24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 15 Eylül 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK Cezaevinde sansür haber 11 Kapatılan Özgür Gündem gazetesine yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Necmiye Alpay’ın, avukatıyla yaptığı görüşme sırasında bir söyleşiye verdiği yazılı yanıta el konuldu Kapatılan Özgür Gündem gazetesine yönelik soruş vekkili ile yaptığı görüşmelerin, avukatın ULUSLARARASI DESTEK BÜYÜYORsır saklama yüküm turma kapsamında tutuk lülüğü olduğu için lanan dilbilimci Necmiye Alpay’ın cezaevinde avu sızdırılması yasaktır. Bu görüşmenin Kapatılan Özgür Gündem gazetesine yönelik soruşturma KILIÇDAROĞLU’NDAN TEPKİ katına verdiği metinlere el koyulduğu ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, EAVLRTUİMĞ gizli kalması gerekir ki, bu anlamda ilgili görüşmelerde olay geçen pazartesi gü dile getirilenler de, nü Necmiye Alpay’ın tutuklu bu el koyanlar tarafından kolay lunduğu Bakırköy Kadın Kapa lıkla dışarı sızdırabilirler. Bu lı Cezaevi’nde avukatıyla yap aynı zamanda savunma hakkı tığı görüşme sırasında yaşan nın kısıtlanması anlamına ge kapsamında tutuklanan yazar Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay için dünya çapında dayanışma ve moral amaçlı destek etkinlikleri düzenleniyor. Almanya biriminde Günter Wallraff ve Yaşar Kemal’in Onursal Başkan sıfatını taşıdığı, Yunan versiyonunda ise Mikis Theodorakis ile dı. Avukatıyla görüşmeye gelen Alpay’ın elinde bir söyleşiye lir. Çünkü bunların dışarı sızdırılabileceğini öğrenip, düşü Necmiye Alpay Zülfü Livaneli imzalarının bulunduğu Alman Kültür Forumu’nda bu verdiği yanıtlar ile bir de düz nen şüpheliler, müvekkiller, gün Türkiye’de tutuklu aydın ve yazının bulunduğunu fark eden bu nedenden dolayı, yargılan gazeteciler için dyanışma prog cezaevi nöbetçi müdürü, Alpay ve avukata hem bu kâğıtlarını incelemek istediğini ve hem de bu durum ile ilgili tutanak hazırlamak istediğini bildirdi. Alpay ve avukatı, bu konunun bir dıkları davaya ilişkin tüm bilgileri avukata açıklamaktan çekinebilirler. Bu da savunma hakkının ihlali anlamına gelir. Ki bu mevcut yasalarımıza da aykırı bir durumdur. ramları düzenlendi. Buna göre, Köln Edebiyat Evi, Almanya PEN, Armin T. Wegner Toplumsal Vakfı ve Literaturk’un desteğini alan etkinlikte, Doğan Akhanlı, Lale Akgün, Attila Keskin ve Günter Wallraff, Aslı Erdoğan’ın metinlerinden tutanağı gerektirmeyeceğini be Ama son dönemde bazı dava bölümleri okuyacak ve gündeme lirtince, müdür buna ikna oldu; larda bu konudaki sesli ve gö dair ilgili fikirlerini aktaracak. Gaze ancak inceleyip geri vereceğini söyleyerek Alpay’ın elindeki kâğıtlara el koydu. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz, Alpay’ı temsil eden İstanbul Barosu avukatlarından Cemal Polat, olayın tüm tutuklu ve hükümlüler için em rüntü kayıtların da yapıldığını, görüşme sonrası avukat notlarına el konulduğunu birçok meslektaşımızdan duyuyoruz. Bunlar, savunma hakkı açısından çok vahim ve Türkiye’de 12 Eylül’de bile yaşanmayan durumlardır. Yargılanan şüpheli Aslı Erdoğan temiz eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın Türkiye’den çıkışı engellenen eşi Dilek Dündar’ın da “Skype” ile canlı bağlantı kuracağı programda, Os man Okkan’ın da WDR için hazırladığı özel “İnsan Manzaraları: Aslı Erdoğan” belgeseli gösterilecek. Aslı Erdoğan için özel bir dayanışma mektu bu yazan Boğaziçi Üniversitesi mezunu dostları da dün akşam İsveç’in Stockholm kentinde, İsveç sal teşkil ettiğini dile getirerek, lerin görüşmeleri de, hem sözlü, PEN Merkezi imzası ile Erdoğan’a destek için yapı ‘Demokrasiden bahsetmesinler’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ya zar, gazeteci ve aydınların gözaltına alınması ve tutuklanmasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Yazar, gazeteci ve aydınların bayramın mutluluğunu sevdikleriyle geçirmesine engel olanların demokrasiden bahsetmeye hakkı yoktur” ifadesini kullandı. l DHA büyük bir kayıp. Adaletin yerini bulacağına ve yakında özgürlüğüne kavuşacağına inanıyoruz. Dört duvarın arasına hapsettiklerini zannettikleri sesin, dışarıda her zamankinden daha güçlü bir şekilde duyuluyor. Bu sesi daha önce hiç duymamış olanların bile vicdanlarını güçlendiriyor, barışa inançlarını arttırıyor. Aslı, yalnız değilsin” Alpay’a onur üyeliği İsviçre’nin Almanca PEN Merkezi de tutuklu çevirmen ve yazar Necmiye Alpay’ı “Onur Üyesi” seçti. 2013’ten bu yana, yazarların durumunu yerinde gören ve anti terör yasasını protesto eden Uluslararası PEN’le birlikte hareket eden uluslararası örgüt, konuyla ilgili açıklamasında “Merkezin, hapishanede bulunan Alpay’la dü gazetemize şu açıklamayı yaptı: hem de görsel olarak kayıt altı lan etkinlikte, “Sevgili Aslı” başlıklı bir mektup pay zenli olarak iletişim kurması, hem kendisi, hem “Avukat ve müvekkil görüşmesi gizlidir. Avukatlık na alınıyor ve başlarında infaz koruma görevlileri bulunuyor ve laştı. Mektupta özetle şunlar söylendi: “Senin ka de ailesinin bu zor zamanları daha kolay atlatleminden uzak kaldığın her gün, bu güzel ülke için masına yardımcı olacaktır” denildi. Kanunu’na göre, avukatın mü görüşmeyi dinliyorlar.” Savcılığın Ensar hassasiyeti CANAN COŞKUN OHAL sürecinde hak ihlallerinin zirve yaptığı cezaevlerinde katlanarak artan ihlallere her gün bir yenisi ekleniyor. Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlülere gelen mektuplardaki Ensar Vakfı ve KAİMDER ile ilgili tespitlerin sakıncalı bulunarak karalandığı ortaya çıktı. “Karalama engeline” itirazı yerinde bularak bu uygulamayı kaldıran infaz Hakimliği’nin kararına başsavcılık itiraz etti. İtiraz ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edildi. Aynı süreç bir tutuklunun annesine yazdığı mektupta da yaşandı. Mektupta Alevilik üzerine yazdığı bir bölüm sakıncalı bulunarak karalandı. Avukat görüşünün kısıtlandığı, kitapgazete yasaklarının getirildiği ve iletişim hakkı engelleriyle son günlerde daha fazla gündemde olan cezaevlerinden yükselen sesler yeni hak ihlallerini duyuruyor. Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde kalan Mecit Şahinkaya’nın bir arkadaşına gönderdiği mektupta yer alan ve bir dönem çocuk istismarıyla ülke gündemine oturan Ensar Vakfı ve KAİMDER’e ilişkin değerlendirmeler cezaevi disiplin kurulu tarafından sakıncalı bulunarak üzeri karalandı. Sansür yöntemine itiraz edilince infaz hâkimliği ibarelerde hakaret veya tehdit olmadığı gerekçesiyle bu kararı kaldırdı. Ancak bu kez devreye Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı girdi. Ve infaz hâkimliği’nin kararına itiraz etti, itirazı değerlendiren Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi de başsavcılığın itirazını kabul etti. Böylece disiplin kurulunun sansürü yürürlükte kaldı. Alevilik sakıncalı görüldü Aynı cezaevinde kalan Remzi Uçucu’nun annesi Hayal Uçucu’ya yolladığı mektup ise içeriğinde yer alan Alevilik ile ilgili ibareler nedeni ile sansürlendi. Disiplin kurulunun Alevilikle ilgili yazıda kimi yerleri karalaması üzerine infaz hâkimliği yapılan itirazı yerinde görerek bu kararı da kaldırdı. İnfaz Hakimliği’nin bu kararına yine Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi de başsavcılığın itirazını yerinde görünce infaz hâkimliğinin kararı iptal edildi. Uçucu’nun arkadaşına gönderdiği mektup içeriğindeki 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili değerlendirmeler de yine sakıncalı görülerek üzeri karalandı. Özçelik’in üstünü çizdiler Taner Korkmaz’a gelen bir mektuba ise önce el konuldu sonra kendisine verilen fotokopisinde de bazı bölümlerin karalanmış olduğu görüldü. Korkmaz’a gelen mektupta hakaret olduğu iddiasıyla karalanan bölümlerin ise meslekten ihraç edilen eski hâkim Metin Özçelik’e yönelik kullanıldığı belirtildi. Mektubun çıkış yeri olan Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi yönetiminin mektupta herhangi bir sakınca görmemesi dikkat çekti. Mahkumlara yollanan mektuplarda yer alan Ensar Vakfı ve KAİMDER ile ilgili ifadeler cezaevi idaresi tarafından sansürlendi Öğretmenlerden ihraç tepkisi Van’da 733 öğretmenin “terör örgütü ile bağlantılı olduklar”ı gerekçesiyle açığa alınmasına EğitimSen üyeleri tepki gösterdi. EğitimSen şubesinde bir araya gelen görevden uzaklaştırılan sendika üyesi öğretmenlere Avukat Ümit Dede, EğitimSen Yürütme Kurulu Üyeleri Özgül Çelikkapı, Mahmut Pala bilgi verdi. Avukat Dede, hukuki sürecin devam ettiğini ve bu sürecin bir süre sonra tamamlanacağını umut ettiklerini belirterek öğretmenlerin haksız yere açığa alındığını ifade etti. Öğretmenler ise sendikal haklarını kullandıklarını ve bunun suç olmadığını belirterek, mağdur edildiklerini söyledi. Öğretmenler, haksız yere açığa alınmalarını protesto ederek eylemlerini sürdüreceklerini ve oturma eylemi yaptıklarını belirtti. l DHA l KOMÜNİST BAŞKAN’DAN İHRAÇ TEPKİSİ l ‘AĞAÇLANDIRMA YOLUYLA TECAVÜZ’ TEOG’daki başarı Belediyeye ‘niye birilerini rahatsız etti ağaç diktin’ sorgusu Başbakan Binali Yıldırım’ın bölgede 14 bin öğretmenin “terörle ilişkili oldukları” iddiasıyla tedbiren açığa alınacağını açıklamasının ardından geçen hafta Milli Eğitim Bakanlığı’nın 9 bin 843’ü Eğitim Sen üyesi 11 bin 285 öğretmenin açığa alınması eğitim sistemini vurdu. Tunceli’nin Ovacık’ın tek ilkokullu olan Gözeler İlkokulu’nda görevli 25 öğretmenin tamamı ve 9 memur açığa alındı. Okulda öğretmen, idareci ve memur kalmadı. Türkiye’nin Komünist Partili tek belediye başkanı olan Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, yaşananları Cumhuriyet’e değerlendirdi. Kent genelinde en çok öğretmenin Ovacık ilçesinde görevden alındığına dikkat çeken Maçoğlu, “TEOG başarıları birilerini rahatsız etti ki böyle oldu” değerlendirmesinde bulundu. Maçoğlu, “Gözeler İlkokulu’ndaki öğretmenlerin tamamı diğer okullardaki öğ KEMAL GÖKTAŞ Diyarbakır’a bağlı DBP’li Kayapınar Belediye Başkanvekili Mehmet Dağ ile Başkan Yardımcısı Aydın Bolkan hakkında, yaptıkları yeşillendirme çalışması ne deniyle soruşturma açılma sına izin verildi. Soruşturma aşamasında rapor hazırlayan iki müfettiş FETÖ soruştur Mehmet Fatih Maçoğlu masında açığa alındı. Soruşturma iznini ise önceki İçiş retmenlerin yüzde ellisi gö leri Bakanı Efkan Ala verdi. revden alındı. Biz bunun Efkan Ala’nın istifasından la ilgili görüşmeler yapma önce imzaladığı ve ilgililere ya çalışıyoruz ancak muha yeni tebliğ edilen 21 Nisan tap bulamıyoruz. Ne yapa 2016 tarihli kararda ön in cağımızı şaşırdık. Okullar celeme konusu parselde ka açılacak aileler kaygılı. Bu yıtlı mera alanı ile ilgili ola süreç çocuklar için önemli. rak “tahsis değişikliği ve Dersim’in bütün ilçelerin ya imar planı yapılması ve de durum aynı. Ancak nü uygulanması suretiyle me fus oranına göre en çok öğ ra amacı dışında park, bah retmen burada açığa alındı. çe ya da ağaçlandırma alanı TEOG başarıları birilerini olarak kullanılmasını müm rahatsız etti ki böyle oldu. 3 kün kılacak herhangi bir ya senedir aynı öğretmen kad sa veya izin bulunmadığı, rosu bu başarılara imza at dolayısıyla söz konusu alan tı. Yaşanan bu durumdan da ağaçlandırma yapılması kaygılıyız” dedi. nın kanun hükümlerine ay l Yurt Haberleri kırılık teşkil ettiği” savunul du. Kararda, müfettişlerce söz konusu alan ve çevresinde teknik inceleme yapmakla görevlendirilen mühendislerce hazırlanan teknik inceleme raporunun bu yönde olduğu, söz konusu ağaçlandırma faaliyetinden Kayapınar Belediyesi eskiyeni Park Bahçeler Müdür Vekili, Belediye Başkan Yardımcısı Aydın Bolkan ile Kayapınar Belediye Başkan Vekili Mehmet Dağ’ın sorumlu oldukları belirtildi. Kararda, “Bolkan ve Dağ’ın söz konusu parselde ağaçlandırma yapmak suretiyle tecavüz ve müdahalede bulunulmasından sorumlu oldukları anlaşılmıştır” denildi. Baydemir’e izin yok Kararda, haklarında ön inceleme yapılan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile diğer belediye yetkililerinin sorumluluklarına dair bilgi ve belgeye erişilmediğinden soruşturma izni verilmemesine karar verildiği de belirtildi. l ANKARA John Bass neden konuştu?BD Büyükelçisi John Bass’ın ço ğunluğu DBP’li olan 28 belediyeye Akayyım atanmasıyla ilgili ifade ettiği kaygı, şaşırtıcı değil. Bir büyükelçi böyle hassas bir konuda kendiliğinden konuşmaz. John Bass, Obama yönetiminin Türkiye’nin gidişatıyla ilgili kaygılarını ifade ediyor. Haliyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ABD elçisine yönelik sert ve diplomatik olmayan sözleri, içerideki tribünleri mutlu etse de, Washington nezdinde bir kıymet taşımıyor. John Bass, kayyım atanmasına neden itiraz etti, neden bir an önce demokrasiye dönüş arzusunu ifade etti? Öncelikle şunu hatırlatalım: ABD elçisinin sözleri, Ankara’ya karşı çok yüksek sesli bir itiraz değil; cılız bir uyarı. Yüksek sesli olsa, ses Washington’dan ve daha gür çıkardı. Ama cılız sesli de olsa Obama yönetiminin bu itirazı kayda geçirmek istemesinin birkaç nedeni var. Madde madde bakalım... 1. Öncelikle ABD yönetimi, Türkiye’nin sadece demokrasiden çıktığından değil, koşar adım istikrarsızlığa sürüklendiğinden endişe duyuyor. Alelade bir günde 510 kişinin öldüğü bir ülkeden söz ediyoruz. Ortadoğu’nun göbeğinde, Irak ve Suriye’nin komşusu bir ülkeden söz ediyoruz. ABD yönetimi, Ankara’nın Kürt meselesinde askeri çözüm ısrarının ve PKK’nin buna silahlı şiddetle karşılık vermesinin Türkiye’yi bir şiddet sarmalına sürüklediği endişesine sahip. Amiyane tabiriyle, Türkiye’nin kendi ayağına kurşun sıktığı kaygısı var. Meselenin artık Türkiye sınırları içinde “bastırılabilecek” bir isyan olmaktan çıktığı, savaşın Türkiye’nin sınırlarını aşarak Suriye’ye yayıldığı herkesin malumu. Bu yüzden üst düzey bir Batılı diplomatın yakın zaman önceki sohbetimizde sarf ettiği sözler çok çarpıcıydı: “Analitik açıdan burada bazı ön kabulleri sorgulamamız gerekir. Türkiye’de istikrarın devam edeceğini, birlikbütünlüğün kalacağını, devletin istikrarını... Bütün bunların böyle devam edeceğini varsayamayız.” 2. Washington ezelden beri Kürt meselesinde askeri değil “siyasi çözüm” istedi; bunun sürdürülebilir ve kalıcı barış için yegâne formül olduğunu düşündü. Clinton yönetiminden bu yana, Türkiye’de insan hakları ihlalleri ne zaman artsa sesini yükseltti, siyasi çözüm için ne zaman adım atılsa alkışladı. 90’lardan bu yana farklı hükümetler aynı tavrı sürdürdü. 3. Washington, Suriye’de TürkKürt rekabetini yönetmek, yeri geldiğinde müşteri kızıştırarak kendisi için avantajlı bir konuma getirmek istiyor. Ancak bunun Suriye’de de kontrolden çıkması endişesini de taşıyor. 4. Halihazırda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın PKK’ye Suriye’de ve Türkiye içinde “ağır bir askeri darbe” indirmek istediği, ondan sonra Abdullah Öcalan’la yeni bir süreç başlatabileceği ihtimali konuşuluyor. Ancak bu riskli bir strateji. Böyle bir stratejinin Türkiye’de ve Suriye’de kontrolsüz bir durum yaratma olasılığı var. Ayrıca insani faturası da ağır. 5. Hem Avrupa Birliği hem de Washington, Kürt meselesinin HDP’nin devreden çıkarılması, seçilmiş yöneticilere baskı uygulanması ve HDP’ye yönelik bayram sonrası beklenen diğer hamlelere karşı. Bazı hatalarına rağmen HDP’nin meşru ve demokrat bir aktör olduğu görüşü hâkim. 6. Washington, Fethullah Gülen’in iadesi meselesi ve 8 yıldır biriken gerilimler yüzünden TürkABD ilişkilerinin Obama yönetiminin kalan 3 ayında toparlanmayacağının farkında. Bu ilişkiyi tamir etmek, yeni ABD hükümetinin görevi olacak. Ocak ayından sonra. 7. Türkiye’nin ABD ve Avrupa ile ilişkileri, yeniden tanımlanıyor. ABD ile ilişkinin adı “stratejik ortaklık” kalsa da, aslında TürkAmerikan ilişkileri yeniden Soğuk Savaş formatına dönüyor. Ortaklık değil askeri bir alver ya da bir güvenlik işbirliği olarak yeniden tanımlanıyor. Amerika’nın Ortadoğu’da Türkiye’ye askeri bir bağımlılığı var. Bir NATO müttefiki olarak Türkiye’nin şu anda bölgede alternatifi yok. Ancak önümüzdeki 10 yıl içinde İncirlik’e alternatif olarak bölge ülkelerinde yeni üsler için planlama yapılacağını varsayabiliriz. 8. Avrupa ile ilişkiler ise, ismi kerhen “AB adaylık süreci” olarak kalsa da, “imtiyazlı ortaklık” ya da “stratejik ortaklık” olarak yeniden tanımlanma aşamasında. 2017’de Almanya, Fransa, Hollanda dahil birçok AB ülkesinde seçimler var; hepsinde Türkiye’nin adaylık süreci sıkıntılı bir konu. Avrupa kamuoyları Türkiye’yi istemiyor; Ankara da Avrupalıları itmek için elinden geleni yapıyor. Hal böyleyken, AB müzakere sürecinin eninde sonunda başka bir ortaklık anlaşmasına evrilmesi kaçınılmaz. İhraç edilenden fazlası göreve başlayacak Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 20162017 eğitim yılına, ihraç edilenden fazla öğretmenin dahil olacağını ifade ederek, “40 bin norm fazlası öğretmenimizi etkin kullanacağız. Şubatta atadığımız 30 bin öğretmenimizi göreve başlatacağız. Mülakatları tamamlanırsa 20 bin öğretmenimizi de ekim ayı içinde göreve başlatacağız” dedi. Sivas’ta konuşan Yılmaz, “28 bin 163 öğretmenin bakanlığımızla ilişiği kesildi. Yaklaşık 20 binin üzerinde de öğretmeni açığa aldık” dedi. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear