26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 8 Eylül 2016 eğitim 2 EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Dünya okumaz yazmaz dolu Bugün Dünya Okuma Yazma Günü. Dünya çapında 758 milyon yetişkin ne okuyup yazabiliyor ne de hesap yapabiliyor Dünya çapında 758 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 2.6 milyon yetişkin okuma yazma bilmiyor ve hesap yapamıyor. Bu konuya dikkat çekmek amacıyla her yıl 8 Eylül tarihinde kutlanan Dünya Okuma Yazma Günü, okuryazarlığın yeni tanımını da gündeme taşıyor. Okuryazarlık, bireylerin hayatlarını değiştirmede ve bilgiye erişimde önemli bir rol oynuyor. Günümüzde yetişkin okuryazarlığı, okuma, yazma ve hesaplama gibi temel becerilerin yanında, küreselleşmeye, iletişim teknolojisindeki ilerlemelere, ekonomik, siyasi ve sosyal dönüşümlere cevap verebilen hayati yeterlilikle rin bir arada ele alındığı çoğul bir kavram olarak ele alınıyor. Temel okuryazarlığın ötesinde eleştirel düşünme ve bilgi teknolojilerini kullanma becerilerini, işyeri okuryazarlığını, çevre bilinci, sağlık ve medya okuryazarlığını da kapsıyor. Okuryazarlık, bireylerin güçlenerek ekonomik ve sosyal konularda doğru kararlar verebilmelerine, hak ve hizmetlerden yararlanabilen etkili vatandaşlar olabilmelerine destek oluyor ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunuyor. Okuryazarlık hayat boyu öğrenmenin temelini teşkil ediyor, başarılı ve barışçıl toplumların oluşmasında kritik bir rol oynuyor. İşyeri okuryazarlığı Eğitim hakkından yararlanamayan ve okuryazar olmayan nüfusa yönelik olarak bilimsel temelli eğitim çalışmalar yürüten Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) yetişkin okuryazarlığı için önerileri şöyle: 4 Yetişkin okuryazarlığının temel okuryazarlık becerileri ötesinde günlük hayattaki işlevsel kullanımını da içerecek şekilde yeniden tamamlanması ve bugünün dünyasına cevap veren güncel yaklaşımlar geliştirilmesi. 4 Yetişkin okuryazarlık düzeylerinin belirlenmesiyle ilgili çalışmalar yapılması. 4 İleri düzey okuryazarlık ve bilgisayar okuryazarlığı alanlarında eğitim hizmetlerinin geliştirilmesi. 4 Mesleki altyapı ve işyeri okuryazarlığı gibi istihdamı düzenleyen okuryazarlık eğitimlerinin geliştirilmesi. İlk 500’de 5 Türk var Stefan Wuyts Koç Üniversitesi AMBA’ya katıldı Koç Üniversitesi İşletme Enstitü sü lisansüstü işletme eğitimi alanında uluslararası başarı standartları açısından belirleyici olan AMBA’ya (İşletme Yüksek Lisansları Birliği) katıldı. Koç Üniversitesi, AMBA ile öğrencilerine kariyer desteği verirken, kuruma kabul edilen yaklaşık 80 ülkenin üniversitesiyle bağlatı kurma fırsatı sağlamayı hedefliyor. Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü Akademik Direktörü Prof .Dr. Stefan Wuyts, bu akreditasyon, tüm dünyada tanınan eğitmenlerin sunduğu titiz ve iddialı eğitim programlarımızın yetkinliğinin bir kez daha altını çiziyor” dedi. Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda Bilkent, Sabancı, Koç, ODTÜ ve Boğaziçi ilk 500’e girerken, Gazi Üniversitesi de ilk kez listede yer aldı Londra merkezli üniversite derecelendirme kuruluşu Quacqua relli Symonds (QS) “Dünya Üniversi teler Sıralaması 20162017”yi yayın ladı. ABD’den MIT’nin birinci olduğu sıralamada, Bilkent Üniversitesi 411420, Sabancı Üniversi Dünya tesi 441450, Koç Üniversitesi 451460 sıra aralığında yer aldı. 961 üniversitenin bu Üniversiteler Sıralaması’nda Türk lunduğu sıralamada, üniversitelerinden ODTÜ ve Boğaziçi 471480, İTÜ 651700, Gazi, Çukurova, Hacettepe, Ankara ve İstanbul üniversite geçen yıla göre gerileyenler oldu leri ise 701 üstü sıra aralığın da yer aldı. Bilkent, Koç, ODTÜ, Bo ğaziçi, İTÜ ve Hacettepe üniversite leri, geçen yıla göre sıralamada dü şüş gösterirken, Gazi Üniversitesi ise ilk kez sıralamada yer aldı. MIT birinci Bilkent Üniversitesi QS Dünya Sıralaması’nda 411420 bandında yer aldı. farklı kategoride değerlendirildi üçüncü sırada yer aldı. Sıralamada Üniversitelerin araştırma, öğre ği sıralamada, ABD’den MIT ilk sı ilk onda ABD’den 5, İngiltere’den tim kalitesi, iş imkânı sunabilme ve rayı alırken, aynı ülkeden Stanford 4, İsviçre’den ise 1 üniversite bu uluslararasılaşma olmak üzere beş ve Harvard Üniversiteleri ikinci ve lunuyor. Genç bilim elçileri Kütahya’da Bayer’in Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile birlikte yürüttüğü Bayer Genç Bilim Elçileri Projesi’nin gezici birimi olan Bilim Tohumları Ekibi, Kütahya’da çocuklarla buluştu. Proje için özel olarak tasarlanan araç ları ve ekipmanıyla Kütahya il sınırları içinde iki noktada, Zafer İlkokulu ve Mustafa Kemal Ortaokulu’nda 82 çocukla bir araya gelen ekip, özellikle 912 yaş grubu çocuklarla eğlenceli bilim etkinlikleri gerçekleştirdi. Yücel ve Cordan’ın isimleri iade edildi Köy Enstitülerinin kurucusu, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve Milli Eğitim Bakanlığı eski müsteşarlarından Bener Cordan’ın adının verildiği 9 okulun adının 15 Temmuz darbe girişiminin ardından değiştirilmesi kamuoyunu ayağa kaldırmıştı. CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, dün Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği toplantıda, Trabzon Milli Eğitim Müdürü Hızır Aktaş’a sert tepki göstererek “Ha san Âli Yücel gibi büyük bir insanın adını okuldan silen ya meczuptur ya provokatördür, haindir” dedi. Bu açıklamadan 1 saat sonra Pekşen’i telefonla arayan Vali Yavuz Yücel Köy Enstitüleri’nin kurucusu Hasan Âli Yücel ile eski Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Bener Cordan’ın isimlerinin iade edildiğini söyledi. Pekşen, “Trabzon Valisi başta olmak üzere duyarlı tüm yurtseverlere teşekkür ederiz” dedi. l AHMET ŞEFİK/TRABZON GENÇLER Geleceğin ürünlerini tasarladılar Yaşar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü 4’üncü sınıf öğrencileri mezuniyet projeleri kapsamında geleceğin eşyalarını tasarladı. Gündelik hayatı kolaylaştırırken zaman kazandırmayı amaçlayan geleceğin elektronik ve beyaz eşyaları arasında saç dökülmesini önlerken kablosuz çalışabilen saç kurutma makinesi, sağlıklı gıda tüketimini sağlayan besin hazırlayıcı, bebekler için eğlenceli mama sandalyesi ve yemek masasından kalkmadan masada yemek hazırlama olanağı sunan pişirme ünitesi yer aldı. Yaşar Üniversitesi öğrencileri tarafından hazırlanan prototipler geleceğin teknolojileri olarak hayata geçirilecek. Bengü Aras katlanan mama sandalyesi tasarladı. Kim kimi aldatıyor? Erdoğan Çin’den dönerken gazetecilerle yaptığı sohbette Hürriyet’ten Vahap Munyar kendisine şu soruyu sormuş: “FETÖ ile mücadele çerçevesinde ihraç edilenleri kriptoların seçtiği, asıl kriptoların ise halen görevde durduğu, yanlış insanların gönderildiği söyleniyor...” Erdoğan’ın verdiği yanıt şöyle: “Bunu söyleyenler kendilerine göre doğru da söyleyebilirler. Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. ‘Ben bir şey atayım da nasılsa tutar’ diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Özellikle yazılı ve görsel medya dünyasında bu çok var. Bazen fırsat bulduğumda TV’leri izliyorum. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım.” HHH Erdoğan’ın sözlerinin belli çevrelerdeki etkisi biliniyor: Öfkesini dışavurduğunda veya belli bir politikayı açıkladığında, özellikle de güvenlik ve adalet mekanizmalarına tavsiyelerde bulunduğu zaman, derhal bunların gereklerine uygun davranıldığı konusunda sayısız örnek var. Geçmişte bunun tek bir istisnası İlker Başbuğ’un tutuklanması sırasında yaşanmıştı: Erdoğan’ın bunu tasvip etmediğini belirtmesine karşın, tutuklu yargılama devam etmişti. O zaman da, Silivri’nin mi Erdoğan’ın isteğine karşı geldiği, yoksa Erdoğan’ın oluşan toplumsal tepkiyi yumuşatmak için mi böyle davrandığı anlaşılamamıştı. HHH Şimdi iktidar KHK’lerle, güvenlik güçleri ve adalet mekanizması ise iktidarın yönlendirmesiyle, yine çok tartışılan bir “Post Mortem Darbe” operasyonu yürütüyor. Hem yapılan uygulamalar hem de bu uygulamalara konu olanlar hakkındaki mağduriyet itirazları ayyuka çıktı: Türkiye “İkinci bir Silivri Trajedisi” yaşıyor! Aralarında hasta ve yaşlıların da bulunduğu, arananların akrabası olmaktan başka bir niteliği olmayanlar da dahil olmak üzere, yazarlar, gazeteciler, öğretim üyeleri, sivil ve asker memurlar gözaltına alındı, tutuklandı; on binlerce sivil memur, binlerce asker işten atıldı, şirketlerin ve insanların mallarına mülklerine el kondu. Son örnek “İmamların Öcü: Türk Silahlı Kuvvetlerinde Cemaat Yapılanması”, “TSK’ye İndirilen Balyoz: Dijital Terör” ve “Teğmen Çelebi” kitaplarının milliyetçi yazarı, gazeteci Yavuz Selim Demirağ’ın gözaltına alınması... Bu konuda yapılan ve “Post Mortem Darbe” operasyonunu çok aşan siyasal spekülasyonlara girmeyeceğim... Sadece bu gözaltının kamuoyu vicdanını bir kez daha derinden yaraladığını ve Erdoğan’ın “At izi, it izine karıştı” ifadesini anımsattığını belirtmekle yetineceğim: “Birinci Silivri Trajedisi” sırasında İlker Başbuğ olayında akla takılan soru yeniden gündeme gelmiş görünüyor: Erdoğan aldatılıyor mu?.. Yoksa kamuoyunu yatıştırmak için bilhassa mı eleştirel yorumlar yapıyor? Dilerim “Rabbimden ve milletimden af dilerim” süreci tekrarlanmaz! TEKFEN’den 500 burs Tekfen Vakfı maddi desteğe ihtiyaç duyan başarılı 500 öğrenciye karşılıksız burs veriyor. Vakfın burslarından yararlanmak için, başvuru sahibinin ailesinde en yüksek gelir sahibi kişinin yıllık brüt gelirinin maaş, ikramiye ve prim dahil (mesai hariç) 58 bin 860 TL altında olması şartı aranıyor. Burs başvuruları değerlendirilirken öncelik, fakülteyi yeni kazanan adaylara veriliyor. Burs programından yararlanmak isteyen öğrenciler, 525 Eylül tarihleri arasında www.tekfenburs.com adresinden başvuru yapabilecek. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear