23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Moskova: Silahların kaynağı ABD Ukrayna’nın doğusunda Kremlin yanlısı ayrılıkçı militanlarla Kiev yönetimi arasında tansiyon yükselirken Rusya’nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) büyükelçisi, ABD’nin Ukrayna’daki “radikalleri silahlandırarak iç savaş kışkırtıcılığı yaptığını” savundu. Büyükelçi Aleksandr Lukaşeviç, Ukraynalı milliyetçilerden oluşan Azov gönüllü birliğinin tanksavar sistemler dahil olmak üzere ABD şirketlerinden silah temin edebildiğini söyledi. ‘Savaş broşürü’ dağıtacaklar İsveç’te Rusya’nın “askeri eylemleri, terör ve sahte haberlere” yönelik endişeler artarken ülkedeki yaklaşık beş milyon haneye, olası bir savaş durumunda yapılması gerekenleri açıklayan kitapçıklar gönderileceği açıklandı. Broşürlerde “terör saldırısı”, siber saldırı ve doğal afetlere hazırlıkla ilgili bilgiler de yer alacak. “Yeniden savaş gelirse” başlıklı broşür, mayıs ayından itibaren dağıtılacak. Cumartesi 20 Ocak 2018 ‘Rusya ve Çin tehdit’dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR:BETÜLBERİŞE TASARIM:ŞÜKRANİŞCAN nilgun@cumhuriyet.com.tr 7 Gardiyan isyanı büyüyor Fransa’da cezaevlerinde radi kal İslamcı mahkumların gardiyanlara saldırıları artarken gardiyanlar şiddet eylemleri, yetersiz personel, eksik yasal düzenlemeler gerekçesiyle protestolara devam ediyor. Adalet Bakanlığı dün Korsika’daki bir hapishanede, mahkumların saldırısı sonucu iki gardiyanın yaralandığını açıkladı. Borgo hapishanesinde, biri radikal İslamcı eğilimleri yüzünden gözetim altında tutulan 3 mahkum tarafından gerçekleştirilen bıçaklı saldırıda yaralanan gardiyanlardan birinin durumunun ağır olduğu aktarıldı. Mahkumun hapiste radikalleştiği belirtildi. 11 Ocak’ta eski bir Kaide militanı hapishanede üç gardiyana makas ve jilet ile saldırmış, bir hafta içinde iki saldırı daha gerçekleştirilmişti. Polis dün protesto gösterileri dördüncü gününe giren gardiyanlara göz yaşartıcı gazla müdahale etti. KADIN ÇALIŞANLARA CİNSEL SALDIRI İDDİASI ‘BM de sessiz kalmış...’ ABD’li ünlü yapımcı Harvey Weinstein’ın adının karıştığı taciz skandalı sonrasında dünya çapında binlerce kadın Twitter’da #MeToo (Ben de) etiketiyle maruz kaldıkları cinsel tacize dikkat çekmeye çalışırken Guardian gazetesi Birleşmiş Milletler’de (BM) çalışan kadınların yaşadıklarını haber yaptı. Gazeteye konuşan onlarca kadın BM çalışanı taciz, tecavüz iddialarına karşı örgüt içindeki “sessiz kalma” kültürüne dikkat çekerek “şikâyet etme sisteminin şikâyetçi aleyhine işlediğini” savundu.10 ülkeden BM çalışanları Guardian’a kimliklerinin gizli kalması koşulu ile konuşurken içlerinden 15’i son beş yıl içinde cinsel tacize, tecavüze uğradıklarını, yedisi ise bunu resmi olarak şikâyet ettiklerini aktardı. Dünya Gıda Programı’nda çalışırken müdürü tarafından tacize maruz kaldığını anlatan bir çalışan “Eğer şikâyette bulunursanız kariyeriniz bitmiş kadar olur. Bu söylenmeyen bir kural” dedi. ‘Tehdit ediliyorlar’ Şikâyette bulunan kadınlar tehdit edildiklerini, işlerinden ayrılmaya zorlandıklarını anlattı. Aralarında üst düzey bir BM yöneticisinin de bulunduğu suçladıkları kişilerin ise görevlerinde kalmaya devam ettiklerini savundu. BM çalışanıyken tecavüze uğradığı iddiasını dile getiren bir kadın olayla ilgili şikâyetini ilettiğinde, bağlı olduğu bölümün ombudsmanının kendisine yardımcı olamayacağını çünkü üst düzey yönetici tarafından tehdit edildiğini söylediğini öne sürdü. BM iddialara ilişkin soruşturma biriminin oluşturulduğu duyurdu. ‘Yeraltı duvarı’ tam gaz İsrail, uluslararası tepkilere karşı Filistin’e ördüğü “duvarı” yer üstünün yanı sıra yeraltında da sürdürüyor. İsrailli yetkililer “Hamas ve diğer cihatçı örgüt militanlarının Gazze’den İsrail’e sızmak için kazdığı tünelleri engellemek” gerekçesiyle inşa edilen duvarın 2019’da tamamlanmasının planlandığını duyurdu. 65 km. uzunluğunda olacak duvarın maliyeti ise yaklaşık 700 milyon dolar. Bu arada İsrail ordusu, önceki gün bir grup gazeteciye İslami Cihad’ın kazdığı tünelleri gösterdi. Son 3 ayda İsrailGazze sınırında tespit edilen 3 ayrı tünelin yıkıldığı kaydedildi. Pentagon, ulusal güvenlikte öncelikli odak noktasının ‘terörizm değil, Moskova ve Pekin’in artan gücüyle rekabet olduğunu’ duyurdu ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, “2018 Ulusal Savunma Stratejisi”nde Çin’in hız la genişleyen ordusu ve giderek daha agresif hale gelen bir Rusya’ya karşı koymanın Amerikan ordusu ABD Başkanı Trump ile yardımcısı Pen nun en üst ulusal önceliği konumu ce önceki gün na yükseldiği ve terorizm tehdidinin önüne geçtiğini açıkladı. Savunma Bakanı James Mattis, Johns Hopkins Pentagon’da Mattis ile toplantı yaptı. Üniversitesi’nde belgeye ilişkin yap neyimini tehdit ettiğini” söyledi. “Bize tığı konuşmada, “öncelikli odak nokta meydan okursanız, bu en kötü günü nın terörizm değil ulusal çıkarlar çer nüz olur” ifadesini kullandı. Rusya’nın çevesinde büyük güçlerle rekabet” ola ABD başkanlık seçimlerine müdahale cağını söyledi. Bu çerçevede işaret et ettiğine yönelik iddialara ilişkin soruş tiği Rusya ve Çin’den ABD’ye yönelik turma halihazırda Trump’ın yakın eki tehdidin giderek arttığını savundu. bine uzanmış durumda. Rusya ve Çin’i “revizyonist güçler” olarak nitelendirirken her ikisi İran, K. Kore hedefte nin de dünyayı daha otoriter hükü Öte yandan Trump’ın belgesinde ol met modeline ittiği görüşünü dile ge duğu gibi Pentagon da terörle mücade tirdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın lenin süreceği vurgusu yaptığı 11 say geçen ay açıkladığı Ulusal Güvenlik falık metinde İran ve Kuzey Kore’yi de Stratejisi’nde de Rusya ve Çin’le ulusal hedefe oturttu. Belgede ABD ordusu çıkarlar doğrultusunda rekabete işa nun güçlü olduğu ancak nükleer silah ret edilmişti. BBC’nin haberine göre, da dahil bunun daha da geliştirilmesi Mattis belgeye ilişkin açıklamasında nin ulusal güvenlik için şart olduğu Rusya’ya atıfla “ABD’nin demokrasi de na değinildi. Mattis’in de “ABD’nin her tür savaş alanında (hava, kara, deniz, uzay ve siber) rekabet avantajının azaldığı” görüşünü vurgulaması dikkat çekti. Mattis, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki “fiziki halifeliğinin” yenilgiye uğratıldığını söylerken diğer yandan ise IŞİD, Kaide ve diğer aşırıcıların dünya genelinde tehdit oluşturmayı sürdürdüğünü belirtti. ‘Soğuk Savaş zihniyeti’ Strateji belgesi Obama dönemiyle kıyaslandığında Pentagon’un önceliklerinin değiştiğini gösteriyor. Obama döneminde IŞİD, Kaide gibi cihatçı örgütler güvenlik tehditlerine ilişkin ilk sıradaydı. Savunma Bakanlığı’nda stratejiden sorumlu müsteşar yardımcısı Elbridge Colby, “Odak noktanın savaşa, özellikle de büyük güç savaşına hazır olmaya öncelik vermek olacağını” belirtti. Bununla birlikte, Rusya ve Çin’le işbirliği çabasının sürdüğünü savundu. “Terörün ciddi, acil bir tehdit” olmaya devam ettiğini vurguladı. Pekin’den ABD belgesine “Soğuk Savaş zihniyeti”, Moskova’dan da “emperyalist tutum” tepkisi yükseldi. ÇBOİRCMUİKLYEOVNİNUDAENŞKOINLDU Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Irak’ta IŞİD ile 3 yıl süren savaş nedeniyle 1.3 milyon çocuğun evlerini terk etmek zorunda kaldığını açıkladı. UNICEF Irak Temsilcisi Peter Hawkins, savaş nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan 2.6 milyon kişinin yarısının çocuk olduğunu belirtti. Savaşın meydana getirdiği kalıcı hasar nedeniyle bu insanların hayatlarını yeniden inşa etmesinin zorlaştığına dikkat çeken Hawkins, “Irak genelinde 4 milyon çocuğun yardıma muhtaç olduğunu düşünüyoruz” dedi. Hawkins, “Savaşın birkaç alanda son bulmasına karşın ülkede şiddet sürüyor. Sadece bu hafta Bağdat’ta üç bomba patladı” ifadesini kullandı. Bağdat yönetimi, geçen aralıkta IŞİD’in elindeki son bölgelerin de alındığını duyurarak nihai zafer ilan etmişti. İlk icraatı sınıra birlik Avusturya’da aşırı sağın damga vurduğu çiçeği burnundaki koalisyon hükümeti “ülke ye sığınmacı akınına karşı” bir güç oluşturulacağını açıkladı. Geçen ara lık ayında göreve gelen merkez sağ aşırı sağ koalisyon hükümetinin İçiş leri Bakanı Herbert Kickl, Tiroler Tageszeitung’a yaptığı açıklamada söz konusu birimin ülkeye girişler de kontrol mekanizması işlevi göre ceğini söyledi. 2015’te yaşanan sığın macı krizinde yüz binlerce kişinin Avusturya üzerinden Almanya’ya ve diğer AB ülkelerine geçmiş olması na işaret eden Kickl, “Artık sınırı öylece geçmek mümkün olmayacak” diye konuştu. Ülke sınırlarında “birkaç saat içinde düzenli bir sınır yönetimini mümkün kılmayı” amaçladıklarını kaydeden Bakan, birimin “ihtiyaç durumunda sınır kontrol noktalarında güvenliği sağlayacak ve sınırı geçmek isteyenlerin kimliklerini belirleyecek, müdahaleye hazır polis memurlarından” oluşacağını belirtti. Nazi benzetmesi Geçen hafta sığınmacıların temel bakım merkezlerinde toplanması gerektiğini savunan ve bu açıklamasıyla Nazilerin toplama kamplarını hatırlattığı söylenen Kickl, ülke çapında tepki çekmişti. Bu arada Avusturya’da aşırı sağ cı bir söylemle seçimden birinci çıkan, muhafazakâr ÖVP’nin lideri Sebastian Londra Paris’e kesenin ağzını açıyor Kurz, başbakan sıfatıyla Almanya’ya ilk ziyaretini önceki gün gerçekleştirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron önceki gün konuğu ol Ziyarette Almanya Başbakanı Angela duğu Britanya Başbakanı Theresa May Merkel ile sığınmacılar konusundaki görüş ayrılıkları gün yüzüne çıktı. Merkel, göçmen Macron, önceki gün May ile görüştü. ile sınır güvenliğini artırarak Britanya’ya sığınmacı girişlerinin engellenmesi konusunda yeni bir anlaşmaya var karşıtı Doğu Avrupa dı. May, Paris hüküme bloku ile işbirliğine gi tine sınır güvenliği için den Viyana’nın, sığınmacı kotasına karşı çıkarak “yanlış” yaptığını söylerken Kurz ise zorunlu kota 44.5 milyon sterlin (62 milyon dolar) sözü verdi. Bu para Fransa’daki sığınmacı kamplarının tellerle çevrilmesi, yeni kamera sis konusunun gereğinden fazla gündem temlerinin kurulması için harcanacak. oluşturduğunu öne sürdü. ‘Halı’ krizi çıktı... ‘Barselona’yı Brüksel’den yönetirim’ İspanya’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan verdiği demeçte Puigdemont, bölgeyi mev ettikten sonra özerkliği Madrid tara cut koşullarda nasıl yöneteceği sorusunu fından askıya alınan ve erken seçime gidi ise şöyle yanıtladı: “Bugünlerde şirketler len Katalonya Özerk Yönetimi’nin eski lide ve akademik araştırma projeleri aslında ye ri Carles Puigdemont, bölgeyi Brüksel’den ni teknolojiyi kullanmayı becerdi. Bunlar is yönetebileceğini savundu. Katalan kri tediğimiz normal şartlar değil ancak zini AB’nin kalbine taşıma amacıyla Katalonya’yı cezaevinde olabileceği Brüksel’e giden Puigdemont, seçimler miz İspanya’dan yönetmek maalesef de ayrılıkçı kamptaki partisi ‘Katalon daha zor.” Bu yorumun ardından bir ya İçin Birlikte’nin en fazla oyu alma lik yanlıları, Puigdemont için sosyal sı nedeniyle meşru yönetme yetkisi ol medyada “Hologram Başkan” nite duğunu belirtti. Katalonya Radyosu’na Puigdemont lendirmesini yaptı. Öte yandan Macron’un, Ortaçağ’dan kalma “Bayeux İşlemesi”ni Britanya’ya ödünç verme kararı Manş Denizi’nin iki yakasında krize neden oldu. Britanya basını May’in vergi mükelleflerinin cebine getirdiği milyonlarca sterlinlik güvenlik harcaması karşılığında bir “halı” aldığı yorumunda bulunurken, işlemeyi 950 yıldır ellerinde bulunduran Fransızlar, eserin Britanya’ya gönderilmesine karşı çıktı. “Bayeux İşlemesi”, 1066 yılında gerçekleşen Hastings Muharebesi sonucu Normanlar tarafından ele geçirilen Britanya tarihini Norman bakış açısıyla anlatan bir kilim. Yalnızlık bakanlığı Beatles’ın unutulmaz “Eleanor Rigby” şar kısını hatırladınız mı? “Ah şu yalnız insanlara bak!” diye başlar o benzersiz şarkı; “Bütün o yalnızlar nereden geliyorlar? Bütün o yalnız insanlar nereye aitler?” Joan Baez’den, Ray Charles’a ve şahane yorumuyla Aretha Franklin’e dek tüm büyüklerin okuduğu; Londra Senfoni Orkestrası’na dek en büyük orkestraların seslendirdiği, popmüzikte sıra dışı bir dönemeç olarak görülen muhteşem şarkı meğer İngiltere’nin en köklü paradigmalarından birine parmak basıyormuş: Yalnızlık! “Ada ülkesi” olmasından mıdır… yalnızlık belli ki İngiltere’de alabildiğine yaygın bir sorun. Yaşamın uzamasını ve yaşlılık yıllarının katlanmasını, aile bağlarının çözülmesini, gevşemesini üstüne ekleyin… Yalnızlık kişisel bir mesele olmaktan çıkıp toplumsal mesele haline geliyor. İngiltere’de bugüne bugün nüfusun yüzde 14’üne karşılık gelen “9 milyonluk bir yalnızlar ordusu” var. Yalnız derken... Bunların bir kısmı, günlerce kimseyi görmeden yaşıyorlar. Üstelik kafalara çelik tencere kapağı gibi geçen koyu gri ve yağmurlu bir gök altında yaşamlarını sürdürüyorlar. Bunlar sadece resmi rakamlar. Beatles’ın yarım asır önce, “Bütün o yalnız insanlar nereden geliyor?” diye sorguladığı yalnızların gerçek sayısı aslında bu rakamın da üstünde. Aile ya da toplum üzerinde “yük”e dönüşmekten çekinen çok sayıda yaşlı, yalnızlığını zira itiraf bile etmekten çekiniyor. İngiltere de yetişkinlerin yarısının, “yalnızlığı itiraf etmenin” başlı başına zor olduğunu söylediği belirtiliyor. Doktorlar sadece yalnız oldukları için kendilerine başvuran hastaların sayısının, göz ardı edilmeyecek kadar yüksek olduğunu açıklıyorlar. Yardım isteyecek kimse yok İngiltere kadar yaygın olmasa bile yalnızlık çağın sorunu. AB Komisyonu örneğin AB ülkeleri genelinde nüfusun yüzde 6’sının, başları dara düştüğünde, yardım isteyecek kimseleri bulunmadığını ilan ediyor. Toplumsallaşan bu illet yalnız yaşlılara mahsus değil. “Twitter” ve “Facebook” gibi sosyal ağlardan başlarını kaldırmayan; “Mavi Balina” gibi acayip, uç bilgisayar oyunlarıyla yalnızlık tüneli içinde intihara kadar sürüklenen gençleri de kapsıyor. Boşanmaları ve “tek kişilik aileleri” üstüne ekleyin… Konu salt bir “yaşlılık” meselesi olmaktan çıkıyor. Bu nedenle artık örneğin “yalnızlarla konuşan robotlar” bile üretiyorlar. Böyle bir piyasa oluşuyor. Robot teknolojisindeki “son bahis” “insana en yakın robotu” inşa etmek ya… Bunlardan biri geçende BM’de bir konuşma yaptı. Suudi Arabistan da vatandaşlık verdi… Bu kıyasıya yarış açılmışken, yalnızlarla ve özellikle de “yaşlılarla konuşan” robotlar pazarlamaya başlamışlar... Bir tanesini bizzat televizyonda izledim. “Robotla yaptığı sohbeti” değerlendirmesi istenen bir yaşlı; “İnsanla konuşmak gibi değil ama” diyordu: “Hiç ses duymamaktan iyidir!” ‘Modern yaşam gerçeği’ İngiltere’de yalnızlığın içler acısı “toplumsal tablosuna” ilk parmak basan politikacı, esasen yaşlı değil… Brexit referandumu sırasında yaşamını kanlı bir saldırıda 41 yaşındayken kaybeden Jo Cox. Cox, yalnızlığı gençken tadan bir siyasetçi olarak biliniyor. Konuya ilgisi buradan geliyor. Cox’un AB karşıtı bir faşist tarafından katlinin 2. yılı dolarken, trajik biçimde ölen genç ve idealist politikacının anısına şimdi işte bir “yalnızlık bakanlığı” kuruluyor... Sevilen politikacının anısını taçlandırmak isteyen Başbakan Theresa May; “modern yaşamın gerçeği” diye adlandırdığı bu büyük dramla mücadele etmek üzere atadığı bakanlığın başına Cox gibi genç, 42 yaşında bir kadını Tracey Crouch getiriyor. Adı “yalnızlar” da değil, gerçekte “kimsesizler bakanlığı” olması gereken bu yeni kurumun tam ne yapacağı bilinmiyor. Bilinen bir şey varsa… o da dünyanın çok radikal bir biçimde değiştiği. “Yalnızlar bakanlığı”, “robotlar” falan… Bırakın içine doğduğumuz dünyayı, 1015 yıl öncesinden bile çok farklı bir dünyada yaşıyoruz. Artık Orwell’i mi seçersiniz yoksa Huxley’i mi tercih edersiniz bilmiyorum: Ama bu “Cesur Yeni Dünya”ya hoş geldiniz. Trump’ın ırkçı bürokratı istifa etti ABD’de Başkan Donald Trump’ın seçim kampanyasına destek olmak üzere kurulan “Great America Pac” adlı örgütün sözcülerinden ve Trump tarafından “Ulusal Toplum Hizmetleri Kurumu’na Dış İlişkiler sorumlusu olarak atanan Carl Higbie siyahiler, Müslümanlar, eşcinseller, kadınlar ve göçmenler hakkında sarf ettiği nefret söyleminin basına yansımasının ardından tepkilerin merkezine oturdu. Protestolar üzerine önceki gün Higbie’nin görevinden istifa kararı aldığı açıklandı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear