23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 21 Ekim 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ilknur filiz Bir Trump inandı haber 9 Suudi Arabistan’ın “Gazeteci Cemal Kaşıkçı konsolosluk binasında yaşanan arbedede öldü” açıklaması için ABD Başkanı “Güvenilir” dedi Riyad yönetiminin, 2 Ekim’de İstanbul Başkonsolosluğu’na girdikten sonra kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın “konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğü” yönündeki açıklamasına uluslararası kamuoyundan tepki yağdı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kaşıkçı’nın ölümünden derin üzüntü duyduğunu belirtirken ölüme ilişkin hızlı, kapsamlı ve şeffaf bir soruşturma yapılması, suçluların sorumlu tutulması çağrısında bulundu. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Tajani, “Acilen Cemal Kaşıkçı’nın ölümüne ilişkin kanıtların incelenmesini sağlayacak titiz bir uluslararası soruşturma başlatılmalı” açıklamasını yaptı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü örgütü Genel Sekreteri Christophe Deloire, Suudi Arabistan’a yönelik uluslarararası baskının sürmesi gerektiğini ifade etti. Deloire, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Riyad üzerindeki baskıyı hafifletme yönündeki en ufak bir girişim, Suudi krallığına öldürme yetkisi vermek demektir” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği’nden yapılan açıklamada ise “Kaşıkçı’nın ölümüyle iligili detaylar ve 1963 Viyana Konsolosluk Sözleşmesi’nin şoke edici şekilde ihlali çok endişe vericidir” dendi. Kaşıkçı’nın kaybolması olayıyla ilgili Türkiye tarafından yürütülen operasyonda detayların gün yüzüne çıkmasının ardından Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da önümüzdeki hafta düzenlenmesi planlanan yatırım konferansını boykot edeceğini açıklayan İngiltere ve Hollanda’dan ise yaptırım sinyali geldi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Riyad’ın Kaşıkçı’nın ölümüyle ilgili açıklamasının ardından atılacak sonraki adımların değerlendirildiğini bildirdi. Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise “Suudi Arabistan’ın olaya nihayet biraz da olsa açıklık getirmesi iyi bir gelişme. Ancak tam olarak ne oldu, kim sorumlu? Geniş çaplı araştırma yapılması önemli” diye konuştu. Almanya Başbakanı Angela Merkel de hâlâ hiçbir şeyin aydınlatılmamış olduğunu belirterek, “Daha net olunmalı” dedi. Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian, Kaşıkçı cinayetine ilişkin “Cevapsız kalan çok soru var. Derin soruşturma yapılmasını istiyoruz. Kaşıkçı cinayetini şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı. Trump ‘güvenilir’ buldu Körfez ülkeleri arasındaki baş müttefiki Riyad’a karşı “yeterince sert tepki” vermediği gerekçesiyle eleştirilen ABD Başkanı Donald Trump ise Suudi Arabistan’ın Cemal Kaşıkçı’nın ölüm şekli hakkında yaptığı açıklamanın güvenilir olduğunu savundu. Trump gazetecilere verdiği demeçte, Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı’nın ölüm koşullarına ilişkin açıklamasının ‘“ilk ciddi adım” olduğunu vurgularken “Suudilere bazı sorularımız olacak. Bu konuda Kongre ile birlikte çalışacağız” dedi. ABD Başkanı, son gelişmeye rağmen silah satışı anlaşmasını koruyacaklarını, ancak Riyad’a “bir tür yaptırım” uygulamayı tercih edeceğini söyledi. Trump Suudiler’in “İran konusunda bir denge” olduğunu söyledi. Partisi bile itiraz etti Trump’ın “Riyad’ın açıklaması güvenilir” çıkışına partisi Cumhuriyetçiler içinden de ses yükseldi. Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen senatörü Lindsey Graham, “Kaşıkçı ile ilgili yeni Suudi anlatısının durumu gerçekte olduğundan daha küçük göstermek için yapıldığından şüpheleniyorum” dedi. Beyaz Saray’dan ise Kaşıkçı’nın ailesine ve yakınlarına başsağlığı mesajı geldi. Müttefikler yanında Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, Kaşıkçı cinayetinin ardından Suudi Arabistan’ın yanında saf tuttu, muhtemel yaptırımlara karşı çıktı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) “Kral Salman’ın emir ve kararlarına saygı duyuyoruz” vurgusu yaptı. Mısır Dışişleri Bakanlığı “Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı’nın öldürülmesinin ardından cesur ve kararlı bir şekilde adımlar attığı”nı savundu, Kahire yönetiminin Riyad’ın yanında olduğunu belirtti. Bahreyn’den gelen açıklamada ise “Suudi Arabistan’ın adaleti sağlayacağı” vurgulandı. Suudi Arabistan ve müttefikleri geçen yıldan bu yana Körfez ülkesi Katar’a ambargo uyguluyor, Yemen’deki iç savaşta ise İran destekli Husiler’e hava saldırıları düzenliyor. l Dış Haberler / Haber Merkezi Suudi Arabistan: EN AZ HASAR ArbedeDE ÖLDÜ Suudi Arabistan yönetimi, 2 Ekim’de İstanbul Başkonsolosluğu’na girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın “konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü” itiraf etti. Ancak Kaşıkçı’nın cesedinin akibetine ilişkin bilgi verilmedi. Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’da yer alan habere göre, Suudi Arabistan Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma sonucunda, Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na geldiği sırada burada bulunan “başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın ar bedeye dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı’nın hayatını kaybettiği” belirtildi. Suudi Arabistan Adalet Bakanlığı’nın konuyla ilgili açıklamasında ise şu ifadeler yer aldı: “Kaşıkçı olayı Suudi Arabistan’ın egemenliğindeki topraklarda meydana geldi. Gerekli prosedür tamamlanınca olay mahkemeye sevk edilecek.” Kraliyet danışmanlarından Suud el Kahtani’yle istihbarat dairesi müdür yardımcısı Ahmet Asiri’nin görevden alındığı belirtildi. Gözaltındaki 18 Suudi vatandaşıyla ilgili soruşturmanın devam ettiği belirtildi. İÇİN ANLAŞMA 2Ekim’de gerçekleşen olayın ardından Türkiye ile Suudi yetkililerinin temasları süreci belirledi. Türkiye bu gelişmeyle, uluslararası sorumluluktan şimdilik kurtulmuş oldu. Edinilen bilgiye göre Kaşıkçı’nın kaybolmasından sonra Türkiye elindeki bilgileri en üst düzeyde Suudi Arabistan’a aktardı. Bu amaçla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önce Suudi Kraliyet ailesinden “muhafazakâr” bir isimle görüştü. Bu görüşmede Türkiye’nin elindeki bulguların yanı sıra Ankara’nın tavrı da aktarıldı. Ardından Erdoğan, Suudi Kralı Selman Bin Abdulaziz tarafından arandı. Telefon görüş SERTAÇ EŞ mesinde en üst düzeyde kriz ele alındı. Bu kapsamda iki ülke en ılımlı yöntem le sorunun çözülmesi için anlaştı. Ardın dan iki ülke yetkililerinin devreye girme siyle Kaşıkçı’nın kaybolması konusunu Suudi Arabista’nın kendilerinin açacağı bir soruşturma ile çözümlenmesi karara bağlandı. Bu kapsamda Suudi yetkililer “yetkisiz sorguda ölüme sebebiyet ver me” gerekçesiyle soruşturma başlattı. Bu soruşturma kapsamında Türkiye’ye gelen ekip ve bu ekibi görevlendiren Su udi yetkililer hakkında soruşturma yü rütülüyor. Ankara kulislerinde, Suudi Arabitan’ın başlattığı soruşturma ve gelinen nok tada Türkiye’nin iki ülke arasında “en az hasarla” atlatma yaklaşımının kabul gördüğü dile getiriliyor. Türkiye’nin ken disine yönelebilecek suçlamaları önle diği, olaydan sonra kurulan diploma Amerikan CNN televizyonuna konuşan Suudi Arabistan Kraliyet Divanı’na yakın bir kaynak, Suudilerin Kaşıkçı’nın boğulma nedeniyle hayatını kaybettiği sonucuna vardığını söyledi. tik bağlantı ve yürütülen temaslarla Ankara’nın kendisi açısından sorunları çözdüğüne dikkat çekiliyor. Kaynaklar, sorunun artık bu aşamadan sonra daha çok Suudi makamlarını ilgilendirdiğini, Riyad yönetiminin bu aşamadan sonra daha çok ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’yı ikna etmesi gerektiği vurgulanıyor. l ANKARA ‘DNA örnekleri İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN bulundu’ iddiası Türk Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde yaptığı açıklamada, Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğunun yakında ortaya çıkacağını belirterek “Nerede olduğunu bazımız biliyor. Saklı değil. Üç gün içerisinde cenazeyle ilgili açıklamamız olacak” diye konuştu. Reuters’a adının açıklanmaması kaydıyla konuşan bir Türk yetkili, soruşturmayı yürüten Türk yetkililerin Cemal Kaşıkçı’nın cesedine ne olduğunu çok gecikmeden ortaya çıkaracaklarını söyledi. Suudi gazetecinin DNA örneklerinin Türkiye’de elde edildiğini, yani Suudi Arabistan’dan talep edilmesine gerek kal madığını belirten Türk yetkili, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na girip çıkan tüm araçların trafik kayıtlarının incelendiğini sözlerine ekledi. AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine ilişkin, “Türkiye ne olmuşsa onu açığa çıkartacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. İstihbarat yetkilileri görevden alındı. 18 Suudi vatandaşı gözaltına alındı. Burada tabii bu eylemi gerçekleştirmiş kişiler söz konusu olduğu kadar, bu emri kim verdi, dolayısıyla sorumluları kimlerdir? Açığa çıkması bizim namus borcumuzdur. Cumhurbaşkanımızın iradesi bu şekildedir” yanıtını verdi. l ANKARA/Cumhuriyet Yaptırım kolay değil Suudi Arabistan’ın Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldü rüldüğünü kabul etmesi bu ülkeye yönelk uluslararası bir yaptırıma yol açabilir mi? Gösterilen büyük tepkilere ragmen özellikle ABD’nin Suudi Arabistan’a her hangi bir yaptırım uygulaması kolay gö rünmüyor. Nedenleri şöy 1le sıralanabilir: Suudi Arabistan, ABD’de yatırımla rı olan en büyük yaban cı ülke durumunda. Ayrı MUSTAFA K. ERDEMOL ca Hindistan’ın ardından dünyanın ikinci en büyük silah ithalatçısı ve bu it halatın yüzde 61’i ABD’den. Suudi Ara bistan geçen yıl Lockheed Martin, Boeing ve General Electric gibi ABD’li şirketler le 110 milyar dolarlık bir savunma anlaş ması imzaladı. Bu anlaşma olduğu sürece 2herhangi bir yaptırım gerçekleşemez. Suudi Arabistan’ın yaklaşık 260 milyar varil petrol rezervi var. Bu küre sel ekonomideki gücünü gösteriyor. Ola sı bir yaptırımda petrol fiyatlarını artırma 3sı büyük krize yol açar. Olası bir yaptırım Suudi Arabistan’ı petrol piyasasında fiyat düzenleme lerini birlikte yaptığı Rusya’ya daha faz la yakınlaştırır. Bu ABD’nin isteyeceği en son şey. Trump ve Prens Selman, Beyaz Saray’da günlerce protesto edildi. 4ABD Başkanı Donald Trump, Suudi liderliğini Kaşıkçı konusunda suçlmamamaya sürekli gayret gösterdi. Suudi Arabistan’ın bu olay nedeniyle cezalandırılmasının gerçekleştirilen milyarlarca dolarlık silah satışını engelleyeceğini, bunun da ABD’nin endisine kurşun sıkmak olduğunu açıklamıştı. 5Suudi Arabistan, yaptırım konusu gündeme geldiğinde buna karşı kendilerinin de yaptırım uygulayabilecek güçte olduğunu açıklamıştı. Bu Avrupa ülkeleriyle yaptığı ticareti gözden geçireceği anlamına geliyor. Üzeri örtülecek Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı cinayeti nedeniyle sıkıştığı bir gerçek. Ancak yukarıdaki nedenlerden ötürü cinayet Suudi Krallık’tan bağımsız gelişmiş bir eylem olarak değerlendirilecek gibi görünüyor. Riyad’ın cinayeti kabul etmeden önce hazırladığı bir raporda Cemal Kaşıkçı’nın Suudi İstihbaratı Şef Yardımcısı Tümgeneral Ahmed el Assiri ile kendisine bağlı istihbarat mensuplarının deneyimsizliği sonucu öldürüldüğü belirtiliyordu. Oysa Assiri önceki görevindeki başarısından ötürü Muhammed bin Salman tarafından Suudi istihbaratı Şef Yardımcılığı’na getirilmişti. ABD’nin ne Suudi Arabistan’a yaptırım uygulaması ne de Veliaht Prens Muhammed bin Salman’dan vazgeçmesi kolay değil. Çünkü Salman 2030 Vizyonu olarak adlandırılan büyük mali projenin yürütücüsü ve bu konudaki en büyük ortağı da ABD. Kaşıkçı olayında “sorumluluğu” olanların cezalandırılması ile Krallık yaptırımlardan kendisini koruyabilecek. Cemal Kaşıkçı cinayeti de sorumluları bizzat Suudi Arabistan tarafından “cezalandırılan” bir vakıa olarak değerlendirilip kapatılacak. l İSTANBUL Kışlalı: Türkiye’ye adanmış bir ömür... 21Ekim 1999 Perşembe sabahı, 9.45 sıralarıydı. Gazetedeki günlük haber toplantımız bitmiş, Cüneyt Arcayürek’le kahve içimi gündem sohbetine tutuşmak üzereydik. Ahmet Taner Kışlalı’nın komşularından acı bir telefon geldi: “Kışlalı’nın aracına bomba koymuşlar... Az önce patladı... Hastaneye götürdüler...” Arcayürek’le fırlayıp çıktık. Hastaneye kaldırılmış olması, içimizde bir umut ışığı yaktı; acaba yaralı kurtulmuş olabilir mi? Soluğu Bayındır Hastanesi’nde aldık. Kapının önündeki görevlilerden umutlu bir haber beklerken, iki kişi sarıp sarmalanmış bir şeyle içeri girdi. Kışlalı’nın kopan kolu araçta kalmıştı! Birden bir yere çarpmışım gibi iki elimi başıma götürdüm... Çok geçmedi görevliler, başsağlığı dilediler. 1990’lı yılların başında art arda yitirdiğimiz Prof. Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Doç. Bahriye Üçok, Uğur Mumcu’nun ardından Kemalizm deyince ilk akla gelen isimlerden Prof. Kışlalı da alçakça bir saldırı ile aramızdan koparılmıştı. HHH İlk şokun ardından aklımıza 29 günlük kızı Nilhan Nur, eşi Nilüfer Hanım geldi. Hastanenin üst katlarında bir odada doktor gözetiminde tutuluyordu. Bir yakını, “Bebeğini düşün” diyebildi. Yaşama sırası Nilhan Nur’daydı... Katledilişinden 15 gün kadar önce Batıkent ADD’den Mehmet Ali Gürbüz aramıştı: “Sen ve Kışlalı Hoca’yla bu akşam oturmak istiyoruz... Önemli bir konuyu paylaşacağız.” Kışlalı’yı aradım. İşi olduğunu ya da başka bir yoğunluğunu söyleyebilirdi. Bütün içtenliğiyle, sıcak bir ses tonuyla, gülümser bir ifadeyle şöyle dedi: “Bu akşam bebeğimi seveceğim...” Kışlalı bütün özelliklerinden öte, insandı. İnsan kimliğini düşüncelerine 180 derece zıt kişilerden de esirgemezdi. Düşüncelerinde militan, davranışlarında centilmendi. Centilmen bir devrimciydi. HHH Kışlalı’nın kıyımı 1990’lı yıllar karanlığının en acı olaylarından biridir. Önceki katliamlarla birlikte onun da öldürülmesiyle fikirsel çölleşme daha da büyüdü. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucusu ve Genel Başkanı Prof. Muammer Aksoy... Kalpaksız kuvvacı Uğur Mumcu... Kemalizmin kale burcu Prof. Kışlalı... Atatürkçü olmanın hedef olmakla eşanlamlı olduğu bir dönem... Devamında AKP iktidarı geldi. Bugün Kışlalı’yı aramızdan koparılışının 19. yılında anacağız. Kendisini Türkiye’nin aydınlık geleceğine, Atatürkçülüğe adamış Kışlalı’yı unutmamak, unutturmamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Atatürk’e, katledilen aydınlarımıza olan borcumuzu ancak onların düşüncesini bu ülkenin yönetimine taşıyarak ödeyebiliriz. Son noktayı Kışlalı’nın eskimeyen cümleleriyle koyalım: “Laikliği kabul etmemiş olan İslam ülkelerinin, bilimin ve teknolojinin gelişimine katkısı sıfır düzeydedir. Bütün Arap ülkelerinin bu alana katkısı İsrail’in yüzde 4’ü kadardır. Bir zamanlar tersiydi. Batı, Türkiye’yi ne tamamen içine almak ister, ne tamamen dışlamak... İçine alırsa ‘eşit’ hale gelir, dışına alırsa ‘kullanamaz’ olabilir. Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür.” KAŞIKÇI’NIN RÖPORTAJI ORTAYA ÇIKTI ‘Suudi Arabistan 2011’e dönülmesini istiyor’ Cemal Kaşıkçı’nın 15 Ağustos’ta Suriye konusunda katıldığı bir televizyon programında yaptığı konuşma yayımlandı. İstanbul’dan yayın yapan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad karşıtı Syria TV’nin 15 Ağustos’ta yaptığı ama ölüm açıklaması üzerine ilk kez yayımladığı röportajda, Kaşıkçı, Türkiye’yi öven, Suudi kraliyetini eleştiren değerlendirmeler yapıyor. Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın Esad yönetimine karşı tutumunu şöyle değerlendiriyor: “Suudi Arabistan, Arap ülkelerindeki eski rejimlerin kalmasını destekliyor. Esad rejiminin İran’sız kalmasını istiyor. Ancak Esad, İran’dan başkasına güvenmiyor. Zaten İran’ın sayesinde var. Suudi Arabistan, 2011’deki sisteme dönülmesini temenni ediyor. Mısır’da olduğu gibi Suriye’de de Arap baharının son bulmasını istiyor. Yemen’de Ali Abdullah Salih’in bir halifesini bulup Yemen’in başına geçirmek istiyor. Ancak bu Suriye’de çok zor çünkü halk ayaklanması devam ediyor.” l Dış Haberler C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear