28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumartesi 9 Temmuz 2016 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Onur böyle öldüESKİ MALTEPE CEZAEVİ MÜDÜRÜ, 15 YAŞINDAKİ ONUR’U ÖLÜME GÖTÜREN İHMALLERİ ANLATTI 1 Cezaevinde yeterli güvenlik kamerası yok. 2 3 4Hiçbir personel kurumda isteyerek çalışmıyor. Personel, çocuk psikolojisi konusunda eğitimsiz. Kurumdaki hizmetli sayısı sadece bir kişi. Maltepe Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde, koğuştakilerden gördüğü şiddet sonucu beyin kanaması geçiren 15 ya şındaki Onur Önal’ı ölüme götü ren ihmaller zinciri dönemin ce zaevi müdürü tarafından itiraf edildi. ‘Görevi ihmalden’ yargı lanan cezaevi eski müdürü Naci Yıldız’ın ifadesi, çocuk mahpusla rın can güvenliği için tehdit oluş turan sistemi tüm ayrıntısıyla göz ler önüne serdi. Yıldız’ın, Adalet Bakanlığı Teftiş Ku rulu Başkanlığı’nın soruşturma raporu na giren ifadesine göre; cezaevinde ye Onur Önal’ın Maltepe Cezaevi’ndeki ölümünü sürmanşetten duyuran Cumhuri terli güvenlik kema yet, soruşturma ve dava süreciyle ilgili gelişmeleri yakından takip etmişti. HİLAL KÖSE resı yok. Hiçbir personel kurumda iste yerek çalışmıyor. İdareci, uzman ve öğretmenler dahil hiçbir per sonel, çocuk ve ergen davranışları, çocuk psikolojisi konusunda eğitim almamış. Tek kamera itirafı Savunmasına, çocuk cezaevlerinin tanımını yaparak başlayan Yıldız, çocuk cezaevlerinin ‘eğitim ve öğretime dayalı’ kurumlar olduğuna dikkat çekerek, “Ancak, Maltepe Cezaevi’nin yapısı, personel durumu, işleyiş durumunun incelenmesinde, eğitim ve öğretime dayalı bir kurum olmadığı ortaya çıkmaktadır” dedi. Kurumda, çocukların toplu halde bulunacakları hususunun yeterince ana model alınan Rentra ile Malte l İkinci müdür sayısı yetersiz. pe arasında “uçurum” denilecek l Psikolog, sosyal çalışmacı, öğ farklılıklar olduğunu vurgula retmen, sağlık personeli gibi uz dı. Yıldız, iki cezaevi arasındaki man personel az. farkı şöyle sıraladı: l Kabiliyetli, sevk ve idare yete l Çocuklar için meslek ya da neği olan başmemur sayısı yeter sanat atölyeleri kurulmamıştır. li değil. l Konferans, seminer, film gibi çalışmalar için uygun salon Naci Yıldız l Teknik hizmetleri takip edecek personel sadece 2 kişi. kurulmamıştır. l Kurumdaki yardımcı hizmet l Derslik sayısı, kurumun ihtiyacını ler için (temizlik, yemek dağıtımı) görev karşılayacak sayıda değildir. li hizmetli sayısı 1. l Hükümlü ve tutukluların ruhsal so İsteksiz ve bilgisizler runlarına yardımcı olmak amacıyla kurulan görüşme ve rehber odaları yeterli ve amacına uygun değildir. Yıldız, kurumda görevli personelin genel özelliklerini ise şöyle sıraladı: l Hiçbir personel Çocuk Ceza İnfaz liz edilmediğini belirten Yıldız, “Güvenlik açısından yeteri sayıda kamera montajı yapılmamıştır. Çocukların 1314 saat bulunabilecekleri havalandırma bahçesine sadece 1 kamera monte edilmiştir. Merdiven boşlukları, kapalı ve açık spor alanları, derslik ve atölye olarak kullanı Personel sayısı az Yıldız, kurumda, 9’ar kişilik 36 koğuştan oluşan 324 kişilik kapasiteyi kontrol eden grup liderinin en az 144 kişi olması gerektiğine dikkat çekerek, sadece 82 kişinin görevlendirildiğini belirtti. Kurumu’nda isteyerek çalışmıyor. l İdareci, uzman ve öğretmenler dahil hiçbiri çocuk ve ergen davranışları ile ilgili çocuk psikolojisi konusunda eğitim almamış. l Göreve yeni başlayan personel, çocuk tutuklular hakkında eğitim almamış. lacak bölümler, konferans salonu adı al 12’şer saat görev yapan vardiya grubun l Kurumda çalışan 215 personelin tında kullanılan salona kamera konul da, 36 yerine 21 grup liderinin olduğunu 19’u lojmanda kalıyor. Dışarda oturan mamıştır” diye konuştu. söyledi. Kurumda yasa gereği çocukla lar 1000 TL kira veriyor. İnfaz koruma Arada uçurum var rın çalıştırılmadığını söyleyerek, “Yakla memurları ortalama 2300 TL maaşla çaşık 20 bin metrekarelik kapalı alandan lışıyor. Yıldız, sistemin esin kaynağı olan Hol oluşan kurumun nasıl temizleneceği göz l Bazı tutuklu ve hükümlüler, perso landa Rentra Ceza İnfaz Kurumu’na ça önüne alınmamaktadır” dedi. Yıldız, ek nelden daha yaşlı. Bazıları gayri resmi lışma ziyareti yaptıklarını da belirterek, siklikleri şöyle listeledi: olarak evli ve çocuk sahibi. 27 gün yaşam savaşı verdi Onur Önal, cezaevinde iki gün üst üste koğuştakilerin şiddetine maruz kalmıştı. Yoğun bakımda 27 gün tek başına yaşam savaşı vermiş, 27 Eylül 2014’te yaşamını yitirmişti. Ölmek üzereyken tahliye edilmişti. Onur’un ölümünün ardından başlayan dava süreci halen devam ediyor. Onur’u döven iki çocuğun dosyası Yargıtay’da. 6 gardiyanın yargılandığı davaya, dönemin cezaevi müdürü Naci Yıldız’ın dosyası da dahil edildi. Naci Yıldız, savcılıkta verdiği ifadede suçlamaları reddetmişti. Yıldız, Adalet Bakanlığı’nın soruşturma sürecinde, müfettişlere ayrıntılı açıklamalarda bulunduğu ortaya çıktı. O ifadeler dava dosyasına girdi. ZİHİNSEL ENGELLİ GENCE CEZAEVİNDE İŞKENCE İDDİASI Her gün dövüldü sıcak suyla haşlandı Silivri Cezaevi’nde 12 gün tutuklu kalan M.Y, yüzde 75 engelli olduğunu gösteren raporun ardından kimseye haber verilmeden serbest bırakıldı YİNE ORAYA GÖTÜRECEKLER M.Y. cezaevinde yaşadıklarının ardından geceleri ‘Beni dövüyorlar’, ‘Yine oraya götürecekler’, ‘Bacaklarımı yakacaklar’ diye ağlayarak uyanıyor. M.Y’nin annesi Nalan Y, “Bu işkenceyi yapanlardan ve çocuğumun tutuklanmasını gizleyenlerden hesap sorulmasını istiyorum” diyor. ALİ AÇAR Arkadaşının zorlamasıyla bir pilavcı dükkânından 20 TL para çaldığı için 12 gün Silivri Cezaevi’nde ya tan ve koğuşta verilen işleri yapmadığı iddiasıyla mahkumlar tarafından sıcak suyla bacağından yakıldığı ileri sürülen yüzde 75 zihinsel en gelli M.Y’nin ailesi suç duyurusunda bulundu. Oğlunun ‘sara hastalığı ile zihinsel engelli olduğunu’ gösteren raporun ardın dan 12 gün sonra kendilerine haber veril meden tahliye edildiğini söyle yen anne Nalan Y., “Çocuğu cezaevinde kaldığı süre boyunca her gün dövmüşler. Çıktığı günde sıcak suyla bacağından yakmışlar” diye isyan etti. Görüştürmediler Yüzde 75 zihinsel engelli olan M.Y. (22), 11 Haziran Cumartesi günü evden çıkarak, ailesinin önceden hiç tanımadığı bir arkadaşı ile buluştu. Arkadaşının zorlamasıyla Zeytinburnu’nda bir pilavcı dükkânına giren M.Y, kasadan 20 TL para alarak çıkmak isterken yakalandı. Ailesine haber verilmeden 12 Haziran Pazar günü nöbetçi savcılığa çıkarılan M.Y, mahkemece tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. 4 gün sonra annesine cezaevinden gelen bir telefonla M.Y’nin cezaevinde olduğu söylendi. Baba da cezaevine giderek oğlu ile görüşmek istedi. Ancak mesai saati geçtiği için oğluyla görüşemeyen baba, epilepsi hastası olan oğlunun yanında getirdiği ilaçlarını gardiyanlara vererek iletmesini istedi. Gardiyanlar ise ilaçların cezaevinde doktor tarafından verilebileceğini, dışarıdan ilaç alınmasının mümkün olmadığını belirtti. Anne Nalan Y. ise oğluna 4 gün boyunca ilaçlarının verilmediğini ve sara krizi geçirdiğini öğrendiklerini belirtti. Tedavi etmediler Çocuğunun tahliye olduğu gün bir mahkum tarafından sıcak suyla yakıl dığını söyleyen anne Nalan Y., “Çocuğa ‘çay demle’, ‘tuvalet yıka’ diye baskı yapmışlar. Çocuk engelli olduğu için hiçbirini yerine getirmemiş. Bunun üzerine her gün yüzüne tokat atarak, bacaklarını tekmelemişler. Çıktığı gün ise Rıdvan isminde birisi banyoda sıcak suyu arkasından atmış. Çocuğun bacak kısmı yanık. ‘Sara krizi geçirdi yandı’ diyorlar. Sara krizi geçiren yerde debelenir O zaman neden kollarında yanık yok” diye konuştu. Anne Y., çocuğunun bacağının yanması sonucu revire götürerek sadece krem sürüldüğünü ve gerekli tedavilerinin de yapılmadığını öne sürdü. Tek başına bıraktılar Tuttukları avukatın mahkemeye itirazı sonucu çocuklarının haber verilmeden akşam geç saatlerde bırakıldığını da anlatan Nalan Y., özetle şunları söyledi: “Çocuk bacaklarındaki yanıkla şortunu yukarı çekerek kapıda beklemeye başlamış. Bu sırada M. ile aynı koğuşta kalan oğlunun tahliyesini bekleyen bir kadın ‘Bu çocuğun kimsesi yok mu bir sor’ diye oğluna sordurmuş. Çocuk oğluma sorduğunda M.Y., ‘Benim telefonum yok, kimseye haber veremedim’ demiş. O ailenin telefonundan eşimi aradılar. Eşimde Şirinevler’e kadar getirmelerini rica etti. Aile, M’yi eve kadar getirdi” dedi. 14 YILDA 4 KAT ARTIŞ Cezaevleri doldu taştı Adalet Bakanlığı verilerine göre, son 3 ayda Türkiye’deki cezaevleri mevcudu 187 bin 647 kişi ile tarihinin en dolu seviyesine çıktı. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün (CTE) rakamlarına göre, Türkiye’de Şubat 2016 itibarıyla 290 kapalı cezaevi, 60 müstakil cezaevi, 2 çocuk ıslahevi, 5 kadın kapalı cezaevi, 3 çocuk kapalı cezaevi bulunuyor. Yeni inşa edilen 105 cezaevi ile 34 ek bina ise 2006 ile 2016 yılları arasında, yani son 10 yılda AKP hükümeti döneminde yapıldı. Bu yeni cezaevleri ile Türkiye’deki toplam ceza ve infaz kurumu sayısı 362’ye yükseldi. AKP, herkesi arattı 2002 yılında 55 bin 609 tutuklu ve hükümlü ile iktidarı devralan AKP hükümeti Nisan 2016 tarihine kadar tutuklu ve hükümlü sayısını 4 kat artırarak 187 bin 647’ye çıkardı. 2004 yılında cezaevlerinde 57 bin 930 mahpus olmasına rağmen çatışmalı sürecin tekrar devreye girmesiyle birlikte bu rakam, 2007 Aralık ayında 90 bin 837’e ulaştı. Yine 2013 yılında tutuklu ve hükümlü sayısı 145 bin 478 iken, 2015 yılı sonunda bu rakam artarak 178 bin 89’a çıktı. Son dönemler çatışmalı süreçle ile birlikte cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı da arttı. 2016 ilk 60 gününde toplam 9 bin 558 kişi cezaevlerine alındı ve sayı 178 bin 89’a ulaştı. Bununla birlikte AKP iktidarı devraldığında 903 kadın ve 352 çocuk hükümlü bulunmasına rağmen, 2016 Mart ayında bu sayı 5 bin 631 kadın hükümlüye, çocuk hükümlü sayısı da 432 kişi artarak 784’e yükseldi. l Haber Merkezi ÖĞRETMENLİKTEN ALINDI Engelliysen idari göreve İKLİM ÖNGEL Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yılın başında sınıfta ders esnasında veliler tarafından gizlice görüntüsü çekilerek sosyal medyada paylaşılan görme engelli öğretmen Reyhan Levent’i, öğretmenlikten alarak, idari hizmetlerde görevlendirdi. Gönderilen yazıda, “İl Milli Eğitim Maarif Müfettişleri tarafından incelemesoruşturma işlemi yapılmış, getirilen teklif gereğince, valilik makamınca idari işlerde görevlendirilmesi uygun görülmüştür” ifadeleri kullanıldı. İzmir’in Karabağlar ilçesindeki Duğrallar İlkokulu’nda görev yapan 17 yıllık görme engelli İngilizce öğretmeni Reyhan Levent’in dersine giren bazı veliler, sınıfta gizlice görüntü çekip bunu sosyal medyada yayımlamış ve Levent’in “öğretmenin engelinden dolayı sınıfta verimli ders işlenemediğini, ders sırasında öğrencilerin dışarı çıktığını, öğretmenin görmediği için müdahale edemediğini, bu durumun güvenlik zaafiyeti oluşturduğunu” öne sürmüştü. Görüntülerin yayımlanmasının ardından Levent ailesi savcılığa başvurdu. Öğretmen hakkında da soruşturma açıldı. O veliye suç duyurusu Reyhan öğretmenin eşi Kadir Levent, süreci şöyle anlattı: “Bir veli sınıfta ders sırasında Reyhan öğretmenin görüntülerini çekti. Bu görüntüler işlerine geldiği gibi parça parça internette yayımlandı. Eşimin öğretmenlik yapmakta zorlandığı, sınıfa hâkim olamadığı, çocukların dersi kaynattıkları şeklinde şikâyetler oluşmuş. Biz veli ile ilgili savcılık sürecini başlattık. Görüntülerin yayımlanmasının ardından müfettiş eşimle ilgili soruşturma başlattı. Milli Eğitim ise ‘Reyhan öğretmenin arkasındayız, bir sıkıntı yok, biz onu istediği yerde görevlendireceğiz’ diyordu.” Görmeyenleri istemiyorlar Müfettişin eşinin öğretmenlikten alınması yönünde rapor hazırladığını belirten Kadir Levent, “Reyhan Öğretmen özlük haklarına zarar gelmeden memurluk yapacak. Ancak bu onur kırıcı bir durum. Eşim Boğaziçi Üniversitesi Matematik bölümü mezunu. Her okuldan ödülleri olan, 17 yıllık başarılı bir öğretmen. İzmir’de 30’u gören okullarında çalışan 36 görme engelli öğretmen var. Hepsi de eşim gibi MEB’in atadığı öğretmenler. Bu olay, görmeyen öğretmen istemedikleri için yaşanıyor. Eşim şu an Umre’de. Kendisine haberi ilettim, üzüldü ama şaşırmadı. Döndükten sonra dava düşünüyoruz” dedi. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear