26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 7 Şubat 2017 S6 orguda çözüldü haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK İki canlı bombayı Ankara’ya getiren Halil İbrahim Durgun’un eşi Esin Altuntuğ, çelişkili ifadeleri ve dolaylı itirafları üzerine mahkeme tarafından tutuklandı 10Ekim 2015 tarihinde 100 kişinin öldüğü Ankara katliamına ilişkin davada, canlı bombala rı başkente getiren ve Gaziantep’te düzen lenen operasyon sırasında kendisini pat latan Halil İbrahim Durgun’un tutuksuz yargılanan eşi Esin Altuntuğ, mahkeme de “Eşimin IŞİD üyesi ol duğunu Ankara katliamın dan sonra öğrendim. Eğer eşimle patlamadan sonra Suriye’ye gidebilseydik gi decektik” dedi. Çapraz sor ALİCAN ULUDAĞ guda çelişkili ifadeler veren, patlamanın ardından eşiyle hücre evlerinde ka lan, ancak polise ihbar et meyen Altuntuğ, “kuvvetli şüphe” gerek çesiyle tutuklandı. Böylece davada tutuklu sayısı 19’a yükseldi. Ankara Tren Garı katliamının 6. du ruşması, dün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada, tu tuksuz sanık Esin Altuntuğ’un savunma sı alındı. Ankara katliamı olduğu dönem de türbanlı olan Altuntuğ’un duruşmaya başını açarak ve saçını sarıya boyatarak geldiği görüldü. Eşi Halil İbrahim Durgun ile 2013 tarihinde evlendiğini anlatan Al tuntuğ, katliamından bir gün önce eşinin “İstanbul’a gideceğim, işim var. Araba kul lanacağım, beni arama” diyerek evden ay rıldığını kaydetti. Bir gün sonra eşine “ne yaptın, vardın mı?” diye mesaj attığını be lirten Altuntuğ, Durgun’un “iyiyim” di ye yanıt verdiğini aktardı. Eşinin 11 Ekim günü Antep’e döndüğünü ifade eden Al tuntuğ, “Eve geldi, çok rahattı. 13 Ekim’de yemek yapma, AVM’ye gideceğiz dedi. AVM’de hiç giymediği şekilde kıyafetler aldı. Daha sonra yine iş seyahatine çıkaca ğını belirterek evden ayrıldı” dedi. Hücre ile bağlantı kurdu 19 Ekim’de polislerin eve gelip, eşini sordukları anlatan Altuntuğ’un, buna kar şılık sonraki süreçte eşini polise ihbar etmek yerine, ona ulaşıp beraber hücre evlerinde kalması şüphe uyandırdı. İfadeye göre Durgun, kendisine ulaşmaya çalışan eşi Esin’e 14 Kasım’dan bir hafta önce Deniz Duman adlı kişi aracılığıyla mektup gönderdi. Mektupta Esin Altuntuğ’un bazı yerlere gitmesi isteniyordu. Bu çerçevede Esin Altuntuğ, “Tavukçu Cuma” olarak bilinen ve Suriye’ye giden IŞİD’lilerin geçişini sağlayan kişinin evinde kaldı. Daha sonra bir kişi Esin Altuntuğ’u ve kızını alarak, Durgun’un kaldığı eve getirdi. Esin Altuntuğ, bundan sonrasını şöyle anlattı: “Kendisine ‘sen mi yaptın’ diye sordum. O da bana ‘orasına karışma, bilmen gerekeni bil, yapmak zorundaydım, pasaport ve kimlikler çıkıyor. Seni yanıma aldıraca Duruşmayı katliamda yakınlarını kaybedenler, yaralananlar ile CHP’li vekiller Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba, Mahmut Tanal, Şenal Sarıhan, Necati Yılmaz da izledi. ğım’ dedi. Ben eşime, teslim ol seni yüz yıl olsa da beklerim dedim. Beni arka odaya götürdü. Sonra kapı vurulmaya başlandı, silah sesi duyduk ve patlama oldu.” Esin Altuntuğ, çapraz sorguda kendisinin de dini sohbetlere gittiğini anlatırken, “Gittiğim evde Kuran dersi veriliyordu” dedi. Altuntuğ’un anlattığına göre bu dini sohbetler IŞİD’in kendisini patlatan Antep Emiri Yunus Durmaz’ın annesinin evinde, Durmaz’ın kız kardeşi ve sanıklardan Abdulmüttalip Demir’in eşi Gamze Demir hocalık yapıyordu. IŞİD üyesi olduğunu reddeden Altuntuğ’un, çapraz sorgu sırasında sanıklardan Erman Ekici ile facebook arkadaşı olduğu ortaya çıktı. Altuntuğ, bir dönem de AKP üyesi olduğunu ifade et ti. Sorgunun sonunda avukat Ahmet Özden, “Eşinle Suriye’ye gidebilseydin gider miydin” diye sorunca, Esin Altuntuğ, “evet giderdim” dedi. Sorgunun ardından sanığın tutuklanmasını isteyen müşteki avukatı Ahmet Özden, “Olayın başında biz Esin’i masum olarak görüyorduk. Ancak dosyayı okumaya başladığımızda anladık ki sanık, her şeyden haberdar. Mahkeme olarak tutuklama kararı vermezseniz, siz de sorumlu olursunuz” diye konuştu. Tekrar söz verilen Esin Altuntuğ, avukatlara “İki tane yetim çocuğum var, bunların vebalini alıyorsunuz” deyince, izleyici sıralarındaki müştekiler “Siz doğmamış çocuğu babasız bıraktınız” diye bağırdı. Mahkeme, sanığın, kuvvetli suç şüphesi ve kaçma ihtimali olduğu gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi. Altuntuğ’un, kararı beklerken telefonundan mesaj atıp arama yaptığı görüldü. Mahkeme, sanığın telefonuna el konularak bilirkişi incelemesi yaptırılmasına da hükmetti. Salonu karıştıran sözler Gaziantep’te yapılan operasyonda bomba yapımında kullanılan malzemelerle birlikte yakalanan tutuklu sanıklar Talha Güneş ve Abdullmuttalip Demir’in savunması duruşma salonunu karıştırdı. “Burada olmamın tek sebebi Yunus Durmaz’ın eniştesi ve Müslüman olmamdan kaynaklıdır” diyen Demir, suçlamanın FETÖ kumpası olduğunu iddia etti. Demir’in, “40 bin kişinin katili Apo ve onun şerefsiz avukatları” demesi üzerine salondaki izleyiciler “Allah belanı versin, şerefsiz, katil” diye bağırdı. Bunun üzerine salondaki jandarmalar kalkanlarını kaldırarak sanıklara atılan pet şişeleri önlemeye çalıştı. Sanıklar da salondan çıkarıldı. Mahkeme heyeti Demir hakkında suç duyurusunda bulunulmasına, sanıklardan Hatice Akaltın hakkında ise yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi. Duruşmaya bugün devam edilecek. l ankara ‘Cinayeti Tuncel empoze etti’ Tuncel’i, hedef olmasını engellemek için yardımcı istihbarat elemanı yapmışlar CANAN COŞKUN Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ifade vermeye devam etti. Yılmazer, cinayet fikrinin davanın azmet tiricilerinden Erhan Tuncel tarafından Yasin Hayal’e empoze edildiğini iddia ederek, o dönem Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in Tuncel’in hedef olmasını engellediğini öne sürdü ve “Yardımcı istihbarat elemanı yapmışlar. Çünkü proje onun üzerine kurulu” dedi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya tutuklu sanıklar eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay katıldı. Duruşmada ifadesine devam eden Yılmazer, “Yasin Hayal’e bu düşünceleri (cinayet fikri) Erhan Tuncel empoze etmiştir” diyerek, cinayetin Trabzon’da jandarma gözetiminde gerçekleştirildiğini savundu. Yılmazer, o dönem Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in Tuncel’in hedef olmasını engellediğini iddia ederek, “Yardımcı istihbarat elemanı yapmışlar. Çünkü proje onun üzerine kurulu. Beni tutuklarken Dinç’i görevden almıyorlar. Buradan bozulur bu dava. Baş sanık soruşturma yürütmüş” ifadelerini kullandı. ‘Hayati tehdit yok’ Ali Fuat Yılmazer, Güler’e “Alenileşmiş tehdit bilgileri neye göre istihbarat çalışması kapsamına girmez” diye sordu. Güler de, “Dink’in yargılandığı Türklüğe hakaret davası, mahkemelerdeki nümayişler legal büro tarafından takip edilirdi. Hayati tehdit gibi bir değerlendirme yapmadık” diye cevap verdi. Yılmazer protesto ve propagandaların Dink’i hedef haline getirdiğini belirterek, “Tetikçiler böylece provoke edildi” yorumunda bulundu. Yılmazer, Güler’e gazeteci Nedim Şener’i tanıyıp tanımadığını ve Dink’in öldürüleceği bilgisini içeren F4 raporunun sızdırılıp sızdırılmadığını sordu. Güler ise “Tanırım kendisini. ‘Kim tarafından sızdırıldı’ şeklindeki soruları doğru bulmuyorum” dedi. Yılmazer bunun üzerine söz konusu raporun 8 dakika boyunca görüntülendiği iddiasında bulundu. Yılmazer’in “Dink cinayetinden hemen sonra İstanbul İstihbarat Şube Müdür Vekili Bülent Köksal ile konuştum. Bilgi paylaşımımız oldu. Ahmet İlhan Güler yurtdışından geldikten sonra İstanbul ile koordinasyonumuz engellendi. Hiçbir persone le ulaşamadık” sözleri üzerine Güler, bilgi paylaşımını engelleme talimatı verdiği iddiasını reddetti. ‘İstanbul’u terk et’ Yılmazer, iddianamede de yer alan İstihbarat Daire Başkanlığı kampusunda İstihbarat Daire Başkanlığında Şube Müdürü olarak görev yapan Recep Güven’in Güler’i lojmanına çağırarak “İstanbul’u derhal terkedeceksin, seni İstanbul’da müdür olarak istemiyoruz” ifadelerini de gündeme getirdi. Yılmazer’in “Sizin herhangi bir tayin kararınız olmadan nasıl ‘İstanbul’u terk et’ demiştir” sorusu üzerine Güler, “İstanbul şube müdürü hemen bir yazıyla tayin olmaz. Ramazan Akyürek’in daha önce de benim başka bir ile tayinim konusunda girişimi olmuş, bunu şifahen öğrendim. ‘Biz seni istemiyoruz. Üstündeki emniyet müdürünün senin isteğinle ikna edilmesi gerekir’ şeklinde düşündüm. Ben de istenmediğim bir yerde çalışacak biri değilim” diye konuştu. TEŞEKKÜR ENGİN CEZZAR’ın Son anına kadar yanında olan doktoru ve dostu olan Bahadır Dağdeviren'e, Ardından gazetelerde yazan köşe yazarlarına, Yine gazetelerde yazan meslektaşlarına, Haber yapan televizyon kanallarına, Çocukluk arkadaşlarına, Telefonla arayan, eve gelen meslektaşlarımıza, Unutmayan seyircilerine, sevenlerine Yazarak acımı paylaşanlara, eve çiçek yollayan dostlara, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışta bulunanlara MİNNETTARIM. GÜLRİZ SURURİ CEZZAR Barbaros Şansal’ın iddianamesi reddedildi Yılbaşı akşamı yayımladığı video nedeniyle tutuklanan ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla üç yıla kadar hapsi talep edilen modacı Barbaros Şansal hakkında hazırlanan iddianame 43. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Barbaros Şansal’ın avukatı Efkan Bolaç twitter’dan yaptığı açıklamada “Barbaros Şansal hakkında düzenlenen iddianameyi İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi kesin ve inandırıcı delil yok diye reddetti”dedi. Bolaç ayrıca Şansal’ın Kıbrıs’tan attığı iddia edilen suçlamaya konu 3 tweet’in IP adreslerinin İstanbul’da gözüktüğünü ve hâkimin bu sebeple iddianameyi iade ettiğini belirtti. ‘pHaicyilvaşotlıamra’ dkemişti Barbaros Şansal ifadesinde, suçlanan paylaşımlardan bir tweet için “Buradaki amacım üç farklı inanca sahip insanların mağdur edildiğine ilişkindir. Kesinlikle ayrımcı, nefret ve kin dili kullanılmamıştır” demiş, tepki gören videolu paylaşımı için ise yeni yıl mesajı olarak paylaştığını belirterek, “Videoda da bu kelimeyi ayrımcılığa karşı bir hiciv olarak paylaştım. Hackerler tarafından bana telefonda hakaretler başladı. Bu nedenle tüm hesaplarımı ve iletişimimi tamamıyla kapattım. Üzerime atılı suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum” ifadelerini kullanmıştı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Türkiye’nin varlıklarını tüketme fonu! İyi niyetle yaklaşalım şu Varlık Fonu’na hele: İçine atılan şirketler değer üretemiyorlardı... Üstüne üstlük borç üretiyorlardı... İktidar içlerine yığınla adam yığmıştı, maaş alıp iş yapmıyorlardı, zaten yapacak iş de yoktu... Onları demir disiplinli, yüksek yetenekli bir ortak yönetimin elinde birer dünya şirketine dönüştürmek, büyük katma değer oluşturmak, Türk’ün yüksek ekonomik ve finans gücünü de dünyaya göstermek ve oluk oluk akacak paralarla dar boğazlardan çıkmak neden kötü olsundu! Arsalar da boş boş orada koyun otlatıyorlardı... Denizi de seyredemiyorlardı, çünkü gözleri yoktu... Bu senaryoya inandınız mı? Kulağıma fısıldayıp duruyorsunuz: Dün yazan sen değil miydin, 60 milyar dolara satıp savmadılar mı milletin malını mülkünü! Bugüne kadar neye ne kattılar? Durun, bizi suçlamıyorlar mı: hep kötü niyet hep kötü niyet! Eviriyorum çeviriyorum ve iyimser yaklaşmaya çalışıyorum, şu Varlık Fonu hikâyesinden, ülkenin zenginliğine zenginlik katacak bir ipucu bulamıyorum. Bir yardım lütfen! İşte teminatım Fon! Varlık Fonu dünyada zengin, bütçesi fazla veren ülkelerin, varlıkları katlamak ve böylece dar zamanlarda “altınlarına” güvenmek amacıyla kullandıkları bir araç. Bizde ise, ekonomiye neredeyse sıfırı tükettirmiş bir iktidar bu araca başvuruyor. Bakıyorsun, içine attıkları genellikle de sorunları olan şirketler. Evet kazandıran da var. Bu şirketlerden bazılarını yasal olarak satamazlar. Ama hepsi anlamlı, ismi cismi olan gözde şirketler! Şimdilik ilk aşamada yapacakları iş, ekonomistlerin de işaret ettikleri gibi, dışarıdan alacakları alınan borçlara karşı Varlık Fonu’nu teminat olarak göstermek. Yani borç verin, işte size teminat! Böyle bir borçteminat denklemi şu demek: para veriyorum teminatımı alıyorum. Borcumu alamazsam teminatımı alırım Yani Fon’daki şirketlerin tümü, borca karşılık satılmaya hazır demektir. Türkiye önemli varlıklarını satışa çıkardı demektir bu. Bazıları satılma aşamasına gelince, eh o zaman da milli servetine millet sahip çıkmalı kampanyası açarlar ve milletin nakitleriyle dış borçlarını ödeme yoluna giderler! Bu Varlık Fonu değil, Ülkenin Varlıklarını Tüketme Fonu! Osmanlı, borçlarını ödeyemeyince Düyunu Umumiye (Genel Borçlar) kurulmuştu. Şimdi bunu, bir anlamda peşinen kurmuş oluyoruz. İkidarın “varlıkları daha etkin yönetim” için bu kararı aldıklarını açıklamasının hiçbir anlamı yok, çünkü bu şirketlerin hepsi ikitdarın denetimi altında bulunuyordu. Tepelerine yeni ortak bir yönetim atanmakla mı etkinleşecekler! İktidar, dışarıdan “terörist” milyar dolarlar akmadığı için vaat ettiği yatırımları yapamıyor. Yeni yatırımlar için de kaynak yok. Değer yok, tüketim var Sanayi sektörünü yıldan yıla gerilettiği, GSMH içindeki payını yüzde 23’lerden 15’e düşürdüğü için, gelir getirici büyük ekonomik değerler yaratamıyor. Tüketimi kamçılayarak ekonomik canlılık yaratmaktan başka bildikleri bir şey yok. Ekonomi 57 milyar liralık vergisini ödeyemiyor. Taksitlendirme habire gündemde! Eeee, neyle zenginlik havası basacak? Varlık Fonu ile! Peki, sonra? HHH Bence Osmanlının torununun torununun torununun torununu da Varlık Fonu’na katmakta yarar var. Ne de olsa bir Osmanlı mirası bize… Antik pazarda değeri yüksektir. Grup Yorum’a desteğe gözaltı OHAL kapsamında gözaltına alınan Grup Yorum üyelerine destek amacıyla Kadıköy’de oturma eylemi yapmak isteyen Fotoğraf ve Sinema Emekçisi (FOSEM) Banu Torun ve Grup Yorum korosu öğrencisi Eren Erdem gözaltına alındı. İdil Kültür Merkezi’nden yapılan açıklamada,“Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı” denildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet CHP’li Öktem hayatını kaybetti Ankara’da dün sabah geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan 22. dönem CHP milletvekili Enver Öktem, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Öktem için bugün saat 11.00’de TBMM’de tören düzenlenecek. Öktem Kocatepe Camii’nde öğle namazının ardından kılınacak cezane namazının ardından toprağa verilecek l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear