26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 7 Mayıs 2017 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Zeynep bebek ilacına kavuşacak ‘Gece Bekçisinin Rüyası’ Bu pazar, içerideki arkadaşlarımı, doğrudan siyaset veya hukuk/adalet yazısıyla değil, başka bir yöntemle, bir edebiyat/roman eleştirisi ile anmak istiyorum. HHH “Gece Bekçisinin Rüyası” Enver Aysever’in son romanının adı. Bence hem edebiyat hem de edebiyat/siyaset ilişkileri açısından çok önemli bir yapıt. HHH Ben edebiyatı, “İnsanı ve toplumu, dili iyi kullanarak yansıtan bir yazı etkinliği” olarak tanımlama eğilimindeyim. Elbette başka tanımlar da yapılabilir... Hatta ben bile başka tanımlar yapabilirim... Ama sanıyorum edebiyat etkinliğinin odak noktasında her zaman “insan” ve “toplum” olacaktır. HHH Tabii burada “Hangi insan?” ve “Hangi toplum?” soruları gündeme geliyor. “Çağının insanı” mı, “çağının toplumu” mu?.. Geçmişin mi, geleceğin mi? “Kendi insanı” mı, “kendi toplumu” mu?.. Evrensel insanmı, evrensel toplum mu? Başarılı edebiyat odur ki, tek bir insanı anlatırken tüm insanlığa ışık tutar... Tek bir toplumu ya da tek bir toplumsal sorunu işlerken, tüm insanlığı aydınlatır. HHH Enver Aysever bu son romanında zor bir anlatım yöntemi kullanıyor: Olayları, duygu ve düşünceleri, kahramanların bilinç akışlarıyla anlatmayı seçmiş... Üstelik bu bilinç akışları, sadece insan zihnine ve yüreğine değil, aynı zamanda toplumsal olaylara da ilişkin pek çok mecazî göndermeyi, ilişkiyi, çelişkiyi bağrında barındırıyor... Bu açıdan hem psikolojik, hem sosyolojik, hem de siyasal açıdan çok katmanlı, çok katmanlı olduğu için de her satırı dikkatle okunması gerekli bir roman... Okur ne denli bilinçli, kültürlü ve duygusal açıdan derinlikliyse, bu roman da onu o kadar etkileyecek... Çünkü romanın katmanları, göndermeleri, mecazları, vurguları, okurun seviyesinin derinliği kadar kendilerini açığa vuruyor! HHH Okunma keyfini kaçırmamak için bu ilginç romandaki kişilere ve olayların nasıl geliştiğine değinmiyorum... Ama yeni bir “Toplumsal Gerçekçi” akım temsilcisi sayılabileceği için: Biraz kötümser bir hava taşıdığını ve bu nedenle de diyalektik olarak mücadele azmini kamçıladığını... Sonuna eklediği notların ise roman metnini daha da zenginleştirdiğini... Belirtmeliyim. HHH Bu yazının güncel gündeme ilişkin amacı açısından... “Gece Bekçisinin Rüyası”: 2017 Türkiye’sinde... “Dışarıdaki” tutuklulara “İçerideki” tutukluları... “İçerideki” tutuklulara da “Dışarıdaki” tutukluları... Anımsatan... Ve hepsinin soludukları aynı kasvetli havanın boğuculuğunu vurgulayan bir roman da diyebilirim. Adana’da 37 günde 17 cinayet Öfke kol geziyor Adana ve ilçelerinde aile içi anlaşmazlıklar son günlerde katliam gibi cinayetlere neden oldu. Türkiye’yi sarsan olaylarda kent merkezinde ve ilçelerinde, 37 günde 17 kişi öldürüldü. Resmi kayıtlara göre Adana’da 2 yılda 245 cinayet işlendi. Uzmanlar, zorlayıcı yaşam koşullarının insanların gergin, çaresiz ve engellenmiş hissine kapılmasına neden olduğunu, bundan doğan öfkeyle de kendilerine ve çevrelerine zarar verdiğini söylüyor. Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği Genel Başkanı Dr. Taner Canatar, “Öfkelenen herkes, ‘Beni çileden çıkardı, beni delirtti, onun yüzünden bu hale geldim’ gibi ifadeleri sık kullanır. Bu yüzden de öfkenizin size dışarıdan yüklendiğine inanarak kontrolünüz dışında olduğuna ve onu yenmek için yapabileceğiniz bir şey olmadığına inanırsınız. Önce kendimize, sonra başkalarına karşı anlayışlı ve sevecen olmayı öğrenebilmek gerek” dedi. l DHA İstanbul’a ‘mahsus’ kadro Sağlık Bakanı Recep Akdağ, doktor ve sağlık personeli nakil kuralarında kadro açılsa dahi İstanbul’un tercih edilmediğini belirterek, “Mesela Bursa’ya, Aydın’a, Muğla’ya, İzmir’e, Eskişehir’e, Manisa’ya kadro açmışsanız buralara gitme arzusu daha fazla oluyor. İstanbul’da kadroları doldurmakta zorluk çekiyoruz. Dolayısıyla sadece İstanbul’a mahsus atamalar yapacağız” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Hırsızlık suçu da varmış Adana’da kendini doktor olarak tanıtıp kalıcı dolgu yaptığı kadınların sağlık sorunları yaşamasına neden olduğu ileri sürülen kuaför Soner Gülnaz, hırsızlıktan yargılandığı davada 5 yıl 3 aylık hapis cezası kesinleşince cezaevine gönderildi. Marketten 2012’de 2 şişe rakı çaldığı gerekçesiyle tutuksuz yargılanan Gülnaz’ın firari olarak yaşadığı ortaya çıktı. Gülnaz’ın yaralama ve hakaret gibi çok sayıda suç kaydı bulunuyor. l DHA Sağlık Bakanlığı Manisa Alaşehir’de yaşayan 11 aylık SMA hastası Zeynep Fatma Özden’in ailesinin çığlığını duydu. 3 milyon liralık ilacının maliyeti bakanlık tarafından karşılanacak. Baba Yusuf Özden, “Acil durumdaki çocuklardan 20’sine ilaç geleceğini ve kızımızın da bu kişiler arasında yer aldığını öğrendik. Diğer çocuklar için de devamı gelecek. İlacın bir an önce gelmesini bekliyoruz” dedi. l DHA haber 3 200 TL’lik köprü yerine 17 TL’lik feribot TERCİH EDİLİYOR Kamyoncu ‘yol’u buldu Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara otoyolunun açılması ve ağır tonajlı araçlara zorunlu kılınmasının ardından şoförler masrafları azaltmak için SirkeciHarem arabalı vapur hattına yöneldi. Köprü veya otoyoldan geçiş 200250 TL iken arabalı vapur ise sadece 17 TL. Bu nedenle de feribot hattı uzun süredir kamyonların istilasında. Hattı kullanan küçük araçlar ise Boğaz köprülerine veya Avrasya Tüneli’ne yöneldi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılmasının ardından kamyon ve TIR’ların Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü kullanmaları yasaklanmıştı. l İSTANBUL/DHA Yasa gereği sadece sabah 10.00 akşam 16.00 saatleri arasında şehir içine girmelerine izin verilen kamyonları, artık günün her saati feribot iskelelerinde görmek mümkün. Arabalı vapur kullanan kamyon şoförleri üçüncü köprünün hem uzaklığından hem de geçiş ücretlerinden şikâyetçi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear