26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 8 Kasım 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY/ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ GÜLEN’İN GAZETELERE VERDİĞİ İLAN haber 7 ‘Dava hukuksuz, siyasi ve akıl dışı’ Fethullah Gülen, 24 Ekim 2013’te gazetelere ilan vererek rahatsızlığında ‘geçmiş olsun’ telefonu açanlara tek tek teşekkür etmişti. ‘Teşekkür listesinde’ Cumhuriyet yoktu Cumhuriyet gazetesi yöneticileri FETÖ’ye üye olmakla suçlanırken Ekim 2013’te rahatsızlanan Fethullah Gülen dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan’ı Tayyip Erdoğan’a, kendisine ‘geçmiş olsun’ telefonu açan basın kuruluşlarının yöneticilerine teşekkür ederken o listede bir tek Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarı yer almamıştı. Kalp ritmine bağlı olarak geçirdiği rahatsızlık nedeniyle tedavi gören Fethullah Gülen o dönem birçok gazeteye iki tam sayfa “Teşekkür” başlığıyla ilan vermişti. İlanda başta Cum hurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere dönemin siyasileri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile muhafetten bazı milletvekillerine teşekkür etmişti. Gülen, teşekkür ilanında işadamlarının yanı sıra birçok medya ve gazeteye teşekkürlerini iletirken ‘FETÖ suçlamasıyla’ tutuklanan gazetemizin yönetici ve yazarlarına teşekkür etmemişti!.. l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘İsteseydik kayyım atardık’ Bütçe görüşmelerinde gazetemize ve HDP’ye yönelik operasyon tartışıldı Başbakan Yardımcısı Veysi rofonu kapatıldı. Yaşanan tarKaynak, bütçe görüşmele tışma üzerine mikrofonu açıla ri sırasında CHP’li milletvekil rak 1 dakika süre verilen Be lerinin gazetemize yönelik ope karoğlu, “Cumhuriyet gazetesi rasyona tepki göstermesi üze ne haberleri nedeniyle PKK ve rine, 18 Şubat 2014’te yapılan FETÖ bağlantısı var deniyor. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Ku Bizim burada söyleyeceğimiz rulu toplantısının usulsüz ya şeylerin terörle bağlantısının pıldığını savunarak “Eğer siya kurulmayacağını nereden bile si müdahale yapsaydık kayyım lim” dedi. atardık. Buna yetkimiz var. CHP’li Zekeriya Temizel ise, Ama isteğimiz gazete yönetimi geçmişte kendisinin de Cum nin kendi kendine hatasını dü huriyet Vakfı Mütevelli Heye zeltmesidir” dedi. HDP, Meclis ti üyesi olduğunu anımsata toplantılarına katılmama ka rak, “Bir vakıf senedinin fark rarını ilk olarak Plan ve Bütçe lı şekillerde yorumlanması yü Komisyonu’nda uyguladı. Top zünden bu kadar kıyamet ko lantıya hiçbir HDP’li katılmadı. par mı? Hukuk içerisinde çözü Bekaroğlu susturuldu lecek bir konu, basit olarak çözülecekken Türkiye’nin birin Görüşmeler başlamadan ön ci gündem maddesi haline ge ce söz alan CHP’li Mehmet Be tirildi. Cumhuriyet’in sorunu karoğlu, HDP’lilerin tutuk nu çözecek olan insanlar içeri lanmasını eleştirdi. Bu sı de. Nasıl karar verecekler, na rada AKP’li Komisyon Baş sıl çözüm bulunacak?” dedi. kanı Süreyya Sadi Bilgiç’in, CHP’li Utku Çakırözer ise Bekaroğlu’na müdahale etme gazetemize yönelik operasyo si üzerine AKP’li ve CHP’li mil nun ifade ve basın özgürlüğü letvekilleri arasında tartışma nü kısıtlayıcı bir durum oldu yaşandı. “Eğer bir milletvekili ğunu vurgulayarak, “Yazarları, yargılanacaksa yargılanır, ama çizerleri cezavine atarak, PKK neden tutuklanıyor? Tutuksuz ile mücadelenizi dünyaya anla yargılamanın esas olması gere tamazsınız” dedi. l ANKARA/ kir” diyen Bekaroğlu’nun mik Cumhuriyet MÇDaEuSMsTa’EDKAN CHP’li Musa Çam, toplantı sırasında gazetemizin tutuklu 9 yöneticisinin fotoğraflarının yer aldığı “12 Eylül’de Gülen’ler 12 Eylül’ü sürdürüyor. Cumhuriyet Susmayacak” yazılı döviz açtı. Gazetemize operasyonun ardından olağanüstü toplanan CHP, sonuç bildirgesinde ‘İktidar Cumhuriyet’ten öç alıyor’ dedi Gazetemize yönelik operasyonla 9 yazar, çizer ve yöneticimizin alınması ve HDP milletvekillerinin tutuklanmasının ardından olağanüstü toplanan CHP, toplantının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, “FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla yargılanan bir savcı tarafından başlatılan Cumhuriyet gazetesine yönelik hukuksuz ve akıldışı dava bir an önce sona ermelidir. Bu dava, hü kümetin yönlendirmesi ve desteğiyle açılan siyasi bir davadır. İktidar, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle Cumhuriyet gazetesinden adeta öç almaktadır. Tutuklu gazetecilerin tamamı serbest bırakılmalıdır” denildi. Türkiye’nin iyi yönetilmediğinin belirtildiği bildiride, AKP’nin, devletin her kademesine yerleştirdiği FETÖ elemanlarıyla Türkiye’yi bilinçli ve planlı bir şekilde darbe ortamına sü rüklediği kaydedildi. Gazi Meclis ve darbeye karşı duran medyanın aldığı ortak tavırla darbe girişiminin başarısız kılındığının belirtildiği bildiride, parlamenter rejimin Türkiye’nin demokrasi güçleri tarafından korunduğu, ancak AKP iktidarının 15 Temmuz’da yaşananlardan hiçbir ders almadığı, toplumsal uzlaşıyı dışladığı, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkeleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran dün Şişhane’deki CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda açıkladığı raporda, “25 Ağustos 2004 tarihi FETÖ’nün gerçek anlamıyla miladıdır” diye konuştu. Neden önlemCHP’liYaseminÖneyCankurtaran’danAKP’yekritiksoru: almadınız?MCsİçaHiinylaPfFd’adEıl’eıTkrnÖa‘A4p’nK8oürPnu CHP Tanıtım ve Halkla İlişkiler Birimi’nce hazırlanan 48 sayfalık “AKP İçin FETÖ’nün Miladı” başlıklı rapor CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran tarafından açıklandı. 2004 yılındaki MGK kararlarının neden uygulanmadığını soran Cankurtan, “25 Ağustos 2004 günü 481 sayılı MGK kararı ile FETÖ tehdidine dikkat çekilerek alınacak önlemler kararlaştırılmıştır. Bu tarih FETÖ ile mücadele dönüm noktasıdır. MİT ve Genelkurmay raporlarına karşı iktidar tarafından neden önlem alınmamıştır” dedi. Suiistimal edildi... Öney Cankurtaran dün Şişhane’deki CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda MYK üyesi Ender Aktaş, PM üyesi Kadir Gökmen Öğüt, PM üyesi Tuğba Ütebey ve İl Başkan Yardımcısı Orhan Örkmez ile birlikte düzenlediği basın toplantısı ile “AKP İçin FETÖ’nün Miladı” başlıklı raporu açıkladı. Toplantıda konuşan Yasemin Öney Cankurtaran, AKP tarafından darbe girişiminin suiistimal edildiği, KHK ve OHAL ile Başkanlık hayallerinin hayata geçirilmek istendiğini söyledi. FETÖ’nün bir tehdit olduğu ve devleti ele geçirmek istedi Fehmi Koru’yu kullandılar AKP’nin 17 Aralık sonrası gazeteci Fehmi Koru’yu ABD’ye Fethullah Gülen’in yanına göndererek uzlaşma aradığını anlatan Cankurtaran,“Fehmi Koru’nun arabuluculuk çabaları sonuç verseydi bu gün FETÖAKP ilişkisi ve suç ortaklığı devam edecekti”diye konuştu. Yasemin Öney Cankurtaran FETÖ’cülerin askeri okullara sızdırmayı düşündükleri gençleri kendileriyle irtibatlı olan dershanelerde kayıt yaptırmadan eğitim vererek geçmişe yönelik taramada tespit edilmelerini engellemeye çalıştığını bunun AKP’ye bildirilmesine karşı herhangi bir adım atılmadığını belirtti. ği 1990’lı yıllardan itibaren tespit edildiğini ve bu konuda uyarılarda bulunulduğunu söyleyen Cankurtaran, “Fethullah Gülen hakkında 2000 yılında DGM’de ‘Laik devlet yapısını değiştirerek dini kurallara dayalı bir devlet kurmak’ suçlamasıyla dava açılmıştı. 25 Ağustos 2004 tarihi FETÖ’nün gerçek anlamıyla miladıdır. Çünkü 25 Ağustos 2004 günü 481 sayılı MGK kararı ile FETÖ tehdidine dikkat çekilerek, alınacak önlemler kararlaştırılmıştır. Bu tarih FETÖ ile mücadele dönüm noktasıdır. Alınan kararlarda MGK’nin beş asker üyesinin yanı sıra o dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan dahil olmak üzere yedi AKP’li üyenin de imzası vardır. Kısaca başta MİT ve Genelkurmay olmak üzere devletin ilgili birimlerinden gelen raporlar ile AKP hükümeti, büyüyen FE TÖ tehdidnden bütün yönleriyle 2004 yılında haberdar edilmiş ve önlem alınması istenmiştir. Peki AKP bu kararları nden uygulamamıştır” dedi. Terör tanımı... AKP’nin MGK kararlarını uygalamamasının ardından Fethullah Gülen’i kurtaracak adımlar da attığını söyleyen Yasemin Öney Cankurtaran, “Terörle Mücadele Yasası’ndaki ‘terör tanımı’ değiştirilerek Gülen 2007’de beraat ettirildi. Yine 2010 referandumundan sonra Bakanlar Kurulu kararıyla irtica tehdit olmaktan çıkarılarak, irticayla mücadele görevinde bulunan devlet organlarının tasviyesi ile önünü açtılar. Erdoğan, ‘Aynı menzilde yürüyorduk’, ‘Ne istediler de vermedik’ diyerek ikili ilişkilerini ortaya koşmuştur” ifadelerini kullandı. 2004 MGK’DE ALINAN TEDBİR KARARLARI n Devletin yurtdışında görevli memurları aracılığı ile F.Gülen grubu yakından takip edilmeli, gerekiyorsa Dışişleri Bakanlığı tarafından ilave tedbirler geliştirilmelidir. n F. Gülen grubuna ait özel okulların faaliyetleri, İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından incelenmeli ve takibe alınmalıdır. Bu gruba ait okullardaki şüpheli ve yasa dışı faaliyetler, periyodik olarak Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu’na (BUTKK) Rapor edilmelidir. n F.Gülen grubunun ‘öğrenci evleri’ kapsamında sempatizan ve yandaş edinme gayretleri, İçişleri Bakanlığı nezdinde dikkatle takip edilmelidir. Yasal olmayan yollar kullanılarak din eğitimi veren ve bir nevi dini alet ederek yandaş toplama sistemi olan ‘öğrenci evleri’ uygulamalarına engel olunmalıdır. n Yapılan bağışlar ile usulsüz para hareketleri ve kara para uygulamalarının Maliye BakanlığıMASAK (Mali Suçlar Araştırma Kurulu) aracılığı ile takip edilmesi sağlanmalıdır. n Abdullah Gül’ün, Dışişleri Bakanı sıfatıyla 16 Nisan 2003’te “Gülen okullarına ve Milli Görüş’e yardım edilmesi için” Büyükelçiliklere gönderdiği 3846 ve 3847 sayılı genelgeler geri çekilmelidir. (Bu karar ancak 1725 Aralık 2013’ten bir yıl sonra 2014’te uygulanmaya başlandı.) kurucu değerlerine dönük saldırılarını arttırarak sürdürdüğü ifade edildi. Yargının siyasetin güdümü altına alındığının belirtildiği bildiride, “Türkiye, FETÖ ile mücadele bahanesiyle ortaya konan karanlık ve otoriter Saray darbesini yaşamaktadır. Mevcut siyasi durum halkımızın özgürlüğüne ve ülkemizin bekasına yönelik büyük bir tehdit oluşturmaktadır” denildi. GAZETECİLER SERBEST BIRAKILMALI Yapılması gerekenlerin sıralandığı bildiride ilk olarak, gazetemize yönelik operasyona ilişkin, “FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla yargılanan bir savcı tarafından başlatılan Cumhuriyet gazetesine yönelik hukuksuz ve akıldışı dava bir an önce sona ermelidir. Bu dava, hükümetin yönlendirmesi ve desteğiyle açılan siyasi bir davadır. Siyasi iktidar yalnızca gazetecilik faaliyetleri nedeniyle Cumhuriyet’le yaşıt ve basınımızın simgesi olan Cumhuriyet gazetesinden adeta öç almaktadır. Basına yönelik her türlü baskıya son verilmelidir. Düşünce, ifade ve haber alma özgürlüğünün kullanılmasını engelleyen tüm baskılar ortadan kaldırılmalıdır. Tutuklu gazetecilerin tamamı serbest bırakılmalıdır” denildi. AYNI HATA TEKRARLANIYOR Bildiride, AKP’nin, Meclis zemininde ve seçimle gelen temsilciler ile yürütülmesi gereken çözüm sürecini, TBMM’yi hiçe sayarak doğrudan PKK ile pazarlığa girerek yürüttüğü belirtildi. Terör ve şiddet ortamının, parlamentoyu yok sayan bu yöntemin ne kadar yanlış olduğunu kanıtladığının belirtildiği bildiride, “Aynı hatayı tekrarlayan AKP, bugün de Meclis’teki milletvekillerini tutuklatarak teröre hizmet etmektedir. Bu hukuk dışı uygulamaya son verilmelidir” ifadeleri kullanıldı. BTEAHSDKİITB, İSTASLİNDI RI, Otoriter rejimin, yurttaşların ifade, toplantı, örgütlenme ve girişim özgürlüklerini kısıtladığı, tüm toplum kesimlerini yoğun bir baskı altına aldığının kaydedildiği bildiride; okullara, üniversitelere, emekçilere, kadınlara, sivil toplum kuruluşlarına, iş dünyasına ve yurttaşların can güvenliğine yönelik tehdit, saldırı, baskıların derhal son bulması istendi. DDEİRMEONKMREAHTAİKKKI FETÖ, PKK ve IŞİD terör örgütlerine yardım ve yataklık eden Saray ve AKP yöneticilerinin, demokrasiye ve Türkiye’nin bekasına yönelik en büyük tehdit olduğunun savunulduğu bildiride, “Bu tehdit yurttaşlarımıza demokratik direnme hakkını da vermektedir. Vatanını seven, demokrasiye inanan, temel hak ve özgürlükleri savunan her yurttaşımız Cumhuriyetimize yönelen bu büyük tehdidi bertaraf etmek için bir araya gelmelidir” denildi. SONSUZA KADAR Diktatörlük kurma çabalarının, özgürlük, hukuk ve demokrasi sevdalısı halk iradesi tarafından yenilgiye uğratılacağının belirtildiği bildiride, Türkiye’yi uçuruma sürükleyenlerin yargıya hesap vereceği kaydedildi. Bildiride, “Ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi! Türkiye Cumhuriyeti, daima ileriye gidecektir. Türkiye’yi böldürmeyeceğiz, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacağız” ifadeleri ile sona erdi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear