14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 15 Haziran 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber Oruçlu mu, bilmem5 Su Akar Yolunu Bulur Fransa’da işçi sınıfı ayakta. Bu basit, sıradan cümle bile bizim gözü kör, kulağı sağır medyamızda kendine bir yer bulamıyor. Bulsa da şöyle buluyor; “Teröristler Fransa Cumhurbaşkanı’nın elektriğini kestiler”, “Avrupa Kupası terör olaylarının gölgesinde başladı.” “Neden böyle” diye sorduğunuzda alacağınız yanıt, ya “sayfalarda yer sıkıntısı” ya da “her gün bir iki haber giriyor işte” şeklinde olacaktır. O bir iki haber de... işte örneklerini yukarıda okudunuz. “Neden görmüyorlar” sorusuna ben daha kestirme bir yanıt vereyim; refleks. Ne refleksi olduğunu, nasıl bir refleks olduğunu sonra tartışırız. HHH Türk medyası bir iki örnek, bir iki internet sitesi dışında Fransa’yı görmemekte ısrar etsin; biz görelim ne olup bitiyor: Fransa her zaman korkutucu bir ülkedir. Pek çok “musibetin” kaynağıdır. Dünya işçi sınıfı tarihine pratiğin teoriye katkı yaptığı büyük deneyi; Paris Komünü’nü armağan eden ülkedir. Daha öncelerine gittiğinizde Aydınlanma ışığının pırıl pırıl parladığı memlekettir. 1789’un vatanıdır. İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilere direnen partizanların yuvasıdır. 1968’in “Yeter, artık biz konuşacağız” diyen gençlerin sokaklarıdır. Hepsini özet geçelim; bunca çabaya, teröre, baskıya rağmen sindirilemeyen, grev denilince ilk akla gelen, kelimenin anayurdu, şalteri indirmekte ikircikli davranmayan işçi sınıfının, duvarlarında hâlâ Marx’ın fotoğrafı asılı fabrikaların diyarıdır. İşte onlar ayaklanıyor. HHH Avrupa’nın egemenleri, tekelleri, tekel medyasının önde gidenleri telaş içindeler. Görmezden gelmek yerine cepheden saldırmalarının nedeni budur. Örnek ister misiniz? Tagesspiegel: “Tarihe ayak uyduramayanlar”; Frankfurter Algemeine Zeitung: “Kundakçılar”; Die Welt: “Oyunun sonuna geldiler. ”Örnekleri çoğaltmak mümkün. Avrupa korkuyor. Korkunun iki nedeninden birisi ve irisi; işçilerin yeniden sınıf bilinciyle ayağa kalkmakta oluşu, gençlerin tüm dünyada bu arada Türkiye’de düzene sırtlarını dönmeye başlamaları. İkincisi; can havliyle durdurmaya çalıştıkları parçalanma tehlikesidir. Birleşik Krallık, İngiltere halkı, AB ’den ayrılma kararı verir diye kâbus görüyorlar. “Brexit, Brexit” diye sayfaları doldurmaları, her türden tehditle, şantajla “tehlikeyi” önlemeye çabalamaları bundandır. HHH Kazanabilirler mi? Bu işlerde kazanmanın kaybetmenin ölçüsü, ölçütü farklıdır, değişiktir. Hangi taraf geleceğe doğru ilerliyor, kendini geleceğin parçası, aklı olarak görüyorsa önünde sonunda o kazanır. Tarih bir kere daha devreyi tamamlıyor. Kuşkusuz sinemaların klimalı salonlarında oturup bekleyenlerin determinist kaderciliğinden söz etmiyoruz ama Can Yücel’in dediği zamanlara az kalmıştır; “hava döndü işçiden işçiden esiyor yel.” İyimserlik mi? Belki. Neden olmasın; karamsarlarla, gazete sayfalarını sistemin her yere sızmış refleksiyle dolduranların magazin haberleriyle, dedikodu sütunlarıyla mı vakit öldüreceğiz. İşte bakın; ne Futbol, ne Fado, ne Fiesta işe yarıyor artık. HHH Bizde neler oluyor peki? Bakmayı biliyor ve görmek istiyorsanız göreceksiniz. İstemiyorsanız da kimin umurunda; su akacak, yolunu bulacaktır. Tan’a dil ve üslup uyarısı HDP Milletvekili Altan Tan’ın dindar kesimin partiden koptuğu yönündeki açıklamalarına HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sert bir yanıt vermesi parti içinde yaşanan tartışmayı gözler önüne sermişti. Parti yönetimi tarafından Tan’a dil ve üslup konusunda dikkatli olunması gerektiği uyarısına karşı, Tan’ın da, “Ben de aynı düşüncedeyim” yanıtını verdiği belirtiliyor. Tan, dün HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ile bir araya geldi. Edinilen bilgiye göre, Baluken Tan’ın HDP içinde rahatsızlık yaratan açıklamalarının zamanlamasının uygun olmadığına dikkat çekti. Konunun MYK’de rutin olarak gündeme gelmesi bekleniyor. MYK’deki değerlendirmenin ardından Tan hakkında bir disiplin süreci işletilip işletilmeyeceği kararı alınacak. Parti içinde öne çıkan görüş Tan’a bir uyarı cezası verilmesi yönünde.l MAHMUT LICALI Bozdağ: Yargı paketi anayasaya uygun Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yüksek yargıyı yeniden dizayn edecek yargı paketinin, anayasaya uygun olduğunu iddia etti. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, yüksek yargıdaki düzenleme ile yargının hükümetin eline geçeceği iddialarına ilişkin soruya, “Sadece siyaseten söylüyorlar. Anayasaya aykırı bir durum söz konusu değil. Tamamen anayasaya uygun bir düzenleme. Anayasa bu konuları yasa koyucunun takdirine bırakmış. Dolayısıyla yasa koyucunun takdirinde olan bir düzenleme. Çok net, anayasanın ilgili maddelerini okursanız, yasa ile düzenleneceğini açık söylüyor” iddiasında bulundu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı provokasyon yapmakla suçladı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ın “ABD tipi başkanlık için masaya oturalım” çağrısına, “ABD’deki eyalet sistemini yani Türkiye’yi bölmeyi istiyor musun istemiyor musun? Önce bunları çık milletin önünde anlat” yanıtı verdi. Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu şu mesajları verdi: Liseliler onurumuzdur Lisede çocuklarımız bildiri yayımlıyor. Birilerinin uykusu kaçmış. Onlar çağı, aydınlanmayı yakalamak istiyorlar. Kendilerini, okulları, siyasi kurumları sorgulamak istiyorlar. Karanlığa teslim olmak istemiyorlar. Onlar bizim onurumuz, gururumuz, umudumuz. Onlar bizim devrimcimiz, laikimiz, cumhuriyetimiz, onlarla gurur duyuyoruz. Bu düzeni, gençlerle birlikte değiştireceğiz. Yıldırım’a sorular Türkiye’de eyalet sistemini kabul edi yor musunuz? ABD’de her eyaletin ay rı parlamentoları, ayrı kanunları, ayrı yasaları var. Böyle olsun diyor musun? Önce bunları çık milletin önünde anlat. Bize sorarsan biz ka bul etmiyoruz, atala rımızın kurduğu, de delerimizin savundu ğu, kurduğu, geliş tirdiği parlamenter sistemi kabul ediyo ruz ve onun önünde ki tüm engellerin kal dırılmasını istiyoruz. ABD’deki eyalet siste Kılıçdaroğlu mini yani Türkiye’yi bölmeyi istiyor mu sun istemiyor musun? Çık açıkça söyle. Tankla tüfekle gelsinler Güvenliğimi sağlayacaklarmış, ister sağla ister sağlama kardeşim, biz ken di güvenliğimizi kendimiz sağlayacağız. Birileri camileri bir partinin arka bahçe sine dönüştürmek istiyor. AKP’ye oy ve renlere sesleniyorum: Bu şehide, inan ca, dine, Kuran’a saygısızlık değil mi, kim bunları koruyor. Yanlışsa yanlış di yorum ama bizim üzerimize mermiyle,. silahla, tankla, topla gelecekler, gelmez lerse namerttir onlar. Erdoğan’a dava Kaçak Saray’da oturan zat, Kılıçdaroğlu’nun konuşması provake edildi demiş. Ya provokasyonu yapan sensin. Çıktın dedin ki, PKK’lileri has tanede ziyaret etmiş. Pes yani. Bu kadar büyük yalanı ilk kez duyuyorum. İnsaf. Oruç tutuyor mu merak ediyorum. Hak kında tazminat davası da açtım, suç du yurusunda da bulundum. Hâkimler allak bullak: Türkiye yönetilmiyor. O kadar ki, hâkim ve savcılar allak bullak edildi, her biri bir tarafa sürüldü. Ben bir mil letvekiliyim, dokunulmazlığım vardı. Yaptığım bir konuşma dolayısıyla bir savcı beni ifadeye çağırıyor. Anayasaya aykırıydı, bu adam sonra terfi ediliyor. Ahlaksızlığa bakar mısınız.” l ANKARA / Cumhuriyet Miafdtaernycailpetrıle Yıldırım iftara 10 dakika geç kaldı. Başbakan Yıldırım, Bakanlar Süleyman Soylu ve Berat Albayrak ile beraber, dün Kütahya’nın Tunçbilek Beldesi’nde maden işçileriyle yerin 388 metre altında iftar yaptı. İftar öncesi açıklama yapan Yıldırım, TRT’de Prof.Dr. Mustafa Aşkar’ın “Namaz kılmayan hayvandır” sözleri için, “Halt etmiş. Kim söylediyse zırva. Saçmalamış. Böyle bir münasebetsiz laflar edenin asla Müslümanlar nezlinde hiçbir yeri yoktur” dedi. Yıldırım, Kılıçdaroğlu ilgili soruyu ise “Önce diyor ki Amerika modeli, varsa buyurun gelin diyor. Hadi sen de buyur gel dedik. Hep bir mazeretin arkasına sığınıyor. Kılıçdaroğlu bir gün böyle söylüyor, yarın böyle, hangi söylediğine millet inanacak, merak ediyorum” dedi. ABD tipi de‘YKbııallıdçşıdkrıaamnro’ldıkğa’lnuy,’annaıtı Türk tipi de olur Partisinin grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “ABD’deki gibi başkanlık sistemini getiriyorsanız buyurun” açıklamasını değerlendiren Başbakan Binali Yıldırım, “Biz buyurduk, siz de buyrun, ABD tipi olsun. Buyurun görüşmelere başlayalım” dedi. Yıldırım’ın açıklamaları şöyle: Vize muafiyeti kalsın Bizden istenen 72 maddenin birçoğunu yoğun bir çalışmayla tamamlandı. Son anda önümüze bir şey çıkardılar. “Efendim siz Terörle Mücadele Kanunu’nu esnetin.” “Terörle mücadeleyi yapmayın, bırakın adamlar rahat çalışsın.” Terörle Mücadele Kanunu’nda herhangi bir değişiklik söz konusu olmaz. Bunun sonucu vize muafiyeti olsa bile. Varsın orada kalsın vize muafiyeti. Sur, Silopi, Şırnak, Nusaybin, Cizre, Yüksekova, İdil’de operasyonlarımız bitti ama işimiz bitmedi. Oraları eskisinden daha güzel, parmakla gösterilecek şekilde imar edeceğiz. HDP ve onların taraftarları vatandaşlarımızın aklını çelmeye çalışıyor. “Aman hiçbir kâğıt imzalamayın” Sen uluslararası mahkemelerde hak arayacağına, bu hale gelmenin asıl sorumlususun, önce bunun hesabını ver. Başkanlık sistemi Kılıçdaroğlu bir televizyon programında, “ABD’deki gibi bir başkanlık sistemi getiriyorsanız buyurun” dedi. Biz bunu, “biz hazırız” olarak anlıyoruz. Biz buyurduk, siz de buyurun, Amerikan tipi olsun. Biz Türk tipini tercih ediyoruz ama siz Amerikan tipi başkanlık olsun diyorsanız, ona da varız, hodrimeydan; buyurun başlayalım görüşmelere, bu işi de Türkiye’nin gündeminden kaldıralım. l ANKARA / Cumhuriyet MECLİSTE ‘ahlaksız’ kavgası TBMM Genel Kurulu’nda CHP’li vekillerin “terörle CHP’yi yan yana göstermeye yönelik algı operasyonunun tüm yönleriyle araştırılması ve 2016’da cezaevlerinde terör örgütleriyle ilişkiye geçtiği iddia edilen 24 CHP milletvekiline ilişkin gerçeklerin ortaya çıkarılması” amacıyla araştırma komisyonu önergesi görüşmeleri gergin dakikalara sahne oldu. AKP’li Şamil Tayyar, Gezi protestoları sırasında “Atatürk’ü Öcalan’la aynı fotoğraf karesine sokan CHP’li gençler vardı” iddiasında bulundu. CHP’li Ceyhun İrgil “Atatürk’ü ağzına alma” diyerek tepki gösterdi Tartışmalar büyürken CHP’li vekiller Tayyar’a “provokatör, ahlaksız, terbiyesiz” diyerek tepki gösterdi. Tayyar’ın Kılıçdaroğlu’nun kurşunla tehdit edilmesine ilişkin, “Önüne boş kovan atılmış. Bakın, boş kovandan kaos planı çıkar ama iktidar çıkmaz” sözleri sonrasında CHP’li İrgil, “Bizden iktidar çıkmaz ama yalaka da çıkmaz, yalaka!” diyerek sert tepki gösterdi. Tayyar’ın kullandığı sözler, tartışmaların büyümesine neden oldu. Tayyar’ın sözlerine CHP’li vekiller ise “Ne terbiyesiz adamsın sen ya!”, “Ahlaksız, şerefsiz” diyerek karşılık verdi. DEVLET BAHÇELİ: ABD’ye gitme yandaş hâkim bulamazsın MHP lideri Devlet Bahçeli, Mu hammed Ali’nin cenazesi için ABD’ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “ABD’ye gitmemesi” konusunda uyardı. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, “Cumhurbaşkanı ve AKP’nin değerli bakan ve yöneticilerini uyarıyorum, dost nasihati veriyorum: Ne olur ne olmaz, gelin şu sıralar ABD’ye pek gitmeyin, oralarda pek görünmeyin. Alimallah İranlı kaçakçı alayınızı ele verirse okyanus ötesinde yandaş hâkim ve savcıda bulamazsınız, büyük bir skandalın faili olmaktan kurtulamazsınız” dedi. Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun şehit cenazesinde önüne mermi kovanı bırakılmasını da “organize” olarak nitelendirdi ve “bu edepsizliğin hesabının sorulması gerektiğini” kaydetti. Midyat’ta şehit düşen kadın polisleri de andığı toplantısında, genel başkan adayı Meral Akşener’in “Dantelli kefen giyenler...” sözlerine de üzeri kapalı göndermede bulunan Bahçeli, “Dantelli kefen giymediler, kefensiz kara toprağa girdiler. Kim erkek, kim mert; kim kalleş, kim namert dünya âleme gösterdiler” dedi. Bahçeli, Danıştay Yasası ile Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı’nın da TBMM’ye sevk edildiğine dikkat çekerek, “Birlikte çay toplayanların şimdi yandaşlık çayından Kaçak Saray odalarında içerek, yüksek yargıda kapsamlı bir operasyon hazırladığını” vurguladı. Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “AKP ile PKK’yi kuytu köşede görüşürken yakalarsak dünyayı başlarına yıkarız. Süreç bitmiş ve gömülmüştür. İhanetin defin işlemi tamamlanmıştır” ifadelerini kullandı. ‘Darbe teşebbüsü’ Partisinin Konya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar yemeğinde konuşan Bahçeli, olağanüstü büyük kurultay tarihini 10 Temmuz 2016 olarak belirlediğini belirterek, “19 Haziran dayatması art niyetliliktir, MHP’ye darbe teşebbüsüdür. Ülkücüye ilanı yapılmamış savaştır” dedi. Konya’da Bahçeli, kendisine hediye edilen kılıcı eline alarak, “Bu kılıcı henüz daha çekmedik, ama yakında çekebiliriz” dedi. ‘Sembolik kira’ Dalan’la başladı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde belediye arsalarını ve helikopterini vakfına devretmişti Belediye başkanlarının kendi kurdukları ve yöneticisi oldukları vakıflara, yönettiği belediyeye ait taşınmaz ve araçlarını sembolik bedellerle uzun vadeli kiralama, satma ve bağışlama yöntemlerini ilk kullanan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan olmuştu. Bedrettin Dalan, görev süresinin son yılında Güzel İstanbul Hizmet Vakfı, İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı ile İstanbul Çocuk ve Tabiat Vakfı’nı kurmuş, bu vakıfların kurucuları arasında Genel Sekreteri Atanur Oğuz’la birlikte yer almış ve yönetim kurulu başkanlığını da üstlenmişti. Birçok belediyenin kurduğu vakıfların aksine Dalan’ın kurucusu olduğu vakıfların belediye tüzel kişiliği ile bir ilgisi yoktu. Eğitim amacıyla kurulan İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı’nı (İSTEK), İSKİ’nin sayaç okuması işini verdikleri SUSER A.Ş’ye yüzde 1 hisseyle ortak yapan Dalan, İstanbul’un en gözde semtlerinde 60 dönümün üzerinde değerli arazileri çok düşük fiyatla bu vakfa ihalesiz olarak sattı. Göztepe’de 10 dönüm araziyi o günün parasıyla 1 milyar 142 milyon liraya, Mecidiyeköy’de 15 dönüm araziyi 2 milyar liraya, Tarabya’da 11 dönüm araziyi 171 milyon 650 bin liraya, Ümraniye’de 12 dönüm araziyi 415 milyona, FloryaŞenlikköy’deki 15 dönüm araziyi 1 mil Bedrettin Dalan yar 355 milyon liraya İSTEK Vakfı’na ihalesiz olarak devretti. İhale yapılmadan bu taşınmazları vakfa devretmesinin arka planında ihale yapılması halinde Dalan hem belediye adına ihaleyi yapan, İSTEK Vakfı’nın ihaleye girmesi ve kazanması halinde de alıcı olacaktı. İhale yasasına göre ihaleyi gerçekleştiren kurumların yöneticileri ve birinci derecede yakınlarının ihalelere girmesi yasalara aykırıydı. Güzel İstanbul Vakfı’na da belediyeye ait Maslak’taki 655 dönümlük araziyi yıllık 2 milyon TL bedelle 49 yıllığına kiraladı. Vakıf da bu araziyi NET Holding’e 40 yıllığına “YapİşletDevret” yöntemiyle verdi. Ayrıca bu vakıfa belediyeye ait 14 adet tuvaleti, Karaca Tiyatrosu’nun altındaki Sanat Bar’ın işletmesi verildi. Koca sinan Kapalı Spor Salonu’nda yemekhane mutfak ve gazinodan oluşan kompleksin işletmesi ile Karaca Tiyatrosu’nun altındaki Sanat Bar’ın işletme hakkı da verildi. Kocasinan’da Kapalı Spor Salonu ile yemekhane, mutfak ve gazinodan oluşan kompleks yıllığı 100 bin liradan iki yıllığına Güzel İstanbul Vakfı’na kiralandı. 1 liraya helikopter 1989 yerel seçimlerinde görevi Dalan’dan devralan Nurettin Sözen’le Dalan arasındaki o dönem polemiklere yol açan konuların başında belediyeye ait olan helikopterlerin Dalan’ın vakfına 1 liraya kiralanması geliyordu. İstanbul Hızlı Tramvay Hattını yapan ASEA Borwn şirketi tarafından belediye bağışlanan helikopterle, belediyenin kendisine ait olan 1 helikopter Dalan’ın Güzel İstanbul Vakfı’na 1 lira bedelle satılmıştı. Helikopterlerden biri düşüp parçalandı ve sigortadan alınan para belediyenin değil vakfın kasasına girdi. Diğer helikopterin geri alınması için Sözen, belediye adına dava açtı. Vakıf, helikopteri yurtdışına çıkararak sattı. Sözen, göreve gelince bütün taşınmazların geri alınması için dava açtı. Bunlardan Florya Şenlikköy’deki arazi için açılan davayı belediye kazanmasına rağmen üzerinde okul bulunduğu için bir şey yapılamadı. l İSTANBUL / Cumhuriyet ESKİ BELEDİYE MECLİS ÜYESİ Bir tek ben muhalif kaldım Şişli Belediyesi’nin değeri yaklaşık 500 milyon doları bulan 70 bin metrekarelik 9 gayrimenkulünün 30 yıllığına ve sadece 1 lira karşılığında, Mütevelli Heyet Başkanlığı’nı Mustafa Sarıgül’ün yaptığı Şişli Meslek Yüksekokulu’na kiralanması ile ilgili haberimizin yankıları sürüyor. Eski CHP’li Şişli İlçe Başkanı ve 20092014 yılları arasında Belediye Meclis üyeliği yapan Dursun Çaltı, gayrimenkuller ile ilgili konunun belediye meclisine getirildiğinde itiraz ettiğini söyledi. Çaltı, “Her meclis toplantısında bu gayrimenkullerin Şişli halkının olduğunu söyledim. Şişli’de bu mücadeleyi o dönemde tek başına verdim. Yalnızca benim muhalefetimle hep oyçokluğu ile geçti” dedi. Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün de o dönemde kararlarda imzasının olduğunu anımsatan Çaltı, şöyle devam etti: “İnönü de o zaman muhalefet şerhini koyabilirdi. Ona rağmen şu an başlattığı hukuk davasını doğru buluyorum. 500 milyon dolarlık Şişli halkına ait gayrimenkullerin okula 1 liraya kiralanması tamamen bir ranttır” l Haber Merkezi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear