26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMI 23 milyar TL’lik araç kiraladık Operasyonel araç kiralama sektörü 2016’da 147 bin adet yeni aracı filosuna katarak 330 bin 600 araca ulaştı. Geçen yıl yaklaşık 10 milyar 885 milyon TL yatırım yapan sektörün aktif büyüklüğü 23 milyar TL’yi aştı. Makarnada tüketim rekoru Türkiye’de, kişi başına makarna tüketimi 7.4 kilodan 8.5 kiloya çıktı. Tüm zamanların en yüksek değeri olan bu rakamla Türkiye, makarna tüketiminde dünyada 10. sıraya yerleşti. 8 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Pazar 5 Mart 2017 Asbest tehdidi yoksa ‘yok’ deyin Asbest, eski tip inşaatlarda izolasyon amaçlı kullanılmış. Artık kullanılmasa da eskisi başa bela çünkü kanserojen bir madde. Tersini kimse iddia edemiyor. O yüzden asbestin bertaraf edilmesi sıkı kurallara bağlı. Şaka değil. Şimdi Ankara’nın göbeğinde 350 ton asbesti tartışıyoruz. İçinde 350 ton asbest olduğu, ihale şartnamesinde yazılı eski Havagazı Fabrikası binası önlem alınmadan yıkılmaya başlandı. Ankara 7. İdare Mahkemesi, Ankara Mimarlar Odası’nın başvurusunu kabul ederek yıkımı durdurdu. Gerekçe, yıkımın sürmesi halinde telafisi güç zararlara yol açacak olması. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, şimdi provokatörlerden söz ediyor. Ona göre Mimarlar Odası, Kimya Mühendisleri Odası panik yaratmayı amaçlamış. Gökçek ayrıca, asbest ölçümleri yapan firmanın akredite olmadığını da açıklamış. “Firma temsilcisinin, Büyükşehir Belediyesi’nden ihaleyi alan firmadan 3 gün süreyle ısrarla asbestle söküm uzmanı olarak işin kendisine verilmesini istediğini” ifade etmiş. Oysa Alman Competenza GmBH firması, Türk Akreditasyon Kurumu Türkak’a akredite. Bu veri, şirketin tartışmalara yol açan asbest raporunun sayfalarında kırmızı bir damga olarak duruyor... Raporda “Tok sokak Enerjisa Dış sokak üstü”, “Enerjisa Mescid arkası” ve “sahada çalışma yapan kepçe”lerden alınan numunelerde yüksek oranlı asbest tespiti yer alıyor. Aynı firmanın geçen yıl ekim ayında, yine asbest konusunda Başkent Enerji için rapor hazırladığını öğrendik... Soru şu: Sabancı Holding’e bağlı bir şirketin, kitlesel sağlığı ilgilendiren bir konuda Türkak’a akredite olmayan bir şirketle çalışacağına ihtimal verir misiniz? Ve son not: Bize ulaşan bilgi, söküm firması ile tahlil firması arasındaki ilişkinin, Gökçek’in söylediğinin tersi istikamette olduğu yönünde. Yasal olarak yıkım firmalarının, bu nitelikte bir ölçümdenetim firmasıyla çalışması gerektiğinden, yıkım şirketi Competenza GmBh’ye birlikte çalışmayı öneriyor. Ancak teknik standartlar sayılınca, yıkım firması “Biz bu koşulları sağlayamayız” diyor. (Firma, ölçümleri yaptığı mikroskopların, dünyanın en gelişmiş cihazları olduğu konusunda da iddialı.) Asbest, sağlığa zararlı sonuçlarını orta vadede gösteren bir kimyasal. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gerekli yasal önlemleri zamanında almaması dolayısıyla da Ankara’da yaşayan herkesin ciddi tehlike ve tehdit altında olduğu anlaşılıyor. Eğer tehlike altında değilsek, şu soruya “evet” yanıtını bekliyoruz: Mevzuata göre asbest barındıran binaların yıkımdan önce “temizlenmesi” gerekiyor. Bu temizlik, fırça ve bezle olmayacağına göre Havagazı Fabrikası’nın yıkımına başlanmadan önce o 350 ton asbest temizlendi mi? Ulusal Atık Taşıma formu doldurularak, bu işi yapan atık toplama şirketlerinin alanlarına gönderildi mi? “Seneler seneler evvel” diyeceğim ama Annabel Lee’den bahsetmeyeceğim. Tuluhan Tekelioğlu’nun altıncı belgeseli “Yapabilirsin”den söz açacakken, aklıma gelen ilk dize oldu bu. Şahsi kaçabilir belki, ama şöyle diyecektim: Biz, sevgili Tuluhan ile önce iki meslektaş değil, iki komşuyduk. Eski güzel Ankara’nın sakin sokaklarından birinde, balkonları birbiri ‘Yapabilirsin’ ni gören iki komşu. Gel zaman git zaman; biteviye sıkıcı, ağır ekonomi haberlerinin peşinde koşarken ben, o umudu, sevinci, özgüveni yayan metinler, mütebessim görüntüler üretti durdu. Ve yine şaşırtmadı. Memleket tarihinin ihti mal ki en kasvetli döneminde, bu kez “Yapabilirsin” ile çıktı karşımıza. Yaşadığımız atmosferin boğucu baskıcı havası, heves kırmak, gönül yaralamak için elinden gelini yapadursun, Tuluhan, “Milyonlarca yürekli kadınız” diyerek, o milyonlardan dokuzunun etkileyici hikâyesini anlatıyor bize. 8 Mart’a üç kala; içindeki gücün, sandığından daha büyük olduğunu fark etmek isteyen herkes izlemeli: Yapabilirsin. Almanlar 3. Havalimanı’nı kıskandı mı? İki bakanın Almanya’daki referandum mitinglerinin iptali, AnkaraBerlin hattındaki gerilimi tırmandırdı. Anayasa Profesörü ve AKP milletvekili Burhan Kuzu’nun konuya yaklaşımı benzersizdi. Kuzu’ya göre Almanya, 3. Havalimanı yapıldıktan sonra çıldırmıştı. Çünkü Frankfurt Havaalanı kapanmak üzereydi(!). Bunlar Almanya için bir dert olmuştu. Almanya’nın 3. Havalimanı’nı nasıl kıskandığını en iyi İGA A.Ş. bilir. İGA’nın 53 bin metrekarelik alanda 25 yıllık süre için gümrüksüz satış magazası ihalesini Alman ortaklı Unifree Duty Free kazanmıştı. Alman Gebr. Heinemann’ın ortaklığında iki firma, 400’ün üzerinde yerli ve yabancı lüks markayı tek çatı altında topluyor. Bunun için de kıskana kıskana 120 milyon Avro yatırım yapıyor. Almanya’nın 3. Havalimanı’na dair ikinci kıskançlığını(!) ise yolcu bindirme köprülerinde göstermişti. Meraklısı, Almanya’nın çelik ve mühendislik devi ThyssenKrupp’un 3. Havalimanı için tam 143 adet yolcu bindirme köprüsü siparişi aldığını hatırlar. 3. Havalimanı bir yıl sonra bu vakitler açılacağına göre Almanya’da harıl harıl bu köprülerin üretimi sürüyordur... Böyle bir kıskançlık işte. Aynısı ‘aynısı’ olmaz! Galataport projesi, İstanbul tarihini yıka yıka ilerliyor. Önce tarihi Karaköy Yolcu Salonu iş makineleriyle indirildi (ki Orhan Veli’nin, “Bakakalırım giden geminin ardından” dizesiyle bildiğimiz ayrılış şiirini yazdığı mekândır). İki hafta sonra da 1. derecede tarihi yapı olan Paket Postanesi. Doğuş Grubu ile Bilgili Holding ortaklığınca yapılan Galataport’un bu iki “eseri” hafızalarda şimdiden derin izler bıraktı. Her iki ortak da Galataport’u, “Türkiye’nin en büyük gayrimenkul projesi” diye tarif etmişti. İyi. Peki böyle bir tariften sonra, projeyle ilgili PR şirketleri “yıkılan yerin aynısını birebir yapacağız” açıklama sını nasıl yazabiliyor? Toplumun ortak zenginliği olan ta rihsel bir yapıyı, şirket çıkarları için yıktıktan sonra yapılacak “aynısının”, aynısı olacağına gerçekten inanmamız mı bekleniyor? Eserlere değilse bile, lütfen zekâya biraz saygı. Tarihsel ve kültürel mirasın, iktidara yaslanmış rant iştahının dişleri arasında ufalandığı böyle bir dönem yaşanmadı. DİJİTAL BANKACILIK Akbank, beş krediden birini mobilden verdi Akbank Direkt Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tolga Ulutaş, mobil uygulamaların bankacılığı çok farklı bir noktaya getirdiğini vurgulayarak, mobil bankacılık kullanan müşterilerle olan aylık ortalama etkileşimlerinin şube ile kıyaslandığında 6 kat daha fazla olduğuna dikkat çekti. Ulutaş, son bir yılda dijital bankacılık kanallarını kullanan müşteri sayılarının yüzde 22, Akbank Direkt Mobil kullanan müşteri sayılarının ise yüzde 45 büyüdüğünü belirtti. Bankada verilen beş ihtiyaç kredisinden birini Akbank Direkt Mobil’den verdiklerine değinen Ulutaş “Mobil uygulamamızı kullananların yoğun tercihlerin den biri de fatura ödeme. Bankamızda her iki faturadan biri Akbank Direkt uygulamasından ödeniyor. Son üç yılda mobilden yapılan fatura ödemeleri 12 kat arttı” dedi. Müşterilerinin, kartları yanlarında olmasa bile Akbank Direkt Mobil ile para çekebildiklerini veya başkalarına para gönderebildiklerini söyleyen Ulutaş, giyilebilir teknolojiye yatırımlarına da devam ettiklerini ifade etti. Ulutaş “Ak bank Direkt Apple Watch uygulamamız; kullanım kolaylığı, sade tasarımı ve kolay giriş özelliğiyle Apple Watch’un piyasaya sürüleceği tarihten önce App Store’da yerini aldı” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Yapı Kredi GözID 1 milyon kez indirildi Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan, göz tanıma sistemi teknolojisini mobil şubelerine adapte ettiklerini hatırlatarak “Müşterilerimiz artık GözID özelliği ile akıllı telefonları üzerinden, tek hamlede mobil şubeye daha hızlı ve daha kolay giriş yapabiliyor. Bu uygulamayla şifreyi hayatımızdan çıkardık. Uygulamamız iOS platformuna sunulmasından çok kısa bir süre içerisinde 1 milyonun üzerinde indirilme rakamına ulaştı. Yenilenen Yapı Kredi Mobil uygulamamız, şu anda App Store’da 5 yıldızla en beğenilen uygulama oldu. 2017’nin başında da Android işletim sis temine uyumlu akıllı telefonlar için yenilenen mobil uygulamamızı hizmete sunduk” dedi. QR kodla para çekme özelliğine de değinen Doğan, Yapı Kredi müşterilerinin mobil şu be üzerinden sadece tutarı belirleyerek QR kod ile para çekebildiğini belirtti. Yapı Kredi Mobil’e Google Search Appliance altyapısını entegre ettiklerini söyleyen Doğan “Böylece müşterilerimiz arama sonuçlarından işlemlere, ödenecek faturaların kurumlarına, akıllı rehber kayıtlarına hızlı erişim sağlayarak direkt işlem yapabiliyor” bilgisini verdi. l Ekonomi Servisi Türkiye futbolda vergi cennetiAVİRKUİKPAAT’DIA Verginin çok az olduğu konuşulan Çin’de bile 5 milyon Avro’luk bir futbolcunun kulübüne maliyeti Türkiye’dekinden yüzde 54 fazla Uluslararası vergi ve denetim şirketi KPMG Futbol Benchmark ekibi, Avrupa’nın önde gelen futbol liglerinde uygulanan vergi sistemini mercek altına aldı. Süper Lig’de top koşturan yabancı futbolcular için kulüplerin ödediği vergi oranlarıyla Avrupa’daki örneklerinin karşılaştırmalı tablosunu çıkaran KPMG Futbol Benchmark’ın raporuna göre, Avrupa’daki bir kulüp, bir futbolcu için Türkiye’dekinden iki katı fazla vergi ödeyebiliyor. Fransa’da yüksek Örneğin, Süper Lig’de 5 milyon Avro maliyetli bir futbolcu için 900 bin Avro vergi ödenirken, bir Fransız kulübü futbolcusuna 5 milyon Avro ödemek için 9.2 milyon Avro vergiyi gözden çıkarıyor. Türkiye’de dünyaca ünlü futbolcular yüksek transfer bedelleriyle top koşturuyor. Türkiye’de yılda en az 1 milyon Avro kazanan bir futbolcunun kulübüne maliyeti 1 milyon 190 bin Avro. Almanya’da bu maliyet 1 milyon 900 bin Avro, Portekiz Ligi’nde 2 milyon 240 bin Avro, Fransa’da ise 2 milyon 740 bin Avro’ya yükseliyor. Ver ginin çok az olduğu konuşulan Çin’de bile 1 milyon Avro kazanan bir futbolcunun maliyeti 1 milyon 780 bin Avro olarak öne çıkıyor. Ülkede bir futbolcuya 5 milyon Avro net kazanç önerilirken 4 milyon Avro da vergi ödeniyor. l Ekonomi Servisi TÜRKŞKAUNLSÜLPI LERİ Süper Lig’de Robin van Persie, Vesley Sneijder, Vincent Aboubakar, Fernando Muslera, Martin Skrtel ve Peter Kjaer gibi dünyaca ünlü ve maliyetli futbolcular top koşturuyor. Ancak bu futbolcular için Türk kulüpleri, Avrupa’daki kulüplere oranla çok mütevazı vergiler ödüyor. 5 milyon Avro maliyetli bir futbolcu için Türkiye’ye göre vergi Çin’de yüzde 54, Almanya’da yüzde 61, Hollanda’da yüzde 76, İngiltere’de yüzde 82, Portekiz’de yüzde 112, Fransa’da yüzde 141 fazla. Spor kulüplerine sunulan bu desteğe hükümetin ne kadar süre daha devam edeceği merak ediliyor. Her yıl 60 bin kapıyı açıyor ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye’nin önde gelen kapı üreticilerinden Sur Çelik Kapı, Aydın’daki iki fabrikasında her yıl 60 bin adet civarında kapı üretiyor. İki fabrikada 400 kişiye istihdam sağlayan Sur Çelik Kapı, 7 yıl önce Osmaniye’de kurduğu fabrikayı ise Suriye iç savaşından sonra bölgede artan güvenlik endişeleri nedeniyle kapatmak durumunda kaldı. Fabrikalarında özellikle otel mobilyalarının üretimine ağırlık veren firma otelcilik alanında da yatırıma hazırla nıyor. Aydın’da 80 odalı 4 yıldızlı otel inşaatına hazırlanan Sur Çelik Kapı bunun için 13 milyon TL yatırım yapacak. İhracat az Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, çelik kapıda butik imalata da geçeceklerini belirterek, tüketicinin tercihlerine göre bayiler aracılığıyla yerinde üretim yapacaklarını söyledi. Pekgüzel, “Kapının kolu, rengi, mobilya değişimi yerinde üretimle değiştirilebilecek. Bu sisteme bir yıl içinde geçmeyi planlıyoruz” dedi. Üretimlerinin yüzde 90’ının iç piyasaya yönelik olduğunu, merdiven altı üretim ihracata zarar verdiği için bu alana ağırlık veremediklerini anlatan Pekgüzel, “AzerbaycanBaku, İranTahran, IrakSüleymaniye, Suudi ArabistanRiyad, MısırKahire, AlmanyaHagen, Girne, FilistinRamallah ve FasKazablanka’da bayiliklerimiz var. İtalya’da şirket kurduk. Avrupa’ya ihracatı oradaki şirket aracılığıyla yapıyoruz. Türkiye yıllık 1.5 milyon adet çelik kapı üretiyor bunun sadece 500 bin adetini ih raç edebiliyor” ifa desini kullandı. Bu yıl 50 milyon TL ci ro hedefledikleri ni kaydeden Pekgüzel, Türkiye’de bir kişi nin öm ründe en fazla iki kere ka pı değiş tirdiği ni söyledi. Yalçın Pekgüzel C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear