24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 4 Temmuz 2017 6 Çorum Kılıçdaroğlu’na3ka7t.liaymıınlını selam gönderdiler 1980 yılının Mayıs ayında yapılan Çorum katliamı için toplanan yurttaşlar ‘Hayır’da nasıl birleştiysek mücadeleye öyle devam etmeliyiz’ dedi SEYFETTİN METE Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen Çorum katliamında yaşamını yitirenler, yurttaşların katıldığı yürüyüşle anıldı. Çorum Demokrasi Platformu tarafından 1980 yılının Mayıs ve Temmuz aylarında yaşanan Çorum katliamında yaşamını yitirenler için anma yürüyüşü düzenlendi. Yürüyüşe, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı Genel Merkezi, Alevi Kültür Merkezleri Derneği, AleviBektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Derneği, Avrupa Alevi Kadınlar Federasyonu, sivil toplum kuruluşları, bazı siyasi partiler ve köy derneklerinden yetkililer ile çok sayıda yurttaş katıldı. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi’nin önünde toplanan grup, “29 Mayıs4 Temmuz 1980 unutmadık, unutturmayacağız’ yazılı bir pankart ile Bahabey Caddesi’nden Hürriyet Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüşte, “Çorum’u unutma unutturma”, “İnadına özgürlük”, “Devletin Alevisi olmayacağız” sloganları atıldı. Daha sonra, katliamda yaşamını yitirenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklaması yapıldı. Çorum katliamının tanık ve mağdurlarından Av. Sadık Eral, “Öncelikle adalet için kan ter içinde İstanbul’a yürüyen sayın Kılıçdaroğlu’nu selamlıyorum. Biz bu topraklarda Alevisi, Sünnisi, Kürtü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkes’i hep birlikte yaşadık ve yaşamaya devam edeceğiz. Bu topraklarda doğduk, bu Çorum katliamında yaşamını yitirenler için birçok STK ve yurttaşın katılımıyla anma yürüyüşü düzenlendi. topraklarda öleceğiz. Bir daha aydınlarımızı Sivas’ta yaktırmayacağız. Çorum’da canlarımızı katlettirmeyeceğiz” dedi. ‘Mücadeleye devam’ Avrupa Alevi Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Mat da “Hakkımızı sokaklarda mücadele ile alacağız. Birlik ve beraberlik içerisinde tüm sorunlarımızı örgütlü bir şekilde çözüme kavuşturacağız. Bu katliamları bizlere reva görenlerden hesap sorana kadar bu meydanlarda olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Gün birlik ve beraberlik günüdür. ‘Hayır’da nasıl birleşip mücadele verdiysek bundan sonra da aynısı yapmalıyız” ifadelerini kullandı. Alevi ve Bektaşi Federasyonu Başkanı Muhittin Yıldız ise, “37 yıl önce Alevi ve solculara karşı bu kentte katliam yapıldı. Tüm katliamlara karşın Aleviler hep barıştan yana oldu. Biz buraya da barış için geldik” dedi. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı anma etkinliğinde, aşırı sıcak nedeniyle bazı konuşmacılar konuşmaktan vazgeçti. Anma etkinliği, Çorum Hacı Bektaşi Veli Vakfı bahçesinde cem töreni ve lokma dağıtımı ile sonlandı. l ÇORUM HDP’den ‘Yüksekdağ’ çağrısı Ankara’da görülecek davanın duruşmasına Figen Yüksekdağ fiziken katılacak HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın bugün Ankara’da duruşmasının yapılacağını belirterek, “adalet arayan herkesi” duruşmaya davet etti. Kerestecioğlu, “Yarın (bugün) Türkiye’nin tüm renkleriyle adliyede olacağız” dedi. HDP Meclis Kadın Grubu, tutuklu bulunan eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın bugün görülecek duruşmasına ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Yüksekdağ’ın 242 gün sonra tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasıyla ilk kez fiziken de mahkemeye katılacağını söyledi. “Yüzlerce avukat, partililerimiz, kadınlar, uluslararası heyetler bu duruşma için yarın (bugün) Yüksekdağ’ın yanında olacaklar” diyen Kerestecioğlu, şunları söyledi: “Yüksekdağ hakkında hazırlanan fezlekelerin büyük bölümünde suç 83 YILLA YARGILANIYOR, 1000 avukat savunacak Hakkında kesinleşmiş hapis cezası gerekçesiyle milletvekilliği düşürülen eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 242 günlük tutukluluğundan sonra ilk kez bugün hâkim karşısına çıkacak. Figen Yüksekdağ, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Kasım 2016’da Ankara’da evinin kapısı kırılarak gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Yüksekdağ hakkında Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Terör örgütü üyesi olmak’, ‘Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet’, ‘Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’ ve ‘Suç işlemeye tahrik’ iddialarıyla 30 yıldan 83 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Mahkeme, yetkisizlik kararı vererek dosyayı Ankara’ya gönderdi. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşması bugün saat 14.00’te görülecek. Yüksekdağ’ın da hazır edileceği duruşmada kendisini bin avukatın savunacağı öğrenildi. isnat edilen tarihler 2011, 2012 ve 2013 yılları iken, fezlekelerin hazırlanma tarihleri; çözüm sürecinin sonlandırılmasından sonra ve özellikle Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın “Dokunulmazlıklar kaldırılmalı” açıklamalarını yaptıkları 2016 ayının ilk dört ayındadır. Sadece bu haliyle bile fezlekelerin siyasi saiklerle hazırlandığı anlaşılmaktadır. Dokunulmazlık ların kaldırılmasının hemen ardından, başta partimiz vekilleri olmak üzere, iktidarı rahatsız eden milletvekillerini hedef alan fezlekeler birbiri ardına hazırlanmaya başlandı.” ‘Niye korkuyorsunuz?’ Yüksekdağ’ın “AKP nezdinde milletvekilliğini düşürdüklerini” ifade eden Kerestecioğlu, “‘AKP nez dinde’ diyoruz,çünkü karar anayasaya açıkça aykırı olmasına rağmen Meclis’te çoğunluk olan, yargıyı tamamen kontrol eden iktidar partisi ne derse o oldu. İktidar, Yüksekdağ’ın fotoğraflarını dahi yasakladı. Yüksekdağ’ın yaptığı demokrasi ve barış çağrısı sizi neden bu kadar korkutuyor?” diye sordu. l ANKARA /Cumhuriyet Esrarengiz bildiri eylemi baskıcı liderlere karşıymış ZPS adlı grup eylemi üstlendi ve ‘En tehlikeli 10 diktatörün ülkesinde eylemlerimiz sürecek’ dedi İstanbul’da Gezi Parkı yakınındaki bir otele kurulan düzenekle pencereden bildiri atılması eylemini bir sanatçı kolektifi olan, Political Beauty (Zentrum für politische Schönheit ZPS Politik Güzellik Merkezi) üstlendi. Medyada bildirilerin Morius E. adlı bir Alman ajanın dağıttığı yönünde çıkan haberleri yalanlayan ZPS yöneticisi Philipp Ruch, “Hayır, biz yaptık” dedi. ABC gazetesine konuşan Ruch, söz konusu eylemin “Scholl 2017” adlı proje kapsamında yapıldığını, dünyanın en tehlikeli 10 diktatörünün yer aldığı ülkelerde eylemlerine devam edeceklerini bildir di. Ruch, başta bildiri dağıtma eylemini Taksim Meydanı’nda yapmayı planladıklarını ancak güvenlik tedbirlerinin çok güçlü olduğunu görünce eylemi Gezi Parkı’na kaydırdıklarını kaydetti. Ruch eylemi neden yaptıklarına ilişkin ise, “Türkiye bizim ülkemiz olmayabilir ama 40 Alman vatandaşı cezaevlerinde tutuluyor. Deniz Yücel de aralarında. Ayrıca Türkiye’de muhalif sese yönelik ağır saldırılar insanları bezdirmiş vaziyette. Türkiye’de yeniden eyleme geçeceğiz. Türk ya da Alman olmamız fark etmiyor. İnsanlar eziliyor” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK Liderleri olağanüstü koşullar yaratıyor İktidar halk içinde saklı, ancak oradan sökülüp alınabilir... A dalet Yürüyüşü ile başka bir aşamaya geçildi... Kesin olan budur. Hangi aşama diyorsanız tarif etmek gerekir: Faaliyetin esas olarak ve tamamen Halk içinde sürdürülmesi. Artık iktidar, Meclis’teki kukla ve sahne oyunlarında, oradaki söylevlerde, itişkakışlarda değil... Halk içinde, sokaklarda, caddelerde, kahvelerde, evlerde, adalet ve barış isteğinde, tarlada, fabrikada, irili ufaklı alanlarda... Birileri sinei millete dönüş diyordu ya. Bu genel lafı sevmem. Tarif edip kavramsallaştıracaksın. Aslında Yürüyüş başladığında, iktidarın çağrısını anımsayın: hak arama yeri sokaklar değil Meclis’tir, gelin görüşelim. Bu, bir yalana çağrıydı. Sindirmek, Meclis’in dar odaları içine itmek, atışmak, sonra baskıyı, zorbalığı, adaletsizliği, hak ve özgürlükler gaspını alabildiğine sürdürmek. CHP bunu yutmadı. Neden? Çünkü hedefe konmuştu, şimdi de CHP’yi teker teker avlama dönemine geçmişti iktidar. Dikta kurmanın duru durağı yoktur. 20 ay içinde 8 10 20 milletvekilini içeri atıp üstelik şu veya bu terörle ilişkisi palavrasını mahkeme eliyle tasdik ettirmek, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” anlayışını toplum içinde hızla yaymak demekti iktidar için. Bu tabii en masumu. İktidarbaşının elinden gelse Kılıçdaroğlu’nu SSK Genel Müdürlüğü’nden bile yargılayabilir. Her seçim saldırısında sepetteki tek koz bu değil mi? Enis, CHP’nin “sarı öküzü” sayılırsa, çorap söküğü gibi gelirdi arkası. Olağanüstü koşulların kahramanı Dün sinei milleti istemek anlamsız geliyor bugün. Dahası, referandumda yasal hırsızlık ortaya çıktıktan sonra CHP’den beklenen eylem bile bugün anlamsız kalıyor. Demek ki olağanüstü alarmı – durumu yaratacak olay belki de buydu! Liderler olağanüstü durumlarda ortaya çıkar, kabulünün bir örneğini yaşıyoruz. Kılıçdaroğlu, 7 yıl sonradır ki, kendisinden beklenen büyük bir liderlik çıkışını yapıyor. CHP Genel Başkanlığı’na seçildiğinde “Devrimci Kemal, yürü!” benzeri bir yazı yazdığımı anımsıyorum. CHP 25 puana geldi, sonrası yaprak kımıldamadı. Artık yeni bir heyecan gerektiğini düşünmeye başladık epeydir. Fakat bir olay ve yeniden doğan bir Kılıçdaroğlu. Fikrin olgunlaşması önemli Yürüyüş’te verdiğimiz molada Bülent Tezcan ile sohbet ediyoruz. 5 yıl önce TÜYAP Kitap Fuarı’nda sohbet etmiştik ve FETÖ Yargısı + iktidarın büyük adaletsizliğine karşı adalet mitingleri üzerine konuştuğumuzu anımsatıyor. Tezcan, Adana’da Adalet mitinglerinin ilk denemesini yapmış, ama başarı sağlanamamıştı, böylece bu Adalet mitingleri gündemden kalkmıştı. Demek bir fikrin tüm ülkeyi sarması için olgunlaşması gerekiyor. Bugün 30 binler, 40 50 binler Adalet Yürüyüşü’ne katılıyor ve ülke çapında büyük destek alıyorsa, fikir ile eylem arasında büyük bir zamandaşlık, tam bir örtüşme söz konusu demektir. Şu da var, eylemin türü de önemli oluyor. Salt büyük bir miting yerine, Ankara – İstanbul arası kıyamet gibi bir olay planlamanın dayanılmaz çekiciliğinden bahsedebiliriz. Adaletsizliğin ağırlığı ile Yürüyüş’ün “ağırlığı” birbirini dengeliyor. Ders: Demek yaşadığımız zorbalıkların karşısına, terazinin karşı kefesine, zorbalıklar boyutlarında “iş” koymak gerekir. Liderliği sürdürmek çok daha önemli Kılıçdaroğlu, güçlü bir liderlik çıkışı yaptı. Milyonu çok aşan bir mitingle bu çıkışı taçlandırmak gerekir. Bu tamam. Örgüt bakalım rüştünü ispatlayabilecek mi? İktidar miting alanına gidişleri engellemek için her şeyi yapacaktır. Fakat daha önemlisi, önümüzdeki 20 ay boyunca, yaşadığımız olağanüstü koşullara uygun güçlü liderlik çıkışlarıyla bu süreci tamamlamalıdır Genel Başkan. Yükü ağırlaştı. Ama başka bir seçeneği bulunmuyor. Bu yükü taşıyacak. Bu, örgütün de yeniden yapılanması ve ayağa kalkması için büyük bir fırsat. İktidar Meclis dışında, halkın elinde, onu oradan söküp almak zorundalar. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear