28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Bangladeş yolunda yine ölüm Myanmar’da Bangladeş’e kaçmaya çalışan sivillerin dramı bitmiyor. İki ülke arasındaki sınırı oluşturan Naf Nehri’nde alabora olan teknede ikisi çocuk dört kişi yaşamını yitirdi. Ayrı bir olayda DUNYA ise teknede annelerinin elinden kayarak suya düşen, en küçüğü 10 aylık, en büyüğü ise üç yaşında olan üç çocuk hayatını kaybetti. New York’ta araçtan ateş açıldı ABD’nin New York kentinde dün bisiklet yolundakilerin üzerine sürülen bir araçtan kalabalığın üzerine ateş açıldı. Polis bir şüphelinin gözaltına alındığını duyurdu. Olayda dört kişinin yaşamını yitirdiği iddia edildi. Olay halihazırda ABD’nin, bireysel silahlanma kaynaklı şiddet olayları, cihatçı saldırı tehditleri nedeniyle diken üstünde olduğu bir dönemde gerçekleşti. Yetkililer soruşturmanın sürdüğünü açıkladı. Çarşamba 1 Kasım 2017 dishab@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Sınır Bağdat’a geçti 7 IKBY, Habur’un karşısındaki İbrahim Halil Sınır Kapısı’nı merkezi orduya teslim etti Düzenlediği bağımsızlık referandumunun ardından Türkiye, İran ve Irak merkezi hü kümetinin yoğun tepkisini çeken Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY), “can damarı” olarak nitelenen İbra him Halil Sınır Kapısı’nı da devretti. Krizin başlamasından sonra Silopi’de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile bir likte tatbikat yapan Irak birliği, Habur üzerinden Irak tarafına geçti ve İbra him Halil Sınır Kapısı’nı teslim aldı. Devir teslim işlemine Irak Genelkur may Başkanı Osman Ganimi ile İkinci Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Me tin Temel de eşlik etti. Şırnak’ın Silopi ilçesinde bulunan ve IKBY’nin dünya ya açılan en önemli kara kapısı olarak görülen Habur Sınır Kapısı’nın Irak tarafındaki İbrahim Ha lil Sınır Kapısı’nın mer kezi yönetime teslim edilmesi amacıyla dün sabah saatlerinde hare SERTAÇ EŞ ketli anlar yaşandı. 14 yıl sonra... TSK desteği... İbrahim Halil Sınır Kapısı’ndaki devir işlemleri çerçevesinde, tatbikat için Türkiye’de bulunan Irak özel kuvvetleri Türk birliğinin desteğinde, zırhlı araçların eşliğinde Irak tarafına geçti. kapısındaki işlemlerin merkezi hükümet tarafından kontrol edilecek ve gelirlerinin de doğrudan Bağdat’a aktarılacak olması nedeniyle Türkiye’nin Habur’u kapatmasının ya da işlemleri yavaşlatmasının bu aşamadan sonra söz konusu olmayacağı öğrenildi. Referandumdan önce TSK’nin Silopi bölgesinde başlattığı tatbikata katılmak amacıyla Irak merkezi hükümeti bir birlik göndermişti. Tatbikatı yürüten Türk birliği ile Iraklı askerler dün ortaklaşa hareket ederek sınırın Irak tarafına geçti. Askerlerin zırhlı araçlarla Irak sınırına ilerleyerek İbrahim Halil Sınır Kapısı’nı kontrol altına aldıkları öğrenildi. İki ülke askerlerinin ilerleyişi sırasında sınır kapısını kontrol eden IKBY’nin peşmergelerinden bir engelleme gelmediği bildirildi. Böylelikle sınır kapısı 14 yıl aranın ardından yeniden Irak merkezi yönetiminin kontrolüne geçmiş oldu. Sınır Barzani tek tek kaybetti Yalnızca İsrail’in açık desteği ile bağımsızlık referandumu kumarında istediğini alamayan IKBY lideri Mesud Barzani, başkanlık görevini bırakmıştı. IKBY, İran, Suriye ve Türkiye sınırlarında bulunan tüm sınır kapılarının yanı sıra bölgesindeki havaalanlarının uluslararası bağlantısını da yitirdi. İran ve Türkiye’nin hava sahasını kapatmasının ardından hava ulaşımı durdu. ABD’nin etkin olarak IKBY’nin yanında yer almaması sonrasında merkezi hükümetle yapılan pazarlıkla İBADİ: ANKARA HATASINI KABUL ETTİ Irak Başbakanı Haydar İbadi, Britanya‘nın Independent gazetesine merge, IKBY bünyesindeki kamu çalışanlarının maaşlarını ödeme yönünde verdiği demeçte, peşmergenin “ya Irak ki planları değerlendirdiğini de kaydetti. ordusunun parçası haline geleceğini ya Amerika’nın Sesi’nde yer alan analizde da bölgede küçük bir yapıya dönüştü ise IKBY Başkanı Mesud Barzaninin gö rüleceğini” söyledi. IKBY’nin bağımsız revinden ayrılmasıyla Ankara’nın bir be lık referandumu öncesinde Türkiye’nin del ödeyebileceği iddia edildi, 2000’ler Erbil’le doğrudan siyasi ve ekonomik de Erdoğan’ın Barzani ile yakın ilişkiler ilişkiler kurduğuna işaret ederek “re kurduğu, Barzani’nin gidişi ile Türkiye’nin ferandum sonrasında yaşanan süreçte bölgedeki en önemli müttefiğini kay Ankara’nın hatasını kabul ettiği” görü bettiği, AnkaraErbil kavgasının PKK’ye şünü de savundu. İbadi, tüm sınır geçiş yarayabileceği yorumları aktarıldı. lerinin kontrolünün Bağdat’a devredilmesi gerektiğini belirterek “birkaç sem İsrail bayrağına yasak bolik geçişin merkezi yönetime veril Irak Meclisi, Kerkük’te merke mesiyle tatmin olmayacaklarını” söyle zi yönetime bağlı güçler dı di. Haberde, “Irak Başbakanı’nın taleple şında hiçbir gücün bulun rinin tümünün yerine getirilmesi halinde durulmaması kararı aldı. Ay IKBY’nin özerkliğinin fiilen ortadan kal rıca, kamuya açık alanlarda kacağı” yorumu dikkat çekti. İsrail bayrağı açanların ce Öte yandan İbadi, dün basına yap zalandırılacağı kararını da tığı açıklamada, Bağdat’ın peş İbadi duyurdu. rın ardından öncelikle İran sınırındaki kapılar birer birer merkezi yönetime geçti. İran sınırındaki kapıların büyük bölümü Talabani ailesinin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KBY) kontrolünde bulunurken devir sırasında sorun yaşanmadığı dile getirildi. Daha sonra Irak ordu birlikleri Suriye sınırı boyunca kuzeye doğru ilerleyerek önce Rabia, ardından Fiş Habur sınır kapılarını kontrol altına aldı. Barzani’nin bu süreçte çatışma yaşanmaması için büyük çaba gösterdiği kaydedildi. İbrahim Halil Sınır Kapısı’nın devrinin ardından IKBY’nin kara sınırları aracılığıyla dış dünyayla doğrudan bağlantısı kalmadı. IKBY, bu aşamadan sonra diğer ülkelere hava ve kara bağlantılarını Bağdat üzerinden gerçekleştirebilecek. l ANKARA Moskova’dan PYD hamlesi Trump ile eşi önceki gün Cadılar Bayramı çerçevesinde Beyaz Saray’da çocukları ağırladı. Rusya, Kiev’i adres gösterdi ABD Başkanı Donald Trump’ın başı Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale ettiği ve seçim kampanyasından kimi isimlerin Rus yetkililerle görüştüğü iddiaları üzerine yürütülen soruşturma kapsamında gözaltıların başlaması ile dertteyken Moskova’dan tepki yükseldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD ve Avrupa ülkelerindeki seçimlere müdahale ettikleri iddialarının “fantazi” olduğunu söyledi. Rusya’nın seçime müdahil olduğuna dair kanıt olmadığını belirten Lavrov, Kiev hükümetinin ABD seçimleri ile ilgili “bilgisi” olduğunu savunarak Washington’ın seçimde “Ukrayna izini” sürmesi gerektiğini savundu. Trump’ın eski kampanya şefi Paul Manafort ile eski iş ortağı Rick Gates önceki gün aralarında “ABD’ye karşı komplo kurmak, vergi kaçakçılığı ve kara para aklamanın” da olduğu 12 maddelik iddianame çerçevesinde gözaltına alınmıştı. FBI’ya yalan söylemiş Manafort ve Gates, Ukrayna hükümeti adına lobicilik faaliyetlerini ABD hükümetine bildirmemekle suçlanıyor. Trump’ın kampanyasında dış ilişkiler danışmanı olarak görev yapan George Papadopoulos’un da ekim ayının başında FBI’ya Kremlin bağlantıları ile ilgili doğruyu söylemediğini kabul ettiği önceki gün gündeme yansımıştı. ‘SINIRSIZ SAVAŞ TALEBİ’ ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ve Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Kongre’den 11 Eylül saldırılarının ardından çıkartılan Askeri Güç Kullanma Yetki Yasası’na (AUMF) ilişkin Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde soruları yanıtladı. Kongre’den AUMF’nin geri çekilmemesi talebinde bulunan iki bakan, bu konuda yeni bir yasa hazırlanması durumunda da bunun “zaman ve coğrafya” sınırlaması olmaması gerektiğini savundu. Suriye krizinin çözümüne yönelik Rusya siyasi açılımını genişletiyor. Moskova, Suriye’den çeşitli grupların bir araya getirilmesinin hedeflendiği toplantının Soçi’de 18 Kasım’da gerçekleşeceğini duyurdu. Suriye için ulusal diyalog oluşturma hedefiyle yapılacak kongreye katılımları için PYD dahil, 33 grup, siyasi partiye davetiye gönderildiği haberleri de gündeme yansıdı. Gelişme, gözler dünkü Rusya, Türkiye ve İran’ın inisiyatifiyle hayata geçirilen Astana görüşmelerinin 7. turu sırasında gerçekleşti. Astana’da bir araya gelen Türkiye ve İran’ın da Rusya’nın kongre önerisini değerlendirmeye alacaklarını açıkladığı belirtildi. Astana’da ayrıca Suriye’nin başkenti Şam’ın güneyinde “yeni gerilimi azaltma bölgesinin oluşturulması konusunda muhaliflerle görüşüldüğü” iddiası da dikkat çekti. Rus basınında Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriyeli farklı grupları toplamayı planladığı, görüşmelerde yeni anayasanın da tartışılabileceği iddiaları daha önce yer almıştı. Astana’da dün sona eren toplantıya katılan isimlerden Rusya’nın Suriye özel temsilcisi de siyasi süreçte Suriyeli Kürtlerin yerinin olması gerektiği vurgusu yapmıştı. Dün Reuters’a konuşan PYD’den bir kaynak, Rusya’nın kendilerini “Suriye Halk Kongresi’ne katılmaya davet ettiğini” açıkla dı. Ankara’nın terör örgütü gördüğü PYD/YPG’ye yönelik Moskova’nın bu adımına nasıl tepki vereceği ise tartışma konusu. PYD/YPG’ye yönelik ABD desteğine Ankara’nın sert tepkisi sürüyor. Halihazırda gözler Astana ile varılan “çatışmasızlık bölgeleri” kapsamında Türkiye’nin İdlib’e yönelik askeri konuşlanmasına çevrilmişken TSK’nin PYD koridorunu engelleme gerekçesiyle Afrin’e yönelik bir operasyona girişebileceğine yönelik iddialar da sürüyor. ‘SDG’ye 120 TIR silah’ Öte yandan Sputnik’in haberine göre, ABD Deyr ez Zor operasyonu kapsamında YPG’nin ana bileşenini oluş Şam’ın Doğu Guta bölgesi uzun süredir insani krizle adından söz ettiriyor. Muhaliflerin kontrolündeki, ordu kuşatması altındaki D. Guta’da sıkışan yaklaşık 40 bin kişinin acil ilaç, gıda yardımına ihtiyacı olduğu haberlerinin ar dından önceki gün bölgeye BM’nin ilk yardım konvoylarının girdiği duyuruldu. turduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) 120 TIR zırhlı araç ve ağır silah gönderdi. SDG’den bir kaynak “silahlar içerisinde roketler, ısı güdümlü füzeler, otomatik makineli tüfekler” olduğunu, bunların Kuzey Irak’tan karayoluyla sokulduğunu savundu. IŞİD’in elindeki Deyr ez Zor’a yönelik gerek ABD destekli SDG, gerekse Rusya, İran destekli Suriye ordu güçlerinin iki taraftan kuşatması sürüyor. Bu arada, başkent Şam’ın doğusundaki muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta yakınında top ateşinde bir okulun girişinin hedef olduğu, beşi çocuk 10 kişinin yaşamını yitirdiği duyuruldu. Muhalif kaynaklar bombardımanın ordu tarafından yapıldığını savundu. Krizi AB’nin kalbine taşıdı İspanya’da, bağımsız Puigdemont lık ilanının ardından Madrid hükümetinin görevden aldığı ve ön ceki gün Brüksel’e giden Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Pu igdemont, merakla beklenen açık lamasında kaçtığı yönündeki iddi aları reddetti. Puigdemont iltica et mek için Belçika’da olmadığını, an cak kendisine garanti verilmeden Katalonya’ya dönmeyeceğini söyledi. Belçika’ya gelerek Katalan sorunu nu Avrupa Birliği’nin (AB) kalbine ge tirmek istediğini ifade eden Puigde mont, bağımsızlık hedefinden vazgeç meyeceklerini vurguladı. Brüksel’de “güvenli ve özgürce” hareket edebil diğini belirtirken burada ne kadar ka lacağı konusunda ise bilgi vermedi. Puigdemont, Madrid hükümetinin 21 Aralık’ta ilan ettiği erken seçim “meydan okumasını” kabul ettiğini ve sonuçlara saygı duyacağını da ekledi. İspanya Dışişleri Bakanı Alfonso Dastis ise Belçika’nın Puigdemont’a sığınma hakkı vereceğine inanmadığını belirterek “AB ülkeleri arasında Barselona’da meclis önünde eylem yapan bir grup birlik yanlısı arasında gerilim yaşandı. hukukun üstünlüğü prensibine dayalı olarak karşılıklı güven olduğuna inanıyoruz” dedi. Puigdemont’un konuşmasından önce Belçikalı avukat Paul Bekaert devlet kanalı VRT’ye, Katalan liderin müvekkili olduğunu, Belçika’ya iltica talep etmek için gelmediğini belirtti ancak “Henüz karar vermedik” diye de ekledi. Bekaert, işadamı Özdemir Sabancı suikastı faillerinden, DHKPC üyesi Fehriye Erdal’ı savunmuştu. Öte yandan İspanya Yüksek Mahkemesi dün Katalonya’nın 27 Ekim’deki bağımsızlık ilanını iptal ettiğini açıkladı. Mahkeme ayrıca Katalonya parlamentosu başkanı Carme Forcadell ile beş vekil hakkında “ayaklanma” suçlamalarıyla ilgili işlemlerin başladığını duyurdu. Camp Speicher Irak’taki Camp Speicher katliamını işittiniz mi, bilmem. Ben IŞİD’in bölgeyi kasıp kavurduğu günlerde kendi internet sitesinde bizzat yayımladığı katliam propagandasının fotoğraf ve videolarından biliyorum. Tamamını izleyememiştim. Kan dondurucu katliamın gerçekleştirildiği yeri ziyaret etmek radikal İslamcı grubun Irak ve Suriye’de işinin bitmekte olduğu şu günlere denk geldi. Speicher ve Irak, ne alaka(!) demeyin. Burası eski ismiyle Tıkrit Hava Kuvvetleri Akademisi ve Al Sahra Hava Üssü. Bağdat’ın 170 km kuzeyinde ABD’nin 2003 işgaliyle zapt edip karargâh yaptığı yer. İşgalciler 1991’deki Körfez savaşında ölen donanma pilotu Michael Speicher’ın ismini münasip bulmuşlar. Bu diyarlara yabancı bu isim, “Amerikalı işgalcilerden kurtulduk” derken “IŞİD’e yakalanmış” Iraklıların dilinde tuhaf kaçıyor. İsmi kanıksamışlar ama 12 Haziran 2014 tarihini hiç unutmuyorlar. HHH Speicher’le anılan katliamda IŞİD, resmi rakamlara göre 1095, kurban yakınlarına göre 1700’den fazla insanı öldürdü. Çoğu Irak’ın dört bir yanından yeni askere alınmış, silahsız gençler. 11 Haziran’da komutanlarının “izin vermesi” üzerine 15 günlüğüne evlerine gitmek üzere yürüyerek otobüs aramak üzere çıktıkları yol, cihatçıların kendilerini kestikleri Saddam’ın Dicle kıyısındaki eski başkanlık sarayı kompleksinde bitiyor. Kısmen izleyebildiğim katliam videosunda gördüğüm ırmağa bakan balkon yerli yerinde; ama artık gençlerin anılarına yakılmış mumlar eşliğindeki fotoğrafları asılı. Kurşuna dizilip, kafaları ve uzuvları kesilip parçaları Dicle’ye atılırken o balkondan kutlama sesleri işitiliyordu. Kan izleri duruyor. Kaçmayı başaranlar ve kurban yakınları “Katledecekleri Şiileri ayırmak için namazda ellerini nasıl koyduklarına baktılar” diye anlatıyorlar. Bir de Sünni aşiretlerden katliamcıların (Selahaddin’in Sünni aşiretlerini topyekun suçlamıyorlar) en vahşi öldürme yarışı yaptıklarını... HHH Irak ordusunun Nisan 2015’te bölgeyi IŞİD’den kurtarmasından sonra bulunan 14 toplu mezardan 13’ü açılmış. Bazılarının vücut parçalarını üzerlerine kaya yığılmış halde Dicle’den çıkartmışlar. Sadece 650’sinin DNA incelemesi bitmiş, kimlikleri tespit edilmiş. Kurtulmayı başaran Bağdatlı Ali Hasan Sabri ve Yasir Casim Khaouam’ı bizzat dinledik. 13 kişi kaçmayı başarmışlar. Tıkritli bir adam onları evinde saklamış. Sonra kelle başı 1’er milyon dinara su tankeri içerisinde kaçırıp Samara’daki askeri üsse götürmüş. Faillerden 750’sinin kimlikleri saptanmış. İkisi Finlandiya’da yaklaşık 100 kadarı yakalanmış. 2016’da 36 cani yargılanıp idam edilmiş. Bu yıl 27 cani daha idama çarptırılmış. Aralarında yakalanınca nedamet getirenleri var. Kimileri orada yaşamaya devam ediyor. Haşdi içindeki Şii milislerin kontrolünde intikam eylemine kalkışan yok. HHH Gözü yaşlı anne babaların arzusu, kimlik tespitine teknik destek ve katliamı uluslararası planda duyurmak. Cenevre’deki BM İnsan Hakları Konseyi’ne başvurulmuş. Halk Seferberlik Güçleri’nin (Haşdi) girişimiyle kurulmuş komite ile çabalıyorlar. Bağdat’ın Tahrir Meydanı’nda toplanıp seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Komite’nin temsilcisi Haydar Attamimi’nin iki kardeşi katledilmiş, üçüncüsü akıl sağlığını yitirmiş. Yaralarını nasıl saracaklarını bilmez haldeler. “Demokrasi” adına katliamcı ideolojiye kol kanat geren Avrupalılara sitem ediyorlar. Tuhaf ama beddua işitmedik. Bir tek 750 insanı böylesine canileştiren ideoloji ile mücadele edilmesi dileklerini. Kanla yıkanan bu toprakların Şiilerinin naif arzuları... HHH Irak’a başbakanlığa bağlı olarak parlamento kararıyla kurulmuş Haşdi konferansı için geldik. Şiisi, Sünnisi, Hıristiyanı, Şabakı, Ezidisi gönüllülerden oluşan Haşdilerin temsilcileriyle görüştük. Kum fırtınalarından kurtulup gelebilirsek, izlenimlerimi aktaracağım. Talihin azizliği, ziyaretim Cumhuriyet davasının yıldönümüne denk geldi. Yazı yazılırken duruşma devam ediyordu. Türk yargısının bir yıldır özgürlüklerinden mahrum bıraktığı meslektaş ve dostlarımın özgürlüklerine kavuştuğunu işitmek umuduyla... Nükleer deneme tüneli çöktü ‘200 kişi öldü’ iddiası Kuzey Kore’de geçen eylül ayında gerçekleşen bir nükleer deneme sırasında alanda çökme yaşandığı haberlerine, olayda 200’ü aşkın kişinin yaşamını yitirmiş olabileceği iddiası eklendi. Japonya’nın Asahi kanalının haberine göre, Punggyeri’deki tünel 3 Eylül’deki Kuzey Kore’nin altıncısı ve yeraltındaki en büyüğü olduğu sanılan nükleer denemesinden günler sonra çöktü. İddiaya göre, ilk çökmeyle birlikte yaklaşık 100 işçi yaşamını yitirdi, kurtarma çalışmaları sırasında başka bir bölgede daha göçük yaşandı. Burada da en az 100 can kaybı meydana geldi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear