28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Independent’ta ‘çağdaş’ klasikler dosyası tartışmaya açıldı İngiliz The Independent dijital gazetesi, çağdaş sinema klasiklerini sorgulayan bir dosya açtı. Okurların katılımına açık dosyada Orson Welles’in ‘Yurttaş Kane’i gibi, yakın dönemde çekilmiş önemli filmlerin de yarına kalıp kalmayacağı tartışılıyor. Listede “Birdman” filmine “kuşkusuz” bakılırken, “Ava tar” ve “Inception” gibi gişesi iyi yapımlar sürpriz biçimde eleniyor. Listede ‘notlanan’ filmler arasında ayrıca “There Will Be Blood”, “Little Miss Sunshine”, “Interstellar”, “Her”, “The Social Network”, “Lost In Translation”, “Whiplash”, “Skyfall”, “Mad Max: The Fury Road” filmlerine de yer veriliyor. Pazar 24 NİSAN 2016 EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Birdman 21 ‘GAZETECİ OLDUĞUMDA KONUŞACAĞIM’ ‘Futbol Yirmi dört yıl önce (1991 1992 sezonu) bir Bursa maçında hakem önce Beşiktaş’ın golünü verip sonra iptal etmişti. Ve ben Gordon’a “Şimdi değil de ne zaman hakemlerle ilgili konuşacaksınız” diye sormuştum. “Ben de gazeteci olduğumda” yanıtını vermişti. Demek konuşmak için hâlâ gazeteci olmayı bekliyor(!) Hatta son yıllarda Türk hakemlerinin uluslararası başarısından 25 YIL ÖNCE da çok memnun. “Beşiktaş şampiyon olursa yine görüşürüz. Olmazsa da bir 25 yıl daha bekleriz n’apalım” diyor gülerek… sahada 25 YIL SONRA hâlâ temiz’ Uzun yıllar geçti. Yaklaşık 25 yıl önceydi onunla ilk söyleşiyi yaptığımızda. Gordon Milne Beşiktaş tarihinin belki de en parlak zaman aralığında 6.5 yılda siyahbeyazlıları başarıdan başarıya taşıdı Rakip taraftara özlem Söz eski İnönü yeni Beşiktaş Vodafone Stadı’na gelince heyecanlanıyor. Beşiktaş’ın 3 sezondur taraftar desteğinden yoksun, sürekli farklı yerlerde oynamasının zorluğuna değiniyor. Fakat yeni stat tantanasının da takımın konsantrasyonunu bozma riskinden korkmuş. Rakip takım taraftarları nın olmamasını ise büyük eksiklik olarak görüyor. “O zamanlar kendi stadımızda Fenerliyi, Galatasaraylıyı görebiliyorduk. Deplasmana gittiğimizde de Beşiktaşlıları. Bir kale arkası rakip taraftara ayrılırdı. Başka bir gayretle, heyecanla oynardık. Ama tabii gerekçeleri anlayabiliyorum” diyor. Geldiğinde çalışma koşulları ikinci sınıftı. Önce toprak sahada başladılar Bugünün İstanbul’unu gökdelenleri, alışveriş merkezleriyle Manhattan’a benzetiyor. Ama çalışmaya. Sonra Fulya’da kü onun için değişmeyen tek şey çük bir çim sahaya kavuştular. Türkiye’de hâlâ kaliteli futbol Gordon gözü gibi baktı o çimle adamlarının olmasıymış. re; bozulmasınlar diye idmanlarda çalışma yerlerini sürekli de İlk Türkçe kelime ‘Sinan’ ğiştirirdi. Bu arada malzeme ek Bir rastlantıyla Beşiktaş’ı seçi sikliğinde kalas taşırken sakat yor Gordon. lanmışlığı da var. Fut 1988’de şampiyonluğu kıl bolcu mantalitesi ise payı kaçıran Beşiktaş Don İngiltere’den çok fark Howe’la anlaşıyor. Fakat İn lıydı kuşkusuz. Duygu giliz Milli Takımı’nın tek sal genç bir oyuncu gru nik direktörü Bobby Rob bu vardı elinde. Ve o son Howe’u kendisine yar grupla adım adım yenilmez armada, imrenilen bir takım yarattı. GÜLENGÜL ALTINSAY dımcı yapınca Beşiktaş’a da Gordon Milne’i öneriyor. Ve Gordon kendini birden Üst üste 3 yıl kazanı İstanbul’da buluyor. lan şampiyonluk, 100’lık gol re İlk öğrendiği Türkçe keli koru, Milli Takım’a 8 oyuncu me “Sinan”. Çünkü Tercüma gönderme hep onun zamanında nı Ali Emeç onu Süleymaniye gerçekleşti. Camisi’ne götürmüş Gordon da Fakat Gordon bu süreçte hiç mimariye hayran olmuş. Ve an değişmedi; yine centilmendi, yi lamış ki bu ülkede büyük hedef ne mütevazıydı. lerle büyük işler yapılabilir. Beşiktaş taraftarı, foto muhabirlerini atlatıp Yeni Açık’a dö Beyaz şortlu şövalye nerek kaldırdığı yumruğuyla ha Gordon’un bir özelliği de ant tırlıyor onu. Tribünler maça o renmanlara yaz kış şortla çık yumrukla başlardı. “Tünelden çı masıydı. Hatta bazı maçlara da. karken hakemin arkasında bek Ama bir maçta (hatırlamıyor) yi leyen futbolcuları motive içindi” ne koşarak sahaya çıkıp tam ku diyor şimdi Gordon. “Sonra tri lübeye girerken bir polis köpeği bünler istedi, iyi de oldu”. bacağından ısırmış. O da maçla İstanbul Manhattan gibi ra şortla çıkmaktan vazgeçmiş. Geçen 25 yıldan sonra futbol O günlerle bugünleri kar anlayışında değişiklik olup ol şılaştırdığında Türkiye’nin madığını sorduğumda “Bir şeyi imkânlarının, futbol koşullarının ne kadar basit yaparsanız insan çok değiştiğini söylüyor. Düşün lar o kadar çabuk anlar. Karma senize Fulya’dan Ümraniye’ye, şık şeylerde, sürekli değişen di İnönü’den Vodafone Arena’ya. zilimler ve taktiklerde hata yap ma olasılığı artar” diyor yine ısrarla. Üç yabancı yeter Yabancı futbolcu sayısına dair yorumu ise bugünün koşullarında ilginç. “Takımda bütünlük sağlamak için ortak dil önemli. Takım ruhunu sağlamak için en fazla 3 yabancı futbolcu kullanılmalı” diyor. Şu anda başarılarıyla örnek büyük Avrupa takımlarının neredeyse hiç yerli futbolcu kullanmadıklarını hatırlatıyorum kendisine ama belli ki fikri sabit. “Chelsea mesela bu sezon kadrosundaki 90 futbolcuyu oraya buraya gönderdi. Bu transfer yanlışı değil de ne” diyor. Ve ilave ediyor “ne kadar az değişiklik o kadar çok başarı”. Şampiyon leicester Ve söz Gordon’un geçmişte 5 yıl teknik direktörlüğünü yaptığı ve 2. Lig şampiyonluğu kazandırdığı bugün ise Premier Lig’de güçlü rakiplerine karşın büyük sürpriz yaparak şampiyonluğa koşan Leicester’e geldi. Herkes gibi Gordon da Leicester’i destekliyor. Başarı sırlarını da genç oyuncularla takım bütünlüğünü sağlamalarına bağlıyor. Herkeste bir walkman Takım bütünlüğü demişken; günümüz futbolcularının artık birbirleriyle hiç iletişim içinde olmadıklarından şikâyetçi. “Her birinin kulağında bir kulaklık çevrelerinden kopuklar. İdmandan sonra da herkes çe kip gidiyor. İletişim sıfır. Böyle oyuncularla takım ruhu oluşturulamaz” diyor. Çıkıp oynayacaksın Sözü ne kadar futbolun kirlenmesine, hakemlerin hata yapma gerekçelerine filan getirmeye çalışsam da ağzından birilerini rahatsız edecek hiçbir şey çıkmıyor. Çünkü futbolun kendisine derinden inanıyor. “Futbolun sorunlarını iyi futbol oynayarak çözebilirsiniz” diyor. O kadar centilmen ki ‘şerefli ikincilikler’i hatırlattığımda bugün bile o topa girmiyor; “çıkıp oynayacak ve kazanacaksın” diyor. Bu oyunun sahada hâlâ temiz kaldığı inancında. Gordon Milne 2014’te gişe yapan 100 filmin yüzde 12’sinde kadınlar başroldeydi Başrol kadının Erkekler konuşuyordiyalogerkeğin Polygraph internet sitesinin 2 bin filmin senaryolarını inceleyerek yaptığı araştırma ise kadınlar soyunuyor bu filmlerin çoğunda erkeklere daha faz ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post la diyalog gazetesine göre araştırmalar yazıldığını beyazperdede kadınlara na gösterdi. diren başrol verildiğini, ana Bu seç karakterin kadın olduğu kide Dis filmlerde bile erkeklere ney tarafın daha fazla diyalog yazıldı dan çocuklar için yazılan filmlerin ta Pocahontas ğını gösteriyor. Mount Saint Mary’s mamında erkek Üniversitesi’nde yapı karakterlerin da lan bir araştırmaya göre ha fazla konuştuğu 2014 yılında en fazla gi görüldü. Öyle ki baş şe yapan 100 filmin sade rolünde kadın karakterlerin olduğu Pocahon ce yüzde 12’sinde kadınlar başroldeydi. Açlık Oyunları tas (yüzde 70) ve Frozen (yüzde 57) gibi filmler 3 kat daha çıplak kendi araştırmalarından da benzer nadığı 375 milyon dolar hasılat ya sonuçlar çıktığını belirtti. pan “Mad Max: Fury Road” ile ka de bile erkekler daha çok Bu filmlerde kadınların çıp Davis gazeteye verdiği röportaj dın yönetmenli ve hikâyeyi kadın konuştu. “Hunger Games” lak olduğu sahneler ise erkekle da “Filmlerde kadınlar için çok az karakterin bakış açısından anlatan (Açlık Oyunları) film serisi rin çıplak olduğu sahnelerin üç rol var ve onlar da genellikle iyi “Fifty Shades of Grey” (Grinin 50 nin tamamında başrol da katıydı. Hollywood’un ünlü fe roller değil” yorumunu yaptı. Da Tonu) gibi filmleri örnek verdi. Bu hil kadınlara yazılan diya minist filmlerinden Thelma& vis filmlerde kadınlara daha fazla film tüm dünyada 570 milyon do logların erkeklere yazılan Louise’de (1991) başrol oyna rol verilmesinin sadece etik değil lar gişe yapmıştı. Davis “Mesele iz dan daha az olduğu fark dıktan sonra medyada cinsi ekonomik açıdan da akıllıca oldu leyiciyi yansıtmak ve dünyayı ol edildi. yet ayrımcılığı üzerine çalı ğunu vurguladı. duğu gibi göstermek. Sonuçta dün şan bir enstitü kuran Geena Davis, Charlize Theron’un başrolde oy yanın yüzde 51’i kadın!” dedi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear