24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 3 Ağustos 2016 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Fethullahçı listesiOYPSÜEAİTRCRİAERISKLAAYAFOYŞEANKT,ITUNİNU yapıyordu, tutukladıkKCKdavasıda ‘kumpas’ değil mi? Bir zamanlar “Ben bu davanın savcısıyım” diye kostaklanan Cumhurbaşkanı ve tayfası, Cemaat’le papaz olunca kendileri Ferhat Sarıkaya, Van 100. Yıl Üniversitesi’ne yönelik operasyonun ardından başsavcının kendisini alnından öperek kutladığını söyledi Ankara Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya, gündem yaratan ifadesinde Van 100. Yıl Hepsi beraat etti, Enver Arpalı intihar etti FAeğrahbaetyiSmairnıkkaaytail’idır Enver Arpalı’nın kardeşi mimar Dursun Arpalı, Sarıkaya’nın gerçek yüzünü ortaya çıkarması gerektiğini belir ne güçlü müttefikler aradılar. Buldular Üniversitesi’ne yönelik 2005’te düzen Van 100. Yıl Üniversitesi’ne yönelik operasyon, cema terek, “Bunun baktığı bütün davalar ir da. Topluca “Ergenekon davaları” diye adlandırılan Balyoz ve benzeri davalar için “Bu davalar kahraman ordumuza FETÖ’cülerin kurduğu bir kumpastır” dediler. Yargıçları, savcıları önce açığa aldılar; ardından gözaltılar, tutuklamalar geldi... Ergenekon davalarının daha ilk aşamalarında hukuk bir intikam aracı olarak kullanıldı ve ülkenin darbeci zihniyet ile hesaplaşabilmesinin önü kesil lediği operasyonu da anlattı. 21 Tem muz günü cemaat soruşturması savcısı Serdar Coşkun’a ifade ve ren Ferhat Sarıkaya, dö nemin Van Başsavcıvekili Muharrem Morgül’ün bir gün kendisini odasına ça ğırdığını belirterek “Van ALİCAN ULUDAĞ 100. Yıl Rektörü hakkında bir ihbar bulunduğu Yücel Aşkın Enver Arpalı atin ilk operasyonuydu. Dönemin Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın talimatıyla yolsuzluk adı altında yapılan operasyonda, Rektör Yücel Aşkın, Genel Sekreter Enver Arpalı tutuklandı. 11 Temmuz 2005’te tutuklanan Enver Arpalı, hakkındaki suçlamaları onuruna yediremedi ve 13 Kasım 2005’te cezaevinde kendisini asarak intihar etti. Cezaevinde bunu duyan Yücel Aşkın da kalp krizi geçirdi. Savcı Sarıkaya ise geriye kalan 10 kişi hakkında dava açtı. Van’da yapılan yargılama sonucunda tüm sanıklar beraat etti. Morgül’ün Fethullah Gülen grubuna dımı yapacağını söyledi. Uçkan da aynı delenmeli. Bu şahıs, ağabeyimin katilidir” dedi. Ağabeyinin “yerim sabittir” demesine karşın bir türlü tahliye edilmediğini, adliyeye kelepçeli gelmek istemediği için intihar ettiğini belirten Dursun Arpalı, “Tahliye dilekçesinde, psikolojim tamamen bozuldu. Kalp ilaçları alıyorum, tansiyon hastasıyım. Sonunda beraat edeceğime inanıyorum. Tahliye edin beni dedi. Okumadan hayır dediler. Bu işin arkasını bırakmayacağız. di. O kadar ki sapla samanı ayırt ede nu, bunun soruşturula mensup olduğunu savunan Sarıkaya, yapıya mensup birisidir” ifadesini kul 11 sene geçti. Halen içimizde yanan bir bilmeye bile olanak kalmadı. cağını, tıbbi cihaz alımı ihalesinde yol “Çocuklarım onların okullarına giderdi. landı. Uçkan’la genelde geceleri bulu ateştir bu. Kolay iş değil” diye konuştu. Şimdi soralım: Bir: Hukukun utanç verici bir intikam operasyonuna alet edildiği davalar salt Ergenekon davalarından mı ibaretti? İki: Cemaat bu hukuk cinayetlerini tek başına mı işledi? Yoksa iktidar ortağı haline geldiği, kadro kaynağı olarak hizmet ve destek sunduğu AKP tepeleri de bu hukuk cinayetlerinde pay sahibi mi? HHH Ayrıntılarını bugünkü Cumhuriyet’te okursunuz. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin rektörü Yücel Aşkın’ın tutuklandığı, Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın koğuşunda intihar ettiği o ayıp davayı hatırlıyorsunuzdur. suzluk yapıldığını, bu konuyu araştır Rektörün tutuklanması üzerine Başsav şup operasyonla ilgili konuları konuş mamı istedi. Van’da en kıdemsiz sav cı Kemal Kaçan dahil beni tebrik etti tuklarını aktaran Sarıkaya, şunları kay cı ben olmama rağmen soruşturmayı ler. Başsavcı hatta beni alnımdan öptü. detti: “Üniversite rektörü, birçok kişi bana verdi” dedi. Soruşturma ile ilgi Bunlardan olmamasına rağmen böyle ye ilişkin fişleme yapmıştı. Eşi kapalı li adli işlemleri yürüttüğünü, üniver davrandı. Başsavcının savcılar üzerinde olanları, namaz kılanları, Nurcu olanla sitede arama işlemi yaptırdığını söy gerçekte bir hakimiyeti yoktu. Biz veki rı, Fethullahçı olanları ayrı ayrı yazmış leyen Sarıkaya, şunları kaydetti: “Çe le bağlı olarak görev yapıyorduk” dedi. tı. Çıkan belgeler içerisinde bunları gör şitli tarihi eserlere ve dokümanlara el Sarıkaya, ifadesinde Morgül’ün bu so dük. Suç örgütünün bir faaliyeti oldu konuldu. Üniversite rektörü ve genel ruşturmayı Van KOM Müdürü Musta ğunu düşünerek genel sekreter ve yar sekreteri Enver Arpalı bu soruştur fa Uçkan ile birlikte yapabileceğini söy dımcıları üzerinden bunu gerçekleştir Baktıkları davalar şaibelimadatutuklandı.” lediğini belirterek, “Onun her türlü yar diğini tespit ettim” dedi. Çiçek de bedel ödemeli Dönemin Adalet Bakanı Çiçek’i suçlayan Arpalı, “Zamanın Adalet Bakanı dahil tüm sorumlular bunun bedelini ödemeli. Var mı böyle bir şey? Biz adalet adalet dedik. Pensilvanya’nın talimatıyla yapılan bir adalet adalet mi olur? O zaman sesiniz çıkmadı. Olmayan bir adalete güvendik. Buradaki herkes suçludur” dedi. Çiçek ve çelik de işin içindeydi Enver Arpalı’nın ailesinin avukatı Turgut Kazan, savcı Sarıkaya’nın ifade İddianameyi okuyan ortaokul öğrencisinin bile gülüp geçeceği suçlamalarla açılan ve yürütülen bir davaydı. O iddianameyi yazan itirafçı savcı nihayet konuştu. Cemaat katkısı ve talimatıyla yediği haltları bir bir sayıp döktü. Peki, şimdi ne olacak? Van’daki o ete kemiğe ve kanıta kavuşmuş “kumpas”a devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı erkinin, Adalet Bakanlığı’nın cevabı cıvık bir “pardon” mu olacak? HHH Ankara Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın cemaatin istediği üzerine emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı Şemdinli olaylarının içine kattığını itiraf etmesi, gözleri diğer davalara çevirdi. Sarıkaya’nın ifadesi başta Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, KCK, Şike gibi onlarca davanın, cemaatin yönlendirmesiyle açıldığını gösterdi. BALYOZ DAVASI: 365 sanıklı Balyoz davası ile cemaat TSK içindeki bir grup KCK soruşturmaları kapsamında gözaltına alınan Kürt siyasetçilerin kelepçelenmesi büyük tartışma yaratmıştı. sini değerlendirdi. Bunların itiraf olmadığını, zaten Sarıkaya’nın ne olduğunun belli olduğunu söyleyen Kazan, “İfadesinde bu örgütsel ilişkisini sürdürüyor ve örgütün Pensilvanya’nın kendisi ile birlikte örgüt üyesi olarak görev yaptığı kişileri saklıyor. Sadece tutuklanmış bir kişinin adını veriyor. Oysa orada müthiş bir ekip vardı” dedi. 100. Yıl Üniversitesi soruşturmasının Fetullah Gülen suç örgütünün ilk eylemi olduğunu belirten Kazan, şunları anlattı: O eylemin hazırlayıcıları içerisinde Durun, bitmedi. askeri tasfiye etti. Cemaat, hükümete AKP’nin ileri geleni sayılabilecek Hüse KCK ana davasını ne yapacaksı darbe yapılacağı savıyla AKP iktidarı yin Çelik ve dönemin Adalet Bakanı Ce nız? nı da yanına alarak, operasyon üzerine mil Çiçek de vardı. Adalet Bakanı ola Ellerine kelepçe vurulmuş fotoğrafları devlet eliyle medyaya servis edilen KCK tutuklularını, yıllardır hapiste tutulan binlerce Kürt’e ne diyeceksiniz? O dev boyutlu davanın iddianamesini yazan savcı, duruşmalarda savcı koltuğunda oturan savcılar, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı ve yargıçlarının tümü Cemaat soruşturması kapsamında açığa alındılar, kimileri gözaltında, kimileri tutuklu. Onların hüküm kestiği çok sayıda KCK tutuklusu ise mapus damında volta atmaktalar... Bilinir, Cemaat’in siyasal çizgisini belirleyen bileşenlerin önde geleni Türk milliyetçiliğidir. Yıllarca KCK operasyonlarının, yargılamasının ve kesilen hükümlerin aslında Türk milliyetçiliğinin Kürtlerden intikam operasyonu olduğu yazıldı, çizildi ve kulak vermesi gerekenler hep kös dinledi. Şimdi sorma zamanı değil mi? Eğer KCK davalarının yargıç ve sav operasyon gerçekleştirdi. Bu soruşturmada yapılan aramalar, gazeteci Mehmet Baransu’nun bavul içinde sunduğu belgelerin güvenirliliği hep tartışmalı oldu. Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı verdikten sonra yeniden yapılan yargılamada bu belgelerin sahte olduğu ortaya çıktı. Tüm sanıklar beraat etti. ERGENEKON DAVASI: Faili meçhul cinayetlerle hesaplaşılacağı tezi üzerinden yola çıkılan soruşturma süreci, cemaatçi hâkim, savcı ve polisler tarafından sürek avına döndürüldü. Birbiriyle alakasız birçok olay ve kişi, aynı torbaya atılarak 275 sanıklı, 22 iddianameli dev bir davaya dönüştürüldü. Yıllarca süren dava sonunda dönemin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ceza yağdırdı. Ancak AYM’nin verdiği hak ihlali kararıyla birlikte tüm sanıklar tahliye edildi. Yargıtay da hem usül hem de esas yönden davayı bozdu. Soruşturma KCK DAVALARI: Diyarbakır, İstanbul olmak üzere birçok kentte KCK adı altında gözaltına yapıldı. Operasyonlarda Kürt siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler, sendikacılar, öğretmenler olmak üzere her meslekten kişi tutuklandı. Çözüm sürecine paralel bu davalarda ancak tahliyeler oldu. KCK İstanbul ana davası iddianamesini hazırlayan savcı Adnan Çimen, KCK Diyarbakır ana davasının ilk hakimlerinden olan ve daha sonra Yargıtay üyeliğine atanan hakim Menderes Yılmaz ile bu davada görev alan Bekir Soytürk, İsmail Gözükara, Ömer Yıldırım, İsmail Aksoy, Engin Ataksöz, Levent Kaya, Adem Özcan, İbrahim Baytekin ve Durdu Kabak, KCK avukatlar davasında soruşturmayı yürüten İsmail Tandoğan, 46 Kürt gazetecinin yargılandığı KCK basın davasında soruşturmayı yürüten Bilal Bayraktar ve yargılamanın yapıldığı Özel Yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi üye hâkimleri Alparslan Uz, Kazım Kahyaoğlu ve duruşma savcısı İsmail Işık darbe soruşturmasının ardından görevden alındı ya da tutuklandı. rak hazırladığı kararname taslağı ile Ferhat Sarıkaya’yı oraya atadılar. 100. Yıl Üniversitesi Saidi Nursi Üniversitesi olarak planlandı. Erdoğan Teziç başkanlığındaki YÖK, üniversitede Fethullahçı yapılanmayı dağıtmak içinYücel Aşkın ve bir ekibi oraya atadı. Hüseyin Çelik o yerel seçimde belediyeyi bize verin üniversiteyi halledeceğiz diye konuşmalar yaptı. Onlar da belediyeyi AKP’ye verdiler. Ve böylece düğmeye basıldı.” Çamaşır ipi verdiler Genel Sekreter Enver Arpalı’nın muhafazakar biri olduğuna dikkati çeken Turgut Kazan, kendisine atılan iftira karşısında ezildi ve cezaevinde kendisiyle görüşmeye gelen imama “İntihar Müslümanlıkta günah mıdır” diye sorduğunu anlattı. Hatta Arpalı’ya cezaevinde iki tane çamaşır ipi verildiğini söyleyen Kazan, Arpalı’nın bununla kendisini astığını kaydetti. Zavallı bir adam cıları hukukçu değil Cemaat adına yü da görev alan savcı Zekeriya Öz, şu anda Ferhat Sarıkaya’nın zavallı bir adam ol rütülen bir intikam operasyonunun kaçak durumda. hükmedildi ve tüm sanıklar beraat etti. durması, buna karşılık başlatılan hu duğunu vurgulayan Kazan, şöyle de maşaları idiyse o davada yargılanan, ASKERİ CASUSLUK DAVASI: Askeri Bu dava ile Donanma Komutanı Veysel kuki mücadele kazanıldı. vam etti: Bu iddianame falan yazamaz. tutuklanan, işkence görenler yurttaşlarına devletin cevabı yine cıvık, yılışık bir “pardon” mu olacak? Son soru: Birileri “Ergenekon davaları kumpastı, bunlar değil. Çünkü onlar Kürt” derlerse şaşırır mısınız? Casusluk: 49’u muvazzaf asker 357 sanıklı İzmir Askeri Casusluk davası ile birçok insanın özel hayatı deşifre edildi, hayatı karartıldı. İzmir’de yapılan yargılama sırasında heyet değişti. Alınan yeni bilirkişi raporunda, dijital delillerin hiçbir delil değeri olmadığına Kösele’nin de önü kesilmek istendi. ŞİKE DAVASI: Şike davası: 3 Temmuz süreci ile özellikle futbol takımları hedef alındı. Özellikle Fenerbahçe’ye yönelik operasyonda Aziz Yıldırım tutuklandı. Ancak FB’li taraftarların Yıldırım’ın arkasında DİĞER DAVALAR: Cemaatin etkin olduğu yargı döneminde, yalnızca bu davalar değil birçok davada ağır cezalar çıktı. Ancak bu davalarda verilen cezalar kaldırılmadı. Örneğin Atabeyler davasında Pilot Yüzbaşı Murat Eren, halen hapiste. İki cümleyi yan yana getiremez. Cemil Çiçek’e Meclis Başkanı’yken sordum. Siz o iddianamelerin nerede yazıldığını biliyor musunuz diye. Bilmez olur muyum dedi, hepsi Ankara’da yazılıyor, flaş bellekle gidiyor dedi. Bütün bunların hepsi AKP cemaat ortaklığı içinde yapıldı. ‘Yeniden yargılama yolu açılmalı’ Simge soruşturma ve davalarda görevli hâkim ve savcıların tutuklanması mağdurların hukuki durumunu gündeme getirdi DAVA AÇABİLİRLER Avukat Fikret İlkiz: Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasını düzenleyen yasa “yargılama kaldığı yerden devam eder” diyordu. Biz o dönem “yeni mahkemeler kurulmuşsa yargılama da yeniden başlamalı” diyorduk. Ne iddianamelerin ne ara kararların hukuki geçerlilikleri kalmadı. Çünkü bir örgüte mensubiyetleri iddia konusu. Hiçbir sanık yargı teminatı altında değil. Yargılananları yargılayanlar yargılanmalıdır. Mağdurlar devleti dava edebilir. Tazminat davası açıldığında devletin sorumluluğu konusunda bir karar çıkarsa devlet de yüzleşmiş olur. Bu dahi hukuki hataların ortaya çıkan sorumluluğunu üstlenmektir. Bir nebze olsun acıların dindirilmesinde yüzleşme ve özür sayılabilir. Bu da hukuk yoluyla olur. YARA KAPANMAZ Avukat Turgut Kazan: Bu insanların baktığı davalar 1725 Aralık kavgası çıktıktan sonra zaten önemli ölçüde çözüldü. Çözülmeyen davalarda hukuksal durumuna göre bir çözüm üretilmesi gerekiyor. Dava devam ediyorsa da o yargılamanın yenilenmesi gerekiyor. Bu soruşturmalar, davalar sonucunda hayatını kaybeden insanlar açısından tazminat davaları yakınlarının yüreğini soğutmayacak. Manevi yaraların kapanması mümkün değil. Hukuka uygun yargılamalar sonucu en ağır cezanın verilmesi gerekiyor. Ferhat Sarıkaya’nın göreve devam ediyor olması HSYK açısından utanılacak bir durum. Hapis cezasını gerektiren bir örgütün üyesidir ama AKP’liler bir dönem onu kahraman sayıyordu. PARAYLA ÖLÇÜLMEZ Prof. Dr. Duygun Yarsuvat: Yaşanan eziyetlerin geri alınmasına imkân yok. Özür dilenmekle de tutuklu kalınan süreler geri alınmaz. Tazminat davaları kanuna göre haksız yakalama ve tutuklamadan dolayı açılabiliyor, ancak bu da kanun değişikliği ile hazineye açılıyor. Bu davaların bu kanuna göre devlete karşı açılması gerek. Devlet bu davalarda yanlışlık olduğunu düşünüyorsa kabul etmesi gerek. Gerekli tazminatları vermesi gerekiyor. Ancak bir insanın hayatını para ile ölçemezsiniz. O teselli ikramiyesi olur. Madem OHAL var. Hükümet bir karar alır ve bu kararla yargılanmış kişilere haksızlık yapıldığını, bunlardan özür dilenmesi gerektiğiyle ilgili bir deklarasyon yayınlar. TELAFİ BEKLENİYOR Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu: Cemaat mensubu olduğu için binlerce hâkim savcının baktığı davalarda bu kişilerin emir komuta zinciri içerisinde iddianameler hazırladığını, mahkumiyet kararları verip vermediğini bilemeyiz. Yalnızca varsayabiliriz. Türkiye’yi önümüzdeki yıllarda cemaatle mücadelenin yanı sıra cemaatin verdiği büyük zararları telafi de bekliyor. Bireysel olarak çözüm önerebileceğimiz aşamayı geçtik. Bütün bu davalarla ilgili yeniden yargılama yolunun açılması gerekir. Bu Kanun Hükmünde Kararnameler ile olmaz. Birlikte karar vermemiz gerek. Siyasi mekanizmanın bir düzenleme yapması gerekir. YARGININ BORCU Eski Diyarbakır Barobu Başkanı Emin Aktar: KCK ana davasında iddianameyi hazırlayan savcıdan, 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma savcılarına kadar hemen bütün savcılar; ağır ceza Mahkemesinin başkanından üyelerine kadar hemen hemen tümü ya açığa alındı ya da gözaltında. Bazı hâkim ve savcılar ise tutuklandı. Bu durumda haklarında ağır hapis cezaları istenen, birçoğu tutuklu sanıkların tümü için bu yargı süreci en hafif deyimi ile şaibeli hale geldi. Yeniden yargılama sürecinin başlatılması hem hukukun bir gereği, hem kamu vicdanına yargının bir borcudur.l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear