26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 10 Şubat 2016 DUNYA DUYGU GÜVENÇ Müslim Rusya’ya gitti, sıra PYD’nin Moskova bürosunun açılmasında Rusya ile Türkiye arasındaki gerilimi daha da tırmandıracak bir aşamaya gelindi. Ankara’nın “terörist” adettiği ve Cenevre’deki Suriye görüşmelerinin ilk turuna katılmasını engellediği PYD’nin bugün Moskova’da büro açması bekleniyor. Dün dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’i ağırladı. Suriye’deki durumun ele alındığı buluşmada Bogdanov, Cenevre’de muhalefet heyetine Kürt temsilcilerin dahil edilmesi gerektiğini tekrarladı. 7 PYD geriliminde son perde ABD PYD’ye destekte ısrar ederken, Büyükelçi Bass Türk Dışişleri’ne çağrıldı Washington ile Ankara arasında aylardır süren PYD ve askeri kanadı YPG ile ilgili gerilim, bu defa ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass’ın Dışişleri’ne çağrılmasına neden John Bass oldu. Ankara “Terör örgütleri arasında ayrım yapmayın” mesajını tekrarladı ama nota vermedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Washington’a “Ortağın ben miyim Kobani’deki terörist mi” diye meydan okumasına önceki gün ABD Dışişleri Sözcüsü John Kirby şu yanıtı vermişti: “YPG, IŞİD’le mücadelede en başarılı güçlerden biri. Biz onları terörist örgüt olarak görmüyoruz ve kendilerini desteklemeyi sürdüreceğiz.” Dün Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Ümit Yalçın, Bass’ı bakanlığa çağırdı. Diplomatik kaynaklar, PYDPKK bağlantısına dair elçiye yeni bir veri sunumuna açıklık getirmezken, şu bilgiyi paylaştı: “PYD’nin Türkiye için bir terör örgütü olduğu tekrarlandı. PKK ile PYD arasındaki organik bağlantıya işaret edildi. ‘Bizim için PKK neyse PYD odur’ mesajı verildi. Terör örgütleri arasında ayrım yapmanın yanlış olacağı belirtildi.” Ancak Kirby’nin “Dostlar bile her konuda anlaşamaz” diyen açıklamasının ardından, dün de ABD’nin NATO Temsilcisi Douglas Lute, PYD’nin Washington için terörist örgüt olmadığını tekrarladı. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu şu mesajı ver ‘ABD’nin saflığı’ di: “DAEŞ ile mücadelede ve Suriye’de ABD’nin bir karar vermesi lazım, ortak olarak bizi mi seçiyor, terör örgütlerini mi seçiyor? Birini terör listesine alıyorsunuz, başka bir yapılanma içinde olanı terör örgütü olarak görmüyorsunuz. Buna en hafif tabirle saflık mı diyelim, ama kabul edilemez.” l ANKARA Halep’te atı alan Stalingrad’ı geçti evran döndü, kadim Halep kentinde cihatçı/tekfirci kuşatma yarılıp, komplo tersine çevrildi ya; ortalık “Halep düşecek” feryatlarından geçilmiyor. Batılı düşünce kuruluşlarının Körfez’in petrol şeyhliklerinden maaşlı elemanları yahut kendi İslamofobi sorunlarını bu diyarlara mal etmeye kalkışan akılsız fikirsiz Batılılar, “Saraybosna” veya “Stalingrad” kuşatmalarından söz eder oldu. Bizdekiler de meydanı boş buldu. Kendileriyle taban tabana zıt insanların tarihe geçmiş şanlı direnişlerine konma çabasının bu kadarına pes doğrusu! HHH Halep, 20132014 arasında tekfirci grupların kanlı kuşatmasına maruz kaldı zaten. Kuşatma yarılalı çok oldu. Şimdi soykırımcı Nazi ordularının 21. yüzyıl versiyonunu püskürtme aşamasına geçildi. Tekfirci güruh 3.5 sene az yalan uydurmadı. Azaz’a gidip “Halep’e girdik” safsataları sallayan basıncıları anımsayın. Oysa 2012 yaz ortasına dek üniversitede değişim için yapılan barışçı üç beş protesto ve kırsalda İhvancıların etkili olduğu yerler sayılmazsa, Halep’in merkezinde bırakın isyanı, gösteri bile olmamıştı. 1980’lerde aydınları tek tek avlamış, kanlı isyanlarının Halep ayağı vazgeçince Hama’da kışla katliamına girişip ordu tarafından acımasızca bastırılmış olan İhvancılar, “kuyruk acısını” asla unutmamıştı. 2012 yazında mezhepçi damarları icabı “Sünni karakterine” vurgu yaptıkları bu kentin isyan etmemesine akılları erememekteydi. Halep’e ancak Şam’da güvenlik toplantısının hedef alınarak vekâlet savaşın başladığı 18 Temmuz 2012’den sonra silahlarıyla dalabildiler. Cilvegözü’nün karşısındaki Bab el Hava kapısının cihatçıların eline düşmesiyle aynı sırada. O vakitler Ahmet Davutoğlu, heyecanını Şam’a ömür biçecek şekilde “aylar ve haftalar kalan süreç” diye aktarmıştı. Bir kenti enkaza çevirecek, sanayi tesislerini söküp Türkiye’ye taşıyarak talan ettirecek bir süreçti bu! HHH 3.5 senede kentin merkezi asla tekfirci güruhun eline düşmedi. Nüfusu savaş öncesi, merkezde 3 milyon olmak üzere 5 milyonu bulan Halep’te yüz binler yönetimin kontrolündeki kentin merkezine yığıldı. 700 bin insan da Lazkiye’ye sığındı. Düşünün ki, Taksim, Beşiktaş, Levent, Karaköy, Kadıköy, Sultanahmet, Cerrahpaşa’da kuşatılmış insanlar.. Yedikule, Sarıyer, Bayrampaşa’dan havan topları sallayan tekfirciler... Eski kent ve tarihi çarşıda patlayıcılar kullanmaktan çekinmeyen bir zihniyet. Sokak sokak çatışmalarda ahalinin tavrı ordunun direnmesini sağlayan unsurlardandı. Komploya katılmayıp kendilerini savunan Kürtler de kuzey/kuzeybatı hattındaki Şeyh Maksud Mahallesi’nde direndi. Kuşatılmış insanların hikâyelerini 2013 Eylülü’nde Beyrut’ta, arkabaları Halep’te olan Ermeni arkadaşlardan da dinlemişliğim var. Haleplilere 20132014 arasında sadece havadan yardım ulaştırıldı. Suriye ordusu güneyden kuşatmayı yarınca iş değildi. Bugün 2 milyona yakın nüfusun büyük kısmı yönetim kontrolünde. Tekfircilerin elindeki bölgelerde 350 binlik bir nüfustan söz ediliyor. 70 bine yakını da Türkiye sınırına hareketlendi. Şimdi tersine dönmüş bu insani dram, Ankara’nın bitmeyen “tampon bölge” kurma hayallerini ABD’ye kabul ettirmesi için kullanılmaya çalışılıyor. HHH Yaratılmasına katkı yaptığı yıkımı idrak dahi edemeyen bizdeki siyasal İslamcı aklı ise ancak şu sözlere “ermekte”: “Halep yanıyor ve dünya seyrediyor. Biz şanlı Halep’e sahip çıkacağız. Bugün Rus uçaklarının bombaları altında Rabb’ine sığınan Halep halkı umutsuz olmasın. Bizim için Halep, gazi, şanlı ve kahraman Halep’tir. Gün gelecek bu zulüm bitecek. Dünya onları terk etse de”... Kuşkunuz olmasın, Halepliler şehirlerini kimin yakıp yıktığını iyi biliyor. İktidar hırslarıyla başlamasına, körüklenmesine ve bitmemesine sebebiyet verdikleri bir savaşta insan hayatlarının nasıl “at pazarlıkları” için kullanıldığı da şu günlerde gözlerine giriyor. D John Kirby SURİYE Şam’da polis lokaline saldırı Suriye’nin başkentinde polis lokaline bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda en az 10 kişi öldü, 20’den fazla kişi yaralandı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre kurbanlardan 8’i kadın polis. Saldırıyı üstlenen ve yenilerini düzenlemekle tehdit eden IŞİD, geçen ay Şiilerin Seyyide Zeynep Türbesi’nde 71 kişiyi öldürmüştü. BM: Türkiye sınırını sığınmacılara açsın BM, Ankara’nın savaştan kaçanları koruma yükümlülüğünü yerine getirmesini istedi. Sınırdaki kamplarda yer kalmadı TÜRKİYESURİYE Tampon bölge mi kuruluyor? Halep’ten sığınmacı akını karşısında İHH aracılığıyla Suriye topraklarında ilk kez çadır kent kuran Ankara’nın tampon bölge kurmaya çalıştığı iddia edildi. İsrail’in Haaretz gazetesi “Sonraki adım belirsiz. TSK kampları koruma altına mı alacak? Bu durum Suriye ordusu ile TSK arasında çatışmaya yol açar mı? NATO ne yapar?” diye sordu. NATO Ankara ile Berlin’in talebi görüşülecek Almanya ve Türkiye başbakanları Angela Merkel ve Ahmet Davutoğlu’nun birlikte yaptığı Ege’de sığınmacı krizi ve insan kaçakçılığıyla NATO’nun mücadele etmesi çağrısı, bugün başlayacak savunma bakanları toplantısında ele alınacak. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg “Talebi çok ciddiye alacağız” dedi. BM’ye göre Halep’ten Türkiye sınırına doğru kaçan 31 bin Suriyelinin yüzde 80’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. nkara ile Riyad’ın desteklediği, Halep’in kuzeyinde konuşlu cihatçı grupları Suriye hükümet güçleri bir koldan, YPG öbür koldan söküp atarken, bunu sağlayan Rusya’nın ağır bombardımanı yüzünden bölgeden kaçanların sayısı Birleşmiş Milletler’e (BM) göre 31 bini geçti. Kilis’teki Öncüpınar Sınır Kapısı’nın karşısına acilen kurulan kamplar daha fazla insanı kaldıramayacak hale geldi. AB ve ABD’nin ardından BM de Türkiye’ye “Kapılarını açıp sığınmacılar içeri A Rusya ‘Türkiye açıkça şantaj yapıyor’ Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye’den militan, silah, para, Suriye’den de petrol kaçırıldığını söyleyip “Türkiye sığınmacı sorunu nedeniyle açıkça şantaj yaptığı için bunlar gölgede kalıyor” dedi. Lavrov, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Ankara’ya şartsız desteğini şaşkınla karşıladıklarını belirtti. al” çağrısı yaptı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Sözcüsü William Spindler, Türkiye’nin savaş bölgesinden kaçanları koruma yönündeki uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak Halep’ten kaçanlara sınırı açmasını istedi. Türkiye’nin endişelerini anladıklarını söyleyen Spindler “Türkiye’ye daha önce yaptığı gibi uluslararası korumaya muhtaç Suriyeli sivillere sınırlarını açması çağrısında bulunuyoruz. Suriye topraklarında yardım sağlamak önem lidir ama tehlikeden kaçanlara güvenli bir ortam sağlama konusundaki uluslararası yükümlülüklerin yerine geçmez” dedi. Spindler uluslararası toplumu Türkiye’nin yükünü hafifletmeye çağırdı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş “Türkiye’nin önceliğinin Suriyelileri mümkün olduğunca sınırın dışında ağırlamak olduğunu” söylemişti. Kurtulmuş 600 bin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğ Kapana kısıldılar lu 1 milyon sığınmacının gelebileceğini öngördü. Sınır Tanımayan Doktorlar sözcüsü Ahmed Muhammed ise “Kamplarda yeni ailelerin uyuyabileceği yer yok” dedi. Bazılarının sadece üstlerindeki kıyafetlerle açıkta yattığını aktaran Muhammed “Bu insanlar kapana kısılmış durumda. Her şeylerini geride bırakmak zorunda kaldılar ama Türkiye’ye giremiyorlar” diye konuştu. BM, Halep’te 300 bin kişinin insani yardım ulaşamayacak şekilde kuşatma altında kalabileceği uyarısı yaptı. sURİYE ‘Erdoğan sorun, çözüm olamaz’ Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın danışmanı Buseyna Şaban, hükümet güçlerinin Halep’i tümüyle alarak, Türkiye sınırını güvenceye almayı hedeflediğini söyledi. “Sınır hakimiyetiyle savaşın başından beri terörist yollayan Türkiye’yi durdurmak istediklerini” belirten Şaban “Suriye’de yaşanan şey Türkiye’nin saldırganlığı. Batılı ülkelere içtenlikle söylüyorum: Sorunun kendisi Türkiye. Erdoğan bir sorun ve çözümün parçası olamaz” dedi. ritanya Başbakanı David Cameron’ın kendi seçim bölgesinde kemer sıkma uygulamalarına karşı başlatılan kampanyada sürpriz bir isim dikkat çekti. Başbakanın emekli bir sulh hâkimi olan 81 yaşındaki annesi Mary Cameron, başkent Londra’nın batısındaki Oxfordshire bölgesinde devlete ait onlarca kreşin kapatılmasına itiraz eden dilekçeye imza verdi. Mirror gazetesinin ulaştığı anne Cameron, “Adım dilekçede, ama bu konuyu tartışmak istemiyorum” dedi. Başbakanlık da yorum David Cameron Anne Cameron ‘muhalif’ imza verdi B yapmaktan kaçındı. Cameron’ın liderliğindeki Muhafazakâr Parti’nin yönettiği Oxfordshire’de Bölge Konseyi Başkanı Ian Hudspeth’le yazışmaları medyaya sızmıştı. Cameron, kütüphane, müze ve yaşlıların faydalandığı merkezlerin bütçelerinde yapılması planlanan kesintilerden “hayal kırıklığı” duyduğunu yazmış, Hudspeth ise kesintilerin başbakanın kemer sıkmasından kaynaklandığı yanıtını vermişti. Cameron bu yazışma üzerine “ikiyüzlülükle” suçlandı. İsrailli Arap milletvekili Zoabi yaka paça kürsüden indirildi. İsrail’de cadı avı yasası srail’de barış yanlısı, solcu sivil toplum kuruluşlarına (STK) karşı cadı avı tam gaz ilerliyor. STK’ların yabancı hükümetler ve uluslararası kuruluşlardan aldığı desteği beyan etmesini öngören “Şeffaflık Kanunu” yasa tasarısı parlamentodaki ilk okumadan hararetli tartışmalardan sonra geçti. Kabenin şahin kadın bakanlarının hazır İ Mary Cameron ladığı ve Başbakan Benyamin Netanyahu’nun desteklediği tasarı iki kez daha okunacak. Solcu STK’lar “ajan” suçlamaları yüzünden ölüm tehditleri aldıklarını açıklamıştı. İsrail’de saldırı düzenledikleri gerekçesiyle öldürülen ve cesetleri iade edilmeyen Filistinlilerin ailelerini ziyaret eden üç Arap milletvekilinin meclis oturumlarına katılımı da geçici olarak yasaklandı. K Kolombiya barış anlaşması referanduma sunulacak olombiya Devlet Başkanı Juan Mauel Santos, Kolombiya Silahlı Devrimci Güçleri (FARC) ile 23 Mart’a dek imzalanması öngörülen barış anlaşmasını referanduma sunacağını söyledi. Santos, “Havana’da imzalanacak anlaşmayı halkın onayına sunacağım. FARC’ın hoşuna gitsin ya da gitmesin” dedi. FARC ise Santos’a açık mektupla referanduma karşı çıkıp anlaşmanın tehlikeye atılmamasını istedi. C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear