26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 15 Eylül 2016 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL ‘Üzerine vazife değil’ ‘12 Eylül’ü sivilleştirmek Ahmet ve Mehmet Altan kardeşler, bunca süredir bir kez bile nedamet getirmedikleri, insanları sahte belgeler, düzmece kanıtlar, yalancı tanıklarla, zulmün tutsağı etme komplosunun, destekçisi, teşvikçisi, suç ortağı olma günahını işlerken, “askeri vesayetin tasfiyesi”ni, mazeret olarak ileri sürmekteydiler. 12 Eylül 1980 darbesinin 36. yıldönümüne bir gün kala, darbe çağırışımıyla yüklü “sübliminal mesaj içeren söylemde bulundukları” gerekçesiyle gözaltına alınmış bulunan Altan kardeşler artık, düzenin zalimleri safından, mazlumları safına geçirilmişlerdir ve akıbetleri askeri vesayet sürecinin tasfiyesinin ne menem bir marifet olduğunu, ibret verici bir çarpıcılıkla, gözler önüne sermektedir. Altan kardeşlerin, maruz kaldıkları muameleyi hiçbir nedenin mazur gösteremeyeceğini, buna demokrasiden yana olan herkesin karşı çıkmak zorunda olduğunu belirtmek bile gereksiz. Onların özgürlükleri, aklın havsalanın kabul etmeyeceği gerekçelerle çiğnenirken bütün topluma yönelik bir tehdidin oluştuğu yadsınamaz . Ahmet ve Mehmet Altan’ın bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını dilerim. HHH Ahmet Mehmet Altan kardeşlerin 12 Eylül’ün 36. yıldönümüne bir kala, çağdaş hiçbir toplumun havsalasının almayacağı bir gerekçeyle gözaltına alınmaları onlar ve onlar gibi nicelerinin şiddetle savundukları askeri vesayetin tasfiyesi sürecinin başarısızlıkla sonuçlandığının göstergesi midir? Hayır! Rejim üzerindeki askeri vesayet tasfiye edilmiş, okulları dağıtılan, kadroları tarumar edilen TSK parmağını kıpırdatamaz hale getirilmiştir. Sanırım bu noktada biraz dikkatli olmak ve doğru saptamadan, yanlış çıkarımlarda bulunmaktan kaçınmak zorundayız. Askeri vesayetin tasfiyesinin başarıyla sonuçlanması artık “12 Eylül”ün geride kaldığı anlamını taşımıyor. Tam tersine başlangıcının 36. yılında 12 Eylül bütün haşmet ve şiddetiyle sürmektedir. Hatta Altan’ların gözaltına alınma nedenleri göz önünde bulundurulduğunda, 12 Eylül baskısının artarak sürdüğünü söylemek bile mümkündür. Öyle ya! 12 Eylül hiçbir zaman iki gazeteciyi, sübliminal mesaj verme gerekçesiyle gözaltına alacak kadar geniş ve yaratıcı hayal gücüne sahip olamamış, bireyi böylesine Frenklerin deyimiyle “sublime” bir cendere altına alamamıştır. 36. yılında 12 Eylül, hâlâ sürmektedir. Ama askeri vesayetin geride kalmasıyla birlikte, 12 Eylül’ün artık sivil dönemi açılmış bulunmaktadır. Eğer sorun, diktatörlerin üniformalı olmayıp sivil giyinmeleri ise, her şey başarıyla sonuçlandırılmış, 12 Eylül’ün sivilleştirilmesi süreci tamamlanmıştır. HHH Baskı sürmektedir ama insanların tıkıldığı hapishaneler, askeri birlikler içindeki askeri hapishaneler değil, sivil hapishanelerdir, askeri mahkemeler artık yerlerini sivil mahkemelere bırakmış. Sıkıyönetimin yerini sivil olan OHAL almıştır. Gerçi askeri mahkemelerin yerini sivil mahkemelerin almış olması, yargının iktidar karşısında bağımsız olmasını sağlayamamış, komutanlarla uyumlu askeri mahkemelerin yerini yürütmeyle uyumlu sivil yargının almasıyla sınırlı kalmıştır ama bu olgu yine de “sivilleşme!” sürecine engel olmamıştır. 12 Eylül’ün askeri aşaması ile sivil aşaması arasındaki önemli farklılıklardan biri de, birincinin otoriter buyurgan niteliğiyle, vatandaşı emirlere uyan bir otoriter cendere içinde tutmakla yetinirken, ikincinin bireyin yaşamını beşikten mezara her yönüyle denetim altında tutan totaliter bir niteliğe bürünmüş olmasıdır. Özetle 36. yılında 12 Eylül otoriter aşamadan totaliter aşamaya geçişe koşut olarak üniforma yerine sivil giysiyle sürmektedir. Böylelikle de askeri vesayet tasfiye edilmiş, 12 Eylül sivilleştirilmiştir. Artık diktanın, postala, namluya, tanka, tüfeğe ihtiyacı kalmamıştır. Haydi hayırlısı! Yeni Akit’in ‘Evrensel’ hazımsızlığı sürüyor Provokatif yayınları ve nefret söylemine sıklıkla başvurduğu haberleriyle bilinen iktidar destekçisi Yeni Akit, Özgür Gündem’in ardından, Evrensel gazetesinin de kapatılacağını iddia etti. Gazetenin “Terör örgütü PKK ile mücadele son sürat devam ederken örgütün yayın organları da birer birer kapatılıyor. PKK’ya yakınlığıyla bilinen Evrensel gazetesinin de kapatılması gündemde” haberi üzerine Evrensel gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Polat, Yeni Akit’e karşı her türlü hukuki haklarını kullanacaklarını söyledi. Polat, tutuklu yazar Aslı Erdoğan’ın sözünden yola çıkarak “Evrensel, gücünü gerçeği söylediğini bilmekten alıyor” dedi. l Haber Merkezi İçişleri Bakanı Soylu, katıldığı bayramlaşma töreninde “Teröre karşı acımasız olacağız” derken, ABD’nin Büyükelçi Bass’ı uyarmasını istedi Süleyman Soylu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Teröre karşı hiçbir zaman müsamahakâr olmayacağız. Onların hareket kabiliyetini tamamen kısmaya çalışacağız ve acımasız olacağız. Hükümetimiz kararlılık içerisindedir” dedi. ABD Büyükelçisi John Bass’ın kayyım açıklamasıyla ilgili tepkisini sürdüren Soylu, “Yıllarca dost olarak nitelendirdiğimiz, müttefik olarak birçok meseleyi beraberce taşıdığımız ülkelerin büyükelçileri, üzerlerine vazife olmayan açıklamalar gerçekleştiriyor. Sanki tahrik eder gibi ve meseleleri kaşır ve bir de yön verir gibi konuşmaları bizi üzmüştür. Büyükelçiye gerekli uyarıyı yapmak o ülkenin meselesidir ve biz onu ondan bekliyoruz” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nde düzenlenen bayramlaşma programında yaptığı konuşmada, “Teröre karşı hiçbir zaman müsamahakâr olmayacağız. Elimizdeki teknik, istihbari ve donanım açısından bütün araçlarımızı sahada hazır edeceğiz. Onların hareket kabiliyetini tamamen kısmaya çalışacağız ve acımasız olacağız. Ama vatandaşımıza karşı da büyük bir özveri ve şefkatle, arzularının ve ideallerinin gerçekleşmesi için büyük bir cevvaliyet içerisinde hareketimizi ortaya koyacağız. Hükümetimiz kararlılık içerisindedir. İnanıyorum ki terörle mücadelede Türkiye başarılı olacaktır. Terörle mücadelede başarılı olmak için güvenlik güçlerine ihtiyacımız varsa, oradaki vatandaşımızın da desteğine ihtiyacımız var” dedi. Kayyım tartışması Belediyelere kayyım atanmasıyla ilgili tartışmalara değinen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediyeler üzerinden gerçekleşen olaylar, kabul edilebilir cinsten değil. Terör örgütü tarafından baskıyla ortaya koyulan oluşumların üzerine gideceğiz. Tespitlerimiz var ve bu tespitleri yakında orta ya koyacağız. Sivil toplum örgütü görünümündeki birtakım yapılar vatandaşa baskı ortaya koyuyor. Belediyeler aldıkları elemanlar vasıtasıyla köylülere baskı yapmaya çalışıyor. Bunları hukuk ve kurallar içerisinde çözeceğiz. Güvenlik güçlerimiz çok önemli çalışmaların altına imza atıyor. Büyük bir titizlikle çalışıyorlar. Teknik olarak da çok üst düzeydeler.” ‘Tahrik ediyorlar’ Belediyelere kayyım atanmasıyla ilgili ABD Büyükelçiliği’nin açıklamasına tepki gösteren Bakan Soylu, “Maalesef üzüntü duyduğumuz olaylar da oluyor. Yıllarca dost olarak nitelendirdiğimiz, müttefik olarak birçok meseleyi beraberce taşıdığımız ülkelerin büyükelçileri, üzerlerine vazife olmayan açıklamalar gerçekleştiriyor. Bu, özellikle bağımsız ülkeler için kabul edilemez. Çünkü hiçbir bağımsız ülkenin bir ülkenin yol haritasını çizmesi çok doğru değildir. Sanki tahrik eder gibi ve meseleleri kaşır ve bir de yön verir gibi konuşmaları bizi üzmüştür. Ama bu konuda büyükelçinin değerlendirmelerine aynı şekilde cevabımızı verdik. Büyükelçiye gerekli uyarıyı yapmak o ülkenin meselesidir ve biz onu ondan bekliyoruz” dedi. Son 15 yılın en az kazası! Bakan Soylu, bayramda son 15 yılın en az trafik kazası yaşandığını söyleyerek, “Trafikte maalesef ciddi kazalarla karşı karşıya kalıyoruz. Emniyet kemeri sadece arabanın önünde olanlar için değil. İstatistiklere göre arka koltukta oturanlar kemer takmıyorsa daha fazla zarar görüyor. Onun için arka koltukta da emniyet kemerinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bayram kaza istatistiklerini bayramdan sonra açıklayacağız. Son 15 yılın, şu anda kadar en az kazası yaşandı. Ne olursunuz, dönüş yolunda acele etmeyelim” diyerek konuşmasını noktaladı. l TRABZON/ Cumhuriyet Meclis tezkereyle açılacak Tatil kararı alarak KHK’leri Meclis’ten kaçıran AKP, CHP’nin olağanüstü toplantı önerisini reddetmesi üzerine yeni yasama yılını Suriye tezkeresiyle başlatacak EMİNE KAPLAN Süresi 2 Ekim’de dolacak olan SuriyeIrak tezkeresini, Fırat Kalkanı operasyonunda yasal boşluk oluşmaması için Meclis’i olağanüstü toplayarak 30 Eylül’de görüşmek isteyen AKP, CHP’nin olağanüstü toplantı önerisine sıcak bakmaması üzerine tezkereyi 1 Ekim’de genel kurul gündemine getirmeyi planlıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni yasama yılını açış konuşmasının ardından tezkere Meclis’ten geçirilerek halen Suriye’de bulunan Türk askerinin durumuna ilişkin olası tartışmaların da önüne geçilmiş olacak. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’a gönderilmesi, yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması konusunda hükümete yetki veren tezkerenin sü ‘Yasal boşluk’ kaygısı AKP tezkerenin süresinin 2 Ekim’de dolması nedeniyle halen Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında Suriye’de bulunan Türk askerinin durumunun tartışmalı hale geleceği ve 1 gün de olsa yasal boşluk doğacağı endişesini dile getirerek, olağanüstü toplantıya gerek kalmadan 1 Ekim’de tezkerenin görüşülmesi önerisinde bulundu. Tezkereyle, 2 Ekim’den itibaren TSK unsurlarının yurtdışına gönderilmesi konusunda hükümete verilen yetkinin 1 yıl daha uzatılması bekleniyor. resi 2 Ekim’de doluyor. AKP, Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında halen Suriye’de bulunan Türk askeriyle ilgili olarak yasal sıkıntı yaşanmaması için tezkereyi 2 Ekim’den önce Meclis’ten geçirmek istiyor. Bunun için CHP ile temas kuran AKP, Meclis’in 30 Eylül’de olağanüstü toplanarak tezkerenin görüşülmesini önerdi. Ancak KHK’lerin gö rüşülebilmesi için Meclis’in daha önce tatil edilmesine karşı çıkan ve tatil süresince de tartışmalı KHK’ler çıkaran hükümetin tavrını eleştiren CHP, Meclis’in olağanüstü toplanmasına karşı çıktı. CHP, 1 Ekim’de Meclis’in yeni yasama yılına başlayacağı, 2 Ekim’de KHK’lerin görüşülebileceğini AKP’ye iletti. l ANKARA Baluken: HDP’yi İmralı’da istiyor HDP Grup Başkanvekili ve İmralı Heyeti Üyesi İdris Baluken, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın “Öcalan HDP’yi muhatap almak istemiyor” sözlerine yanıt verdi. ANF’ye konuşan Baluken, “Öcalan, 15 gün içinde heyetin gelmesini beklerken savaş konseptinin AKP tarafından sahaya sürüldüğünü söyledi. AKP, neden süreci bozduğunu, 15 günlük süre içinde neden izleme heyetini İmralı’ya göndermediğini açıklamak zorundadır. Sorun, muhatapların kimler olacağı, muhatapların tekrar belirlenmesi yöntemi değil; müzakerenin içinin nasıl doldurulacağıdır. Öcalan, Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede neden avukatların ve HDP heyetinin gelmediğini sordu. HDP’yi muhatap almak istememesi bir yana, HDP’nin İmralı’da olmamasına tepki gösteriyor” diye konuştu. l Yurt Haberleri Galatasaray Lisesi önünde toplanan kadınlar, Gazze için yola çıkan ‘Kadınlar Gemisi’yle dayanışma mesajı verdi. Gazze yolundaki ‘Kadınlar Gemisi’ne Türkiye’den destek Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG) ve Filistini İçin İsrail’e Boykot Girişimi (BDS) çağrısıyla kadınlar; “Gazze Ablukasına Hayır!” demek için Galatasaray Meydanı’nda dün bir araya geldi. Kadınlar dayanışma mesajı vererek, “Gazze Yolundaki Kadınların Gemisi’ni selamlıyor, Filistin halkıyla ve işgale karşı direnişle dayanışmamızı ifade ediyoruz” dedi. BİKG ve BDSTürkiye’den kadınların düzenlediği eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ve Demokratik İslam Kongresi Kadın Meclisi’nden kadınlar destek verdi. Hazırlanan basın metnini okuyan BİKG üyesi Züleyha Gülüm, “2010 yılında Mavi Marmara gemisinde 9 kişi hayatını kaybetti. Ablukayı kırmak için Gazze’ye önce küçük gemiler ardından da özgürlük filoları gitti. Bunlar İsrail müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. Bu kez sadece kadınlardan oluşan bir filo Gazze’ye doğru yola çıkıyor. Gemideki kadınlar arasında siyasetçiler, barış eylemcileri, yazarlar var. Bir kısmı Gazze’de yaşamış, bazıları da burayı ziyaret etmiş. Aralarında Yahudiler var. Bir kısmı da daha önce de ablukaya karşı daha önce de Özgürlük Filoları’nda yer almış. Kendi deyimleriyle, ‘İşgal gücü tarafından rehin alınmış.’ Bizler de Barış İçin Kadın Girişimi ve BDS Türkiye’den kadınlar olarak, Gazze Yolundaki Kadınların Gemisi’ni selamlıyor, Filistin halkıyla ve işgale karşı direnişle dayanışmamızı ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Barselona’dan yola çıktılar 2010’da kurulan Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun girişimi ile hayata geçen “Gazze’ye Kadın Gemisi” dün Barselona’dan yola çıktı. İsrail’de yayın yapan Jerusalem Post gazetesi, konvoyda iki gemi ve onlarca kadının bulunduğunu aktardı. Gazete, İsrail dışişleri bakanlığının, aralarında İsrail’in de bulunduğu çok sayıda ülkeden kadının katıldığı konvoyun neden olabileceği ‘diplomasi ve medya hasarını’ en düşük seviyede tutmak için çaba gösterdiğini duyurdu. Barselona, 1998 yılında Gazze ile kardeş şehir ilan edilmişti. Buldan: Öcalan’ın uzattığı el tutulmalı Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde bayramlaşma törenine katılan HDP İstanbul Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan, “Hükümet ve devlet Abdullah Öcalan’ın uzattığı barış elini bir kez daha tutmalı” dedi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamında DBP’li belediyelere kayyım atanmasının darbeyle mücadeleye katkı sunmayacağını, darbelerle mücadelenin demokratikleşmeyle başarılabileceğini söyleyen Buldan, “Devletin ve hükümetin, Öcalan’ın uzattığı barış elini bir kez daha tutması gerektiğini ifade ediyoruz. Öcalan bu ülkenin barış anahtarıdır. Barış için İmralı’ya gitmeye hazırız” diye konuştu. l HAKKâRİ/ DHA FT: Tasfiyeler AKP’ye uzanacak Financial Times gazetesinin dış haberler editörü David Gardner, hükümetin darbe girişimi sonrası başlattığı tasfiyelerin AKP’ye ve devlete dönük bir tehdide dönüştüğünü yazdı. Kitlesel tasfiyelerin Türkiye’nin güvenlik güçlerinin bağışıklık sistemini yok ettiğini savunan Gardner, “Gülencilerin devlete sızdığı söylenen ölçek, yalnızca hükümetin zirvesi, parti ve bürokrasinin belli oranda işbirliğiyle mümkün olabilir. Tasfiyeler sürdükçe, AKP figürleri de ifşa olacaktır” dedi. Laik general ve diplomatların yerini Gülencilerin aldığı süreci özetleyen Gardner, “Burada bir örgü var ve yukarıyı işaret ediyor. Erdoğan ve Başbakan Yıldırım belki de bu yüzden son günlerde tasfiyelerin fazla ileri gitmesine karşı uyarılarda bulunuyor. Ancak çok geç kalmış olabilirler” ifadelerini kullandı. l Dış Haberler C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear