26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 16 Şubat 2017 4 ‘Nadir Nadi’liği kurumsallaştırmak 1991 yazıydı. Nadir Bey ile Yeniköy’deki yalısının terasında oturuyorduk. O tekerlekli sandalyesinde hastalığın etkisiyle zaman zaman dalgınlaşıyor... Şairin “düştü enginlere bir ince hüzün/ soldu günler gibi sevdalı yüzün” diye tarif ettiği zaman parçasının bir tık ötesinde, alaca karanlık bastırmaya başlamış, karşı kıyılar yavaş yavaş silinmekte, aydınlık tümüyle karanlığa teslim olmaya nafile direnmekte, hüzün perde perde yerleşmekte... Sözlerin tükeneceği günlere doğru yol alıyoruz. Belki bir daha fırsat bulamam diye içimi döküyorum: Size minnettarım Nadir Bey, sayenizde özgürce çalıştık, onurumuzla yaşadık. Nadir Bey’in yanaklarından iki damla yaş süzülüyor... Karşı sahilde birer ikişer ışıklar yanmaya başlıyor, birazdan yüzlerimiz de seçilmez olacak. O akşamdan birkaç hafta sonra Nadir Bey öldü. Bilmiyorum kaç kişi daha o gün bir dönemin kapandığının farkına varmıştı. Nadir Bey, yaşam boyu patron olarak kimsenin yazısına, düşüncesine karışmadı. Bu konu açıldığında, hep iftiharla şunu söylerdi: Babam da yazılara hiç karışmazdı. HHH 1945’ten 1991’e kadar 46 yıl süreyle Cumhuriyet gazetesini yöneten Nadir Bey, “Ben babamdan böyle gördüm” diyerek, düşünce özgürlüğüne saygıyı meslek yaşamının şiarı haline getirmişti. Elli yıllık Cumhuriyetçi Şükran Soner, bu konudaki anısını şöyle anlatmıştı: “Bir gün elime bir inşaat usulsüzlüğüyle ilgili bir haber geldi. Bunu yayımlamadan önce beni uyardılar: Dikkat et! Söz konusu kişi Nadir Bey’in yakınıdır. Ben de konuyla ilgili olarak, Nadir Bey’i aradım, olayı anlatmaya başladım. Ben konuşuyorum, O da ‘eee’, ‘eee’ diye dinliyor, ama galiba da sinirleniyordu. Sonunda şunları söyleyerek sözümü kesti: Bana bunları neden anlatıyorsun? Gazeteci sensin. Haber değeri varsa tabii ki yayımlayacaksın. Sen doğrusu ne ise yazarsın. Ben de zaten yapacak olduğumu yaptım ve doğrusu neyse hiçbir etki altında kalmadan yazdım. Ama bu olayı da hiç unutmadım.” Nadir Nadi’nin kendisiyle ilgili konularda da bu ilkesinden sapmadığına yakından tanık oldum. Seksenli yıllarda, Vedat Türkali’nin bir kitabıyla ilgili Cumhuriyet’te ünlü romancımızın hoşuna gitmeyen bir yazı çıkmıştı ve o da buna bir yanıt göndermişti. Ne var ki, yanıt bir türlü yayımlanmıyordu. Olay Nadir Bey’e intikal edince, yazının neden yayımlanmadığını sordu. Yayımlanmama gerekçelerini sıralarken, “Vedat Türkali sizin İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman yanlısı olduğunuzu da yazıyor” dediler. Nadir Bey şu yanıtını verdi: Doğrusu ayıp etmiş, ama bu durum onun cevap hakkını ortadan kaldırmıyor, değil mi? Lütfen cevabını yayımlayalım! Nadir Bey böyle bir adamdı. 1970’li yıllarda Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi olan Rene Vaurs bir gün onu kastederek, Ona dikkat edin Monsieur Sirmen, böyleleri artık her yerde azalıyor, demişti. HHH Şimdi dinlerken masal gibi gelen bu olayları anımsamamın nedeni, Kanal D’nin sabah haberlerini sunan İrfan Değirmenci’nin 16 Nisan referandumunda “hayır” diyeceğini Twitter hesabından belirtmesi üzerine işine son verilmesi. Doğan Grubu yönetiminin işe son verme gerekçesi olarak, tarafsızlık ilkesini ileri sürmesi, “evet” diyeceğini belirten Fatih Çekirge’ye hiç tepki gösterilmemesiyle geçerliliğini yitiriyor ve iş gelip basın özgürlüğüne dayanıyor. Şimdi, artık insana masal gibi görünen yazdıklarıma bakarak, “Eğer Doğan Grubu’nun başında bir Nadir Nadi olsaydı, durum böyle olmazdı” demek istediğimi sanmayın sakın! Basının özgürlüğünün güvencesinin kurumsallaşmadığı ve salt patronunun direncine bağlı olduğu ülkelerde demokrasinin çıkmaza saplanması kaçınılmaz. Nitekim, Doğan Medya’nın “28 Şubat”a direnmiş patronu, bu defa artan baskılar karşısında dayanamamıştır. Mesele yeni Nadir Nadi’ler yaratmanın ötesinde, Nadir Nadi’de simgeleşen ifade özgürlüğünü kurumsallaştırmaktır ki onu da maalesef başaramadık. PKK/KCK OPERASYONLARI 5 ilde 35 gözaltı Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanışının 18. yıldönümü nedeniyle Adana’da 10 kişi gözaltına alındı. Manisa’nın Turgutlu ilçesinde HDP İlçe Başkanı S.D. ile 6 yönetim kurulu üyesi, Denizli’de HDP Denizli İl Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyesi Ö.Ç’nin de bulunduğu 7 kişi, Hatay’da 6 kişi gözaltına alındı. Muş’ta 4 kişi hakkında adli işlem yapıldığı bildirildi. Ağrı’nın Patnos ilçesinde ise bir kişi gözaltına alındı. l DHA/İHA haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Evet’ Türkiye’yi felakete götürür Kılıçdaroğlu, referandumda ‘Evet’ çıkmasının ülkeyi sonu belirsiz bir maceraya sürükleyeceğini belirterek Suriye’yi örnek verdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği referandumundan evet çıkmasının Türkiye’yi felakete götüreceğini belirterek, “Sonu belirsiz bir maceradır. Bu Türkiye’yi felakete götürür” dedi. Kılıçdaroğlu dün referandum çalışmaları kapsamında İstanbul Dedeman Otel’de bazı federasyon ve dernek temsilcileri ile basına kapalı toplantıda bir araya geldi. ‘Sandığa gidin’ Toplantının ardından açıklama yapan Kılıçdaroğlu, kendisine “Referandum sonucunda ‘Hayır’ çıkarsa ne olur? Ülkede bir kaos mu yaşanır?” sorularının sorulduğunu belirterek “Hayır, tam tersine sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı görevine devam edecek. Sayın Binali Yıldırım, Başbakanlık görevine devam edecek. TBMM yasa yapmaya devam edecek. Yine demokratik yöntemlerle komisyonlarda, Genel Kurul’da tartışarak, yasaları olgunlaştırarak çıkarmış olacak. Herkes görevini anayasal sınırlar içinde yerine getirecek ve Türkiye yoluna devam edecek” diye konuştu. Bütün yurttaşların sandığa gitmesi ve oy kullanmasını istediğini anlatan Kılıçdaroğlu “Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyeceğimiz yönündeki açıklama belli çevrelerde hayal kırıklığı yaratmış durumda. Biz milletimize güveniyoruz. Sorun memleket sorunu. Dolayısıyla kararı millet Kılıçdaroğlu o polisi affetti ALİCAN ULUDAĞ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 12 Haziran 2011 seçimleri kapsamında miting için gideceği Niğde’de 155’i arayarak, kendisini vuracağını bildiren ve bu nedenle 5 ay hapis cezası alan polis Mehmet Zeybek’i “affetti”. Polis memuru Zeybek, Kılıçdaroğlu’na mektup yazarak, “Görev yorgunluğu sebebiyle yorgun düşmüştüm. O zamanlar aldığım alkolün de etkisiyle 155’i arayarak, sizi vuracağım diyerek, bir densizlik yaptım. Şahsını za herhangi bir kin ve düşmanlığım yoktur. Büyüklük göstererek, beni affetmenizi, gerekirse bizzat müsaade ederseniz elinizi öpmeyi kendime borç bilir, saygılarımı sunarım” dedi. Mektup üzerine Kılıçdaroğlu, kendisini tehdit eden polisi affetme kararı aldı. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, Niğde Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, şikâyetlerinden vazgeçtiklerini kaydetti. Bu dilekçenin ardından Zeybek hakkındaki davanın düşürülmesi bekleniyor. l ANKARA verecektir” diye konuştu. ‘Sonu belirsiz macera’ Bir gazetecinin referandumdan “Evet çıkarsa ne olur” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ucu açık bir maceranın içine koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni sokmuş oluruz. Bütün yetkilerin bir kişinin elinde toplanması kadar yanlış bir uygulama yoktur. Dünyada böyle bir örnek de yoktur. Bir kişi çıkacak ‘ben bütün muhtarlıkları kapattım’ diyecek. Niçin? Bir kişi çıkacak, ‘Hakimleri ben tayin edeceğim, savcıları ben tayin edeceğim, büyükelçileri ben tayin edeceğim, genel müdürleri ben tayin edeceğim, Türkiye’nin devlet yapısını ben tek başıma değiştireceğim’ diyecek. Bu bir felakettir. Sonu belirsiz bir maceradır. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Bu yetkileri bugüne kadar kim kullanıyordu? TBMM kullanıyordu. Herkesin yetkisini ve yetki alanlarını TBMM bir kanunla belirliyordu. Şimdi biz kanunu bir tarafa atıyoruz, bir kişinin iradesine bırakıyoruz bütün bunları. Bu doğru değildir. Nereye götürür? Türkiye’yi bir felakete götürür. Biz bu millete güveniyoruz, kendi milletimize güveniyoruz, halkımıza güveniyoruz. Demokrasiye olan, bayrağına olan bağlılığına güveniyoruz. Tek adam yönetimlerinin olduğu Suriye’ye bakın, Irak’a bakın. ‘Suriye ve Irak çok iyi bir örnektir, biz de onlara benzeyelim’ diyorlarsa Türkiye bir felakete sürüklenir.” Kılıçdaroğlu, daha sonra otelde gazeteci Hüsnü Mahalli ile bir araya geldi. Görüşme basına kapalı yapıldı. GEÇMİŞ OLSUN ZİYARETİ Buradaki görüşmelerin ardından Kılıçdaroğlu, Maltepe’de bindiği minibüste saldırıya uğrayan türbanlı lise öğrencisini Bostancı’daki evinde ziyaret etti, aileye geçmiş olsun dileklerini iletti. Kılıçdaroğlu çıkışta yaptığı açıklamada, “Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim; hiç kimsenin kılığından, kıyafetinden, yaşam tarzından, inancından, kimliğinden ötürü ötekileşterilmesini istemeyiz. Herkes bu ülkede özgürce, huzur içinde yaşayabilmeli” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Belediyeye suç duyurusu CHP Üsküdar Gençlik Kolları Başkanı Mert Bahçetepe ve CHP Üsküdar Yönetim Kurulu üyesi avukat Onur Cingil, AKP’li Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen hakkında, referandum sürecinde ‘evet’ propagandası yapan kurumlara sponsor olduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede belediyenin kamu kaynaklarını Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Boğaziçi Küresel Araştırma Merkezi’ne aktardığı belirtilerek, “Bir kamu idaresi olan belediye, bu anlamda suç işlemiştir” denildi. l SİBEL BAHÇETEPE /İSTANBUL ‘KHK’ler hükümsüzdür’ CHP’li Özgür Özel, 2 Ocak’tan itibaren çıkan KHK’lerin 3’ünde suçüstü durumu olduğunu belirterek ‘Çocuk kandırır gibi anayasayı ihlal ettiler’ diye konuştu İKLİM ÖNGEL CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu’na başkanlık ettiği 2 Ocak gününden itibaren 9 KHK çıktığını belirterek, 3 konuda bariz KHK’de suçüstü yapıldığını söyledi. CHP’li Özel, Hükümetin OHAL kararı alırken vatandaşa değil devlete OHAL olduğunu söylediğini anımsatarak, Baro başkanlarına, maden şehidi ailelelerine OHAL gerekçesiyle yapılan baskılara dikkat çekti. OHAL’in güvenlikle ilgili kısmının sokakta dehşet saçarken, hükümetin de KHK çıkarma yetkisini anayasal sınırların ötesinde kullanmaya başladığını belirten Özel, AYM’nin ise Saray ve AKP’ye “KHK içine ne yazarsan yaz, denetlemiyorum” diyerek sınırsız bir hukuksuzluk alanı tanıdığını dile getirdi. OHAL’deki KHK’lerin Cumhurbaşkanı’nın başkanlık ettiği bir Bakanlar Kurulu toplantısında kararlaştırılıp yayımlanabildiğine dikkat çeken Özel, böyle bir toplantının en son 2 Ocak günü yapıldığını belirtti. 2 Ocak’tan bugüne kadar, “Biz bunu 2 Ocak’ta kararlaştırdık” diye 9 KHK çıktığını söyleyen Özel, “Bunlardan son ikisi 6 ve 8 Şubat’ta yayımlandı. AKP sürekli ‘Unutmuşum, aklıma yeni geldi. Biz 2 Ocak’ta bu kararı da aldık’ diyerek çocuk kandırır gibi hukuk ve anayasa ihlali yaptı ve 35 gün geriye dönük kararlar aldı. Saray’ın, Başbakan’ın aklına gelen ne varsa KHK olarak yazıp altına bakanların imzasını koydular” dedi. ‘Aynı gün atılıp alındılar’ Türkiye’nin şu an tam bir suçüstüyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Özel, 6 Ocak günü devlet memurluğundan ihraç edilen bazı kişilerin, 23 Ocak günü yayımlanan KHK ile göreve idade edildiğini, ancak iki kararın da 2 Ocak günü alındığını söyledi. Özel, “Bu alınan yetkinin ve AYM’nin yarattığı denetimsiz alanın sonucudur. Cumhurbaşkanı, bakanları toplantıya dahi çağırmaya tenezzül etmeden, iki ayda bir yapılan bakanlar kurulundan açık çeki alıp, istedi Özgür Özel ği yere, istediği konuya istediği şeyi yazarak bunu da istismar ediyor” dedi. ‘Bakanlar yanıt veremedi’ 2 Ocak toplantısıyla ilgili bir diğer suçüstünün ise kış lastiği zorunluluğuna ilişkin olduğunu belirten Özel, “Bunun ilanı 8 Şubat günü yapıldı. Bu düzenlemenin neden KHK ile yapıldığını sorduğumuzda ‘Çok önemli, söz konusu can güvenliği’ dediler. Bu zorunluluk madem 2 Ocak’ta geldi, neden yayımlamak için 36 gün beklediniz?’ sorumuza ise bakanlar verecek yanıt bulamadı” diye konuştu. ‘YSK kararı tekliften önce’ YSK’nin referandumda partilerin arasında eşitsizlik yapan kanallara ceza verme yetkisinin alınma konusuna da dikkat çeken Özel, bunun da 8 Şubat günü duyurulduğunu ancak kararın 2 Ocak’ta alındığını kaydetti. Özel “Bugün karşı karşıya kaldığımız durum, artık OHAL KHK’lerinin sadece kapsam ve süre bakımından değil yetki bakımında da hükümsüz olduğunu ortaya koyuyor” dedi. CHP gençliği sahaya çıkıyor CHP Gençlik Kolları, hayır kampanyası için alana indi. Kapı kapı dolaşarak, sokak sokak gezerek özellikle kararsız ve anayasa değişikliğinin ne olduğu konusunda bilgi sahibi olmayan seçmene ulaşmayı hedefleyen gençler, üniversitelerde de 100’ye yakın öğrenci topluluğuyla eşgüdümlü olarak çalışma yapıyor. Daha önce sandığa gitmeyen öğrencilere yönelik başlatılan “Artı bir” projesiyle de gençlerin sandığa katılımı sağlanacak. CHP’ye oy çıkmayan yerlerin listesini oluşturan gençler, bu mahalleler için de özel ekipler kurdu. Gençler, troll saldırılarına karşı da, saldırıları anında fark edip önlem alacak ve doğru bilgilendirmeyi yapacak bir grup oluşturdu. Öte yandan gençlik parti kimliğinden bağımsız olarak da referandum süreci boyunca “Memleket” adlı bir gazete çıkaracak. CHP Gençlik Kolları Başkanı Emre Yılmaz, “Sistem rejim değişikliği değil” yalanını tüm Türkiye’ye anlatacaklarını söyleyerek, “Bu memleketin ilerici, yurtsever, yoksul, işsiz, emekçi, öğrenci gençleri yani bizler başka bir gelecek için bu süreçte bir arada duracağız” dedi. l İKLİM ÖNGEL/ANKARA AKP KONFERANSINDA AKIL ALMAZ SÖzLER İç savaşla tehdit etti, istifası istendi AKP Soma Gençlik Kolları tarafından düzenlenen “Büyük ve Güçlü Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sistemi” başlıklı konferansta konuşan AKP İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem referandum sonucunda ‘hayır’ çıkma ihtimalini değerlendirerek, “Eğer yüzde 50’yi geçemezsek ve bu referandumda başarısız olursak iç savaşa hazır olun. Gerek kendi içimizde gerek kendi dışımızda kartların yeniden karılacağını yeniden plan masalarının kurulacağını iyi bilelim. 15 Temmuz’da bizler de tankların savaş uçaklarının altında mücadele etmek istedik. Keşke olsaydı da İstanbul, Ankara’daki o muzaffer milletin o yaşadıklarını biz de yaşayabilseydik. Kanımızı verdiğimiz gibi bu sefer canımızı, bedenimizi değil, oyumuzu vermek zorundayız” dedi. Partisinden tepki geldi AKP Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş ise konuyla ilgili “Olayı öğrenir öğrenmez, Manisa il başkanımızı hemen aradım ve bu il başkan yardımcısının bu akşamdan (dün) itibaren istifasını almasını istedim” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear