24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 12 Ağustos 2017 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Cezaevleri yanıyorCEZAEVLERİNDE YAŞANAN HAK İHLALLERİNE HER GÜN BİR YENİSİ EKLENİYOR Kürkçüler’deki yangın 14 yaşındaki R.K’ye 93 yıl hapis istemi Adana’da Kürkçüler Cezaevi Kampusu’nda bulunan Adana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda geçen 18 Ocak’ta iddiaya göre, cezaevinden sevk olmak isteyen 14 yaşındaki R.K, Muhammed Erdoğan (17), Ferhat Kaya (18) ve M.A. (17) koğuşta yangın çıkardı. İddiaya göre Muhammed Erdoğan floresan lambanın içini açıp kabloları kullanarak tutuşturduğu kâğıtla kapı önüne yığdıkları yatak, battaniye ve kıyafetleri yaktı. Alevlerin yükselmesi üzerine çocuklar yardım isterken, cezaevi görevlileri itfaiye yardımıyla yangına müdahale edip çocukları dışarı çıkardı. Dumandan etkilenen Muhammed Erdoğan ile Ferhat Kaya ve M.A. hayatını kaybetti. 14 yaşındaki R.K. ise tedavisinin ardından tekrar cezaevine gönderildi. Olayla ilgili iddianame hazırlayan savcı, R.K. hakkında 3 kişinin olası kasıtla ölümüne neden olma, 2 kişiyi olası kasıtla yaralama ve mala zarar verme suçlarından 93 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Beni dövdüler Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada hâkim karşısına çıkan 14 yaşındaki R.K, “Kendi aralarında konuşurlarken hiçbir şey duymadım. Bir baktım ki yatakları üst üste koyuyorlar. Olayı tamamen ölen şahıslar yapmıştır. Yangın sonucu ölen şahıslardan Muhammed Erdoğan ve Ferhat Kaya yangın çıkarmak amaçlı floresan lambaya müdahale ettiler. Ben ‘Yapmayın’ dedim. Daha sonra oradan banyoya geçtim. Gözümü açtığımda ambulanstaydım. Yangın esnasında beni dövdüler. Olayı üzerime almamı istediler. Korktuğum için savcılıkta suçu üstlendim. Ben savcılıkta ifade verirken henüz ölmemişlerdi” dedi. Mahkeme heyeti, R.K’nin tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı erteledi. l ADANA / DHA Cumartesi Annesi yaşamını yitirdi Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde 1994 yılında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu’nun annesi Makbule Babaoğlu Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesindeki evinde 80 yaşında yaşamını yitirdi. Cumartesi Annesi olan Babaoğlu Yeniköy Mezarlığı’ndaki törenle toprağa verildi. HDP Şanlıurfa İl Eşbaşkanı Ayşe Sürücü, “Yıllarca Makbule anne çocuğunun mezarını, kemiklerini aradı ama bulamadı. Umudunu hiçbir zaman kaybetmedi. Ayrılırken de oğlunun özlemiyle, acısıyla ayrıldı” dedi. l Yurt Haberleri SGD’den açıklama Üyelerimize taciz devlet politikası İstanbul Sosyalist Gençlik Derneği (SGD), üyelerine yönelik “polis tacizi ve kaçırma” girişimlerine ilişkin İHD İstanbul Şube binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Ceren Çoban, “Son dönemde üyelerimize dönük tacizler sosyal medya üzerinden tehdit içerikli mesajlarla başladı. Sivil polisler arkadaşlarımızı evlerinin önünde sıkıştırıp onları ajanlaştırma girişiminde bulunup tehditler ettiler” dedi. Avukat Sezin Uçar ise “Yapılan tacizler, sosyal medya hesaplarının ve özel yaşantılarının denetim altına alınması ayrıca bunun gençlere hissettirilmesi, OHAL’de daha özel bir devlet politikası halini aldı. Suç duyurusunda bulunduk. Sadece tacizde bulunan polisler hakkında değil bu politikaya göz yuman herkes hakkında girişimlerde bulunacağız” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet DAYAĞA TEPKİ İÇİN SAÇLARINI KAZITTILAR Hak ihlalleri iddialarıyla gündeme gelen Van T Tipi Cezaevi’nde müvekkilleriyle görüşen avukat Sevda Aydın, kadın mahpusların, cinsel saldırı ve işkenceye maruz bırakıldığını söyledi. Dihaber’e konuşan avukat Aydın, “Üst ranzalarda yatan kadın tutuklular darp edilip yerlerde sürüklenerek aşağı indirilmiştir. Tahmini olarak 2530 kadın tutuklu yaralanmıştır. Bildiğimiz kadarıyla erkeklerden sadece 3 tanesi hastaneye sevk edilirken, kadın tutuklulardan kimsenin sevki yapılmamış. Bir kısmının vücudu, bir kısmının yüzü morluklar içerisinde. Bir kadın tutuklu ise genital bölgesine atılan tekmeden kaynaklı oturmakta güçlük çekiyor. Kadınlar saçlarından sürüklenerek götürüldükleri için tepki olarak saçlarını kazıtmışlar” dedi. Van Barosu Cezaevi Ko misyon Üyesi Avukat Cahit Kutluk da “Cezaevi müdürü, cezaevinde aramaların yapıldığını, bazı tutukluların sorun çıkarması üzerine ‘kanunun tanıdığı hak ve yetki çerçevesinde’ müdahale edildiğini söyledi. Tutukluların küçük sıyrıklar aldığını ve hastaneye kaldırıp tedavilerinin yapıldığını, artık hiçbir sorunun kalmadığını da özellikle aktardı bize. Ama biz yine de cezaevine gidip tutuklularla görüşmek istedik. Baro başkanımız da bizimleydi, uzun bir süre bekletilmemize rağmen cezaevi müdürü görüşmeyi kabul etmedi. Darp edilen tutuklular ile görüşmek istedik; ama o da belli ki o gün alınmış bir kararla engellendi” diye konuştu. AELŞAYMAALADRILIANRI HbeşmC2misnişvizrhnzmnkğeelsanCNisaleevişühiıneoi iizssnkıüenzKignoieledskairsrtnaığınırvni,aiAGeivzü’ğltaetie,lnegnlhuDseiBuiıpmaaeemshknbt,nlivüddüüşt2nePlaiaurıki“edmadYienaylvenkili’gGkalvratüNlnçgşeınŞdeüamüküm?uarıielenyeyCış’üomfeailınkemknnkşBbhnrSiaeüedanmys’erlleodsillaaaiauaşüGllnedltuGiukellüaziülkelıelmyümalklrmaukailbeuakrünErçvüğigYndşnı çrrgbevhiarnanmülKeeeliütıhGaüfeaie’nnesküuvüaenınsaassnnakzGmühsikaütirnanlcüiipi,ı’nsu,Mnşdabişnıüğvevlrnü2rniiaemea3neunsirhzeiegeekednie8lğl,2ykl0aı’ideıyaülllüüannnEsidAeiiesaanCglTnadirmNGlonneıltlseakirrzttiKvdeepeereiku3etlnoortvrrk?üv?leeyaanmırıulüız?ti0”elkiaE’rkn.veaprrlk3al uCallueuK3biikEamBeeanorkaklt0Keekemtnaria0lıuraınöçlYelnalldaudvtııiieazukpkBytelnenzlyuüpyikCzaiOiaariyu’akdlaıEnevfılk’öidhağkmdelkkiseleeırliiiaılaaau TARSUS’TA MÜDÜRÜN DOSYASI KABARIK HDP Siirt Milletvekili Besime Konca, hak ihlallerini protesto eden mahkumların açlık grevine başladığı Tarsus T Tipi Kapalı Kadın Cezaevi’nde yaşananlarla ilgili Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması için soru önergesi verdi. HDP’li Besime Konca, “Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nin müdürü Mahmut Çaça, 1996 yılında 10 siyasi tutuklunun yaşamını yitirdiği, 24’ünün de ağır yaralandığı olaylar sırasında Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nin 2. müdürüdür. Bu vahim olayın ardından Çaça görevden alınmışsa da ardından görevine dönmüştür. 2013 yılında ise Çankırı E Tipi Cezaevi’nin müdürü olarak görev yapmaktayken tutuklu ve hükümlüleri soyunmaya zorladı ğı, gardiyanların cop, tekme ve yumruklarla darp etmesine göz yumduğu, bu şiddetten dolayı kaburgası kırılan hükümlü ve tutukluların tedavisine engel olduğu iddia edilmektedir” ifadelerine yer verdi. Konca, Bakan Abdülhamit Gül’e şu soruları yönetti: “Daha önce insanlık dışı kötü muamele ve işkencelerin uygulanması ile gündeme gelen cezaevlerinde müdür olan Mahmut Çaça’nın, bugün yine aynı insanlık dışı uygulamalarla gündemde olan ve yeni açılan Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde müdür olarak görevlendirilmesi tesadüf müdür? Tarsus T Tipi ve Tarsus C Tipi Kadın Kapalı Cezaevlerinde yaşandığı iddia edilen olaylarla ilgili herhangi bir inceleme veya soruşturma başlatılmış mıdır.” ‘Arkadaşlarımız rehin alındı’ İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Büyükada’da düzenlenen bir seminere yapılan polis baskınıyla gözaltına alınıp, tutuklanan sekiz insan hakları aktivistine dün Galatasaray Postanesi’nden dayanışma kart yolladı. İHD avukatlarından Eren Keskin yaptığı açıklamada, insan haklarını savunan arkadaşlarının tutuklu olduğunun altını çizerek, “Biz insan hakları savunucuları olarak dönem dönem insan hakları mücadelesini daha nasıl geliştirebileceğimize ilişkin toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılardan biri de bildiğiniz gibi Büyükada’da yapılıyordu. Son derece dayanaksız, hukuksuz bir şekilde toplantı sırasında polis baskınıyla gözaltına alındılar ve tutuklandılar. Bu tutukluluğun hiçbir dayanağı yok. Ben bir hukukçu olarak hayatımda böyle komik bir soruşturma görmedim. Sözün bittiği yerdeyiz. Arkadaşlarımız dış politikanın rehineleri olarak tutuluyorlar” dedi. Yapılan basın açıklamasında ise insan hakları aktivistlerinin derhal serbest bırakılması istendi. l İSTANBUL / Cumhuriyet ‘İşkence cezasız kalmasın’ Sivil toplum örgütleri, Şemdinli’nin Altınsu köyünde yurttaşlara işkence yapanların ortaya çıkarılarak cezalandırılmalarını istedi Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Altınsu (Şapatan) köyünde köylülere yönelik işkence iddialarıyla Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır Tabip Odası, Hak İnisiyatifi ve İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi tarafından “İşkence İnsanlık Suçudur” başlıklı ortak bir yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada. “Basında yer alan ve kamuoyuna yansıyan görüntüler itibarı ile 36 vatandaşa işkence yapıldığı ve kötü muamelede bulunulduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu görüntüler ve basında yer alan haberler usulüne uygun bir gözaltı işlemi bulunmadığını ve yasadışı keyfi gözaltının varlığını göstermektedir. Anayasanın 17. maddesi ve uluslararası sözleşmeler taraf devlete, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye karşı mücadeleye dair negatif yükümlülükler yüklemiştir. Hakkâri Valiliği ve Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından etkili adli ve idari soruşturmalar yürütülerek bu iddiaların aydınlatılması, faillerin tespiti ile adli ve idari yönden yaptırıma tabi tutulmalarını sağlamaları hukuk gereği kaçınılmaz sorumluklarıdır” denildi. Ortak açıklamada, Hakkâri Köylülerin işkence gördüğüne ilişkin fotoğraflar ortaya çıkmıştı. Valiliği’nin açıklamasına tepki gösterilerek, “Hakkâri Valiliği’nin ‘güvenlik güçlerinin vatandaşlarımıza işkence yaptığı yönündeki haberler tamamen asılsızdır ve terör örgütünün propagandasını yapma maksadını taşımaktadır’ şeklinde bir peşin hüküm bulunmaktadır. İddiaların araştırılması ile sorumlu Valilik makamının böyle bir açıklamada bulunması hukuk devleti içeri sinde kabul edilemezdir. Bu açıklama yetkili makamın olaya ilişkin olarak soruşturma başlamadan kesin bir kanaat ve hükme sahip olduğunu göstermekle beraber; yetkili makamlar önünde hak arama özgürlüğünü kullanan vatandaşların suçlu olarak yaftalanması anlamına gelip hak arama özgürlüğü önünde bir engel olarak da görülmelidir” ifadelerine yer verildi. Endişe verici “İşkenceye karşı sıfır tolerans” sloganıyla işkenceyle mücadeleyi temel hedefleri arasına alan hükümetin, işkenceyi dahi kendine hak gören, bunu uygulamaya çalışan ve savunan kamu görevlilerini cezasız bırakmasının hiçbir hukuki, siyasi ve ahlaki izahı bulunmayacaktır” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Siyasal kamplaşmalar veya ittifaklar devletlerin hukuki rejiminde birey aleyhine geriye gitmelerini meşru kılmadığı gibi, iç siyasette veya güvenlik uygulamalarında da insan ve hak odaklı yükümlülüklerin hiçe sayılması kabul edilebilir uygulamalar değildir. Maalesef Türkiye, kendi siyasal çalkantılarıyla birlikte hukuki bağlamda da endişe verici bir istikâmete doğru yol almaktadır”. l Yurt Haberleri TANRIKULU’NDAN ÖNERGE: Köylülere baskı yapıldı mı? Altınsu köyünde köylülere işkence yapıldığı iddiasını ve şikâyetlerini geri çekmeleri konusunda köylülere baskı yapıldığı yönündeki iddiaları Meclis gündemine taşıyan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Tanrıkulu, Yıldırım’a şu soruları yönetti: l İşkenceye maruz kalan köylülerin şikâyetleri bir an önce değerlendirilerek işkenceci kolluk güçleri ve sıralı amirleri görevden alınacak mıdır? l İşkenceyi açık bir biçimde savunarak, varlığını inkâr dahi etmeyerek, işkenceye yeni bir tanım getirmeye çalışan Hakkâri Valisi görevden alınacak mıdır? l Kaç köylü işkenceye maruz kalmıştır? Aralarında kadınlar ve çocuklar bulunmakta mıdır? Kaç köylü işkenceye maruz kaldığı iddiasıyla şikâyette bulunmuştur ve kaçı darp raporu almıştır? l Köylülere şikâyetlerini geri çekmeleri veya şikâyette bulunmamaları yönünde herhangi bir baskı yapıldığı iddiaları doğru mudur? C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear