Catalog

Pazartesi 18 Eylül 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Kayıplar için yeni adım at’ haber 5 BM’de kabul edilen ‘kayıp’ raporunda, Türkiye’nin kayıplarla ilgili kapsamlı bir politika belirlemesi ve mahkeme dışı mekanizma kurması gerektiği ifade edildi BM İnsan Hakları Konseyi’nin devam eden oturumunda ‘Zor la veya Gönülsüz Kayıplar Çalış ma Grubu’nun raporu kabul edil di. BM Türkiye’den kayıplar ko nusunda “kapsam lı bir politika belir lemesini” ve “Kayıp lar için mahkeme dışı bir mekanizma kur DUYGU GÜVENÇ masını” istedi. Raporda, 19 Mayıs 2016 ve 17 Mayıs 2017 için Türkiye’de 1 kayıp olduğu belirti lirken, Türkiye’de gözden geçirme öncesinde 78 olan olay sayısı, dö nem sonunda 94’e yükseldi. Konseyin 1129 Eylül arasında süren 33’üncü oturumundaki gündem maddelerinden biri de kayıplardı. Geçen yıl Türkiye ile ilgili hazırlanan raporda özellikle Güneydoğu’daki operasyonlar konusunda sert eleştiriler sunulurken, bu defa ‘Zorla veya Gönülsüz Kayıplar Çalışma Grubu’nun raporunda da Türkiye’ye adım atması çağrısı tekrarlandı. Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde, çalışma grubunun yaptığı ziyaretler anımsatılarak, “Bir kez daha acilen kayıplar konusunda sadece kayıplarla ilgilenecek yargı dı şı bir mekanizmanın kurularak kapsamlı bir politikanın hayata geçirilmesi” tavsiye edildi. Çalışma grubu, benimsenecek yeni mekanizmanın doğ ru bir araştırma yapmasıyla defin yerlerinin de bulunması gerektiğine işaret etti. Acil başvuruların sıralandığı 17 kişilik listede de Türkiye’nin adı 1 kayıp ile yer aldı. Grubun 19 Ağustos’ta yaptığı “darbe girişiminin ardından olağanüstü halde dahi Türkiye’nin uluslararası insan hakları hukukundaki yükümlülüklerine uyma yükümlülüğü”nün tek rarlandığı raporda ayrıca BM’nin Türkiye ile ilgili 15 Eylül 2016’da yaptığı açıklama da anımsatıldı. Bu açıklamada da geçmiş kayıplarla ilgili birçok engel olduğu ve benzerlerinin oluşumunun önlenemediğine işaret ediliyordu. Kabul edilen raporun eklerinde yer alan listede ise Türkiye’de henüz kapanmamış kayıplar konusunda 94 rakamı yer alıyor. Bu listenin başında 5 bin 859 ile Sri Lanka, 428 ile Doğu Timor, 218 ile Suriye yer alıyor. Türkiye ise Sudan’dan sonra listedeki 5’inci ülke. Türkiye ile ilgili toplam kayıp sayısı ise BM’ye göre 222. l ANKARA ‘Boş kalan mezara faşizmi gömeceğiz’ HDP’nin Diyarbakır mitinginde Baydemir, Hatun Tuğluk’un cenazesine saldıranlarla ilgili Erdoğan’a seslenerek ‘Topluma verdiğiniz ırkçılık şerbetini içmişlerdi’ dedi HDP, “Durmayalım, faşizmi durduralım” sloganıyla başlattığı kampanya kapsamında Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda dün “Adalet, Vicdan ve Demokrasi Mitingi” düzenledi. Katılımın yoğun olduğu miting, aynı alanda 05 Haziran 2015 mitinginde yapılan bombalı saldırıda yaşamını yitirenlerin anılmasıyla başladı. HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, açılış konuşmasının ardından, Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın mektubunu okudu. Yüksekdağ, mektubunda, “Biz içeride, siz dışarıda, faşizme karşı bu onur direnişini kararlılıkla sürdürüyoruz. Hiçbir hapishane düzeni baki değildir. Kendisi için sınırsız serbestlik, halklar içinse itaat ve esaret isteyen hiçbir iktidar kalıcı olamaz. Mezarlarımızdan bile korkan bu alçak faşist zihniyet karşısında elbette cesareti bulaştıran, umudu büyütenler kazanacak. Yıkılan kentlerimizi yeniden kuracağız, yaralarımızı birlikte saracağız” ifadelerini kullandı. ‘Rehin aldılar...’ HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Bugün burada Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ olmalıydı. Bu kentin seçtiği Gültan Kışanak ile Sebahat Tuncel, İdris Baluken ve milletvekillerimiz olmalıydı. Onlar şimdi faşizmin zindanlarını dolduruyor. Demokratik siyaseti rehin aldılar” dedi. Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesine yapılan saldırıya da değinen Kemalbay, “Hatun annemizi defnedemediğimiz yere, Türkiye halkları olarak faşizmi gömmek istiyoruz. Faşizmi gömersek, halklar o zaman birlikte eşit ve özgür bir şekilde yaşayabilir. Hatun anneye yapılan saldırı, 5 Haziran saldırısı gibi aynı odaklar tarafından gerçekleştirilmiştir” diye konuştu. HDP Sözcüsü Osman Baydemir konuşmasına, “Milyonlar, yakın bir zamanda bu meydanda Selahattin Demirtaş ile kucaklaşmanın özlemini yaşıyor” diyerek başladı. Baydemir, “Hatun annenin cenazesinde insanlıktan nasibini almayan barbarlar, bir yandan cenazeye saldırıyorlardı, bir yandan Kürt halkına, Ermeni halkına, Alevi inancına küfür ve hakaret ediyorlardı. AKP Genel Başkanı Erdoğan dedi ki, o insanlardan bazıları içmişti. Ben oradaydım, o insanlar bir yandan hakaret ediyorlardı bir yandan da tekbir getiriyorlardı. Sen neyi kastediyorsun bilmiyorum Erdoğan ama 2 yıldır bu topluma verdiğiniz ırkçılık şerbetini içmişlerdi” dedi. l Yurt Haberleri Diyarbakır’daki HDP mitinginde coşkulu bir kalabalık vardı. Mitingde Hatun Tuğluk’un cenazesine yapılan saldırı kınandı. HDP KADIN Onurlu barış içinMECLİSİ: mücadelemiz sürecek HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un Ankara İncek Mezarlığı’ndaki defin işlemleri sırasında gerçekleştirilen saldırıya bir tepki de HDP’nin kadın meclisinden geldi. HDP Kadın Meclisi’nden yapılan açıklamada, “Hatun anneye söz verdik; faşizmi o mezara gömeceğiz” denildi. Açıklamada, “Biz, bu iktidarları çok iyi tanıyoruz. Onlar da bizi çok iyi tanıyorlar. Bizleri asla baş eğmeyen direngen tarihimizden tanıyorlar. O gün iktidar bir kez daha duydu ve gördü: Bu ülke, ‘Büyük İnsanlık’ umudundan vazgeçmeyenlerin de ülkesidir. Saldırının gerçekleştiğinin duyulduğu ilk anlardan itibaren sesleri, sözleri ve yürekleri ile her mecrada saldırının karşısında duran, insanlığı haykıran onurlu halkların da ülkesidir. Hatun Anne’ye, analarımıza ve onurlu bir barış temelinde bir arada yaşama iradesini ortaya koyan halkımıza sözümüz var: Bu ülkede, tekçi, ırkçı, cinsiyetçi iktidarları, çürümüş zihniyetleri, her türlü nefret ve düşmanlığı, faşizmi o mezara gömene kadar, sonuna ve sonuncumuza kadar demokratik ve barışçıl bir toplum inşası için haklı ve onurlu mücadelemiz devam edecektir” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA/Cumhuriyet ALEVİ ÖRGÜTLERİNDEN TEPKİ: Kardeşlikten nasıl söz edeceksiniz? MEHMET MENEKŞE Alevi örgütleri HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinin saldırıya uğramasına sert tepki gösterdi. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Muhittin Yıldız: Yaşananlar insanlık adına utanç vericidir. Artık ölülerimiz de ayrımcılığa uğrar hale gelmiştir. Vicdanı olmayanlara vicdan çağrısı yapmanın, saflıktan başka bir şey olmadığının farkındayız. Cenazemizi bile aynı mezarlığa gömemeyeceksek, hangi kar deşlikten; hangi barıştan söz edeceksiniz? Cemevleri Hatun Ana gibi mezarsız, topraksız bırakılan her can için açıktır ve açık olacaktır. ‘Faşizm ve vandallık’ Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Tuncer Baş: Cemevlerimizin kapılarını Hatun Ana nezdinde mezarsız gömülen herkes için açıyoruz. Hatun ana için çerağlarımızı uyandırıyoruz, lokmalarımızı paylaşıyoruz. Ölümüzü bile toprak altında yatıramadıktan sonra yaşayan bizler toprak üzerinde nasıl birlikte yaşayacağız? Bu yaşanan olay doğru dan faşizmdir, vandallıktır. Bu ülkeyi yönetenlerin bu olaydan ders çıkarması gerekiyor, bu toplumu nereye götürdüklerini görmeleri lazım. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan: Bizim cemevlerimize birçok kesimden cenaze geliyor. Sünni ailelerden cenazesinin cemevinden kaldırılmasını vasiyet edenler var. Bizler cenazenin kim olduğuna bakmayız, bizim için artık o kutsaldır. Irkçılık, milliyetçilik, şovenistlik üst seviyelere çıkmış ve bu ülkemiz için çok tehlikeli bir durum. Umut ediyorum ki devlet, hükümet bu konuda gerekli dersi almıştır. Ailesi, kız arkadaşı ve Fransa Kültür Bakanı Nyssen (yukarıda) tarafından karşılanan Loup Bureau duygusal anlar yaşadı. SERBEST BIRAKILAN BUREAU: Fiziksel işkence yok ama sözlü taciz vardı 26 Temmuz’da YPG üyeliği iddiasıyla tutuklanan, geçen hafta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a telefonunun ardından serbest bırakılan Loup Bureau dün Paris’e vardı. Gazetecilik öğrencisi 27 yaşındaki Bureau, Charles de Gaulle Havaalanı’nda ailesi, kız arkadaşı ve Fransa Kültür Bakanı Francoise Nyssen tarafından karşılandı. Havaalanında gazetecilere konuşan Bureau’nun ilk sözleri, “Çok yorgunum ama rahatladım. Ülkeme döndüğüme mutluyum” dedi. Fiziki olarak işkence görmediğini söyleyen Bureau, ancak sözlü tehditlerle sindirilmeye çalışıldığını belirtti. Bureau, Macron’un serbest bırakılması için girişimlerde bulunmasının süreci hızlandırdığını, oradaki (Türkiye’deki) yetkililerin kendisinin terörist olmadığına inanmasını sağladığını söyledi. Bureau’nun tutukluluğuna Avrupalı yetkililer tepki göstermiş, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker Türkiye’yi kastederek “AB üyeliğine aday bir ülke birçok Avrupalı gazeteciyi hapse atıyor” ifadesini kullanmıştı. Macron da Erdoğan’ı müteakip defalar arayarak Bureau’nun serbest bırakılmasını talep etmişti. Macron gazetecilere, “Cumhurbaşkanı olmak hiç eğlenceli değil, 10 günde bir Erdoğan’la telefonda konuşmak zorunda olan siz değilsiniz” demişti. l Dış Haberler TUTUKLU ALMANLAR İÇİN HAMLE 30 dev şirkete ilan kampanyası çağrısı Almanya’nın en büyük medya grubu Axel Springer’in Yönetim Kurulu Başkanı Mathias Döpfner, ülkenin en büyük şirketlerini bir araya getirerek, aralarında Die Welt gazetesinin muhabiri Deniz Yücel’in de olduğu Alman tutukluların serbest bırakılması için Türkiye’ye baskı yapmayı amaçlıyor. Döpfner, Alman Birleşik Borsa Endeksi’ni (DAX) oluşturan 30 şirketin yönetim kurulu başkanlarına bir mektup yazarak, Türk medyasında yapılması planlanan bir ilan kampanyası için destek istedi. Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung (FAS) gazetesinin haberine göre, Döpfner, Deniz Yücel’in en tanınmış tutuklu olduğunu, ancak kampanyada genel olarak kötü duruma dikkat çekilmek istendiğini vurguladı. Gazete, şirketlerin şu ana kadar temkinli davrandığını ve Türkiye’deki çalışanlarına baskı uygulanabileceği endişesiyle çekinceleri olduğunu yazdı. Ancak Axel Springer şirketinin Alman Haber Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, şimdiden ‘bazı şirketlerden olumlu tepki’ geldiği kaydedildi. l Haber Merkezi ‘Hepsinin morali ÇOK yüksek’ Cumhuriyetçilere Salıcı’dan ziyaret CHP İstanbul Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Üyesi Oğuz Kaan Salıcı, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Yayın Danışmanı Kadri Gürsel, muhabir Ahmet Şık ve muhasebe çalışanı Yunus Emre İper’i ziyaret etti. Salıcı, tutuklu bulunan Cumhuriyet çalışanlarının morallerinin iyi olduğunu belirterek, “Bu iddianemenin çöktüğünü söylüyorlar. Bunun bir siyasi dava olduğunun bilincindeler. İddianame içindeki çelişkiler ve eksikliklerin mahkemede kamuoyunca da görüldüğünü belirtiyorlar” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet İSTANBUL İL BAŞKANI CANPOLAT: Kürt meselesinin çözümü CHP’dedir ARİF KIZILYALIN ‘Laik Eğitime Sahip Çık” mitingine katılan CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, Kartal CHP İlçe Merkezi’nde yaptığı konuşmada, AKP’nin Kürt politakasını ağır bir dille eleştirdi. İktidar ve Saray’ın Türkiye’yi kopma noktasına taşıdığına dikkat çeken Canpolat, milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu’na yönelik linç kampanyasına izin vermeyeceklerini belirtti. Canpolat, “Kürt kardeşlerimizin hakkına sahip çıkıyoruz diye hem CHP’yi, hem Sezgin Tanrukulu’nu linç etmeye çalışıyorlar. Buna izin veremeyiz. Kürt meselesinin çözümü CHP’dir. Bu sorunu biz çözeriz, ancak sazla kemençenin, kavalla piyanonun aynı anda dinlenmesini istemeyen gerici bir kesim var. Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu ile birlikte dışarıda emperyalizme, içeride gericiliğe direniyoruz” dedi. CHP’nin ülkedeki iç huzuru sağlamak için öncelikle Kürt sorununu çözmesi gerektiğine vurgu yapan Canpolat, “Ötekisiz Türkiye için önce Kürt meselesi çözülecek. Ükenin en doğusu da bizimdir, en batısı da. Kimse, kardeş halkları kavga ettirerek ülkeyi kaosa sürüklemesin” dedi. C MY B