28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 10 Temmuz 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NÜ TAMAMLAYAN KILIÇDAROĞLU, MALTEPE’DE MİLYONLARA SESLENDİ: YenIden doGduk Ankara’dan İstanbul’a ‘Adalet Yürüyüşü’ başlatan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün yürüyüşünü tamamladı. CHP lideri Maltepe’de 2 milyondan fazla kişiye seslendi. Sahneye kendisini yalnız bırakmayan eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte çıktı. Kılıçdaroğlu konuşmasına, “Herkes şunu çok iyi bilsin, 9 Temmuz yeni bir adım, yeni bir doğuştur” diyerek başladı. ZULME KARŞI ADALET Kılıçdaroğlu’nun tarihi konuşmasından satır başları şöyle: 15 Haziran’da Güvenpark’ta başlattığı mız yürüyüşü Maltepe’de bi tirdik. Ama kimse bu yürü yüşün bir son olduğunu dü şünmesin, bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır. Herkes şunu ALİ AÇAR çok iyi bilsin, 9 Temmuz yeni bir adım, yeni bir doğuştur. Yol boyunca bizi yüreklen diren Ankara, Kahramankazan, Kızılcaha mam, Gerede, Bolu, Kaynaşlı, Düzce, Hen dek, Adapazarı, İzmit, Derince, Körfez, Tavşancıl, Gebze ve İstanbul’a yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Bu ülkeye de mokrasiyi mutlaka getireceğiz. Kemal Kı lıçdaroğlu herkese saygılıdır. Yürüyüşü müze destek veren pek çok kesim oldu. Destek açıklaması yapan siyasi partiler ve milletvekillerine, sendikalara, sanat çılara, muhtarlara, engellilere, gazi ve şe hit ailelerine, Ergenekon, Balyoz ve KHK mağdurlarına, kadınlara, STK’lere, baro lara, çiftçilere, mağdur ailelere yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Neden yürüdük? Olmayan adalet için, mazlumların hakkı için, hapisteki milletvekilleri, tutuklu gazeteciler için yürüdük. Üniversiteden atılan hocalar için yürüdük, KHK’larla üniversite hocalarının işine son verilmesi tam bir demokrasi ayıbıdır. Bunu geçmişte paşalar, Hitler yapıyordu. O hocalara Gazi Mustafa Kemal Atatürk sahip çıkmıştı. Haksız yere atılan memurlar için yürüdük, çocuk işçiler için yürüdük, hapisteki askeri öğrenciler için yürüdük, linç edilen askerler için yürüdük, FETÖ’ye karşı olduğumuz için yürüdük, tek adam rejimine karşı olduğumuz için yürüdük, IŞİD, PKK terör örgütlerine karşı yürüdük, devlette liyakat sistemi kalmadığı için yürüdük, çalınan sınav soruları için yürüdük, şiddet mağduru kadınlar için yürüdük, Mavi Marmara şehitleri için yürüdük, KHK ile görevlerinden atılan hak arayan, hak aradıkları için hapse atılan, açlık grevindeki Nuriye ve Semih için yürüdük, FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıksın diye yürüdük, 249 şehidimiz için yürüdük. Bu ülkede adalet için yürüdük. Niçin adalet? Farklılıklarımızla birlikte yaşamak için, huzurla yaşamak için, Türkiye’nin saygın bir konumu olsun diye adalet. Zulüm ile abad olunmaz, zulumediyorlar. Fakir fukaraya zulüm ediyorlar. Çiftçiye zulumediyorlar. Zulme karşı durmak bizim namus borcumuzdur. Dünyanın bütün nehirleri, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez. Bu meydan ve bu meydanın dışında adalete susamış sizlere saygılarımı sunuyorum. Her yerde söylüyorum, bir daha söyleyeceğim; Hiç kimsenin etnik kimliğine, inancına göre siyaset yapmayacağız. Yapanlar vatan hainleridir. Herkesin kimliğine saygı duyuyorum. Başörtü kadınlarımız için diyorlar ki; efendim iktidar değişirse sizin yaşam tarzınızla uğraşacaklar. Bunu söyleyenlere itibar etmeyiniz. Biz herkesin kimliğine sonuna kadar saygılıyız. Adalet sokakta aranmaz diyorlar. Bir ülke Alanı dolduran genci, yaşlısı milyonlar ‘Adalet’ diye haykırdı. de adaletsizlik varsa, o ülkenin mahkemeleri bağımsız değilse, TBMM’nin yetkileri gasp edilmişse, halkın gözü, kulağı ve sesi olan basın susturulmuşsa o zaman adalet arayışımızın tek yeri sokaktır. Kimse bundan endişe etmesin. Adalet, adalet, adalet... Darbeyi önlemek için sokak güzel, adaleti getirmek için kötü. Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti de getireceğiz. Hâkimin gözü Saray’da Bir kişinin suçlu olup olmadığına siyasi, bakan, milletvekili, esnaf karar vermez. Bir kişinin suçlu olup olmadığına ancak hâkim karar verebilir. Beyefendi şimdi kişiye ceza kesiyor. Ne olursan ol, kim olursan ol adaleti bu ülkeye getireceğiz. 1971 ve 1980 darbelerinden sonra sıkıyönetim mahkemeleri kurulmuştu. Ama savcı, hakim karar verirken; savcı delil topluyor hakim de en azından o delillere bakarak karar veriyordu. Şimdi 20 Temmuz sivil darbesinden sonra dosyada delil varmış, yokmuş önemli değil. Hâkim gözünü dikmiş Saray’a, oradan gelen talimata göre karar veriyor. Yaşadığımız dönem bir dikta dönemidir. Hitler’in bir adalet müşaviri vardı. Şöyle söylüyor hâkimlere; karar vermeden önce kendinize şunu sorun, benim yerimde Führer olsaydı nasıl karar verirdi. Aynı oyun bugün Türkiye’de oynanıyor. Hâkim aldığı talimatla karar veriyor. Oysa hâkimlik kutsal bir görevdir, hakim kimsenin önünde diz çökmez, ayağa kalkmaz, cüppesini iliklemez. Şimdi ben buradan bütün yargıçlara sesleniyorum; adaletin hakkını korumak benim kadar sizin de görevinizdir. Saray’dan talimat varsa elinizin tersiyle itin. O koltukları boşaltın Anayasa Mahkemesi’nin başkanına ve üyelerine de sesleniyorum; korkmayın, onurlu ve dik durun. Daha önce karar verdiniz; milletvekilleri yargılanabilir ama tutuklanamaz demiştiniz. Bu sözünüzün arkasında durun. Saray’dan talimat geldi, biz o yüzden karar verdik diyorsanız lütfen o koltukları boşaltın. Ne kazandık? Korku gömleğini çöpe attık. Yalnız olmadığımızı gördük. Adaletli bir Türkiye kuracağımızı gördük ve bunu bütün dünyaya seslendirdik. Umudumuzu yeniden yeşerttirdik. Hepimiz umutluyuz. Biliyorsunuz umut bulaşıcıdır. Maltepe Meydanı umutluysa Maltepe’nin tamamı umutludur. Herkes umut tohumlarını yeniden eksin. Aşımızı, ekmeğimizi paylaşmayı öğrendik. Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşamayı özledik. Türkiye tarihinin en önemli sayfalarından birini yazdık. Ne istiyoruz? Bir; OHAL kalksın. İki; Adliyeye, kışlaya, camiye siyaset girmesin. Yargı tarafsız kılınsın. Üç; Özgür medya istiyoruz. Dört; Üniversiteleri susturulmuş değil, konuşan bir Türkiye istiyoruz. Milletin seçtiği vekillerin TBMM’de görev yapmasını istiyoruz. FETÖ ile mücadelenin gerçekten yapılamasını ve darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Tek adam rehjimine hayır diyoruz. Gerçekten de kadınerkek eşitliği istiyoruz. Gençlere saygı istiyoruz, gençleri önemsemeliyiz. Tüm antidemokratik uygulamaların sona erdirilmesini istiyoruz. 450 kilometreyi yürürken ormanları fark ettim, yağmuru gördüm. Cennet gibi ülkeyi cehenneme çevirmeye kimin hakkı var. Bu ülkeyi cennet gibi yapmak bizim görevimiz değil mi? Niye yapmayalım? HABER ve FOTOĞRAFLAR: HAZAL OCAK, KAYHAN AYHAN, ZEHRA ÖZDİLEK, KAAN SAĞANAK, VEDAT ARIK, KURTULUŞ ARI 10 maddelik adalet çağrısı Herkes için adalet istediklerini söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Adalet bir haktır. Adalet hakkımızdır. Biz hakkımızı istiyoruz. Adalet mülkün temelidir. Günümüz Türkiye’sinde mülkün temeli ne yazık ki sallanmaktadır. Gün, temelinde adalet olan yeni bir toplumsal sözleşme yapma günüdür” dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin özellikle son bir yılda içine sokulduğu duruma dair tespitlerini ve en acil şekilde yerine getirilmesi gerekenleri 10 maddede şöyle sıraladı: 1 DARBE GİRİŞİMİNİN SİYASİ AYAĞINI ORTAYA ÇIKARIN 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM’nin kararlı, onurlu duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna sokağın/halkın 15 Temmuzu diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır. 2 OHAL’İ DERHAL KALDIRIN, EVRENSEL HUKUĞA UYUN İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek, 20 Temmuz darbesi yapılmıştır. 20 Temmuz’da OHAL ilan edilmiş ve TBMM’nin yetkileri gasp edilmiştir. Biz buna Saray’ın 15 Temmuzu diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarak yeniden tesis edilmelidir. 3 insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçiN Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Dolayısıyla demokrasinin, can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. “Kolektif suç” gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir. 4 Yargıya erişim ve sosyal güvenliĞİ kısıtlaMAYIN Bugün, OHAL uygulamalarıyla mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır. OHAL mağdurları adeta “sivil ölüme” terk edilmiştir. Yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir. 5 tutuklu milletvekilleriNİ derhal serbest bırakıN 20 Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan, ama sırf Hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesi’nin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır. 6 ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırın 150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırın. 7 Türkiye gayri meşru bir anayasa ile yönetilemez OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir ortamda ve üstelik “devletin bütün imkânları seferber edilerek” gerçekleştirilen anayasa değişikliği gayri meşrudur. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan anayasa yerine, bir kişinin beklentilerine yanıt veren bir Anayasa değişikliği Yüksek Seçim Kurulu’nun yasa dışı kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu bir “mühürsüz seçimdir.” Türkiye gayri meşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir. 8 adaletsizliK üreten eğitim politikaları değiştirilmeli Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir. 9 toplumsal adaletsizliĞE KARŞI ortak irade geliştirilMELİ İşsizlik, yoksulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük, ayrımcılık, yaygın şiddet, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşanan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade geliştirilmelidir. Tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahim görünümlerden biri olan kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı, kadın hakları toplumsal hayatın her alanında uygulanmalıdır. 10 uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönÜN Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemizin içindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısırdöngü yaratmıştır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine çevirmelidir. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear