24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 9 Ekim 2017 2 EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Öğrenciler pek çok okulda ‘öğretmen Seçenek yok yok’gerekçesiyle ‘seçmeli ders’ olarak dini içerikli dersleri dayatma var! almayazorlanıyor FİGEN ATALAY Din dersinin zorunlu olmaması gerektiğine ilişkin AİHM kararları bulunurken, dini içerikli seçmeli dersler de, pek çok okulda “zorunlu” hale geldi. Vefa Lisesi’ndeki 9. sınıf öğrencilerinin tamamına “başka branşta öğretmen olmadığı” gerekçesiyle “Temel Dini Bilgiler” dersi seçtirildi! Okul müdürünün, itiraz eden velilere olumsuz yanıt verdiği, değişiklik yapılmasının mümkün olmadığını söylediği öğrenildi. Bilimsel referans yok İzmir’de bir okulda da öğrencilere seçmeli derslerin “paket program” olarak sunulduğunu ve veliler tarafından itiraz edildiğini anlatan Eğitim Sen Genel Başkanı, şöyle devam etti: “Özellikle çok yoksul mahallelerde veli de çok bilinçli olmayınca müdür ve yardımcısı ne derse o geçerli oluyor ve bu dersler fiilen zorunlu hale geliyor. Ortaokulda zorunlu din dersi 2 saat, 6 saat de diğer dini dersler olunca imam hatip olmayan bir okulda öğrenci haftada 8 saat din dersi görebiliyor. Bu arada Türkçe, fen, matematik İngilizce görmüyorlar, sanat ve spor dersleri zaten fiilen ortadan kalktı. Liselerde dini içerikli ders saati 1516 saate kadar çıkabiliyor. İslamla ilişkilendirilen birçok seçmeli ders var. Bir yandan da biyoloji 3 saatten 2’ye indirildi, 11 ve 12. sınıflarda bir tane bile fizik, kimya, biyoloji, matematik zorun lu ders yok. Çok uzun yıllardır fizik, kimya, biyoloji öğretmeni ataması yapılmıyor ya da 100, 150, 200 gibi çok sınırlı sayıda yapılıyor. Bilimsel referanslar tamamen terk edildi, özelleştirilme süreci hızlandırıldı, sosyal devletin aşama aşama ortadan kaldırılması süreci var. Ve bütün bu sorunları gören veliler özele kaçıyor, bilimsel, laik eğitimi parayla satın almak zorunda kalıyor. Ama bu da çok geçici bir çözüm.” İmam hatip kadar Öğrenciler, 4. sınıftan itiba rikli ders görmüş oluyor. ren Din Kültürü ve Ahlak Bilgi Vefa Lisesi 9. sınıf öğrenci si dersini haftada 2 saat zorun lerine, geçen öğretim yılı bit lu olarak görüyorlar. Değişik ka meden formlar dağıtılarak, seç demelerde öğrencilerin karşı meli derslerini belirlemeleri is sına “seçmeli ders” adı altında tendi. Formu doldurup istediği “Kuranı Kerim”, “Peygamberi dersi yazan öğrenciler, yeni öğ mizin Hayatı”, “Te retim yılı başında “Te mel Dini Bilgiler”, mel Dini Dersler” da “İslam Kültür ve Me yatmasıyla karşı kar deniyet Tarihi”, “İs şıya kaldı. “Seçme lam Bilim Tarihi”, li” olan bu ders, 9. sı “İslam Kültür ve Me nıftaki toplam 170 öğ deniyeti” gibi islam rencinin tamamına la ilişkilendirilen “zorunlu” tutuldu. 9. dersler çıkıyor. Öğ sınıflar içinde “Temel renci bunların yeri Dini Dersleri” “seçme ne yabancı dil, ma Temel Dini li olarak seçen yalnız tematik vb ders seç Bilgiler Kitabı ca 1520 öğrenci bu mek istese de branş lunduğunu belirten öğretmeni olmadığı gerekçe bir veli, itiraz etmek için git siyle çoğunlukla bu dersle tikleri okul müdürünün, “Bu ri seçmeye mahkum oluyor. ders seçilmiştir. Böyle kala Böyle olunca da kimi okullar cak” dediğini aktardı. da öğrenciler, neredeyse imam Bunun üzerine okul yöneti hatip okulları kadar dini içe mine dilekçe veren bazı veli ler, “20162017 öğretim yılının başında 20172018 öğretim yılı için ders tercihlerini yaparak okul idaresine bildirmiştik. Ancak 20172018 öğretim yılında seçtiğimiz dersler için sınıf açılmadığını öğrenmiş bulunmaktayız. Geçen öğretim yılında öğretmen değişiklikleri nedeniyle 1. ve 2. yabancı dil dersleri uzunca bir süre yapılamadı. Bu öğretim yılı başında da 6 saat olan 1. yabancı dil eğitim saati 4 saate indirilmiş bulunuyor. Yukarıda belirttiğim nedenlerle velisi bulunduğum öğrencinin toplam 5 saat olan seçmeli derslerinden en az 2 saatinin yabancı dil dersi olarak okutulmasını istiyorum” dediler. Başka seçenek yok Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Öğrencilerin karşılarına başka bir seçenek çıkmayınca ortaokul ve lisede ‘seçmeli’ adı altında da dini içerikli dersler alınca neredeyse imam hatip okullarındaki kadar İslamla ilişkilendirilen derslere giriyorlar” dedi. Dayatma var Aydoğan, okul yönetimlerinin seçmeli derslerle ilgili iki yönlendirmesi bulunduğunu anlatarak, “Yasal olmamasına rağmen ‘paket programlar’ hazırlıyor ve öğrencileri bunlara yönlendiriyorlar. Bu programlar, 12’si dışında tamamen dini içerikli derslerden oluşuyor. Aslında 10 öğrenci bir dersi seçerse okul, öğretmeni bulmak ve sınıfı açmak zorunda. İkincisi, ‘diğer branşlarda öğretmenimiz yok’ diyorlar. ‘Fen yok, matematik yok, bu dersleri seçmek zorundasınız’ dayatması var. Mahalle imamı da bu derslere girebiliyor” diye konuştu. Silgi kaybolsa bizden Eğitime erişimde en dezavantajlı konumda olanların başında Romanlar geliyor Türkiye’de eğitime erişimde en dezavantajlı durumda olan dört grup çocuk bulunuyor. Bunlar; engelli, Suriyeli, Roman ve çalışan çocuklar diye sıralanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitime erişimde dezavantajlı konumda bulunan farklı grupları belirleyerek onlara yönelik strateji ve proje geliştirme çalışmalarına ağırlık vermesi gerekiyor. Okula erişime dair veriler etnik gruplara göre ayrıştırılmadığı için, Roman çocukların okula katılım ve devam oranların tam olarak ne düzeyde olduğu bilinmiyor ancak araştırmalar Roman çocukların, okula katılımı en düşük olan gruplardan biri olduğunu gösteriyor. Roman çocukların sıklıkla özel eğitim rehberlik araştırma merkezlerine (RAM) yönlendirilerek, gerek olmadığı durumlarda bile özel eğitim sınıflarına dahil edildikleri biliniyor. Okul terk yüksek Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından hazırlanan “Eğitim İzleme Raporu 20162017” önsözünü yazan Avrupa Roman Hakları Merkezi Türkiye Gözlemcisi Roman Hakları Forumu Kurucusu Hacer Foggo, Roman çocukların, okula katılımı en düşük olan gruplardan biri olduğuna dikkat çekerek, şu bilgileri verdi: “10 yılı aşkındır Roman ve yoksul mahallelerinde çocukların okul terk oranının çok yüksek olduğunu, devamsızlığın sıkça göründüğünü, üst sınıflarda yer alan çocukların bile okumayazma noktasında zorluk çektiğini gözlemledim. Çocukların beslenme ve barınma koşullarının yetersizliği, parçalanmış aile karakteristiğinin yaygınlığı, gençler ve kadınlara yönelik faaliyet alanlarının sınırlılığı, dışlanmışlık duygusu, şiddet ve suç unsuru taşıyan koşullara sıklıkla tanıklık etmeleri, erken yaşta evlilik, gelecek hedef Arka sıralara bakış Roman temsilcisi Metin Özbaskıcı’nın, Romanlara yönelik çalıştaydaki konuşmasından: “Ben ilköğretimde okurken sınıfta bir silgi kaybolsa öğretmen dahil bütün çocuklar biz arka sıralarda oturan Roman çocuklara bakardı. O bakışları ben ömrüm boyunca taşıdım, taşımaya da devam ediyorum.” Roman çocukların okula devamının düşük olmasının ve okul dışına itilmelerinin sebepleri şunlar: n Maddi sebepler, n Okullardaki diğer öğrenciler, veliler ve okul yönetimi tarafından sosyal dışlanma, n Roman çocukların örnek alabileceği okuyan rol modeli eksikliği, n Erken yaşta evliliğin yaygın olması sebebiyle kız çocuklarının okulu bırakması, n Göçebe yaşam tarzlarından dolayı Roman çocukların okula düzenli gidememesi, n Roman mahallelerindeki okullarda fiziki kapasitenin, öğretmenlerin motivasyonunun ve eğitimin niteliğinin düşüklüğü. lerinin olmaması ve eğitimin önemini hayatlarında hissetmemeleri ve bunu hissettirecek rol modellerin çevrelerinde olmaması çocukları okuldan uzaklaştıran nedenler. Roman veliler çocuklarının eğitimciler tarafından en baştan ‘bela ve uğraşılmaz’ olarak nitelendirildiğini söylemekteler. Ayrıca çocukların maruz kaldığı dışlanmanın bir diğer tarafı ise okul yönetimlerinin tutum ve yaklaşımları; toplumda kullanılan dışlayıcı dil, okul yönetimleri tarafından da yeniden üretilebiliyor ve bu da çocuğun okuldan uzaklaşmasına neden olabiliyor.” Suriyelilere 1.5 milyar dolar Raporda 20142016 yılları arasında Suriyeli çocukların eğitimi için, yatırım harcamaları hariç, 1.5 milyar dolar harcandığı belirtiliyor. Türkiye’de okul çağındaki 833 bin 39 Suriyeli çocuğun, büyük bölümü geçici eğitim merkezlerinde (GEM) olmak üzere, yaklaşık yüzde 60’ı eğitim alabiliyor. Suriyeli çocukların önümüzdeki iki yıl içerisinde kademeli olarak Türk devlet okullarına geçmesi planlanıyor. Türkiye’de ayrıca sayısı gittikçe artan Irak, Afganistan, İran, Somali ve Ortadoğu’nun diğer ülkelerinden gelen göçmen ve sığınmacı bulunuyor. eğitim Veliler okula sahip çıkacak Veliler için yeni mücadele alanı okul aile birlikleri. Laik eğitim isteyen veliler, tarikatlara karşı birleşiyor. OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredatı ve dini vakıflarla yapılan protokollerin ardından öğrenci velileri okullara sahip çıkmak için harekete geçti. Aileler okullarda ekim ayı sonuna kadar seçimle belirlenecek okul aile birlikleri için bir araya gelerek, çocukları için mücadeleye başlamaya hazırlanıyor. Öğrenci velileri, MEB’in dini motiflerle şekillendirdiği yeni programları ve çocuklarının izin alınmadan dini vakıf etkinliklerine götürülmelerine karşı çareyi okul aile birliği formülünde buldu. Geçmiş yıllarda veli toplantılarına bile gitmeyi zor bir uğraş olarak gören öğrenci aileleri, artık Türkiye’nin dört bir yanında okullarda çocuklarının eğitimlerinde söz sahibi olabilmek, okullardaki eğitim kalitesini yükseltebilmek ve denetleyebilmek için okullarda söz sahibi olmak istiyor. Geniş yetki Okul aile birliği yönetmeliğine göre velilerin okulların şekillenmesinde geniş yetkileri bulunuyor. Bakanlığın velilere tanıdığı yetkiler şöyle: “Okulun amaç ve hedeflerinin gerçekleştirilmesine, eğitimde kalite ve başarı için okulun stratejik plan çalışmalarına ve uygulamasına destek olmak, eğitimde fırsat eşitliğine imkân vermek ve öğretmenler kurulunca alınan kararların uygulanmasını desteklemek amacıyla velilerle işbirliği yapmak. Okul yönetimince planlanan kurs, sınav, seminer, müzik, tiyatro, spor, sanat, gezi, kermes ve benzeri eğitim faaliyetlerinin düzenlenmesine katkı sağlamak. Milli bayramlar, belirli gün ve haftalar ile kültürel yarışmaların düzenlenmesi giderlerine katkıda bulunmak. Sosyal, kültürel etkinlikler, kampanyalar düzenlemek, şartlı bağışları amacına uygun olarak kullanmak.” ‘Ciddi adımlar’ Okul aile birliklerinin önemine dikkat çeken VeliDer Başkanı İlknur Kaya Bahadır, “Okul aile birliği okula sahip çıkmanın ilk adımı. Velileri teşvik ediyoruz. Seçimler bittikten sonra da bütün okullarda seçilmiş okul aile birliklerini derneğimize davet ederek eğitimler yapıyoruz. Yönetmeliğe göre okulun yönetiminde de söz sahibi olunabiliyor. Önceden aile birlikleri dini vakıfların etkinliklerini daha çok engelleyebiliyordu. Engellemeyi ortadan kal Velilere el kitabı ‘Tarikatlara dikkat’ B ilimsel ve Laik Eğitim Hareketi, okullara sahip çıkabilmek amacıyla velileri bilgilendirmek için “Veli El Kitabı” hazırladı. “Böyle eğitim olmaz. Böyle müfredat olmaz” denilen kitapçıkta, velilerin okul aile birliklerinde yer almaları için çağrıda bulunularak, seçmeli dersler, cemaatlerle imzalanan protokoller kapsamında yapılan seminerler, ders kitapları ve sosyal etkinliklere ilişkin uyarılar yer aldı. Kitapçıktaki, “Tarikatlara karşı dikkatli olalım” başlığı altında “Okulumuzda Ensar, TÜRGEV, İlim Yayma Cemiyeti, İHH, Eğitim Bir Sen gibi adlarda çeşitli dernek, sendika ve vakıf, seminerler, projeler, geziler gerçekleştirecek. Eğer çocuğumuzun aldatanlardanaldatılanlardan olmasını istemiyorsak cemaatlerin ve tarikatların okullarda bu etkinlikleri yapmasına, dini istismar etmelerine izin vermeyelim” denildi. dırabilmek için protokoller yapıldı. Dini vakıfların okul içi ve dışı faliyetlerine ailelerin onayı olmaksızın götürülmelerini engellemek için çok ciddi adımlar atılabiliyor” dedi. ‘Saldırı dalgası’ Kitle örgütü temsilcileri, öğrenci velileri ve CHP milletvekillere ODTÜ Mezunlar Derneği Vişnelik Tesisleri’nde “Bilimsel ve Laik Eğitim için Harekete Geçiyoruz” sloganıyla bir araya geldi. CHP’li vekiller Mahmut Tanal, İlhan Cihaner ve Necati Yılmaz’ın da katıldığı etkinlikte laik eğitimin önemi vurgulandı. Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi adına konuşan Betül Öztürk, yeni müfredatta Atatürk’ün yok sayıldığını, evrim teorisinin çıkarılıp yerine cihadın eklendiğini belirtti. Gericiliğe, diktatörlüğe karşı laiklik mücadelesi yürütüldüğünü söyleyen Öztürk, 4+4+4 sisteminin ardından, eğitim alanının ikinci kapsamlı saldırı dalgasıyla karşı karşıya olduğunu ifade etti. Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema Kendirici de “Kadını birey olmaktan çıkaran bir tanımla karşımızdalar. Bu müfredatla da bunları, beyinleri yıkayarak hayata geçirmek üzere harekete geçtiler” dedi. Eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, “Siyasi iktidar var olabilmek için eğitimsizleştirmeyi seçiyor. Eğer biz laik bilimsel eğitimden ödün vermek istemiyorsak, demokratik cumhuriyetten ödün vermek istemiyorsak evlerimizden değil alanlardan konuşalım. Sokağa çıkalım” diye konuştu. Galatasaray Lisesi 150 yaşında “Galatasaray Lisesi’nin 150. Yılı” etkinlikleri 10 Ekim’de başlayacak. Galatasaray Üniversitesi, Galatasaray Lisesi, Galatasaray Spor Kulübü, Galatasaraylılar Derneği, Galatasaraylılar Birliği ve Galatasaray Eğitim Vakfı olmak üzere, Galatasaray Lisesi’nden doğmuş tüm kurumların birliği, dayanışması ve katılımı ile yapılacak etkinliklerin açılış toplantısında “Galatasaraylı Kuruluşlar 150. Yıl Ortak Deklarasyonu” okunacak. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear