28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DUNYA Pazartesi 5 Aralık 2016 CDU: Erdoğan AB’ye şantaj yapamaz Almanya’da iktidardaki Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) önde gelen isimleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sığınmacı anlaşmasını koz olarak kullanmasını eleştirdi. Başbakanlık Müsteşarı Peter Altmaier, AB’nin sığınmacı anlaşmasına bağımlı olmadığını ve AB’ye şantaj yapılamayacağını söyledi. Te rörle mücadele yasası değişmezse vize muafiyetinin yürürlüğe girmeyeceğini belirtti. Hessen Eyalet Başbakanı Volker Bouffier de AB’nin gülünç duruma düşürülmesine izin vermeyeceklerini, Türkiye’nin kaybedecek çok şeyi olduğunu söyledi. Ankara sığınmacı anlaşmasını feshederse Gümrük Birliği’nin feshini gündeme getirebileceklerini belirtti. “Anlaşmaları bozan taraf, diğer anlaşmaların da bozulabileceğini bilmeli” dedi. dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 7 Yeşiller Partisi’nin eski lideri olan ve bağımsız yarışan Alexander Van der Bellen oy kullanmaya eşiyle birlikte gitti (üstte). Van der Bellen destekçileri seçim zaferini Aşırı sağa geçit yoksevinçgösterileriylekutladı. Avusturya Brexit ve Trump etkisine kapılmadı. Cumhurbaşkanlığı seçimini aşırı sağcı aday Hofer’i açık ara yenen solcu ve çevreci aday Van der Bellen kazandı ÖZBEKİSTAN Sonucu belli başkanlık seçimi Özbekistan, ülkeyi 1989’dan beri demir yumrukla yöneten ve eylülde beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren İslam Kerimov’un ardından ikinci devlet başkanı olacak ismi belirlemek üzere dün sandık başına gitti. Eski Sovyet cumhuriyetindeki baştan beri öne çıkan isim 2003’ten beri baş bakanlık koltuğunda oturan Şavkat Mirziyoyev’di. Milli Şahlanış Demokrat Partisi lideri Sarvar Atamuradov, Adalet Sosyal Demokrat Partisi lideri Nariman Umarov, Halk Demokrat Partisi lideri Hotamjon Ketmonov’un da adaylığını koyduğu seçimlerde Liberal Demokrat Parti’den yarışan Mirziyoyev’in zaferine kesin gözüyle bakılıyor. 32 milyon nüfuslu ülkede sandıklar kapandığında seçim komisyonu 20 milyondan fazla kayıtlı seçmenin yüzde 87.8’inin oy kullandığını açıkladı. Kerimov’un ardından geçici devlet başkanlığını yürüten Mirziyoyev, para piyasasının liberalleştirilmesi dahil ekonomik reformlar, Orta Asya’daki komşularla gerilimin düşürülmesi ve Rusya’ya daha fazla yakınlaşma vaat ediyor. Britanya referandumunun AB’den çıkmayla (Brexit) sonuçlanması ve ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından dün Avrupa aşırı sağcı popülizmin yayılma çapı açısından kritik seçimlere sahne oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimine giden Avusturya, “AB için dönüm noktası” uyarısı eşliğinde genel eğilime kendini kaptırmadı. Solcuçevreci adayı tercih eden Avusturyalılar, 1945 sonrası Avrupa’ya ilk aşırı sağcı cumhurbaşkanını getirmekten geri durdu. 8 milyon 726 bin nüfuslu ülkede dün 6.4 milyon seçmen sandığa çağrıldı. Yeşiller Partisi’nin eski lideri olan, bağımsız aday olarak yarışan ve sağcımuhfazakar kesimlerce “sola fazla meyleden” Alexander Van der Bellen, 2 milyondan fazla oyla yüzde 53.3 oranını yakaladı. Aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) adayı Norbert Hofer, 1.9 milyondan fazla oyla yüzde 46.7’de kaldı. Hofer (45), kampanya döneminde “komünist” ve Aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin adayı Hofer, yüzde 46.7’de kaldı. hatta “Sovyet casusu” olmakla suçladığı von der Bellen’e ilk tebrik telefonunu açıp yenilgisini kabul etti. Rus göçmen kökenleri, “profesör” lakabı ve sıkı sigara tiryakiliği olan Van der Bellen (72), emekli ekonomi profesörü. AB’yi ve serbest ticareti savunuyor, “Kozmopolit Avusturya istiyorum. Avrupa Birleşik Devletleri istiyorum” diyor. TV düellosunda FPÖ lideri HeinzChristian Strache’yi 2018’deki seçimi kazanırsa hükümeti kurmakla görevlendirmeyeceğini söyleyince Hofer’in “ye Renzi’nin sınavı şil diktatör” tepkisiyle karşılaşmıştı. Türkiye üye olursa... Bahardaki cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu 31 bin oyla kaybeden Hofer’in “büyük usulsüzlük” itirazı üzerine dün seçim tekrarlandı. Geçen yıl 90 bin Suriyeli sığınmacı kabul eden Avusturya’daki göç korkusu üzerinde yükselen Hofer, “İslamlaşmaya” savaş açtı. AB’den çıkma referandumunu desteklemese de Türkiye üye olursa çıkış referandumu vaat etti. Rusya ile iyi ilişkileri savundu. Avusturya’da cumhurbaşkanının parlamentoyu lağvedip seçimleri yenileme, bakan atamagörevden alma yetkisi var. Dolayısıyla Hofer’in yenilgisi Berlin ve Paris’i sevindirdi. Almanya’da Başbakan Yardımcısı ve Sosyal Demokrat Parti lideri Sigmar Gabriel “Avrupa’nın yüreğinden büyük bir yük kalktı” tepkisini verdi, Fransa Başbakanı Manuel Valls da “Popülizm Avrupa’nın kaderi değil” dedi. İtalya Başbakanı’nın dün düzenlettiği anayasa değişikliği referandumu, tüm AB’yi ilgilendiriyor Gerdanlık gibi nişan Suudi Kralı Selman önceki gün Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) ziyaret etti. Abu Dabi Veliaht Prensi Zayid el Nahyan, Selman’a törenle Zayid Nişanı takdim etti. Oakland’da yangın faciası İtalya, ülkede siyasi ve ekonomik açıdan derin etkilere yol açacak, seçmen arasında cepheleşme yaratan tartışmalı anayasa referandumu için dün sandık başındaydı. Merkez soldan Başbakan Matteo Renzi’nin siyasi kariyerini ortaya koyduğu seçim sonucu sadece İtalya’da değil Avrupa’da da AB’nin geleceğini etkilemesi açısından oldukça önemli. Ülkenin en genç Başbakanı olan Demokrat Parti’den 41 yaşındaki Renzi, sandıktan “hayır” çıkması halinde koltuğu bırakacağını duyurmuştu. AB’yi alarma geçiren ise olası bir Roma depreminde ülkede erken genel seçimlere gidilmesi, şu anda yüksek desteğe sahip olduğu gözlenen birlik karşıtı popülist Beş Yıldız Hareketi’nin ikti dara gelme ihtimali. Beş Yıldız Hareketi en son Roma’da belediye başkanlığı seçimlerini kazanırken vaatleri içinde İtalya’yı Avro bölgesinden çıkarma yönünde referanduma götürme de var. İkiye bölündüler İtalya’yı iki cepheye ayıran anayasa değişikliği referandumunu adeta kendisine yönelik güven oylamasına çeviren Renzi, dün oy merkezine eşi ve çocukları ile birlikte gitti. Yaklaşık 10 dakika boyunca sandık kuyruğunda beklerken gazetecilerle de şakalaştı, “Başbakan, ne oy vereceğinize karar verdiniz mi” yönündeki bir soruya da yanıtı “Şu an düşünüyorum!” oldu. Aşırı sağdan Kuzey Birliği lideri Mat teo Salvini ise Milano’da oy vermesinin ardından yaptığı açıklamada “Umarım İtalya’da yarın yeni bir dönem başlayacak” dedi. Sandığa gidenlerden küçük ölçekli bir işletmeci ise iki yaşındaki oğlunun geleceğini düşündüğü ve uzun süredir sistemin kilitlendiği ülkede değişimden yana olduğu için “evet” dediğini söyledi. Hayır diyenlerden biri anayasa değişikliklerinin hükümeti tek güç haline getireceği görüşünü dile getirdi. Yaklaşık 51 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede TSİ 21.00’de katılım yüzde 60’a yaklaştı. Sandıklar TSİ ile sabaha karşı 01.00 gibi kapandı. Anketler 18 Kasım’dan itibaren yasaklanırken son kamuoyu yoklamaları hayır cephesini önde gösteriyordu. ‘Doğu Halep’i Kaliforniya’nın Oakland kentinde parti verilen iki katlı bir depoda çıkan yangında ilk belirlemelere göre 24 kişi ölürken sayının 40’a çıkması bekleniyor. Yüksek kiralar nedeniyle sanatçıların birleşerek kiraladığı depoda yangına karşı önlem olmaması, elektronik müzik partisini faciaya dönüştürdü. Çıkış nedeni henüz belirlenemeyen yangında çatının çöktüğü ikinci kat da kısmen birinci kata çöktü. Enkazın sadece küçük bir bölümü taranabildi. Tanınması zor haldeki kurbanlar 2030 yaşlarında. Partiye katılanların tam sayısı bilinmiyor. Duman alarmı, tepeden suyla müdahale sistemi olmayan bina, izinsiz ikamet nedeniyle soruşturuluyordu. terk etmeyiz’ Suriye ordusu Doğu Halep’in yüzde 60’ını alırken Rusya cihatçıların şehri tümüyle terk etmesini talep etti. Türkiye’de bulunan Fastakim grubu lideri Zekeriya Malahifji, ABD’li yetkililerin kendilerine “Halep’i terk istiyor musunuz yoksa kalmakta kararlı mısınız” diye sorduğunu söyledi. Malahifji, şehri terk etmeyecekleri, çatışmayı sürdürecekleri yanıtını verdiklerini aktardı. Muhaliflerin Gözlemevi, dün Nusra’nın kontrolündeki İdlib’e Rus hava saldırılarında aralarında çocukların da olduğu en az 46 kişinin öldüğünü savundu. ‘Özgür Dakota Ordusu’ Kafamızı Ortadoğu’dan kaldıramasak da dünyanın öte ucunda yükselen bir direnişi es geçmemeli: Dakota... Hem ekonomi ve çevre hakları ile ırk adaleti peşindeki bir avuç cesur insanın nelere kadir olduğunu görüyoruz, hem de kapitalist dünyanın her yerinde, otoritenin estirebildiği militarist şiddetin doğası ortaya seriliyor. ABD’nin Kuzey Dakota eyaletindeki Standing Rock Sioux kabilesi, ülke çapında 300 kadar yerli kabilenin yanı sıra, her renk ve kökenden çevre aktivistinin desteğiyle, bir petrol şirketi, mali kapitalizm ve eyalet yönetimine bayrak açtı. Onlara en son eski NATO komutanı Wesley Clark’ın yine eski bir asker olan oğlu öncülüğünde 2000 kadar gazi desteğe koşuyor. HHH Mevzu, Energy Transfer şirketinin Kuzey Dakota’dan Illinoise’ye taşınacak olan, Missouri Nehri’nin yatağını da kapsayan 2 bin millik ‘Dakota Access’ isimli petrol boru hattı. 3.8 milyar dolarlık hattan günlük 570 varil petrol pompalanacak. Eyaletin 70 bin nüfuslu başkenti Bismarck’ın yüzde 92’si beyaz orta sınıftan sakinleri ‘su kaynakları kirlenecek’ endişesiyle şikâyet edince, rota, taa 1851 anlaşmasıyla Sioux’lara bırakılmış topraklara alındı. Bu da Standing Rock Yerli Bölgesi’nin 9 bin ahalisini ayaklandırdı. Ağustostan beri barışçı eylemler yapılırken, 2021 Kasım’da güvenlik güçlerinin şiddeti ayyuka çıktı. Tıpkı 2011 Occupy hareketinde olduğu gibi sabaha karşı ulusal muhafızlar ve polis gözyaşartıcı gaz, plastik mermi, kulakları sağır eden ses bombaları ve dondurucu soğukta tazyikli sularla göstericilere saldırdı. Onlarca insan hastanelik oldu, kimi gözünden yaralandı, kimi hipotermi yaşadı. En vahim yaralanma kalp krizi geçiren bir kabile büyüğü ile 21 yaşındaki New York’lu Sophia Wolansk. Genç kadın atılan bir nevi el bombası yüzünden kolunu yitirme tehlikesi altında. 61 yaşındaki avukat babası, Obama’ya telefon açıp ‘savaş alanında kullanılacak türden’ bu silahın hesabını sordu. Obama 2009’da Amerikan yerlilerine reva görülen kıyımdan ötürü özür dilemiş bir isim. Ama bu vakada bir şey yapamıyor. Zaten hükümeti de üçbeş vergiden muaf kumarhane sahibi zengin yerli dışında 170 binlik Sioux nüfusunun işsizlik, yoksulluk ve toplumsal yozlaşma sorunlarına deva olabilmiş değil. HHH Direnişçiler elbette ‘Su hayattır’ diyorlar. Nitekim Kuzey Dakota’da iki yıl içinde 292 petrol sızıntısı olmuş. AP’ye göre 20122013 arası 750 kaza yaşanmış. Petrolün hidrolik kırılma yöntemiyle çıkarılması da ekili alanlara zarar verecek. ABD’de retorikte pek ehemmiyet verilir, lakin bu vakada yerlilerin kültürel ritüellerini icra ettikleri kutsal mezarlarını da dikkate alan yok! Ana akım medyada haberler sınırlı. Democracy Now’ın yapımcı ve sunucusu Amy Goodman protestoları haberleştirdiği için hedef tahtasında. Zira işin ucunda ‘Amerika’nın enerji bağımsızlığı’ var, ‘istihdam’ var. Uyguladıkları militarist şiddeti de ‘otoriteye itaatsizlik’, ‘mülke zarar vermek’ gibi gerekçelerle aklama çabasındalar. HHH Ama şimdilik Dakotacılar yılmıyor. Dondurucu soğuğa rağmen Oceti Sakowin’de kurdukları, Moğolların meşhur ‘yurt’unun da kondurulduğu ana kampa destek yağıyor. Yeni eylemciler şiddetsiz direniş için oryantasyona tabi tutuluyorlar. Bu hafta onlara ‘Standing Rock’ın Yanında Duran Gaziler’ katılıyor. Aralarında Irak’ta görev yapmış 30’larındakiler de var, 60’lık Vietnam gazileri de. Tarih yazıyorlar. Öyle ki direniş valiyi ‘soğuk hava sağlıklarını bozacak’ komik bahanesiyle verdiği tahliye emrini esnetmek zorunda bıraktı. Dakota’ya bakınca yıllar önce yine Ortabatı’daki Iowa’nın başkenti Des Moines’de Capitoll Hill’den bir anım canlandı. 1800’lerde vali eşlerinin yaptığı oyuncak bebeklerin de sergilendiği müzede Sioux’lardan iz yoktu. Orta yaşlı rehber hanıma sorunca şaşkın bir yüz ifadesiyle “Onlar güneyde sınırdaki Yerli Bölgesi’nde” demişti. Amerikan liberal demokrasisinin sınırlarının ötesini kastettiğini anlamıştım. Bu direniş de Trump Amerikası’na açılan ilk bayrak olursa şaşırmayalım. Trump’tan vergi tehdidi ABD Başkanı seçilen Donald Trump, istihdam ve üretimi yurtdışına taşıyan şirketleri ağır vergiyle cezalandırmakla tehdit etti. Dün yine Twitter’dan atağa geçen Trump “ülkemizi bir başka ülke için terk edecek, işçilerini kovacak, diğer ülkede yeni fabrika açacak ve sonunda hiçbir misillemeyle karşılaşmadan mamullerini ABD’ye geri satacağını sananlar çok YANILIYOR” diyerek bu şirketlere yüzde 35 vergi haberini verdi. Twitter açıklamalarıyla ana akım medyayı fırçalamayı da Adet haline getiren Trump’ın hedefinde bu kez en sevilen TV komedi programı “Saturday Night Live” vardı: “İzlenir gibi değil. Tümüyle taraflı, hiç komik değil, üstelik Alec Baldwin beni bundan daha kötü taklit edemezdi. Üzücü.” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear