep el üstünde; ama çoğunluğu başörtülü olan direnişteki Flormar işçilerinin mücadelesine dair tek haber, tek fotoğraf yok iktidar medyasında. Niye sizce? Çünkü iktidar için “kültürel”, kendi sınıfsal ve siyasal hedefiyle uyumlu olan şeyleri kapsıyor sadece. O “kültürel” içinde başörtülü, hak arayan işçiye yer yok. Yani AKP’nin kültürel iktidar hırsı, tamamıyla siyasi ve iktisadi iktidarı koruma hedefine bağımlı. Bu iktidar siyasi ve iktisadi kaynakları kaybettiğinde, kültürel iktidarı da biter. Kapıkulu olmadan gelecek tasavvuru örecek aydın tipini yaratamadılar. “İyi de, siyasi ve iktisadi iktidar sahipleri kültürel iktidara hep mi sahip olur; baskı olması muhalif bir dünya görüşünün yaygınlaşmasına engel midir mutlaka?” Cumartesi, “hayır, değildir” diyerek devam. Erdoğan’ın avukatından RTÜK’e Halk TV şikâyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın katıldıkları programda “Erdoğan’a hakaret ettiği, ölüm ve anayasal düzene darbe tehdidinde bulunduğunu” ileri sürerek Halk TV ve “Halk Arenası” programına ceza verilmesi talebiyle RTÜK’e başvurdu. Dilekçede, program hakkında daha önce de Radyo ve Televizyonların Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’a aykırı davranıldığı gerekçesiyle verilmiş cezalar olduğu belirtilerek ihlallerin önlenmesi için caydırıcı yaptırım uygulanması gerektiği belirtildi. Ayrıca programın hizmet sağlayıcısı hakkında 10 bin liradan az olmayacak şekilde idari para cezası verilmesi, programın beş kereye kadar durdurulmasına karar verilmesi istendi. l Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı eleştiren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e yüklenerek ‘Gerekli dersi yargıda vereceğiz’ dedi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bütçe görüşmeleri sırasında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı eleştiren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e “gerekli dersi yargıda” vereceklerini belirterek, “Önce tazminat sonra ceza” dedi. Erdoğan, “Bu edep yoksunu kişilerden ne yazık ki ana muhalefetin orada genel başkan yardımcısı var veya sıfatı nedir onu da doğru dürüst bilmiyorum, bilmeme de gerek yok zaten, bu adamlarla ana muhalefet politika yapıyor. Bunlara gerekli dersi tabii ki yargıda vermek durumundayız, vereceğiz de. Çünkü bunlar ancak o dilden anlarlar. Önce tazminat sonra ceza. Bu ülkede 40 yılı aşkın silahlı kuvvetlerimiz de görev yapmış, şu anda da Milli Savunma Bakanlığı yapan, kabine mensubu arkadaşımıza bu şe kilde saldırma hakkına bunlar sahip değil” dedi. İstifaya gerek yok Grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın İstanbul adaylığı için istifasına gerek olmadığını belirterek “Milletvekilliği süreci, bir belediye başkanı seçilinceye kadar aynen devam eder. Meclis Başkanlığı’nda da durum aynıdır” dedi. Erdoğan, adaylık açıklamasının 29 Aralık Cumartesi günü olabileceğini söyledi. Bir başka soru üzerine Cumhur İttifakı kapsamında işbirliği yapılacak illerin büyük oranda netleştiğini kaydeden Erdoğan, ocak ayı ortasına kadar şehir şehir veya bölge bölge ilçe adaylarının açıklanacağını, yerel seçimlerle ilgili manifestonun paylaşılacağını belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet ÖZEL’den YAnıt: Hodri meydan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, kendisini hedef alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Senden korkmuyoruz. Senin tavrından dolayı da bir adım da geri durmuyoruz. Yargı elinde, savcı elinde, hakim elinde. Beni tazminatla, beni dava açmakla ve cezayı çekmekle tehdit ediyor. Hodri meydan. Gücün yetiyorsa Özgür Özel’e açtır davayı, gücün yetiyorsa Özgür Özel’e ver hapis cezasını. Senden korkmuyoruz. Biz korkarsak senin karşında Türkiye diz çöker. Biz de ayaktayız, Türkiye de ayakta, sana meydan okuyoruz” diye yanıt verdi. Sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’le ilgili yaşananları anımsatan Özel, “Susturamadıklarına, sindiremediklerine karşı majestelerinin yargısını harekete geçirmeye ça lışıyorlar. Hodri meydan. Halep ordaysa arşın burada diyoruz. Suç varsa ceza olur. Söylediklerimizin hangisi suç? Bir suç varsa, bizim söyleyip de Hulusi Akar’ın içinden çıkamadıkları, söyledikleri suçtur. Neden rahatsız oldun? Beni tazminatla, beni dava açmakla ve cezayı çekmekle tehdit ediyor. Senden korkmuyoruz. Biz korkarsak senin karşında Türkiye diz çöker. Biz de ayaktayız, Türkiye de ayakta” diye konuştu. İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün ölüm yıldönümü dolayısıyla Anıtkabir’de anma töreni düzenlendiğini anımsatan Özel, “Cumhurbaşkanı yok, yardımcısı yok. Mali işlerden sorumlu birisini yollamışlar. Olmaz olsun böyle rejim. Yazıklar olsun böyle rejime” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Yelkenimiz aydınlığa açılır Kadıköy Tiyatroları Platformu, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’e yönelik soruşturmaya tepki göstererek, “Düşünce açıklamaktan vazgeçmeyeceğiz. Korkmuyoruz” dendi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesinin ardından haklarında soruşturma başlatılan ve adli kontrol şartı getirilen sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’e destek mesajları devam ediyor. Kadıköy Tiyatroları Platformu’ndan yapılan “Aynı gemide değiliz ve korkmuyoruz” başlıklı açıklamada Açıklamada, “İktidarın başı tarafından hedef gösterilmelerine yol açan şey düşüncelerini ifade etmeleri. Övmek serbest, yermek suç. Tüm toplumun yakından tanıdığı iki sanatçıya reva görülen bu muamelenin biricik amacıysa sanatçılara ve sanatseverlere korku salmak. Öyleyse açıkça söylüyoruz: Korkmuyoruz. Düşüncelerimizi açıklamaktan vazgeçmiyoruz. Aynı gemide olmadığımızı açıkça ilan ediyoruz. Sanatçılar aydınlığa yelken açarlar, karanlığa, baskıya karşı saçtıkları ışıkla, akıntıya karşı kürek çekerler. Metin Akpınar da Müjdat Gezen de memleketimizin tiyatro tarihinin parçasıdır. Onlara yapılan baskı ve haksızlık tüm tiyatroculara yapılmış sayılır. Korkmuyoruz, susmuyoruz, biat etmiyoruz” ifadelerine yer verildi. Türkiye Yazarlar Sendikası da Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın ifadeye çağrılmasını kınadı. Sanatçılara destek Sanatçılar sosyal medya hesaplarından Gezen ve Akpınar’a destek mesajı yayımladı. Mesajlardan bazıları şöyle: Zülfü Livaneli: Sevgili Müjdat, Sevgili Metin. Benim bugüne dek şiddete hiç bulaşmamış dostlarım yaşanan bu yanlış anlaşılmanın kısa sürede son bulması ümidiyle. Bu da geçer... Tolga Çevik: Eskiden Metin Akpınar ve Müjdat Gezen sahneden siyasileri eleştirdiğinde, o siyasiler bir sonraki haftaya “yer bulabilirlerse” bilet alır, onları en ön sıradan seyrederler ve tebrik ederlerdi. Eskidendi tabii. Öylesi daha güzeldi. Selçuk Yöntem: Sevgili Metin Akpınar ve Müjdat Gezen ağabeylerim örnek aldığımız, milyonların sevdiği iki değerli sanatçıdır. Bu çok üzücü bir durum. Olmaması gereken bir durum. Berna LaÇin: En çok neye şaşırdım biliyor musunuz, bu ülkede Müjdat Gezen ve Metin Akpınar ile büyüyememiş, onlara kahkahalarla gülememiş olan da varmış demek. Zafer Algöz: Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’le aynı fikirde olmayabilirsiniz, sevmeyebilirsiniz. Görüşlerine katılır katılmazsınız, hepsine eyvallah ama... nerde kaldı yaşa başa ustaya saygı? Çok yazık. Sunay Akın: Ben onları sadece çocukluk değil, gençlik yıllarımda, 12 Eylül darbesi sonrasında demokrasiyi savunan cesur söylemleriyle daha çok seviyorum. Metin Akpınar “Yasaklar” oyunundaki cesareti; Müjdat Gezen, Savaş Dinçel’le yargılandığı davadaki onurlu duruşuyla gerçek kahramanlardır. Sali Turan: Akpınar ve Gezen insanlığın güzele taşınmasında kendi kendilerini görevlendirmiş evrensel değerlerin iki kutsalı. Hiçbir karanlık sizi örtecek kadar geniş ve susturacak kadar ömre sahip değildir. Sizinleyiz... l İSTANBUL / Cumhuriyet iğneli fırça zafer temoçin İzmir Barosu: Kara bir anı İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in polis eşliğinde adliyeye götürülmelerine tepki gösterilerek “Reva görülen uygulama, ‘adalet sarayından’ yansıyan bir fotoğraf karesi olarak, vicdanlarımızı ve hukuki güvenlik algımızı derinden yaralamış, toplumsal belleklerimize kara bir anı olarak kazınmıştır’’ denildi. İfadelerin “basın suçları” yerine “örgütlü suçlar bürosu” tarafından alınması nın “gözdağı” amacı taşıdığı belirtilen açıklamada “iktidarın korku imparatorluğu yaratmak için yargı organlarını kullanmaya çalıştığı” vurgulandı. Açıklamada, “Bu vahim olay, hukuksuzluğun, hukuk devleti yerine, devletin hukuku kavramının konulmasının ve muktedirin hukukunun muhalefet üzerinde bir sopa haline dönüştürülmesinin en kara örneklerinden biri olarak belleklerimizdeki yerini almıştır” denildi. l Haber Merkezi Şehide veda Şehit Arslan, Samsun’da toprağa verildi. Iğdır’ın Aralık ilçesinde dün Kobra tipi aracın kaza yapması sonucu Uzman Onbaşı Yakup Gitmez (26) şehit oldu, 7 asker yaralandı. Şehit Gitmez’in acı haberi Kocaeli’ndeki ailesine ulaştı. Şehidin 6 ay önce göreve başladığı öğrenildi. İstanbul Sancaktepe’deki helikopter kazasında ağır yaralanan Astsubay Teknisyen Üstçavuş Özkan Yılmaz (28) dün şehit oldu. İstanbul’da hafriyat yüklü kamyonun polis aracına çarpması sonucu şehit olan Servet Arslan (28) Samsun’da son yolculuğuna uğurlandı. Şehidin nişanlısı Yağmur Dinçtaş, “O beni bırakmaz” diyerek gözyaşı döktü. l Haber Merkezi Bakanlık’tan İsrail’e tepki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Yere yıktığın düşmanını tekmeleme, sen İsrail’deki Yahudi değilsin” sözleri üzerine, “Kuzey Kıbrıs’ın işgalcisi, ordusu Türkiye’nin içindeki ve dışındaki Kürt köylerinde kadınları ve çocukları katleden Erdoğan, İsrail’e vaaz vermemeli” diyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Milli Savunma Bakanlığı’ndan da tepki geldi. Açıklamada, “Lefkoşa’da banyoda katledilen anne ve çocuklar, PKK terör örgütünün kurşuna dizdiği bebekler gibi, ellerinde Filistinli çocukların kanı bulunanlar, barışın teminatı Türk ordusunu karalayamaz” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet TSK, iki yıl daha Afganistan’da kalacak TBMM Genel Kurulu’nda, Afganistan’daki TSK unsurlarının görev süresinin 6 Ocak 2019 itibarıyla 2 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi kabul edildi. CHP Grubu adına konuşan Ahmet Ünal Çeviköz, tezkereye, Afgan halkıyla dayanışma amacıyla CHP’nin olumlu oy kullanacağını açıkladı. HDP Grup Toplantısı ‘YSK’ye güvenmiyoruz HDP Eş Genel Başkanı Sezai Te melli, sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’i hedef alan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında “Diktatörlüğe dair ne varsa yapıyor ama diktatör denmesin istiyor. Ne diyeceğiz sana? Demokrasi havarisi misin? Sen diktatör heveslisisin, sana diktatör diyeceğiz” diye konuştu. Temelli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 11 ayda 2 bin HDP’linin gözaltına alındığını belirterek, “Ayda ortalama 180 kişi gözaltına alınıyor. Yani artık devlette mutat bir işlem olmuş, her sabah kalkalım belli sayıda HDP’liyi gözaltına alalım diyorlar” diye konuştu. Temelli, her ay ortalama 500 kişi hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaretten dava açıldığını belirterek “Kendisi ile ilgili konularda aşırı alıngan. İşini gücünü bırakmış ‘kim benim hakkımda ne düşünüyor?’ bunun peşinde. Her şeyden tedirgin. Çünkü korkuyor. Kendi halkından kendi toplumundan korkan bir Cumhurbaşkanı olur mu, olur” dedi. Temelli, barış isteyen akademisyenlerin ceza aldığı günlerde Habur Sınır Kapısı’nda teslim olan bir IŞİD’linin adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını belirterek “Bu IŞİD zihniyetidir. Barış isteyene, demokrasi isteyene şiddet ve zulüm, IŞİD’liye mükâfat” dedi. Fatih Portakal’ın hedef olduğu günlerde Cumhurbaşkanı danışmanının “Hiçbir gazeteci tutuklu değil” dediğini söyleyen Temelli, “Sıra sanatçılara geldi. Metin Akpınar ve Müjdat Gezen düşüncelerini dile getirdikleri için apar topar savcının karşısına çıkarıldı. Türkiye’nin bu saygın sanatçıları neredeyse tutsak edilecek” diye konuştu. Görev süreleri uzadı Temelli, son gelen torba yasada YSK üyelerinin görev sürelerinin uzatılmasının yer aldığını belirterek, şunları kaydetti: “Bu konuda uzmana ihtiyaç var. Yeni gelen henüz bu konularda yeterince performans sergileyemez diye, hile, şaibe, mühürsüz oy konusunda uzmanlığa ihtiyaç duydukları için görev süreleri uzatılıyor. Biz bu YSK başkanına ve YSK üyelerine güvenmiyoruz. Referandumda da, 24 Haziran’da iktidarın talimatları doğrultusunda hareket ettiler ve sandıklara hile ve şaibenin girmesine neden oldular.” l ANKARA/Cumhuriyet Vatan Partisi’nden ‘kapatın’ başvurusu Vatan Partisi, “devletin bağımsızlığına, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne aykırı faaliyetlerin odağı haline geldiği” iddiasıyla HDP’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Partisi adına başvuru yapan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem, geçmiş dönemde aynı taleple 2 ayrı başvuru daha yaptıklarını anımsattı. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear