26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 29 Ocak 2017 TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘Hayır’ için kısa film önerileri İçime dert oldu. Nisana epey bir zaman var. Şarkı grupları şarkılarını söyleyip insanları protestoya çağırıyorlar. Neden genç kısa film yapımcıları da onların izinden gitmesin. Epeydir bu konuda hocayım ya, oturup bazı öneriler geliştirdim. En önemlisi, “Hayır!” filmi yapmaya hevesli olmak ve bir gerilla taktiğiyle çalışmak gerekiyor. Başlıyorum, önce Şili’deki referandumda diktatöre karşı “Hayır” çıkmasına önemli katkıları olan “NO” filmini izleyelim. Ne yapmışlar, geçmişin, işkencelerin, kayıpların üstüne gitmeyip yepyeni bir Şili’nin olabileceğini göstermişler. Nasıl yani? Öncelikle hedef seçtikleri kitleye, umut taşımışlar. Böyle bir örnek var elimizde, biz neden küçük kısa filmlerle bu işi yapmayalım. Şimdi şöyle bir senaryoyla yola çıkalım: 1 Bir okul bahçesi, bir köşede çocuklar kocaman taşlarla santraç oynuyorlar, bir köşede resim yapıyorlar, bir köşede balerin yürüyüşü yapmaya çalışıyorlar. Müthiş parlak renkler ve bir mutluluk duygusu, sonra içeri giriyoruz, bir kimya laboratuvarı, deney yapan öğrenciler, bir başka sınıfta şiir okunuyor. Slogan: Çocuklarınız mutlu bir yaşam sürmesi için HAYIR! 2 Sabah vakti, kasketli bir adam seyirciye doğru yürüyor, elinde bir sepet. Kameraya yaklaştığında, duruyor ve elindeki sepetten önce tütün, ardından haşhaş çiçeği, ardından şekerpancarı çıkarıyor ve seyirciye konuşuyor: Tütün, unuttun mu? Haşhaşı unuttun mu? Şekerpancarı, unuttun mu? Bunların yeniden bizim olması için: HAYIR! 3 Bir grup insan ellerinde pankartlar yürüyorlar. Pankartlardaki yazılar önemli. Yakından çekiyoruz. Pankart yazıları: Fatih Terim 1.600.000 lira alamaz! Bu parayı ben vergilerimle ödüyorum! Diğer bir pankart: Bir milletvekili maaşı asgari ücretin 22 katı olamaz! HAYIR! 4 Soma madeninde eşleri, çocukları ölen kadınların yakın plan çekimi. Slogan: Soma’da ölen madencilerin kanı yerde kaldı. Öyleyse HAYIR! 5 Görüntüler birbiri ardına akmaya başlıyor. Bu görüntülerde yerle bir edilmiş Nusaybin, Cizre ve Şırnak kentleri görülüyor. Ardından bu kentlerin girişlerindeki neresi olduğunu belirten levhalar birbiri ardından akıyor... Ve bir el, bunların üstüne çarpı işareti koyuyor. Slogan: Kentlerimizle yeniden kucaklaşmak için HAYIR! 6 Bir adam bir kadını şiddetle yere vuruyor, adamın yüzünü görmüyoruz, çekim arkadan, kadının da yüzünü saçları örtüyor. Adam yere vurduğu kadını yeniden omuzlarından tutup kaldırıyor ve silkelemeye başlıyor. Tam o sırada HAYIR yazısı adamın önüne geçiyor! 7 Bir adam binanın tepesine çıkmış, kendini attı atacak. Aşağıda insanlar “at, at” diye bağırıyor. Ve slogan: Yeniden insan olduğumuzu hatırlamak için HAYIR! 8 Ada. Bisikletli genç kızlar: Kızların bazılarında şort, bazılarının başı bağlı, ama rüzgâra karşı hep birlikte şen şakrak uçar gibiler. Slogan: Özgürlük için HAYIR! 9 Bir plazanın yukarıdan görünümü. Çalışanlar kafeslere konmuş farelere benziyorlar. Hepsi aynı hareketleri yapıyor. Esir gibiler. Ve bir süre sonra hepsi birden önlerindeki camları kırmaya başlayıp, haykırıyorlar. Ben robot değilim ben insanım, HAYIR! Kısa film yapan genç arkadaşlarım, benim şimdilik aklıma gelenler bunlar, sizin kim bilir daha ne parlak önerileriniz olacaktır. Üşenmeyin, hemen grubunuzu kurup işe koyulun. Bakın yanınızda pek çok gönüllü bulacaksınız. Senaryo, film atölyeleri sizin de boş durmanamız gerek. Çünkü sloganımız şu: Film yapmayı sevdiğim için HAYIR! Şimdi diyeceksiniz ki, bunları nerelerde göstereceğiz. İşte kısa filmin faydaları, grev yapan fabrikaların önlerinde, işçi toplantılarında, parti toplantılarında, herhangi bir kahvede bunları gösterebilirsiniz. Bu arada çok şanslısınız, internet sizin! 29 Ocak 2017 SAYI: 33352 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.41 06.25 06.46 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam 08.11 13.24 15.59 18.25 07.53 13.09 15.46 18.12 08.13 13.31 16.12 18.38 Yatsı 19.48 19.33 19.57 yorum 13 New York, 1958. Yüz Yirmi Altıncı Sokak’la Sekizinci Cadde’nin kesiştiği köşede, Braddock Bar. Dışarıda kar lı buzlu bir şubat ayı. İçeride soğuğu buzlu alkol le kesmeye çalışan zavallılar. Burası Harlem. Bütün müşterilerin çehresinde küçük haydut luğun ürkütücü karanlığı var. Masalardan biri devriliyor ansızın. İki siya hın sustalı bıçakları parlıyor, salonun loşluğunda. Birbirlerine saldırıyorlar. Sustalılar inip kalkıyor rakibin kollarına, güğsüne. Birinin deri ce Kalkanı kâğıt olmakketinde, ötekinin uzun paltosunda derin yaralar açılıyor. Ancak kan akmıyor. Çıka çıka, kurumuş matbaa mürekkebi yüklü kâğıt şeritler çıkıyor bı Sözcükler su gibi dizilir sütunlarına, yukarıdan aşa çak deliklerinden... ğı akar... Çünkü yoksulluk paltolarının altında, kat kat gazete Gözlerle içilir, akılla okunur. Kimisi kötü bir yiyecek gi kâğıtları var. bi, midesini bulandırır insanın. Kimisi lezzetli bir şarap İki baldırı çıplak, içlerine gazete sararak korunma gibi, daha çok içme isteği uyandırır. ya çalışmışlar kışın ayazından. Birbirlerini yaralamak için Resmi tarihi yargılar, peşin yargıları dengeler, kuşku değil, kâğıt zırhlarını parçalamak için vuruşuyorlar. Ga duymayı öğretir, düşünmeye yöneltir. zetelerden oluşan kalkanı parçalanan zenci, soğuktan Gazete. ölmeye aday. Son yıllarda Türkiye, basından politikaya, her alan Chester Himes’ın “Beş Köşeli Meydan” adlı polisi da ‘aşağıya doğru yükselen’ değerlerle doldu. Gazetele ye romanından bu bölümü okurken, bir Türk gazetesinin rin hâlâ soğuktan korunmaya yaradıklarına kuşkum yok. çok eskiden yaptığı reklama gidiyor aklım. Ama budalalıktan yana nasiplerini, hem de bol kepçe İstanbul, 1970’li yıllar. Radyoda, sıcaklığıyla ürper lerle aldıkları kesin. Aşağı düzeye yükselen Türkiye de ten bir kadın sesi. “Küçük ve çelimsiz bir çocuktum” di ğerlerini değiştirmek, elbette bir gazetenin, bu sütunla ye anlatıyor. “Fazla paramız yoktu. Soğuk kış günlerin rın harcı değil. Ancak karanlıkta ışıyan ateşböcekleri gi de okula giderken, çok üşürdüm. Annem, paltomun içi bi, bir tutam aydınlık için, insanı insan yapan ne varsa ve ne gazete sayfaları koyardı. Göğsümü ve sırtımı o gaze evrensel düşünce adına savunulacak ne kaldıysa, mü te korurdu, soğuktan.” rekkebimin son damlasına kadar savunacağım. HHH Söz veriyorum.* Kadın, Türk sinemasının gelmiş geçmiş en büyük yıl HHH dızı, Türkan Şoray. O zamanlar basının ‘amiral gemi Yukarıdaki satırlar, Radikal gazetesinin 13 Ekim 1996 si’ diye anılan, artık kendi hayaletini bile güçlükle ta tarihli ilk sayısında yayımlanan ilk yazımdan altıntıdır. şıyan gazetenin reklamını yapıyor, bu sözlerle. Ama Gazeteciliği 1986’dan 1991’e kadar dış muhabir ola anlattıkları gerçek, duyguları içten. rak çalıştığım Cumhuriyet’te öğrenmiştim. Arada büyük Gazete bir kalkandır. Yoksulları soğuktan, varsılla bir kriz atlatılmış, gazete Birinci Cumhuriyet’çilerle İkin rı budalalıktan korur. Kâğıdı ekmek gibidir, hamur ci Cumhuriyet’çiler arasında gidip gelmiş, yine bir dar dan yapılır. boğazdan geçiyordu. İlhan Selçuk, “Gönül rahatlığıyla git” demişti. “Yine gelirsin!” Ölümünden sonra haklı çıktı. 2010’da ge ri geldim. Neden mi? Çünkü yukarıda verdiğim sözü tutmaya çalışmış, kaypakların “esneklik meşrebi”ne uymamıştım. Bugün düşününce, çalıştığım bütün gazetelerde yaşanan sorunların, son toplamda Atatürkçülerle “liberal” denilen esnekler arasındaki mücadele olduğunu anlıyorum. Başka bir deyişle, ilkeleri olanlarla ilkeleri zamana ya da mekâna, daha çok da hırslarına ve çıkarlarına göre değişenler arasındaki mücadele. Liberallerin esneme yeteneği pek yüksek. Ama bu esneklik nedense, asla Cumhuriyet’in temel ilkeleri, örneğin ulusal birliğe, bütünlüğü, laikliğe falan kaymıyor. Nedense hep tersine, ötekileştirmeye esniyor. HHH Üstelik çok örgütlüler. Birlikte hareket ediyorlar. Adeta bir misyonları var: Girdikleri bütünü parçalamak, eğer bu bütün Cumhuriyetçi bir gazeteyse, batırmak. Başarıyorlar da. Ben liberal esneklerin ele geçirdikleri bir gazeteyi batırmadan bıraktıklarını görmedim! Çünkü patronlar da esnek mi esnek, yeri öpmeye hazır zaten... Bunlar, camide ateizm propagandası; ateist dernekte de din propagandası yapılmayacağını çok iyi biliyorlar. Zaten yapmaya da cesaretleri yoktur, ödleri kopar. Ama Atatürk’ün kurduğu ve adını verdiği bir gazetede, Atatürk’e dil uzatabiliyorlar. Acaba bu cüreti nereden buluyorlar? Kuşkusuz bizim demokratlığımıza güveniyor, hiç tınmıyorlar. Haklılar. Çünkü onlar “gibi” yapıyor, ama biz gerçekten demokratız. Okurlarım, Nuray Mert için ne yazacağımı merak ediyorlardı... Ali Sirmen, Orhan Bursalı, Işıl Özgentürk ve hele Erdal Atabek Hocamızın kelamına ekleyecek sözüm yok. Ama bu yazımı, kendisine ithaf ediyorum. *Yalnız Kalem / Dafnekitap, 2016 Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar... Recep Tayyip Erdoğan’ı mız dişiyle tırnağıyla en tepe ye tırmandı. Kantin yedek su baylığından terfien ve asale ten başkomutanlığa yükseldi. Halkın seçtiği Cumhurbaş ‘Ananı al git’kanı bile olmak kesmedi. Şimdi sıra halifelikte. Zaten günlerce reklamını yaptır anayasası...madı mı? “Asrın Lideri.. Ümmetin Önderi...” Elbette kâğıtla işi olamaz. Ama açık poker oynuyor.. CHP’li vekil Elif Doğan Türkmen Asrın Liderliği sübjektif bir makam hanımın iletişim faturasını Meclis’ten elbette. Ama Ümmetin Önderi olmak bir yetkili basına sızdırmış. İyi halt et yüzde 99’u Müslüman olan halkımızın miş... oyu ile mümkün. Elif Hanım da elbette halt etmiş: Meclis tasfiye ediliyor. 1 milyon 200 bin TL’lik iletişim olur 3 Mart 1924 tarihli Hilafetin İlga mu? sı Kanunu’na göre “Halifelik esasen 56 milyon küsur seçmen var. Her manevi şahsında mündemiçtir” deni bir seçmene tek tek telefon açsa.. len TBMM’nin içini boşaltıp kendisi CHP Programı’nı okusa ya da puf ne bağlıyor. böreği tarifi verse bu kadar yüksek fa Bunun için yüzde 50 artı 1 “Evet” tura olmaz! oyu yetip de artıyor. Ama olmuş... Peki ya öteki Divan Bu yüzden bekâr veya evli tüm seç üyelerinin, ya milletvekillerinin? menler için “Evet” lafı nikâh masasın Külliye’nin iletişim ve öteki faturala daki “Evet”ten bin kat daha yaşam rını sormak kimsenin ne haddi ve ne sal... de hakkı zaten!.. Çünkü boşanmak namümkün! Acil şifalar dilediğimiz muhterem “N’ayırrr!.. N’olamazzz!” diye yırtın TBMM Başkanı’nın ve bakanların ileti mak nafile... şim faturaları acaba kaç TL? HHH Sıkıysa o sayın “Yetkili” onları da Hukukun, demokrasinin, devletin, sızdırsın! milletin anasını toptan ağlatmanın tek Ya vekil faturaları? Onlarınkine sı ve en kestirme yolu anayasanın ana nır var. sını ağlatmaktan geçiyor. Yılda toplam maaşın 2 katı kadar! Elbette bin yılın deneyiminden sü Bu ay emekli maaşı da alanların top zülmüş atasözlerimiz var. lam aylığı 26 bin TL olacağına göre, “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan yılda 52 bin TL. ağlar!” Yani 56 milyon seçmene tek tek te Bu haliyle geçecek olan anayasa lefon açıp kayınvalidesinin hatırını sor gerçekten ağlatacak. maya yetecek. Bazı atasözlerine ise hiç kulak ver HHH memek gerek. Peki, Divan üyelerine “sınırsız tele Yoksa “yiyip devlet malını, domuz fon kullanım” hakkını kim neden ta olup” çıkarsınız... nıdı? Ve sakın bakmayın “Söz gümüş ise Bu kararı alanların hiç mi kusu sükut altındır!” denilmesine... ru yok? Zaman gelir söz, pırlantadan daha Elif Hanım’ın faturasının sızdırılma pahalı olur. sı ise “kadına şiddetin” postmodern Eğer Meclis hesabına, cep telefo halidir. nuyla ve seçmenle konuşuyorsanız... Gece çıkarken tuvalet ışıklarını bile kapatırımtwa,wnadwh.emahmemt@eitşgtam.n.aDciol.omcoğmrudur. Bu anlamda Meclis’te bir savurganlık ve sahipsizlik var. GSM şirketlerinin soygun yaptığını cep telefonu kullanan herkes biliyor. Hele yurtdışına çıkmış ve orada birkaç gün kullanmışsanız. Elif Doğan Türkmen tamamen saflığının kurbanı olmuş görünüyor. Tıpkı 49. Hükümet Bakanı Güler İleri’nin babasının ölüm ilanı faturasını, bürokratların dolduruşuna gelip devlete ödetmesi gibi. Güler Hanım 90 günü dolduramadan bakanlık koltuğundan oldu. Tüm devlet üst makamında oturanların faturaları açıklanmazsa Elif Hanım’a kumpas kurulmuş görünüyor. Hem de referandum arifesinde. HHH Cenneti ayaklarının altına serecek kadar, anaları kutsarız. “Analar ağlamasın!” diye barış masaları kurarız. Ama küfür edeceksek önce “ana”dan “avrat”tan başlarız. Hatta daha edepsizlerimiz, tek başına organları bile hedefe koyar. Belki de “alfabetik” yani “adaletli” olmak için.. Örneğin, “kayınvalide”den başlamak iyice edepsizlik olurdu. HHH Çarşı pazar ve sokaktaki lafzi şiddeti geçtik, bu kez devlet katında son kurban “Anayasa” olacak. Zaten bunun sinyalini aylar önce vermişti: “Anayasayı, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyorum!” Bu anlamda açık poker oynadı. Tıpkı, elimden bir kaza çıkar anlamında vatandaşa “Ananı da al git!” dediği türden bir uyarı idi... Daha sonra da “19 Mayıs ile başlayan tarihi reddediyorum!” dedi açık açık. Şimdi sıra 29 Ekim ile başlayan tarihe geldi. Amacı bu reddi bu kez toptan Türk halkına onaylatmak istiyor. Yüzde 50 artı 1 tek “Evet” oyu bile yetecek. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr 24. ADALET VE DEMOKRASİ HAFTASI BUGÜN 29 OCAK 2017 PAZAR Açık oturum: “Ekonomi: Neredeyiz? Nereye Gidiyoruz?” Açış: Süheyla Suzan Gökalp Alıca Kolaylaştırıcı: Prof. Dr. Bilsay Kuruç Konuşmacılar: Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Erinç Yeldan, Doç. Dr. Gökhan Günaydın, Dr. Serdar Şahinkaya, Ahmet Müfit Bayram Saat, Yer: 13.00, Çağdaş Sanatlar Merkezi Düzenleyen: Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği (YAYED) ? Açık oturum: “Türkiye’de Hukuk, Demokrasi” Konuşmacı: Ömer Faruk Eminağaoğlu Saat, Yer: 13.00, Tuzluçayır Cemevi Düzenleyen: Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şubesi ? Konser: “Cengiz Özkan”,”Hitabı Ezel” Açış: Dr. Murat Emir Fotoğraf Gösterisi: “Sönmeyen Işık Uğur Mumcu”, Gürsel Gökçe Saat, Yer: 14.00, Keçiören Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi Düzenleyen: Keçiören ADD, Ankara Cumok ? Açık oturum: “Yok Edilen Adalet ve Demokrasi” Konuşmacılar: Mustafa Karadağ, Ömer Faruk Eminağaoğlu, Eren Aysan, Dr. Barkın Asal Saat, Yer: 16.00, Çağdaş Sanatlar Merkezi Düzenleyen: Yargıçlar Sendikası ? Açık oturum: “Türkiye’nin Güncel Sorunları” Konuşmacı: Prof. Dr. Oğuz Oyan Dinleti: Ali Taşyürek Yönetiminde “Kızılırmak Korosu” Saat, Yer: 19.00, Çağdaş Sanatlar Merkezi Düzenleyen: Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu ETKİNLİKLERİMİZ ÜCRETSİZDİR C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear