26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA ‘Alman siyasilerin İncirlik planı aynı’ TürkiyeAlmanya arasındaki İncirlik gerginliğine rağmen Alman siyasetçilerin gelecek ay planladıkları İncirlik Üssü ziyaretinin hâlâ geçerli olduğu kaydedildi. Sosyal Demokrat Parti’den Rainer Arnold, “4 Ekim’de Türkiye’ye seyahat etmeyi planlıyoruz” dedi. Rajoy 48 saatte iki kez kaybetti Sandıktan iki seçimdir hükümet çıkaramayan İspanya’da, hazirandaki seçimde birinci gelen muhafazakâr Halk Partisi lideri Mariano Rajoy’un azınlık hükümeti için meclise sunduğu program 48 saat içinde iki kez reddedildi. Çarşamba günkü oturumda güvenoyu alamayan Rajoy, önceki günRajoy kü oylamadan da eli boş döndü. Pazar 4 Eylül 2016 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 7 Putin acele etmiyor nilwgun@cumhuriyet.com.tr G20 için Çin’de bulunan Erdoğan ile Putin dün bir araya geldi. Rus lider, “krizin ardından işbirliğinin tam kapsamlı yeniden başlaması için yapılacak çok şey var” mesajı verdi Erdoğan Şi ile görüştü. Pekin’le imzalar atıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hangzhou mesaisinde masaya oturduğu isimlerden biri de evsahibi Çin Devlet Başkanı Şi Cinping oldu. Devlet Konukevinde bir araya gelen ikiliye daha sonra heyetler de katıldı. İki ülke arasında enerji, nükleer güvenlik ve bitki sağlığı gereklilikleri alanlarında üç ayrı anlaşma imzalandı. Şi’nin darbe girişimini kınadığı, “Fethullahçı Terör Örgütü” ile mücadele konusunda Türkiye’nin yanında yer aldığını söylediği basına yansıdı. İki taraf arasında ayrıca terörle mücadele işbirliğinin daha da derinleştirilmesi konusunda uzlaşıya varıldığı belirtiliyor. Çin’deki Uygur Türkleri, onlara yönelik baskıcı uygulamaların olduğu konusu PekinAnkara arasındaki en yakıcı sorunlardan biri. Havaalanında gerginlik Çin’in Hangzhou kentinde bugün başlayacak G20 zirvesi öncesinde dün liderler ikili görüşmelerle ısınma turlarını sürdürürken gözler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Barack Obama ile buluşmasındaydı. Putin ile dün bir araya gelen, Obama ile bugün sabah erken saatlerde görüşecek olan Erdoğan’ın gündem maddesinin başında Suriye konusunun da olacağı yorumları zirve öncesinde dile getirilmişti. Ancak Putin’in daha önceki demecinde zirvenin ekonomik içerikli olduğundan yola çıkarak gündemin Suriye’ye odaklanmaması çağrısı yapması da yanıt bulmuş gibiydi. Zira Erdoğan, Putin’le buluşması öncesi BM Genel Sekreteri Ban Kimun ile Suriye’deki gelişmeleri de ele alırken Rus lider ile görüşmesine ilişkin ilk açıklamalarda belirgin Suriye vurgusunun olmayışı dikkat çekti. İki ülke arasındaki işbirliğinin tam kapsamlı olarak yeniden başlaması için yapılacak çok şey bulunduğunu kaydeden Putin görüşmenin başında yaptığı açıklamada Erdoğan ile bu konuları ele alacaklarını belirtti. Charter teşekkürü Erdoğan ve Putin, daha önceden planlanan randevularına iki saate yakın bir gecikmeyle başladı. Toplantı öncesinde Rus basınında yer alan haberlerde Suriye’deki son durumun masada olacağı, Akkuyu ve Türk Akımı gibi enerji projelerinin görüşüleceği kaydedildi. Yaklaşık iki saat süren görüşmenin basına açık bölümünde Putin Erdoğan’a atıfla Türkiye’ye verdikleri sözleri yerine getirdikleri mesajı verirken şu ifadele Putin’le görüşmesi sırasında Erdoğan’a eşlik edenler arasında Başbakan Yardımcısı Şimşek, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak ve MİT Müsteşarı Fidan da vardı. ri kullandı: “Yaptığımız son telefon görüşmesinde, daha önce alınan kararların beklenenden yavaş uygulandığını söylediniz. Özellikle charter seferleriyle ilgili anlaşmanın yerine getirilmediğini ifade ettiniz. Sizin de gördüğünüz gibi Rus turistleri taşıyan ilk charter uçağı Türkiye’ye uçtu.” Erdoğan da bu sözlerin üzerine Putin’e teşekkür etti. İki ülke arasında enerji alanında atılacak adımların “süreci daha güçlü kılacağını” belirtti. Putin şunları da söyledi: “Türkiye’de iç siyasi hayatın normalleşmesini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Türkiye’nin zor dönemden geçtiğini görüyoruz. Terörle mücadele etmekte ve önemli tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır, bunu biliyoruz. Zaten terörle mücadeleyle ilgili pozisyonlarımızı daha önce anlatmıştık birbirimize. Türkiye’deki durumun normalleşmesi konusunda önemli başarılar var ama normalleşme tama men sağlandıktan sonra daha hızlı bir şekilde ileriye gidebileceğiz.” Putin önceki gün Bloomberg’e yaptığı açıklamada, iki ülkenin Suriye’deki çıkarlarını gittikçe daha fazla birlikte hayata geçirdiklerini söylemişti. Ankara son dönemde Suriye politikasında değişikliğe giderek Şam’ın yakın müttefiki Rusya ile yakınlaşmış durumda. Rus jetinin düşürülmesiyle başlayan krizin ardından ErdoğanPutin ilk kez 9 Ağustos’ta bir araya geldi. St. Petersburg’daki görüşme, Erdoğan’ın darbe girişiminin ardından ilk yurtdışı ziyaretiydi. 26 Ağustos’ta da telefonda görüştüler. Kerry ile görüşme Bu arada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da ABD’li mevkidaşı John Kerry ile bir araya geldi. Çavuşoğlu, twitter hesabından “görüşmemizde FETÖ ve iade süreci ile Suriye ve Irak’taki gelişmeleri ele aldık” mesajını yayımladı. ABD Başkanı Obama’nın uçağının dün zirvenin yapılacağı Hangzhou’ya inişiyle birlikte alanda Amerikan gizli servisi üyelerinin rögar kapakları da dahil olmak üzere yoğun arama, güvenlik kontrolü yapması kameralara yansıdı. Bu arada başkan olarak son G20 zirvesine katılan Obama’ya uçakta da eşlik eden basının, ABD Başkanı’nı izlemek üzere uçağın yanında beklemeye başlaması üzerine bir Çinli yetkili alanın boşaltılmasını istedi. Buna Beyaz Saray ekibinden bir kadın görevli tepki gösterdi, “Bu ABD uçağı, inen de ABD Başkanı” dedi. Buna Çinli yetkilinin yanıtı ise İngilizce olarak “Burası da Çin toprağı, havaalanı” oldu. AB: Diyaloğa dönülmeli Slovakya’nın başkenti Bratislava’da düzenlenen gay ri resmi AB Dışişleri Bakanla rı Toplantısı’nda konuşan AB Ba kanı ve Başmüzakereci Ömer Çe lik, Türkiye ve AB ülkeleri arasın da işbirliğinin artırılması için fi kir birliğine varıldığını söyledi. Al manya Dışişleri Bakanı Frank Ste inmeier ise darbe girişimi sonrası Türkiye’nin yanında olduklarını be lirtirken Ankara’nın eleştiride bu lunan herkesi bilgisiz olarak nite lendiremeyeceğini vurguladı. Zirve de darbe girişiminin ardından za rar gören ilişkilerin geliştirilme si mesajı vurgulansa da Ankara’nın baskısı ve insan hakları sicili üzerindeki görüş ayrı lıkları değişmedi. AB Dış İlişkiler ve Güven lik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Ömer Çelik Mogherini, basın top lantısında “Herkes tarafından pay laşılan en önemli mesaj diyaloğa geri dönülmesi, birbirimiz hakkın da daha az konuşup birbirimizle da ha çok konuşmak. İster vize muafi yeti olsun, ister gümrük birliği ya da sığınmacı akınının yönetilmesi, geçmiş anlaşmalara saygı duyula cak” dedi. Mogherini, hukukun üs tünlüğü, basın özgürlüğü ve idam cezasından bahsederek Türkiye’nin aday bir ülke olarak AB değerlerine uyması gerektiğini vurguladı. Brexit’e karşı meydanda Britanya’nın Avrupa Birliği’nden çıkışı (Brexit) kararıyla sonuçlanan hazirandaki referandumun ardından ülkede tansiyon dinmiyor. Londra’dan, Birmingham’dan Oxford ve Cambridge’e kadar ülkenin büyük kentlerinde dün sokağa dökülen Brexit karşıtı gruplar, Avrupa bayrakları ve “Bu çılgınlığı durdurun” dövizleri taşıyıp, Brexit prosedürünün sonlandırılmasını ve Avrupa’nın geri kalanı ile ekonomik kültürel ve sosyal ilişkilerin güçlendirilmesini istedi. Eylem, Brexit kararıyla istifa eden Başbakan David Cameron’un halefi Theresa May’in öncülüğündeki kabinenin, Brexit pazarlıklarının AB ile sekteye uğraması durumunda ikinci referandum seçeneğini saf dışı bırakma kararının ardından geldi. Zira muhalefet partileri başta olmak üzere Brexit karşıtları, AB ile yürütülecek müzakerelerde geniş halk katılımını talep ediyor. Özellikle referanduma giden süreçte ‘Hayır’ kampanyası yürüten gruplar, yüzde 52 oyla kabul edilen kararın sandıktan geniş halk desteğiyle çıkmadığını savunuyor. lÖidzebreekveda Özbekistan’da beyin kanaması sonucu hayatını kaybeden Devlet Başkanı İslam Kerimov, dün Semerkant’ta düzenlenen törenle toprağa verildi. 78 yaşında ölen Özbekistan lideri, defnedilmek üzere başkent Taşkent’ten doğduğu Semerkant’a getirildi. Üç gün yas ilan edilen ülkede Taşkent’ten çiçeklerle uğurlanan cenazeyi Semerkant’ta on binler karşıladı. Kerimov, cenaze töre ninin ardından anne ve babasının da bulunduğu mezarlıkta defnedildi. Türkiye’yi Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in temsil ettiği törende Rusya’dan Başbakan Dimitri Medvedev ile çok sayıda ülkeden cumhurbaşkanı ve hükümet temsilcisi katıldı. Medvedev, Kerimov’un eşi ve kızını teselli etti. Şimdi kim CIA ajanı? Britanya’nın Times gazetesi muhabiri Anthony Loyd, 2014 yılında Suriye’de kaçırılmasının ilginç hikâyesini gazetesinde anlattı. Loyd, fotoğrafçı Jack Hill ile birlikte Halep’ten Türkiye’ye dönerken kaçırılmıştı. Kendilerini rehin tutanların ellerinden Hill ve beraberlerindeki rehber ile kaçma girişiminin ardından dayak yiyen ve elleri bağlı olduğu halde bacağından vurulan Loyd, tetiği çeken Hakim Ebu Cemal’i kısa bir süre önce CIA destekli muhaliflerin yer aldığı bir videoda gördüğünde yaşadığı şaşkınlığını dile getirdi. Loyd, çetenin lideri Hakim’in kendisini bir kalabalığın ortasında dövdükten sonra vurduğunu, bu sırada da “CIA ajanı” diye bağırdığını yazdı. Loyd, “Görünüşe bakılırsa, şimdi onlarla çalışıyor” yorumunu yaptı. Hakim’in Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında Türkiye’den Suriye’ye geçen muhaliflerden biri olduğunu da aktaran Loyd, Hakim’in ABD ve Türk istihbaratçılarının güvenlik incelemelerini nasıl geçtiğine şaşırdığını ifade etti. Faşizmin sürgünü VENTOTENE Henri Charriere’in “Kelebek” romanını bilirsiniz... Charriere, Fransız Guyanası’nda atıldığı nemli tropik zindanlarda işlemediği bir suçtan çektiği acıları anlatır. Ventotene’nin hemen yanındaki ikiz kayalık ada üzerindeki Santo Stefano hapishanesi de Charriere’in Kelebek’te anlattığı kaçması imkânsız zindanları aratmayan bir yer. Bu nedenle Mussolini döneminde faşizm sürgünlerinin yaşadığı bu iki adaya Fransız Guyanası’ndan mülhem olarak “İtalya’nın Cayenne”i ya da “Şeytanın adası” deniyor. San Stefano Hapishanesi Napoli’nin görkemli San Carlo Tiyatrosu’ndan ilham alınarak yapılmış. Kemerlerle çevrili 3 katlı amfitiyatro şeklindeki zindanların mimarisi etkileyici. Ama sahnelenen buradaki tek oyun trajedi olmuş. Bu o kadar korkunç bir trajedi ki girişinde “Buraya adımını atan sen, her umuttan vazgeç!” yazıyor. 80’lerde sonra İtalya’nın en sevilen cumhurbaşkanı olan Pertini işte bu hapishanede zulüm çeken tutsakların en ünlüsü. Kendisini yargılayan “özel yetkili faşist mahkemeye”; “Kahrolsun faşizm!” dediği için 10 yıllık hükümle bu zindana gönderilen Pertini, Santo Stefano’daki günlerini “Uzaktan yalnız kilise çanları, deniz ve balıkçıların sesi gelirdi” diye anlatıyor: “Tek bir çehre, bir gülümseme yakalayabilmek için hücrede dikiz deliğine yapıştığım olurdu. Ama Santo Stefano’nun büyük mavi bir göze dönüşen ve bana yeniden yaşam gücü veren göğünü görebilirdim sadece.” Pertini buradaki çilesinden sonra 1 mil ötedeki Ventotene’ye de bir süre sürgüne gönderilmiş. Amaç kimliği silmek Sürgünden maksat muhalifleri yalıtmak. Onları iş, güç; sevdiklerinden ayırıp yıpratmak. İnsanlık onurlarını yok edip yaralamak. Cesaretlerini kırmak. Küçük düşürerek benliklerini, kimliklerini silmek. Ama Pertini örneğinde görüldüğü gibi Mussolini sürgünü istenilenin tam tersini vermiş. “Şeytanın adası”nın rahlesinden geçenler, demokrasiye geçişle İtalya’nın en gözde siyasi sınıfına dönüşmüşler. Sürgün şartları hapistekinden farklı. 1.5 kilometrekare yüzölçümüyle Burgaz büyüklüğünde bir yer olan Ventotene’de sürgün mahkumları, dışarıya penceresi bile olmayan hapis rejimindeki gibi yaşamıyor. Açık havadalar. Adanın belli yerlerinde ikamet edip, belli kısıtlamalarla hareket edebiliyorlar. Hücre yerine yatakhanede kalıyorlar. Farklı “siyasi”lerle oluşturdukları ekiplerle beraber yemek yedikleri aşevleri kuruyorlar. Mussolini polisince gölge gibi takip edilmelerine ve katı kurallara örneğin daktilo kullanamıyorlar, kalabalığa giremiyorlar vs. uymalarına rağmen; burada sürgün kalan “900 muhalif” sonuçta bir “think tank” gibi çalışmış. Bu volkanik adada tüm enerjilerini “faşizmden sonra ülkeyi nasıl yeniden kurarız”a vermişler... ‘Yaşamak taraf olmaktır’ AB’nin temelini oluşturan “Ventotene Manifestosu”nu örneğin burada tutsak kalan Altiero Spinelli ile yazıp anakaraya ulaştırmışlar. Faşizm sonrası ilk kurucu meclisin başkanı olan Umberto Terracini ve arkadaşları, demokratik ilk anayasanın taslağını burada hazırlamışlar. Ventotene bu nedenlerle “faşizmle mücadelenin” hâlâ kalesi sayılıyor. Ağustos sonunda bu nedenle Merkel, Hollande ve Renzi burada bir araya gelip Avrupa’nın tekrar nasıl “resetlenebileceğini” konuştu. Birliğin encamını masaya yatırırken külleri burada olan “Avrupa’nın babası” Altiero Spinelli’nin mezarını da birlikte ziyaret ettiler. Rüzgâr uçurmasın diye çatıları dahi düz yapılmış Ventotene’nin pembe, sarı ve şeftali renkli evlerine ayrılmadan son bir kez daha bakıyorum. Duvarların dili olsa da konuşsa lafı sanki bu ada için düşünülmüş. Yıllar, buradan geçen 900 mahkumun anısından hiçbir şey götürmemiş. Ventotene meydanında adı “Son Umut/ L’Ultima Spiaggia” olan kitapçının kapısında bile öyle ki faşizm zindanlarında çürüyen Gramsci’nin sözleri var: “Ben kayıtsızlardan nefret ederim” diyor Gramsci, “Yaşamak taraf olmaktır!”... Bangladeş’te İslamcı lidere idam cezası Bangladeş’te 1971’deki bağımsızlık savaşı sırasında, savaş suçu işlemekle suçlanan Cemaati İslami Partisi’nin liderlerinden Mir Kasım Ali dün idam edildi. Böylece, Başbakan Şeyh Hasina Vecid liderliğindeki laik hükümetin kurduğu savaş suçları mahkemesi, beş üst düzey Cemaati İslami Parti liderlerini idama mahkum etmiş oldu. Parti liderlerine yönelik idamlar ülkeyi birbirine katmış, 2013’teki protestolarda 500 kişi ölmüştü. C MY B nilgun@
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear