28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Salı 29 Kasım 2016 6 Umudumu yitirmedimSelAhattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş o geceyi anlattı: Başak Demirtaş: Geçecek bugünler, bu hukuksuzluk bu kadar devam edemez HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş gözaltı gecesini ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. Başak Demirtaş, “Geçecektir bugünler. Bu hukuksuzluk bu kadar devam edemez. Kötü bir dönem bu yönüyle bir hayal kırıklığı da var ama umudumu yitirmiş değilim. Her şeyin iyi olacağına dair umudum da var. Barıştan, demokrasiden yana” dedi. Gazetemiz Cumhuriyet’in tutuklu yazarlarının eşlerinin aradığını söyleyen Demirtaş ailelerle bir araya geleceklerini ve buradan ortak bir mücadele hattının da çıkabileceğine işaret etti. DİHABER’den Dicle Müftüoğlu’na konuşan Başak Demirtaş, kasım gecesi saat 01.20 sıralarında komşularının telefonu ile uyandıklarını ifade ederek, “Eşim, ben ve çocuklarım uyuyorduk. Eşimi uyandırdım ‘Polisler geldi’ dedim. Çok geçmeden zaten kapı zili çaldı” diye konuştu. Kapı çaldığında “Kim o” diye sorduklarını ancak polislerin kendilerini tanıtmadıklarını ve “Tebligat iletmeye geldik” dediklerini söyleyen Demirtaş, “Biz ne tebligatı olduğunu sorduğumuzda savcılık tarafından gönderilmiş bir tebligat olduğunu söylediler. Biz ‘Nereye geldiğinizi biliyor musunuz?’ diye sorduğumuzda, ‘Selahattin Demirtaş’ın evine geldik savcılıktan tebligat var. Kapıyı açarsanız size göstereceğiz’ dediler” diye anlattı. Demirtaş, bu sırada evdeki atmosferi şöyle aktardı: “Çocuklar uyuyordu, onları uyandırdık. Ben birkaç gün öncesinde çocuklarla böylesi bir durumu yaşayabileceğimiz yönünde konuşmuş, onları hazırlamaya çalışmıştım. Çünkü bu durumlarla son süreçte sıkça karşılaştık. Çocukları hazırladığımı düşündüm ama çok da öyle olmadı. Küçük kızım ağlamaya başladı ben de onları evden çıkartmak istedim ama onlar gitmek istemeyince kalmaları yönünde bir karar verdim. Başkan, ‘Zaten kaçacak olsam bu mücadeleyi yürütmem. Buradayım hazırlanmamız lazım’ dedi. Onlar da sürekli zil ile tacizde bulundular. Eşinin hazırlanırken içeriye sadece bir polisin girdiğini aktaran Demirtaş, kapıda beklediğini ve evde bir arama ya Cumhuriyet’e destek Gazetemiz Cumhuriyet’in tutuklu yazarlarının eşlerini aradığını söyleyen Demirtaş, yaptığı görüşmelerin ortak noktasının herkesin güçlü ve umutlu olması olduğunu kaydederek, “Çünkü eşlerimizin, yakınlarımızın çok haklı ve meşru bir mücadele yürüttüğü konusunda hepimiz hemfikirdik. Gücümüzü, motivasyonumuzu oradan aldığımızı belirttik” dedi. Demirtaş, ailelerle bir araya geleceklerine ve buradan ortak bir mücadele hattının da çıkabileceğine işaret etti. pılmadığını dile getirdi. Benzer bir durum ile daha 5 yaşınday ken de karşılaştığını ve 1982 yılında babasının bir gece baskını ile gözaltına alındığını belirten Demirtaş, şöyle devam etti: “5 yaşlarında iken benim çocuklarımın durumu ile karşılaşmıştım. Babamı almışlardı 1982 yılında. Sadece annem zaman kazanmaya çalışıyordu, babamın kıyafetlerini giyebilmesi için. Onu hatırlıyorum.” Yanlış bir şey yapmadık Demirtaş güçlü oluşunu da haklılık larından aldıklarını ifade ederek ve “Yanlış bir şey yapmadık onu biliyorum. Eşim de hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadı. O yüzden korkmak için ve güçlü olmamak için bir neden yoktu” diye belirtti. Edirne’ye bağlama yağdı Selahattin Demirtaş’ın ilk talebi olan bağlamanın kendisine ulaşıp ulaşmadığı sorusuna, “İlk anda çokça bağlama gitmiş cezaevine. Özellikle Alevi dernekleri çok önemsemişler. Sordum ben de içeriye 1 tane bağlama almışlar, çalıyor ara ara. İyi besteler beklediğimi söyledim. Güldü o da” dedi. Demirtaş’a günde 5 gazete verildiğini, televizyon izleme şansının olduğunu, gelen mektupları yanıtlamaya çalıştığını dile getiren Başak Demirtaş, “Roman ve şiir kitapları okuyor. En son Aslı Erdoğan’ın romanlarını götürdüm. Mehmet Uzun’un Kürtçe kitaplarını götürdüm. Kürtçe sözlük, dergi kitap istedi. Dil üzerine çalışıyor” diye anlattı. Kılıçdaroğlu’ndan telefon Selahattin Demirtaş’ın gözaltına alınmasıyla birlikte bir dayanışma çemberi oluştuğunu vurgulayan Başak Demirtaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da telefon ile geçmiş olsun dileklerini aktardığını, kendisinin de “Bundan sonra CHP’ye daha fazla sorumluluk düşüyor” dediğini, Kılıçdaroğlu’nun ise, “Bundan sonra bu karanlık günlerden Türkiye’yi aydınlık günlere çıkarmak için elimizden geleni yapacağız” yanıtını verdiğini aktardı. sistem arayışı TSK’de Drone sıkıntısı SERTAÇ EŞ Fırat Kalkanı Harekâtı’nın son günlerinde IŞİD’in bombalı Drone saldırılarının önlenmesi için Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) arayışlarını sürdürüyor. Terör örgütlerinin gelecekte benzer yöntemle saldırılarını yoğunlaştıracağını değerlendiren TSK, tim düzeyindeki askeri birliklerin kullanımına sunmak için “Drone Savar” arayışına girdi. Geçtiğimiz hafta konuya ilişkin yapılan toplantıda, cihazların çok sayıda farklı sinyallerle yönlendirilmesi nedeniyle alınabilecek sistemler üzerinde karar verilemediği öğrenildi. İnsansız Hava Araçları (İHA), düzenli orduların işlerini kolaylaştırdıkları düzeyde, terör örgütleri tarafından da kullanılıyor. Fırat Kalkanı Harekatı’nın El Bab’a kadar uzanması ve bu ilçenin hemen dışında süren çatışmalarda IŞİD, birkaç kez TSK unsurlarına “Drone” olarak tabir edilen küçük insansız hava araçlarıyla saldırı düzenledi. Bu saldırılarda şehitler verildi, bazı personel de yaralandı. TSK arayışta PKK ve IŞİD ile çatışma halinde olan TSK, yaşanan Drone sorununu aşmak için ilgili birimlerini geçtiğimiz hafta toplayarak değerlendirme yaptı. TSK, Drone Savar olarak bilinen karşı cihazlardan almayı ve en küçük askeri birlik olan timlerin kullanıma sunmayı planlıyor. Ancak bu tür cihazların ilklerinden birini Aselsan’ın geliştirmiş olmasına karşın bu sistemin sabit olduğu dile getirildi. İstenen sistemin mobil kullanımının önem kazandığına dikkat çekilirken var olan mobil sistemlerin ise bazı Drone’lara karşı etkisiz kalabileceği tereddütlerinin yaşandığı öğrenildi. Erdoğan’a suikast iddianamesinde ‘Maç 90 dakika’ notu Darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otele baskın düzenleyen biri firari 37 askerin yanı sıra FETÖ lideri Fethullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 47 sanık hakkında 6 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Muğla Cumhuriyet Başsavcısı Necip Topuz’un hazırladığı iddianamede şüpheli M.Ö.’nün başka bir şüpheliye gönderdiği notta “15 Temmuz’un bir son değil bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Sürecin bu şekilde devam etmeyeceği ortada. Maç doksan dakika” yazdığı öne sürüldü. l DHA Şehit Acar’ın Denizli’deki ailesi acı haberi alınca güçlükle sakinleştirilebildi. 2 asker, 1 korucu şehit oldu Tunceli’de Aliboğazı Vadisi’nde geçen hafta başlatılan operasyon sürerken, özel eğitimli askerlerin üzerine ateş açılması sonucu 2 uzman çavuş ağır yaralandı. Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Jandarma Uzman Çavuş Burhan Acar (22) ve Uzman Er Yakup Özel (24) kurtarılamayarak şehit oldu. Tunceli Valiliği, bölgede 8 TKPML/ TİKKO militanının öldürüldüğü nü belirtti. Şehit Uzman Çavuş Burhan Acar’ın Denizli’deki evine acı haber gitti. Şehidin amcası Süleyman Acar’ın da 1993’te şehit olduğu ortaya çıktı. Şehit Uzman Er Yakup Özel’in (24) Gaziantep’teki evine de acı haber gitti. Sevim ve Yücel Özel acı haberle sarsıldı. Öte yandan, dün gece Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde bir grup PKK’linin düzenlediği saldırıda 1 korucu şehit olurken, 2 korucu yaralandı. Fırat Kalkanı’nda 2 asker yaralı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye’ye yönelik başlatılan Fırat Kalkanı harekâtı 97. gününü geride bıraktı. Fırat Kalkanı harekâtında, El Bab bölgesinde IŞİD tarafından düzenlenen saldırıda 2 Türk askeri yaralandı. Yaralı as kerler silah arkadaşları tarafından sınır hattına ulaştırıldı ve burada hazır bekletilen ambulansa taşınarak Kilis Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan yaralı askerlerin hayati tehlikelerinin bulunmadığı belirtildi. l DHA K.Irak’a hava operasyonu Türk Silahlı Kuvvetleri, önceki gece Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarının bulunduğu AvaşinBasyan ve Kandil bölgelerine hava operasyonu düzenledi. Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçaklarının bölgede tespit edilen 12 hedefi vurduğu açıklandı. Cudi Dağı’nda bir grup PKK’linin tespit edilmesi üzerine bölgeye top ve obüs atışları yapıldı. l DHA DHKPC üyesi tutuklandı İstanbul’da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan ve DHKPC’nin Gazi Mahallesi sorumlusu olduğu iddia edilen V.P. tutuklanarak cezaevine gönderildi. V.P’nin, yapılan sorgulamada değişik tarihlerde Gazi Mahallesi’nde korsan gösterilere katıldığı ve örgüt adına çok sayıda cezalandırma eylemlerinde bulunduğu öne sürüldü. l İHA Çaydanlıkta bomba patladı Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde çaydanlığın içine yerleştirilen el yapımı patlayıcı kimliği belirsiz kişilerce yola bırakıldı. Patlayıcı, önceki gece saat 22.00 sıralarında büyük bir gürültüyle infilak etti. İlçenin her yerinde duyulan patlama sonrası bölgeye çok sayıda özel harekât polisi sevk edildi. Çevrede güvenlik önlemi alan polis, olay yerinde kanıt aradı. Patlama nedeniyle birçok evin camları kırıldı. l DHA HDP’li Botan’a 40 yıl hapis Van Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Milletvekili Lezgin Botan hakkında yaptığı konuşmalarla ilgili soruşturmayı tamamladı. İddianame Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Botan hakkında, “Terör örgütü propagandası yapmak”, “Suç işlemeye alenen tahrik” ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından 11 yıldan 40 yıla kadar hapis cezası istendi. Darbe öncesi komutanlıkta toplantı CANAN COŞKUN Darbe girişimine yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında askerlere yönelik ilk iddianame hazırlandı. İddianamede, Sabiha Gökçen Havalimanı’na işgale giden 28’i rütbeli toplamda 62 şüpheli yer alıyor. İddianamede, girişim öncesi 1213 ve 14 Temmuz’da Maltepe’de yer alan 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda toplantı düzenlendiği belirtildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede şüphelilerin “Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti Meclisi’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “silahlı terör örgütü üyeliği” ve “örgüye üye olmamakla birlikte yardım” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede örgütün ‘vahim eylem’ iddiaları da yer aldı. Bu iddialar arasında Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi, Tahşiye Soruşturması, MİT TIR’larının durdurulması ve 1725 Aralık soruşturmaları bulunuyor. İddianamede öte yandan darbe girişiminin Fethullah Gülen ile bağlantısına da yer verildi. İddianamede, Maltepe’deki General Nurettin Baransel Kışlası 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda girişimden 3 gün önce başka illerden gelen rütbeli askerlerin katıldığı bir toplantı yapıldığı ortaya çıkarken, İstanbul’daki birliklerin katıldığı bu toplantıya ilişkin kamera görüntüleri de yer aldı. Bu toplantılara Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tümgeneral Eyüp Gürler, Kuleli Askeri Lisesi eski komutanı Mürsel Çıkrıkçı ve Kahramanmaraş Garnizon Komutanı Uzay Şahin’in de katıldığı kamera görüntülerinden tespit edildi. haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Darbe girişiminin karanlık sayfası Ogece ne oldu.. Bunu az çok biliyoruz. FETÖ çetesi darbe girişiminde bulundu. Hepimizin bildiği başka bir şey daha var: MİT, darbe gününüsaatini en azından o gün, yani 15 Temmuz günü haber aldı. En azından o gün diyorum. Bunu bize sunulan haberlerden, yazılardan biliyoruz. Böyle önemli bir girişim üzerinde, iktidar cephesinin elinde çok çok daha farklı bilgiler olduğunu, biz iktidar cenahının bize sunduğu kısıtlı bilgi ile olay hakkında senaryolar çizdiğimizi unutmayalım. Bu bakımdan, MİT ve iktidarın “darbe olacak” bilgisine daha önce sahip olabileceğini kabul etmemiz gerekir. Fakat “bir gün önce” bilgileri var mıydı bilmiyoruz. İktidarın FETÖ çetesinin darbe girişiminde bulunabileceğini, darbenin çapı, boyutu vb. hakkında o kadar bilgi sahibi olamayabileceğini de düşünmeliyiz. Kronolojilere göre, bir binbaşı 14.45’te MİT’e geliyor ve darbeyi haber veriyor. 16.00’da MİT Müsteşarı bilgilendiriliyor; o da hemen Genelkurmay 2. Başkanı’na bilgi aktarıyor. Yarım saat sonra Hulusi Akar bilgi sahibi oluyor. Bu arada “muhbir” binbaşının sorgusu sürüyor. 18.00’de MİT Müsteşarı, Hulusi Akar’a gidiyor. Söylentiye göre, Hakan Fidan Cumhurbaşkanı’nın koruma müdürünü arıyor ama bilgi iletmiyor. Akar, hava kuvvetlerine bazı talimatlar veriyor.. Neyse buraya kadar, bildiğiniz şeylerle kafa ütüledim, özür dilerim. İnanılmayacak iddia Bize inandırılmak istenenlere gelelim: Cumhurbaşkanı’na bilgi aktarılmadı! Hatta Başbakan’a da! Buna inanacak salak varsa ne diyeyim. Bir darbe girişimi tezgâhta, MİTGenelkurmay Başkanı toplanıyor, en az 2 saat konuşuyorlar. Ama Cumhurbaşkanı’na haber verilmiyor. Kime? Darbenin hedef aldığı 1 No’lu kişiye! Bu olasılık 1000 kez 0’dır. Burada sorulacak soru şudur: Fidan ve Akar, Cumhurbaşkanı ile neler konuştular? Kaç saat haberleştiler ve hangi önlemleri kararlaştırdılar? Bizi anlatılmayan “karanlık saatler” veya darbe kronolojisinde gizlenen sayfalar burasıdır. ‘Başlarını kaldırdıkları anda ezilecekler..’ Tabii bir de darbenin kaç gün önceden bilindiği de bir sorudur. Çünkü darbecilerin haberleşme uygulaması ByLock, darbeden çok önce epey çözülmüştü ve “40 bin üyenin isimleri, yerleri, telefon numaralarına varıncaya kadar” tasnif edilmişti. MİT ve siyasi iktidar yapılanmadan haberli. Bilgiler Cumhurbaşkanı’na aktarılıyordu, taa mayıs ayında! Darbeye kalkışabilecekleri de, çok daha önce; mesela Fuat Uğur’un iki makalesinden de biliniyordu. Devlet, “Başlarını kaldırdıkları anda ezilecekler..” diyordu. Fuat Uğur’un devletten aldığı duyumların tıpkısının aynısı gerçekleşti. Başlarını kaldırmaları bekleniyordu ve ezildiler. Burada, “kontrol altında darbe girişimi” yüzde 99 gerçek durum olarak ortaya çıkıyor. 15 Temmuz günü harekete geçecekleri haber alınınca, MİTGenelkurmay ve Cumhurbaşkanlığı (belki de Başbakan) o bilmediğimiz karanlık saatlerde, durumu gözden geçirmiş olmalılar. Birinci Ordu diğer ordular, kolordular vb. Hiyerarşi büyük ölçüde korunuyordu. ‘Çıksınlar ortaya toplayalım’ Ordu içinde hiyerarşi korunuyorsa, bir darbenin başarıya ulaşma olasılığı sıfıra yakındır ülkemizde. Bunu sonra yazacağım. O karanlık saatlerde “ortaya çıksınlar, toplayalım hepsini ve ezelim” kararının alınmış olması büyük olasılıktır. Bu karar ne kadar riskliydi? Riski azdı ve bu nedenle üstlenilebilir bir risk olarak görülmüş olabilir. Bu girişim bastırıldığında ise risk, getireceği siyasi kazançlarla karşılaştırılamazdı bile. Şüphesiz, darbe girişiminin başından sona denetimli olduğunu söylemiyoruz. Hele hele darbe tamamen tezgâhtı gibi komplo teorilerine sığınmanın da olayı aydınlatmaktan çok, kararttığını bilmeliyiz. Meclis’te kurulan Darbe Soruşturma Komisyonu’nun gidişatına bakıyorum da, CHP milletvekili ve komisyon üyesi Aytun Çıray’a çok hak veriyorum. Komisyon, darbenin bütün boyutlarıyla ortaya çıkmasını önlemek için çalışıyor. Yani karanlık sayfaları gizli tutuyor. Fidan ve Akar’ı komisyon şefi çağırmıyor. Darbecilerin ifade vermesini istemiyor. Aytun Bey çok haklı bir istekte bulundu: Fidan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın o gece yaptıkları telefon görüşmelerinin dökümlerinin ve içeriklerinin istenmesi.. Çıray da yani, en saklı tuttukları bilgileri istiyor! C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear