26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 3 Ağustos 2016 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL/ASLAN YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Başkomutan Meclis’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KHK’lerle ‘başkomutan’ olarak tanımlanmasına karşı, ‘Başkomutanlık Meclis’in namusudur, devredilemez’ diye konuştu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TSK’de yapılan değişiklikleri eleştirerek, “Mete Han’dan bu yana orduda hiyerarşi vardır ve bozulmamıştır bunun korunması lazım. Ben Türkiye’den yanayım. Merkez Bankası’nı nasıl savunuyorsam, orduyu da, Türkiye’yi de öyle savunurum’’ dedi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Darbe girişiminin “Türkiye’ye öğrettikleri”ni anlatan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından dikkat çeken başlıklar şöyle: Başkomutanlık Meclis’te: Başkomutanlık görevi Meclis’indir. Cumhuriyet’in kuruluşundan beri Meclis başkomutandır. Atatürk’e de bu yetki verilmiştir, yetkiyi veren Meclis’tir. Başkomutanlık yetkileri Atatürk’e 3’er aylık sürelerle verilmiştir, sürekli değil. 4. kez yetki verilirken, ‘Yasanın 2. maddesinde bana tanınan yetkiler çok geniştir, bu maddenin çıkarılmasını istiyorum’ demiştir. Sağır sultanlara sesleniyorum, bu cumhuriyeti kuran kişi Atatürk kendi yetkilerini kısıtlamayı kabul edip yetkiyi parlamentoya verirken, birileri ben komutanım, kumandanım diye ortada gezinemez. Bu yetki bu Meclis’in namusudur, namusunu devredemez. Suçlar şahsidir: Suçların şahsiliği ilkesinin gözardı edilmemesi lazım. Yeni mağdurlar yaratmamalıyız. Aileyi, kitleyi, mahalleyi, kurumu suçlamak asla doğru değil. Er ve erbaşları linç edenlerin de yakalanması ve adalete teslim edilmesi lazım. Cadı avı olmasın: Mücadele edilirken cadı avı başlatmamalıyız. Başlatılırsa ki tüm darbelerden sonra olmuştur bu, son derece tehlikelidir. 3 örnek vereceğim. Bir kurum tüm dekanlara isti Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında, KHK ile yapılan değişiklikleri sert sözlerle eleştirdi. fa dilekçesi gönderin diyor. 1577 dekan itirazsız dilekçe veriyor. Vermezse “Beni FETÖ terör örgütü sayarlar’’ diyor, korkudan istifa etmeyeceğim diyemiyor. Kişiler yakalanıyor, hâkim tutuklamazsa, “Ya beni de terör örgütü üyesi sayarlarsa ne olacak’’ diyor. Kendini tutuklamakla yükümlü hissediyor. İş dünyasında baskı var, “Falan bankaya neden para yatırdın’’. Bu bankayı siz kurmadınız mı, millet de parasını yatırdı. Bunun adı hükümetin vatandaşına tuzak kurması demektir. Meclisi devredışı bırakırsınız: Darbe girişiminde bulunanlar devlete yerleştirildi. Bunlarla mücadele etmek gerekiyor. Tereddüt yok. OHAL anayasaya uygun olarak çıkarıldı. Ancak OHAL uygulamalarının amacını aşan şekilde kullanılması bizde kaygı yaratıyor. OHAL dönemini kullanıp, sonunda da kullanılacak düzenlemeler yaparsanız parlamentoyu devredışı bırakmış olursunuz. Orduyu da Türkiye’yi de savunurum: Mete Han’dan bu yana orduda hiyerarşi vardır ve bozulmamıştır bunun korunması lazım. Belli çevreler ordudan yana diyecek. Ben Türkiye’den yanayım. Merkez Bankası’nı nasıl savunuyorsam, orduyu da, Türkiye’yi de öyle savunurum. Ordu sivilleşmez, sivil yönetime hesap verir. Bunu istiyoruz. Gelirler Meclis’te hesabını verirler. Ordunun her aşaması sivil denetime açılmalı. Hiçbir kurum denetim dışı olmamalı. ERDOĞAN’IN MİTİNGİ Kılıçdaroğlu yerine heyet katılacak Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yenikapı’da düzenlenecek olan mitinge davetini kabul etmedi. CHP’nin 7 Ağustos’ta yapılacak mitinge, grup başkanvekili ve milletvekillerinden oluşan bir heyet ile katılması bekleniyor. Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Bahçeli’ye “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”ne katılarak birer konuşma yapmaları için davet göndermişti. Ancak Kılıçdaroğlu, mitinge bizzat katılmak yerine görevlendirdiği bir heyetin katılmasına karar vererek Erdoğan’ın davetini kabul etmedi. Kılıçdaroğlu’nun mitinge katılmamasına ilişkin kararını Erdoğan’a hitaben yazdığı bir mektupla iletmesi bekleniyor. Öte yandan CHP tarafından 4 Ağustos Perşembe günü Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla İzmir Gündoğdu Meydanı’nda düzenlenecek Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’ne AKP’liler ve HDP’liler de katılacak. MHP’de ise, CHP’den resmi davet gelmediği için mitinge katılma kararı alınmadığı belirtildi. İtalya’yla yargı polemiği Erdoğan, ‘Oğlumu bırak mafyanla uğraş’ dedi. İtalya Başbakanı Renzi, ‘Bu ülkede yargıçlar, yasalara göre hareket eder, Türk Cumhurbaşkanına göre değil’ diyerek tepki gösterdi İtalyan Rainews 24 kanalına konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İtalya yargısına çattı. Erdoğan “İtalya yargısı benim oğlumu bıraksın da İtalya kendi mafyasıyla uğraşsın!” dedi. Erdoğan’a yanıt İtalya Başbakan’ından geldi. Renzi, Twitter hesabından “Bu ülkede yargıçlar, İtalyan yasalarıanayasasına göre hareket eder, Türk Cumhurbaşkanına göre değil. Bu hukukun üstünlüğüdür” diyerek Erdoğan’ın sözlerine tepki gösterdi. İtalyan Rainews 24 kanalına konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tasfiyelere dair eleştirileri yanıtlarken oğlu Bilal Erdoğan hakkında İtalya’da açılan soruşturmaya da değindi. ‘Oğlum parlak bir adam’ BBC Türkçe’nin haberine göre Erdoğan, “Bir gazetede çalışmak ya da bir üniversitede öğretmenlik yapmak hapse girmek için yeterli mi” sorusuna şu yanıtı verdi: “Size çok enteresan bir örnek vereyim. İtalya yargısı, şu anda girmiş olsa ya da girecek olsa benim oğlumu belki de tutuklayacaklar. ‘Nedir, söyleyin bakalım’ dendiğinde söyleyebildikleri hiçbir şey yok. Bologna’da doktorasıyla alakalı mezuniyetini verecek. O şehirde bana diktatör diyorlar ve PKK’ye destek gösterileri düzenliyorlar. Neden devreye girmiyorlar? Bu mu hukuk devleti? Bu mesele bizim İtalya’yla ilişkilerimizi zora sokabilir. Benim oğlum parlak bir adam ama kara para aklamakla suçlanıyor. Benim oğlumu bıraksın da İtalya kendi mafyasıyla uğraşsın!” Öte yandan Erdoğan, Gülen cemaati hakkında “Bu yapı İtalya’daki P2 locasına benziyor. Burada bir kriminal yapı söz konusu. Din kisvesinin altına bürün müş böyle bir yapı” dedi. Renzi’den tepki Erdoğan’ın sözlerine İtalya Başbakanı Matteo Renzi tepki gösterdi. Renzi, kişisel Twitter sayfasında, Erdoğan sözlerine, “Bu ülkede yargıçlar, İtalyan yasalarıanayasasına göre hareket eder, Türk Cumhurbaşkanına göre değil. Bu hukukun üstünlüğüdür” diMatteo Renzi yerek, tepki gösterdi. TİB’in kapatılacağını söyleyen Erdoğan, istihbaratın yeniden yapılandırılacağını belirtti ‘Dost ülkelerden destek alamadık’ Terörle mücadelede olduğu gibi darbecilerle mücadelede de dost ülkelerden bekledikleri desteği alamadıklarını belirten Erdoğan, “Bu gerçeği görmek için, darbe sırasında ve sonrasında ortaya konan tepkilere bakmak yeterlidir. Amerika’da yaşayan zat, o Feto denilen zat, ‘Bu işin faili midir, bu işin başında mıdır, bunu bilmiyoruz’ diyecek kadar ne yazık ki dünyadan bihaber olanlar var. Bütün deliller, belgeler, her şey ortada” değerlendirmesini yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden yapılandırma sürecini başlattıklarını savunan Erdoğan, “Asla attığımız adımlardan taviz vermeyeceğiz. Çünkü biz, istisnaları bir kenara koyuyorum, bu katillere, eğer acımaya kalkarsak, acınacak hale geliriz. Bunu yapmayacağız” diye konuştu. Beştepe’ye darbe girişimi sırasında yapılan hava saldırılarına değinen Erdoğan, “Burayı bombaladıkları zaman bir bayan kardeşimin başı koparak şehit oldu. Bunu yapanlar neyi düşünerek yaptı hangi anlayış bu Erdoğan, “Uluslararası Katılımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı”nda konuştu. vahşeti işleyebilir. 238 şehit verdik” dedi. İstihbarat sil baştan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP döneminde dinlemelerin tek elden yürütülmesi amacıyla kurulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kapatılacağını açıkladı. Darbe girişimi senaryosunun dışarıda yazıldığını ve içerdeki uygulayıcılar aracığılıyla harekete geçildiğini belirten Erdoğan, istihbarat kurumlarında yeniden yapılanmaya gidileceğini dile getirdi. Erdoğan, Batı’nın teröre destek verdiği yönündeki düşüncesini de yineledi. Erdoğan, “Uluslararası Katılımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı”na katılarak darbe girişimine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Darbe girişimine ilişkin “Ben açık sözlüyüm, bu olay, içeride aktörleri olan ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir” değerlendirmesini yaptı. Avusturya’yı kastederek, bazı ülkelerin “Türkiye’ye gitmeyin, Türkiye’ye gidişiniz Erdoğan’ı güçlendirir” gibi reklamları havaalanlarına astığını belirten Erdoğan kendisinin darbeyle değil, yüzde 52 oyla seçildiğini söyledi. İsim vermeden Almanya’yı eleştiren Erdoğan, bu ülkede yapılan darbe karşıtı mitingde telekonferans sistemiyle konuşturulmamasına tepki gösterdi. Erdoğan, “Ama geçmişte PKK’nin lider kadrosunda olanları Almanya’da konuşturuyorsun. Maalesef bu Batı, teröre destek veriyor ve darbelerin yanında yer alıyor. Dost bildiklerimiz darbeci teröristlerin yanında yer alıyor. Özdemir Sabancı’nın katili elini kolunu sallayarak dolaşıyor” diye konuştu. Yeniden yapılandırma 62 bin kamu çalışanının açığa alındı ğını belirten Erdoğan, istihbaratın yeniden yapılandırılacağını söyledi. Erdoğan örgütün istihbarat teşkilatlarını çökertmesi nedeniyle darbe istihbaratının zamanında alınamadığını kaydetti. Erdoğan, “Biliyorsunuz sadece Milli İstihbarat Teşkilatı yok, bir de Emniyet İstihbarat var, Jandarma İstihbarat var. Bu istihbarat örgütleri ne yapmamıştır, ilgili mercileri aslında hiç uyarmamış, uyarmadığı gibi düşmanlık yapmıştır. Bu örgütün faaliyetlerine yönelik güçlü bir istihbarat mekanizması kurmamız şart” dedi. TİB’in kapatılacağını belirten Erdoğan, “Çünkü bütün pisliklerin olduğu yerlerden bir tanesi de orası. Burayı kapattıktan sonra oranın içerisinde çalışanların hepsini de, hazırlıklarımızı yaptık, gereği neyse onun da gereğini yapacağız” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Askerin boşluğuna kim yerleşecek? Türk siyasetinin en önemli aktörü emekli oluyor. Gönüllü değil zorunlu bir emeklilik bu; sahneden kovuluyor. Rütbeleri sökülüyor, okulları kapatılıyor, kışlasının kapısına çöp arabasından barikat kuruluyor, yıllarca hükmettiği sivillerin idaresine bağlanıyor. Bir dönem bir mektubuyla hükümeti, bir ters bakışıyla başbakanı deviren kudretin asırlık iktidarı un ufak oluyor. Kimi gözyaşlarıyla, kimi davul zurnayla uğurluyor onu... Şaka değil; giden, bir ulusal kimlik aynı zamanda... “Asker millet”, tarihinde ilk kez tankların önüne yattı, üstüne çıktı, üniformalı birilerine “hain” damgası yapıştırdı. “Her Türk asker doğar” diye rap rap yürüyenler, birden ana rahminde edindiklerine inandıkları meslekten soğudu. Asker çekiliyor şimdi... Sadece kışlasına da değil, kabuğuna... HHH Çağdaş bir demokrasi için sevinilecek gelişme... Tuhaf olan, askerin bu kadar siyasetin içinde olmasıydı aslında... Cumhuriyet’i kuran kadronun asker olmasının yarattığı gelenek, yıllarca orduyu, toplumun en güvendiği kurum olarak baştacı etti. Asker, her zaman ayrıcalıklı ve itibarlı bir pozisyonda oldu. Bazen, “Silahlı Kuvvetler” imzalı bildirilerle yönetime el koydu; bazen, “Artık silahsız kuvvetler halletsin” diyerek sivilleri harekete geçirme misyonuna soyundu. Ama her daim mıh gibi, siyasetin tam orta yerinde durdu. HHH Gülencilerin darbe girişimi, “laikliğin kalesi” sayılan ordunun, özellikle son 10 yılın enjeksiyonlarıyla bu kimliğini büyük ölçüde yitirdiğini ortaya koydu. Bu, askere güvenerek hayata tutunanlarda büyük travmaya yol açtı. Şimdi emekliye sevk edilen “Paşa”nın geride bıraktığı iki büyük sorun var: Birincisi, sandıkla gelen “Sivil Paşa”nın da militer zihne sahip olması, “fırsat bu fırsat” diyerek tankların çekildiği yerlere TOMA’ları, süngünün yerine copu koyması... Darbe atlatmış bir liderin ilk demeci, “İlle Taksim’e o kışlayı yapacağım” olabilir mi? Bu kışlaperver söylemden bir “sivil siyaset” çıkabilir mi? İkinci sorun da bu zaten: Asker, darbe ve vesayet dönemlerinde muhalefeti öyle ezdi, sivil dinamikleri öyle örseledi ki, arkasında büyük bir boşluk bıraktı. Şimdi tankların çekildiği sokaklarda, “Nasılsa asker gereğini yapar” rehaveti içinde kendini salıvermiş bir toplumsal miskinlik ve kitlesel korku geziniyor. Toplumun yeni “zinde kuvvetler”i, darbe sonrası intikam operasyonu için kılıç kuşanırken süngü dürtmeden ayağa kalkma yetisini yitirmiş, dağınık “silahsız kuvvetler”, “Bugünümüze şükür” duasıyla bir başka muktedirin gölgesine sığınıyor. Bu yılgınlık sayesindedir ki, 12 Eylül sonrası Evren, halkı darbeye nasıl kolayca ikna edebildiyse, 15 Temmuz sonrası Erdoğan da kendi OHAL’ini o kadar kolay inşa edebiliyor. HHH Oysa süngü dürtmeden ayağa kalkmanın örneğini, 3 yıl önce Haziran’da vermişti bu toplum... “Taksim’e kışla yapacağım” inadının nedeni de, o kalkışmanın intikamını almak, son sesleri de susturmak... Bu kıskaçtan çıkışın tek yolu var: Askeri/sivil her tür baskı rejimine karşı duran, demokrasiye inanan ve bir haziran günü birliktelikten gelen gücünü gösteren toplumsal dinamiğin, bir an önce buluşup örgütlenerek, sabırla, sağduyuyla yarına hazırlanması... Parkları kışla değil, kışlaları park yapmanın vaktidir şimdi... Bozdağ: Fethullah Gülen üçüncü ülkeye kaçabilir Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis’te gazetecile rin sorularını yanıt ladı. Bozdağ, Fethul lah Gülen’in “acil yakalanması ve tu tuklanması” ama cıyla ABD’ye ikinci bir yazı gönderdik lerini bildirdi. İkin Bekir Bozdağ ci yazıda, ABD’nin neden acildir sorusu na yanıtlarının bulunduğunu dile getiren Bozdağ, “Darbe teşebbüsünde Fethullah Gülen’in parmağının olduğuna ilişkin cid di iddialar, ifadeler var. O yüzden acilen tutuklanması gerekir, üçüncü ülkeye ka çabilir şeklinde istihbari bilgilerimiz var’ diye yazdık, gönderdik” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear