26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 8 Şubat 2017 ALİ AÇAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Rıdvan Budak Arzu Çerkezoğlu Kani Beko Remzi Çalışkan Süleyman Çelebi DİSK hayır diyecek Rejim değişikliği oylanacak Toplumu kutuplaştıracak, Meclis’in, yar ne kurban edilmesine, kıdem tazminatımızın kaldırılması planlarına, iş mahke gının ve hükümetin yetkilerini tek kişide toplayacak, işçi haklarına zarar ve melerine başvuru hakkımızın kaldırılmasına, köle ticaretine, grev yasaklarına, recek, ekonomiyi krizlere sürükleyecek bir rejim değişikliğinin oylanacağını sendikalı olmanın önündeki engellere, kamunun birikimlerinin Varlık Fonu’yla Başkanlık işçiye zararlıvurgulayan Kani Beko özetle şunları söyledi: “15 yılda 17 bin işçinin iş cinayeti yok edilmesine hangi partiye oy verirsek verelim hayır diyelim.” Anayasa değişikliğine hayır diyeceklerini açıklayan DİSK Başkanı Beko, ‘Me sele işçilerin ve memleketin geleceği ise hep beraber hayır diyelim’ dedi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanlar Kurulu, başkanlık getiren anayasa değişikliği referandumunda hayır oyu vereceğini açıkladı. DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Anayasa ile kuvvetler ayrılığı ilkesi ortadan kalkacak, Türkiye Cumhuriyeti devleti tek adam iktidarına teslim edilecek. Mesele işçilerin ve memleketin geleceği ise hep beraber hayır diyelim” dedi. Anayasa değişikliği referandumunda DİSK’in kararının belirlenmesi amacıyla 3 Şubat’ta 22 sendika başkanının katılımıyla yapılan başkanlar kurulundan çıkan sonuç kararı dün Taksim Hill Otel’de kamuoyuna açıklandı. Kutuplaşma gelecek Toplantıya DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, DİSK’in eski Genel Başkanları Rıdvan Budak ve Süleyman Çelebi ile DİSK’e bağlı yöneticiler katıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat da toplantıya katılarak destek verdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, nisan ayında Cumhuriyetin, memleketin ve işçilerin geleceğini belirleyeceğini söyledi. Anayasa değişikliği paketinin TBMM’den olağanüstü bir hızla medyadan ve vekillerden kaçırıldığını anlatan Beko, “DİSK olarak bu anayasa değişikliğine öncelikle usulden karşıyız. Toplumun yarısının evet, diğer yarısının hayır dediği, büyük bir bölümünün içeriğini bilmediği bir anayasa iddia edildiği gibi ‘Güçlü Türkiye’yi yaratmasının imkânsız olduğunu, tersine siyasi istikrarsızlık, kutuplaşma ve kriz getireceğini görüyoruz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Kaynak: DİSKAR İçeriğe karşıyız DİSK olarak anayasa değişikliğinin içeriğine de karşı olduklarını söyleyen Kani Beko, “Anayasa değişikliği ile yasama, yürütme ve yargı yetkileri cumhurbaşkanının elinde toplanacak, kuvvetler ayrılığı bitecek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tek adam iktidarına teslim edilecek. Cumhurbaşkanı OHAL ilan edebilecek, memleket halkın tamamını temsil eden Meclis’ten çıkan yasalar yerine tek imzalı kararnameler ile yönetilecek. Yargı yürütmenin vesayeti altına girecek. Bu değişikliklerin özü parlamenter sistemin yok edilmesidir. 150 yıla yakın bir süredir bu topraklarda, sancılı da olsa, varlığını sürdüren parlamenter sistemin köklü biçimde değiştirilmek istenmesine hayır diyoruz” diye konuştu. İSTENEN REJİMDE çok iş, az sendika var DİSK’in “başkanlık ve parlamenter” sistemlerle yönetilen ülkeleri karşılaştırarak hazırladığı “Başkanlık ve Parlamenter Rejimlerde İşçi Hakları ve İnsani Gelişme Raporu” açıklandı. Raporun bulguları özetle şöyle: 4 Başkanlık rejimine sahip ülkelerde temel işçi hakları ve sendikal haklar daha yoğun biçimde ihlal ediliyor. 4 Sendikal hakların en güvencede olduğu ülkelerin yüzde 84’ü parlamenter rejime sahip. 4 Sendikal hakların en ağır biçimde ihlal edildiği ülkelerin yüzde 71’i başkanlık ve yarı başkanlık rejimine sahip. 4 Parlamenter rejimlerde sendikalaşma yüzde 29, başkanlık rejimlerinde yüzde 12. 4 Parlamenter rejimlerde toplu sözleşme kapsamı yüzde 48 iken, başkanlık rejimlerinde yüzde 27’dir. 4 Başkanlık rejiminde işçiler da ha uzun çalışıyor ve “iş kazaları” sonucu daha çok ölüyor. 4 Başkanlık rejimlerinde ortalama çalışma süresi 42.5 saat iken, parlamenter rejimlerde 37.6 saat. 4 Başkanlık rejimlerinde 100 bin işçide ölümlü iş kazası oranı 5.2 iken, parlamenter rejimlerde bu oran 2.4’e düşüyor. 4 Başkanlık rejimlerinin insani gelişme karnesi zayıf. Çok yüksek insani gelişme grubundaki ülkelerin yüzde 82’si parlamenter reji me sahip. 4 Düşük insani gelişme grubundaki ülkelerin yüzde 88’inde başkanlık ve yarı başkanlık rejimi var. 4 Parlamenter rejimlerde ortalama ömür beklentisi 76 iken, başkanlık rejimlerinde 67. 4 Başkanlık rejimlerinde en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki fark 10 kat iken, parlamenter rejimlerde bu fark 6.7 kata düşüyor. Erdoğan yine faiz dedi Yoksulluk sınırı 4500 lirayı aştı. MemurSen: Açlık sınırı 1.677 lira MemurSen’in açlıkyok sulluk sınırı araştırmasına göre açlık sınırı 1.677 TL, yoksulluk sınırı da 4. 589 TL. MemurSen’in açlıkyoksulluk sınırı araştırmasına göre, ocak ayında aralık ayına göre gıda madde fiyatlarında ortalama yüzde 8.42’lik bir artış yaşandı. Ocak ayında ulaşım, eğitim, haberleşme de daha pahalı hale geldi. Aralığa göre en göze çarpan değişimin yüzde 47.37 artışla köprü geçiş ücreti, yüzde 24.99 artışla taksi ücreti, yüzde 20.35 artışla şehirlerarası tren ücreti fiyatlarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte ulaşım madde fiyatlarında yüzde 3.15 azalışla uçak bileti ücretinde tespit edildi. l Ekonomi Servisi Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz politikasından şikâyetçi olduğunu dile getirerek, “Finans patronlarını insafa davet ediyorum; marta kadar dönüşüm yakalamalıyız” dedi Turistler 5 milyar dolar yedi Türkiye’ye geçen yıl gelen turistler, yeme içmeye 5 milyar 108 milyon dolar harcadı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgiye göre, 2016’da tatilini Türkiye’de geçiren turistlerin toplam turizm harcaması, 18 milyar 495 milyon doları kişisel harcama, 3 milyar 611 milyon doları da paket tur harcamaları olmak üzere 22 milyar 107 milyon dolar oldu. Turistlerin kişisel harcamalar içinde en yüksek kalemi (yüzde 27) 5 milyar 108 milyon do larla yeme içme oluştururken, bunu 3 milyar 269 milyon dolarla uluslararası ulaştırma harcamaları takip etti. Konaklama için 2 milyar 507 milyon dolar, ulaştırma için 1 milyar 772 milyon dolar, sağlık için 715 milyon dolar harcadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan TOBB Ekonomi Şurası’na yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili attıkları adımın altında ekonomik terör ve Türkiye’yi ürkütme yatıyor. İstihdamı artırmak için işveren süratle eleman alımı yapmalı ve marta kadar ciddi bir dönüşüm yakalamalıyız. Henüz açıklanmayan son üç aylık verilerin istihdam artışında biraz daha düşüşe işaret etmesi muhtemel.” Yeniden kolları sıvama zamanı olduğunu söyleyen Erdoğan, TOBB’un bütün üyelerinin nezdinde yeni istihdam seferberliği başlattıklarını belirtti. Valilere de talimat veren Erdoğan, özel sektörden de destek istedikten sonra yine faiz konusunda konuştu. “Ülkemin faiz politikasından şikâyetçiyim, bu faiz politikasıyla ülkem kalkınmaz, bu politika aslında bir sömürü aracıdır” diyen Erdoğan, finans sektörünün patronlarını insafa davet etti. l ANKARA/Cumhuriyet Yandaş kapitalizmi Kapitalizm özü itibarıyla rant ve sömürüye dayalı bir üretim biçimi. Rant aktarımı ve sömürü, kuşkusuz, salt iktisadi faaliyetlerle sınırlı değil. Kapitalizm, sömürüye dayalı sermaye birikimini sürdürebilmek için etnik veya hemşerilik kökenlerine, cinsiyet ayırımcılığına veya dinsel inançlara dayalı karmaşık sosyal kurgulara başvurmaktan çekinmiyor. Yolsuzluk ve kayıt dışılığa dayalı bu tür rant aktarım mekanizmalarının kapitalizmin kısa tarihi içerisinde son derece sık rastlanan örnekler oluşturduğunu biliyoruz. ABD’de Enron; Endonezya’da Suharto; Filipinler’de Marcos; Türkiyemizde Özal deneyimleri bu tür örneklerin en bilinenleri... İktisat yazını, sermayenin burjuva demokrasisinin en temel kurallarına dahi tahammül edemeyerek, bu tür iktisadi denetim ve rekabet dışı rant aktarım mekanizmalarına başvurmasını, “ahbapçavuş kapitalizmi” ya da “yandaş kapitalizmi” (crony capitalism) kavramıyla açıklamakta. HHH Türkiye Varlık Fonu (TVF) A.Ş. geçen yılın ağustos ayında, OHAL koşullarında, bir torba yasa tasarısı içerisinde Meclis’e gönderildi. TVF A.Ş. her türlü bütçe denetiminden uzak, Başbakanlığa doğrudan bağlı bir kanunlar üstü “şirket”. Kurumlar vergisine ya da Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmadan çalışacak TVF A.Ş.’nin, “çılgın” projeler denilen hiper yatırımları finanse edeceği savlanıyor. Nitekim, TVF AŞ’ye bağlı çok önemli yaratıcı bir düzenleme “stratejik yatırım” kavramı. “Stratejik yatırım” kavramı dahilinde yüklenici firmaların gelirleri kurumlar vergisinden muaf tutulacak; yatırıma katkı oranları yüzde 200’e kadar istisna kapsamında değerlendirilecek; Hazine arazisi üzerinde kurulmuş iseler 49 yıllığına bedelsiz tahsis edilecek; söz konusu işletmelerde çalışanların sigorta primlerinin işveren payı 10 yıl boyunca Ekonomi Bakanlığı’nca karşılanacak; enerji tüketim maliyetlerinin yüzde 50’si, “nitelikli” teknik personelin asgari ücretin 20 misline kadar olan ücretleri devlet tarafından ödenecek. Ancak bu arada ne “stratejik yatırımların”, ne de “nitelikli personelin” nasıl tanımlanmış olduğunu bilmemekteyiz. Bu kavram kargaşası sürerken, bu kanunlar üstü A.Ş. geçtiğimiz hafta sonu bir oldubittiyle hayata geçiriliverdi. Bakanlar Kurulu’nca; Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası A.Ş., Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş., Türkiye Petrolleri A.O, Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş., Borsa İstanbul A.Ş., Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.’nin sermayelerinde bulunan Hazine’ye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin yüzde 6.68 oranındaki Hazine’ye ait hissesi ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Türkiye Varlık Fonu’na aktarılıverdi. Şimdi 200 milyar TL’ye ulaşan varlıklarıyla bu devasa “şirket”, her türlü Sayıştay ve Çevre Etki Değerlendirmesi veya Kamu İhale Yasası hükümlerine dayalı denetimlerden uzak (Başbakan tarafından onaylanacak olan “bağımsız” (sözde) denetim şirketine tabi olarak) ve her türlü finansal işlem yapma yetkisi (İslami finans enstrümanları dahil olmak üzere) ile donatılarak, Türkiye adına stratejik sektörlerde sabit sermaye ve teknoloji yatırımları yapmakla yükümlü olacak. Burada can alıcı sorulardan birisi de bu devasa “şirket”in nasıl yönetileceği. Düşünün ki, tarımsal destekleme ve esnaf kredileri tahsisi misyonuyla görevlendirilmiş bankaları; hava taşımacılığı hizmetlerini, stratejik enerji güvenliğini, emlak ve gayri menkul kıymetlerini kapsayan son derece farklı üretim ve hizmet alanlarında faaliyet gösteren bir A.Ş.’den bahsediyoruz. Bu kadar farklı alanlarda stratejik yatırım ve teknoloji kararlarını izleyecek, “şirketin” bu alanlardaki pazarlama ve fiyat stratejilerini uluslararası rekabet koşullarına göre yönlendirecek bir insanüstü bir teknokrat/bürokrat yönetici kadro arayışı içindeyiz. Üstelik bu “her şeye muktedir” teknokrat/bürokratik kadronun, “kamu yararına” hizmet görmesi beklenecek. Hemen belirtelim ki gezegenimizde böyle bir doğaüstü yaratık yoktur. Söz konusu olan şey, aslında AKP’nin yeni koalisyonlar kurgulama ve sermaye gruplarını kamu rantları yoluyla “hizaya” getirme operasyonlarına yönelik olduğu açık olarak görülmektedir. Bu devasa şirketin varlık değeri karşısında İstanbul finans burjuvazisinin iştahı ise çoktan kabarmış gözükmektedir. 2011’den bu yana sabit sermaye yatırımları yerinde sayarken, betona ve inşaata dayalı taşeronlaştırılmış, spekülasyon ve ucuz emek cenneti Türkiye ekonomisinin yeniden ivme kazanabilmesi için eldeki kamu varlıklarının yerel ve uluslararası sermaye çevrelerine yeni rantlar yaratacak biçimde harekete geçirilmesi elbette gereklidir. Hâlâ neyi tartışıyoruz? Putin, Türk Akımı’nı onayladı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesine ilişkin anlaşmayı onayladı. Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi, Rusya’dan başlayıp Karadeniz üzerinden Türkiye’ye aktarılması planlanan doğalgaz boru hattı projesi olan Türk Akımı’na ilişkin anlaşmanın onaylanmasını öngören yasayı 1 Şubat’ta kabul etmişti. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear