24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazar 4 Eylül 2016 6 Kanlı darbe girişimi sonrası Olağanüstü Hal ilanı ile birlikte eski ortak Cemaat’in ve yerleştirilmek istenen rejime uygun olmayanların devletten temizlenmesi süreci hızlandı. Tasfiye listelerinde Gülen Cemaati ile hiçbir şekilde ilişkisi düşünülemeyecek kişilerin niceliği ve niteliği artıyor. Bu kavramları kullanır, yani sayının yanında nitelikten söz ederken tasfiyenin aynı zamanda akademiyi kalite bakımından sıfırlayacak bir düzeye yükseldiğini anlatmak istiyorum. Acı sonuçları pek çok başka ülkede görüldüğü gibi bizde de görülecektir. HHH Olağanüstü hal yasaları ya da durumları aslında kolay tanımlanabilen hangi sistem içinde olursa olsun kolay kabul edilebilen, kendi içinde tutarlı teorisi yapılabilen durumlar değildir. Çünkü hukukahlak ilişkisi açısından da, hangi içerikle doldurmuş olursanız olun “evrensel hukuk ilkeleriyle” bağdaşabilen bir yanı yoktur. Gerçi 193345 döneminin OHAL uygulamalarına; yetki kararnamesi “Ermaechtigungsgesetz”e “haklılık” kazandırmak için çabalayan, Nürnberg’de her nasılsa yargılan Gri Bölge Koyulaşırken maktan kurtulmuş Carl Schmitt gibi teorisyenler çok çabaladı, yine de tutarlı bir teoriden söz etmek zor. HHH Ama hukuksuzluğun hayat içindeki yerini, geçerliliğini görmek, izlemek, acısını yaşamak mümkün. Hatta olumlamak, “doğallığını” anlatmak için tezler geliştirenlerin sayısının orada burada, kalem erbabında arttığını da görebilirsiniz. Danışmanlar ordusunun, devlet “STK”lerinin bu işe kafa yorduğundan hiç kuşku duymuyorum. Bizler ise yaygınlaşan OHAL uygulamaları karşısında çözümü, durumun karşılığını arıyor, “arındırmanın” derinleşmesini nasıl önleyebileceğimizi, ülkeyi muhtemel tehli kelerden nasıl kurtarabileceğimizi tartışıyoruz. HHH Carl Schmitt, Nazizmin yenilgisinden sonra “itibarı” her nasılsa hem de akademi tarafından iade edilmiş bir hukukçudur. Parlamenter demokrasiyi eleştirirken otoritenin övgüsünü yapan, olağanüstü hal durumlarını teorileştiren “düşünür” olarak da tanınıyor. Schmitt’in “olağanüstü hal teorisinde” iki durumdan söz edilir. Birincisinde; OHAL, anayasa ve yasalar varlığını sürdürürken “meşruiyetini” anayasadan alan bir uygulama olarak hak ve özgürlüklerin “kaideyi bozmayacak bir istisna” olarak askıya alınması şeklinde kendini gösteriyor. İkinci halde ise; artık ola ğanüstü hal meşruiyetini yasalara, anayasalara bağlamayacak, otorite kendisini anayasa kurucu bir yetkiyle donatacaktır. HHH Schmitt’in anlatımından ve örneklerden gri bölgelerde gezinilebileceğini, bir kere yola çıktıktan sonra “meşruiyet” kaynağının uygulamalarla aşılabileceğini, istisnadan yola çıkanların anayasa yapıcısına dönüşebileceğini öğreniyoruz. Ülkemizdeki uygulamalar da zaten “OHAL’i devleti ele geçirmek isteyen darbeci Cemaat’i temizlemek için ilan ettiklerini” söyleyenlerin, kapsamı giderek genişlettiklerini, gazeteci, akademisyen avını sistemleştirdiklerini kanıtlıyor. Görevden alma ve tutuklama rakamları ise olağanüstüdür. HHH Bütün bu gelişmeler; yasama, yürütme, yargı alanında olup bitenler, üçünün birleştiğini, bütünleştiğini sembol ve gerçeklik olarak hayata geçtiğini, OHAL’in meşruiyet kaynağının değişmekte olduğunu sert bir şekilde gösteriyor. Öyle anlaşılıyor ki, Carl Schmitt’in tanımındaki ikinci aşamaya doğru hızlı bir gidiş var. Gri bölge hızla koyulaşıyor. Son iki günde 27 şehit Van, Çukurca ve Şemdinli’de 20 asker şehit oldu, 34 asker yaralandı. Böylece son 48 saatte 27 güvenlik görevlisi yaşamını yitirmiş oldu Doğu ve Güneydoğu’daki operasyonlarda art arda acı haberler geldi. Van, Çukurca, Şemdinli’de 20 asker şehit oldu, 34 asker yaralandı. Bismil’de kazada 1 polis şehit oldu. Son 48 saatte bölgede 27 güvenlik görevlisi şehit olurken 66 kişi de yaralandı. Van’ın Çaldıran ile Ağrı’nın Doğubayazıt ilçelerin arasındaki Tendürek dağındaki perşembe günü başlatılan operasyonda önceki gece Gülizar mevkiindeki üs bölgesine dönen askerlere pusu kuran PKK’lilerle çatışma çıktı. Çatışmada 8 asker şehit oldu, 8 asker de yaralandı. Bölgedeki operasyonda 11 PKK’linin öldürüldüğü belirtildi. Operasyon kapsamında Çaldıran Doğubayazıt karayolu trafiğe kapatıldı. Çaldıran’a 20 kilometre uzaklıkta bulunan Uzunyol Köyü’nden itibaren kapatılan yola yaklaşık 500 metre uzaklıkta önlem alan askerler, araçların geçişine izin vermedi. Yoğun askeri hareketliliğin yanı sıra çatışmaların yoğunlaştığı Gülizar Köyü yakınında bulunan bir tepede konuşlu obüslerin namluları Tendürek Dağı’na çevrildi. Minik Miray’ın babasına vedası Hakkâri’nin Çukurca ilçesi kırsalında önceki güvenlik güçleri ile PKK’liler arasında çıkan çatışmada şehit olan 28 yaşındaki piyade uzman çavuş Kadir Çelebi için dün memleketi Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde cenaze töreni düzenlendi. Şehidin bayrağa sarılı tabutu ilk olarak Melikgazi ilçesindeki baba evine getirilerek helallik alındı. Şehidin babası Recep, annesi Şaziye ve eşi Aslıhan ile yakınları cenazeyi gözyaşlarıyla karşıladı. Kalemkırdı Camii’ndeki törende şehidin yakınları gözyaşı dökerken 1.5 yaşındaki kızı Miray, olup bitenden habersiz babasının fotoğrafını sevdi. Şehidin cenazesi Garnizon Şehitliği’nde toprağa verildi. Ağıtlarla Çukurca’da çatışma Hakkâri’nin Çukurca ilçesi kırsalında devam eden operasyonda güvenlik güçleriyle PKK’liler arasında dün sabah 06.45 sıralarında çatışma çıktı. TSK 7 askerin şehit olduğunu 20 askerin de yaralandığını açıkladı. 100’den fazla PKK’linin öldürüldüğünü belirtti. Yaralılar helikopterlerle Fatih Kışlası’na, oradan da ambulanslarla Hakkâri Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Aktütün’de pusu Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Aktütün bölgesinde yol güvenliği sağlayan güvenlik güçlerine pusu kuran PKK’lilerin açtığı ilk ateşte 5 asker şehit oldu, 6 asker yaralandı. Çatışmanın çıktığı bölgeye helikopterlerle takviye birlik sevk edilerek operasyon başlatıldı. Bismil’de polis şehit Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde bir aracı durdurmaya çalışırken, zırhlı polis aracından düşen ve başka bir aracın çarptığı polis memuru 42 yaşındaki Bülent Ay, şehit oldu. Şemdinli kırsalında patlama: 3 yaralı Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde kırsalda dün akşam zırhlı aracın geçişi esnasında PKK tarafından yola döşenen mayının patlaması soncu 3 asker yaralandı. Yaralı askerlerden birinin durumunun ağır olduğu belirtildi. Öte yandan Siirt’te Barış Mahallesi’nde bulunan polis karakolu ve lojmanlara dün gece PKK tarafından roketatarlı saldırı düzenlendi. 3 roketin atıldığı saldırıda ölen ya da yaralanan olmadığı belirtildi. uğurlandı Acı haberi alınca yıkıldı Van’ın Çaldıran ilçesinde Tendürek dağındaki operasyonda şehit 25 yaşındaki uzman çavuş Enes Koçak’ın, bayramın üçüncü günü yapacağı düğünü operasyonlar nedeniyle ertelediği ortaya çıktı. Sivas’ın Kangal ilçesi Sacayağı köyünde yaşayan şehidin ailesi acı haberle yıkıldı, Şehit babası Ömer Koçak, oğlunun şehit olduğu haberini alınca “Babam, kurban olurum. Koç verdim, koç. Bir taneydi, bir tane. Kurban olurum Enes. Seni nasıl gönderdim. ‘Baba ben rahatım’ dedin. Demedi ki bana ‘Baba ben ateşin içindeyim.’ Koç verdim yavrum” dedi. Ömer Koçak, etrafındakilere “Ben düğün mü yapıyorum, niye geldiniz?” diye sordu. Mardin’in Dargeçit ilçesi girişindeki kontrol noktasına önceki akşam PKK’lilerin roketatar ve uzun namlulu silahlarla düzenlediği saldırıda şehit olan uzman çavuş Mansur Cansız, uzman onbaşı Cem Kanbur ile geçici köy korucusu Yılmaz Alpsoy şehit olurken, 1 asker, 2 geçici köy korucusu ve 1 kadın yaralandı. Şehitler için dün Mardin 70. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı Selen Kışlası’nda askeri tören düzenlendi. Şehit yakınlarının gözyaşları döktüğü törende, şehit korucu Yılmaz Alpsoy’un yakınları Kürtçe ağıtlar yaktı. Şehitler Mansur Cansız’ın cenazesi Sakarya’ya, Cem Kanbur’un cenazesi Bartın’a gönderildi. Korucu Yılmaz Alpsoy’un cenazesi de Mardin Midyat’ta toprağa verildi. 8 vekil ifadeye çağrıldı Dokunulmazlıkları kaldırılan HDP’li vekiller KCK’dan yargılanacak Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından KCK ana davasında HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel’in de araladında bulunduğu 8 HDP milletvekili, 5 Eylül’de ifade vermeye çağrıldı. 2009 yılındaki KCK operasyonlarında 192 kişi için dava açıldı. HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ile HDP milletvekilleri Osman Baydemir, Dirayet Taşdemir, Selma Irmak, Ahmet Yıldırım, Besime Konca, Köln’de Salih Müslim’li protesto Almanya’nın Köln kentinde Kürt grupların düzenlediği protesto gösterisi için binlerce eylemci bir araya geldi. PYD Eşbaşkanı Salih Muslim de, Kürtçe, Arapça ve Türkçe mesajıyla protestoya katıldı. Müslim, şunları söyledi: “Biz bundan 4 yıl önce, ‘Biz savaşçı bir halkız, atalarımızdan tecrübe ler aldık’ dedik. Müslim konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye ve Suriye halklarına karşı değiliz. Biz herkese saygı gösteriyoruz. Kardeşlik mücadelesini veriyoruz. AKP ne yapıyor? DAİŞ’e yardım ediyor. Siz de DAİŞ gibi yok olacaksınız. Rojava hiçbir zaman Türkiye halklarına tehdit olmamıştır.” Alican Önlü ve Nadir Yıldırım milletvekili seçilince dosyaları ayrıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 milletvekilinin yargılanması için 7 Mart’ta fezleke hazırlayarak Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasının ardından 8 milletvekili Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ifadeye çağrıldı. HDP’li 8 milletvekiline çağrı kâğıdı gönderen Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekillerinin ifade için 5 Eylül’de görülecek davanın duruşmasında hazır olmalarını istedi. l Yurt Haberleri haber editör: TAMER KAYAŞ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Milli birliğin şifreleri Cumhurbaşkanı’nın “milli birlik” derken “herkes, tüm muhalefet, Beştepe etrafında toplanacak, tek başına aldığı tüm kararları kabul edecek; müzakereortak karar yok, beni desteklemek var” anlayışında olduğu çabuk ortaya çıktı. Uymazsan, kabul etmezsen, eleştirirsen, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yargı toplantısı olmaz” ve biçimindeki ve keyfi ve ilgisiz tutuklamalara itirazlar edersen, “birlik beraberliği bozuyorsun” propagandası da arkadan sökün ediyor. Bakıyorum da bazı yazarlar “Evet, Kılıçdaroğlu sen haklısın, ama ne olur beraberliği bozup köprüleri atma” yazıyorlar. Yani iktidardır ne yaparsa haklıdır! “İktidara ilan ettiğin birliği sen bozuyorsun diyemem, ama sana diyorum... Adam otoriter, sen ona uyma!” Böylece, darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı’ndan tutun Başbakan, bakanlar ve parti ileri gelenlerine kadar, hepsinin dilinden eksik olmayan, “artık hiçbir şey 15 Temmuz’dan önceki gibi olmayacak” sözleri, muhalefetle işbirliği işaretleri, ülkenin darbe girişiminden sonra artık yeni bir politika izleneceği gibi, keskin kamplaşma politikasının bir kenara itileceği gibi ortalığa serpilen varsayımlar, iki üç pratikle berhava oldu. Kuvvetler uyumu Cumhurbaşkanı ne demişti hemen darbe girişiminden sonra, mealen, gönülden AKP’ye bağlıyım ama anayasal konumumu kabul ediyorum... Cumhurbaşkanı, ruhen de icrada da anayasaya bağlı olmadığını en temel konularda sık sık sergilemekten kaçınmıyor. Anayasanın ruhu kuvvetler ayrılığını barındırırken Cumhurbaşkanı bizzat net dile getirdiği “kuvvetlerin uyumu” düşüncesinin insanıdır. Bu düşünceyi, fiiliyatta da hiç terk etmemiştir. Yasama zaten fiili olarak ona bağlı... Hükümete bile değil. Anayasal düzenin en temel diğer direği olan yargı da resmen kendisine bağlı gözüküyor. Geride ne kaldı, diğer ana kurum ve kuvvetler, TSK, MİT de ona bağlı... Ülkenin iç güvenliğinden bir numaralı sorumlu emniyetin, vali, kaymakam vb’nin üst kurumu İçişleri Bakanlığı da ona bağlı. eHveirnkee’s ‘milletin Başbakan’ı çağırdı ve İçişleri Bakanı’nın istifası açıklandı. Bunu bizzat resmi bir gösteri olarak yapıyor üstelik. Şekle bağlı kalayım diye bir şey yok. Başbakan’a ertesi günkü toplantıda da söyleyebilirdi. Hayır, istifayı Beştepe’nin istediği, Kabine’nin tamamen kendisine bağlı olduğunu vurgulayan bir işlemle. Resmen, başkanlık sisteminin de çok ötesinde tek adam rejimi yürürlükte. Zaten Başbakan bunu peşinen kabul ettiğini de açıklıyor. Bir sorun yok. Cumhurbaşkanı, burası mil letin evi, tabii ki herkes burada toplanabilir, diyerek, ne hukuki ne yasal, ne şekli karşılığı olan bir oldubitti yaratıyor. Milletin evi ise Meclis kimin evi? Dün bir yazar arkadaşımız belirtti: Sıra Meclis’in Beştepe’de toplantısına geldi! Bir sakıncası yok... Çünkü fiili durum neyse, bari onu yaşayalım. MHP lideri tıpış tıpış gider de, Kılıçdaroğlu büyük bir uyumsuzluk gösterirse, artık kendi bileceği bir iş! Skoilipvyrai’nsıinyakargrbı on FETÖ’yü temizleme mücadelesi adı altında, sol ve demokrat ne varsa, devlette ve kurumlarında, hiçbir suç isnadı olmadan, laf cambazlıklarıyla atılıyor. Bu kadar toptan “temizlikte” önemli bir, işinde gücünde kesimin de fırsat bu fırsat atıldığına dair hem işaretler var hem de ciddi kuşkular. Şunu desinler: Kardeşim bunların hepsini biz yerleştirdik devlet ve kurumlarına, FETÖ’cü olduklarını bile bile. Listeleri elimizde, şimdi de atıyoruz. FETÖ’cü olmadıkları bilinen, ama gazetelerinde üç beş yazı yazdı diye, insanları tutukluyorlar. Murat Aksoy, Atilla Taş gibi. Gerekçeye bakın: “Örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” suçu oluşturuldu. Peki kanıt: yok, sıfır. İki yazar Necmiye Alpay ve Aslı Erdoğan için de benzer gerekçeler vardır. Danışma kurulu üyeliği, henüz yasal yayımlanmakta olan bir gazete için peşinen suç mu oluştururmuş?! Hukukta endaze yok “Örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” suçu varsa, bu suçu tepeden tırnağa yıllardır bu iktidar işledi, çok güçlü bir savunmadır. Ama ortada gerçek bir yargı ve hukuk olmalı ki, savunma da tüm kanıtlarıyla işlesin. Silivri makkemelerini, yargıçlarını, savcılarını daha yeni yaşadık. Bir karbon kopyası uygulamada. Demiştim ki: Erdoğan’ın önünde bir kapı aralandı, bu kapıdan nereye bakıyor... Dün nereye bakıyorduysa, diyeceğiz. KARTAL’DA DEMOKRASİ MİTİNGİ Bugün Kartal’da “Boyun Eğme” mitingi var. “Gericiliğe, emperyalizme, darbecilere boyun eğmeyiz” sloganı ile Cumhuriyetçi, laiklikten yana, sosyalist güçler bir araya geliyor. Enver Aysever’in içinde olduğu çağrıcılar, mitinge herhangi bir siyasi parti, örgüt bayrak ve pankartları olmaksızın katılınmasını isteniyor. Çağrı metni şu adreste: http://haber. sol.org.tr/toplum/istanbuldagericiligeemperyalizmevedarbecilerekarsibuyukmitingcagrisi165345 HDP’ye şüpheli zarf HDP Van il binasına posta yoluyla gönderilen şüpheli zarfı açan HDP İl Başkanı Yakup Ateş ve odada bulunan 7 kişi fenalaştı. Ateş ve yanında bulunanlar tedbir amaçlı sağlık merkezinde bir süre tedavi altına alındı. Van’da önceki gün bir kadın postacı, HDP il binasına postayla gelen zarfları götürerek sekretere teslim etti. Sekreter de zarfı HDP Van İl Başkanı Yakup Ateş’in masına bıraktı. Ateş, zarfı açtığı an başının döndüğünü fark etti. Odada bulunanlar zarfta zehir olduğunu belirterek durumu polise bildirdi. Zarfa dokunanların parmak izi alınırken, sağlık ekipleri binada bulunanları sağık taramasından geçerdi. HDP İl Başkanı Yakup Ateş ile birlikte 7 kişi tedavi altına alındı. Olayın bir an önce aydınlatılmasını isteyen HDP İl Başkanı Ateş, “Zarfın içerisinde bir avukatın mesleki kimliğinin fotokopisi, birkaç satır yazı yazılıydı. Ben tozu görmedim ama arkadaşlar ben zarfı kurcalarken tozun havaya saçıldığını görmüşler” dedi. l YUSUF ZİYA CANSEVER/ VAN C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear