26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 9 Mayıs 2017 haber 10 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ZARİFE SELÇUK Bir fotoğrafın öyküsü 191 gündür özgürlüğünden yoksun... TTB VE DİYARBAKIR TABİP ODASI: İyi hekimler hedef oldu MAHMUT ORAL OHAL döneminde hekimlerin açığa alınmasına ya da ihraç edilmesine tepki gösteren Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, “Hekimler Türkiye’de iyi hekimlik değerlerini savundukları, akademik özgürlük, emek, barış ve demokrasi mücadelesi verdikleri için hedef seçilmişlerdir”dedi. Diyarbakır Tabip Odası Genel Sekreteri Doktor Mehmet Şerif ise “AKP iktidarını bu yanlıştan vazgeçmeye ve toplumu hakkaniyetle yönetme sorumluluğunu taşımaya davet ediyoruz” diye konuştu. Diyarbakır’da düzenlenen toplantıya Prof. Dr. Raşit Tükel, Dr. Mehmet Şerif, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilcisi Avukat Barış Yavuz, TMMOB Diyarbakır Koordinasyonu’ndan Mehmet Orak, BES Diyarbakır Şubesi Başkanı Bedirhan Çetinkaya ile birçok STK temsilcisi katıldı. Ürkütücü rakamlar TTB adına açıklama yapan Prof. Dr. Tükel, “Darbecilere karşı mücadele olarak başlatıldığı bildirilen süreç, giderek KHK’ler aracılığıyla muhalif kişilerin kamusal alandan tasfiyesine dönüşmüştür. OHAL döneminde, Sağlık Bakanlığı’ndan 5.625 kişi, üniversitelerden 5.295 kişi olmak üzere toplam 106.117 kişi kamudan ihraç edildi. İhraç edilen hekimlerin sayısı ise; Sağlık Bakanlığı’ndan 1.576, Tıp Fakültelerinden 1.199 olmak üzere toplam 2.775’dir. 2016 yılı eylül ayından bu yana, TTB’nin yöneticiliğini yapmış, TTB kurullarındaki çalışmalarıyla hekimlik değerlerine, demokrasi, hak ve özgürlükler mücadelesine yoğun emek ve katkı sunmuş, akademik alanda önemli çalışmalara imza atmış, sağlık hakkı mücadelesini birlikte yürüttüğümüz çok sayıda tabip odası üyesi arkadaşımız da kamu ve üniversitelerdeki görevlerinden ihraç edilmişlerdir. Hekimler Türkiye’de iyi hekimlik değerlerini savundukları, akademik özgürlük, emek, barış ve demokrasi mücadelesi verdikleri için hedef seçilmişlerdir” dedi. Önce demokrasi Diyarbakır Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mehmet Şerif ise demokrasinin, toplumun sağlıklı olma halinin en temel belirleyicilerinden olduğuna işaret etti. Demokrasi açısından gelişkin siyasal rejimlerin hüküm sürdüğü ülkelerde, bireylerin ve toplumun sağlık düzeylerinin daha yüksek olduğunu vurgulayan Şerif “Diyarbakır Tabip Odası’nın demokrasi talebi bu gerçeği şiar edinmekten gelmekte ve ülkede ağır ve çatışmalı dönemlerde bizleri siyasal iktidarların hedefi haline getirmektedir” dedi. Diyarbakır’da bugüne kadar 307 sağlıkçı ile 130 da hekimin ihraç edildiğini vurgulayan Şerif, “AKP hükümeti yetkililerine soruyoruz, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı olmayı ihraç edilmeyi gerektiren bir ölçüt olarak mı görüyorsunuz? AKP iktidarını bu yanlıştan vazgeçmeye ve toplumu hakkaniyetle yönetme sorumluluğunu taşımaya davet ediyoruz. Son söz olarak da bedeli ne olursa olsun Demokrasi, Emek ve Barış mücadelesini daha da güçlendireceğimizin sözünü yineliyoruz. OHAL ve haksız, hukuksuz ihraçlar son bulsun. Barış, demokrasi ve iş güvencemiz daim olsun” dedi. l DİYARBAKIR Ahmet Şık için arkadaşları doğum gününde bir araya geldi. Aynı fotoğrafta buluşanlar sevgi ve hasretlerini yolladı 130 gündür tutuklu bulunan Ahmet Şık’ın bugünkü doğum günü için gazeteci arkadaşları ve dostları Maçka Parkı’nda buluştu. Etkinlikte Ahmet Şık’a verilmeyen mektupları için pankart hazırlandı ve “Bir an önce özgürlüğüne kavuşsun” çağrısı yapıldı. 10 parmakta 10 marifet Elif Naci, TGC’nin düzenlediği ‘Meslekte İz Bırakanlar’ın 21’incisinde anıldı. Katılımcılar Elif Naci’yle ilgili belleklerinde kalanları anlattı Gazeteciressam Elif Naci, Cağaloğlu’nda bulunan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Burhan Felek Konferans Salonu’nda, dün düzenlenen toplantıyla anıldı. Meslek ustalarının anıldığı ‘Meslekte İz Bırakanlar’ın 21.’sinin gerçekleştirildiğini belirten TGC Başkanı Turgay Olcayto “Bugün bir resim ustası aynı zamanda arkeolog ve gazeteci Elif Naci’yi anacağız. Bu toplantılar en çok da toplumda unutturulmaya çalışılan ama bir topluma emekleriyle, yapıtlarıyla değer katan ustalarımızı bir kez daha anmak için yapılıyor. Bu bir görev. Elif Naci de ülkemiz için önemli bir isim. Dün de Haldun Taner’in doğum günüydü. Önümüzdeki günlerde de Haldun Taner için bir toplantı yapmayı düşünüyoruz” dedi. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi, Cumhuriyet Vakfı Başkanı, eski TGC Başkanı Orhan Erinç, Elif Naci için “10 parmağında 10 marifet var sözünün temsilcilerinden biri olduğunu söylesem yanlış yapmamış olduğuma inanırım. Çünkü kültür, sanat, sanat anlayışı bakımından Türkiye’nin her alanında ilerlemesi konusundaki çabalari bakımından Elif Naci’nin vefatının gerçekten önemli bir kayıp olduğuna inanırım” dedi. Erinç, Elif Naci’nin kendisine mesleğin ilk yıllarında yol Moderatörlüğünü TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir’in üstlendiği toplantıya Gazetemiz İmtiyaz Sahibi, Cumhuriyet Vakfı Başkanı, eski TGC Başkanı Orhan Erinç, İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Tül Tulunay, gazetemiz yazarı ve TGC Onur Kurulu Üyesi Şükran Soner ve GazeteciRessam Gürbüz Azak konuşmacı olarak katıldı. gösterdiğini belirterek “Elif Naci Bey hem arşiv yöneticisi hem yazar hem de ressam olarak görev alan önemli kişilerden biriydi. Ben Cumhuriyet Gazetesi’ne girdiğimde Elif Naci Bey’in yardımlarıyla mesai sonrasında arşive inip eski sayıları inceleme fırsatı buldum. Bu bana hem Cumhuriyet Gazetesi’ni tanıma hem de bilgi dağarcığımı genişletme fırsatı verdi. Bu nedenle ona borçlu olduğumu düşünürüm” dedi. Yazarımız Şükran Soner, Elif Naci’yi Cumhuriyet’in bir parçası olarak tanımladı. Soner, “Çok canlı çok yaşayan ve çok alanda bilgeliğini kullanıp bütün çevresine sunan bir insandı. Bu yüzden çok seviliyordu. Onun yaşamının her alanında yaşam sevinci vardı. Elif Naci gazetede herkesle güler, oynardı. İyi ki tanıdık, iyi ki güldük ve yaşama sevincini kazandık onunla. Böyle insanlarla birlikte olmayı çok özlüyorum” diye konuştu. Toplantıda söz alan Elif Naci’nin torunu Prof. Dr. Elif Tül Tulunay da şunları söyledi: “Onun ne denli ideal ve yenilikçi vasıflara sahip bir insan olduğunu vurgulamak isterim. Onun sevgiyle dolup taşan bir kalbi vardı. Çok dürüst ve temiz bir insandı, kimseyi incitmek istemezdi. Çalışmayla dop dolu zamanında bana mutlaka zaman ayırırdı. Benimle konuşmayı, oynamayı çok severdi. Onu gerçekten çok özledim. Nur içinde, rengârenk renkler içinde yat sevgili dedeciğim.” l İSTANBUL / Cumhuriyet MİT TIR’LARI DAVASI İÇİN BÜYÜK DESTEK Gazetemiz eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara Temsilcimiz Erdem Gül ve CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun mühimmat yüklü MİT TIR’ları haberlerine ilişkin ana dosyadan ayrılmasına hükmedilen “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” iddiasıyla süren dava Berberoğlu’nun HTS kayıtlarının incelenmesi için 24 Mayıs’a ertelendi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya Erdem Gül, Enis Berberoğlu, avukatları ile MİT Müsteşarlığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatları katıldı. Dayanışma amacıyla CHP milletvekilleri Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Özgür Özel, Adnan Erkek, Gürsel Tekin, Erdoğan Toprak, Aykut Erdoğdu, Utku Çakırözer, Hilmi Yarayıcı ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da adliyeye geldi. Duruşmada, Berberoğlu’nun avukatı Murat Ergün, dosyada yalnızca müvek kilinin telefon sinyal bilgilerine ilişkin HTS kayıtlarının olduğunu, Can Dündar’ın hangi milletvekilleri ile görüşme yaptığının tespit edilebilmesi için onun HTS kayıtlarının da dosyaya getirilmesini talep etti. Talebi reddeden heyet, dosyadaki HTS kayıtlarının incelenmesi için süre vererek, duruşmayı 24 Mayıs’a erteledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet İyi ki doğdun Ahmet. İyi ki varsın, ne mutlu ki dostumsun. Ben mektubumda sana kötülüğün organize hali iktidara duyduğum öfkeyi anlatmayacağım. Suç ortaklıklarıyla büyüdükleri canavarı mazeret edip üzerimize çullanmalarından bahsetmeyeceğim. Zaten herkesin bildiği adaletsizlikten dem vurmayacağım. Ben sana doğum gününü kutladığımız fotoğraf karesinde olmaktan hayatı boyunca onur duyacak dostlarından bahsedeceğim. Çünkü o fotoğrafın bir yanında; tecride, mektuplarımızın ulaştırılmadığı yasağa karşı direniş, diğer yanında dostlarının sana sevgisi, hasreti var. Hapisteki adama söylenmez ama çok güzel bir bahar günüydü Maçka Parkı’nda. Erguvanlar açmıştı. Parkın Nişantaşı tarafındaki girişinde buluştuk. Hep birlikte aşağıya, fotoğrafın çektirileceği Şişli Evlendirme Dairesi’nin olduğu tarafa yürüdük. Senin için eylemlerde yürümeye alıştığımız için garip geldi. Yonca’nın halini tahmin edersin; her zamanki gibi heyecanlı, cıvıl cıvıl ve her şeyin mükemmel olması için telaşlı. Mina desen sevimli, içten bir genç. Her muhabbet ettiğimizde bu kadar büyüdüğüne şaşırıyorum. Elif’in Ege ile Deniz’inide fotoğrafta görmüşsündür. İkizler koca adam olmuş. Gökhan ile Başak’ın ufaklığın gözlerini göreceksin masmavi. Ablası kadar güzel. Gökhan’a “yerinde olsam DNA testi yaptırırdım”dedim. “Tam Ahmet tarzı espri” dediler. Hilmi ile Selen’in Mira’sı çok tatlı. Eren’in oğlu Mahir’le “Ahmet çıkacak yine yazacak” sloganı için mikrofonu paylaşamadılar. Umay’ın kızı Güneş ile hanımefendilikte yarışırlar. Efkan ile Ezgi’nin oğlu Emek 6 aylık oldu. Hüseyin ile Derya’nın Mahir’inin saçları da bir havalı ki sorma. Erdem’in oğlu Ali Deniz, Emine ve Emre’nin kızı Güneş, Deniz ve Arat’ın oğlu Arden, Faruk’un kızı Işık, Bülent’in kızı Buse, Funda’nın kızı Tarçın, Banu ve Mehmet’in Melis’i, Tuğrul abinin torunu ve Hüseyin’in kızı Asya, Barış ve Özge’nin Ali Derya’sı, Saynur’un oğlu Deniz ve Mina’nın arkadaşları Melis ve Zulal. Hangi birinin hangi güzelliklerini anlatayım. Rengin’in görüşmediğimiz kısa sürede karnı öyle büyümüştü ki kızı Maya’nın “Alien” olmasından şüpheleniyorum. Ertuğrul Abi son zamanlarda ciddi yükseliş ivmesindeki kendi göbeğini tutup “Biz gururlu hamileleriz” diyerek takılıyor ona. Ama en gururlu olanlar Barış ile Sevil’di. Kuzey bebek birkaç gün içinde geliyor. Mete Abi tek koltuk değneğiyle gelmişti. Can’ın babası Mustafa Amca sağlık sorunlarına rağmen oradaydı. Yıllar önce, üniversite öğrencisiyken gözaltına alındığımızda bize destek olmak için koşuşturduğu zamanları hatırlıyorum. Narphotos’tan Kerem ile Gülşin fotoğraf için hazırlıkları yaparken herkes sohbete dalmıştı. Barış Pehlivan ile uzun uzun iddianameyi konuştuk. Gazetecilik heyecanı sana benziyor. Pankarttaki mesaj Gazetecilikten arkadaşın Barış Yarkadaş’ın seslenmesiyle pankartı açtık, fotoğraf için toplandık. Pankartı Berke tasarladı. Hiçbir hukuki dayanağı olmamasına karşın sana verilmeyen mektuplarımızı, tecridi ve senin hayatımızda olmandan mutluluğumuzu çizmiş pankarta. Gülşah her zamanki gibi organizasyona girişmişti. ‘Amfitiyatro’ basamaklarında objektifin karşısında dizilirken Erdal’a ve bana ‘Gazetecilere Özgürlük’ pankartı tutmak düştü. Doğum gününe kadar fotoğrafın sosyal medyada paylaşılmaması gerektiğini Elif zarifçe söyledi. Zeynep’in agresif hallerini bilirsin fotoğrafa ambargoyu fena vurguladı. Pablo parkta çok mutluydu, aşk hayatı için oldukça renkli bir gündü. Ayşenur abla ve Nazım abi sıcaktan biraz bunaldılar ama hep birlikte gülümsedik, el salladık sana. Biz de özgür değiliz Özetle pek çoğunun adını anamadığım ama ortak noktaları sen olan güzel insanların buluştuğu güzel bir gündü. Ama devasa adaletsizlik ve korkunç kötülükle dostun hapsedilmişken ne kadar güzel olabilirse o kadardı işte. Çünkü sen içerideyken hiçbirimiz özgür değiliz. Geçenlerde 2011’de yaşadıklarımızı konuşurken Yonca’nın söyledikleri düştü aklıma. “Ben devletten, tutuklanmaktan korkmadım. En fazla korktuğum için yapmam gerekenleri yapamamaktan korktum” demişti. 6 yıl öncesine göre korkuların büyümesine, yaygınlaşmasına üzüldüm. Seni tanıdığım ilk günden beri tanık olduğum mücadele azminle umuda tutundum. Biliyorum; aynı 6 yıl önce olduğu gibi hakikat dizginlenemeyecek. Devletin sırma köşklerindeki makamlarında saltanat sürenler bugünlerin utancıyla hatırlanacak, suçlarından yargılanacaklar. Dediğin gibi ‘Kötülüğün organize hali kaçınılması yaşayacak’ ve biz özgür günlerde bulaşacağız. Sana hasretle sarılıyorum dostum. Doğum günün kutlu olsun. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear