26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 13 Mayıs 2017 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Bir başlığa gözaltı haber 11 Gazetemizin internet sitesinin Yayın Yönetmeni Oğuz Güven, savcı Mustafa Alper’in Çoğunlukçu yaşamını yitirdiği kazanın ardından atılan başlık nedeniyle evinden gözaltına alındı tahakküm üzerine Cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven hakkında, 10 Mayıs’ta geçirdiği kaza sonucu yaşamını yitiren Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper’in ölümüyle ilgili haberin, kısa süre sonra değiştirilen başlığı nedeniyle, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “kişinin hatırasına hakaret” suçlarından soruşturma başlatıldı. Güven, dün sabah saatlerinde evinden gözaltına alındı. Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Güven hakkındaki gözaltı süresi, 7 güne uzatıldı. Soruşturmayı, gazetemi ze yönelik operasyonun savcılarından Yasemin Baba yürütüyor. Cumhuriyet.com.tr Twitter hesabından, Başsavcı Alper’in feci şekildeki ölümünü, “İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper’i kamyon biçti” başlığıyla duyurdu. Başlık, ‘BİÇTİ’ BİR BAŞLIK KALIBI İnternetten arama yapıldığında, yüzbinlerce kaza haberinin, gazete ve televizyonlar tarafından ‘biçti’ kalıbıyla verildiği görülüyor. Örnekler şöyle: l Ahaber.com: Telefona dalan TIR şoförü aracı böyle biçti l Ahaber.com: Korkunç kaza! TIR otomobili biçti! l Showtv/facebook: Beton mikseri biçti 5 genç öldü l Karar.com: Kırmızı ışıkta geçen TIR, aracı böyle biçti l Habertürk: Beton mikseri otomobili böyle biçti l Sabah: Kayseri’de tren otomobili biçti... yın” diye yazdı. Ardından harekete geçen Savcı Yasemin Baba, Oğuz Güven ve habere yorum yapanlar hakkında soruşturma başlattı. Baba, soruşturma yazısında, haberin başlığının ‘kamyon biçti’ olarak verildiğini ifade eder yorum yapan 32 Twitter kullanıcısının da açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesine karar verdi. Polisler, sabah saatlerinde Güven’in evine gitti. Güven saat 07:15’te Twitter hesabından gözaltına alındığını duyurdu. Savcı Sarıdere, Güven emniyete götürüldükten sonra gözaltı süresini 7 güne çıkardı. Gözaltı uzatma kararında, ‘Güven’in aleyhindeki delil ve emareler, yüklenen suçun özelliği, kaçma ve delilleri yok etme ihtimali, soruşturmanın ikmali için gereken süre’ göz önüne alındığı ileri sürüldü. Savcı, OHAL kapsamında, gözaltı süresinin 7 gün uzatılmasına yazılı olarak emir verebileceğini de anımsattı. Nedim Şener’e tepki yağdı Cumhuriyet.com.tr çalışanlarını hedef tahtasına koyan Nedim Şener sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutuldu. Yorumlarda “Nedim Şener’in hedef gösterdiği Oğuz Güven, Nedim İçinde bulunduğumuz yüzyılda özgürlük, eşitlik ve dayanışma idealleri üzerine kurulu demokrasi mücadelelerinin karşısına giderek daha fazla çoğunlukçu tahakküm politikaları çıkacak. Kendilerini “gerçek demokrasi” ya da “otantik demokrasi” olarak tanımlayan çoğunlukçuluğun birinci özelliği, kendinin toplumun bütününü mutlak biçimde temsil ettiği iddiasıyla ülkeyi yönetmesidir. Bu nedenle çoğunlukçu yönetimler devletin bütün kurumlarının çoğunluğu temsil edenlerin doğrudan yönetimi altında olmasını meşru addederler. Yalnız devlet kurumlarının değil, sivil toplum kurumlarının ve kamusal alanın bütünü çoğunluğun temsilcilerinin doğrudan denetimi ve büyük ölçüde yönetimi altında olmalıdır. Çoğunluğun değer, talep ve arzuları hayata geçirildiği zaman ve sadece o zaman gerçek demokrasinin hayat bulduğunu iddia eder. Bu çoğunlukçu anlayışın bir farklı ifadesi, kendini yerine göre halk ve millet olarak tanımlayarak, mutlak olduğu kadar muğlak bir kısa süre sonra değiştirildi. ken, sonradan değiştirildiği bilgisine yer ver Şener’in tutsaklığının son bulması için eylem Ancak, yandaş medya baş medi. Baba, haberin altındaki yorumlarda da lerin ön saflarında olan birisiydi.. ”, “Nedim lık değiştiği halde porta vefat eden Başsavcı’yı hedef alan, suç unsuru Şener’e bak hele! İhbar edildiği günlerden, ih lı hedef tahtasına oturttu. bulunan ifadelerin yer aldığının görüldüğünü bar ettiği günlere...”, “Nedim Şener gazeteci Gazeteci Nedim Şener belirtti. Cumhuriyet gazetesi resmi Twitter he tutuklatan bir tetikçiye nasıl evrildi?” “Nedim de değiştirilen başlığı sabı ve internet haber sitesi sorumlusu ile di Şener denen zavallının savrulması içler acısı Twitter’dan paylaşarak, ğer Twitter hesabı sahipleri hakkında soruştur dır”, “‘Yeni tetikçi’ Nedim Şener ihbar etti, ga “Sevgili Orhan Erinç ma başlatılmasına karar verildiğini kaydetti. zeteci Oğuz Güven gözaltına alındı”, “Nedim büyüğümüz, şu başlı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bü Şener’e bakın, Ahmet Şık’ın neden tutuklu ol ğı atan hayvanı Cumhu rosu Savcısı Celal Sarıdere de Güven hakkın duğunu daha iyi anlarsınız!” gibi ifadeler kul Oğuz Güven riyet çatısı altında tutma da gözaltı kararı verdi. Savcı Sarıdere, habere lanıldı. l İSTANBUL /Cumhuriyet Troller hedef gösteriyor bütünün adına konuşma ve eylemedir. “Biz, halkız” veya “ben milleti temsil ediyorum” iddiaları, halk ve millet kategorilerini yekpare bir bütün olarak tanımlayıp bunun temsil tekelini bir kişiye, bir çevreye, bir politik gruba teslim eder. Bu durumda, yönetimdeki kişi, grup veya parti ile devlet kurumları arasında hiçbir mesafenin kalmaması doğallaşır. Yargı ve güvenlik güçleri partizanlaşır. Çoğunlukçu rejimde sorun, çoğunluğun taleplerinin karşılanmasının egemen olması değildir. Bu talepler adına bir tahakküm oluşturulmasıdır. Bu tahakküme sadece azınlık değil, sonuçta çoğunluğuk da maruz kalır. Ne var ki çoğunluğun parçası olarak kendini tanımlayanlar, tahakkümün kendi adlarına uygulanmasına rıza göstermeye devam ettikçe, çoğunlukçu yönetim demokratik iddialı iktidarını sürdürmeye de vam eder. Kendini milletin veya halkın yegâne tem CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, mayıs ayının ilk 12 günün Son 12 günde medyaya yönelik 15 ihlal yaşandığını açıklayan de gazetecilik konusunda 15 hak ihlali yaşandığını belirterek “Gazetecilere CHP’li Yarkadaş, ‘Savcılar baskıya boyun eğmemeli’ diye konuştu ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik silcisi olarak ilan etmek, aynı zamanda bütün yasa ve kuralları, millet veya halk adına keyfi biçimde değiştirme yetkisine sahip olunduğu inancını pekiştirir. Bu ise, iktidara kendi yasalarına bile gerektiğinde uymama dayanağı verir. Sadece genel hukuk ilkele hak ihlalleri hız kesmiyor” dedi. CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Yarkadaş, mayıs ayının ilk 12 gününde medyaya yönelik 15 hak ihlali yaşandığını açıkladı. Cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’in atılan bir başlıktan dolayı gözaltına alınmasını “son hak ihlali” olarak değerlendiren Yarkadaş, “Gazetecilerin gö BASIN MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN SERT TEPKİ rinin değil, yürürlükteki kanunların da uygulanmadığı, keyfiliğin hükmettiği bir yönetim ortaya çıkar. Devletin ve kamusal alanın iktidardaki güçle bütünleşmesinin en vahim iki sonucu, yargının keyfileşmesi ve kamu kaynaklarının kullanım amacının özelleşmesidir. Çoğunlukçu yönetim anlayışı için muhalefet fitnedir, bölücülüktür. Halk veya milletin düşmanı olmaktır. Muhalefetin düşmanlaştırılması, millet veya halkın varoluşuna yöne zaltına alınmadığı gün neredeyse yok lik asli tehdit olarak şeytanlaştırılması, ola gibi” dedi. Güven’in İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Güvenlik Şube tarafından gözaltına alındığını belirten Yarkadaş, “Oğuz Güven’le ilgili bir soruşturma varsa, bu savcılığa davet edilip ifadesinin alınması yoluyla yürütülebilirdi. Ancak ne yazık ki; anlayış değişmiyor ve gazeteciler evlerinden sabahın kör saatinde alınmaya devam ediliyor. Bu yöntem kabul edilemez” diye konuştu. Savcıların yandaş medyada yapılan hedef gösterme operasyonları sonrası harekete geçtiğini kaydeden Barış Yarkadaş, “Yandaş medyadaki gazeteci kılıklı trolleri, adeta bir cellat gibi internet başında bekliyor ve infaz edilecek kişileri hedef gösteriyor. Savcılar bu baskıya boyun eğmemeli” ifadelerini kullandı. Hak ihlalleri artıyor CHP’li Barış Yarkadaş’ın açıkladığı hak ihlalleri ise özetle şöyle: n İnternet dünyasının online ansiklopedisi konumundaki Wikipedia kapatıldı. Kapatılmaya itiraz reddedildi. n Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği” suçlamasıyla tutuklu bulunan kapatılan Zaman gazetesi muhabiri Ayşenur Parıldak, adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Fakat yapılan itiraz sonrası tekrar tutuklandı. n Suruç katliamı davasını takip eden ETHA Muhabiri Pınar Gayıp gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakıldı. n Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şube yöneticilerinden, Ozan Kaplanoğlu sosyal medya hesabındaki paylaşımlar üzerine tutuklandı. n Türkiye’de yaşayan ve National Geographic için Batman’ın Hasankeyf il TGC heyeti, Oğuz Güven’in gözaltına alınmasının ardından gazetemize destek ziyaretinde bulundu. Derhal serbest bırakın Cumhuriyet Gazetesi internet sitesi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’in gözaltına alınmasına meslek örgütleri sert tepki gösterdi. Örgütlerin açıklamaları şöyle: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: Bir haberdeki başlık nedeniyle meslektaşımızın gözaltına alınması basın özgürlüğü açısından ciddi bir endişe yaratmaktadır. Medya üzerindeki baskının ne boyuta geldiğinin de bir yansımasıdır. Basına yönelik bu baskıcı tutum, Türkiye’yi demokrasiden uzaklaştırmaktadır. Bu olayda da örneğini gördüğümüz ‘gazetecilerin birbirlerini hedef göstermesi’ ise mesleki dayanışma açısından yaralayıcı ve meslek adına utanç verici bir yaklaşımdır. Tüm meslektaşlarımızı yaşadığımız bu ağır süreçte daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Tüm yaşamı boyunca sadece gazetecilik yapmış olan Yönetim Kurulu Üyemiz, değerli meslektaşımız Oğuz Güven’in en kısa sürede serbest kalmasını istiyoruz. Basın Konseyi: Artık kelimeler izleniyor, manşetler gözaltına alınıyor... Suç isnadı var ise ve ‘zanlı’ Cumhuriyet gibi köklü bir gazete haber sitesinin Yayın Yönetmeni ise, yapılacak şey onu ifadeye davet etmek olmalıdır. Evinden gözaltına almak, totaliter rejimlere özgüdür. Basın Konseyi olarak tüm gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını, cezaya dönüşen uzun tutukluluk uygulamasının bir an önce sona erdirilmesini ve yeni soruşturmaların doğrudan gözaltı ve tutuklamalara başvurulmadan sürdürülmesini istiyoruz. Çağdaş Gazeteciler Derneği: Yaşananlar artık söylenecek sözlerin ötesine geçti. Artık Türkiye’nin geleceği tehlike ile karşı karşıya. Türkiye’de kendisine aydın diyen herkesin artık tüm bu yaşananlara karşı tepki göstermesi gerekir. Türkiye Gazeteciler Sendikası: Oğuz Güven serbest bırakılsın. Gazetecilik suç değildir. DİSK Basınİş Sendİkası: Üyemiz Oğuz Güven önce hedef gösterildi sonra gözaltına alındı. Yandaş kalemlerin, polisin ve yargının kimden talimat aldığı ortada, arkadaşımız Güven’i serbest bırakın. Cumhuriyet gazetesi emekçilerinin yanındayız. Susmayacağız. l İSTANBUL/Cumhuriyet ARTIK BİTSİN Oğuz Güven’in gözaltına alınması yurtdışında da yankı yarattı. Uluslararası PEN, “Oğuz Güven en yakın zamanda serbest bırakılmalıdır. Türk medyası çok büyük bir baskı altında. Artık bitmeli” açıklamasını yaptı. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Savunu ve İletişim Direktörü Steven M. Ellis haber başlığının gözaltı ya da hapse atılmaya gerekçe olamayacağına dikkat çekerek “Güven’in bunu sosyal medyada paylaşarak terörizmi desteklediği iddiası ise gülünçtür” dedi. Uluslararası Af örgütü, sitesinden gözaltıyı “Türkiye’nin medyası için karanlık bir gün daha” başlığıyla duyurdu. Örgütün Türkiye sorumlusu Andrew Gardner, Türk yetkililerin Cumhuriyet’in peşine acımasızca düştüğünü belirterek “12 çalışanı hapiste yargılanmayı beklerken Güven’in gözaltına alınması Türk yetkililerin bağımsız gazeteciliğin tümüyle kökünü kazıma niyetinin bir diğer göstergesi oldu” diye değerlendirdi. Gardner, Güven’in bir başlık yüzünden gözaltına alınmasının Türk gazeteciler için “dehşet verici yeni gerçekliği yansıttığını” belirtti. ğanüstü durum yönetimi gereği gerekçesiyle keyfiliğin süreklileşmesini sağlar. Hemen hemen bütün çoğunlukçu yönetimler, muhalif hareketleri çoğunluk için varoluşsal bir tehdit olarak tanımlar ve bunlara karşı aldıkları keyfi kararları bu varlık ve yokluk mücadelesinin bir gereği olarak sunarlar. Kendini halk veya milletin yani mutlak ve bölünmez bütünün temsilcisi olarak tanımlayan güçler, iktidarda uzun bir süre kalınca, iktidarı seçim yoluyla kaybetmeyi kabul etmemeye başlarlar. Seçim yasaları kendi lehlerine değiştirilir. Seçim yarışı, her seçimde artan büyük bir eşitsizlik altında gerçekleşir. Bunları seçim güvenliğinin ortadan kalkması izler. Çoğunluk adına tahakküm kuran ve uygulayan güç, çoğunluğu temsil etme iddiasını da artık sadece kendi belirlediği kurallara göre, hatta kendine menkul biçimde üretmeye başlar. Artık söz konusu olan sadece despotizmdir. Aldığı çoğunluk desteğini ileri sürerek, kendini halkın veya milletin sözcüsü, temsilcisi olarak tanımlayan iktidardaki tahakkümcü güce karşı mücadelede düşülmemesi gereken tuzak, muhalefetin kendini gerçek halk veya gerçek milletin yegâne temsilcisi, sözcüsü olduğunu iddia etmesidir. Böyle bir iddia, çoğunlukçu iradenin dayandığı toplumsal kesimleri çok güçlü bir kendini savunma içgüdüsü içinde iktidar etrafında kenetlenmeye sevk eder. Çoğunlukçu tahakküm karşısında halkın sadece çoğul olarak var olduğu gerçeğini ısrarla vurgulamak ve bunu savunmak gerekir. Bu da çoğunlukçu irade karşısında siyasal muhalefetin toplumun eşitlik içinde çoğulluğunu gerçekten kabul etmesiyle, özgürleşmenin birden çok yol ve biçiminin olduğuna inanmasıyla ve dayanışmayı evrensel bir ilke olarak savunmasıyla mümkündür. Çoğunlukçu tahakküme karşı ancak gerçekten çoğulcu bir hegemonya kurmaya çalışarak mücadele etmenin demokratik yollardan kazanma şansı vardır. çesinde fotoğraf çeken Fransız gazeteci Mathias Depardon gözaltına alındı. n Evrensel gazetesine, yayımladığı l VATİKAN BÜYÜKELÇİSİ PAÇACI: l HÜKÜMETLE ANLAŞMAZLIK YAŞADI bir haber nedeniyle ‘cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasından 14 bin lira pa Yücel’i Papa bile kurtaramaz TRT Genel Müdürü istifa ettiracezasıverildi.Mahkemeheyeti,söz konusu haberde ‘cumhurbaşkanına hakaret” edildiğini iddia ederek Arif Koşar ve Vural Nasuhbeyoğlu’nun ayrı ayrı 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verdi. Heyet daha sonra bunu 7’şer bin lira para cezasına çeverdi. n Gazeteci Serhat Yaruk, Mersin’de ailesinin kaldığı eve yapılan baskınla gözaltına alındı. Yaruk’un Van merkezli bir soruşturma kapsamında gözaltına alındığı ve bu kentte götürüldüğü belirtildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Dış İlişkiler Genel Müdürü olarak 3 yıl görev yaptıktan sonra Vatikan’a Büyükelçi olarak atanan Mehmet Paçacı, diplomasinin sınırlarını zorladı. Roma’da Katolik haber ajansının sorularını yanıtlayan Paçacı, Türk hükümetinin demokrasiyi terk ettiği iddialarını reddetti. Türk hukuk sisteminin “özgür ve bağımsız” bir biçimde çalıştığını savunan Büyükelçi, Türkiye’de ‘bir kişinin suçlu olup olmadığına Türk hukukunun kendi kuralları ve kanıtlar çerçevesinde’ karar verildiğini ve ‘buna kimsenin müdahalede bulunamayacağını’ söyledi. Paçacı, tutuklu gaze teci Deniz Yücel için “Papa’nın af çağrısının da işe yaramayacağını” ifade ederek “Yücel’i Papa bile kurtaramaz” dedi. Türkiye’de basın özgürlüğünün kısıtlandığı iddialarının ise ‘negatif propaganda’ olduğunu savunan Büyükelçi, bu iddiaların Gülen Cemaatinin lobi çalışmalarının bir sonucu olduğunu savundu. Paçacı, Türkiye’de idam cezasını da halkın talep ettiğini savunarak “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yalnızca insanların talebini dile getiriyor” dedi. Paçacı, idam cezasının teolojik olarak İslamda ‘bir sorun teşkil etmediğini’ savundu. l ANKARA / Cumhuriyet SİNAN TARTANOĞLU TRT Genel Müdürü Şenol Göka, görevinden isitfa etti. Göka’nın dilekçesinde “Gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum” ifadelerini kullandığı öğrenildi. 2017 Ocak’ta TRT Genel Müdür Yardımcılığı’na atanan Fethi Fahri Kaya’nın göreve getirilmesinin ardından kadroda değişiklikler yaptığı, ancak daha sonraki değişiklik taleplerine Şenol Göka’dan direniş geldiği belirtildi. İstifanın perde arkasında yatan kadro sıkıntısının genel müdür yardımcılığı makamı na kadar sıçradığı öğrenildi. İki genel müdür yardımcısının hükümet tarafından görevden alınmasının istendiği, ancak Şenol Göka’nın buna da karşı çıktığı aktarıldı. Hükümet ile arasında yaşanan anlaşmazlık, Şenol Göka’nın istifası ile sonuçlandı. İstifa eden Şenol Göka’nın yerine, en kıdemli Genel Müdür yardımcısı Erkan Durdu’nun vekâlet etmesi gerekiyor. Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç döneminde atanan Erkan Durdu’nun yerine kısa süre içinde atamanın yapılacağı ifade ediliyor. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear