26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Kim’in üvey kardeşinin şüpheli ölümü Kuzey Kore lideri Kim Jongun’un on yılı aşkındır “sürgünde” yaşayan üvey kardeşi Kim JongNam’ın Malezya’da öldürüldüğü iddia edildi. Kim yönetimine uluslararası toplumdan geçen hafta gerçekleştirdiği füze denemesine sert tepkiler yükselirken bu kez Pyonyyang’a yönelik eleştirileriyle bilinen Jongnam’a havalimanında K. Kore ajanı iki kadın tarafından, zehirli iğneyle saldırı düzenlendiği iddiaları Güney Kore basınında yer aldı. Polis Jongnam’ın öldüğünü doğruladı. Malezyalı bir yetkili, Kim’in sağlık görevlilerine, kendisine kimyasal bir spreyle saldırıldığını söylediğini dile getirdi. Yurtdışında üniversite eğitiminin ardından ülkeye dönen Jongnam’ın ismi 2000’lerin başında sahte pasaportla Disneyland’ı ziyaret için Japonya’ya girmeye çalıştığının ortaya çıkmasıyla skandalın ortasına oturmuştu. Çarşamba 15 Şubat 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Trump’a Flynn çarptı 13 Göreve resmen atanmadan Rus elçiyle yaptırımları görüştüğü iddialarının odağındaki Ulusal Güvenlik Danışmanı, tepkilerin dinmemesi üzerine istifa etmek zorunda kaldı Tartışmalı kararlar, sert protestolar eşliğinde işbaşı yapan Trump yönetimi üçüncü haftasında ilk firesini verdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn, resmen atanmadan önce Obama yönetimi halen işbaşındayken Rus büyükelçiyle yaptırımları görüştüğü iddialarıyla giderek büyüyen skandalla birlikte tepkilere daha fazla direnemeyerek önceki gün istifasını sundu. Flynn firesi halihazırda Amerikan istihbaratına da yansıyan, Moskova’nın Trump’tan yana seçimlere müdahale ettiği iddialarının sarstığı Washington’da yönetime ciddi darbe olarak değerlendiriliyor. Ankara’ya yakın isim olarak bilinen emekli general Flynn, kaleme aldığı bir makalede Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesini savunmuştu. ‘Pence ateş püskürdü’ Rusya’nın ABD Büyükelçisi Sergey Kislyak ile aralık sonunda yaptığı telefon görüşmelerinin içeriği uzun süredir tartışılan Flynn, Obama yönetiminin seçimlere müdahale ettiği gerekçesiyle Rusya’ya getirdiği yaptırımlara dair konuşmadıklarını savunuyordu. Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer da iddiaları defalarca yalanlamıştı. Ancak Washington YİLÖKNFİERTEİMSİ.İN.. Flynn, kendi çapında bir rekor da kırdı. Sadece 24 gün görev yapan Flynn, eski Başkan Eisenhower döneminde yaratılan pozisyonun 64 yıllık tarihinde görevde en kısa süre kalan danışman oldu. Post’un önceki gün yayımladığı haberle, Adalet Bakanlığı’nın geçen ay Trump yönetimini “Flynn’in tamamen dürüst davranmadığı ve Moskova’nın yalanını ifşa etme tehdidiyle kendisine şantaj yapabileceği” konusunda uyardığı ortaya çıktı. Buna göre Flynn, Trump’ın seçimleri kazanması ancak resmen devir teslim töreninin gerçekleşmesi öncesinde Kislyak’la görüşmesinde “Yaptırımlara karşı misillemeye gitmemelerini” salık vermiş ve iktidara geldiklerinde durumun değişebileceğini ima etmişti. Gündeme bomba gibi düşen bu haber üzerine Trump’ın danışmanlarından Kellyanne Conway televizyona çıkıp “Başkanın Flynn’e güveni tam” diyerek fırtınayı dindirmeye çalışsa da, he ‘RUSYA FOBİSİ Mİ BAŞ GÖSTERDİ?..’ “Rus elçiyle yaptırımları görüşmediği” yönündeki önceki günkü açıklamasıyla Flynn’e üstü kapalı destek veren, belki de istemeden ipinin çekilmesine yol açan Kremlin, istifaya ilişkin yorum yapmak istemedi. Kremlin sözcüsü, “Bu Amerikalıların iç meselesi, bizi ilgilendirmiyor” dedi. Rus meclisinden ise Flynn’i savunan sesler yükseldi. Uluslararası İlişkiler Konseyi Başkanı Konstantin Kosachev, “Ya Trump yeterince bağımsızlık kazanamadı ve sürekli köşeye sıkıştırılıyor ya da Rusya fobisi en aşağıdan en yukarıya yeni hükümetin tamamı nı etkilemiş durumda” dedi. Duma’nın Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Aleksey Puşkov da “Hedef alınan Flynn değil Rusya ile ilişkiler” çıkışı yaptı. Bu arada Trump yönetiminden kaynaklar, Rusya’nın sınırları içinde gizlice yeni füze konuşlandırması yaptığı, bunun da stratejik silahların sınırlandırılması anlaşmasını ihlal anlamına geldiğini savundu. Gelişme, ABD basınında kampanyası boyunca Rus lider Putin’le iyi ilişkiler istediği mesajı veren Trump’ın Moskova ile zorlu sürece gireceği anlamına gelebileceği yorumlarına yol açtı. men ardından Sözcü Spicer’ın “Başkan durumu değerlendiriyor” demesi asıl fırtınanın Beyaz Saray’da yaşandığına işaretti. Amerikan basınına yansıyan haberlere göre “kolay kolay öfkelenmeyen” Pence, kandırılmış olmasına ateş püskürüyordu. Trump da Flynn’le ilgili şüphelerin asla giderilmeyeceğinden ve kendi imajının sarsılacağından kaygılıydı. Nitekim Conway’in açıklamasından yedi saat sonra Flynn’in istifa ettiği duyuldu. Kimi kaynak istifayı Trump’ın istediğnii savundu. ‘Eksik bilgilendirdim’ Beyaz Saray’ın gazetecilerle paylaştığı istifa mektubunda Flynn, “Maalesef olayların hızlı gelişmesi yüzünden baş kan yardımcısı ve diğerlerini Rus elçiyle görüşmelerim konusunda eksik bilgilendirdim” diyerek Trump ve Pence’den özür dilediğini belirtiyordu. Ancak dün sabah Twitter hesabından “Tek günah keçisi yapılmam adil değil, ama yönetimin bu büyük ulusu ileri taşıması için gereken buysa görevimi yapmaktan gururluyum” diye sitem etti. Demokratlarsa Flynn’in istifasıyla konunun kapanmadığına, Temsilciler Meclisi’nde istihbarat komitesi soruşturmasının sürdüğüne dikkat çekti. Obama yönetiminde de Savunma İstihbarat Birimi şefliğinden alınan Flynn’in yerine emekli general Joseph Keith Kellogg atandı. Vietnam gazisi Kellogg’un bu görevde kalıcı olmayacağı belirtiliyor. NATO’dan birlik vurgusu NATO Genel Sekreteri Jens Stol tenberg, ittifakın “birbirine bağlılığı ve gücünün, günümüzde yaşanan “güvenlik zorlukları”nı aşacak kapasitede olduğunu söyledi. NATO Savunma Bakanları toplantısı öncesinde basın toplantısı düzenleyen Stoltenberg, Savunma Bakanları’nın müttefik devletlerin daha zorlayıcı bir güvenlik ortamı yaratılması talebini görüşeceklerini ve bu toplantıda transatlantik bağın ne kadar önemli ve güçlü olduğunun bir kez daha görüleceğini kaydetti. ABD Başkanı Trump gibi ittifakın artan savunma maliyetlerine de işaret ederek üyelere katılıma ilişkin sorumluluk almaları çağrısında da bulundu. NATO görevlendirmesi çerçevesinde ABD askerlerini Romanya’da konuşlandırmayı sürdürüyor. Rusya bu adımı kendisine karşı tehdit olarak değerlendiriyor. Cihatçı örgütler birbiriyle çatışıyor Kazakistan’ın başkenti Astana’da bugün 2. turu başlayacak Suriye görüşmelerine isyancıların katılıp katılmayacağı bilinmezken İdlib’de birbirleriyle savaşa tutuşan cihatçılardan 70 kadarının öldüğü bildirildi. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, Kaide kolu Nusra (yeni adıyla Şam’ın Fethi) ile eski müttefiki Cundül Aksa arasındaki çatışmalar önceki sabah yeniden alevlendi. Cundül Aksa’nın Nusra karargâhına düzenlediği intihar saldırısında 9 cihatçının ölmesinin ardından çatışmalar ve infazlarla ölü sayısı 69’a yükseldi. Öte yandan 20 Şubat’ta başlaması planlanan Cenevre görüşmeleri ertelenerek 23 Şubat’a alındı. Siber saldırı önlemi Britanya’nın, son dönemde ABD başkanlık seçimlerinde gündeme gelen siber saldırılara karşı savunma üssü Ulusal Siber Güvenlik Merkezi dün Londra’da Kraliçe II. Elizabeth’in katıldığı törenle açıldı. Merkezin Başkanı “Britanya’yı siber saldırılar konusunda en zorlu hedef” haline getirmek istediklerini söyledi. Oluşum istihbarat teşkilatlarından Hükümet İletişim Merkezi’nin bir parçası olarak görev yapacak. Maduro’nun yardımcısı ‘kara listede’ Washington yönetimi Venezüella Devlet Başkan Yardımcısı Ta reck El Aissami’yi uyuşturucu kaçakçılı ğı yaptığı gerekçesiyle “kara liste”ye al ‘RFAARĞKMLEILNIKİLŞABRİRALİĞİ’ dı. ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nden yapılan açıklamada, “uluslararası uyuşturucu trafiğinde önemli rol oynadığı” ifade edilen Suriye kökenli El Aissami’ye yaptırım uy ABD Başkanı Trump’ın önceki gün Beyaz Saray’daki konuğu göçmen ve ticari anlaşmalar konusunda görüş ayrılıkları yaşadığı Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ydu. Trump, “Açık kapı” istediklerini ancak “yanlış kişileri içeri alamayacaklarını” söyledi. Trudeau ise ülkesinin göçmenleri almayı sürdüreceğini belirtti. Basın toplantısında, “farklılıklara rağmen işbirliği” vurgusu yapıldı. Trump’ın kızı Ivanka da babası ve Trudeau’yla çektirdiği fotoğrafı Twitter’dan paylaştı. Londra’dan Trump gulanacağı bildirildi. Daha önce İçişleri ve Adalet Bakanlığı görevlerini üstlenen, geçen ay Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun yardımcılığına atanan El Aissami’nin ülkede faaliyet gösteren uyuşturucu çetelerini koordine ettiği, koruduğu iddia edildi. Listeye El Aissami’nin sağ kolu Samark Jose Lopez Bello da eklendi. Bu arada El Aissami ve Bello’ya getirilen seyahat yasağının yanı sıra ABD’deki mal varlıklarına el konulacağı belirtildi. El Aissami, uzun zamandır ülkedeki muha dilekçesine ret geldi lefetin baskıcı yönetim, uyuşturucu ticaretinde rol olmak ve Hizbullah gibi Ortadoğulu örgütlere destek verdiği ithamlarının merkezinde. ABD’nin Britanya hükümeti, ABD Başkanı Trump’ın ülkelerine gelmesini istemeyen vatandaşları hayal kırıklığına uğrattı. Başbakan May, ABD başkanını ülkeye davet etmiş, Trump’a yöne ‘Akli durumu uygun değil’ Bu arada, aralarında psikiyatristlerin de olduğu 35 uzman, New York Times gazetesine gönderdikleri açık mektupta Trump’ın akli durumunun başkan ola kararına El Aissami’den “emperyalist saldırganlık” tepkisi geldi. CNN’e izin yok Öte yandan ABD’deki seçim kampanyasında Trump’ı lik tepkileri, seyahat yasağı ile birlikte rak görev yapmasına engel olduğunu “hırsız” ve “haydut” ola iyice artan Britanyalılar bunun iptali savundu. Wall Street Journal’ın Genel rak nitelendiren Maduro, ni isteyen bir dilekçeye iki milyona ya Yayın Yönetmeni Gerry Baker’ın ise ha Trump gibi CNN kanalına kın imza vermişti. Dilekçe hükümetçe berlerde daha fazla Trump eleştirisinin çattı. Maduro, manipüla reddedilirken Dışişleri Bakanlığı, dave yapılmasından yana olan gazetecilere tif haberler yapmakla tin iki ülke arasındaki ilişkinin önemi sert çıktığı, “beğenmiyorsanız başka iş suçladığı CNN’i ül ni yansıttığına dikkat çekti. bulun” dediği de gündeme düştü. keden kovdu. El Aissami ‘Batı Şeria’yı ilhak edelim!’ İsrail’in Batı Şeria’daki yasadışı yerleşimlerine ilişkin tepkiler sürerken İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’den, işgal altındaki Batı Şeria’nın tamamen ilhak edilmesi, bu topraklarda yaşayan herkese de tam vatandaşlık ve eşit haklar verilmesi çıkışı geldi. Rivlin’in bu demecini, Netanyahu yönetiminin yerleşim politikalarına karşı eleştiri çerçevesinde yaptığı iddiaları da İsrail basınında yer aldı. Ancak Rivlin’in bu sözleri, son dönemde ABD’de Trump yönetimiyle yakın işbirliği arayışında olan, bugün Beyaz Saray’a ziyaret gerçekleştirecek Başbakan Binyamin Netanyahu cephesinin iki devletli çözüm planlarına karşı muhalif çıkışlarıyla aynı döneme denk geldi. İsrail’in ‘şer ekseni’ Öte yandan Yedioth Ahronoth’un haberine göre İsrail Güvenlik Kabinesi, Su riye hakkında rapor hazırladı. Şam’da “Şii hegemonyasına” izin verilmeme si gerektiği belirtilen raporda Golan Tepeleri’nin İsrail toprağı olarak tanın ması için mücadele edileceği ifade edildi. Haberde planı hazırlayan İskân Baka nı Yoav Galant’ın “Şer ekseni olarak” ni telendirdiği İranSuriyeHizbullah it tifakının engel lemek amacıyla çalıştı Haniye ile Sinvar. ğı belirtildi. Amacının, “İsrail’in kuzey sı nırında büyüyen İran teh didini en gellemek” olduğu sa vunuldu. Mısır elçisi geri çekildi İsrail hükümeti geçen yıl atadığı Mısır büyükelçisini güvenlik nedenlerini gerekçe göstererek geçici olarak geri çekti. Elçinin geçen aralıkta ülkesine döndüğü iddiaları da basına yansıdı. HAMAS’TA SİNVAR DÖNEMİ Gazze’de yönetimi elinde bulunduran Hamas’ta görev değişim yapıldı. Hamas’ın silahlı kolu İzzeddin elKassam Tugayları’nın kurucularından Yahya Sinvar, örgütün yeni siyasi lideri oldu. İsmail Haniye’nin yerine geçen Sinvar yaklaşık 20 yıl İsrail cezaevlerinde kaldı. 2011’de Gilad Şalit adlı askere karşılık serbest bırakılan bin Filistinliden biriydi. Muhafızlar, İhvan ve ‘terör listesi’ ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlar başlamaz Obama döneminden beri zaten ‘terör izlemesindeki’ yedi ülke ile sınırlı ‘göçmen yasağı’ kararnamesi ortalığı kasıp kavurdu. Aynı günlerde Amerikan medyasına düşen bir başka haber ise hayli geçiştirildi. İlkin New York Times’ın yer verdiği habere göre Trump, Ortadoğu’da birbirine zıt karakterdeki iki hareketi hedef tahtasına oturtmayı değerlendirmekteydi: ‘İran Devrim Muhafızları’ ve ‘Müslüman Kardeşler’ (İhvan). HHH Ocak ortalarında Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, İhvan’ın ‘terörist’ listesine alınması için tasarı sunmuştu. Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Kuzey Amerika İslam Topluluğu (ISNA) ve Kuzey Amerika İslami Vakfı (NAIT) gibi kuruluşlar Amerika’da camilerin çoğuna hâkim İhvan uzantılarıyken, Suudi Arabistan’dan Malezya’ya uzanan hattan fonlandıkları herkesin malumu. Trump’ın kamyanyası sırasında rakibi Hillary Clinton’a vururken Körfez monarşilerine çıkışmışlığı da ortada. Lakin buna rağmen Cruz’u ciddiye alan çıkmadı. Nitekim Amerikalı savunma ve istihbarat yetkililerinin kaygıları eşliğinde Trump’ın, Guantanamo’nun genişletilmesini de içerdiği söylenen bu kararnameyi ‘ertelediği’ haberi gecikmedi. HHH Bu durum, Amerikan liberallerinin kaygılarını gidermiş görünmüyor. İran’ın Devrim Muhafızları’na hiç değinmeyen bu liberal sesler, İhvan’ın ‘terör listesine’ alınmasına karşı adeta kalkan olan yazılar döşenmeye başladılar. Tunus’tan Pakistan’a uzanan bu hareketin ideolojik doğası tıpatıp aynıyken, ülkeden ülkeye farklı yapılar taşıdığı iddialarından tutun da böylesi bir kararın Amerikan demokrasisine yakışmayacağına uzanan argümanlar üretmekteler. Bu savlara göre, İhvan, ‘kötü olabilir, otoriter ve illiberal olabilir, hatta nefret grubu niteliği taşıyabilir’ ancak üyelerine saldırı talimatı vermediği için ‘terörist olamaz’. Tabii bu son savın haksız olmadığını belirtirken, Suriye yönetiminin Suriye İhvan’ını aynı sava dayanarak ‘terörist’ gördüğünü anımsatmalı. HHH Trump’ın ‘Çay Partici’ ideolojik gurusu Steve Bannon vaktiyle İhvan için “modern terörizmin temeli” demişti. Lakin Bannon başta olmak üzere Trump’ın ekibindeki diğer isimlerin siyasal İslamla ilgili keskin görüşlerinden yola çıkarak bakarsak yanılırız. Zira Trump’ın ABD yönetimlerinin onlarca yıldır koca bir coğrafyayı şekillendirmekte ‘en kullanışlı aracı’ olmuş siyasal İslamın bu ana damarını ‘terör örgütü’ listesine alması mümkün görünmüyor. İhvan dediğimiz Körfez’in monarşilerinin ‘kendisine dokunmayıp’ komşu ülkelerdeki modernleşme ve uluslaşma süreçlerini beceriyle ‘enfekte etmekte’ kullandığı bir yapılanma. Kendisini sanki ‘antiemperyalist’ karakterdeymiş gibi ustaca pazarlarken, Batı mali sermayesiyle derinlemesine bütünleşmiş bir yapıyı nereden bulacaksınız? İhvan, ‘üzerinde güneş batmayan imparatorluk’ Britanya’nın onlarca yıldır boşuna gözdesi değil. Bölgede Batı’nın siyasal İslam sopasının her kılığa girmeyi başaran unsuru. Misal Suriye’de rejim değişikliği için İhvan’ı 1980’lerde de 2010’larda da kullanabilirsiniz. Aynı zamanda Mısır’da örneğini gördüğümüz üzere ‘devrimci toplumsal dinamikleri’ tersine çevirmekte de... Örgütlü bulunduğu memleketleri yönetme ehliyetinin bulunmaması bir yana, projelerini ahalilerine tümden kabul ettirme imkânı da olamayacağından hareketle, iktidara mutlak hâkim olamazlar (Tunus gibi) diye düşünülmesi boşuna değil. HHH Velhasıl İhvan’ı ‘terör listesine’ koyacakları filan yok. Geçiniz… Buna karşılık, dünyada hâkim ulusdevlet sistemi içinde kalıp bölgesinde batı sistemine karşı ‘direniş hattı’ kurma iddiasındaki İran’ın Devrim Muhafızları’nın durumu başka. IŞİD’i ‘bir numaralı öncelik’ ilan etmiş Trump’ın, IŞİD’le yıllardır Irak ve Suriye’de savaşanlar ortadayken, İran’ı ‘bir numaralı terör sponsoru’ diye anmasının altından neler çıkacak göreceğiz. Öngörüde bulunmak için en başta Trump’ın ‘iyi poliskötü polis’ oyununu deneyimleriyle bilen Rusya ve Çin’i iyi anlamamız icap eder. Ruhani’den Umman ve Kuveyt’e ilk ziyaret İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin göreve geldiği 2013’ten bu yana ilk Körfez ülkeleri turuna çıkacağı açıklandı. Bugün itibarıyla Umman ve Kuveyt’i kapsayacak resmi temaslar, özellikle Körfez’in Sünni liderliğindeki Riyad’dan Tahran’a yönelik Ortadoğu’da etkinliğini arttırma, Arap ülkelerinde mezhepçi hâkimiyet çabalarında bulunduğuna yönelik suçlamaların ardından geliyor. Ruhani’nin ofisinden bir yetkili, ziyaretin bölgesel ilişkilerin tesisi, İslami dostluğun ihtiyacını ortaya koyduğunu belirtti. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear