26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 27 Kasım 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ yorum / haber 13 Düşmana karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun yönettiği AKP orkestrası giderek artan oranda ABD düşmanlığı marşı çalıyor. Reza Zarrab olayı bunun en somut göstergesidir. (Bu kişinin adı çok değişik biçimlerde yazılımasına karşın mahkeme kayıtlarında böyle geçiyor.) Dahası Erdoğan, Zarrab olayını 17/15 Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016 FETÖ kalkışmasıyla aynı sepete koyuyor; arkalarında ABD’nin bulunduğu vurgulanarak, tümü Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı amaçlayan girişimler olarak nitelendiriliyor. Biz yaptıysak da Özetleyelim: 17/25 Aralık, dört AKP bakanının başını yiyen yolsuzluk olayıdır ve hukuken de siyaseten de, uygun deyimiyle örtbas edilmiştir. 15 Temmuz Türkiye’nin iki ana akım siyasal İslamı, AKP ve F. Gülen hareketi arasındaki ekonomik çıkar ve siyasal güç savaşıdır. On binlerin hayatı karartılırken Cumhurbaşkanı’nın kendi sözleriyle at izi it izine karıştırılarak devam ediyor. R. Zarrab olayı, ABD’nin İran’a karşı koyduğu ekonomik yaptırımların, bu kişi ve onunla birlikte hareket eden AKP hükümetinin bir bakanı ile Türkiye’nin bir kamu bankasının iki üst düzey yöneticisi tarafından çiğnendiği savıyla New York’ta açılan ceza davasıdır. Olay, Türkiye ve ABD’de yüksek tutarda rüşvet ve yolsuzluk ödemeleri yapıldığı savlarından sonra şimdilerde de, örneğin ABD Başkanı Tramp’ın bir ara Ulusal Güvenlik Danışmanı olan ve Rusya bağlantıları nedeniyle görevden alınarak sorgulanan M.T Flynn’a ve oğluna, Zarrab’ın serbest kalması ve Gülen’in Türkiye’ye iadesi için 15 milyon dolar ödendiği savı ile öne çıkıyor ve sorgulanıyor (Washington Post, 24 Kasım). Kısaca Zarrab olayı iki ülke yönetimine uzanan telleriyle son derece karanlık ve karmaşıktır. Bu nedenle kimi AKP’li bakanlarca yapılan petrol ve doğalgaz karşılığı altın ve para ticaretidir ya da Zarrab’ın canı cehenneme diyerek olayı küçültme çabalarının ve onlarla birlikte kimi yazar ve yorumcuların Zarrab’la uğraşmayın demelerinin AKP’yi aklama girişimi olmanın dışında hiçbir geçerliliği yoktur. Üstelik Zarrab’ı tutuklayıp serbest bırakan Türkiye, bu davada elindeki belgeleri karşı tarafa iletecek yerde, bir taraftan New York savcı ve hâkimini Gülenci olarak suçlarken, bir taraftan da akıl almaz bir tutumla, Zarrab’ı yargılayan New York’taki mahkemenin savcı ve yargıcına karşı dava açarak AKP’nin elinde bir büyük çöküntü yaşayan bu ülkenin hukukunu uluslararası düzlemde de gülünç duruma düşürüyor! Siz saf tutun… Her üç olay da AKP’nin yönetim yanlışlarının doğrudan sonucudur. Buna karşın, kendi yönetim yanlışlarını tamamıyla görmezlikten gelen Cumhurbaşkanı, Türkiye düşmanı diye ABD’yi suçluyor; Türkiye’yi AKP ile özdeşleştirerek bu savaşta milletin, başkomutanının arkasında saf tutmasını istiyor. Saf tutalım da, AKP’nin bu olaylardaki o büyük sorumluluğu ne olacak? Bu bir! İkincisi, bilinen bir tarihsel gerçektir ki ABD, 1945’ten bu yana, bu ülkede emperyalist emellerini uygulayabilmek için, siyaseti, ekonomiyi, giderek eğitimi ve kültürü kendi çıkarlarına göre biçimlendirmiş, bunu Türkiye sağının, özellikle de siyasal İslamın büyük desteğiyle ve her türüyle solu acımasızca ezerek, solcuları öldürerek yapmıştır. AKP’nin ABD’ye karşı çıkabilmesi için, öncelikle, siyasal İslamın geçmişte ABD ile yaptığı; AKP’nin oluşumunda da etkili olan ve çoğu noktası hâlâ karanlık olan, örneğin Şubat 1969’da yaşanan ve şimdiki Meclis Başkanı’na uzanan Kanlı Pazar olayı gibi, o yıkıcı işbirliğinin ayrıntıları açıklık kazanmalıdır. Bu iki konu aydınlanmadıkça ABD düşmanlığı yapıyor diye Cumhurbaşkanı’nın arkasında saf tutmak biraz safça olmaz mı?! 27 Kasım 2017 SAYI: 33654 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:26 06:09 06:30 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:58 12:59 15:23 07:40 12:43 15:11 07:58 13:06 15:37 Akşam 17:47 17:35 18:01 Yatsı 19:12 18:58 19:22 Okurlarımızın mektupla, eposta iletileri ya da telefon aracılığı ile ulaştırdıkları dilek, istek ve önerileri olabildiğince geniş bir şekilde bu köşede aktarmaya özen gösteriyorum. Pek çok okurumuzun iletilerinde aynı konuyu ele aldıklarını, benzer öneriler geliştirdiklerini yine okurlarımız yakından biliyorlar. Amaç daha iyi bir gazetedir. Halkın haber alma hakkına saygıyı başa alan, habercilik kurallarına sıkıca uyan bir gazetecilik yapma konusundaki ısrarın okurlar tarafından da paylaşılması herhalde bir gazete için büyük bir şanstır. Çünkü genellikle gazetelerin okurlarını yönlendirdiği iddia edilir. Özellikle de magazin basının görece yüksek tirajları da buna bir kanıt olarak gösterilir. Cumhuriyet ve benzeri gazeteler için ise başka ölçüler, ölçütler geçerlidir. Kuşkusuz tirajın, satış rakamlarının yüksek olması bu tür gazeteler için de önemlidir ve vazgeçilmez amaçlardan birisi olmalıdır. Ama bu, gazetenin haberciliği pahasına, habercilikten, fikir dünyasına katkıda bulunmak görevinden vazgeçilerek gerçekleştirilmeye çalışılmamalıdır. Cumhuriyet gazetesinin satış rakamları olması gereken, hak ettiği yerde değil. Bu nedenle de sık sık okurlarına başvuruyor ve onların bu konuda da katkılarını istiyor. Cumhuriyet’in habercilik anlayışından taviz vermeden olması gereken satış rakamlarına ulaşacağına inanıyorum. Bunun gerçekleşmesi için okur katkısının gerekliliği de ortadadır. Okurlarla daha yakın ilişki kurmanın yöntemlerini bulmak gerektiği okurlardan gelen iletilerde de sık sık vurgulanıyor. Başvurulacak yöntemlerden birisi ve belki de en önemlisi okurlarla bire bir görüşmektir. Bu türden buluşmaların okur kitlesiyle paylaşılması da ikinci adım olabilir ve beklenen yararın katlanmasını sağlayabilir. Gerçekçilik ve iyimserlik Okurlarımızdan gelen bir diğer Okurlarla Daha Yakın İlişki önemli istek, haber ve yorumlarda iyimserliğe gerçekçiliğimize halel getirmeden ağırlık tanınması yönündedir. Okurumuz Eser Atak, iletisinde bu konuya değiniyor. Aktarıyorum: “Son derece sancılı bir dönemden geçiyoruz. Ülke hiç olmadığı kadar kuşatılmış ve baskı altında... Sizler de gerçek habercilik yapmaya çalışıyor ve buna dönük bir yayın politikası izliyorsunuz. Özgürlük ve demokrasiyi savunan insanlar olarak elbette Cumhuriyet, BirGün gibi gazeteleri okuyoruz, demokrat internet haber sitelerini takip ediyoruz. Umuda ihtiyacımız var. Ancak her alanda o kadar kötü uygulamalar var ki yapılan haberler de bu yönde olunca içimiz daralıyor ve psikolojimiz bozuluyor. Bizim, gerçeklerin yanında umuda ve cesarete de ihtiyacımız var. Başarı hikâyelerine, bizi motive edecek güzel haberlere de ihtiyacımız var. Diğer türlü enerjimiz düşüyor, ülkeden kaçmak istiyoruz, mücadele gücümüz azalıyor ve giderek daha fazla korkuyor ve geri çekiliyoruz. Ülkenin dört bir yanında umutla ve sabırla bir şeyler için çaba harcayan, vazgeçmeyen bir sürü ‘Çalıkuşu’ var, bunları bulup çıkarmalı, bizlere umut aşılamalısınız. Örgütlenmenin, dayanışmanın önemini ve gücünü anlatan haberler yapmalısınız. Sadece kendimizi değil, çevremizi de aydınlatmak için bize güç vermelisiniz. ‘Başaracağız’ duygusunu yeşertmelisiniz. Lütfen bunu dikkate alınız.” ‘Helal Tıp’ Geçen günlerde Sözcü gazetesinde yer alan bir haberde ilaç sektörünün de artık “helal ilaç, helal tıbbi malzeme” konusunda alternatifler geliştirmesi gerektiği öne sürülüyordu. Haberde adı geçen doktorun “görüşleri ve önerisi” özetle şöyleydi: “Ülkemizde, gıda ve ilaç endüstrisinde yoğun bir şekilde Batılı ülkelerde üretilen jelatin kullanılmaktadır ve bu ürünün ana kaynakları içerisinde, ekonomik ve teknik bazı avantajları nedeniyle ağırlıklı olarak domuz deri ve kemikleri yer almaktadır. Helal olmayan katkılar içeren ilaç ve tıbbi cihazların, Müslümanlarca tüketilmesi endişe verici olup, bu durum genlerimizi, geleneklerimizi, inancımızı tehdit etmektedir. Bu hayati meseleyi zaruret kavramıyla geçiştirmemeli ve bir an önce ‘helal ilaçhelal tıbbi malzeme’ konusunda kendi alternatiflerimizi geliştirmeliyiz.” Haberde adı geçen doktorun bu yorumunun Cumhuriyet okuru tarafından benimsenmeyeceği, daha da önemlisi muhafazakârlıkta “yeni bir aşama” olarak değerlendirileceğini tahmin etmek zor değil. Gerçekten de bir okurumuz, Mehmet Ali Duymaz, “bu kişinin doktorlukla imamlık arasında bir tercih yapması gerektiğini” savundu. Bilgi ile bilim ile inanç arasında bu türden bir ilişki kurulması ve bunun bir doktor tarafından savunulması gerçekten şaşırtıcıdır. Ya da okurlarımıza soralım; şaşırtıcı mıdır? kKıasraabCilugmi a hakkında Türkiye’de de uygulanmaya başlayan ve ne yazık ki kimi gazetecilerin reklamcılığa soyunduğu “Kara Cuma” konusu epeyce tartışmaya yol açtı. Kara’lığın cuma gününü nitelemekle bir ilgisinin olmadığını anlatmak zor oldu. New York’tan okurumuz Middat Yıldız, alışverişi, ticareti, dolayısıyla tüketimi canlandırma amaçlı “Kara Cuma”nın anlamı üzerine kapsamla bir bilgi notu gönderdi. Özetle Kara Cuma’nın Müslüman fanatikler tarafından nasıl “yorumlandığını”, yanlış anlaşıldığını ya da öyle anlaşılmak istendiğini anlatan okurumuz, gösteri yapan köktendincilerin bir de videosun iletisine eklemiş. ABD kökenli bu ucuzluk günleri konusunda bilgi veren okurumuzun iletisinden bir bölümü aktarıyorum: “Kara Cuma kârlı bir dönemin başlangıcını ve kârlı bir yılı temsil eder. Perakende endüstrisinde “Kara” şirketin finansal tablolarında olumlu bir denge tanımlamasıdır. Kârlıysa ya da şirketin tüm giderleri muhasebeleştirdikten sonra pozitif kazançlar üretmesi durumunda bir şirketin ‘karanlıkta’ olduğu söylenebilir. ‘In the black’ demek, şirket gelirleri pozitif demektir, muhasebeciler de pozitif gelirleri deftere veya excel’e siyah olarak yazarlar. Tersine, negatif kazancı olan bir şirketin ‘kırmızı renkte’ olduğu söylenebilir ve muhasebe defterine kırmızı olarak geçer. Bu nedenle, Black Friday, kârlı bir cuma demektir. Kara Cuma muhasebe ile ilgili bir deyimdir. Cuma gününe hakaret içermez.” Tutanaktaki siyasi ayak! FETÖ davasına yansıyan bir ifade AKPcemaat ilişkisini bir kez daha gözler önüne serdi Çankırı’da görülen FETÖ davası AKP’li isimlerin deşifresi ne dönüşüyor. Bir hafta ön ce AKP Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı’na getirildiğini sos yal medya hesabından duyuran es ki AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin’le ilgili dava dosyasında “Ya, burada bize caka satıyor cemaatin Çankırı temsilcisiyim diye” ifadesi yer alı yor. İfade tutanağı na göre bu konuşma yı yapan isim ise yine AYKUT KÜÇÜKKAYA bir dönem AKP Genel Başkan Yardımcılığı ve milletvekilliği ya pan isimlerden Şükrü Ayalan... 15 Temmuz’daki kanlı darbe gi rişiminin ardından gözaltına alınıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan, aynı soruşturma kapsa mında hakkında FETÖ’den iddia name hazırlanan eski AKP Çankı rı Milletvekili Avukat İdris Şahin’in AKP Yerel Yönetimler Başkan Yar dımcılığı görevine getirildiği bir sü re önce basına yansımıştı. Şahin, sosyal medya hesabından göreve ge İdris Şahin tirildiğini duyurmuştu. Söz konusu duyuruyla ilgili AKP yönetiminden bugüne kadar atamayı yalanlayan bir açıklama gelmedi. İddianamedeki suçlama Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Şahin’e, “örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım yapma” suçlaması yer alıyor. Çankırı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın son oturumuna katılan isimler arasında İdris Şahin de yer aldı. Dava dosyasında yer alan bir ifade ise AKPcemaat arasında ki ilişkiyi bir kez daha gözler önüne seriyor. v‘Caezmgeaçamt oezi’simden Tutanakta İdris Şahin’le ilgili bölüm aynen şöyle: “...2011 yılı genel seçimlerinden önce FETÖ/PDY’nin üst düzey toplantılarına katıldığı, milletvekili seçildikten sonra Namık Tanık Koleji’ne giderek desteklerinden dolayı herkese teşekkür ettiği, yine bu dönemde FETÖ/PDY örgütüne 300 bin TL nakit para yardımında bulunduğu, 1725 Aralık sürecinden sonra milletvekilliği devam ederken Ilgaz ilçesi Yıldız Tepe Kayak Tesisleri’nde Ankara ilinden gelen FETÖ/PDY’nin üst düzey örgüt üyeleri ile gizli bir toplantı yaptığı, 2016/2937 FETÖ/ PDY sayılı soruşturma kapsamında halen cezaevinde bulunan Maltepe Dershanesi eski öğretmeni olan Ferhat U.’nun Karatekin Üniversitesi eski rektörü ve aynı soruşturmanın şüphelisi olan Abi İbrahim Savaş’a ‘İdris ile aranızı yaparız, biz İdris Şahin’den vazgeçmeyiz’ şeklinde bir konuşma yaptığı, aynı ifadenin devamında AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı ve milletvekilliği yapan Şükrü Ayalan’ın kendisini aradığını ve İdris Şahin’i kastederek ‘Ya, burada bize caka satıyor cemaatin Çankırı temsilcisiyim diye’ şeklinde bir konuşma yaptığını beyan etmiş.” AKP’de vazgeçemedi! Şahin’in sosyal medya hesabından AKP Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı’na getirildiğini duyurmasıyla karşımıza iktidar partisinin de bu isimden vazgeçemediği bir tablo ortaya koyuyor. Duruşma tutanağında bir başka FETÖ davasından ceza alan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan tanık Uğur Türk’ün ifadesi de yer aldı. 1993 doğumlu Türk, 2011 yılında üniversiteyi kazanması üzerine Çankırı’ya geldiğini ve cemaat evlerinde kaldığını belirterek, “polis okulundan sorumlu cemaatin abisi eşliğinde öğrencilerle sohbet yaptığını” kayda geçirdi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI behicak@yahoo.com.tr kamilmasaraci@gmail.com.tr DİYARBAKIR’DAKİ DAVA ‘FETÖ Şık’a kumpas kurdu’ Gazetemiz muhabiri Ahmet Şık, geçen yıl 30 Aralık’ta FETÖ ve PKK propagandası iddiasıyla tutuklanırken, iddianamede FETÖ propagandası iddiası düşürülerek PKK ve DHKPC propagandası iddiasıyla suçlanmıştı. Diyarbakır’daki bir FETÖ davasında mahkeme, FETÖ’nün Odatv davasında Ahmet Şık’a kumpas kurduğuna vurgu yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edilen dönemin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi Müdürü F.D’ye, FETÖ mensuplarının kullandığı “Kakao Talk” ve “Eagle” adlı haberleşme programlarını kullandığı gerekçesiyle “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 32 sayfalık gerekçeli kararında Ahmet Şık vurgusu dikkat çekti. Odatv davasında gazetemizin muhabiri Ahmet Şık ve gazeteci Nedim Şener’in FETÖ terör örgütüne üye yargı mensuplarınca tutuklandığına vurgu yapılan kararda, “Örgüt tarafından kurgulanan, Odatv davası olarak bilinen, Nedim Şener ve Ahmet Şık isimli gazetecilerin tutuklandığı dava beraat kararı ile sonuçlanmıştır. Örgütün, kendisine karşı çıkan ve kitap yazan gazetecileri hedef haline getirip tutukladığı, kumpas soruşturması yapıp, dava açtığı sonradan fark edilebilmiştir. Örgüt, elindeki devlet arşivlerini ve bilgi kaynaklarını kullanarak resmi bilgi ve açıklamaya karşı argüman geliştirip, devletin resmi bilgisini çürütmeye çalışmaktadır” ifadeleri kullanıldı. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear