24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 9 Haziran 2016 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / CAN DOKER Bu kez de Midyat!İSTANBUL SALDIRISININ KANI KURUMADAN BİR ACI HABER DE MARDİN’DEN Midyat Emniyet Müdürlüğü’ne düzenlenen bombalı saldırıda kadın polisler Nefize Özsoy ile 6 aylık hamile Şerife Özden şehit oldu. 3 sivilin öldüğü patlamada 52 kişi yaralandı Mardin’in Midyat ilçesinde önceki gün saat 11.15 sıralarında ilçenin en merkezi yeri olan Cumhuriyet Bulvarı üzerinde bulunan İl çe Emniyet Müdürlüğü binasına bom ba yüklü minibüsle intihar saldırısı düzenlendi. Emniyet Müdürlüğü bi nasının yanı sıra market ler, kamu binaları, işyer MAHMUT ORAL leri, evlerin bulunduğu ve vatandaşların yoğun olduğu Cumhuriyet Bulvarı üze rinde, önünde beton blok lar ve demir bariyerler bulunan İlçe Em niyet Müdürlüğü binası önüne bomba yüklü minibüsle girmeye çalışan saldır ganı fark eden polisler durumdan şühpe lenince araca ateş açtı. Bu sırada demir korkuluk ve bariyerlerin önünde bom ba yüklü minibüs infilak ettirildi ve orta lık bir anda savaş alanına döndü. Minibü sün havaya uçmasıyla Emniyet Müdürlü ğü bahçesindeki araçlar da alev aldı. Sal dırıda kadın polisler Şerife Özden ve Ne fize Özsoy şehit oldu, 3 vatandaş hayatı nı kaybetti. Aralarında polislerin, siville rin, çocukların da bulunduğu 52 kişi de yaralandı. Saldırıda, yaşamını yitiren 3 kişinin de Fahrettin Ekici (31), Bekir Sa yan (61) ile eşi Hayriye Sayan (59) oldu ğu belirlendi. Kilometrelerce uzaktan duyulan şiddet li patlamada Emniyet Müdürlüğü binası büyük hasar görürken çevrede bulunan ev, iş yerleri, marketler de hasar gördü. Saldırının ardından bölgeye çok sayıda ambulans ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yaralılar ambulanslar ve vatandaşlar ta rafından Midyat Devlet Hastanesi’ne kal dırılırken itfaiye ekipleri alevlere müda hale ederek söndürdü. Emniyet girişinde beton bloklar ve demir bariyerlerin bu lunmaması halinde facianın boyutunun daha da büyük olabileceği belirtildi. Halk hastanelere koştu Patlama büyük paniğe neden olurken vatandaşlar yaralıların bulunduğu Midyat Devlet Hastanesi’ne akın ederek yakınları hakkında bilgi almaya çalıştı. Bu sırada bazı vatandaşların da olası kan ihtiyacına karşı hastaneye gittikleri belirtildi. Doktorlar da acil olarak göreve çağrıldı. Durumu ağır olan yaralılar çevre il ve ilçelerdeki hastanelere sevk edildi. Altan Tan’a tepki HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da olay yerinde inceleme yaptığı sırada bir grubun tepkisiyle karşılaştı. Grup, “Bunlar hep sizin yüzünüzden oldu” diyerek yuhaladı. Tepkiler üzerine Altan Tan, arabasına binerek bölgeden uzaklaşırken, bazı kişiler araca tekme attı. Saldırının ardından Mardin Valiliği, gün boyu olayla ilgili resmi açıklama yapmadı. Gazetecilere linç girişimi Bölgeye giden gazeteciler ise linç girişimine maruz kaldı. Aljazeera muhabiri Mahmut Bozarslan, Reuters muhabiri Sertaç Kayar ile BBC Türkçe muhabiri Hatice Kamer, olay yerinde görüntü ve fotoğraf alırken kendisini AKP İlçe Başkanı Avukat Melih Güneştan’ın koruması olarak tanıtan bir kişinin de aralarında bulunduğu grubun saldırısına uğradı. Başlarından ve yüzlerinden yaralanan gazeteciler Twitter ve Whatsapp üzerinden yardım istedi ve polisin yardımıyla hastaneye götürüldü. Muhabirimiz Mahmut Oral’ın da bulunduğu gazeteciler de sözlü saldırıya maruz kaldı. Darp raporu alan gazeteci Sertaç Kayar, zırhlı polis aracıyla hastaneden çıktıklarını belirterek saldırganlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. AKP Midyat İlçe Başkanı Avukat Melih Güneştan ise saldırıyla hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi. Elde edilen ilk bilgilere göre, bir kargo firmasının amblemleri yapıştırılan minibüse yaklaşık 1 ton patlayıcı yüklendiği belirlendi. Şehit 6 aylık hamileydi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala Mardin Vali Yardımcısı Erkan Çapar ile görüşerek bilgi aldı. RTÜK saldırıyla ilgili geçici yayın yasağı getirdi. Tayin bekliyordu Nefize Özsoy Mardin’de şehit olan Nefize Özsoy’un, kendisi gibi polis memuru olan Cumhur Özsoy ile evli olduğu ve 4 yaşlarında bir kızları olduğu öğrenildi. Polis memuru Cumhur Özsoy’un da geçen yıl Mardin’de çıkan çatışmada yaralandığı ve tedavi sürecinde Kırklareli’ne atandığı bildirildi. Kırklareli Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi’nde görevli olan Cumhur Özsoy’un eşinin şehit olduğunu arkadaşlarından duyunca baygınlık geçirdiği ve ambulansla Kırklareli Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındığı kaydedildi. Şehit Nefize Özsoy’un da eşinin yanına tayin beklediği öğrenildi. Özsoy’un Edirne’deki evine ateş düştü. Edirne Emniyet Müdürü Adnan Armağan Erdoğan, şehit Özsoy’un acı haberini annesi Hafize, babası Süleyman Çetin’e verdi. Saldırının ardından hastaneye kaldırılan polis memuru Şerife Özden’in 6 aylık hamile olduğu ve karnındaki be beğiyle yaşamını yitirdiği öğrenildi. Kastamonu nüfusuna kayıtlı şehit po lis Özden’in babasının Bolu’nun Beşka vakaklar Mahallesi Bolnak Sitesi’nde yaşadığı ifade edildi. Şehit polisin 8 yıllık polis memuru olduğu, bugün Kastamonu’da defnedileceği ifade edildi. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresinin dolmasının ardından koruma ekibi de dağıldı. Ekipte yer alan birçok polis memu ru şark görevi için Do ğu ve Güneydoğu Ana dolu Bölgesine gönde rildi. 7 Nisan’da Mar din Nusaybin’de düzen lenen saldırıda da, geç mişte Abdullah Gül’ün korumalığını yapan Sa lih Taç ve Erkan Başpehlivan şehit olmuş Şerife Özden tu. Şehit olan polis memuru 31 yaşın daki Şerife Özden Kalmış’ın, Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün yakın ko ruması olarak görev yaptığı, yaklaşık 2 yıl önce şark görevi için Midyat’a atan dığı öğrenildi. Saldırıda yaşamını yitiren Fahrettin Ekici’nin bir süre önce evlendiği ve ilçe de çiftçilik yaparak geçimini sağladığı, olay sırasında emniyet binası yakınla rındaki bankaya ait ATM’den para çek mek için geldiği belirtildi. Gül Özden Şehit polis Şerife Özden, Abdullah Gül’ün yakın korumasıydı. UEYMANRİMYEIŞTTI Saldırı göz göre göre geldi haber 11 Büyük resmi gördük de... Memleketin artık bir tımarhane haline geldiğini biliyoruz. Çok karanlık bir dönemin içinden geçtiğimizi, hatta sorumluların kim olduğunu da... Gerçekte bu dönemin, ancak ve ancak Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı darbe sonrası dönemle kıyaslanabileceğini ve ileride aynı 80’li yıllar gibi belgesellerinin yapılacağını tahmin edecek kadar da tarih algımız var. Türkiye’nin Iraklaştığını anlayabilecek kadar Ortadoğu bilgimiz de var. Bu karanlığın bugün yarın kaybolmayacağını, muhtemelen düzelmeden önce biraz daha kötüleşeceğini, kabalaşacağını, çirkinleşeceğini de iyi kötü tahmin ediyoruz. Gel gör ki, bunları bilmek, her yeni güne ‘Fesuphanallah’ diye başlamak, her gün ufak bir küfür savurarak gazeteyi bir kenara fırlatmak bize bir fayda getirmiyor. Hem de hiç. En güzel yazıyı yazmak, en içten isyan çığlığını atmak, en tumturaklı makaleleri Facebook’a koymak ya da öfkemizi 140 karaktere sığdırmak da para etmiyor. Hiçbiri para etmiyor. Yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. İlla ki bu karanlık bir gün bitecek; ama o gün ne zaman gelecek, o zamana kadar aklımıza mukayyet olabilecek miyiz, geriye dönüp baktığımızda ayakta kalan bir memleket olacak mı... İşte bunların cevabını bilmiyoruz. Gazetelerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Meclis’ten önce dayak sonra da parti komiserlerinin gayretleriyle geçen ‘dokunulmazlık’ kararını son dakikada imzalamasıyla ilgili yapılan yorum, Erdoğan’ın yargıdaki değişiklikleri beklediği yolundaydı. Şaka değil; ancak bir muz cumhuriyetine yaraşan bir tabloyla, bu hafta yargının dörtte biri Ankara’nın düğmeye basmasıyla yer değiştirdi. ‘Makbul’ kararları veren hâkim ve savcılar güzel yerlere, ‘yanlış’ kararlara imza atanlar da oraya buraya yollandı. İddia o ki, Cumhurbaşkanı bu sayede hangi dosyanın kime gideceğine emin olmanın verdiği iç rahatlığıyla imzaladı metni. Sanmıyorum. Bence Cumhurbaşkanı, 7 Haziran’ı bekledi ve o imzayı 7 Haziran’ın senei devriyesinde atmak istedi. Bir anlamda HDP’ye ‘nanik’ yaptı. Siyaseten “Siz misiniz barajı geçen, başkanlığa dur diyen, bana teslim olmayan. Alın size 7 Haziran!” demiş oldu. Erdoğan, bir yıl içinde nereden nereye geldiğimizi hatırlatmak istedi. Ama aslında gerekli de değildi bu ‘tatlı’ jest. Zira elimizde bir yıl içinde nereden nereye geldiğimizi hatırlatan kapı gibi rakamlar mevcut. Sağ olsun gazeteler artık acılarımızı bakkal hesabı gibi veriyor... Ölen güvenlik görevlisi sayısı, 500’ü geçmiş. En son baktığımda insan hakları kuruluşları Sur, Cizre ve Silopi’de ölen sivillerin sayısını isim isim 400 olarak veriyordu. Herhalde Ankara’dan bu yana metropollerde patlayan bombalarda da birkaç yüz insanımız ölmüştür. Hükümet, 6700 civarında PKK’linin öldüğünü söylüyor ki, bunların çoğunun örgütün gençlik yapılanmasına daha yeni katılan gençler olduğu söyleniyor. Genelkurmay Başkanı Cumhurbaşkanı’nın konuşmasına göz yaşları dökerken, şiddetle mücadele diye yapılan iş, yerle yeksan edilen Nusaybin, Cizre resimleri, daha çok şiddetin tohumunu atıyor. Neresinden bakarsanız bakın, 7 Haziran’dan bu yana 10 bine yakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının öldüğünü, memleketin de doludizgin halkların birbirini yok etmeye çalıştığı Suriye ve Irak modeline doğru gittiğini görüyoruz. Görüyoruz da, bütün bunları görmenin bize ne faydası oluyor? İşte onu çözebilmiş değilim... Minibüste 1 ton bomba Muş Emniyet Müdürlüğü ekipleri önceki gün merkez Sunay Mahallesi İstasyon Caddesi üzerinde Vali Konağı yakınlarında durumundan şüphelenilen bir minibüsü incelemeye aldı. Muş Valiliği, yapılan çalışmalar sonunda minibüste yaklaşık 1 ton ağırlığında birbirine bağlanmış 5 bidon, 2 büyük mutfak tüpü bomba düzeneği tespit edildiğini açıkladı. l DHA İşte o belge Emniyet tarafından gönderilen yazıda Mardin için keşif uyarısı yapılmış. ZEHRA ÖZDİLEK Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Mardin’in Midyat ilçesindeki İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıyı “beklediği” ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 81 ile gönderdiği ve dün gazetemizde de yer alan 13 Mayıs tarihli bilgi notunda Mardin özel yer tutuyor. Emniyet, “Mardin’deki hâkim ve savcılara, güvenlik güçlerine, lojmanlara, AKP il ve ilçe teşkilatlarına, şehre gelecek devlet yetkilileri ile asker ve polislere yönelik keşif faaliyeti yürütüldüğü” uyarısı yapıyor. Yaklaşık bir ay Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 81 ile gönderdiği uyarı metninde, AKP milletvekili Galip Ensarioğlu’nun gündelik yaşamında uğradığı yerlere yönelik silahlı veya canlı bomba tarzında eylem arayışlarının güncelliğini koruduğu belirtilerek “Mardin’deki hâkim ve savcılara, güvenlik güçlerine, lojmanlara, AKP Parti İl/İlçe Teşkilatları’na, Özel Büşra Daylan Kız Öğrenci Yurdu’na ayrıca Mardin’e gelecek üst düzey yetkililere yönelik keşif faaliyeti yürütüldüğü, Si irt’teki örgüt mensuplarının, güvenlik güçlerini (emekli dahil), korucuları, devlete yakın bilinen vatandaşları, Valilik personelini, sendikaları (MEMURSEN, TÜM EĞİTİMSEN), AKP Mensupları, Diriliş Postası ve Anadolu Ajansı çalışanlarını takip için ayrı birimler kurulduğu” ifadeleri kullanıldı. PKK ve IŞİD uyarısı Metinde GaziantepKilis için IŞİD, MardinDiyarbakır için PKK uyarısı yapıldı. Diyarbakır’da olası saldırı uyarısında bulunuldu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Kilis’e uçaksavar mermisi Suriye’den ateşlenen Katyuşa roketatar mermilerinin daha önce düştüğü Kilis, bu kez de uçaksavar mermilerinin hedefi oldu. Kent merkezinin sınıra yakın semtlerindeki çok sayıda ev ve işyerine isabet eden mermiler bir okul duvarı ile bazı araçlara da isabet ederken yaralanan olmadı. l DHA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear