24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 30 Haziran 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 5 Erdoğan’a izin yokAlmanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, ‘Miting doğru olmaz’ dedi Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, 78 Temmuz’da Hamburg’da yapılacak G20 zirvesi için ülkelerine gelecek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da kamuya açık alanlarda miting yapmak için başvuruda bulunduğunu söyledi. Sigmar Gabriel, yaptığı açıklamada Erdoğan’ın resmi başvuruyu çarşamba günü yaptığını ancak miting yapmasının uygun olmayacağını belirtti. Alman bakan iki hafta önce Ankara’ya bu yönde bir başvuru yapılmaması yönünde tavsiyede bulunduğunu ancak tavsiyesinin dikkate alınmadığını aktardı. Gabriel, Erdoğan’ın konsolosluk ve elçiliklerde bir etkinlik düzenleyip düzenleyemeyeceğine yönelik soruyu ise buna Ankara’nın karar vereceğini söyleyerek yanıt verdi. Reuters’a konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bir sözcüsü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen G20 dışında bir konuşma yapma talebini reddettiklerini açıkladı. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Erdoğan’ın Almanya’da Türk göçmenlere konuşma yapmasına izin verilmemesini “kesinlikle doğru” olarak nitelendirdi. Bild gazetesine konuşan Bakan de Maiziere, Almanya’da “başlamakta olan seçim mücadelesi öncesi dışarıdan etki etme çabalarının kabul edilemez” olduğunu söyledi. Almanya’daki koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin başkanı Martin Schulz da Bild gazetesine yaptığı açıklamada, “Kendi ülkelerinde değerlerimizi ayaklar altına alan yabancı po Almanya ile şimdi de miting krizi G20 Zirvesi için Hamburg’a gitmeye hazırlanan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın korumaları ve halka hitap etme isteği üzerine Berlin’den peş peşe gelen açıklamalara Dışişleri üstü örtülü yanıtlar verdi. Dışişleri kaynakları, Erdoğan’ın ziyaretiyle ilgili açıklamalara karşı resmi girişim yapılıp yapılmadığı sorusunu yanıtsız bıraktı. Dışişleri Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in, “Erdoğan’ın gelecek hafta Almanya’daki Türklere hitap etmek için çarşamba günü resmi talepte Recep Tayyip Erdoğan bulunulduğu” açıklamasını üstü örtülü yalanladı. Müftüoğlu, siyasetçi ismi vermeden, “Alman makamları bir taraftan kendi düzenlemeleri için vatandaş buluşmasının yapılacağı mekâna dair resmen başvuruda bulunulmasını talep ederken, diğer taraftan Almanya’daki bazı siyasetçilerin açıklamalarında iç politika hesaplarına dayandığı anlaşılan, kabul edilemez yorumlar yapmaları esef vericidir” dedi. Almanya’da Sosyal Demokrat Parti’nin Başbakan adayı Martin Schulz’un “Kendi ülkelerinde değerlerimizi ayaklar altına alan yabancı politikacılar Almanya’da provoke edici konuşmalar yapacakları etkinlikler düzenleyemez” açıklamalarına ise Müftüoğlu şöyle karşılık verdi: “Özellikle Avrupa Parlamentosu Başkanlığı yapmış bir kişinin toplanma ve ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik yaklaşımı, karşı karşıya bulunduğumuz zihniyetin gerçek yüzünü ve başkalarına ders vermeye çalışanların çifte standardını bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu şahsın Cumhurbaşkanımıza yönelik kabul edilemez ifadele litikacılar Almanya’da provoke edici konuşmalar yapacakları etkinlikler düzenleyemez. Türkiye’de muhalifleri ve gazetecileri cezaevine atan Erdoğan’ın Almanya’da etkinlik düzenlemesini istemiyorum” dedi. 16 Nisan’daki anayasa değişikliği referandumu öncesi Türk bakanların Almanya ve Hollanda başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde miting düzen lemelerine izin verilmemesi nedeniyle Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkisi gerilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu ülkelere, “Bakanlarıma izin vermiyorlar. Benim videokonferansla mitinge katılmamı engelliyorlar. Ama Cemil Bayık’ı Kandil’den oraya bağlıyorlar, konuşmasını yapıyor. Bunların teröre yardım ve yataklıktan yargılanması gerekiyor” diyerek tepki göstermişti. rini şiddetle kınıyor ve reddediyoruz.” Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Alman siyasetçilerin “provokatif ve art niyetli” açıklamalarının kabul edilemeyeceğini belirtti. Kalın, “Her fırsatta demokrasi, insan hakları ve özgürlükler konusunda Türkiye’ye ders vermeye kalkanların, terör örgütleri, darbeciler ve kanun kaçaklarına kol kanat gererken Sayın Cumhurbaşkanımızın vatandaşlarımızla buluşmalarına engel olmaya çalışmaları, çifte standartın en somut göstergesidir” ifadelerini kullandı. Heyette 60 polis var G20 zirvesi için Hamburg’da Erdoğan’a eşlik edecek yaklaşık 250 kişilik bir heyet listesinin Alman makamlarına iletildiği ortaya çıktı. DW Türkçe’nin haberine göre, yaklaşık 250 kişilik heyette 5 bakan ve 60’ı aşkın polis yer alıyor. Diplomatik kaynaklar, Ankara’nın geçen haftalarda gönderdiği listenin güncellendiği ve ABD’de haklarında yakalama kararı olan bazı polislerin yeni listede yer almadığını aktardı. Merkel’den protestoya izin Alman kaynaklar, Başbakan Merkel’in G20 Zirvesi için solcu protesto hareketleriyle tanınan Hamburg kentini özellikle seçtiğini, ABD, Rusya, Türkiye ve Çin liderlerine sağlıklı demokrasilerde büyük protestoların tolere edilebileceğini göstermek istediğini, bu nedenle protesto yasağı getirilmediğini belirtti. l ANKARA Brett McGurk: Hedef dışardan gelen DEAŞ’lıları yok etmek Suriye’nin Rakka kentinde koalisyon güçlerinin hava desteği ile yürütülen operasyon için dün Rakka’ya giden ABD Başkanı Donald Turump’ın DEAŞ özel temsilcisi Brett McGurk, Suriye’deki gelişmelerden her hafta Türkiye’yi haberdar ettiklerini söyledi. McGurk, “Türkiye, Rakka operasyonu sonrasıyla oldukça ilgili ancak bizim amacımız, Rakka’da yaşayan halkın kendi kaderini tayin etmesi ve geri dönecekler için ideal şartları oluşturmasıdır” dedi. DEAŞ’ın ilan ettiği hilafetin başkenti olarak gördüğü Rakka kentinde Demokratik Suriye Güçleri’nin yürüttüğü operasyon için dün Rakka’ya giden ve Rakka sivil meclisi ile DSG komutanları ile görüşen ABD Başkanı Donald Trump’un DEAŞ özel temsilcisi Brett McGurk, Ayn İsa kasabasında yayın yapan Ahbar El an televizyonuna konuştu. McGurk, Rakka operasyonunun planlarına uygun ilerlediğini, Rakka’nın DEAŞ’ın sözde başkenti olduğunu ve çatışmaların sokak sokak yapıldığını göz önüne alındığında, Rakka’yı ele geçirmenin zaman alacağını söyledi. McGurk, “Sanıyorum Rakka’da DEAŞ’ın önemli komutanları şehri terk etmişlerdir ancak, bölge dışından gelerek DEAŞ’a katılmış olanların hâlâ burada olduklarını düşünüyoruz. Rakka operasyonunun en büyük amacı, yurtdışından gelerek DEAŞ’a katılanların burada öldürülmesidir” dedi. Şehit Muhammed Ali Mevlüt Dündar’ın cenazesinde izdiham yaşandı. Karaman şehidini 15 bin kişi uğurladı Hakkâri’nin Oğul köyü kırsalında PKK’li teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan özel harekât polisi 25 yaşındaki Muhammed Ali Mevlüt Dündar için memleketi Karaman’da cenaze töreni düzenlendi. 15 Temmuz Aktekke Meydanı’ndaki cenaze törenine şehidin felçli babası İdris Dündar ambulansla getirildi. İdris Dündar’a, polis oğlunun şehit olduğu haberi nin ambulansa bindirildiği sırada verildiği öğrenildi. Şehidin dedeleri Mevlüt Dündar ve Osman Gürbüz, yaşlılık nedeniyle yürüyemedikleri için tekerlekli sandalye ile tören alınına getirildi. Babasının rahatsızlığı nedeniyle izne gelecekken şehit haberi gelen Dündar’ın cenazesinde gözyaşları sel oldu. Şehidin kardeşi Muhammed Masum Dündar da, ağabeyinin tabutu başında nöbet tutan özel harekât polislerinin terini sildi. Törenin ardından vatandaşlar tabutu omuzlarında taşımak isteyince izdiham oluştu. Kilis’in Elbeyli ilçesinde meydana gelen trafik kazasında şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ömer Çintay (29) ve Piyade Astsubay Şevket Anlıdelik memleketlerinde törenle toprağa verildi. Jandarma’da 244 kişiye darbe davası Ankara Savcılığı, darbeye katılan personelle ilgili iddianame hazırladı ALİCAN ULUDAĞ 15Temmuz darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı’nda yaşanan olaylara ilişkin 244 kişi hakkında dava açıldı. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin Özel Kalem Müdürü Kurmay Albay Erkan Öktem’in Jandarma’daki darbe faaliyetini yönettiği belirtilen iddianamede, Jandarma’da FETÖ imamları olduğu belirtilen 3 sivil de şüpheli olarak yer aldı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Ender Coşkun, Jandarma Genel Komutanlığı’nda 15 Temmuz darbe girişimine katılan askerlerle ilgili iddianame hazırlayarak mahkemeye sundu. 10 kişinin ölmesi, Emniyet Terör Dairesi Başkanı Turgut Aslan’ın başından vurularak ağır yaralanmasını da konu alan iddianamede, Beştepe Karargâhı’ndaki silahlı kalkışma eyleminin karargâhta Özel Kalem Müdürlüğü, Cari Harekât Şube Müdürlüğü, İstihbarat Değerlendirme Merkezi (İDM) Amirliği gibi önemli görevlerde bulunan Jandarma Kurmay Albay Erkan Öktem, Yarbay Bülent Ak, Yarbay Yusuf Köz, Yarbay Yasin Kayabaşı, Yarbay Cemal İyigün, Yarbay Özkan Yılmaz, Binbaşı Ahmet Özcan gibi kurmay subayların planlama ve koordinesinde gerçekleştrildiği anlatıldı. Jandarma Karargâhı ile Akıncılar Üssü arasında sürekli bir irtibatın tesis edildiği, Akıncılar Üssü’nde jandarma temsilcisi olarak kalkışma öncesinde İstihbarat Okul Komutanı Albay Murat Koçyiğit’in görevlendirildiği ifade edilen iddianamede, darbeci teröristlerin bu şahıs vasıtasıyla Beştepe Karargâhı’na silahlı helikopter ve uçak talebinde bulundukları kaydedildi. Silahlı kalkışma eylemine Ankara garnizonunda konuşlu tüm jandarma birliklerinden münferit katılımların olduğu, personelin muhtemelen gizli görüşme vasıtaları üzerinden haberleşmeleri sonucu saat 21.00 sularından itibaren gerek kendi özel araçlarıyla ve gerekse birliklere ait sivil minibüs araçlarıyla Karargâha giriş yaptıkları kaydedilen iddianamede, şöyle devam edildi: “Jandarma Okullar Komutanlığı’nda öğrenim gören 40 civarında teğmen silahlandırılarak Karargâha minibüslerle sevk edildi. Kalkışma öncesinde Yarbay Bülent Ak, Yarbay Yasin kayabaşı rutin bir güvenlik denetlemesi adı altında saat 20.45 civarında nizamiyeye gelerek Karargâhtaki darbe eylemlerini başlattı. Muhtemelen 21.30 sıralarında cep telefonu üzerinden talimat gelmesi üzerine nizamiyedeki uzman erbaşların MP5 silahlarını aldılar ve bu saatten itibaren isyancı personel Karargâha girmeye başladı.” Tuğgeneral rehin alındı Darbeci teröristlerin, kontrol altına aldıkları muhabere merkezi üzerinden jandarma birliklerine sıkıyönetim direktifi, jandarma birliklerinin silahlı kalkışmaya katılması yönünde uyarıcı mesajlar yayımladıkları aktarılan iddianamede, darbeci teröristlerin, Destek Kıt’alar Grup Komutanlığı sorumluluğunda bulunan silah ve mühimmat depolarının kapılarını zorla kırarak içerden aldıkları silah ve mühimmatı diğer darbeci teröristlere dağıttıkları bildirildi. Darbeci teröristlerin, karargâhta o esnada mesaide olan Tayin Daire Başkanı Tuğgeneral Ve li Turan’ı makamında rehin aldıkları, nizamiyedeki ilk kalkışma sırasında rehin aldıkları İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Daire Başkanı Kurmay Albay Güven Şağban ile birlikte toplantı salonuna götürdükleri ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedildi: “Emniyet Tem Daire Başkanı Turgut Aslan, şoförü ve korumasıyla birlikte darbeci teröristlerce rehin alındı, sabah müdahale üzerine başarısızlığa uğrayan isyancı teröristlerden Jandarma Kurmay Albay Erkan Öktem ve birkaç silahlı terörist tarafından gözleri bağlı olarak Karargâhın arkasındaki bir kulübeye götürülerek vuruldu. Olay neticesi Tem Daire Başkanı ağır yaralandı, koruması şehit oldu.” İddianamede, olaylar sonucunda hasara uğrayan bina veya kaybolan malzemeler nedeniyle toplam 3 milyon 768 bin 217 TL tutarında hazine zararı meydana geldiği ifade edildi. İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün Jandarma imamı olan Mehmet Yıldırım Ergider, Mesut Özgen ve Muhterem Çöl de sanık olarak yer aldı. Ancak bu üç isim yakalanamadı. l ANKARA Katar krizi K örfez’de yaşanan son krizin tek olumlu yanı, Türkiye’nin ‘Sünni ittifak’ meylinden kurtulması oldu. ‘Sünni ittifak’ denilen İran’a karşı kamplaşma, mezhep bahaneli savaş zemini idi. Bu tehlike hâlâ var ama hiç olmazsa yaşananların, dinle, mezheple alakalı değil, kirli iktidar ve rekabet mücadeleleri olduğu iyice ortaya döküldü. İslami kesim hâlâ, bu olanlar karşısında tutum almakta zorlanıyor, Suudi Arabistan küstürülmek istenmediği için, Birleşik Arap Emirlikleri krizin merkezine konuluyor. Oysa, hepsi ve dahi Katar aynı tartıda tartılacak siyasi aktörler. Üzerine oturdukları doğal zenginliklerin komisyonculuğunu yapmaya razı oldukları sürece iktidarlarını koruyabilecek, lüks hayatlarını sürdürebilecek bir avuç asalak aileden ibaret. Hiçbir şey üretmeyen, hazır buldukları servetleri Batı ülkelerine yatırmak, onlardan silah alarak iktidarda kalma borçlarını ödemek durumunda olan, ülkelerini zorbalıkla yöneten, çalıştırdıkları yabancıları en basit insan haklarından mahrum eden insanlık fukarası düzenler. Bunları Türkiye ve İran gibi ülkeler ile karşılaştırmak, ona göre hesap yapmak büyük hata olur. Şimdi diğerleri ile başı belaya giren Katar’ı “bağımsız siyaset izlediği; İran ile yakınlaştığı için cezalandırıldığını” iddia ederek allayıp pullanmaya çalışılan Katar’ın sicilinden daha önce kısaca söz etmiştim, yerim dar, o konuyu daha fazla uzatamayacağım. Ama, Suriye’de İran hattına karşı çevirdiği işler, Libya müdahalesinde sergilediği işgüzârlıklar ve dahi Bahreyn’de Arap Baharı hareketlenmesini bastırmak için Suudi Arabistan’ın öncülüğünde gerçekleşen dış müdahaleye dahil olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Sonuçta, kısaca, Katar kendisine ait olmayan bir gücü olduğunu vehmedip büyük işler çevirmeye girişti denilebilir. Malum, Obama’nın ikinci döneminde ABD’nin Ortadoğu ve münhasıran Suriye ve Mısır politikası değişti, ama ABD öncülüğünde Suriye’de vekâlet savaşları ve rejim değiştirme işlerine girişenler, bu değişime farklı tepki verdiler, Mısır, Suriye, Libya ve Yemen’de ve hatta Tunus da birbirleri ile rekabete ve çatışmaya giriştiler. Katar, türlü hesapla, Müslüman Kardeşler ekseninde siyasi çevreleri, savaş sahalarında da farklı İslami grupları desteklemeye devam etti. Tüm bunlar olurken yeni ABD Başkanı Trump, sahaya, damadı ve danışmanı Kushner rehberliğinde, yeni bir Ortadoğu projesi ile girdi. Bu feci bir proje kısaca özetlersek şöyle: İran karşıtlığı ekseninde Suudi Arabistan başta olmak üzere Sünni Arap rejimlerini İsrail ile yakınlaştırmak, bu uğurda İran’a karşı yeniden saldırgan siyasete dönmek, mezhep savaşı kılıfı ile yeni ittifaklar örgütlemek. Suudi Arabistan’ın yeni veliahtı Selman da bu işlere çok hevesli, daha doğrusu çok hevesli olduğu için önü bu kadar açılmış vaziyette. Takdim edildiği gibi ‘genç reformcu’ falan değil, içerde göstermelik bir iki sözde özgürlük vaadinin arkasında, Suudi gücünü pekiştirmek hayali peşinde, TrumpKushner projesine gönüllü yazılıp Ortadoğu’yu yeni bir felakete sürükleyecek siyaset çizgisinde. Kısacası, Ortadoğu’yu yeni felaketler bekliyor ve bu arada Türkiye’nin bu tabloda nasıl yer alacağı belirsiz. Bu netameli gidişin ucu Türkiye’ye varacak telaşı ile, Katar’ın ardında hizalanmanın anlamı yok. Sadece, Katar sütten çıkmış ak kaşık olmadığı için değil, aslında Katar’ın kendine ait bir güce sahip olmadığı için. Biraz zorlanırsa, Şeyh değişir, devran döner, zaten hep böyle olmuş. Katar’ı Ortadoğu sahnesine çıkaran Şeyh Hamad bin Halife, 1996’da babasına karşı darbe yaparak başa gelmişti, sonra 2013’te, ‘Arap Baharı’nın Mısır’ eksenli geri tepme aşamasında iktidarı oğlu Tamim’e bırakmak zorunda kaldı. Yeni şeyhin ilk yaptığı, tam o sıralarda Müslüman Kardeşler iktidarını deviren Genelkurmay Başkanı Sisi’ye tebrik mesajı göndermek oldu. Şimdilik bu kadar, benden hatırlatması! Cenaze törenine Dindarik’in aile Gazi Mahallesi’ndeDindarik si, akrabaları ve mahalleli katıldı. işkenceli infaz İstanbul Sultangazi Zübeyde Hanım Mahallesi’nde 21 yaşındaki Cihan Dindarik salı akşamı kimliği belirsiz kişilerce işkence edilip tek kurşunla öldürüldü. Dindarik’in cenazesi dün Hz. Ali Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Gazi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Baba Şemsettin Dindarik, “Gece 01.00 sıralarında evin önünde vurmuşlar. Önce darp edilmiş sonra tek kurşunla kalbinden vurulmuş. Kimin vurduğunu bilmiyoruz” dedi. Arkadaşı Mazlum Aygün ise, “Görenlerin anlattığına göre Cihan’ı iki, üç kişi orada zorla alıyor. Vücudunda darp izleri, morluklar var” diye konuştu. Dindarik’in 9 ay siyasi suçlardan dolayı hapiste yattığı ve iki ay önce tahliye olduğu öğrenildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear