24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 13 Ocak 2017 2 Van Gölü’nde batık Rus şilebi ‘Akdamar’ isimli şilep 40 metre ve sapasağlam Türkiye’nin en büyük gölü olan ve 800 bin yıllık geçmişe sahip Van Gölü’nün altında 1.5 yıldan bu yana sürdürülen araştırmalarda 1915 yılında Ruslar tarafından yaptırılan, askeri mühimmat ve yük taşımacılığında kullanıldığı belirlenen batık Rus şilebi bulundu. Sualtı Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan, Van Gölü Sualtı Araştırmaları Derneği (VANSAD) Başkanı Dr. Mustafa Akkuş ile 6 kişilik ekip tarafından yapılan çalışmayla Bitlis’in Reşadiye bölgesi Çanakdüzü açıklarında bulunan 40 metrelik batık Rus şilebi büyük heyecan yarattı. Çalışmalarda 23 metre derinlikte 1958 yılında fırtınada sürüklenen, kayalıklara çarptıktan sonra batan ve Ruslardan kalan bir şilep bulundu. Görüntüledikleri üzerinde ‘Akdamar’ yazısı bulunan şilebin çok sağlam olduğunu belirten Tahsin Ceylan, şöyle dedi: “Van Gölü sırlarla dolu. Van Gölü’nün Bitlis bölgesinde batık Rus gemileri olduğu bilgisini aldık. Yaptığımız araştırmalarda bu bölgede Rusya işgalinden sonra kalan 1900 yıllarda yapılmış 3 şilep olduğunu öğrendik. Bu şileplerin askeri mühimmat ve yük taşımacılığında nakliye amaçlı kullanıldığı öğrendik. Ruslar çekildikten sonra birinin yandığını ve ikisinin kayıp olduğu bilgisine ulaştık. Batan bu şilepte koyunların telef olduğu bilgisi var. Bu şileplerin bir tanesinin yandığını, 2 tanesinin de kayalıklara çarparak batıp kaybolduğunu öğrendik. Bunu görüntüledik. Çok heyecan verici bir gelişme. Ruslara ait gemi olduğu için burada Ruslarla birlikte çalışma yapmak isteriz. Şilebin birçok mekanizması ilk günkü gibi sağlam duruyor. Bu şilep Ruslardan, Osmanlı’ya oradan da Türkiye Cumhuriyeti’ne kalarak 3 dönem görmüştür. Bu yüzden çok önemli.” l VAN/DHA ” Yaşamak bu yangın yerinde Her gün yeniden ölerek Zalimin elinde tutsak Cahile kurban olarak Yalanla kirli havada Güçlükle soluk alarak Savunmak gerçeği, çoğu kez Yalnızlığını bilerek Yaşamak görevdir bu yangın yerinde ”Yaşamak, insan kalarak. Ataol Behramoğlu Cumhuriyet'le yaşamak, Cumhuriyet'i yaşatmak için... Görev hepimizin! Her gün bir Cumhuriyet... haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Gizli oyu açık etmek! TBMM’de yapılan Anayasa değişikliği oylaması sırasında, gizli olması gereken oylarını göstere göstere kullanan iktidar milletvekilleriyle, bunu saptamak isteyen muhalefet milletvekilleri arasında çıkan olaylar ve muhalif bir kadın milletvekiline yapılanlar bütün ülkeyi etkiledi. Ben en çok, zaten şiddetin pençesinde kıvranan toplumumuzda, bu tür olayların halkımıza kötü örnek olmasına üzülüyorum. HHH Bir anket yapsak ve hem halka hem de bunu yapan milletvekillerine sorsak: “Bir milletvekilinin gizli olması gereken oyunu göstere göstere kullanmasının nedeni nedir” 1) Lider korkusu 2) Grup baskısı 3) Menfaat 4) Kendine güvensizlik 5) Demokrasiye inançsızlık 6) Anayasayı küçümseme 7) Güç gösterisi 8) Gerilimden, çatışmadan beslenme 9) Hepsi 10) Hiçbiri (Neden belirtiniz) Ne sonuç çıkar acaba? Ve halkın verdiği yanıtlarla, oylarını göstere göstere kullanan milletvekillerinin yanıtları arasında ne fark olur? HHH Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti’ni kaldırıp, yürütme, yasama ve yargı erklerini tek kişinin emrine veren bir referandumu “demokrasi” ve “milli irade” adına halkoyuna sunamazsınız... Çünkü böyle bir adım, hem “demokrasinin” hem de “milli iradenin” ortadan kaldırılması, her iki kavramın da tek kişinin iradesine ipotek edilmesi anlamına gelir. Bu nedenle, yukarıdaki soruyu kendime sorduğumda aklıma gelen olasılık şu oluyor: Acaba yapılan bu değişiklik insanların vicdanlarını rahatsız ettiği için mi “grup baskısı” gündeme geliyor? HHH Yıllarca İstanbul Barosu başkanlığı yapmış olan değerli hukukçu Turgut Kazan, TBMM Başkan Vekili’ne gönderdiği mektupta, Anayasa Mahkemesi’nin eski bir kararını anımsattıktan sonra şöyle diyor: “Demek oluyor ki, GİZLİ OYLAMA mutlak bir yöntem kuralıdır. Asla vazgeçilemez, ihmal edilemez, ihlal edilemez. Eğer ihlal edilecek olursa, bu ihlal şekil yönünden yargı denetimine tabidir. AYM’nin önceki kararında belirtildiği gibi, çirkin üsluplarla bağıra çağıra yapılan açıklamalar, YEŞİL ve KIRMIZI pulları gösteren fotoğraflar ve tutulacak tutanaklarla bu ihlal kanıtlanırsa, iptal gündeme gelir, gelmesi gerekir. Bu nedenle, oylama gizli yapılmıştır açıklamasıyla sorun çözülmüş olmayacağı gibi, gizliliği ihlal eden örnekleri tespit ve görüntüleme girişimlerini önleme çabası da kesinlikle doğru değildir. Çünkü ihlalleri tespit önce başkanlığın, sonra her milletvekilinin görevidir. Doğru olan, zil çalarak çağırma sistemini, oy verme yerinde toplanılmasını, bu yolla baskıya dönük bir kontrol kurulmasını önceleyecek şekilde uygulamak ve oylarını açıklayanlarla / açıklamaya zorlayanları başkanlık divanınca bizzat saptayıp tutanağa yazdırmaktır. Aksi halde, çok ciddi bir ihlal ve iptal sorunu yaşanacağını belirtiyor, bilgilerinize sunuyorum.” HHH Tarihi günler yaşıyoruz... Unutmayalım: “İktidar yozlaşır, mutlak iktidar mutlak yozlaşır!” ÖSYM’den biyometrik güvenlik dönemi FETÖ’nün soru çaldığı iddia edilen davalarda soru kitapçıklarının imha edilmesi skandalının ardından ÖSYM, ömür boyu soru kitapçıklarını elektronik ortamda saklayacak bir sisteme geçiyor. ÖSYM ayrıca, sınav güvenliği için biyometrik kimlik kontrolü gerçekleştirmeye hazırlanıyor. ÖSYM Başkanı Demir, elektronik sınavların 2 yıldır Ankara, İstanbul ve İzmir’de yapıldığını ancak başvuru kontenjanlarının sınırlı olması nedeniyle inşa edilen Ankara Esenboğa Sınav Merkezi’nin tanıtımında ÖSYM’nin çalışmalarını anlattı. Dünyanın en büyük elektronik sınav merkezi konumundaki 5 bin kişinin sınav uygulamasının yapılabileceği binada güvenlik önlemleri dikkat çekerken yüz tanıma sistemi, 5 bin kabin kamerası, 372 ortam kamerası kullanılıyor. Binada ayrıca adayların kullanabileceği 2 bin 500 emanet dolabı, 2 bin 500 çanta dolabı, 66 tuvalet ve sınavlar için 37 ayrı salon bulunuyor. Demir, sınav güvenliği için biyometrik verilerin kullanılması hazırlıklarını vurgulayarak, “Bu esınav merkezinde yüz tanıma ile başlıyoruz. Ama şu anda, parmak, damar izi bulunan yeni TC kimlik belgelerinde bulunan biyometrik bilgilerin de kullanılabildiği sistemlere entegre ederek, mükerrer işleri kaldırmak için bir girişimde bulunacağız. Daha geniş kitlelerin kullandığı yöntemleri kullanarak biyometrik kimlik doğrulama sistemine de geçeceğiz” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear