26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 4 Mart 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET Dışarıda ağlıyor içeride yasaklıyor Almanya’nın bakanlara toplantı izni vermemesinin ardından AKP’den gelen tepkilere karşılık muhalefet, ‘Şimdi bizi anladınız mı’ diye sordu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Almanya’da katılacağı etkinliğin iptal edilmesine yönelik “İfade hürriye ti engellendi” tepkisi, Türkiye’de OHAL gerekçesiyle muhalafete uy gulanan yasakları bir kez daha anımsattı. OHAL dö neminde engellenen gösteri, yürüyüş ve sendikal faaliyetler; referandum süre OZAN ÇEPNİ cinde ‘hayır’ oyu vereceğini açıklayan muhalefetin hem sa ğı hem de solu için çeşitli engellere dönüştü. YSK’nin referandumda siya si partiler dışında kimlerin propa ganda yapabileceğine, valilik ve kaymakamların karar vereceğini açıklaması, birçok ilde seçimlere katılma hakkı bulunan partiler dı şındaki bütün kesimlere yasakları da beraberinde getirdi. Ankara başta olmak üzere va lilikler tarafından üniversite yö netimlerine yazılar gönderilerek, kampus içlerinde referanduma ilişkin çalışmaların yasaklandı ğı duyuruldu. Emniyet tarafından birçok yerde OHAL’i gerekçe gös tererek ‘hayır’ kampanyası kapsa mında yapılacak gösteri ve yürü ‘Hayır’ demek kabahat Referanduma ilişkin ‘hayır’ kampanyası kapsamında yaşadıkları engellemeleri anlatan Halkevleri Başkanı Oya Ersoy “Halkevi’nin astığı pankartlarda ciddi bir engelleme var. Metro ve otobüslerde yaptığı konuşmalar nedeniyle arkadaşlarımızın tümü Emniyet’e ifadeye çağırılıyor. Türkiye’nin birçok yerinde bildiri dağıtan arkadaşlarımız gözaltına alınıyor. İstanbul ve Ankara’da her yerde referandumla ilgili pankartlarımız indiriliyor. Etkinlik iptallerinde, basın açıklamaları, toplan tı ve gösterilerde özellikle Antalya başta olmak üzere hiçbir kapalı salon etkinliğine OHAL gerekçesiyle izin verilmiyor” diyerek anlattı. İktidar korkusu nedeniyle kendilerine konuşacak salon verilmediğini belirten MHP’li muhalif Sinan Oğan ise “Şimdi bizim ne çektiğimizi anlıyor musun sayın Bekir Bozdağ? Almanya’nın bir Türk bakanına yaptığı büyük bir ayıptır ama Bozdağ’ın da Türkiye’de bize yaptığı daha büyük bir ayıptır” ifadeleriyle yanıt verdi. ÖDP Genel Baş kanı Alper Taş’ da, Haziran Hareketi ile birlikte yürüttükleri ‘Hayır’ kampanyasının sürekli engelle karşılaştığını söyledi. Referandumda ‘hayır’ diyeceğini açıklayan ancak kampanya yürütmeyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yaptığı açıklamada “Erbakan Haftası etkinlikleri kapsamında yurtiçinde ve yurtdışında 300’ün üzerinde noktada anma programları organize edildi. Belediyeler, valilikler önümüzü kesmeye çalışıyor. Bize tahsis edilen belediyenin imkânlarını ‘kusura bakmayın biz bunu başka yere tahsis ettik’ diyorlar” ifadelerini kullandı. yüşleri engelledi. Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin, ‘Anayasa Değişikliği Referandumu Kampanya İzleme Çalışması’na göre 31 Ocak’a kadar ‘Hayır’ kampanyası yürüten 80’in üzerinde kişinin gözaltına alındığını raporlaştırırken, son bir ayda bu sayı katlanarak arttı. ‘Hayır’ kampanyası yürüten MHP’li muhalifler ve CHP milletvekilleri salon bulmakta zorlanırken, buldukları salonlarda ise nedeni anlaşılamayan elektrik kesintileri ile karşılaştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Al tıok, Bakan Bozdağ’ın ifadelerine ilişkin “Çok ironik buluyorum. Şu anda Türkiye’de ifade özgürlüğünün olmadığını bütün dünya biliyor. Her türlü yasayı da eğip bükerek, sadece kendi söylediklerini doğru göstermek için yurtdışında kendilerini aklayabilmek, kendilerini demokrat ve özgürlükçü gösterebilmek için bu söylemi kullanıyorlar. Gülünç oluyor” değerlendirmesinde bulundu. Belediyeler ve valilikler tarafından yapılan kampanya engellemeleri dışında, su faturalarındaki ‘hayır’ yazılarının bile kaldırılarak bilinçaltına dahi müdahale edilmek istenmesinin komik olduğunu belirten Altıok, “Rekor sayıda gazetecinin tutuklu olduğu, kitapların toplatıldığı, hayır oyu vereceğini açıklayan sendikacıların hedef alındığı bir ülkede yaşıyoruz. İktidara yakın gazetelerde yazarlar ‘hayır’ oyu verenlere karşı nefret söylemi kullanıyor. ‘Başkanlığa hayır’ bildirisi dağıtan öğrenciler gözaltına alınıyor. Kayyım atanan belediyelerin işçilerine ‘evet’ oyu talimatı veriliyor. Bu nasıl bir özgürlük anlayışıdır, anlamak mümkün değil” dedi. l ANKARA Türkiye ile Almanya arasındaki kriz ‘Türkiye’de hukukunderinleşirkenAlman bakanlardan Türk mevkidaşlarına ‘hukuk’ şartlı ‘diyalog’ çağrısı üstünlüğü bozuldu’yapıldı Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas (SPD), Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a göndermek üzere bir mek tup kaleme aldı. Mektubundan De niz Yücel’in serbest bırakılmasını ta lep eden Maas, mev kidaşına acil diya log çağrısında da bu lundu. Maas’ın Be kir Bozdağ’ın perşem be günü Karlsruhe’ye yaptığı ziyaret sıra AYIyldşeırım sında kendisiyle Deniz Yücel hakkında görüşme talebini red detmesi üzerine bu yolu tercih ettiği öğrenildi. Spiegel Online’da yer alan habere gö re, Maas mektupta Die Welt’in muhabi ri Deniz Yücel’in tutuklanmasını, “Hu kuk devletinin yok olması” olarak nite lendirdi. Maas, şöyle dedi: “Bu karar beni şoke etti. Kendisi biz zat gönüllü olarak Türk adaletinin ma kamlarına gitmiş olmasına rağmen, ona gösterilen bu tutum orantısızlıktır.” Görüşme talebine olumsuz yanıt ve ren Bozdağ ile mektup yazarak diyalog kurmayı denediğini ifade eden Maas, AlmanyaTürkiye ilişkileri hakkında da ciddi endişeleri olduğunu vurguladı. Temel haklar çerçevesinde gazeteci lerin, hâkimlerin ve avukatların tutuk lanmaları konusunda Türkiye hüküme tini yeniden düşünmeye çağıran Ma as, “Türkiye’de hukukun üstünlüğü bo zuldu. Eğer Türkiye temel Avrupa de ğerlerine sahip çıkmazsa AB’ye girme si imkânsızlaşır” dedi. Almanya Dışiş leri Bakanı Sigmar Gabriel de, Yücel’in tutuklanmasının ikili ilişkilere ciddi de recede zarar verdiğini söyledi. Gabriel, “Mümkün olan en kısa sürede bu soru nu çözmeliyiz, hasar olağanüstü derece de büyük” diye konuştu. Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yapaca ğı etkinliğin iptal edilmesine ilişkin ola rak, “İptal kararında federal hükümetin dahli yok. Kararı yerel yetkililer aldı” dedi. Almanya Başbakanı Angela Mer kel de “Almanya’da miting kararları ye rel yönetimler tarafından verilir” der ken, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına yönelik eleştiri yapma haklarının bu lunduğunu da vurguladı. Bozdağ’ın konuşmasının iptal edildiği Gaggenau Belediyesi binası dün sabah bomba ihbarı nedeniyle boşaltıldı. İhba rın asılsız olduğu ortaya çıktı ancak ip tal ile bağlantılı olma ihtimalinin yük sek olduğu belirtildi. Bozdağ: Faşist bir uygulama Malatya’da konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya’da yapmak istediği toplantıya izin ve rilmemesine tepki gösterdi. Bozdağ, “Bu belediyeyi aşan bir karar. Skandal bir karar, diplomatik nezake te aykırı bir karar” dedi. İfade hürriyetinin engellendi ğini söyleyen Bozdağ, “Bu uygulama, tam anlamıyla faşist bir uygulamadır. Görüyoruz ki Almanya’da hâlâ bazı zihinlerde ideolojik Berlin duvarları var, yenileri de inşa ediliyor” dedi. Venedik Komisyonu’nun yayımlayacağı raporun taslağını okuduğunu ifade eden Bozdağ, “CHP’nin parti sitesine girip, oradaki anayasaya dair eleştirileri al salardı, hem masrafsız hem de zahmetsiz bir iş yapmış olurlardı. Rapor, CHP’nin, HDP’nin ve diğer çevrelerin eleştirilerinin derli toplu, bir arada ya zılı hale getirilme sinden başka hiç bir şey değil” de di. l SELAHATTİN GÖKATALAY Bekir Bozdağ hollanda da karşı çıkıyor Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin Almanya’da katılacağı etkinliklerin iptal edilmesinin ardından Hollanda hükümeti de, Türk yetkililerin katılacağı referandum mitinglerine karşı olduğunu açıkladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 11 Mart’ta Rotterdam’da düzenlenecek mitingde konuşması bekleniyordu. Hollanda hükümeti, mitinge karşı çıkma gerekçelerini Ankara’ya bildireceklerini açıkladı. Zeybekci’ye bir iptal daha Öte yandan Zeybekci’nin Köln’ün Porz semtinde katılması planlanan etkinliğe izin verilmemesinin ardından Köln yakınlarındaki Frechen kentine alınan etkinlik de iptal edildi. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Ren Erft Bölgesi polis yetkilileri, 5 Mart’ta yapılması planlanan etkinlik için ayarlanan salonun sahibi ile işletmecisi arasındaki sözleşmenin siyasi etkinliklere izin vermediğini açıkladı. Bu nedenle işletmecinin salonu kiralamaktan vazgeçtiği kaydedildi. ÇAVUŞOĞLU, ALMANYA YOLCUSU Tehdit, teklif ve buluşma! Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanmasının ardından BerlinAnkara arasında söz düellosu dün tehditlerle başladı; buluşalım teklifiyle sürdü ve Alman ve Türk bakanlar 8 Mart’ta Berlin’de buluşmakta anlaştı. Yücel’in tutuklanmasının ardından iki ülke arasında yaşanan diplomatik kriz ve Bakan Bozdağ’ın konuşmasının iptal edilmesi dün Çavuşoğlu’ndan tehditle başladı. Macar meslektaşı ile görüşmesinin ardından açıklama yapan Çavuşoğlu, şu tehditte bulundu: “Bizimle çalışmak istiyorsanız bize nasıl davranacağınızı öğrenmek zo rundasınız. Bu yöntemle bu işler olmaz, böyle devam etmez. Biz de karşılığını veririz. Hiç çekinmeden her türlü karşılığını veririz. O zaman gerisini siz düşünürsünüz.” Tüm bu girişimlerin ardında Alman derin devletinin olduğunu savunan Çavuşoğlu konuşmasının sonunda şu çağrıda bulundu: “Gelin ortak hareket edelim. Türk toplumuna yönelik de birlikte çalışalım. Ama seçim öncesi popülizmden uzak durun.” Ancak bu tehdit ve tekliflerin ardından Çavuşoğlu’na dün telefon yağdı. Önce Avrupa Liberal ve Demokratlar İttifakı (ALDE) Başkanı Jordi Xucla ardın dan İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson ve son olarak da Alman Dışişleri Bakanı ile görüşen Çavuşoğlu, Berlin’e gitmeye karar verdi. 8 Mart’ta Berlin’de düzenlenecek olan turizm fuarına gitmeye Yücel krizi öncesinde hazırlanan Çavuşoğlu, sabah saatlerinde yaptığı tehdidin aksine bu planını iptal etmedi. Fuarda Alman meslektaşı Sigmar Gabriel ile 8 Mart’ta buluşmak için anlaştı. Alman bakanın görüşmeyi istediğini belirten Dışişleri kaynakları bu görüşmelerde Yücel konusunun gündeme gelip gelmediği sorusunu yanıtsız bıraktı. l ANKARA /Cumhuriyet AKP’Lİ BURHAN KUZU: 3. havalimanı AKP milletvekili Burhan Kuzu, Almanya’da Bakanlar BeAlmanları kir Bozdağ ve Nihat Zeybekci’ye miting izni ve salon verilmemesiyçıldırttı! le başlayan AnkaraBerlin gerilimini değerlendirdi. Kuzu, Almanya’nın Türkiye’yi rakip gördüğünü iddia ederken, “Nasıl bunu engellerim, bütün mesele o. Üçüncü hava limanı yapıldıktan sonra çıldırdı onlar. Çünkü Frankfurt Havaalanı kapanmak üzere. Bunlar Almanya için bir dert oldu asıl mesele bu” dedi. Avusturya’yı da hedef alan Kuzu “Viyana acıları var haliyle, buraya kadar geldik ya zamanında. Onlar da unutmuyorlar. Zaman zaman depreşiyor tarihteki bu şeyleri” diye konuştu. haber 5 Tutuklu... Zayıf bir ufuktan dökülüyoruz, sessiz vardiya sabahlarını özlüyoruz... Duru bir fırtınanın içindeyiz. Soğuk sözcüklerdir bizi koruyan, poyrazlı sabahlarda. Bir umuttur güllerin dökülüşü. Kalbim bağlanır ilkinde ve ikincisinde dağların yamaçlarında. Bir deniz kıyısında ufkun maviliğinde. Acımasız bakışların, mazgalların çığlığında. Sabahın alacakaranlığı havasını yaydığı saatlerde, sonsuz parlamalar karşısında. O sonsuz parlama bana yardımcı olan bulutlarla, sevdayla, aşkla... Yaşam ve ölüm, sabahın alacakaranlığıdır aynı zamanda. Okşadığım bu su, hangi ışıltıdan dönmüştür bilinmez. O görüş günleri, infaz memurunun elindeki anahtarları. Görüş günü yine mahpushanede... Bir cam, bir telefon... Aylar geçip giderken... Benliğimizin nerede ezildiği hiç önemli değil aslında. Tutku, özlem... Sonra şairin dizeleri: “Ellerim iki yıldız kopardığı an titreyip hıçkırdım ve ağladım bu ben ben miyim ....... Eriyen saçlarımla oynarım dedim ben fanusum karın ve duvarın oluğumda.” Ah o bulutlar bulutlar... Nasıl da titriyorlar grileşmiş gökte... Kuşlar, ah o kuşlar yine evlerin çatıları üstünde. HHH 4 ayı aşkın sürede mahpusta onlar... Eşleri, çocukları mutsuz... Hepsi ama hepsi inadına dimdik ayakta... Güray Öz’ün eşi Çağlayan Öz ne diyor: “Tutukluluğun bir istisna olması gerekmez mi demokratik bir ülkede. İstisna olması gerekiyor. Özgürlük esastır. Eğer insanların suçu delillerle ortaya konulmamışsa, tutuklanmamaları gerekir. Eğer tutukladıysanız, çok kuvvetli delilleriniz varsa, delilleri en kısa sürede ortaya koyarak iddianamenizi hazırlamanız gerekir. Eğer iddianame yazamıyorsanız, bu insanlar suçlu değildir.” Musa Kart’ın eşi Sevinç Kart: “Bahar geldi ama bu yalancı bahar. Sevdiğim yanımda değil. Silivri’de tecrit yaşanıyor. Tek istediğim iddianamenin bir an önce hazırlanması. Size Musa Kart’ın hiç güncelliğini yitirmeyen bir karikatürünü anlatmak istiyorum. Birkaç yıl önce Silivri’deki gazetecileri, mahkemeye ulaşmak için tünel kazarken çizmişti ve yargıca ‘size başka yolla ulaşamadık’ diyordu. Bugün aynı durumu yaşıyoruz... Gazeteciler adalet ve hukuk devletine ulaşmak için hâlâ iğneyle kuyu kazıyor.” İstenen çok şey değil.. Adalet, hukuk... HHH Önder Çelik’in eşi Semra Çelik: “Bütün bu gazetecilerin, eşlerimizin esir tutulduklarını düşünüyorum. Esir ne demek? Kendini savunmadan, esaret altında tutulan demektir. Ne savunabiliyorlar, ne konuşabiliyorlar, ne rahat bir şey yapabiliyorlar. Hiç sorgulanmadan esir tutuluyorlar.” Her şeye karşın arkadaşlarımızın eşleri umutlarını yitirmiyorlar... Her hafta görüş günü Silivri’nin yolunu tutuyorlar... Camlı bölmenin bir yüzünde tutuklu arkadaşlarımız, öteki yüzünde eşleri, çocukları. Bir saatlik bir görüş... Bir saat göz açıp kapayana dek bitiyor... Cumhuriyet başlığının sağ üst köşesinde her gün tutuklu arkadaşlarımızın fotoğrafları yer alıyor... Dışarıda günler göz açıp kapayana dek geçiyor gibi geliyor bize... Dışarıdakilere böyle... İçeridekilere zor... Umutla umutsuzluk arasında bir ufuk çizgisi... Işığın kilitlendiği karanlık kafesleri, yalnız kelepçesini, unutulmaya kalkan bir tren penceresinden eski istasyona bakmayı, acıyı, hüznü, gurbeti görür gibi oluyorum... Aşk kırgınıyız... Yorgunuz... Umudun bittiği yerde bir umut yakalamak için yollara düşmüşüz... Acıların sütüyle büyüttük umutları, mahpushaneleri yaşadık, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü... Dolunayların kirli camlarda menekşelendiğine tanık olduk... Geçer bugünler gülüm, geçer... AKP sahaya inmeyi ağırdan alıyor EMİNE KAPLAN Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, 16 Nisan’da yapılacak referandum için mitinglere başladı. Ancak AKP, TBMM Genel Kurulu’nu 16 Mart’a kadar çalıştırma kararı aldı. AKP, daha önce mart başına kadar Meclis’i çalıştırıp daha sonra referanduma kadar ara vermeyi planlamıştı. Meclis çalışmalarının mart ortasına kadar uzatılmasında propaganda sürecine yönelik bazı kaygıların etkili olduğu öğrenildi. Parti kulislerinde buna gerekçe olarak iki neden gösteriliyor. İlk olarak milletvekillerinin, referandum sürecinde seçmenden çok fazla iş talebiyle geleceği için seçim bölgeleri ne erken gitmek istemedikleri belirtiliyor. Kulislerde, “Çok fazla talep gelecek. Bunların bazılarını yapabileceksiniz bazıları da olmayacak. Bu sefer de istediği olmayan seçmen partiye tepki duyacak” görüşü dile getiriliyor. İkinci olarak ise partinin oluşturduğu propaganda stratejisi ve söylem birliğinin tam olarak oturmasından sonra vekillerin seçim bölgelerine gitmesi biçiminde açıklanıyor. AKP hükümetinin ikinci kez uzattığı OHAL’in süresi 19 Nisan’da sona eriyor. Kulislerde, AKP’nin OHAL’in süresini uzatmak ya da referandumun OHAL içinde yapılmaması için OHAL’i geçici olarak kaldırmak için Meclis’i açık tutmak istediği de ileri sürülüyor. l ANKARA BAŞBAKAN YILDIRIM’DAN İLGİNÇ SÖZLER Abidik gubidik işlerle hiç akla gelmeyenler başbakan olmuş Başbakan Binali Yıldırım’ın Bartın’da dün yapacağı miting uçağın sis nedeniyle Zonguldak Havalimanı’na inememesi üzerine gerçekleştirilemedi. Bunun üzerine Yıldırım, Sinop’tan telekonferansla bağlanarak Bartın’daki halka seslendi. CHP’nin “tek adam” eleştirilerine yanıt veren Yıldırım, “Bu ana muhalefet partisi, bu CHP, merhum Menderes’e, merhum Özal’a ‘tek adam’, ‘diktatör’ dedi. Şimdi Cumhurbaşkanımıza da aynısını söylediler. Bu CHP değişmez. Dünya değişse, bunlar bir milim yerinden oynamazlar. Sana sesleniyorum Sayın Kılıçdaroğlu, belediyelerde iki tane başkan mı var? Madem ‘Tek adam’ sevmiyorsun, bir tane daha arkadaş al yanına, eşbaşkanlık yapın” dedi. Daha sonra Sinop’ta halka seslenen Yıldırım ilginç açıklama yaptı. Yıldırım, “Seçimde mevcut yapı, mecut sistem, siz hükümeti seçemiyorsunuz. Siz sadece Meclis’i seçiyorsunuz. Gidiyoruz oy veriyoruz milletvekilini seçiyoruz ama kim Başbakan olacak kimler bakan olacak bunlara biz karar vermiyoruz. Sonra orada abidik gubidik birtakım işler oluyor. Bir bakıyorsunuz hiç aklımıza gelmeyenler Başbakan olmuş” dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear