26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 23 Şubat 2017 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Muhalefete gözdağı’ ‘Türk’ün* korku ile imtihanı 16 Nisan referandumunda “hayır” oyu vermek için, birçok nedenim var, bunların bir bölümünü açıkladım, kalanlarını da yeri gelince açıklayacağım. Ama sandığa gitme gününe doğru yaklaştıkça “hayır” gerekçelerimden biri, açık ara öne çıkmaya başlıyor. Reis sisteminin halkoyuna sunulacağı ilan edildiği andan itibaren, iktidarın elindeki tüm güçleri seferber ederek, toplumun iradesini ifsat edip sindirmek üzere her şeyi yapacağını görmemek için budala ötesi bir yaratık olmak gerekirdi. Nitekim, toplumun yapılmak istenen gerçek içeriğinden habersiz kılmak, sindirmek, bezdirmek için ne gerekiyorsa yerine getirildi. Nasıl olsa yaratılmak istenen demokrasi değil, demokrasi yanılsamasıydı. Bunun için ne pahasına olursa olsun “evet”i elde etmek yeterliydi, her araç mubahtı. Arzulanan sonuca ulaşmak için başvurulan birinci yöntem korku ile sindirmek oldu. HHH Hayır diyeceğini açıklayan veya bu yöndeki kampanyalara destek verenler, gazeteci ise işinden, akademisyen ise kürsüsünden, kamu görevlisi ise kamudan uzaklaştırıldı. Böylelikle insanların yüreğine “hayır” dediği takdirde işini kaybetme korkusu salındı. Rejimin önde gelenleri, savcıları çeşitli vesilelerle “hayır” demenin terör ile FETÖ’cülük ile, vatan hainliğiyle, (hepsi aynı kapıya çıkıyor) aynı şey olduğunu ifade ettiler. Gerçek FETÖ’cüler için olmasa bile, şu ya da bu nedenle FETÖ’cülükle suçlananların, başına neler geldiği, nasıl sorgusuz sualsiz içeri tıkıldıkları, tutuklandıkları bilindiğinden, bu yolla insanların yüreğine gözaltına alınmak, tutuklanmak, hapse düşmek korkuları salındı. El altından yayılan kimi tehditkâr söylentiler AKP’nin kimi yöneticileri, tarafından “eğer hayır çıkarsa iç savaşa hazır olun” diye alenen telaffuz edilince, iç savaş korkusu dağları bekler oldu. Orada burada pompalı tüfekli tufeyliler, “hayırcı”ları vuracaklarını ilan edip efelendiler, yargı tarafından hemen serbest bırakılıp kabararak etrafta gezinmeye başladılar. İstanbul Küçükyalı’da “hayır”cı Birleşik Haziran Hareketi üyeleri Ülkü Ocakları binasından çıkan satırlı sopalı kişilerin saldırısına uğradılar. Samsun’da “hayır” propagandası yapan TKP’li gençler saldırıya uğradılar, üniversite öğrencisi Hakan Çoruhlu’nun burnu kırıldı. Böylelikle “hayır”dan yana olanlar sokakta, devletin, olaylara seyirci kalan güvenlik güçlerinin, gözü önünde, dövülme, yaralanma, öldürülme korkusunu yüreklerinin derininde hissetmeye başladılar. Örnekleri çoğaltmak mümkün, ama gereksiz. Sözün özü, referandum öncesi Türkiye koca bir korku ülkesi haline gelmiştir. İktidar korkunun daha da kökleşip, yaygınlaşması için her şeyi yapmaktadır. Artık 16 Nisan referandumu bir anayasa oylaması olmanın ötesinde “Türk’ün korkuyla imtihanı”na dönüşmüştür. HHH Bu yüzden, ben her şey bir yana, salt toplumun korkuya teslim olmadığını ve olmayacağını gösterebilmek için, “hayır” diyeceğim. Çünkü korkuya teslim olup sinmiş bir toplum, ne demokrasi içinde özgür, bağımsız, insanca müreffeh yaşayabilir ne de aptal ve mesnetsiz bir böbürlenme dışında kendine gerçekten saygı duyabilir. Hangi alanda olursa olsun, insanca yaşamaya, özsaygıya giden yol bu korkuyu yenmektir. Şimdi “peki sen korkmuyor musun” diye soracak olsanız, bu yaştan sonra kimseyi kandırmaya halim ve niyetim olmadığından cevabım “tabii ki korkuyorum” olacak. Korku tehlikeyi görmezden gelen cahil cüreti değildir. Yalnız cahiller korkmaz. Cesaret korkmamak değil, onun üstesinden gelebilmektir. 16 Nisan günü onu göstermeye çalışacakların hepsi birbirlerinden güç alıp birbirlerine güç vereceklerdir. Bakalım ulusal marşı “Korkma!..” diye başlayan toplum, 16 Nisan’daki korku ile sınavında kaç not alacak? Ben bu toplumun sınavı başarıyla geçeceğine inanıyorum. * Burada “Türk” sözcüğü anayasanın 66. maddesindeki anlamında kullanılmaktadır. Silahlı mesaja tepki CHP İstanbul Milletvekili TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi Barış Yarkadaş, sosyal medya hesabında AKP Küçükçekmece İlçe Başkanı Mustafa Korkut ile Belediye Başkanı Temel Karadeniz’in birlikte çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı. Fotoğraftaki silaha dikkat çeken Yarkadaş, “AKP İlçe Başkanı Korkut’un makam odasında, koltuğunun hemen yanında uzun namlulu bir silahın olduğu görülüyor. Korkut, kendisini ziyarete gelen Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz’le sohbet ederken, uzun namlulu silah da yanlarında duruyor. Bir siyasi partinin ilçe başkanı, makam odasına bu silahı niye sokar” diye sordu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi, kararsız olan milliyetçi seçmeni ‘Evet’ yönüne çekmek ve muhalefete ‘sopa göstermek’ olarak nitelendi HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın 3 ay önce Yargıtay’ın onadığı hükmün Başbakanlık tezkeresiyle TBMM Genel Kurulu’nda okunarak vekilliğinin dü şürülmesi; siyaset kulis lerinde anayasa değişik lik referandumuna iki aydan daha az bir süre kala “düşünülmüş siyasi bir hamle” olarak yorum MAHMUT landı. Yüksekdağ’ın he LICALI nüz tutuklanmadan ön ce 22 Eylül 2016 tarih li Yargıtay kararının referanduma yö nelik kampanyaların başladığı dönem de gündeme alınarak milletvekilli ğinin düşürülmesinin kararsız olan milliyetçi seçmeni ‘Evet’ yönünde et kilemeyi amaçladığı değerlendirme leri yapılıyor. Yüksekdağ hakkındaki kararın kampanya kapsamında pro paganda aracı olarak kullanılabilece ği ve muhalif vekillere gözdağı oldu ğu dile getiriliyor. Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşü rülmesinin ardından benzer durum da olan bazı milletvekillerinin duru mu da gündeme geldi. Tutuklu olan HDP Milletvekili Nursel Aydoğan, ge çen ay Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin “terör örgütü üyesi ol AB: Endişemizi daha da artırdı Avrupa Birliği, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi ve Selahattin Demirtaş’a da “Türk milletini ve devletini aşağıladığı” gerekçesiyle 5 ay hapis cezası verilmesinin endişeleri daha da artırdığını belirtti. AB Komisyonu Sözcülüğünden yapılan açıklamada, Eş Genel Başkanlar dahil 3 HDP’li milletvekili hakkında alınan tedbirlerin, TBMM’nin mayıs ayında aldığı bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması kararının ardından dile getirilen kaygıların arttığı belirtildi. AB’nin HDP’lilerin gözaltına alınmaları ve tutuklanmalarına da tepki gösterdiği anımsatılan açıklamada, “Demokratik yollarla seçilen tüm siyasi partilerin yasama meclisine tam ve etkin katılımı, Türkiye’nin uluslararası taahhütleri ve aday ülke statüsünün vazgeçilmez bir unsurudur” ifadeleri kullanıldı. AB’nin Türkiye’de hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, temel özgürlükler ve parlamenter demokrasiyi zayıflatabilecek gelişmelere ilişkin endişelerini defalarca dile getirdiği ifade edilen açıklamada, AB’nin Avrupa Konseyi ile birlikte durumu yakından takip etmeye ve değerlendirmeye devam edeceği belirtildi. l Haber Merkezi mamakla beraber örgüt adına suç işlemek” suçundan 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Aydoğan hakkında verilen bu karar son düzenlemeyle 5 yılın altında bir ceza olduğu için ilgili İstinaf Mahkemesi’nde de görüşülecek. İstinaf Mahkemesi’nde ceza onanırsa Aydoğan’ın da vekilliğinin düşürülmesinin olası olduğu dile getiriliyor. Benzer şekilde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında da önceki gün verilen 5 ay hapis cezasının İstinaf Mahkemesi’nde onanması durumunda vekilliğinin dü şürülmesinin gündeme gelebileceği belirtiliyor. Aynı şekilde terör örgütü propagandası yapma suçlamasıyla dava süreçleri devam eden CHP’li vekiller hakkında da benzer bir sürecin işleyebileceği konuşuluyor. 57 CHP’li hakkında toplam 211 dosya bulunurken, söz konusu dosyaların yargı süreçleri devam ediyor. Çiçek inisiyatif almıştı Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesinde uygulanan yöntemin de geçmişte hiç uygulanmayan bir yöntem olma sı dikkat çekti. 24. yasama döneminde dönemin BDP Milletvekili Kemal Aktaş hakkındaki 2 yıl 1 ay hapis cezasının Yargıtay’da onanmasının ardından konu gündeme gelmişti. Dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek, inisiyatif alarak Aktaş hakkında hazırlanan Başbakanlık tezkeresinin Genel Kurul’da okutulmamasını sağlamıştı. Çözüm sürecinin başlamasının ardından 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan yasa değişikliğinde yapılan düzenlemeyle de Aktaş’ın dosyası düşürülmüştü. HDP’de MYK toplanıyor Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi, HDP’li İdris Baluken’in ise ikinci kez tutuklanmasının ardından HDP MYK yarın olağanüstü toplanacak. Edinilen bilgiye göre parti tabanında yüksek sesle dillendirilmeye başlanan Meclis’ten çekilme talepleri de toplantıda ele alınacak. Ancak parti yönetiminde HDP’nin TBMM’den çekilmesi yönünde bir görüş konuşulmuyor. Avukatlarıyla dün görüşen Figen Yüksekdağ ise “Biz vekâletimizi iktidardan veya mahkemelerden değil, halktan aldık. Vekilliğimizi düşürecek olan da halktır. Gerisinin bizim için hiçbir hükmü yoktur” mesajını iletti. l ANKARA Canlı yayında ölüm tehdidi! Şirin Payzın’ın programına katılan CHP’li Böke için gelen ‘Yaşamına son verilecek’ şeklindeki tehdidin üzerine İstanbul ve Ankara’da olağanüstü güvenlik önlemi alındı ‘Gençleri Saray’a feda etmeyeceğiz’ CHP MYK toplantısı sırasında açıklama yapan Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, ülkeyi yönetenlerin gençlerden korktuğunu belirterek, ‘’Türkiye’nin aydınlık yarınları gençlerle kurulacak. Kendi çocukları ve torunlarına askerlikten muaf vekilliği hak görüyorlar, milletin çocuklarına işsizliği, Suriye topraklarında ölümü, tutukluluğu reva görüyorlar. Gençlik kollarımızdan Samet Burak Sarı tutuklandı. Yol arkadaşımızın yanındayız. O ne diyorsa onu diyoruz. CHP hiçbir genci Saray düzenine feda etmeyecek, ezdirmeyecek’’ dedi. Milletin evladıyla kahramanlık hikâyesi yazmaya kimsenin hakkı olmadığını söyleyen Böke, ‘’Çocuklarımızı birilerinin jandarması yapıp Rakka’ya göndermeye kalkıyorlar. Türkiye’yi bir kez daha iç siyasete malzeme etmek adına Suriye bataklığına gömmeye devam ediyorlar. Bu milletin çocuklarının canı bu kadar ucuz değil’’ dedi. Böke, Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı bozkurt işaretine ilişkin olarak, ‘’Kafalar çok karışmış. Siyaset bir kitleye mesaj üzerinden yapılırsa kafaların karışması şaşırtıcı olmaz’’ ifadelerini kullandı. Muhtar ve gençlere elden mektup iklim öngel CHP MYK, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Kılıçdaroğlu’nun yazdığı, referandumda “hayır”ın Türkiye’nin geleceğine dair taşıdığı önemi anlatan mektuplar mahalle temsilcileri tarafından gençlere, Cumhuriyet ve demokrasinin önemini vurgulayan mektuplar ise il ve ilçe başkanları tarafından muhtarlara elden verilecek. Toplantıda; Ankara, İzmir, İs tanbul, Bursa, Kayseri, Samsun ve Diyarbakır’da olmak üzere toplam 7 mitingin yapılmasının tartışıldığı öğrenildi. Mitinglerin yer ve zamanına ilişkin net karar henüz alınmadı. Eski siyasiler toplanıyor CHP’nin pazar günü gerçekleştireceği eski milletvekili, Parti Meclisi üyeleri ve il başkanlarının katılacağı etkinlik de MYK’de ele alındı. Kılıçdaroğlu’nun 13.00’te başlayacak toplantının açış konuşması nı basına açık yapması bekleniyor. Kılıçdaroğlu’nun 1500 eski partiliye gönderdiği davetiyede “ortak ses çıkarmalıyız” vurgusu yapıldı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin Ankara’ya yapmayı planladığı ziyaretin de gündeme getirildiği toplantıda söz konusu ziyarete ilişkin, “Barzani ziyaretiyle ‘hayır’ demeye hazırlanan Kürt seçmene yönelik psikolojik bir algı operasyonu yürütülmeye çalışılıyor” yorumu yapıldığı belirtildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke önceki gece katıldığı televizyon yayınında, “suikast ihbarı” ile sarsıldı. CNN Türk’te Şirin Payzın’ın konuğu olan ve referandum sürecine ilişkin partisinin kampanyası ve “neden hayır dediğini” anlatan Böke, yayındayken kanala, “suikast ihbarı” geldiği ortaya çıktı. Kanalı arayan bir kişi Böke için “Yaşamına son verilecek, evine gidemeyecek” dedi. Canlı yayına katılan Böke’nin ihbardan, yayının sona erdiği 01.00 civarında haberi oldu. Kanal yetkilileri ve Payzın, gelen ihbarı anımsatarak, “yaşamsal tehlike bulunduğu”nu, bu nedenle polis gelene kadar, kanal binasında kalmasını rica ettiler. Böke, bir süre sonra CNN Türk binasına gelen polis ekipleri eşliğinde buradan ayrıldı ve koruma ekiplerinin nezaretinde uçağa bindi. Ankara’ya indiğinde ise Böke’yi havaalanında, özel tim görevlisi kalabalık bir polis ekibi karşıladı. Güvenlik görevlileri, Böke’ye, ihbarın ciddi olduğunu belirtirken, benzer ihbarın emniyete de yapıldığı ve bunun üzerine polisin teyakkuza geçtiğini bildirdi. Olayın CHP yetkilileri tarafından öğrenilmesi üzerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu da Böke’yi havaalanında karşıladı. Böke, polis ve CHP yöneticileri eşliğinde Ankara’daki evine kadar getirildi. Güvenlik görevlileri, apartmana girerek, binada geniş çaplı bir arama ve inceleme yaptıktan sonra Böke’yi evine bıraktı. CHP kaynakları, ihbarın programda Böke’nin “hayır kampanyasının eşit koşullarda yapılamadığı ve kendileri dahil hayır için çalışanların zor koşullarda çalışma yürüttüğü” yönündeki açıklamalarından sonra geldiği bilgisini paylaştı. Sayek “hayır demenin bu ülkede ölüm tehdidini göze almayı gerektirdiği”ne de dikkat çekmişti. CHP kaynakları, “Açıklamalardan rahatsız olanlar sanki, ‘zorluk yaşamak öyle olmaz, böyle olur mesajı verdi” değerlendirmesini yaptılar. ‘Korkmuyoruz’ PHCEAHKLPŞU’ELKNİ : Yurtdışındaki seçmen mutlaka sandığa gitmeli AYŞE SAYIN Başkanlık sistemi içeren anayasa değişikliği referandumuna ilişkin geri sayım başlarken, CHP referandum sonucunu önemli ölçüde etkileyecek yurtdışı seçmen oyları için harekete geçti. CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, en yüksek sayıda Türkiyeli seçmenin yaşadığı Almanya’da bile sandığa katılımın yüzde 34’te kaldığına işaret etti. Gurbetçi yurttaşlara, 26 Şubat’a kadar konsolosluklara giderek, adres bilgileriyle seçmen listelerine kayıt olmaları ve sandığa gitmeleri çağrısında bulunan Pekşen, “Büyük oranda sol seçmen sandığa gitmiyor. Oysa 1 milyonluk bir katılım hayır oylarını 2 puan artırıyor, katılım arttıkça hayır olasılığı da yükseliyor” değerlendirmesinde bulundu. Geçen günlerde Almanya’ya giderek, birçok kentte seçmen davranışlarını ve katılım oranlarını inceleyen Pekşen şunları söyledi: ‘Almanya ziyaretim sırasında Fransız bir analizciyle görüşme yaptım. Kendisi Türkiye’deki seçim sonuçlarını analiz etmiş. Kendisi, ‘Eğer katılım oranı yüzde 87 çıkarsa yüzde yüz hayır çıkar. Sizin için Türkiye’de ‘evet’ diyenleri ikna etmekten daha önemli olan sandığa katılım oranını artırmanız, buna vurgu yapmanız’ diyor.” MYK’nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Böke, bir gazetecinin geçmiş olsun diyerek, yaşananları sorması üzerine şu yanıtı verdi: “Bugün yaşatılan korku iklimi kendi sesini özgürce çıkarmak isteyen milyonlara uygulanıyor. Biz demirden korksak trene binmezdik. Biz çocuklarımızın geleceğine dair bir endişemiz olmasa siyasete girmezdik. Eğer çocuklarımızın korkmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyorsak, hepimizin korkusuzca ortak bir mücedele vermesi gerekiyor. Bu tehditler bizi yıldıramaz. Biz aydınlık bir Türkiye inşa etmek için arkamızda milyonların gücüyle, bütün Türkiye’nin çocuklarının gözündeki ışıltıyla bir mücadelenin parçasıyız. Dün yaşanmış olanın kimse için tekrar etmeyeceği bir Türkiye için ben dimdik ayaktayım ve ben biliyorum ki asla yalnız değilim.’’ l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear