26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 28 Eylül 2016 4 Bütün Ayları Isıtan Haziran Kanlı darbe girişimi ile zirveye çıkan kavga tüm hızıyla sürüyor. Kavga darbeci Gülen Cemaati ile eski ortak AKP arasındadır. İktidarını korumayı başaran AKP şimdi korkunun da etkisiyle yığınsal bir “temizlik” harekâtı yürütüyor. “Değdi değmedi” mantığıyla on binlerce kişiyi kamudan kovuyor, cemaatle ilişkisini saptayabildiklerini ya da kuşkulandıklarını tutukluyor. Sayıları binleri geçti. Sürecektir. Tehlike, Cemaat’e kapıları açanın bizzat AKP’nin kendisi olmasında yatıyor. Açılan kapılardan giren Cemaat üyelerinin kolaylıkla devlete ve partiye “sızabildikleri” besbelli. HHH Bu bir durum saptaması. Ama bu kadar değildir. Kavganın her iki tarafı da Türkiye’yi bir din devletine dönüştürme konusunda farklı düşünmüyorlar. İdeolojik ortaklıklarında kimilerinin, örneğin TV kanallarında boy gösteren Havuz medyasına dehşetengiz açıklamalar yapanların sandığı gibi herhangi bir farklılaşma, umdukları gibi “AKP’nin Kemalistleşmesi” söz konusu değildir. Kavganın, ideolojik ortaklıkları değişmeyen taraflar arasında gerçekten kıyasıya bir iktidar kavgası olduğu artık su götürmez gerçektir. HHH Kavganın muzafferi kazandığı zaferle, ele geçen “fırsatla” bir yandan tehlikeli ortağını tümüyle etkisizleştirmeye çabalarken, OHAL marifetiyle devleti dönüştürmeyi yani asıl hasımlarını dize getirmeyi planlıyor. Bunun için karşısına çıkan “fırsatı” kullanma, laikliğin direnç noktalarını ortadan kaldırmaya yöneldi. O bir yandan iktidarına göz diken eski ortağı tepelerken, asıl hasımlarını unutmuyor. Laikliği savunanları şiddetle bastırmaya niyetlenmesinin nedeni budur. Biliyor ki, gerçek tehlike laikliği savunanların tükenmez inadıdır. Eski ortak tehlikeliydi evet, ama sonuçta bir iç iktidar kavgasıydı. Asıl tehlike, planları, projeleri bozmaya niyetli olanlardan geliyor. HHH AKP bu nedenle iktidar kavgasını hızla sonuçlandırmak, asıl amaca odaklanmak istiyor. Bunun için de Hazirancıların, laikliği ödünsüz savunanların ayağa kalkmasını, sokağa çıkmasını önlemeye çalışıyor. Bunu başarabilir mi? Zor olduğunu o da biliyor. Çünkü Türkiye’de laiklik AKP’nin sandığından çok daha büyük bir kitlenin, birbirinden farklı düşünseler de çok geniş kesimlerin ortak ülküsü, ortak gereksinimidir. Evet çok hırpalandı, liberal destekle orasından burasından tırtıklandı, akılla, aklın özgürlüğüyle bağı koparılmak, din devlet ilişkisine indirgenmek istendi. Yoğun çabaya karşın kesin sonuç alınamamamış, Türkiye bir din devletine dönüştürülememiştir. HHH Bunun için hırçınlaşıyor, laiklik savunucularını sindirmeye yasal bir partinin HTKP’nin Başkanını Erkan Baş’ı ve öteki Hazirancıları yerlerde sürüklemeyi göze alıyorlar. Gerçek niyet terörle mücadelenin hukukla olmayacağına herkesi inandırmak, muhalefeti terörist ilan ederek susturmaktır. Bu niyeti boşa çıkarmak da laiklik savunucularının, eşitlik, özgürlük isteyenlerin işi olmalı. Çokturlar; AKP’nin tahminlerinin ötesindedirler. Yalnızca sokakta, meydanda değil, özgür aklın kendini ifade edebileceği her yerdedirler. Laikliğin savunulması bugün yurtseverliğin, göstermelik olmayan demokrasinin savunulmasının mihenk taşıdır. Haziran sıcak Gezi günlerinin AKP’yi ürküten gölgesiydi; şimdi bütün aylara yayılmış laiklik mücadelesinin, direnişin adıdır. ‘Erken seçim beklemiyorum’ TBMM Başkanı İsmail Kahraman, dün 26. dönem 1. yasama yılının sona ermesi nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Kahraman,15 Temmuz’un siyasi ayağının temizlenmesi için erken seçimi bir yol olarak görüp görmediği sorusu üzerine “Erken seçime gidileceğini zannetmiyorum. Seçimler zamanında yapılmalı. İkide bir ‘erken seçim yapılsın’ denmemeli” dedi. Yedek milletvekilliğiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Kahraman, bu sistemin gelişmiş demokrasilerde hep olduğunu belirterek, “Olabilir, mümkündür. Tatbikatları da değişiktir. Finlandiya’da başka, Norveç’te başkadır. Teklif ortaya çıktığında incelenip ona göre nihai kararımızı verebiliriz” diye konuştu. Yeni dönemde ‘yeni anayasa’ için çalışma yapılması gerektiğini söyleyen Kahraman, “Parlamentomuzda grubu bulunan 4 siyasi partimizin de katkı ve desteği ile hazırlayacağımız yeni anayasa, sade, sivil, demokratik, hürriyetçi, merkezinde bireyin olduğu bir anayasa olacaktır” dedi. l ANKARA /Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ZARİFE SELÇUK Johnson özür dilemedi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaret içerikli şiir yarışmasında birincilik kazanan İngiltere Dışişleri Bakanı Johnson’a o soruyu İngiliz gazeteci sordu Brexit sürecinde İngilizlere “Türkiye’nin üye olacağı bir AB’den çıkma” çağrısı yapan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret içerikli şiir yarışmasından birincilik kazanan İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine destek vermeye devam edeceklerini vurguladı. Johnson’ın Ankara ziyaretine ise Türklere yönelik sözleri nedeniyle özür dileyip dilemediği sorusu damga vurdu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak basın toplantısındaki soru Türk gazetecilerden değil İngiliz Financial Times gazetesinin muhabiri Laura Pitel’den geldi. Johnson’a İngiltere’de 4 ay önce düzenlenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret içerikli şiir yarışmasındaki sözlerini hatırlatan Pitel, “4 ay önce dile getirdiğiniz Türkiye ile ilgili sözlerinizden dolayı özür dileyecek misiniz?” diye sordu. Johnson İngiliz gazeteciye sinirlenmedi, gülümseyerek ‘şaşırdığını’ ve “bu konunun görüşmede gündeme gelmediğini” söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 50 dakika görüşen Johnson, Başbakan Binali Yıldırım tarafından da kabul edildi; 15 Temmuz’da bombalanan Meclis’i ziyaret etti. Yıldırım ile görüşmesinde Johnson, İngiltere’nin Türkiye’yi en önemli müttefik ve ortaklarından biri olarak gördüğünü belirterek, ülkesinin ilk andan itibaren demokratik kurumların arkasında olduğunu güçlü bir şekilde ortaya koyduğunu vurguladığı belirtildi. Johnson ayrıca bu görüşmede de Türkiye’nin AB üyeliğine destek vermeye devam edeceklerini vurguladı. Johnson, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinin ardından ise şu mesajı verdi: “İngiltere ile Türkiye arasında ge ‘Dostum Boris’ Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ortak basın toplantısı sonrasında “Dostum Boris” diye hitap etmesi dikkat çekti. Johnson da Çavuşoğlu’na, “Mevlüt” diye hitap etti. İngiltere Dışişleri Bakanı Johnson, Osmanlı döneminde Damat Ferit Paşa hükümetinde bakanlık yapan ve İstiklal Mücadelesi’ne karşı tavrıyla bilinen Ali Kemal’in torununun oğlu. 15 Temmuz mesajı Boris Johnson ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saray’da bir araya geldi. niş ölçekli bir serbest ticaret anlaşması olacağını ümit ediyorum. Biz AB’den ayrılıyoruz, ama Avrupa’dan ayrılmıyoruz. Türkiye’nin ve Türkiye’nin hedeflerinin güçlü destekçisi olmaya devam edeceğimizin bilinmesi önemli.” ‘Gündeme gelmedi’ Johnson, 4 ay önce Türkiye’ye yönelik söylediği bir sözle ilgili özür dileyip dilemeyeceği sorusu üzerine, bu sözlerinin Türkiye’deki temaslarında gündeme gelmediğini belirterek, “Bu hiçbir şekilde, çok detaylı konuşmalarımızda dile getirilmedi. Son 2 gündür Türkiye’de son derece detaylı görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Çok faydalı görüşmeler yaptık. Bence Ankara ve İstanbul’da görüştüğüm kişiler, Birleşik Krallık’ın Türkiye’ye ve Türk demokrasisine verdiği güçlü desteği duymayı bekliyorlardı” dedi. Linç edilerek öldürülen Osman lı İmparatorluğu’nun son Dâhiliye Nazırı Ali Kemal’in öz torunu Stanley Johnson’ın oğlu olan Johnson, “Çankırılı mısınız” sorusuna, Türkçe olarak “Kalfatlıyım” yanıtını verdi. ‘Atalarımın toprağı’ Johnson, “Burası atalarımın toprağı ve bu bakanlık akrabalarımın eskiden çalıştığı yer. Büyük amcam Zeki Kuneralp, burada sizlerin yaptığı işi yapıyordu. Bu bakanlıkta benim ve ailemin bir tarihi var. O yüzden burada olmak ve birçok paylaşımda bulunmak çok güzel” dedi. Anıtkabir ziyaretinde ise Johnson’ın mesajı Atatürk üzerineydi: “Atalarımın topraklarına dönmek, modern, özgür ve demokratik Türkiye’nin kurucusuna saygılarımı sunmak ve Türkiye’nin dünyanın büyük ulusları arasında yer almasıyla onun vizyonunun nasıl gerçekleştirildiğini görmek büyük bir ayrıcalık.” l ANKARA/Cumhuriyet Johnson “Temmuz’da yaşananlar tam anlamıyla vahşetti, antidemokratik ve kötü niyetliydi, yapılacak en doğru şey bunu bastırmaktı. Şimdi biz de kendi ülkemizde Gülen örgütü diye adlandırılan bu yapının işaretlerine büyük ciddiyetle bakmalıyız” diye konuştu. Johnson, Gülenciliğin İngiltere için yeni bir durum olduğunu, bu örgütün yapısını, hareket tarzını ve planlarını anlamak için Türkiye’den bilgi aldıklarını söyledi: “Bugün Mevlüt bana Türk yetkililerin bu örgütle bağlantılı olduğunu düşündüğü kuruluşların bir listesini verdi. Biz de onlarla bağlantılı tüm unsurları tespit etmek için elbette çaba göstereceğiz. Eğer varsa, onların bazı eylemlere girişip girişmediğinden emin olmamız gerek.” CHP, KHK’ler için ikinci kez AYM’de Yüksek Mahkeme’ye taşınan 669 sayılı KHK ile 1389 asker ihraç edilmiş, kuvvet komutanlıkları MSB’ye bağlanmıştı CHP 669 sayılı OHAL KHK’sinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni düzenleyen maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 15 Temmuz sonrasında çıkarılan 8 KHK’den ilki olan 667 sayılı KHK dışındakileri Anayasa Mahkemesi’ne götürme kararı alan CHP, dün ikinci kararnameyi Yüksek Mahkeme’ye taşıdı. 669 sayılı KHK ile 1389 asker TSK’den ihraç edilmiş, kuvvet komutanlıkları ise Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştı. Aynı KHK ile GATA da Sağlık Bakanlığı’na devredilmişti. CHP, söz konusu KHK’deki TSK düzenlemesi ve soruşturmasız olarak yapılan açığa alma işlemlerinin iptalini istiyor. Yıldırım’a mektup yazmıştı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu TSK’yi yeniden yapılandıran KHK’nin anayasaya aykırı olduğunu belirtmiş, durumu Başbakan Binali Yıldırım’a da yazdığı mektupla iletmişti. Kılıçdaroğlu mektubunda, “temel kurumların yeniden yapılandırılmasında ortak akıl ve parlamento iradesinin gerekliliği”ne dikkat çekmiş, özellikle TSK’nin yeniden yapılandırılmasına ilişkin 669 sayılı KHK için uyarmıştı. ‘Ortak aklı’ vurgulamıştı Kılıçdaroğlu mektupta “Görüldüğü kadarıyla 669 sayılı KHK ile TSK gi bi çok önemli bir kurum olağanüstü hal süresini de aşacak şe kilde yeniden düzenlen mektedir. Bu yapılandır manın titiz bir çalışma, ortak akıl ve kanun yo luyla yapılmasının ya şamsal öneme sahip ol duğu çok açıktır. Söz ko nusu KHK hem hukuk açı sından, hem de mev cut anayasa açı sından sorunlu” ifadelerini kul lanmıştı. l ANKARA / Cumhuriyet Levent Gök Kılıçdaroğlu cenazeye katıldı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP PM üyesi Ali Öztunç’un kayınpederi Sadık Görgülü’nün cenaze törenine katıldı. Sadık Görgülü’nün cenazesi Pir Sultan Abdal Cemevi ve Kültür Merkezi’nde yapılan törenin ardından defnedilmek üzere Çorum’a götürüldü. Gök: İktidarın KHK’lerle hukuk dışına çıkmasının karşısındayız CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Meclis’te basın toplantısı düzenleyerek CHP’nin KHK’lere ilişkin yaptığı başvuru hakkın da bilgi verdi. 669 sayılı kararnameyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduklarını belirterek, amaçlarını “Meclis’in saygınlığının korunması, etkinliğinin artırılması, bypass edilmesinin önlenmesi” olarak açıkladı. Ola ğanüstü halin amacının, darbe teşebbüsünü gerçekleştiren FETÖ ile mücadele olduğunu ve yetkinin bunun için alındığını söyleyen Gök, “FETÖ ile mücadelede hükümete tam destek verdiğimizi ifade ediyoruz. Ancak iktidarın, çıkarttığı KHK’ler anayasal sınırları aştı. İktidar partisinin kararnameler yoluyla hukuk dışına çıkmasının da karşısındayız” diye konuştu. Gök, 1 Ekim’de gerçekleşecek Meclis açılışına ilişkin, CHP olarak Mecliste makamlara her zaman saygı gösterdiklerini belirterek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Meclis’e geldiğinde hep birlikte kendisini karşılayacaklarını, resepsiyonda da yer alacaklarını bildirdi. MHP, AKP ve CHP’yi bekliyor MHP, Başkanlık Divanı’nda anayasa paketini masaya yatırdı. Toplantıda ‘bekle ve gör’ yaklaşımının benimsenmesi kararı çıktı SELDA GÜNEYSU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başkanlığında önceki gün toplanan Başkanlık Divanı, Meclis’te görüşülen mini anayasa paketini masaya yatırdı. MHP, daha önce uzlaşılamayan Disiplin Mahkemeleri ve Askeri Yüksek Mahkemeleri’nin kapatılmasıyla, bu iki mahkemeden Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) seçilecek üyelerle ilgili AKP ve CHP’nin “uzlaşmasını” bekleyecekken, uzlaşının sağlanması için “Bir üyeyi Meclis belirlesin, diğer üyeyi de Cumhurbaşkanı belirlesin” önerisini getirdiği belirtildi. CHP’nin bu öneriye “sıcak baktığı” değerlendirilirken, MHP, söz konusu önerisine AKP’den gelecek yanıta göre tavır belirleyecek. Askeri mahkemeler Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, toplantıda, mini anasaya paketiyle ilgili olarak, üç partinin uzlaştığı 7 madde arasında, anayasada yer alan 118. maddedeki Jandarma Genel Komutanlığı ifadesinin çıkarıldığı bilgisi de paylaşıldı. Bununla birlikte askeri yargıyı düzenleyen 145. madde de anayasadan çıkarıldı. Ancak 145. maddede, askeri yargıyı belirleyen bir fıkra, 142. maddeye eklendi. Söz konusu fıkra, Disiplin Mahkemeleri ile Askeri Yüksek Mahkemeleri’ni kapsıyor. 145’ten alınarak, 142’ye eklenen fıkrada, “Disiplin Mahkemeleri hariç, askeri mahkeme kurulamaz” ve “Savaş halinde asker kişilerin görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara bakmakla görevli olarak Askeri Mahkemeler kurulabilir” hükümleri getiriliyor. HSYK ile ilgili maddede de AKP ve CHP arasında uzlaşma sağlanamadı. AKP, Genel Kurul’da HSYK üyelerinin Meclis’te salt çoğunlukla seçilmesini önerirken, CHP 3’te 2 çoğunluk istiyor. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear