26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 21 Mayıs 2017 2 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET Çifte dram Yağmur’un hayali yürüyebilmek, kardeşi Güneş’in ise oturabilmek. Antalya’da yaşayan Netice (33) ve Özkan Yörükoğlu (35) çiftinin 7 aylıkken dünyaya gelen kızı Yağmur (10), serebral pasi (beyin felci) hastası. Yağmur’un en büyük hayali, bir gün yürüyebilmek, polis ya da itfaiyeci olabilmek. Ailenin 5 yaşındaki kızları Güneş de ablası gibi erken doğdu. Güneş ise, hidrosefali hastası (beyin omurilik sıvısının çoğalmasıyla, beyin karıncıklarının, kimi zaman da kafatasının büyümesine yol açan bir hastalık). Bu yüzden desteksiz oturamıyor. Bakıma muhtaç iki çocuğu olmasına karşın hiçbir zaman pes etmediğini belirten anne, Yağmur’un adım atabileceği günleri, Güneş’in ise oturabilme seviyesine gelmesini diliyor. l ANTALYA / DHA Ömür boyu vizesiz seyahat İngiltere, Hong Kong, Singapur gibi işadamlarının sıklıkla seyahat ettiği ülkelerin de yer aldığı 100’den fazla yere ömür boyu vizesiz gitmek mümkün.... Ancak tek bir şartı var: Bir kereye mahsus 100 bin dolar (yaklaşık 360 bin TL) ödeyerek bir Dominika pasaportu almak. Dominika, Karayipler’de bir ada. Ömür boyu vizesiz seyahat serbestliği sağlayan Dominika’ya ait pasaport, İngiltere’de 6 aya kadar kalma hakkı da veriyor. İşadamlarının yeni gözdesi haline gelen pasaportu, yurtdışı yaşam, sağlık ve eğitim alanında danışmanlık hizmeti veren Yeni Bir Hayat, 4 ayda sağlıyor. Başvuru sahibinin eşi ve çocukları gibi aile üyelerini de kapsayan bir program seçildiğinde ise rakam 200 bin dolara çıkabiliyor. Dominika’ya gitme ve orada ikamet etme mecburiyeti getirmeyen program, özellikle yoğun tempoda çalışan, zamanını iyi yönetmesi gereken ve vize sürecini ortadan kaldırmak isteyen işadamlarının hayatını kolaylaştırıyor. l Ekonomi Servisi DENİZLİ’DE BİR İŞÇİ Tazminatsız işten atıldı. GEREKÇESİ ise DEDİKODU Facebook işinden etti Facebook’ta mesai arkadaşının dedikodusunu yaptığı ortaya çıkan işçi, işten atıldı. Denizli’de meydana gelen ilginç olayda, bir çalışan, kendisine tahsis edilen işyerindeki bilgisayardan sosyal paylaşım sitesine girdi. Aynı işyerinden bir süre önce çıkarılan arkadaşı ile Facebook üzerinden mesajlaşmaya başlayan işçi, bir süre sonra, bilgisayarı ve Facebook’u açık bırakarak masasından ayrıldı. Gelen me saj seslerinin gürültüsünden rahatsız olan başka bir çalışan, bilgisayarı kapatmak istediği sırada büyük şok yaşadı. Bilgisayarı kullanan mesai arkadaşı ile daha önce işten atılan kişi, birbirlerine gönderdikleri mesajlarda; kendisine, annesine, personel amirine hakaret eden ibarelerin yazılı olduğunu gördü. Hemen paylaşımların çıktısını alan işçi, Facebook mesajlarını personel amirine iletti. Bunun üzerine sosyal paylaşım sitesinden arkadaşlarına hakaret ettiği öne sürülen işçi işten çıkarıldı. İşçinin tazminat ve alacak davasında son sözü söyleyen Denizli İş Mahkemesi, söz konusu Facebook mesajlarının davacının iş akdinin haklı sebeple feshedildiğine hükmetti. İşçi tarafından temyiz edilen karar Yargıtay tarafından onandı. l BURSA / İHA Samsun fGeestnivçalikli Selda Bağcan Samsun’da ilk kez düzenlenen Gençlik Festivali önceki gün başladı. İlk gün Athena, Selda Bağcan & Boom Pam, Pilli Bebe, Umut Kuzey, Flört, Yüzyüzeyken Konuşuruz ve Yok Öyle Kararlı Şeyler sahne aldı. Konser veren sanatçılar, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı sahnede kutlarken, müzikseverler de hep bir ağızdan İzmir Marşı’nı söyledi. l DHA İçeridekilerin sayısı artarken: Babıâli’de Cinayet! Pazar günleri artık, içerideki gazeteci, yazar, medya yöneticisi arkadaşlar için “unutulmasınlar” diye yazı yazmaya gerek kalmadı... Çünkü medya zaten, hemen hemen her hafta, yeni bir “medya mensubunun” tutuklanması haberi ile çalkalanıyor! AKP’nin tek başına yürüttüğü “İkinci Silivri Trajedisi” operasyonu, bir AKP/FETÖ ortak prodüksiyonu olan “Birinci Silivri Trajedisi”ni aratmayacak sahnelerle sürüyor! Bu nedenle ben bu hafta bir “anımsatma” yazısı yazmaya gerek görmedim... Onun yerine “içerideki” medya mensupları için “dışarıdaki” kıdemli bir arkadaşlarının bir romanından söz edeceğim. HHH “BABIÂLİ’DE CİNAYET”, kıdemli bir gazeteciyazarın, Haluk Şahin’in son günlerde çıkan bir romanı. Bu romanında Haluk Şahin, “günün değişen koşullarına uyum sağlamış” ünlü bir köşe yazarı/televizyon yorumcusu olan Kahraman Karaman’ın gerilimli öyküsünü anlatıyor. Fazla ipucu verip romanın tadını kaçırmak istemiyorum... O nedenle bazı genel izlenimler dışında özel yorumlar yapmayacağım. HHH Kahraman Karaman, Küre Gazetesi’nin ünlü bir köşe yazarıdır ve patronu adına, ilgili bakan nezdinde bir altın madeni işini takip etmektedir. Gençliğinde, gerilla olmak için yurtdışına bile gitmiş ve başından çeşitli serüvenler geçmiş bir “eski solcudur”. Gazetenin, eski düzene koşullanmış, düzgün gazetecilik yapmaktan başka bir derdi olmayan genel yayın yönetmeni ile arası iyi değildir... Gazetedeki dengelerin her an değişebileceğini ve herkesin her an başına kötü bir şey gelebileceğini de bilir ve bu durum onu tedirgin eder. Eski bir sol eylemci ve yoldaşı olan karısından boşanmıştır ve şu sıralar genç, kültürsüz, yeniyetme bir pop şarkıcısı ile gizli bir ilişki yaşamaktadır. Tam bu karmaşık ilişkilerin ortasında zaten gerilimli bir hayat sürdürürken, bir suikast ihbarı ile yakın korumaya alınır, geçmişi didik didik araştırılmaya başlanır... Ve olaylar tırmanır, roman gittikçe ilginç bir hal alır! HHH Haluk Şahin bu romanında, Türkiye’nin ve Türkiye’deki medyanın son zamanlardaki sorunlarını, “dönek bir yazar” üzerinden ve “onun gözünden” irdeliyor... Hiç kuşkusuz bunu büyük bir başarıyla da yapıyor. “BABIÂLİ’DE CİNAYET”, okurun ilgisini sürekli canlı tutan, didaktik nutuklardan ve sıkıcı çözümlemelerden kaçınmış, ilginç olayların ve bilinç akışlarının iç içe geçtiği sürükleyici bir anlatıma sahip, gerçek ve güzel bir dönem romanı. HHH Medya mensuplarını yargılamaya bile gerek görmeden hapse atarak doğrudan cezalandıran bu iktidar, acaba, hapistekilere ek işkence olsun diye uyguladığı kitap yasağını biraz olsun hafifletti mi? Eğer, kitap yasağı biraz hafifletildiyse, “içerideki” arkadaşlar da “dışarıdaki” bir meslektaşlarının bu romanını ilgiyle okuyacaklardır sanıyorum. Not: 19 Mayıs’ı, Bergama’da bir söyleşiyle kutladık. Ayrıntılar yarın kongar.org’da. Bir havalimanı ÜÇ köy yutacak Rize’nin Pazar ilçesi Yeşilköy miyoruz’ yazılı pankart açtı. Yöre köyünde 88.5 milyon ton taş sakinleri, bölgede halen faaliyet dolgu üzerine inşa edilecek Rize te olan taşocaklarından alım yapı Artvin Havalimanı’nda kullanıla larak havalimanı dolgusunun ya cak malzemenin alınması için açı pılmasını istedi. Grup adına konu lacak taşocaklarına tepkiler sürü şan İbrahim Karaca, ‘Burada ki yor. Pazar ilçe meydanında topla min hayatı çalınıyor, kimin kö nan grup, taşocakları için alı yü dolgu olarak kime veriliyor’ di nan, ‘Acele Kamulaştırma’ ye sordu. kararının geri çekilmesini Protestoya destek veren ÖDP istedi, horon ve türkülerle Genel Başkanı Alper Taş da, ken tepkilerini dile getirdi. di köyünü de kapsayan ta Subaşı, Sivrikale ve şocaklarına tepki gösterdi: Hisarlı köyü sakinle “Şirketin amacı sadece ha ri, ‘Ata ocağımız taşo vaalanına taş vermek de cağı olmasın’ yazılı ti ğil, aynı zamanda 10 yıl şörtler giydi, ‘Vadi lık bir yetki alarak bölge mizde taşocakları iste Alper Taş yi taşlandırmak.” l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear