14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 23 Kasım 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN dizi 9 ETÖ’cü savcı Zekeri İlhan Selçuk F ya Öz’ün Ergenekon kumpasında yargıladığı mahkum ettirmişti gazetemizin eski imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un gereksiz konuşmalarını tapelere alması yargı konusu olmuştu. Davayla ilgisi olmayan üçüncü kişilerin anlatımlarının ve ilgisiz konuşmaların yayımlanması nedeniyle FETÖ’cü savcı Öz, kınama cezası almıştı. Alev Coşkun da yazmıştı G azetemizin imtiyaz sahibi Alev Coşkun,11 Ağustos 2011 Perşembe günü yayımlanan yazısında FETÖ’cülerin kumpası olan Ergenekon ve Balyoz davalarının ileride siyasi tarihçilerce titizlikle analiz edileceğine dikkat çekmişti. Önlenebilirdi Yüzbaşıoğlu, TSK içindeki FETÖ’cüleri savcılığa şikâyet etti ancak ‘Kovuşturmaya yer yok’ yanıtı aldı. 2 ay sonra ise darbe girişiminde bu isimler konuşuldu G ökhan Yüzbaşıoğlu, 2014 yılı sonlarına geldiğinde eşini, işini, hukuk mücadelesini ve umudunu kaybetmiş olarak anne ba malarına bakıyordu. Bana doğal olarak şu soruyu sordu. ‘Şuçladığın kişiler için FETÖ üyesi diyebilecek misin? İfadenin altına imzanı atabilecek mi sında duracağım” şeklinde telkinlerde bulunur. 'Üzerine gitmediler' si kişilerin ifadelerine dayanarak, FETÖ’cü olarak adlandırdığım subaylar hakkında böyle bir şey olmadığına ve benim iftiracı olduğuma ka basının evine sığınmış bir kişidir. Ak sin? Yani sözlerinin doğru olması yet n Ne karşılık verdin bu telkinlere? rar verdi. Bu çerçevede benim as lında tek bir şeyle Ankara’ya gelir. 17 mez, arkasında da durabilecek misin? Hepsine ‘evet’ dedim. 2015’in ocak keri kışlalara ve orduevlerine giri 25 Aralık sürecinden sonra AKP ik Evet dedim. Görevlilerce ifadem alındı ayında başlayan süreçte o günden bu şim yasaklandı. Bu kapsamda hazır tidarı ile FETÖ arasında yaşanan ay ve ifadem işleme konuldu. Ve benim güne kadar ifademin arkasındayım. lanan rapor da savcılığa gönderildi. rışma onu cesaretlendirmiştir. Anka hukuk mücadelem bu çerçevede yeni n Sen orada bazı isimler sıralayıp Hatta 15 Temmuz darbe girişimin ra Cumhuriyet Başsavcılığı’na gider. den başladı.” bunlar FETÖ’cü diye ifade veriyor den sonra gazetelerde bu durumla il Anayasal Düzene Karşı Suçlar Soruş Yüzbaşıoğlu, sonraki süreçte savcıy sun, sonuç ne oldu? gili “Savcılık FETÖ’cüleri FETÖ’cü turma Bürosu’nda o dönem FETÖ ile la görüşmeyi sürdürür. Her görüşme Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı lere sormuş...” şeklinde haberler ya mücadele kapsamında en yetkili savcı de savcı, “Gökhan Bey, bu öyle bir ya Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suç pıldı. Benim açımdan Genelkurmay ya ulaşır. Tarih Ocak 2015’tir. Yüzba pı ki, ur, habis kanser... Yılmayacağız, lar Soruşturma Bürosu, benim iddi Başkanlığı’nca o dönemde hazırla şıoğlu, anlatmaya devam ediyor: korkmayacağız, yorulmayacağız. Mü alarımı Genelkurmay Başkanlığı’na nan bu rapor tam bir skandaldı. An “Görüştüğüm savcı Anayasal Düze cadeleye sonuna kadar devam edece sordu. Ve soruşturma dosyasın cak gördüğüm kadarıyla savcılık da ne Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma ğiz. Sen ifadenin arkasında duracak dan gördüğüm şekliyle, Genelkur 15 Temmuz’dan sonra bu raporu ha Bürosu’nda görevliydi. FETÖ soruştur sın, ben de yaptığımız işlemlerin arka may Başkanlığı çoğunluğu FETÖ üye zırlayanların üzerine gitmedi. Yüzbaşıoğlu, darbeden önce suç duyurusunda bulunur, ancak bir soruşturma ve yargılamaya yer olmadığı kararı verilir. Kovuşturmaya yer yoktur kararında suçlanan bazı kişiler hakkında kesinleşmemiş yargı kararı bulunmadığı için adlar mozaiklenmiştir. Belgenin aslı ilgili kurumdadır. Yüzbaşıoğlu’nun, “kovuşturmaya yer yoktur” kararına itiraz etmesinin ardından 15 Temmuz 2016 darbe girişimi gerçekleşir. Mahkeme, darbe girişiminden sonra, “kovuşturmaya yer yoktur” kararını kaldırır. ‘O isimlerden şüphe dahi duyulmadı’ n Peki savcılık ne yaptı? Ne yazık ki savcılık ifademi aldığı tarihten bir buçuk yıl sonra, “Dosya kapsamı itibarıyla müştekinin şikâyetine konu olan şahısların paralel devlet yapılanması olarak da bilinen FETÖ/PDY örgütüne mensup olduklarına ya da müşteki ve tanık hakkında bu örgüt faaliyeti kapsamında hareket ederek işlem tesis ettiklerine dair haklarında kamu davası açılmasını gerektirecek CMK 170/2. maddesi anlamında yeterli şüphe ve bu şüpheyi destekleyen delilin bulunmadığı yönünde kanaate ulaşılmamış olmakla birlikte kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi” şeklinde kovuşturmaya yer yok kararı (KYOK) verdi. Burada geçen, “... yeterli şüphe ve bu şüpheyi destekleyen...” ifadesi beni hep yaralamıştır. Buradaki kritik nokta şu: Şüphe dahi duymadılar... n Peki senin FETÖ’cü olduğunu iddia ettiğin kişiler 15 Temmuz 2016’da ne yaptı? Şüpheli bir: 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki Askeri Şura’ya katılmadan emekli edildi veya emekli oldu. Şüpheli iki: Genelkurmay Başkanlığı’ndaki baş sorumlulardan olduğu değerlendirilerek şu an FETÖ şüphesiyle cezaevinde ve yargılanıyor. Şüpheli üç: Genelkurmay Başkanlığı Karargâh sorumlusu olarak darbe girişimini başlatan mesajları çektiği için şu an cezaevinde ve yargılanıyor. n Mehmet Partigöç’ten bahsediyorsun galiba? Evet ondan bahsediyorum. Bir önceki de İlhan Talu. Darbe girişimi olduğu sırada Genelkurmay Personel Başkanıydı. Daha önce anlattım. Ben GeneralAmiral Şube’de görevliyken, yurtdışı görevlere personel seçimi çalışmalarında göreve başkasını seçtirmek için Balanlı General’e bilerek yanlış bilgi verdiğini düşündüğüm kişidir aynı zamanda. n Ya diğerleri?.. Şüpheli dört: Ahmet Kunduracıoğlu. Benim zamanımın Hava Kuvvetleri Subay Şube Müdürü. Şu an cezaevinde ve yargılanıyor. Şüpheli beş: Mehmet Barış Avıalan. O da aynı şe kilde darbe girişiminde bulunma suçlamasıyla halen yargılanmakta, cezaevinde. Şüpheli altı: Osman Akman. Aynı şekilde darbe girişiminde bulunma nedeniyle cezaevinde ve yargılanıyor. Şüpheli sekiz: Mustafa Serdar Sevgili. Darbe girişiminde bulunma suçlamasıyla cezaevinde ve yargılanıyor. Şüpheli dokuz: Eren Yücel. FETÖ şüphelisi olarak ihraç edildi. Böyle devam ediyor. nSenin bu iddialarda bulunduğun ve işlemlerin yapıldığı dönem net olarak ne zaman? 15 Temmuz darbe girişiminden önceki dönem. Ben bu suçlamayı FETÖ çatı davasına bakan yetkili cumhuriyet savcısına yaptım. Haklarında suç duyurusunda bulunduğum kişiler, üzülerek söylüyorum suç duyurumdan sonra, darbe girişimine kadar geçen bir buçuk yıl süresince Ankara’nın göbeğinde farklı farklı yerlerde darbe girişimi toplantısı ve provası yaptı. Takdiri kamuoyuna bırakıyorum. Ben bunlara FETÖ’cü demekten, elimi taşın altına koymaktan çekinmedim. Başımı da, vücudumu da taşın altına koydum. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra şu an firarda olan askeri savcı tarafından, bu suç duyurum sebebiyle hakkımda açılacak sözde iftira davaları ve tazminat davaları ile tehdit edildim. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Genelkurmay Başkanlığı’ndaki FETÖ’cü Yüzbaşıoğlu lerin kaleme aldığı rapora itimat etmeyip, ifade ettiğim insanları takibe alsaydı şahsi görüşüm, darbe girişimi gerçekleşmezdi. Çünkü yukarıda ismini zikrettiğim sırf Mehmet Partigöç’ü bile izlediğinizde darbe girişiminin belkemiğini de kırmış olurdunuz... n Savcılık kararından sonra hangi gelişmeler oldu? Savcılığın bana göre skandal olan kararına tabii ki hemen itiraz ettim. Ben itiraz ettikten tam bir ay sonra, benim FETÖ’cü dediğim, savcılığın ise haklarında kovuşturmaya yer yok verdiği kişiler, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirdiler. Bu esnada benim itirazım da 6’ncı Sulh Ceza Hâkimliği’nde görüşülüyormuş. Bu kişiler darbe girişiminde bulununca 6’ncı Sulh Ceza Hâkimliği de savcılığın verdiği kovuşturmaya yer olmadığı kararını kaldırdı. Bu kapsamda; başka bir savcı hem benim hem eski eşimin konu ile ilgili ifadelerimizi yeniden aldı. Şimdi bildiğim kadarıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı benim ve eski eşimin yapmış olduğu suç duyuruları hakkında iddianame hazırlanması aşamasında. Ancak ifadelerimizin alınmasının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen iddianame hazırlanmış değil henüz. Bu konuyla ilgili görüşmek için savcılığa gittiğimde, savcı bey yapmış olduğum yak Sertaç Eş laşık 1 dakikalık görüşmede bana dosya üzerinde gizlilik kararı alındığını, bu çerçevede daha fazla bir şey söyleyemeyeceğini ve dosyamı da gösteremeyeceğini söyledi. Suç duyurumun akıbeti ile ilgili benim de bilgim bu kadar. ‘Generali söyledim’ n Peki darbe girişiminden sonra herhangi bir devlet yetkilisi seninle görüştü mü? Önce Milli Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili benimle görüşmek istedi. Ankara’ya geldim kendisine başımdan geçenleri ve bildiklerimi anlattım. Sonra sözü bir generale getirdim. Kendisinin benim TSK’den maaşsız olarak emekli olmama sebep olan son sicilimi verdiren kişi olduğunu, terfi ettirildiğini ancak onun da FETÖ’cü olduğunu düşündüğümü söyledim. Ancak görüştüğüm yetkili bana onun referansının sağlam olduğunu söyledi. Bir daha da kendisiyle bir görüşmem olmadı. Sonra MSB’den başka bir yetkili benimle görüşmek istedi. Kendisiyle hem İstanbul’da hem de Ankara’da görüştüm ancak ikinci görüşmenin sonunda bana kendisinin o kadar da yetkili olmadığını açıkladı. Üçüncü görüşmem MSB Personel Genel Müdürü ile oldu. Beni davet ettiklerinde sekreterine askeri kimlik kartımın yasaklı kategorisinde olduğunu söyledim. Bana o dönem eskide kaldı, buyurun gelin denildi. Ancak Genelkurmay Başkanlığı nizamiyesine geldiğimde kartıma el konulmak istendi. Kısa bir telefon trafiğinden sonra içeri alındım. n Bu görüşme darbe girişiminden sonra oluyor yani? Evet. Darbe girişiminden 45 ay sonrasında dahi yasaklıydım. Askeri yetkililer önce beni içeri almak istemediler, sonrasında da çıkarken askeri kimlik kartıma el koymak istediler. Ancak MSB Personel Genel Müdürü duruşunu ortaya net koydu ve hiç bozmadı. “Bu durumu basın haber alırsa darbe girişiminden 4 ay sonra Gökhan Bey’in hâlâ yasaklı olmasını açıklayamayız” dedi. YARIN: GENELKURMAY’DA TEHDİT Bizi ne bağlar? Hukuk neden vardır ve ne işe yarar diye tartışmak için de; Cumhuriyet niye var ve ne işe yarar diye tartışmak için de; Demokrasi niye var ne işe yarar diye tartışmak için de artık çok geç. Hâlâ Avrupa Konseyi’ne üye olan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin altında imzası bulunan bir devletin Cumhurbaşkanı, dilini bu kadar hoyratça kullanma cesaretini, kendi hukukuna bile uymadan tıkır tıkır işlemeyi beceren sözde “anayasal” düzenden alıyor. Bu ülke nicedir sadece dış değil, iç hukukla da bağlanmadığını gözümüze sokan bir iktidarın elinde rehine. Bu duruma siyasal tarihte ne dendiğini biliyoruz. Ama paradoksal bir şekilde bu gerçeği resmen kayda geçirmiyoruz. Hâlâ Meclis çalışıyor. Hâlâ seçimler yapılıyor. Hâlâ çağdaş hukuk sistemi işlermiş gibi mahkemeler kuruluyor. O mahkemelerden kararlar çıkıyor. O kararlara göre sanıklar hüküm alıyor. İktidar tarafından alenen tek elden yönetilen ana medya olan bitene alkış tutuyor. Susmayan gazeteciler, politikacılar, aydınlar teker teker içeriye atılıyor. İktidara hizmet etmeyecek akademisyenler devre dışı bırakılıp kürsüler yandaşlara ikram ediliyor. Hukuk ülkede artık bir tehdit ve cezalandırma şebekesi gibi işliyor. Bu kararlara imza atan mahkemelerde kimlerin ne koşullarda ve ne niyetlerde ve ne hedeflerle yargıçlık ve savcılık yaptığı gizli bilgi değil. Hukukun, sistemin nasıl bir emir komuta zinciriyle işlediği net olarak biliniyor. Ve hukuken kayda geçemiyor. Bizzat kendi etiğine sahip çıkamayan hukuk, kendi kendisini içeriden kemirerek hızla bitiriyor. Böyle bir işleyişte kim olsa “AİHM kararı bizi bağlamaz” diye bir cümleyi rahatça kurar. Burada tartışılması gereken, kararın gerçekte bağlayıcı olup olmaması değil, o cümledeki “Biz”in kim olduğudur. O cümledeki “Biz”... Kâğıt üzerinde hâlâ cumhuriyetle yönetilen bu ülke değildir. Kâğıt üzerinde hâlâ hukuk devleti olan bu devlet değildir. Kâğıt üzerinde hâlâ demokratik olan bu sistem değildir. Kâğıt üzerinde seçimle iktidara gelen bu iktidar değildir. Kâğıt üzerinde bu iktidara oy veren yüzde elli ve vermeyen yüzde elli değildir. O “Biz”, tek adam yönetimini adım adım resmileştiren o tek adamın bizzat kendisi de değildir. O “Biz”... Bu niyeti daha en baştan belli tek adamı yıllar boyu bu ülkeye iyi politikacı olarak pazarlayan... Onun cemaatlerle aleni işbirliğini destekleyen... Dünyanın en önemli dergilerine geleceğin lideri olarak kapak yapan... Onu ılımlı İslam modelinin simge ismi haline getiren... “Ilımlı” ya da “ılımsız” bir İslami politikanın Ortadoğu’ya komşu laik bir Müslüman ülkede iktidara gelmesinin nelere yol açacağını hesaplamayan... Ya da tam aksine harfi harfine hesaplayan sinsi iradedir. Bugün Cumhurbaşkanına “Siz kimsiniz de AİHM kararlarını tanımıyorsunuz?” derken... O kararların alındığı dünyanın mimarlarına da bir dönüp sormak gerekir: “Siz kimdiniz de bu lideri bu ülkenin başına geçsin diye yıllarca desteklediniz, önüne kırmızı halılar serdiniz?” O yüzden AİHM kararları Cumhurbaşkanı’nı bağlamaz. Ve bu durum da bizi hiç bağlamaz. Ergenekon mağdurları: İftira atıp, yargıladılar Ergenekon davasına bakan 8 eski hâkim ve savcının yargılanmalarına Bölge Adliye Mahkemesi Salonu’nda devam edildi. FETÖ üyeliğinden tutuklu eski hâkimler Hüsnü Çalmuk ile Hasan Hüseyin Özese, SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Çalmuk, avukatının olmadığını, yargılamaya devam edilmemesi gerektiğini söyleyince Mahkeme Başkanı Haydar Metiner avukatın mazeret gönderdiğini belirterek “Aklını savunmanda kullanırsın” karşılığını verdi. Ergenekon davası sanıklarından Mustafa Dönmez, kendilerini yargılayan hâkim ve savcı sanıkların iftira attığını, uydurma delillerle yargılama yaptıklarını belirtti. Beyanı alınanlardan Hikmet Çiçek ise yargılamaları yapan sanıkların FETÖ üyesi olduğunu, sanıkların casusluk yaptığını söyledi. Duruşmaya bugün devam edilecek. l ANKARA / Cumhuriyet 3 futbolcuya daha takipsizlik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca FETÖ’nün futbol yapılanmasına yönelik eski milli futbolcular Bülent Korkmaz, Hakan Ünsal ve Ertuğrul Sağlam hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. 3 isim hakkında yürütülen soruşturmada savcılık takipsizlik kararı verdi. “Zaman” kod adlı gizli tanığın iddiaları üzerine soruşturmaya başlandığı aktarılan takipsizlik kararında, Korkmaz ve Ünsal’ın FETÖ’nün şifreli haberleşme programı “ByLock” kullanıcısı olmadığı, örgütle bağlantılı herhangi bir dernek ya da şirketle ilişkisinin bulunmadığı, Bank Asya’da hesaplarının bulunmadığı vurgulandı. l İHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear