24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 3 Şubat 2017 12 ‘Payıma yineGÜLTAN Kışanak, cezaevinden Cumhuriyet’e konuştu cezaevi düştü’ Hakkında hazırlanan iddianame 21 sayfalık, istenen hapis cezası ise 240 yıl. Yöneltilen suçlamaların hepsi de basın toplantı ları, açıklamalar ve mitinglerde yaptı ğı konuşmalar. Ve tabii belediyenin cenaze ve defin gi bi asli faaliyetleri. 21 sayfalık iddia namede hükümet yetkilileri ve yan daş medya tara AYIyldşeırım fından DBP’li belediyelere yöneltilen “hendekbari katbelediye” suç lamasıyla ilgili hiçbir iddia ise yer al mıyor. Belki tam da bu yüzden Diyar bakır Büyükşehir Belediyesi Eş Baş kanı Gültan Kışanak, “12 Eylül Aske ri Darbe döneminde yaşananlar, be ni gazetecilik mesleğini seçmeye yö neltmişti. Gerçekleri yazmak, yanlış ları eleştirmek, demokrasi bilincinin gelişmesine, demokratik kamuoyu nun oluşmasına katkı yapar diye dü şünmüştüm. Bugün bir kez daha öz gür ve bağımsız basınınmedyanın ne kadar önemli olduğunu yaşayarak öğ rendiğimiz bir dönemden geçiyoruz” diyor. Gültan Kışanak, cezaevinden Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. n Bir gazeteci olarak yaşadığınız durumu nasıl özetlersiniz? Memleketin hali ortada. “Benim pa yıma da yine cezaevi düştü” diye dü şünüyorum. İki dönemin milletvekil liği (BDP), Eş Genel Başkanlığı ve son olarak da 1 milyon 600 bin nüfusu olan bir kentin Belediye Başkanlığı’nı yapmış, dokunulmazlığı kalktıktan sonra, daha önce hazırlanan fezleke ler nedeniyle, açılan onlarca soruştur ma için 2 yıl boyunca sürekli adliye ye gidip gelmiş, demokratik siyase te inanmış, hukuk ve adalet arayışın dan umudunu kesmemiş bir kişi ola rak, siyasi bir operasyonla tutuklana rak cezaevine konuldum. Bu durumda yapılacak tek şey var, bu haksızlığa karşı, inandığım demokratik değerle re, hukuk ve adalete, barış ve özgürlü ğe dayalı bir duruş sergilemek. Böyle ce belki memleketin sürüklendiği ka ostan çıkışına da bir katkım olur. En büyük sorun tecrit n Cezaevi koşullarınız nasıl? 31 Ekim 2016 tarihinden beri Kocaeli F Tipi Cezaevi’nde bir odada tek başıma tutuluyorum. En büyük sorun yalnızlık, tecrit. Havalandırmaya da tek başıma çıkıyorum. Ki mevzuat gereği, ağırlaştırılmış müebbet cezası almış olanlar bile havalandırmaya birkaç kişi birlikte çıkıyorlar. Bu tecrit özel bir uygulama, Bakanlık talimatıyla uygulanıyor. İnsan tabiatı gereği bir ses duymak, konuşmak istiyor. Günde birkaç kez sesli kitap okuyarak, kendi sesimle arkadaş oluyorum. Bir de bu cezaevi sanırım F Tipi cezaevlerinin en eskilerinden biri. Çok eski, aşırı rutubet var, havalandırma kötü, dış duvarlar kısmen yosun tutmuş. Isınmak pek kolay olmuyor. Gazetede okudum, Cumhuriyet’in çaycısı soğuktan korunmak için hava gelen yerleri sakızla kapamış. Ben de yağmur suyunun pencereden içeri gelmesini önleyebilmek için penceredeki demir parmaklıkları çöp poşetiyle kapatıyorum. Biraz olsun engelliyor. Sıcak su torbasının da ne kadar kıymetli bir icat olduğunu burada anladım. İlaç niyetine soğan n Sağlık durumunuz iyi mi? Sağlık ihtiyaçlarınız karşılanıyor mu? Üşütmemek için kat kat giyiniyorum. Soğanı, sarımsağı her gün ilaç niyetine yiyorum. Şimdilik iyiyim. Kronik hipertansiyon ve diyabet hastalıklarım var. İlaçlarımı kullanıyorum. Eklem ağrıları da rutubetli havada epeyi zorlayıcı oluyor, ama doktora gitmeden baş etmeye çalışıyorum. n Günleriniz nasıl geçiyor? Günün büyük bir kısmını gazetekitap okuyarak geçiriyorum. Hava çok soğuk değilse, havalandırmada fazla kar, buz yoksa havalandırmaya çıkıyorum. Hiç değilse biraz yürümek iyi geliyor. Gelen mektuplara cevap yazıyorum. ‘Çözüm mözüm yok’ mesajı Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP milletvekilleri Gülser Yıldırım (solda), eski HDP Milletvekili Ayla Akat Ata (sağda) ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak. n Gözaltına alınmayı ya da tutuklanmayı bekliyor muydunuz? Özellikle de darbe komisyonuna gittiğiniz günün akşamında? 7 Haziran’dan sonra tırmanan bir baskıyı gün gün yaşayarak bu noktaya geldik. Seçimlerden bir hafta sonra müfettişler gelmeye başladı. Her ay 34 müfettiş geliyordu. İhale dosyaları, meclis kararları, personel yapısı, her şeyi didik didik incelediler. “Gidin mutlaka bir şey bulun” diye gönderildikleri açıktı. Ama bir usulsüzlük bile bulamadılar. Belediye bir kıskaca alınmıştı. AB mali fonlarından bile hibe aldığımız bazı projelerimiz Bakanlık tarafından iptal edildi. Bir KHK ile anayasa, belediyelerle ilgili tüm yasal düzenlemeler “bertaraf” edilerek belediyelere kayyum atamaya başladılar. İlçe belediyeleri ile yetinmeyecekleri belliydi. Hepimiz sıra ne zaman bize gelecek diye bekliyorduk. Darbe Komisyonu dönüşü apar topar almaları biraz manidar oldu. Komisyonua, çözüm sürecinde yaşadıklarımızı anlatarak paralel devlet yapılanmasının Kürt sorununun barışçıl, demokratik yollarla çözümünü nasıl engellediğini aktardım. Ülkenin sürüklendiği kaos ortamından bir an önce çıkılması için, diyaloğa dayalı bir barışçıl çözüme, demokratik siyasete inancımız olduğunu anlatmaya gayret ettim. Birkaç saat sonra, havaalanından gözaltına alındım. “Çözüm mözüm yok” mesajını bir de beni tutuklayarak verdiler herhalde. İddianame 21 sayfa istenen ceza 240 yıl n 240 yıl hapis istenecek ne suç işlediniz? İddianame 21 sayfa, istenen ceza 240 yıl. İddiaların büyük bir kısmı milletvekili, BDP Eş Genel Başkanı olduğum dönemde yaptığım basın toplantıları, basın açıklamaları ve miting konuşmalarından oluşuyor. Aleni, açıkça, onlarca kameranın önünde yaptığım konuşmalar. Açıklama ve konuşmaların bir kısmı da Belediye Eşbaşkanı seçildikten sonra yaptığım konuşmalar. Kapalı mekânda yaptığım basın toplantıları, “ortam dinlemesinden elde edilen kayıtlar” gibi yansıtılmış. Newroz programını kamuoyu ile paylaşmak için yaptığım basın toplantısı, Newroz, 8 Mart gibi günlerde yaptığım miting konuşmaları, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde yaptığım açıklama, cezaevlerindeki açlık grevlerini bir can kaybı yaşanmadan bitirebilmek için yürüttüğüm çabalar, açıklamalar, 12 Eylül askeri darbe döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan işkenceleri kınayan basın açıklamasına katılmak, açıklama yapmak, bugün artık Fethullah Paralel Devlet Yapılanması’nın kumpas davalarından biri olduğu ortaya çıkan KCK davası adı altında belediye başkanlarının, partimizin yöneticilerinin tutuklanmasını kınayan açıklama yapmak, son olarak belediyelere kayyım atamayı eleştiren basın açıklaması gibi onlarca konuşma suç unsuru olarak sıralanmış. Keşke imkân olsa da yaptığım bu konuşmaların tam metni tüm Türkiye’ye ulaşsa. Tamamında demokratik siyaset sınırları içerisinde barışı, diyaloğu, özgürlükleri, demokrasiyi savunduğum görülecektir. Hukuk araç oldu Belediye ile ilgili ne var derseniz, bir tek iddia var o da “çatışmalarda ölen kişilerin cenaze, defin işlemleri”, yani belediye nin asli ve yasal zorunlu görevi. Kamuoyu o kadar “hendekba rikatbelediye” haberlerinden sonra sanırım bu konuyu da merak ediyor. Bana yöneltilen suçlamalar arasında bu konuyla ilgili hiçbir iddia yok. Olması da mümkün değil zaten. Aslında belediyeye kayyum atamak için hukuk araçsallaştırıldı, Belediye Eşbaşkanları da kurban seçildi. Yerel demokrasi askıya alınmıştır Sadece benim tutuklanmam değil mesele, 2014 yılı Mart ayında yapılan yerel seçimlerin tüm sonuçları ortadan kaldırıldı. Meclisin ve encümenin yetkileri merkezi hükümetin atadığı bir memura verildi. Belediye Başkanı’nın “zanlı olması” 1 milyon 600 bin nüfuslu bir kentte, demokratik seçimlerle oluşmuş belediye meclisinin işlevlerinin ortadan kaldırılmasına nasıl gerekçe yapılabilir? Şu anda 51 belediyede durum aynı. Yerel demokrasi askıya alınmıştır. Farz edelim Başbakan bir suç isnadıyla karşı karşıya kalsa, TBMM’nin işlevleri askıya mı alınacak? Umudu büyütme zamanı n Özellikle söylemek istediğiniz bir şey var mı? 12 Eylül Askeri Darbe döneminde yaşananlar, beni gazetecilik mesleğini seçmeye yönelt mişti. Gerçekleri yazmak, yanlışları eleştirmek, demokrasi bilincinin gelişmesine, demokratik kamuoyunun oluşmasına katkı yapar diye düşünmüştüm. Bugün bir kez daha özgür ve bağımsız basınınmedyanın ne kadar önemli olduğunu yaşayarak öğrendiğimiz bir dö nemden geçiyoruz. Cezaevlerindeki gazetecilere dayanışma duygularımı göndermek istiyorum. Bir de kadınlara gösterdikleri dayanışma nedeniyle teşekkür ediyorum. Eş başkanlık, kadınların yerel yönetimlerle ulaştıkları önemli bir kazanımdır. Buna sahip çıkmamız gerekiyor. Eşit temsil hedefinden taviz vermeden, barış, demokrasi ve özgürlük mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm kadınlara sevgiler, şimdi umudu büyütme zamanıdır. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Bender’e ziyaretCHP HEYETİ TUTUKLU MUHTAR İLE GÖRÜŞTÜ KAYHAN AYHAN Aralarında CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Selina Doğan’ın da bulunduğu heyet “devlet büyüklerine hakaret” suçlamasıyla tutuklanarak Bakırköy Cezaevi’ne gönderilen Beyoğlu Kamer Hatun Mahallesi Muhtarı Hatice Bender’i ziyaret etti. Ziyaret sonrası konuşan Sezgin Tanrıkulu, Hatice Bender’in AKP yanlısı çevrelerce tehdit edildiğini ancak tehdit edenlere karşı herhangi bir soruşturmanın olmadığını belirterek, “Muhtarın hızla tutuklanmasının sebebi, Saray’daki muhtarlar toplantısını reddetmesi ve hayır kampanyası yürütmesidir. Bu ceza 1 yıldır ve ertelenmesi mümkündür. Kaçma şüphesi olmayan bu muhtarın tutuklanması bütün muhtarlara bir me Baçitılğisa’taelın19dımuhtar Sezgin Tanrıkulu Bitlis’in Hizan ilçesinde de 19 muhtarın açığa alındığını açıkladı. Bunun referanduma yönelik bir baskı alduğunu kaydeden Tanrıkulu, “Kendilerine yakın görmedikleri muhtarları görevden uzaklaştırıp, oyları güvence altına almak için çalışıyorlar. 19 muhtarın görevden uzaklaştırılması başka bir nedenle açıklanamaz. Seçimlerde köylerde muhtarlar en etkin kişilerdir” diye konuştu. saj verme gayretidir” dedi. Tutuklu muhtar Bender, heyet aracılığıyla şu mesajını paylaştı: “Ben laik ve cumhuriyetçi görüşe sahip birisiyim. Beyoğlu’nda bu görüşlerime tahammülsüzlük beni cezaevine gönderdi ancak ben görüşlerimden vazgeçmeyeceğim.” l İSTANBUL Drone uçurulduROBOSKİ’DE 266 HAFTA SONRA ENGELLEME MAHMUT ORAL Roboski’de 28 Aralık 2011’de 19’u çocuk 34 kişinin savaş uçakları tarafından vurularak öldürülmesinin üzerinden 5 yıl geçti. Adalet arayışlarını sürdüren aileler 266. haftada mezarlıkta anma ve basın açıklaması yapmak istedi. Ancak iddiaya göre önceki akşam Gülyazı Köy Muhtarı Sadık Alma’yı arayan bir askeri yetkili, bundan böyle mezarlıkta anma yapılmamasını isteyerek anma yapılması halinde köylülerin gözaltına alınacağını ve OHAL kapsamında idari para cezası kesileceğini söyledi. Dün mezarlıkta toplanan köylüler Gülyazı Alay Komutanlığı’ndan kaldırılan drone ile izlendiklerini belirtti. Köylülerin mezarlıkta toplanması üzerine yine bir askeri yetkilinin muhtarlığı arayarak köylülerden açıklama yapmadan dağılmalarını istediği belirtildi. Bunun üzerine aileler 266. haftada ilk kez dün basın açıklaması yapamadı. Roboski Derneği Başkanı Veli Encü, “Biz yaptığımız etkinlik ve anmalarla sadece faillerin bulunup yargılanmalarını istiyoruz. Ama bunu da yasaklıyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz. l DİYARBAKIR İKİ HDP MİLLETVEKİLİ DAHA YARGI YOLUNDA Uca için 15 yıl, Irmak için 4 yıl hapis istemi HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca hakkında katıldığı 6 ayrı basın açıklaması, yürüyüş ve yaptığı konuşma nedeniyle “Terör örgütü üyeliği” suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle açılan davaya başlandı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına, sanık Uca katılmadı. Duruşmada Uca’nın avukatı Mehmet Emin Aktar, müvekkilinin dokunulmazlığının anayasaya aykırı şekilde kaldırıldığını,, parlamento çoğunluğunun anayasada tanınmamış bir yetkiyi kullanarak, anayasal bir hükmü askıya almak suretiyle, anayasayı ihlal ettiğini iddia etti. Aktar, Uca’nın dokunulmazlığının usulüne uygun kaldırılmaması nedeniyle hakkındaki yargılamanın durdurulmasını istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatının talebini redderken, Uca’nın mahkemeye zorla getirilmesine karar vererek duruşmayı ileri tarihe erteledi. Televizyon konuşması HDP Milletvekili Selma Irmak hakkında, 14 15 Kasım 2015’te Diyarbakır’da düzenlenen Demokratik Toplum Kongresi Genel Kurulu sırasında katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamalarda “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçu işlediği iddiasıyla başlatılan soruşturma tamamlandı. İddianamede, Irmak’ın televizyon konuşmasında Cumhurbaşkanı’na hakaret içeren ifadeler kullandığını belirten savcı, şüphelinin ifadesinde suçlamaları kabul etmediğini kaydetti. İddianamede Irmak hakkında 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. l DİYARBAKIR/DHA Bilgen ve Beştaş Silivri’ye gönderildi Diyarbakır ve Ankara’da 27 Ocak günü gözaltına alınıp “adli kontrol” şartıyla serbest bırakılan ancak savcılığın itirazı üzerine 31 Ocak’ta tutuklanarak Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürülen HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen ile Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş İstanbul’a sevk edildi. Bilgen ve Beştaş, dün İstanbul Silivri Cezaevi’ne götürüldü. Kayyımdan kadın merkezine kilit Akdeniz Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Akdeniz Kaymakamı Hamdi Bilge Aktaş, belediyeye bağlı İştar Kadın Merkezi’nin tabelasını kaldırdı. Belediye yetkilileri tabelanın kayyımın talimatı çerçevesinde kaldırıldığını belirtti. Merkezin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın istemi ile İl Müdürlüğüne bağlanmasına karar verildiği açıklandı. DBP’li Meclis Üyesi Canan Yüce, belediyeye ait bir kurumun belediye meclisi kararı olmaksızın devredilemeyeceğini belirtti. DBP’li başkan tutuklandı Van’da önceki gün polis tarafından evinde gözaltına alınan DBP İl Eşbaşkanı Sevinç Şeker, İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından adliyeye getirildi. Savcılık ifadesinin ardından “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla mahkemeye sevk edilen Şeker, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Vekile kelepçeyi Bozdağ’a sordu HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra adli kontrol ile serbest bırakılan ve yapılan itiraz ile tutuklanan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’a cezaevi nakli sırasında kelepçe takılmasını Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a verdiği soru önergesiyle Meclis gündemine ta şıdı. Yıldırım, Bozdağ’a “Evinde yakalama kararının infazını bekleyen bir milletvekiline kelepçe takılması ne anlama gelmektedir? Sizin de öncelikle seçilerek milletvekili olduktan sonra bakanlığa atandığınızı düşünecek olursak, bir milletvekiline kelepçe takılmış olması gururunuzu incitmiyor mu?” sorularını yöneltti. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear