26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 28 Temmuz 2017 12 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN /ASLAN YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Özgür olmanı dört Seni ne kadar sevdiğimizi gözle bekliyorum anlatmam gerek, hadi gel artık Canım babacığım, Seni bu sü tutsak kalmana karşı olsam da bu arada bu nedenle birçok yer gezdim Canım babam, Dokuz aydır sen yokken çıktığım mışsın gibi hayal ettiğimi, fikrimin arkasında durmayı bana nasıl öğrettiğini, ki dığını, her hafta gazeteye gidip senin ekibin başına musallat oluşumu, sana gelen kitapları nasıl biriktirdiklerini, masanı nasıl hep reçte çok özledim. Sen ve öğrendim. Bu süreçte seyahatleri, okuduğum tap fuarlarında her yerde hazır tuttuklarını, Dilek ve çocuklarla seni tutuklanıncaya kadar Si seni sadece dört kere kitapları, adada bulup eve afişlerini gördüğümde nasıl anıp nasıl güldüğümüzü, nasıl özlediğimi livri diye bir yer tanımı görebildim. Ben tabii ki aldığım kediyi, eve yaptırdı heyecanlandığımı, bir şey zi, içimiz her karardığında bize atacağın yordum. Ancak şu anda bu konuda isyankârım! ğım kitaplığı, kitaplığı dol ler yazmaya başladı fırçaları düşünüp nasıl hemen hayatımın büyük bir Hayatımın en kötü durmak için senin evinden ğımı, beni yazmaya toparlandığımızı, emek kısmı Silivri’de. 9 aydır dokuz ayında, bazı kişiler yürüttüğüm kitapları, dost teşvik eden dost verdiğin bütün çocuklar ne yapıp ne edeceğimi hariç, çevremizdekiler larınla kurduğumuz sofraları, larımı, yazdıklarımı olarak bu yaştan sonra çok bilemesem de seni çok hiçbir zaman bizi yalnız hakkında konuştuklarımızı, şerefine kaldır okuyup da “Kızım evladım, sen ne nasıl kardeş olduğumu özledim. Koskoca bir ülke bırakmadı. Duruşma gü dığımız kadehleri, sen seversin diye senin yaptın çocuğum” deme zu, seninle nasıl gurur senin çıkmanı bekliyor. Her nünde senin özgür olmanı için her gün paylaşılan türküleri, peçetelere diye kâğıtları apartmanın duyduğumuzu ve seni ne kadar bazıları buna engel herkes dört gözle bekliyor. çizilen karikatürleri, yazılan yazıları, girdiğin bahçesine gömme ne kadar sevdiğimizi olmak istese de. Görüşmek üzere... her rüyamı, hatta diğer bütün rüyalarımı, planları yaptığımı, anlatmam gerek Ama önemli olan Seni çok seven kurduğum yepyeni hayalleri, senin hak beni sürekli arayan artık. Hadi gel, bizim, ailemizin seni oğlun kında konuştuğum panelleri, konuşurken yüzlerce insanın, bekliyoruz. beklemesi. Her ne kadar senin Silivri’de Kadri Gürsel Erdem Ongun Gürsel Erdem Ongun Gürsel heyecandan nasıl titrediğimi, paniğe kapıl beni ve seni nasıl dığımda seni nasıl izleyicilerin arasınday yalnız bırakma Turhan Günay Elif Günay Elif Günay Bizde taşın sabrı var ALİCAN ULUDAĞ / CANAN COŞKUN / SİNAN TARTANOĞLU Gazetemizin tutuklu ve tutuksuz yazarlarının savunmalarının tamamlanmasının ardından söz sırası avukatlara geçti. Gazetemiz avukatları iddianameyi hazırlayan FETÖ sanığı savcının masumiyet karinesinden faydalanarak tutuksuz yargılandığını vurguladı. Ancak avukatlar, “Kişilerin sıfatlarına göre değişen herhangi bir masumiyet karinesi konulamaz” dedi. Avukatlar, bugün verilecek karara dikkat çekerek, “Burası Cumhuriyet. Bizde taşın sabrı var. Siz ne karar verirseniz verin, gerçeği ortaya çıkarmak için biz sabırla çalışırız. O gerçeğin ne olduğunu da herkesten önce yine biz yazarız” dedi. İlk olarak söz alan avukat Fikret İlkiz, konuşmasında Cumhuriyetçilere operasyon yapan, görevden alınmasına karşın soruşturmada aktif olarak çalışmaya devam eden ve FETÖ üyeliğinden yargılanan Murat İnam’a değindi. Cumhuriyet yönetici ve yazarları emniyette gözaltındayken, davanın tanıklarının da aynı binaya gelerek tanıklık yaptığını söyleyen İlkiz, bu süreç devam ederken Oda TV’den Barış Pehlivan’ın savcı İnam’ın FETÖ/PDY üyeliği iddiasıyla yargılandığı haberini yaptığını ve durumu öğrendiklerini söyledi. Bunun üzerine savcılığın Pehlivan hakkında soruşturma başlattığını ve gözaltı kararı verdiğini anlatan İlkiz, Turgut Kazan’ın bunu Adalet Bakanı ile görüşmesinin ardından kararın geri çekildiğini ve ertesi günü Pehlivan hakkında takipsizlik kararı verildiğini söyledi. Ekinci, İnam davasında tanık Hakkında FETÖ’den dava açılan bir savcının, Cumhuriyet soruşturmasında görev yapmasının masumiyet karinesine aykırı olduğunu dile getiren İlkiz, Selam Tevhid davasının tanıkları arasında Cumhuriyet iddianamesinin altında imzası bulunan savcı Mehmet Akif Ekinci ile Başsavcı İrfan Fidan’ın da olduğunu açıkladı. İlkiz, yine İnam hakkındaki iddianamede kendisinin FETÖ/PDY ile irtibatlı kişilerle telefon irtibatı olduğuna ilişkin HTS kayıtlarına vurgu yaptı. Kişilere göre değişen masumiyet karinesi olmaz İlkiz, “Tüm bunlar herkesin bu savcı hakkında bir laf etmesi doğrudur, haklıdır ve bunun görev alması adil yargılanma hakkına aykırıdır. Bu durum ileride yargılamanın yenilenmesine neden olacaktır. Biz bu süreçte savcının görevden çekilmesi gerektiğini söyledik. Ancak onun da masumiyet karinesi var dediler. Ama kişilerin sıfatlarına göre değişen herhangi bir masumiyet karinesi konulamaz” diye konuştu. İnam kuşku yarattı Ceza yargılaması çerçevesinde görev alan savcıların her zaman insan hakları ve özgürlükleri korunması için adil yargılanma hakkı ilkelerini desteklemeyi görev sayması gerektiğini söyleyen İlkiz, Hâkimler ve Savcılar Yasası’nın 8. maddesine göre hâkim ve savcı adaylarının mesleğe başlaması için haklarında üç aydan fazla hürriyeti kısıtlamayı gerektiren bir fiilden dolayı soruşturma ve kovuşturma altında olamama koşulu olduğunu vurguladı. İlkiz, İnam’ın soruşturmayı yürüten savcı olması nedeniyle bütün işlemleri bakımından anayasanın 36. maddesi bakımından bir kuşku oluşturduğunu kaydetti. Az söylemişiz Gazetemiz avukatlarından Tora Pekin de Erinç’in ifadesini alan savcı Yasemin Baba’nın savcılık ifadesi sırasında “mantık sınırlarını zorlayan sorular” sorduğunu belirterek, “Sorularınız genel olarak gazetecilik, özel olarak Cumhuriyet Gazetesi hakkında hiçbir şey bilmemeniz Cumhuriyet davasında bugün açıklanacak ara karara dikkat çeken gazetemiz avukatları, ‘Siz ne karar verirseniz verin, gerçeği ortaya çıkarmak için biz sabırla çalışırız. O gerçeğin ne olduğunu da herkesten önce yine biz yazarız’ dedi Hukuk halkın yanında olmalı ZEHRA ÖZDİLEK Avukatların tutuklu meslektaşları Bülent Utku, Akın Atalay, Mustafa Kemal Güngör için Çağlayan Adliyesi’nde başlattığı ‘Adalet Nöbeti’nin 17’ncisi dün gerçekleştirildi. Gazetemizin davasında tutuklu bulunan meslektaşlarının serbest bırakılmasını isteyen avukatlar, hukukun halkın yanında olması gerektiğini kaydetti. Avukatlar “Herkes için adalet” pankartının açarak, tutuklu gazetecilerin resimlerinin bulunduğu “Savunmaya özgürlük”, “Adalet Nöbeti” yazılı dövizleri taşıdı. Eyleme CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal da katıldı. İlk sözü alan Uğur Yetimoğlu, üç gündür duruşmada hukuk dersi verildiğini belirterek “27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Cumhuriyet çalışanları, yöneticileri özgür basın için, huzursuzluğa karşı mücadelenin destanını yazıyorlar. Akın, Bülent ve Mustafa Kemal, avukatın onurlu devrimci duruşunun heykelini kazıyorlar. Ve buradan meslektaşlarımıza sesleniyoruz. Sevgili Mustafa, engizisyon dönemindeki toplu cezalandırmayı meslek olarak seçtiklerini biliyoruz. Sevgili Bülent, cesaret hakkını sonuna kadar kullandığını ve kullanacağını biliyoruz. Ve sevgili Akın, sizden öncekiler gibi muktedirlere boyun eğmediğinizi ve korkuya teslim olmadığı nızı biliyoruz” dedi. Basın açıklamasını okuyan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “Anladık ki, adliyelerde adalet için farkındalık yaratmaya, adalet için talep açmaya ihtiyacımız var. Birilerinin bunu yapması gerekiyordu. İyi ki avukatlar var. İyi ki var da, adliyeler ‘adalete davet’ edilebiliyor. Adli tatildeyiz ama, adalet tatilde olmayacak. Yarın (bugün) göreceğiz bunu.” Kaboğlu: Derin bunalım Hukukçu İbrahim Kaboğlu ise “Buradan yarın (bugün) çıkacak karar Türkiye’nin içinde bulunduğu derin hukuki ve siyasal bunalımdan da çıkışın somut öğelerini bize sunacaktır” diye konuştu. den kaynaklanıyor’ demek zorunda kalmıştık. İddianameyi görünce çok az söylemişiz dedik” dedi. Pekin, iddianamenin hayali bir senaryoyla yaratılmaya çalışılan bir algı üzerine inşa edildiğini kaydederek, mahkeme heyetinin de bazı soruları karşısında bu algıya değer verildiğini gördüklerini söyledi. “Gazetenin yayın ilkeleri, gazetenin amacı bir savcıyı, bir ceza mahkemesini niye ilgilendiriyor” diye soran Pekin, heyete “Nasıl bir Cumhuriyet istediğinizi bile, arkadaşlarımız birkaç kez sorduğu halde söylemediniz” şeklinde seslendi. Kim inanır bu saçmalığa? Pekin, bilirkişi Ünal Aldemir’in raporunda “Cumhuriyet’in devletçi, geleneksel, laik, ulusalcı çizgisinin değiştirildiğinin” iddia edildiğini anımsattı. Pekin, Cumhuriyet’in Vakıf senedinin başlangıç bölümünde yazılı değişmez ilkeler arasında devletçilik, geleneksellik, ulusalcılık, olmadığını vurgulayarak, “Tek bir ilkeyi anlamışlar ama onu da herhalde müktesabatları gereği yanlış anlamışlar: O da elbette ‘laiklik’. Siyasal iktidar laikliğin alanını daralttıkça sesini çıkaran birkaç gazeteden biri ve sanırım en etkilisi olan Cumhuriyet gazetesi laiklik ilkesinden vazgeçmiş. Böyle diyor iddianame. Kim inanır buna? Kim inanır bu saçmalığa” diye sordu. Gazeteci herkesle konuşur Cumhuriyet gazetesinde, laikliğe aykırı tek bir haber yayımlanmayacağının altını çizen Pekin, “Varsa gösterin, tartışalım. Yoksa bu gülünç suçlamadan vazgeçin” dedi. Pekin, suçlama konusu edilen haberlerle ilgili savcıların ‘Cumhuriyet’te PKK röportajının işi ne’ diye sorduğunu aktararak, “Bu soru yargının işi olamaz. Gazeteci herkesle konuşur. Bu temel kuralı duymadınız mı sahiden” diye sordu. Gazetelerin yayın çizgisinin yargıyı ilgilendirmeyeceğini belirten Pekin, “Bu gülünç suçlamadan vazgeçin” dedi. Pekin, iddianamenin bir köşe yazısı olması durumun da, Cumhuriyet gazetesinden bir kişinin bile buna cevap vermeye tenezzül etmeyeceğini vurguladı ve “Nitekim kanıt diye ortaya konan makalelerin hiçbiri Cumhuriyet gazetesi sütunlarında cevaplanmaya değer görülmedi” dedi. Akit’te de aynı başlıklar Pekin, dosyada suçlama konusu edilen ‘Yurtta sulh cihanda ne’ başlığını anımsatarak, Akit gazetesinde Hacı Yakışıklı’nın 25 Haziran 2016 tarihli “Yurtta sulh, cihanda Papa, satıldık ey halkım!” başlıklı yazısını ve Sinan Burhan’ın 28 Haziran 2016 tarihli “Yurtta sulh cihanda sulh sözüne geri dönmeliyiz” yazısını mahkemeye sundu ve “Savcılar Akit gazetesi yayın çizgisini değiştirdi Atatürkçü oldu diye heyecana kapıldılar mı, bilmiyoruz. Bildiğimiz bu yazılarla ilgili hiçbir dava açılmadığı. Elbette ki açılmasın da, çok saçma bir şey olur bu. Ama demek ki iktidar medyası ‘yurtta sulh’ yazınca ‘yorum’, Cumhuriyet yazınca ‘darbeye hazırlık’. Öyle mi” diye sordu. İnam, Ekinci, Baba suçludur Pekin, soruşturmayı başlatan ve sonuna kadar yürüten ama imzalamayan savcı İnam’la, ona soruşturmada yardım eden ve iddianameyi imzalayan savcı Mehmet Akif Ekinci ile Yasemin Baba’nın söz konusu iddianame nedeniyle suçlu olduklarını söyledi. Dosyaya delil diye konulan dedikodu niteliğindeki tanık beyanlarını, MASAK raporunu anımsatarak, “En gencinin meslek tecrübesi 28 yıl olan, meslek yaşamları örnek gösterilecek gazeteci ve avukatlardan söz ediyoruz. Ve deliller bunlar. 10 bin sayfa çöp” dedi. Dosya bilgilerinin sistematik olarak sızdırıldığını ifade eden Pekin, “Bunu savcılar mı yapıyor, kalem memurları mı yapıyor, birileri UYAP’a girip mi yapıyor bilmiyorum. Ama UYAP olmamalı çünkü vakıf defterleri sayısal veriler olmadığı için ancak fotokopi verilebilir ya da fotoğrafının çekilmesine izin verilebilir. Soruşturmanın gizliliğinin se bebi bildiğiniz gibi masumiyet ilkesinin korunmasıdır. Sadece savcının değil bizim de var ondan. Teorik olarak da olsa var” dedi. Darbe yapmıyorlar, duruşmayı izliyorlar İktidar medyasının yargılanan gazetecileri desteklemek için çalışan “Dışarıdaki Gazeteciler” grubunun duruşmanın başlama tarihi olan “24 Temmuz” başlığıyla kurdukları Whatsapp grubunu hedef aldığını anımsatan Pekin, “Bu grup ismi oldu size yeni darbe girişimi tarihi. Gördüğüm kadarıyla darbe yapmıyorlar, duruşmayı izliyorlar. Bu arada kayda geçsin hedef göstermelere rağmen de hiçbir yere gitmiyorlar” dedi. oFelmthauslılnaahçbıliar raınşadmaavası Bu davanın bir dönem yargıda örgütlü Gülen suç şebekesinin davalarından olmasının önünde bir aşama kaldığını belirten Pekin, heyete “Bu dosyanın kullanılan yöntemler itibarıyla bir ‘FETÖ dosyası’ olmasının önündeki tek engel kaldı, o da sizin kararınız” dedi. Pekin, savunmasını şu sözlerle tamamladı: “Burası Cumhuriyet. Bizde taşın sabrı var. Siz ne karar verirseniz verin, gerçeği ortaya çıkarmak için biz sabırla çalışırız. O gerçeğin ne olduğunu da herkesten önce yine biz yazarız.” Düşman ceza hukuku iddianamesi Avukat Duygun Yarsuvat da demokratik olmayan rejimlerde düşman ceza hukuku uygulandığını belirterek, “Bu dava, düşman ceza hukuku iddianamesidir. Düşman ceza hukukunda bütün sanıklar tehlikelidir. Gücü elinde bulunduran kişilere karşı bunlar tehlikeli bulunurlar. Burada düşman kim? Cumhuriyet gazetesi. Adamları kim? Çalışanlar. Dolayısıyla bu savcıya verilen tek görev, Cumhuriyet gazetesini imha etmektir. Çünkü Cumhuriyet dürüst haber yapıyor, hiçbir haberini yalanla do lanla saklamıyor. Bunun bir bedeli olduğu ve bu bedelin ödettirilmeye çalışıldığı açıktır” dedi. İddianameyi okuduğunda “ben bu filmi daha önce gördüm” dediğini aktaran Yarsuvat, Ergenekon ve Balyoz süreçlerine işaret etti. 12 Eylül karanlığını aydınlattı Gazetemiz avukatlarından Bülent Utku’nun avukatlarından Ergin Cinmen “Cumhuriyet gazetesi 12 Eylül’ün karanlığında ortalığı aydınlatıyordu. İnsanların seslerini seslendirdiler. Şimdi bakıyorum da 40 yıl düşünsem şu insanların burada FETÖ, PKK ve DHKPC suçlamasıyla tutuklu bulunduğunu hayal bile edemezdim. Olmayacak şey bu” dedi. Gülen, Erdoğan’ı kaç kez aradı? Cinmen, ByLock kullanıcısı kişilerle iletişim kaydı suçlamasına 10 yaşında bir çocuğun bile inanmayacağını söyledi. Utku’nun ByLock kullanıcıları ile iletişim kaydı olduğu suçlamasına değinen Cinmen, “Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bugüne kadar FETÖ’nün reisi olan Fethullah Gülen kaç kez aramıştır” diye sordu. ‘Tutuklu değil, tutulular’ Mahkemeye sundukları dilekçede ‘tutukluluk’ kavramını kullanmadıklarını ifade eden Cinmen, “Tutukluluğun koşulları bellidir. Biz ‘tutulu’ dedik. Bir yerde tutulu insanlar olarak görüyorum. Cezaevlerine yer açmak için infaz yasasında değişiklik yapıldı. 10 yıla kadar olan suçlardan cezaevlerinde bulunan açık infaz kurumuna gönderildi. Bunun anlam kaçma şüphesi yok demektir. Vereceğiniz kararda bunları dikkate alın. Tutukluluk hükümlülüğü aştı. Yasalara göre masum sayılırlar” dedi. ‘Manşet tartışılır mı’ “Bir gazetenin manşeti tartışılır mı” diye soran Cinmen, “Burada birçok yazara ‘şu tarihte yazdığın yazıyla ne demek istiyorsunuz’ demek ifade özgürlüğünün açılıp düşünce özgürlüğünü ihlal etmeye gitmek anlamına gelir. Cumhuriyet davası Nâzım Hikmet, Rosenberg, Dreyfus, Denizler’in davası ve görülmekten pişman olunan davalar arasına girmiştir” dedi. ‘Bir şeylerin farkına varın’ Cinmen’in savunmasının ardından mahkeme başkanı Dağ, “Bizim iknaya ihtiyacımız yoktur. Kanun maddelerini avukat arkadaşlardan öğrenecek değiliz. Bu dikte edici tavrınızı reddediyorum” dedi. Aralarında Atilla Taş’ın bulunduğu tutukluları tahliye ettikten sonra dağıtılan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin heyetinin başına gelenleri anlatan Cinmen, “Artık HSYK’nin istemediği kararlara imza atmak kolay mı? Sizin iddianameyi reddetmenizi beklerdik. Tutukluluk kararına devam demenizi yadırgadık” dedi. ‘Toto oynuyor’ Ardından başkan Dağ, “Dışarıdan bakıyoruz. Bir şeyler yazıyor, birisi kalkmış yarın için toto oynuyor, okumuyor muyuz sanıyorsunuz. Bu doğru bir tutum değil” dedi. Dağ’ın bu sözleriyle Türkiye gazetesi yazarı, Cumhuriyet davası ile ilgili yönlendirmelerde bulunan Cem Küçük’ü işaret ettiği yorumlarına neden oldu. Avukat Ayhan Erdoğan ise “Savcının konumu ile yıkılan yapının devamında da yıkıntılar var. Savcı, savcı yardımcısı üretmiş tahkikat yürütüyor. Açık kaynak araştırması polisin işidir bilirkişinin değil, Ünal Aldemir acaba refakatçi midir” dedi. Erdoğan, savcı İnam için de “Adamın boynunda kılıç dolanıyor. Başka bir karar verme şansı yok. Sadakat testinden geçiyor” dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear