Catalog

DUNYA Londra’da bakanlıklar çevresinde ‘terör’ zanlısı yakalandı Britanya’nın başkenti Londra’da parlamento ve hükümet binalarının bulunduğu Whitehall bölgesinde 3 bıçak taşıyan, siyah giyimli bir zanlı gözaltına aldı. Zanlı istihbarat üzerine terör saldırısı hazırlığında olduğu şüphesiyle yakalandı. Bir görgü tanığı “Sağ elinde bandaj olan bir adamı durdurup üzerini arayıp hemen kelepçelediler” dedi. Geçen ay parlamento yolunda terör saldırısı düzenlenmişti. Cuma 28 Nisan 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: ZARİFE SELÇUK Şam’a İsrail saldırısı 13 Bu kez Şam Havalimanı yakınındaki bir askeri tesisi vuran İsrail, ‘İran’ın Suriye üzerinden Hizbullah’a füze sevkıyatını durdurma politikamızla uyumlu’ dedi Suriye’de hükümeti hedef alan saldırılarını son dönemde yoğunlaştıran İsrail’in, dün de Şam Uluslararası Havalimanı’nın güneybatısındaki askeri tesislere beş hava saldırısı düzenlediği belirtildi. Patlamalarla Şam semalarına alev topları yükselirken İsrail İstihbarat Bakanı Yisrael Katz “İran’ın Suriye’den Lübnan’daki Hizbullah’a silah transferini durdurma politikamızla uyumlu” açıklamasını getirdi. ‘İran’ın varlığına karşı’ Katz, İsrail Ordu Radyosu’na “Bu olayın İsrail’in, Hizbullah’a silah transferini önleme politikalarıyla uyumlu olduğunu söyleyebilirim. Hizbullah’a gelişmiş silah transferi yapılacağına dair istihbarat aldığımız her seferde harekete geçeceğiz. İran’ın Suriye’de askeri bir varlık oluşturmasını önlemek zorundayız” diye konuştu. ‘100 füze imha edildi’ Suriye devlet haber ajansı SANA, “düşman İsrail’in işgal ettiği topraklardan attığı füzeler Şam Uluslararası Havalimanı’nın güneybatısındaki askeri tesislerden birini hedef aldı, bölgede İsrail basınına göre saldırıyı F15’ler düzenledi. Şam’ı sarsan patlamalarla göğe ateş topu yayıldı. bir dizi patlamaya ve maddi zarara yol açtı” dedi. Hizbullah’ın El Manar kanalı, bir depo ile yakıt tanklarının vurulduğunu, can kaybı olmadığını, sadece maddi zarar meydana geldiğini duyurdu. Bu cepheye göre Suriye ordusu ya da Hizbullah’a ait silah depolarının hiçbiri zarar görmedi. İsrail cephesine göreyse Hizbullah’a gönderilecek 100 füze imha edildi. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Venezüella kanalı Telesur’a demecinde, İsrail’in bu saldırılarının “Suriye’deki teröristleri desteklediğini gösterdi ğini” belirtti. Esad, İsrail ve ABD’nin hava saldırılarına karşı son teknoloji hava savunma sistemleri alımını Rusya ile görüşeceklerini söyledi. Suriyeli bir askeri yetkili de Suriye ordusu ve müttefiklerinin İsrail’in saldırısına cevabı ertelemeyeceğinden söz etti. Golan’da ne vuruldu? İsrail’in Şam saldırısının ardından Golan’da bir hedefi vurduğunu açıklaması da dikkat çekti. Geçen ay İsrail Palmira yakınını vurduğunda Suriye ilk kez karadan havaya füze sistemlerini devreye sokmuş ve birini İsrail kendi hava sahasında imha etmişti. Dün Kremlin “Tüm ülkeler gerilimi tırmandırmaktan geri durmalı, Suriye’nin egemenliğine saygı göstermeli” dedi. Şam: fransa’dan utanmaz yalan Fransa’nın Suriye’nin İdlib vilayetinin Han Şeyhun kasabasında kimyasal silah yüzünden ölümlerden Esad yönetiminin sorumlu olduğuna dair elinde kanıt bulunduğunu söylemesi ama somut kanıt sunamamasına Şam tepki gösterdi. Suriye Dışişleri, Fransız raporunu “utanmaz yalanlar, uydurma ve dolandırıcılıktan ibaret bir kampanya” diye niteledi. Bakanlık, “Fransız hükümeti, Han Şeyhun’da gerçekte ne olduğunu belirleyecek ne otoriteye ne de vasıflara sahiptir. Rapor, asıl suçluları gizlemeye yönelik bir çabadır” dedi. Britanya: Hayır demeyiz Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson ise Suriye’ye bir askeri operasyon için ABD’nin kendilerinden yardım istemesi halinde buna “hayır” demelerinin güç olacağını söyledi. Johnson, “Eğer ABD kimyasal saldırıya tepki olarak bir tür harekete geçme teklifinde bulunur ve bize gelerek desteğimizi isterse bu, Akdeniz’de denizaltıdan güdümlü füze de olabilir buna ‘hayır’ demek bizim için zor olacaktır” diye konuştu. Pentagon Flynn’e hesap soruyor ABD Başkanı Trump’ın Ulusal Gü venlik Danışmanı yapıp Rusya ile ilişkiler skandalından ötürü görevden aldığı eski general Michael Flynn’e Pentagon da soruşturma açtı. Pentagon’un Rus hükümetiyle bağlantılı şirketlerden lobicilik için aldığı paralar nedeniyle soruşturma açtığını duyurduğu Flynn’in “geçen yıl Türkiye adına lobicilik için de 530 bin dolar aldığı” ifade edildi. Flynn’i 2014’te emekli olduğunda önceden onay almadan yabancı hükümet kaynaklı para kabul etmemesi yönünde uyardığını duyuran Pentagon, önceden onayın alınıp alınmadığını soruşturuyor. Venezüella’da can kaybı büyük Venezüella’da meclisin yetkilerine el konulması girişimine tepki olarak solcu Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nın istifası talebiyle sağcı muhalefetin ay başından beri tırmandırdığı protestolarda ölü sayı 29’a yükseldi. Önceki gün Caracas’ta molotofkokteylleri atarak şehir merkezine yürümeye çalışan muhalifler içinde 20 yaşında bir genç başına isabet eden gaz fişeğiyle, Valencia şehrinde bir muhalif, Tachria’de bir Maduro yanlısı silahla vurularak öldürüldü. Ambulansların yağmalanmasına bir acil servis çalışanı “Bu barışçı gösteri falan değil, herkese lazım şeyleri yağmalıyorlar” tepkisini gösterdi. OAS’dan ayrılıyor ABD merkezli, 35 üyeli Amerika Devletler Örgütü’nün (OAS) eleştirdiği Maduro, “Emperyalist müdahalecilikten” kurtuluyoruz diyerek OAS’dan ayrılma işlemlerini başlattı. SDG’ye yeni silah ve tank YPG’nin anabileşeni olduğu Su riye Demokratik Güçleri (SDG), Rakka operasyonu kapsamında ABD’nin yeni bir tank ve ağır silah sevkıyatı yaptığını söyledi. Sputnik’e konuşan bir SDG yetkilisi, “TIR’larla Kuzey Irak’tan Rojava’ya sokulup Kobane’nin güneyine getirildi. ABD’nin gönderdiği tanklar iyi. Bu tanklara ihtiyaç var, çünkü bu tanklarla Rakka kent merkezine giriş yapacağız” dedi. THAAD’ın Seongju’da bir golf sahasına kurulmasına başlandı. ABD, sistemin kısa sürede operasyonel olacağı iddiasında. Trump’ın eli tetiğe gitmedi ABD Kuzey Kore’ye karşı Güney Kore’de THAAD füze savunma sistemini kurmaya başlarken Başkan Donald Trump’ın çağrısıyla Beyaz Saray’a giden Senato’nun toplam 100 üyesine güvenlik kabinesi Kuzey Kore brifingi verdi. Brifingden ekonomik yaptırım ve sorunun diyalogla çözümü önerisi çıktı. Ardından ABD Savunma Bakan Jim Mattis, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats ortak yazılı açıklama yaparak “Uluslararası top lumun sorumlu üyelerinden K. Kore’ye karşı baskıyı artırma ve oradaki rejimi diyalog yoluna ikna etmelerini istiyoruz” dedi. K. Kore’nin bölgenin istikrarını tehdit ettiği savunularak ekonomik, diplomatik yaptırımlarla baskı uygulanacağı vurgulandı. Çin memnun Çin Dışişleri sözcüsü Geng Şuang “ABD açıklamasındaki diyaloğa açık olma vurgusunu olumlu buluyoruz” dedi. Ancak Şuang, THAAD’la ilgili Çin’in endişelerini tekrarladı. ABD’nin Pasifik Donanması Komutanı Amiral Harry Harris, Kongre’yi bilgilendirirken, K. Kore’de rejim değişikliği paşinde olmadıklarını, ancak THAAD’ın gelecek günlerde operasyonel hale geleceğini söyledi. K. Kore yönetimi adına CNN’e konuşan Pyognyang İnsan Hakları Enstitüsü Müdürü Sok Chol Won ise “Amerika, saldırgan tavırlarını sürdürdükçe nükleer ve füze denemelerimizi asla durdurmayacağız” dedi. Ne Macron ne Le Pen Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçiminin 7 Mayıs’taki ikinci turuna kalan neoliberal Emmanuel Macron ile aşırı sağcı Marine Le Pen’e karşı dün ülke çapında öğrenci protestoları düzenlendi. Sosyal medya üzerinden örgütlenen “faşizm ve ka pitalizm karşıtı” gençler “Ne Le Pen ne de Macron” sloganlarıyla sokakları doldurdu. Paris’in sembolü Cumhuriyet Meydanı’nda toplanıp Bastille Meydanı’na yürüyen gençler “Ne Marine ne Macron, ne vatan ne patron”, “Ulusal Cephe’nin yolunu keselim” sloganları atıldı. Anarşist gruplar molotofkokteyli ve taş atarken polis önce “Dağılın” uyarısı yaptı, sonra biber gazıyla eylemi dağıttı. Le Pen’den 5 milyon Avro’luk dolandırıcılık Bu arada Le Pen’in partisi Ulusal Cephe’nin (FN) Avrupa Parlamentosu’nu (AP) eşi dostu danışman gibi gösterip maaş bağlatarak 5 milyon Avro dolandırdığı ileri sürüldü. AP, daha önce bu rakamı 1.9 milyon Avro olarak hesaplamıştı. 2012’den beri devam eden ve soruşturma açılan dolandırıcılıktan Le Pen ve FN’nin diğer parlamenterlerinin sorumlu olduğu kaydedildi. MAKEDONYA’DA MECLİS BASKINI Balkan ülkesi Makedonya, 2001’de Arnavut ayaklanmasıyla geldiği içsavaşın eşiğinden uluslararası arabulucuk sayesinde dönmesinin ardından, bu yıl yeniden karıştı. Mecliste çoğunluktaki Sosyal Demokratların Arnavut azınlığın iki partisiyle müttefik olması ve üçünün birlikte Arnavut kökenli Talat Caferi’nin meclis başkanı seçilmesini sağlamasıyla kriz çıktı. Makedon milliyetçisi parti VMROOPMNE, oturum bittikten sonra yapıldığı ve gerektiği gibi elektronik olmadığı gerekçesiyle oylamanın geçersiz olduğunu ileri sürdü. Bunun üzerine Makedon milliyetçisi gruplar, güvenlik güçlerini geçerek meclisi bastı. Tekme tokat kavga sırasında Sosyal Demokratların lideri Zoran Zaev’in yaralandığı ve alnının kanadığı görüldü. 67 oy alarak Makedonya’nın 1991’deki bağımsızlığından beri ilk Arnavut kökenli meclis başkanı olan Caferi’nin koltuğu koruyup koruyamayacağı merak konusu. Bir Arnavut’u başkan seçen meclis Makedon milliyetçilerinin saldırısına uğradı. Dış politika manzarası Türkiye ahalisinin yarısının açıkça reddettiği rejim değişikliğinin ardından dikkatler bütün yetkileri elde toplamış bir liderin dış politika hamlelerine çevrildi. Ankara çelişkilerin keskinleştiği bir zeminde. “Dış meşruiyete” verilen ehemmiyet ortada. Mayıs ayı diplomasi ayı, RusyaABDAB üçgeninde teşriki mesai, kartların yeniden nasıl karılacağını belirleyecek. Mayıs başında Soçi’de Rusya lideri Putin’le başlayacak teşriki mesai mayıs ortasında ABD Başkanı Trump’la devam edecek. Ay sonu AB ile tamamlanacak. Öncelikle resmi anlayalım. HHH l Rusya açısından Türkiye’ye karşı “stratejik sabır politikası” işliyor. Normalleşme süreci başlayalı 1.5 sene geçti. Moskova Putin’in söylediği gibi “adım adım” gitti. Rusya için elbette ekonomik ilişkiler mühim. Ama mesele domatesi, buğdayı aşıyor. Charter uçuşlarının kesilmesi iması, vize serbestisi gibi unsurlardaki tıkanıklıklarının sebebi hikmeti siyasi duruş. Rusya, Batı’dan bağımsız bir Ankara’dan yana olsa da, neoOsmanlıcı hattın değiştiği kanaatinde değil. İdlib’deki son kimyasal saldırı iddialarına Ankara’nın atlamasının da gösterdiği üzere rejim değişikliği duruşunda “milim kıpırdama” görmüyor. Putin’in diplomasi icabı yaptığı “tebrikte” Suriye’nin vurgulanması bunun göstergesi. Ve en son St. Petersburg saldırılarını El Kaide bağlantılı bir grup üstlenmişken, Rusya 50 binden fazla cihatçının başkent edindiği İdlib’e büyük harekâtı daha ne kadar öteleyebilir? 3 Mayıs’taki Putin’in Ankara’nın Suriye’de pozisyonunu netleştirmesini istemesini beklemek zor değil. HHH l ABD Ortadoğu politikasının hattını tam belirlemiş değilken, Washington’da Türkiye’ye bakışta netlik yok. Bu bağlamda ilk hamlenin Ankara’dan gelmesi manidar. Ankara, Trump’tan alınan “tebriği” cebine koydu, ardından TSK’nin Irak’ın kuzeybatısındaki Sincar/Şengal ile Suriye’nin kuzeyindeki Karaçok’a epeydir eli kulağında olan hava operasyonları geldi. Kimileri “karadan müdahale” bile beklemekteyken, “hava operasyonuyla” yetinilmesini yadırgamamalı. Özellikle 15 Temmuz’dan beri yaşanan sürtüşmeler, Rıza Zarrab davasının Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’nın “kaptırılmasıyla” da aldığı boyutlar düşünüldüğünde, Trump’a “mesaj verildiği” aşikâr. Kimileri Türk dış politikasının strateji ve ideolojiye değil konjonktüre göre şekillendiğini ve tutarsız olduğunu iddia ediyor. Asıl sorun Ankara’nın “güçsüzlüğü” değil “kendi planlarıyla oyunu bozma” kapasitesi. “ABD’yi Kürtleri bırakın bizi alın Rakka’ya gidelim” söylemi bile pazarlıkta kartları “yüksek açmaktan” ibaret. Oysa Irak’taki KBY’nin bağımsızlık hamleleri ve Trump’ın İran politikalarının olası yönelimi Ankara’ya yeni fırsatlar sunuyor. HHH l Avrupa açısından hedef artık “durumu idare edilebilir” tutmak. Türkiye AB yolculuğunda son durağa çoktan geldi. AKPM’nin bu hafta Türkiye’yi denetime sokmuş olması, sadece onların işini kolaylaştırıyor. Türkiye ile ticari ilişkilere ve sığınmacı anlaşmasına fazla halel getirmeden yine bir model, hatta meşhur “ayrıcalıklı ortaklık” zaten Avrupalıların arzusu. AB ilkeleri bağlamında “idam çizgisi” aşılmadığı sürece “Kopenhag kriterleri, demokrasi veya özgürlüklerimiz” Avrupa’nın ne kadar umurunda? HHH Rusya, son tahlilde eski Sovyet coğrafyasının ötesindeki ülkelerin iç işleyişine karışmaz. Doğrusu ABD ve Batı’nın da “Türk tipi” başkanlık rejimine “kıpkırmızı” bir kart çıkaracaklarını sanmıyorum. Kilit muhtemelen bölgedeki “tasarımları” ve Ankara’nın uyum düzeyi olur. Aksi bir halde de Suriye meselesinin Türkiye’nin toprak bütünlüğü meselesine dönüştürülmesi işten bile olmaz. İç siyasetteki birtakım çıkar grupları arasındaki fırtınaya bakıp Ankara’nın siyasal İslamcı zihni sıfırlayarak “rasyonellik postuna” bürünmesini beklemekse düpedüz saflık. Siyasal İslamcılığa bunca yatırım yapmış, Suriye’de El Kaide ile açık dirsek temasından gocunmayan ABD ve Avrupa mı neoliberal düzenin çizdiği sınırlarda kalacak bir AKP rejiminden rahatsız olacaklar? Bölgede bağımsız ve seküler ülkelerin varlığını istediklerini kim iddia edebilir ki? Kaçak göçmen hattını uzaylılarla işlettiler ABD Başkanı Trump’ın kaçak göçmenlere sınır dışı politikası çerçevesinde İç Güvenlik Bakanlığı’nın önceki gün kurduğu çağrı hattına uzaylı ihbarı yağıyor. “VOICE” adlı hattın, ABD’de yaşayan kaçak göçmenlerin işlediği suçlardan etkilenenler ve ailelerine hizmet vereceğini açıklayan bakanlığın göçmenler için “removable criminal aliens” (uzaklaştırılabilir sabıkalı yabancılar/uzaylılar) tanımını kullanması mizah konusu oldu. Hattın uzaylı filmlerinin yapımcılarının desteklediği “Uzaylı Günü”nde açılması üzerine, ABD’liler çağrı hattını işletmeye koyuldu. Kısa sürede uzaylı ve UFO ihbarları, çağrı hattını en çok meşgul eden aramalar haline geldi. Hattı işletenler, kült uzaylı filmlerinin bölümlerini anlattı. Twitter’da nasıl işlettiklerine dair çok sayıda mesaj paylaşan kullanıcılar, yoğun ilgiden hatta ulaşmak için dakikalarca telefonda beklediklerini belirtti. C MY B