24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 15 Eylül 2016 2 ‘Hayalim, yüksekten dünyaya bakmak’ Sığınmacı çocuklar hayallerini anlattı. Kimisi kahraman olup özgür bir dünya kurmayı, kimisi ise yüksek katlı bir evde oturmayı hayal ediyor Suriye’de süren iç savaş nedeniyle 2011 yılından beri evlerini terk etmek zorunda kalan insanla rın sayısı yaklaşık beş milyon. Sığınmacılar içinde en bü yük grubu 017 yaş grubunda ki çocuklar oluşturuyor. Çocukların sığınmacı lar içindeki oranı yüz de 52.8. Bu, son beş yıl FAigtaelany da 2.5 milyondan fazla Suriyeli çocuğun ül kesi dışında sağlık, eğitim, ba rınma ve gelişme hakkına kı sıtlı erişim ya da hiç erişeme diği koşullarda yaşaması anla mına geliyor. Sosyal Kültürel Yaşamı Ge liştirme Derneği, (SKYGD) Türkiye’ye sığınmak duru munda kalmış çocukları kap sayan bir saha araştırma sı ile çocuklarla yapılan çe şitli sanat atölyelerini içe ren, “Yeni Bir Dil, Yeni Bir Başlangıç” isimli bir çalışma gerçekleştirdi. “Türkiye’de Sığınmacı Ço cuk Olmak” adlı rapor da Pe lin Oral tarafından bu çerçe vede hazırlandı. Rapor, sığın macı çocukların özellikle ba rınma, eğitim ve sağlık hak kına erişim koşullarını belir lemek üzere İstanbul’un fark lı ilçelerinde yaşayan 100 ço cukla yüz yüze görüşme yo luyla yapılan anket verilerine dayanıyor. Yüzmek ve her şey Görüşmelerde sığınmacı çocukların yaşadıkları evlerine ilişkin düşünceleri de gelecek hayalleri de yakalanmaya çalışılmış, istekleri sorulmuş. Onlar da, “Hiçbir şey istemem”den “Yüzmek ve herşeyi istiyorum”a uzanan bir yelpaze sunmuşlar yanıtlarıyla. 9 yaşındaki bir sığınmacı çocuk bütün insanlara kurduğu hayali açıklamış: “Şövalye, kahraman olup barış mutluluk ve özgür bir dünya kur mak istiyorum.” Görüşülen çocuklar Türkiye’ye gelmelerine neyin sebep olduğu sorusuna hem savaş hem IŞİD cevaplarını vermiş. Türkiye’yi sevdin mi? Çocukların 71’i gelmeden önce Türkiye hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını, 80’i savaş olmasa buraya gelmek istemeyeceğini belirtmiş. “Türkiye’yi sevdin mi” sorusuna 83’ü ‘’sevdim”, 14’ü “sevmedim” cevabını vermiş. “Ülkene geri dönmek ister misin?” sorusuna ise 92 çocuk “evet dönmek isterim”, 7 çocuk ise “Hayır dönmek istemiyorum” demiş. Tekstilde çalışıyorum Çocuklar okula gitme konusundaki görüşlerini ise “Suriye’de okula gidiyordum ama şimdi tekstilde çalışıyorum”, “Okula gitmek istiyorum”, “Okul eğitimimin iyi olmasını ve resim dersi almak istiyorum”, “Okula gitmek, gitar kursu almak istiyorum”, “Kitaplarım olsun istiyorum”, “Okula devam etmek için desteğe ihtiyacım var”, “Tekstilden ayrılıp okula devam etmek istiyorum” şeklinde ifade etmişler. Çocukların 41’i mahallede ve okulda arkadaşlık kurmadıklarını, 57’si ise arkadaşlık kurar hÇaoycalulkelrairın kzbçouaü“rrltıDauşümnmundrıayugakomüyrnzıumuomimşrhue”çan.goydiakatlmykıöemtkü, kvaa“yrÇdbıoe. kSttagikvü”az.şetlabeirveimviizmi iz boyaüt“““ukkÇDEmrsoenmeankçkakioozkkikyskavuteteeilnynığdcoableüarrirıkunnn”emymd.vaa”edy.kbaeivreev”, “Mutlu bir “Okulumu özlüyorum”. gelecek”. ve evimi çok ken dil sorunu yaşadıklarını söylemiş. Bu konudaki görüşleri de şöyle: Arkadaşım olsun “Suriye’deyken çok arkadaşım vardı. Burada hiç arkadaşım yok buna üzülüyorum”. “Halepteki arkadaşlarını özlüyorum”. “İki sene boyunca hiç arkadaşım olmadı”, “Suriye’de çok arkadaşım vardı. Burada arkadaşsız kaldım”. “İyi arkadaşlarım olsun” “Çocuklar ayrımcılık yapıyorlar. Top alıyorum elimden alıp arabanın altına atıyorlar. Şelaleye atıyorlar”. “Suriyeli olduğum için kötü davranıyorlar, bu beni çok üzüyor”. “Mahalleli genel olarak iyi ama çocuklar aralarına kabul etmiyorlar”. “Öğretmenler ve sınıf arkadaşlarım çok kötü davranıyor”. Hem spor hem eğlence Antalya Büyükşehir Belediyesi, hem Büyükşehir Özel Eğitim Okulu hem de dışarıdan gelen öğrenciler için ücretsiz “Engelsiz Yaz Okulu” dü zenledi. Yaz okulundaki yüzme, masa tenisi, basketbol, bocce, drama, seramik ve görsel sanatlar, müzikdans kurslarına 230 öğrenci katıldı. Bodrum’da eğitim kampı Endless Campus tarafından düzenlenen liderlik kampı, 40 üniversiteden 45 üniversite öğrencisinin katılımıyla 17 Eylül Cumartesi günü Bodrum’da başlıyor. İngiltere, Amerika, Malta, İrlanda gibi ülkelerden gelecek olan dil okullarının temsilcileri başarı ve tecrübelerini aktaracak. Bilim elçileri Kütahya’da 912 yaş grubu çocuklarla eğlenceli bilim etkinlikleri yapıldı Bayer’in Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile birlikte yürüttüğü Bayer Genç Bilim Elçileri Projesi’nin gezici birimi olan Bilim Tohumları Ekibi, Kütahya’da çocuklarla buluştu. Proje için özel olarak tasarlanan araçları ve ekipmanıyla Kütahya il sınırları içinde iki noktada, Zafer İlkokulu ve Mustafa Kemal Ortaokulu’nda 82 çocukla bir araya gelen ekip, özellikle 912 yaş grubu çocuklarla eğlenceli bilim etkinlikleri gerçekleştirdi. Çocukların başta doğa olayları olmak üzere etraflarında olup bitenleri sorgulaması ve araştırması hedeflenen etkinliklerde, Bayer Genç Bilim Elçi Toplum gönüllüsü gençler çocuklarla buluştu. leri Projesi Bilim Tohumları Ekibi’nde gönülü çalışan üniversite öğrencisi gençler yer aldı. Türkiye’yi köy köy gezen ekip, gittikleri yerlerde köy kahvesi, okul bahçesi gibi alanlarda çocuklarla bulu şuyor. Gezici araçlarında taşıdıkları portatif masa, sandalye ve çadırları ile renkli ve bir o kadar eğlenceli bir etkinlik alanı hazırlayan ekip, çocukların da dahil olduğu yedi eğlenceli deney yapıyor. eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Seçilmişliğin sınırları “Seçilmiş olmak, size sınırsız devlet, millet aleyhinde tasarruf yetkisini vermez. Çalışma alanın neyse, bu alan içerisinde çalışacaksın.” Hemen açıklamalıyım ki, bu ifade benim değil: Bunları, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı’nın ikinci günü olan 13 Eylül 2016 tarihinde, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “79 milyon bir bayrak altında bayramınız mübarek olsun” etkinliğinde yaptığı konuşmada, görevden alınan ve yerlerine kayyım atanan belediye başkanları bağlamında söyledi. Demek ki neymiş? Seçilmiş olanlar: 1) Sınırsız bir biçimde devlet ve millet aleyhinde işler yapamazlarmış. 2) Çalışma alanı dışına çıkamazlarmış. HHH Elbette birinci ölçütteki “sınırsız” sözcüğü, seçilmiş olanların “sınırlı” bir biçimde devlet ve millet aleyhine tasarruf yapabilirler anlamını taşımıyor... Devlet ve millet aleyhinde tasarruflarda bulunanların yetki alanlarının “sınırsız” olmadığını, “sınırlı olduğunu” vurgulamak için kullanılmış bir sözcük. HHH Seçilmişlerin sınırlarını belirleyen birinci ölçütteki asıl sorun “devlet, millet aleyhinde” tanımından kaynaklanıyor: Elbette, terör, cinayet, soygun, rüşvet, yolsuzluk gibi sadece yasalara değil, toplumun tümüne karşı olan eylemler bu tanımın içine rahatlıkla girebilir: Hiç kimse, seçilmiş olduğu için, terör eylemi yapmaya, cinayet işlemeye, soygun yapmaya, rüşvet almaya, yolsuzluk yapmaya hak kazanmaz! İş, iç ve dış politika sorunlarına gelince “devlet ve millet aleyhine” ölçütü birdenbire çok tartışmalı bir nitelik kazanıyor: Somut örneklerden sadece bir tekinin üzerinden tartışırsak; örneğin, komşulardaki iç savaşa karışmak “devlet ve millet aleyhine işler” arasına girer mi girmez mi? Amacım bu yazıda sadece “seçilmişlerin sınırları” konusunu irdelemek olduğu için bu dış soruna girmiyor, sadece bu birinci ölçütün iç ve dış siyaset alanlarında çok “tartışmalı” olduğuna işaret etmekle yetiniyorum. HHH Seçilmişlerin sınırlarını belirleyen ikinci ölçüt ise çok net: “Çalışma alanı”. Seçilmişlerin görev ve yetkileri, yani çalışma alanları, cumhurbaşkanlarından belediye başkanlarına kadar, anayasa ve yasalar tarafından belirlenir... Bunlara uyup uymadıkları da yargı tarafından denetlenir! Dolayısıyla, bir cumhurbaşkanı da, bir milletvekili de, bir belediye başkanı da, kurallarına göre seçildiği anayasanın ve yasaların tanımladığı sınırlar içinde kalmak zorunda. HHH Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediğine göre, “devlet, millet aleyhine iş yapan” ya da “çalışma alanı dışına çıkan” seçilmişler “Bal gibi de görevden alınır!” Bu sözlere yürekten katılıyor ve sadece belediye başkanlarının değil, başta cumhurbaşkanı olmak üzere, milletvekilleri ve muhtarlar da dahil, bütün “seçilmişlerin”, bugüne kadarki eylem ve söylemlerinin bu iki ölçüte göre değerlendirilmelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Enstrümana bilimsel akort Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü Yüksek Lisans fagot öğrencisi Anton Trofimov ile eğitmeni Aşkın Usta, Bilgi ve Teknoloji Transfer Ofisi’nin desteğiyle, geçmişi 500 yıl öncesine dayanan klasik Batı müziğinin değişmez tahta üflemeli sazı fagot için bir tasarım gerçekleştirdi. Tasarım ve imalat süreçlerinde ileri teknolojiden faydalanılan yeni “Es borusu” tasarımı sayesinde; 500 yıldır akort edilemeyen fagot, artık gerçek anlamda diğer çalgılarda olduğu gibi akort edilebilir hale geldi. Batı müziğinin değişmez enstrümanı fagot, patenti alınan yeni tasarımla ulaştığı ses aralıkları sayesinde, artık geleneksel Türk Müziği’nde de kullanılabilecek. Çocuk filozoflar eğitimde Çocuk Filozoflar Akademisi 24 Eylül’de başlıyor. Akademi, çocukları belli bir entelektüel seviyeye getirip her alanda bilgi sahibi olmalarını sağlamayı amaçlıyor. Zaman Yönetimi, Sosyal Beceriler, Entelektüel Bilgi, Fiziksel Farkındalık, Analitik Eleştirel Düşünme, Kendini Tanıma, Ergenlik ve Çatışma, programlar arasında. Her şey sanal ortamda Öğretmenveliöğrenci arasındaki iletişimi sağlamak ve işbirliğini artırmak amacıyla kurulan sosyal iletişim platformu Classloom uygulamasına internet üzerinden erişim mümkün ve ücretsiz. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear