Catalog

Cumartesi 28 Ocak 2017 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 10 milyon liralık ‘Iletişim Divanı!’ TBMM Başkanlık Divanı üyesi 23 milletvekilinin TBMM bütçesinden karşılanan bir yıllık iletişim giderlerinin 10 milyon TL’yi aştığı ortaya çıktı TBMM Başkanlık Divanı üyesi milletvekillerinin bir yılda ortalama iletişim giderleri nin 10 milyon TL’yi aştığı ortaya çık tı. Listenin en başında bir yılda 1 mil yon 189 bin TL ile CHP’li Elif Doğan Türkmen’in bulundu ğu belirtilirken, ikin ci ve üçüncü sıralarda yer alan faturaların tu tarının ise 500 ve 400 bin TL olduğu öğrenil SELDA di. En yüksek fatura GÜNEYSU ya sahip milletvekille rinden birinin de AKP’li Ahmet Gündoğdu olduğu ileri sürülür ken, TBMM İdare Amiri Salim Uslu ise Meclis Başkanlık Divan toplantısında tartışmalara neden olan ücretlerle ilgi li listeyi açıklamaktan kaçındı. Divan üyesi milletvekillerinin iletişim gider leri TBMM bütçesinden karşılanıyor. TBMM Başkanlık Divanı, Meclis Baş kanı İsmail Kahraman, Meclis başkan vekilleri AKP’li Ayşenur Bahçekapılı ve Ahmet Aydın, CHP’li Akif Hamzaçe bi, HDP’li Pervin Buldan, kâtip üyeler AKP’li Fehmi Küpçü, Sema Kırcı, Ömer Serdar, İshak Gazel, Mustafa Açıkgöz, Mücahit Durmuşoğlu, CHP’li Elif Do ğan Türkmen, Ali Haydar Hakverdi, Özcan Purcu, Emre Köprülü, MHP’li Zihni Açba ile Meclis idare amirle ri AKP’li Salim Uslu, Ahmet Gündoğ du, Orhan Karasayar, Erdoğan Özegen, CHP’li Tufan Köse, HDP’li Sırrı Sürey ya Önder ve MHP’li Erkan Haberal’dan oluşuyor. Meclis Başkanlık Divanı’nın son top lantısı, çarşamba günü gerçekleştirildi. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye gö re toplantıya divan üyesi milletvekil lerinin iletişim giderleri damga vurdu. Meclis İdare Amiri Salim Uslu, toplan tıda, divan üyesi isimler arasında ba zı milletvekillerinin “çok yüksek ileti şim gideri faturasına sahip olduğunu” söyledi. Ancak, ilk beş kişinin adının yer aldığı listeyi açıklamaktan kaçındı. Bunun üzerine milletvekilleri arasında tartışmalar yaşandı. Terör raporuyla Kurtulmuş’a yanıt CHP’nin ‘AKP’nin Terörle Aldatmacası’ başlıklı raporu, seçim süreçlerinde AKP’li üst düzey isimlerin ‘tehdit’ olarak nitelenen sözleri ve terörün 1.5 yıllık bilançosunu içeriyor. İKLİM ÖNGEL CHP, “evet çıkarsa terör biter” diyen Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’a yanıt niteliğinde bir rapor hazırladı. “AKP’nin Terörle Aldatmacası! Ya Başkanlık Ya Kaos” başlıklı raporda, 7 Haziran seçimlerden bugüne kadar meydana gelen 42 terör saldırısı incelendi. Rapora göre; 2002 yılı boyunca 7 şehidin verildiği Türkiye’de son 1.5 yılda meydana gelen 42 büyük saldırıda 588 kişi şehit düştü, 2 bin 249 kişi yaralandı. 7 Haziran seçimleri sonrası hükümet tarafından yapılan terör tehditleri amacına ulaşırken, 1 Kasım’da tek başına iktidar olan AKP, terörü engelleyemedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kurtulmuş’a “Bu sözler ‘terörü destekliyoruz’un itirafıdır” kar şılığını verdiğinin anımsatıldığı raporda, “Sorumlu, ‘faili meçhul’ değil, ‘faili meşhur’. Biz biliyoruz, siz biliyorsunuz, onlar da biliyor” dendi. ‘Propaganda unsuru’ CHP Tanıtım ve Halkla İlişkiler Birimi tarafından Genel Başkan Yarımcısı Yasemin Öney Cankurtaran sorumluluğunda hazırlanan “AKP’nin ‘Terör’le Aldatmacası! Ya Başkanlık Ya Kaos” raporunda 7 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan terör olaylarının bilançosu çıkarıldı. Raporda AKP’nin tek başına iktidar ve başkanlık hedefleri doğrultusunda terör olaylarından propaganda unsuru olarak nasıl faydalandığı, AKP yetkililerinin söylemlerinden örnekler verilerek anlatıldı. Raporda dikkat çeken tespitler şöyle: “Tayyip Erdoğan’ın ‘Verin 400 vekili bu iş huzur içinde çözülsün’ açıklamasına karşın 7 Haziran seçimlerinden AKP istediğini alamadı. Burhan Kuzu seçimin ardından ‘Ya istikrar ya kaos dedim millet kaosu seçti’ diyerek en manidar yorumlardan birini yaptı. Tek bir merkezden düğmeye basılmışçasına başlayan terör saldırıları ciddi endişeye yol açtı. Aynı günlerde AKP çevrelerinde, ‘Tek başına iktidara gelmemeleri halinde terörün daha da tırmanışa geçeceği, istikrarın bozulacağı’ söyleniyordu. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu 19 Ekim yani Gar katliamından sonra ‘Bombalar patladı, bizim oyumuz arttı’ dedi. 15 Temmuz sonrası OHAL ve KHK’ler, teröre karşı ek tedbirler almadı, terörle mücadelede kullanılmadı.” Yılda 5 milyon TL’den fazla Tartışmalar sonrasında, TBMM Başkanlık Divanı üyesi milletvekillerinin iletişim masraflarının bir yıllık tutarının 10 milyon TL’yi aştığı ifade edilirken, listenin en başında yer alan ismin de 1 milyon 189 bin TL’lik fatura ile CHP’li Elif Doğan Türkmen olduğu ileri sürüldü. Listenin ilk 5’inin faturasının da ikinci sırada 500 bin TL, üçüncü sırada ise 400 bin TL olduğu ifade edilirken, en yüksek faturalardan bir diğerinin de AKP’li Ahmet Gündoğdu’ya ait olduğu iddia edildi. Normalde 2 maaş tutarı Bir milletvekillinin yıllık haberleşme giderinin 2 maaş tutarı olan 31 bin TL olduğu ifade ediliyor. Ancak Meclis Başkanlık Divanı üyeleri için bu sınırın olmadığı ifade ediliyor. İletişim giderleri ise TBMM’nin bütçesinden karşılanıyor. Toplantıda, CHP’li İdare Amiri Tufan Köse, 6 kavas ve 90 civarındaki Meclis lokantası personelinin derece yükseltilmesi ve genel idare hizmetleri kadrosuna geçirilmesi talebinde de bulunmuştu. Divan üyelerinin iletişim giderleri bu nedenle de toplantıda tartışma konusu oldu. Divan üyeleri yüksek faturalara tepkisini “Yıllık iletişim giderleri ile bu kadar personelin kadrosu da yapılır, çalışma şartları da iyileştirilir” sözleriyle gösterdi. Kılıçdaroğlu’ndan tepki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “faturasının kabarıklığı” nedeniyle Türkmen’e tepki gösterdiği öğrenildi. TBMM Başkanlık Divanı üyesi MHP’li İdare Amiri Erkan Haberal ise Twitter hesabından “Bir yılda trilyonluk haberleşme gideri hangi TBMM Başkanlık Divanı üyesine aittir” diye sordu. Öte yandan milletvekillerinin yıllık haberleşme için belirlenen 31 bin TL’lik sınırı aştıkları da öğrenildi. Mevzuatta ödenek sınırı aşan bölümün “tek seferde tahsil edilmesi” hükmü bulunmasına karşın sınırı aşan milletvekillerine “mevzuata aykırı taksit olanağının getirildiği” ortaya çıktı. Bu arada bir divan üyesinin 2016 yılında Meclis bütçesinden 500 bin kilometre yol yaptığı öğrenildi. Erzincan başsavcısı olduğu dönemde adliye baskınıyla gözaltına alınan ve bu andaki fotoğrafı medyaya servis edilen CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, 10 milyon liralık tazminat davası açtı. İlhan Cihaner’in hukuk mücadelesi KEMAL GÖKTAŞ CHP İstanbul milletvekili İlhan Cihaner, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınarak tutuklanması nedeniyle Maliye Bakanlığı aleyhine 10 milyon TL tutarında tazminat davası açtı. Cihaner’in Ergenekon davasında hakkında verilen beraat kararından sonra açtığı davanın dilekçesinde, şu anda birçoğu FETÖ’den tutuklu polis, savcı ve yargıçların “Pensilvanya’ya bağlı kirli suç örgütünün faaliyetleri çerçevesinde” İsmailağa ve Gülen cemaati soruşturmaları nedeniyle Cihaner’e kumpas kurdukları belirtildi. Temeli fotoğraf Cihaner’in dava dilekçesinin başında gözaltına alınırken çekilmiş bir fotoğrafı koyan avukatı Turgut Kazan, bu fotoğrafın tazminat isteğinin temel direğini oluşturduğunu belirterek “Çünkü, müvekkilimiz Pensilvanya’ya bağlı Emniyetsavcıyargıç ve medyanın hazırladığı kumpas sonucu, adliye baskınıyla gözaltına alınıp tutuklanmış ve kamuoyu na darbeci bir hain olarak tanıtılmıştır. Bu nedenle, yargı uygulaması adı altında, Cumhuriyet tarihimizde ilk kez oynanan böyle bir oyun için, doğru değerlendirme yapılması ve yarattığı sonuca, şoka, mağduriyete uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekir” ifadelerini kullandı. ‘Tehdit ettiler’ Cihaner’in İsmailağa ve Gülen cemaati hakkında iki ayrı soruşturma başlattığını ve deliller ışığında İsmailağa soruşturmasında 21 kişi sorguya sevk ettiğini anlatan Kazan şimdi FETÖ’den tutuklu bulunan dönemin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdür Yardımcısı Çetin Şen’in Cihaner’i arayarak “Ergenekon’a misilleme gibi algılanıyor, Ankara toz duman” dediğini ve iki soruşturmanın da ‘uygun bir biçimde’ sonuçlandırılmasını istediğini vurguladı. Benzer uyarı ve tehditler sonuç vermeyince, bakanlıktaki üst düzey yetkililerin de desteğiyle, polis savcı yargıç üçgenindeki organizasyonun, gizli tanıkları ve HSYK’deki uzantılarıyla kumpası planlayıp uyguladıklarını belirten Kazan, şunları kaydetti: “Çatalarmut Barajı’na mühim mat koydurup hazırladıkları planı uygulamaya ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez adliye basarak başsavcıyı gözaltına alma, 2. Ordu ile MİT’in kapısına düşman gibi, eşkıya gibi dayanma cüretinde bulundular. Kirli suç örgütünün medya ayağı, müvekkilimizin yalnız özgürlüğünü hedef almakla kalmamış, kişiliğine, savcılık görevine, özel yaşamına, kızıyla ve eşiyle ilişkilerine karşı ısrarlı bir saldırı yürütmüştür ve başlatılan soruşturma, açılan dava bu saldırılara malzeme olarak kullanılmıştır. Pensilvanya’ya bağlı kirli suç örgütünün oynadığı oyun ile açılan davanın yine Pensilvanya’ya bağlı medya tarafından kullanılarak toplum hafızasına kazınması ve bu yolla Ergenekoncu, darbeci, hain algısı yaratılması dikkate alınmalıdır. Makamından yaka paça gözaltına alınması görüntülerinin basanlar tarafından medyaya dağıtılması, hep darbeci, hain damgasının hafızalara kazınması için yapılmıştır. Toplum hafızasına kazınan bu algı, müvekkilimizin kabusu olmuş, onu derinden yaralamıştır. Dolayısıyla, mağduriyet değerlendirilirken, bu algı ve kabus dikkate alınmalıdır.” haber 5 Kadınlarını öldüren ülke... Çocuklarını, gençlerini, kadınlarını sevmeyen bir ülke olduk... sadece.” Önünde yağmuru sürüyen rüzgârın girdiği şehirler... Onların yaşamlarını altüst ettik, Sizi ancak o ülkenin eşiğinde öldürdük, zindana attık. aydınlatacak. Şafağın rüzgârı dağların Zamana ayak uyduracaksınız. tepelerinden yamaçlara, Ve haykıracaksınız tüm vadilere doğru eserken onların gücünüzle... gözlerinin içine bakın ne Hangi solgunluk vuruyor seni, istediklerini anlamak için... yeraltı ırmağı, hangi damar Yangın merdiveni bile doğru kopuyor ki sende, yankılanıyor dürüst olmayan yurtlarda ölüme düşüşün orada! teslim ettik onları. Ansızın tutuşuyor her şey... Alevlerin içinde cayır cayır Yüzün geri gidiyor. yanarlarken sadece seyrettik. Hangi artan sis saklıyor Kimilerini zindanlara attık... benden bakışını? Sevmedik onları hiç... Usul gölge uçurumu, ölümün Kadınları öldürdük sokak sınırını... ortasında... Sessiz kollar karşılıyor seni, Öyle bir duruma geldik ki, başka bir kıyının ağaçları. bunlara alıştık... Ölüm haberleri, kör terör... Bulanık akan ırmaklara, İçimizde derinlerden gelen bir yaşamın gizli karanlığında bir sızı... kış sabahı seslenirken, acının HHH orta yerinde durduğumuzu fark Bilinmeyen mevsimlerin bile edemiyorduk. içindeyiz şimdi. Yaşamın suç ortağıydık! Bir yılda en az 1700 işçi Bir düşün sarmalındaydık kış ölüyor. İşverenler ve patronlar güneşinin altında. Yağmurlu, karlı susuyor. Bilmem şu kadar sabahlarda. Ayaz kirpiklerimizi işçi, can güvenliğinden yoksun donduruyordu. çalışırken ölüyor. Perişandık! Aralık ayında ölen 137 işçiden Acılıydık! 15 yaşındaki Hekim, inşaatta HHH ısınmaya çalışırken sobadan Bir kısım erkekler, babalar, zehirlenerek ölüyor. oğullar, nişanlılar, kocalar; Hekim’in bir günlük ücreti 30 istatistiklere göre 2015’te 278, liraymış... 2016’da 290 kadın ve genç kızı İş cinayetlerinde can veren öldürdü. “mülteci” sayısı bir yıl içinde 50’yi Son iki yılda 300 kadın geçmiş işte. Ayvalık, Bodrum’da tecavüze uğradı. çakma botlara yüklenip adi Son bir yılda işlenen cinayet süngerden can yelekleriyle sahile sayısı 3 bin... vuranların sayısı kaç? Ölümlü trafik kazalarının sayısı Yaralı şaşkın yapraklar nereden baksanız 700800. gibiyiz toplum olarak. Ölenler Öldük, öldürüldük sayısı ise 3 öldükleriyle kalıyorlar işte. bin 800... Ağızlar son yıldızlarla kirli. Bunların 400’ü çocuk... Rüzgâr işliyor içimize. Ne kadınları, ne çocukları, ne Havada kar taneleri... de gençleri seviyoruz... HHH 7 Haziran’dan sonra ölen sivil Sessizliğimiz suyun kıyısında sayısı 300... bocalarken, hayatın ortasında bir Ölümlerle yatıp ölümlerle ağıt yakılıyor sabah sabah... kalkıyoruz... 3 bin civarında intihar var Kapı açılıyor, bir orkestra giriyor içeriye... benim ülkemde... Yarısının intihar Her yer yeryüzünün etme nedeni bilinmiyor... tortusuyla kaplı. Yaşamın derinliğini, sevginin Toprak bu sabah yüzümüzü yüceliğini çoktan unuttuk biz. aydınlatıyor... HHH Bu gece... Yves Bonnefoy’un dizeleri gibi Duygularımız paramparça... hayat... Gözlerin neşesini yitirmiş, “Kaldırılan kol ve döndürülen görüyorum... kol Ölü kadınlar, çocuklar, Ancak ağır başlarımız için gençler... eşzamanlıdır. Onları öldürenler. Ama bu yeşillik ve çamur Babalar, oğullar, amcalar... çarşaflarını atın Senin dudaklarında çıplak ot Ölüm ülkesinden bir ateş kalır ve çakmaktaşının şavkı... Yarkadaş: ‘Evet’ için Kandil’e bile girebilirler C? HP Milletvekili Barış Yarkadaş, yaklaşan referandum öncesi, iktidarın milliyetçi kesimlerden yeterli destek alamadığını belirterek “İktidar, milliyetçi kesimleri yanına çekebilmek için yöntem arıyor” dedi. Twitter hesabından açıklama yapan Yarka daş şu ifadeleri kullandı: “Askerimizin; terör örgütü PKK’nin bir süre önce boşalttığı Kandil’e bir gece ansızın Türk bayrağı diktiğini görürseniz şaşırmayın. Milliyetçileri ikna edebilmek için birkaç uçuk senaryo var ama uygulayabileceklerini sanmıyorum.” ‘CHP kampanyasını tek başına yürütecek’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, partisinin Mersin İl Başkanlığı’nın referanduma ilişkin başlattığı “hayır” kampanyası için geldiği Mersin’de süreci değerlendirdi. Ağbaba “hayır” kampanyasında herhangi bir parti ya da grupla işbirliği yapmadıklarını belirterek, “Herkesin ‘hayır’ı kendine” dedi. Bilgen: Referandum, OHAL’in oylanmasıdır HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Meclis’ten geçen anayasa değişikliği teklifinin referandumu için “Referandum kampanyamızı olağanüstü halin oylanması olarak görüyoruz” dedi. HDP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında referandumu değerlen diren Bilgen, “Eğer devam etmekte ısrarlıysalar biz de halka olağanüstü hali soracağız” dedi. Bilgen, ‘Hayır’ kampanyası için 31 Ocak 2017’de Diyarbakır’da farklı sivil toplum örgütleriyle birlikte bir deklerasyon yayımlayacaklarını bildirdi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B