26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 30 Haziran 2017 14 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘Utanma’nın kırıntısı bile kalmamış!.. Günümüz “AKP” iktidarının dört yıl önce başında olanın hiç sıkılmadan, devletimizin “Kurucu Başkanı Mustafa Kemal Atatürk”e, “a.y.ş” diyerek başlattığı “bireysel saldırı”nın (28.5.2013) ardından, “kurumsal saldırı” sürecine de girildi. Kuşkusuz, “bu saldırı hep yapıldı, yapılıyor, sonlanmadı ki” denilebilirse de, “kurumsal” bağlamda bu denli kapsamlı olanı, günümüz AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), Haziran ayında ortaya koyduğu boyutta, derinlikte olmamıştı değerli dostlar... Bu sürece adım adım nasıl getirildiğimize, şöyle kısaca bir baksak diyorum; ilkin yıllardır öğrenci etkinliklerini düzenleyen, “Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlik Yönetmenliği”nin amaçlarına, “milli, manevi, ahlaki değerler kazandırma”yı eklediler. Ne ki bunlar eklenince, bu “etkinlik yönetmenliği”nin de temelini oluşturan, “Atatürk ilke ve inkılaplarına, milliyetçiliğine bağlı yurttaşlar olarak yetişmeleri” ifadesini yönetmenlikten çıkarıvermişler. Demek ki öğrencilerin etkinlikleri, “çağdaş, laik bir yaşam”ı sağlayan bu ilkeleri anma doğrultusunda olmayacak, hep “milli, manevi (dinsel) ve ahlaki” değerlerin kazandırılması temelinde yapılacak... Bu yeni dinsel yapılanmaya göre yapılacak etkinlikleri de “l15 Temmuz Darbe Girişimi l Kutlu Doğum Haftası l İstanbul’un Fethi l Kut’ül Amare Zaferi” olarak belirlediler, bu çizelgede yer alıp yıllarca kutlanan “l Yunus Emre Haftası l Mevlana Haftası”nın da üzerleri çizildi... Anadolu’nun bağrında doğmuş, Anadolu halkınca kucaklanan halk ozanı “Yunus Emre”ye, “Gel, gel, ne olursan ol yine gel!” diyerek insanlığa kucak açan “evrenselleşen” “Mevlana”ya yer yok, AKP iktidarının “MEB” dünyasında... Ne duruma düştüklerinin ayrımında değiller mi? diye sormaktan insan kendini pek alamıyor. Öte yanda, “MEB”in düzenlediği bu yeni “etkinlik yönetmenliği”nde yer alan bu dört etkinliğin ilkini oluşturan, AKP iktidarınca da önemsenen, dahası bu partinin, “AKP”nin Genel Başkanı R.T. Erdoğan’ca da yani Cumhurbaşkanınca da (!)çok önemsenen, “15 Temmuz Darbe Girişimi”ni anma, yaz tatiline rastladığından, yeni ders yılının ikinci haftasında görkemli etkinliklerle kutlanacakmış, muhalefetin “Kontrollü Darbe” dediği bu olay... İkinci etkinlik olarak da, “Kutlu Doğum Haftası”na yer verilmiş; İslam dünyasında, tek bizde kutlanan bu hafta da, “1420 Nisan” tarihleri arasında yapılacak türlü etkinliklerle, bir hafta boyunca, “MEB” e bağlı okullarda kutlanacak, dahası “Mekke, Medine” ziyaretlerine dek uzanan gezilerle de sürdürülecek!.. Ve böylece de değerli dostlar, bu kutlama, Atatürk’ün ilkokul çocuklarına armağan ettiği ne ki AKP iktidarınca yasaklanan “23 Nisan Bayramı” kutlamalarının yerine de geçecek; bundan böyle “Ankara Anıtkabir” ziyaretleri yerini, “Medine, Mekke, Kâbe” ziyaretlerine bırakacak büsbütün... “MEB”in bu yeni “etkinlik yönetmenliği”nin üçüncü etkinliği olarak da, “29 Mayıs” günü için “İstanbul’un Fethi” kutlamalarında öğrencilerin de yer alması isteniyor, Atatürk’ün “gençliğe armağan ettiği”, ama yine “AKP” iktidarınca yasaklanan, “19 Mayıs Bayramı”nın gençlik etkinliklerinin yerine geçmek üzere... “MEB”in bu yönetmenliğinin dördüncü maddesini de, Osmanlı’nın, Irak’ta Dicle Irmağı’nın kenarındaki “Kut’ül Amare”de, İngiltere’ye karşı kazandığı (29.4.1916) zaferi, öğrencilerin görkemli törenlerle, etkinliklerle kutlaması isteniyor. Sakın “Sakarya Zaferi” ya da “30 Ağustos Zaferi” için, öğrencilerin böyle bir “kutlama yapması”, “MEB” yönetmenliğinde var mı? diye sormayalım değerli dostlar, çünkü okullarda yer alan, “Atatürk Köşesi” bile kaldırılıyor bir bakıma “yasak” kapsamına giriyor... Ne dersiniz, başka “biri” için mi böyle bir köşe hazırlanacak? Ayracı açmadan kapatalım, konuyu sürdürelim; “MEB”in yeni “etkinlik yönetmenliği”nde yer alan bu etkinlikleri ve daha başkalarını, Cumhuriyet’te bir bir sıraladı “Ozan Çepni”. (9.6.2017) “MEB”in yayımladığı bu “yönetmenlik”ten üç hafta sonra açıkladığı, yeni eğitim yılının yeni “Müfredatı”na da gelecek hafta değinelim diyorum değerli dostlar, “MEB”in “Atatürk” hakkındaki görüşlerini bir kez daha kamuoyuna anımsatmak, özellikle de eğitimleri süren çocukları olan anababalar için... Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN [email protected] Emeklinin günü var kutlayacak hali yok ŞÜKRÜ KARAMAN Gazeteci Bugün Emekliler Günü. Türkiye’nin önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1927’de emekli olduğu 30 Haziran, o günden beri her yıl “Emekliler Günü” olarak kutlanıyor. Emekli yılda bir kez hatırlanabildiği bugünde maddi yetersizlikten ötürü oldukça buruk, hoşnutsuz. Türkiye’deki yaklaşık 12 milyon emeklinin yüzü bir türlü gülmüyor. Nasıl gülsün ki? Son derece düşük olan aylıklara yılda iki kez yapılan yetersiz zam yaşam standartlarını iyileştirmiyor, aksine altında bırakıyor. İğneden ipliğe her şeye gelen zamlar, maaşlardaki artışı bir iki ay içinde silip götürüyor. Emekli neredeyse aç Yıllar önce yapılan bir araştırma son derece yetersiz maaşla geçinmeye çalışan emeklinin büyük çoğunluğunun temel besin maddesinin ekmek ve makarna olduğunu ortaya koymuştu. Ama günümüzde de emeklilerin durumu bundan farklı değil. Türkiye Emekliler Derneği tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırma vahameti ortaya koyuyor. Araştırmada 2005 Ağustos ayındaki işçi emeklisi taban aylıkları ile 2014 yılı Eylül ayındaki taban aylıklarının alım güçleri karşılaştırıldı. Araştırmaya göre 2005 Ağustos ayından 2014 Ağustos ayına kadar işçi emeklisi taban aylıkları sadece 1.4 kat artarken, 29 TL olan mutfak tüpünün fiyatı 2.6 kat artış göstererek 75 TL seviyesine ulaştı. Bir başka ifadeyle 2005 Ağustos’unda 449 TL olan taban emekli aylığıyla 22.7 adet mutfak tüpü alınabiliyorken, bugün 640 TL olan taban emekli aylığıyla sadece 15.5 adet alınabiliyor. Yani geçen 9 yılda emeklinin mutfağından yaklaşık 7.2 tüp kaybolmuş durumda. Aynı şekilde dana eti, zeytin ve benzin karşısında da eriyen emekli aylıkları, kurufasulye fiyatları karşısında ise alım gücünü yaklaşık 5 kat oranında kaybetti. 2005 Ağustos’unda bir emekli aylığıyla yaklaşık 179.6 kg. kurufasulye alınabiliyorken bugün 54. 4 kg. alınabiliyor. Yani 125.2 kg’lık bir kayıp söz konusu. Bir zamanların gözde fukara yemeği olan kurufasulye, artık emeklinin mutfağına giremeyen ürünler. TÜED Genel Sekreteri ve Ankara Şube Başkanı Recep Orhan’ın araştırmaya dair yaptığı açıklama da anlamlıydı. Orhan şöyle diyordu: “Emekli, dul ve yetimler neredeyse dana etinin tadını unuttu. Sebze meyve hallerindeki kasaplardan tavuk taşlığını alabilen emekli kendini şanslı sayıyor. Artık imdadımıza kurufasulye de yetişemiyor. Mutfak tüpündeki fahiş artışlar yemek pişirmemizi bile imkânsız hale getirdi. Emekli kazara bir kilo et bulsa onu pişirecek tüpü bulamıyor. Kurban bayramlarında emeklilere et götürenlere tavsiyemiz yanında bir kilo kuru fasulye ve bir adet de tüp götürmeleridir.” Türkiye’deki emeklilerin tek eğlencesi televizyon, haberleri buradan alıp gündemi takip ediyor, dizi ve filmlerle eğlenebiliyor. Gazeteyi bile zor alabiliyorlar. Kitabın, sinemanın, ti Siyasi iktidarın söz vermesine karşın yıllardır çıkarılamayan 2000 sonrası işçi ve BağKur emeklilerini kapsayacak intibak yasası için umutlar Anayasa Mahkemesi’nden gelecek habere kaldı 30 Haziran Türkiye’de Emekliler Günü olarak kutlanıyor. Fakat emeklinin geliriyle ‘kutlama’ yapılamıyor. yatronun yanından bile geçemiyorlar. Zaten okumaya uzak bir toplumuz. Bayramda, mutlu günlerinde torununa harçlık veremeyen emekli, utancını içine atıyor. İşçi ve BağKurlular Emekliler arasında en mağdur olan kesim, işçi ve BağKurlular. Çünkü aylıkları son derece düşük, temel gereksinimlerini karşılamaktan bile uzak. 800900 lira gibi son derece komik aylıklarla yaşamını sürdürenler var. Ek geliri veya işi yoksa geçinmeleri çok zor. Memur emeklilerinin maaşları da yüksek değil, onlar da çok rahat geçinemiyor. Yine de işçi ve BağKur emeklilerine göre ekonomik olarak iyi sayılırlar. İşçi ve BağKur emeklileri arasında da norm ve standart birliği sağlanamadığından, yani bir kesime intibak yapılırken, diğer kesimin bu hak dışında bırakılmasından aylıklarda büyük miktarda farklılık oluştu. Bu farklılık toplumun yoğun talebine karşın hala giderilemedi. Yapılması gerekenler Aileleri ile birlikte ülke nüfusunun yarısını oluşturan emeklinin muhannete muhtaç olmadan geçinebilmesi için maaşlarına enflasyon yerine seyyanen zam yapılmalı, refah payı verilmeli. İşçi ve BağKur emeklileri de hükümet ile yetkili konfederasyon arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmalı. Böylelikle memur emeklileri ile aralarında açılan makas bir ölçüde kapanabilir. Yoksa, yüzde 3.4, 5 veya 6 gibi son derece düşük oranlı zamlar, temel gereksinimlerini bile karşılamaya yetmiyor. Emekli, maaşıyla adeta yaşama mucizesi gösteriyor. İntibak yasası Siyasi iktidarın söz vermesine karşın yıllardır çıkarılamayan 2000 sonrası işçi ve BağKur emeklilerini kapsayacak intibak yasası için umutlar Anayasa Mahkemesi’nden gelecek habere kaldı. Nedense bu konuda hükümet gerekli adımı atmadı. Yeni intibak yasasının çıkarılmaması maaşlarda fark, mağduriyet oluşturdu, mağduriyetin giderilmesinin yolu yeni intibaktan geçiyor. Eğer yeni intibak yasası hayata geçirilirse 2000 sonrası emekli olan işçi ve BağKur’luların yüzü bir nebze olsun güler. Maaşları aşınan emekli yılın ikinci zammı ve enflasyon farkı için  3 Temmuz’u, yani altı aylık enflasyonu dört gözle bekliyor. Yaşamının en güzel yıllarını çalışarak, emek harcayarak geçiren, üreten, kendisine, ailesine, çevresine olduğu gibi ülkesine de hizmet eden yurttaşlar, ne yazık ki hizmet sürelerinin sonunda kaderlerine terk ediliyor, yoksulluk sınırı altında aylık alıyor ve yeniden yaşama tutunmaya çalışıyor. Kim ne derse desin, günümüzde emekliler çok zor durumda. Bayramlarda çocuklarına, torunlarına el öptürürken mutlulukla gülümseyen emekliler, harçlık verirken ya eli titriyor veya başını yere eğiyor. Bu tablo hem emeklilerimize, hem ülkemize yakışmıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvveti ile çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.” 30 HAZİRAN 2017 SAYI: 33504 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.27 03.20 03.53 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.28 13.15 17.13 05.16 12.59 16.55 05.44 13.22 17.14 Akşam 20.48 20.29 20.47 Yatsı 22.39 22.16 22.29 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] [email protected] VEFAT Çalışma arkadaşımız, haber merkezi editörümüz Murat Hantaş’ın sevgili annesi GÜLİZAR HANTAŞ yaşamını yitirmiştir. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı ve sabır dileriz. C ÇALIŞANLARI İYİ KALPLER ARANIYOR NEDEN SİZ OLMAYASINIZ? İnsanlık düşmanı ilan edilen kalp damar hastalıklarına karşı farkındalık yaratma çalışmalarını aralıksız sürdüren. “İyi Kalpli Ol”un diyor... TÜRK KALP VAKFI www.tkv.org.tr turkkalpvakfi turkkalpvakfi iyikalpliol C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear